Cezayir Menekşesi - Burcu Büyükyıldız Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Cezayir Menekşesi kimin eseri? Cezayir Menekşesi kitabının yazarı kimdir? Cezayir Menekşesi konusu ve anafikri nedir? Cezayir Menekşesi kitabı ne anlatıyor? Cezayir Menekşesi PDF indirme linki var mı? Cezayir Menekşesi kitabının yazarı Burcu Büyükyıldız kimdir? İşte Cezayir Menekşesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Burcu Büyükyıldız
Editör: Nilüfer Savaşer Nişli
Yayın Evi: Ephesus Yayınları
İSBN: 9786059232777
Sayfa Sayısı: 528
Cezayir Menekşesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Yalnızca Tutkunun Varlığına İnanan Karşı Konulmaz Bir Adam… Rüzgârına Kapıldığı Adamı Elde Etmeye Kararlı Büyüleyici Bir Kadın… Kar Tanelerinin Düştüğü Yerde Başlayan, Yakıcı Ve Kural Tanımayan Bir Aşk…
Kuzey Doğan, gri gözleri ve sert duruşuyla kadınları fethedip, mesleğinde fırtınalar estiren, hırslı ve korkusuz bir avukattı. Kalbini ısıtmayı hiç kimse başaramasa da, karanlık bir gecede gördüğü ışıltılı bakışlar soğuk duvarlarının ardında bir yangın başlatmıştı. Güzelliği ve zekâsıyla herkesi kendine hayran bırakan Selin Soydan, âşık olduğu adamı baştan çıkarabilmek için yaptığı planların işe yarayacağını sanıyordu. Derinlerinde ne sakladığını bilmediği bir buz dağına çarptığında, korumaya çalıştığı iradesi de paramparça olmuştu.Tutkunun ateşi ikisini de kavururken, Kuzey sahip olduğu kararlılığı ellerinde tutabilecek miydi? Tehlikelerle örülü geçmiş aralarına sızdığında, tutsak edilmiş duygular zincirlerinden kurtulup özgür kalabilecek miydi?
Cezayir Menekşesi Alıntıları - Sözleri
- “Kadınlar için çıkan savaşları unutuyorsun.Onlar uğruna kardeş kardeşe düşman olur,kan dökülür,şehirler fethedilir ve dünya yerle bir olur.Bir kadının sebep olacağı şeyleri çok küçümsüyorsun.”
- "Aşk istiyorum," diye mırıldandı kendi kendine. "Ayaklarımı yerden kesip bana kendimi unutturacak, tutkulu, ateşi damarlarımda dolanacak bir aşk istiyorum." Adamın ona daha dikkatle baktığını gördüğünde bedeni heyecanla kasıldı. Etrafındaki herkes kendi halindeyken, nefesi ciğerlerinde takılı kalıp kalbi göğüs kafesinde sert bir takla attı. "Bu aşka hak ettiği cesareti vereceğim, söz veriyorum," dedi soluk soluğa.
- #cezayirmenekşesi "Eski bir efsaneye göre..." diye mırıldandı saçlarını hafifçe kavrarken. "Zamanın birinde, bir yerlerde, idam mahkumlarının boynuna bir çiçek asarlarmış."Parmakları onun bakmaya doyamadığı gözlerinin kenarında dolaştı. "Hem umudu... Hem de ölümü simgeler gibi.... Hem kurtuluş, hem de yenilgi...." dedi dudaklarını onunkilere sürterken. Rengi, senin gözlerinin renginde.... Ne Mor, ne mavi... ismi, Cezayir Menekşesi..."
- "Eski bir efsaneye göre....." diye mırıldandı saçlarını hafifçe kavrarken . "Zamanın birinde , bir yerlerde , idam mahkumlarının boynuna bir çiçek aşarlarmış. " Parmakları onun bakmaya doyamadığı gözlerinin kenarında dolaştı . "Hem umudu ..... Hem de ölümü simgeler gibi....Hem kurtuluş , hem de yenilgi..." dedi dudaklarını onunkilere sürterken. Rengi ,senin gözlerinin renginde......Ne mor, ne mavi.....Ismi , Cezayir Menekşesi ....."
- “Kuzey... Ben...” “Ne oldu?” Elini onun yüzüne götürüp, gözlerinden akan yaşları kuruladı. Fakat her okşayışından sonra yenileri ekleniyor, parmaklarına onun berrak gözyaşları karışıyordu. “Neden ağlıyorsun?” “Biz... Gerçekten evlenecek miyiz?” diye sordu kendisine engel olamadan. En çılgın hayallerinde, en pervasız düşlerinde bile bu kadarını isteyememişti. Önündeki her yol Kuzey’e çıksa da, bir gün onun karısı olmayı içinden dahi geçirememişti. “İstemiyor musun?” Selin ellerini onun erkeksi dudaklarının üzerine kapattı. “Hem de nasıl istiyorum...” diye mırıldandı. “Sadece... Ben... Dileğimin bu denli çabuk gerçekleşeceğini tahmin edememiştim.” “Dileğin mi?” “Hı hı... Pastamı üflerken içimden geçirdiğim dileğim...” “Ne dilemiştin?” Bir hıçkırık daha aralarındaki kısacık mesafede kayboldu. “Seni...” diye inledi. Ona dokunmayı bir türlü bırakamayarak, ellerini devasa bedeninde dolaştırmaya devam etti. Gözlerinden bu kez mutluluk gözyaşları akıyordu. Küçük damlalar dudaklarına iniyor, Kuzey dudaklarını onunkilere sürttüğü anda yok oluyordu. “Sonsuza kadar sana ait kalmayı diledim.” Yüzü meleksi bir gülüşle aydınlandı. Adamın kocaman elini alıp, kalbinin üzerine bastırdı. “Seni ilk gördüğüm andan beri... Her dileğimde sen vardın, Kuzey,” diye fısıldadığı anda dudakları hoyratça yakalandı. Kuzey onun sözleri zihninde yankılanırken, dilini ıslak ağzına kaydırdı. Gözlerini kapatmıştı, sanki oraya akın eden ışığı saklıyordu. Elleri, dili, dudakları onu hissetmekle yetinemiyor, boğazının gerilerinden çıkan hırıltılar Selin’in inleyişlerine karışıyordu. Bir şeyler oluyor, tüm bedeninde, ruhunda hissettikleriyle sarsılıyordu. Nasıl bir tutkuydu bu? Nasıl her dokunuş açlığını artırıyor, parmak uçları daha fazlası için sızlıyordu? Kalbinin tam ortasında, küçücük bir ateş parçasının yarattığı yangın vardı. Sanki... Aylar boyunca tutsak ettiği duygular, zincirlerini kırıp özgür kalmışlardı. Alevler yükseliyor, onu içine almaya hazırlanıyordu. Ve Kuzey... Artık direnmeyi bırakmıştı. Düşüyor... Düşüyor... Düşüyordu... ️
- 'Sevmek çok kolay ve sıradan, sarışın! Sana karşı hissettiklerimin kolay ve sıradan olmakla en ufak bir ilgisi bile yokken, eğer seni kaybetseydim bu dünyayı yakardım. Selin onun vahşi bir savaşçı gibi kasılan yüzüne gözlerini kırpıştırarak baktı. Söyledikleri... bir şey anlamış gibiydi. Ama... olabilir miydi? ' Bu... sen... ne demek istiyorsun, Kuzey?' Dedi burnunu çekip, kızarmış gözlerinden dudaklarına akan yaşları istemsizce yalarken. Kuzey onun yüzünü avuçladı. ' BEN! SANA! ÖLÜYORUM! GÖRMÜYOR MUSUN? diye kükreyip, alnını onunkine yasladı.
- “Sevmek mi?” diye gürledi Kuzey onun kollarındaki çırpınışına dayanamayarak. “Sevmek, hedefine herhangi birini koyabileceğin boktan bir kelime!” Şiddeti, hiddeti, öfkesi, tutkusu ve kaybetme korkusu daha fazla kabına sığamıyordu. “Kardeşimi severim. Hem de çok... Annemi de öyle... Ya da babamı... Kuzenlerimi, arkadaşlarımı...” Eliyle onun yüzünü kavrayıp ateş saçan bakışlarını ıslak gözleriyle birleştirdi. “Bir erkek, etrafında kıymet verdiği birçok insanı sevebilir,” diye hırladı dişlerinin arasından. “Ama yalnızca tek bir kadın için hayatını bile hiç düşünmeden feda edebilir.” Çenesini sıktı. Şakağında atıp duran damar, nasıl zorlandığının kanıtıydı. Selin’in başına silah dayanmış görüntüsü bir daha asla unutamayacağı şekilde aklına kazınmıştı. “Ben orada... Sahip olduğum her şeyin, canımın üzerinde saydığım bir kadın uğruna ölmeye hazırdım!” derken sesi cehennemden farksızdı. Tüm benliğini kaplayıp her şeye galip gelen o büyülü hissi artık özgür bırakmanın zamanıydı. “Sevmek çok kolay ve sıradan, sarışın! Sana karşı hissettiklerimin kolay ve sıradan olmakla en ufak bir ilgisi bile yokken, eğer seni kaybetseydim bu dünyayı yakardım!”
- "Bazen..." diye mırıldandı Selin dudakları hafifçe kıvrılırken. "Bana böyle âşık olduğuna inanamıyorum, biliyor musun? O kadar rüya gibiydi ki bu. Şimdi düşünüyorum da... Sanırım seni elde etmek adına yaptıklarım, kurduğum hayaller... Hiçbirinin arasında senin bana delicesine âşık olman yokmuş. Galiba bunu o denli imkânsız görmüşüm ki, hayal etmeye bile korkmuşum." Genç adam onun incecik elini alıp kalbinin üzerine bastırdı. "Duyuyor musun?" diye sordu. Göğsündeki savaş çok uzun zamandır sürüyordu. Bazen bu, Kuzey'i yorgun düşürüyor, alışkın olmadığı duygular dengesini bozuyordu. Ama yalnızca Selin'e dokunmak yetiyor, aşk, kıskançlık, tutku, öfke, koruma hissi birbirine karışsa da, hayatında hiçbir şeyin ona bu kadar doğru gelmediğini biliyordu. "Senin için... Sen varsan... Benimsen... Burası yalnızca o zaman atıyor."
- "Çünkü sen benim aldığım nefessin. O yüzden her zaman...Öncelik sensin... Sadece sen!"
- "Kadınlar için çıkan savaşları unutuyorsun. Onlar uğruna kardeş kardeşe düşman olur, kan dökülür, şehirler fethedilir ve dünya yerle bir olur. Bir kadının sebep olacağı şeyleri çok küçümsüyorsun."
Cezayir Menekşesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Cezayir Menekşesi: cezayir menekşesi Selin en yakın arkadaşı ile gittiği yılbaşı balosunda sahipliğini yaptığı ve en yakın arkadaşının patronu olduğunu öğrendiği adamı ilk gördüğü an aşık olur.. 10 dan geriye sayımdaki en büyük dileği ise aşk.. Kuzey başarılı bir işadamı ve aşka inanmayan nişanlısı tarafından aldatılmış ve kadınlara bir daha güvenmemeyi aklına koymuş soğuk bakışlı bir adam.. Filmlerde ve kitaplarda olduğu gibi yılbaşında gördüğü kadın birden ortadan kaybolmuş peşine düştüyse de bulamamıştır ve o akşam cok sevdiği onu yetiştiren adamın babasıyla kaza yaptığını öğrenir ve 10 ay sonra hala bu işin aslında komplo olduğuna emin olur davayı devam ettirir.. Yanında çalışan emine çok yakın arkadaşının içmimar olduğunu ve yeni eviyle kendisinin ilgilenebileceğini söyler.. Toplantı günü sakarlığıyla hayatına düşen sarışın peri gönlünede düşer ama aşkın planlar dahilinde olduğundan haberi olmaz.. Bir adamı aşık etmek ne kadar kolay olabilir? Ya ona aşık bir adam varsa? Hayatlarını tehlikeliye sokan başka adamlar da varsa? Gerçekler aslında kadının hiçbildiği gibi değilse? Bu kitapta aşk güven tutku ve aksiyon sahnelerini bolca okuyabilirsiniz.. Aşk için yapılan her plan kazanılmış bir zafer.. Seri de oluşan 4 kitapta dikkatimi çeken erkeklerin kadınlara tek gecelik muamelesi sözleri kadınların hakettiği bir konum olmadığıydı beni üzen sadece bu oldu… (Yasemin bayrak)
(Ufacık spoiler içerebilir…) Bu sefer en sevdiğim renkteki kitabın yorumuyla geldim. Mor ve Cezayir Menekşesi Öncelikle ufacık konusundan bahsetmek istiyorum. Selin bir yılbaşı partisinde karşısındaki adamı sadece uzaktan görüp ondan inanılmaz etkileniyor ve “ilk görüşte aşk” olarak nitelendirebileceğimiz bir duyguyla sarmalanıyor etrafı. Karşı tarafta da durum farklı değil, menekşe rengi gözleri ve sarı saçlarıyla Kuzey'i daha ilk anda etkilemeyi ve zihnine işlemeyi başarıyor Selin Soydan. Bu kitapta gerçekten çok bayıldığım bir değişim gördüm Burcu Büyükyıldız'ın anlatımında. Olayların arasındaki bağlantı, aşkın anlatımı, aşk ile geçirilen değişim ve işlenen konular arasındaki ilişki çok kuvvetliydi! Bir kez daha kendisine hayran oldum diyebilirim. Kitapta yazarın diğer karakterleri olan Mira, Sarp, Demir ve Burcu’ya rastlamak mümkündü, çok güzellerdi. Cezayir Menekşesi aksiyonuyla, işleyişi ve işlenişiyle benim başucumda duracak bir kitap oldu. Selin ve Kuzey arasındaki tatlı, çekişmeli bu hikayeyi okurken çok eğleneceksiniz. Ateşe çekilen pervanelerin hikayesini anlatıyorlar birbirlerine bir bölümde. Ve onları anlatacak daha iyi bir hikâye var mı inanın bilemiyorum. Elbette onlar bunun farkına biraz geç varacaklar çünkü çok fazla şey yaşayacaklar. Aralarındaki ilişkiyi yeniden, yeniden gözden geçirecekler ve bolca sınanacaklar ama sonunda da çok güzel bir şekilde buluşacaklar Fazla da uzatmadan yorumu bitirmek istiyorum. Benim her yılımın favorisi bu kitap, gerçekten çok ama çok seviyorum. Selin ve Kuzey’in hikayesi, size aşkı bir kez daha sevdirecek. Ayrıca yazar hanıma seslenmek istiyorum buradan, efendim o nasıl bir aşk tanımlamaktır? Son olarak o güzel cümleyi bırakmak istiyorum. "Tutku ve aşkla... İhtiras ve şefkatle... Ona dokunmadan, onu hissetmeden duramıyor gibi ama yine de parmak uçlarıyla severcesine..." Yeni hikâyelerini ve çiftlerini okumayı, yeni ve tutku, aksiyon dolu yolculuklarına eşlik etmek için sabırsızlanıyorum. Favori yazarım olduğunu söylememe gerek yoktur herhalde. (damy)
"Sevmek çok kolay ve sıradan, sarışın! Sana karşı hissettiklerimin kolay ve sıradan olmakla en ufak bir ilgisi bile yokken, eğer seni kaybetseydim bu dünyayı yakardım!" Burcu ablanın kitaplarına doyamıyorum. Ama en çok Cezayir Menekşesi'ne doyamadım. Fazlaca severek okudum ve bir o kadar da keyif aldım. Kaleminin, oluşturduğu kurguların, karakterlerin hayranıyım. Hiç düşünmeden yazdığı her şeyi okurum dediğim yazarların başında geliyor. Karakterlerinden en çok Kuzey Doğan'ı sevdim. O bir buzdolabı. Başından sonuna kadar da öyle. Hiçbir şekilde değişmedi ve başından beri de istediği kıza istediğini belli ediyor. Kuzey'i de diğer erkeklerden ayıran özellik bu oldu bence. Çoğu kitapta başta erkek istemiyorum, ilgilenmiyorum hallerine bürünebiliyor, sonradan ise bu tersine dönüşüyor. Selin ise çok tatlıydı. Sevdiği adama türlü oyunlar oynayarak kendini farkettirdi. Bu kısımları yüzümdeki tebessüm eşliğinde okudum. Kitapta en sevdiğim kısım ise girişti. Kitaba başlarken kendimi bir masalı yaşıyormuş gibi hissettim. Akıcı yazmasına artı olarak bir de yaşıyormuşsunuz gibi hissettiriyor yazarın kalemi. Aşkı okuyucuya çok güzel hissettiriyor. Ve bunu yaparken heyecanı gizemi aksiyonu da eksik etmiyor. Henüz hiçbir kitabına başlamadıysanız -ki bu ihtimali çok düşük buluyorum- Cezayir Menekşesi ile kendisinin kalemiyle tanışabilirsiniz. Müptelası olacağınızın garantisini verebilirim. (Arzu)
Cezayir Menekşesi PDF indirme linki var mı?
Burcu Büyükyıldız - Cezayir Menekşesi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Cezayir Menekşesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Burcu Büyükyıldız Kimdir?
9 Nisan 1987’de İstanbul’da doğdu. Yıldız Teknik Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olduktan sonra İnsan Kaynakları kariyerine başlayan genç yazar, 2011 yılında evlendi. Uzun yıllar sırasıyla danışmanlık, teknoloji ve enerji sektörlerinde Yetenek Yönetimi Uzmanı olarak çalıştı. Küçük yaşlardan beri içinde olan okuma ve yazma sevgisi, lise döneminde kurgularını kâğıda dökmeye kadar gitti. Yazdıklarını ilk kez 2012 yılında, kendi adıyla açtığı Facebook sayfasında ve hikâye forumlarında okurlarla buluşturdu. Aşk ve tutkuyu, polisiye ve aksiyon ögeleriyle harmanlayarak on ikiden fazla roman niteliğinde hikâyeye imza attı. Ağustos 2014’te raflarda yerini alan ilk basılı kitabı Çilek Mevsimi okurların büyük beğenisini kazandı. Yazarın bunun dışında Aşk Her Şeyi Affeder mi, Bir Günah Gibi ve Cezayir Menekşesi adlarıyla yayımlanan, bir aile serisine ait üç kitabı daha bulunmaktadır. Şimdilerde yeni kitaplarının hazırlığında olan Büyükyıldız severek yazdığı serisinin ardından bambaşka türlere ait kurgularını da kitaplaştırmayı planlamaktadır.
Burcu Büyükyıldız Kitapları - Eserleri
- Çilek Mevsimi
- Bir Günah Gibi
- Aşk Her Şeyi Affeder mi?
- Cezayir Menekşesi
Burcu Büyükyıldız Alıntıları - Sözleri
- Kalbi ona aitken, nefesi nefesine karışıp teni kokusuna bulanmışken, soluk alabildiği her gün aynı mevsimin kollarındaydı. Kulağına fısıldanan aşk dolu sözler, ateşe veren dokunuşlar ve burnuna dolan çilek kokuları dün gibi aklındayken, sonsuza dek sürecek tek bir mevsimde esir kalmıştı. (Çilek Mevsimi)
- "Çünkü sen benim aldığım nefessin. O yüzden her zaman...Öncelik sensin... Sadece sen!" (Cezayir Menekşesi)
- "Aşk...Böyle yakar mı insanı? Her şeyi unutturur mu? Kendini bile..." (Aşk Her Şeyi Affeder mi?)
- "İyiyim ben,"dedi artık kalbine sığdıramadığı aşkının sesine taşmasına izin verirken,"sen az önce sarıldın ya bana...Kendi isteğinle bana koştun ya...Ben çok iyiyim güzelim." (Bir Günah Gibi)
- “Eğer bulduğum boşluklardan kalbine sızmanın bir yolu varsa, bu uğurda her şeyi göze alabilirim.” (Bir Günah Gibi)
- Çünkü ben, seni izlerken aklımı kaybediyorum. Senden başka her şeyin silindiğini hissediyorum. (Aşk Her Şeyi Affeder mi?)
- “Kuzey... Ben...” “Ne oldu?” Elini onun yüzüne götürüp, gözlerinden akan yaşları kuruladı. Fakat her okşayışından sonra yenileri ekleniyor, parmaklarına onun berrak gözyaşları karışıyordu. “Neden ağlıyorsun?” “Biz... Gerçekten evlenecek miyiz?” diye sordu kendisine engel olamadan. En çılgın hayallerinde, en pervasız düşlerinde bile bu kadarını isteyememişti. Önündeki her yol Kuzey’e çıksa da, bir gün onun karısı olmayı içinden dahi geçirememişti. “İstemiyor musun?” Selin ellerini onun erkeksi dudaklarının üzerine kapattı. “Hem de nasıl istiyorum...” diye mırıldandı. “Sadece... Ben... Dileğimin bu denli çabuk gerçekleşeceğini tahmin edememiştim.” “Dileğin mi?” “Hı hı... Pastamı üflerken içimden geçirdiğim dileğim...” “Ne dilemiştin?” Bir hıçkırık daha aralarındaki kısacık mesafede kayboldu. “Seni...” diye inledi. Ona dokunmayı bir türlü bırakamayarak, ellerini devasa bedeninde dolaştırmaya devam etti. Gözlerinden bu kez mutluluk gözyaşları akıyordu. Küçük damlalar dudaklarına iniyor, Kuzey dudaklarını onunkilere sürttüğü anda yok oluyordu. “Sonsuza kadar sana ait kalmayı diledim.” Yüzü meleksi bir gülüşle aydınlandı. Adamın kocaman elini alıp, kalbinin üzerine bastırdı. “Seni ilk gördüğüm andan beri... Her dileğimde sen vardın, Kuzey,” diye fısıldadığı anda dudakları hoyratça yakalandı. Kuzey onun sözleri zihninde yankılanırken, dilini ıslak ağzına kaydırdı. Gözlerini kapatmıştı, sanki oraya akın eden ışığı saklıyordu. Elleri, dili, dudakları onu hissetmekle yetinemiyor, boğazının gerilerinden çıkan hırıltılar Selin’in inleyişlerine karışıyordu. Bir şeyler oluyor, tüm bedeninde, ruhunda hissettikleriyle sarsılıyordu. Nasıl bir tutkuydu bu? Nasıl her dokunuş açlığını artırıyor, parmak uçları daha fazlası için sızlıyordu? Kalbinin tam ortasında, küçücük bir ateş parçasının yarattığı yangın vardı. Sanki... Aylar boyunca tutsak ettiği duygular, zincirlerini kırıp özgür kalmışlardı. Alevler yükseliyor, onu içine almaya hazırlanıyordu. Ve Kuzey... Artık direnmeyi bırakmıştı. Düşüyor... Düşüyor... Düşüyordu... ️ (Cezayir Menekşesi)
- "Bazen..." diye mırıldandı Selin dudakları hafifçe kıvrılırken. "Bana böyle âşık olduğuna inanamıyorum, biliyor musun? O kadar rüya gibiydi ki bu. Şimdi düşünüyorum da... Sanırım seni elde etmek adına yaptıklarım, kurduğum hayaller... Hiçbirinin arasında senin bana delicesine âşık olman yokmuş. Galiba bunu o denli imkânsız görmüşüm ki, hayal etmeye bile korkmuşum." Genç adam onun incecik elini alıp kalbinin üzerine bastırdı. "Duyuyor musun?" diye sordu. Göğsündeki savaş çok uzun zamandır sürüyordu. Bazen bu, Kuzey'i yorgun düşürüyor, alışkın olmadığı duygular dengesini bozuyordu. Ama yalnızca Selin'e dokunmak yetiyor, aşk, kıskançlık, tutku, öfke, koruma hissi birbirine karışsa da, hayatında hiçbir şeyin ona bu kadar doğru gelmediğini biliyordu. "Senin için... Sen varsan... Benimsen... Burası yalnızca o zaman atıyor." (Cezayir Menekşesi)
- Ne zaman mutlu etsen, mutlu ettiğinden daha fazla canımı yakıp beni yerle bir ediyorsun. (Aşk Her Şeyi Affeder mi?)
- "Seni seviyorum, " ve devam etti genç kız. "Seni tanıyana dek aldığım nefesin gerçek bir soluk olmadığını biliyorum. Yaşamaya seninle başladığımı ve bundan sonra da yalnızca seninle sürdürebileceğimi biliyorum. İstediğim tek şeyin, tek dileğimin böylece kollarında olmak olduğunu artık biliyorum." (Bir Günah Gibi)
- Kalbim, artık orada başka hiçbir şey bulamayacağım kadar seninle dolu. (Bir Günah Gibi)
- İnsan bazen birine verdiği değeri, onu kaybettiğinde anlardı. O zamana dek inkar edilmiş her şey önemini yitirir, geriye kaybın sızısı ve dile getirilmemiş sözlerin, yaşanamamış saniyelerin pişmanlığı kalırdı. (Çilek Mevsimi)
- "Sen de tıpkı benim gibisin. Senin için hiçbir duygunun sınırı yok. Ya sıcacık bir güneşsin, ya da şiddetli bir fırtına. Ya hep, ya hiç..." (Çilek Mevsimi)
- “Sevmek mi?” diye gürledi Kuzey onun kollarındaki çırpınışına dayanamayarak. “Sevmek, hedefine herhangi birini koyabileceğin boktan bir kelime!” Şiddeti, hiddeti, öfkesi, tutkusu ve kaybetme korkusu daha fazla kabına sığamıyordu. “Kardeşimi severim. Hem de çok... Annemi de öyle... Ya da babamı... Kuzenlerimi, arkadaşlarımı...” Eliyle onun yüzünü kavrayıp ateş saçan bakışlarını ıslak gözleriyle birleştirdi. “Bir erkek, etrafında kıymet verdiği birçok insanı sevebilir,” diye hırladı dişlerinin arasından. “Ama yalnızca tek bir kadın için hayatını bile hiç düşünmeden feda edebilir.” Çenesini sıktı. Şakağında atıp duran damar, nasıl zorlandığının kanıtıydı. Selin’in başına silah dayanmış görüntüsü bir daha asla unutamayacağı şekilde aklına kazınmıştı. “Ben orada... Sahip olduğum her şeyin, canımın üzerinde saydığım bir kadın uğruna ölmeye hazırdım!” derken sesi cehennemden farksızdı. Tüm benliğini kaplayıp her şeye galip gelen o büyülü hissi artık özgür bırakmanın zamanıydı. “Sevmek çok kolay ve sıradan, sarışın! Sana karşı hissettiklerimin kolay ve sıradan olmakla en ufak bir ilgisi bile yokken, eğer seni kaybetseydim bu dünyayı yakardım!” (Cezayir Menekşesi)
- "Aşkın kendisi zaten çok da mantıklı bir şey değil. " (Bir Günah Gibi)
- Tereddüt, bir uçurumun üzerinde ipte yürümek gibiydi. Ancak Yağız'ın tüm benliği sonsuz bir cesaretle sarılmış, o dipsiz uçuruma düştüğü anda paramparça olacağını önemsememişti. (Çilek Mevsimi)
- "Eski bir efsaneye göre....." diye mırıldandı saçlarını hafifçe kavrarken . "Zamanın birinde , bir yerlerde , idam mahkumlarının boynuna bir çiçek aşarlarmış. " Parmakları onun bakmaya doyamadığı gözlerinin kenarında dolaştı . "Hem umudu ..... Hem de ölümü simgeler gibi....Hem kurtuluş , hem de yenilgi..." dedi dudaklarını onunkilere sürterken. Rengi ,senin gözlerinin renginde......Ne mor, ne mavi.....Ismi , Cezayir Menekşesi ....." (Cezayir Menekşesi)
- Ya sıcacık bir güneşsin, ya da şiddetli bir fırtına. Ya hep, ya hiç... (Çilek Mevsimi)
- Intikam, koynuna sızan sinsi bir yılan gibidir; seni yiyip bitirir. (Aşk Her Şeyi Affeder mi?)
- Aşk, bazen mis kokulu bir mevsimde çıkagelip yerleşme de kalplere; terk edilişler, hayal kırıklıkları ve özlemleri de ardından sürükler; hazan renginde hüzünlere boyardı bir fırtına misali esip dağıttığı hayatları... (Çilek Mevsimi)