matesis
dedas

Cinayet Mevsimi - Suat Duman Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Cinayet Mevsimi kimin eseri? Cinayet Mevsimi kitabının yazarı kimdir? Cinayet Mevsimi konusu ve anafikri nedir? Cinayet Mevsimi kitabı ne anlatıyor? Cinayet Mevsimi PDF indirme linki var mı? Cinayet Mevsimi kitabının yazarı Suat Duman kimdir? İşte Cinayet Mevsimi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 17.07.2023 17:00
Cinayet Mevsimi - Suat Duman Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Suat Duman

Yayın Evi: Alakarga Yayınları

İSBN: 9786058714991

Sayfa Sayısı: 156

Cinayet Mevsimi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Cinayet bir trajedidir, akıl oyunu değil.

Faili bir bulmacacıya,dedektifi bir matematik profesörüne dönüştüren günümüz anlatılarının tersine Cinayet Mevsimi, oyun ile gerçeği birbirinden ayırıyor. Suat Duman’ın bu ilk romanı, yayımlandığı yıl dikkatleri çekmiş, yerli siyasi polisiyenin başarılı bir örneği olarak değerlendirilmişti. Hukuk öğrencisi Mehmet Cemil’in, gönülsüz serüvenleri 2011 yılında yayınlanan ikinci romanda da devam etmişti. Cinayet Mevsimi, kent hayatının genç yaşta yorduğu, bugünle değil tarihle, eşyayla değil duygularla ortaklık kurabilen, yeni romantik kuşağın, gönülsüz dedektif tipini yaratıyor. Yerli bir polisiyenin, Ankara’nın bulvarlarında çınlayan ayak seslerini kaçırmak istemeyenler için….

Cinayet Mevsimi Alıntıları - Sözleri

  • Yıldızlar caddeyi ışıtır ama sokaklara düşer gölgesi, büyük binaların.
  • Eğlenerek, şen şakrak söylediğimiz o türküler bir ağıt gibi okunuyordu. Garipti. Acı bu demekti belki. Birileri için artık eğlenceli şeyler can yakan anılar gibi gelecekti.
  • Şöyle demli, taze bir sabah çayı. Değilse kafamı toparlamam mümkün olmayacaktı.
  • İtiraf ediyorum, duygusuzca davrandım.
  • Genelde randevularıma erken giderim. Bekletilmek berbat bir şeydir.
  • .. çünkü ruh bize ait olan her şeydedir, değilse eşyaların aptallığına alışmamız imkansız olurdu !
  • Uçuk kaçık giyinen burjuva kızlarına özendiğini de üstüne basa basa belirtiyor. "Özeniyor" çünkü burjuva değil.
  • Genelde randevularıma erken giderim. Bekletilmek berbat bir şeydir.
  • Sonra gidip pencereyi açmıştı. Gök gürültüsü onu korkutuyordu ama korkmak ve sarılmak istemişti zaten. Korkmanın böyle bir yanı var, önce korkuyu öğreniyoruz, nelerden korkmamız gerektiğini. Uzak durmamız istenenleri bir güzel. Sonra da korkularımızla mücadele etmeyi. Bu bir haz! İnsanoğlunun acımasız zihni zevk almanın kanallarını öyle kusursuz örmüş ki, duygulanımlarımızın yolu hep hazza çıkıyor. Gelip sarılıyor ki korkması ve sarılması bana da haz veriyor. Gülizar Müjde'nin korkularının tadını çıkarıyorum. Bencilliğimizin sırları nerede gizli, bilemiyorum. Bencilliğimizin bu denli bilincindeyken nasıl yaşayabiliyoruz? Bilemiyorum.

Cinayet Mevsimi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Suat Duman'ın polisiyemize ilk katkısı olan Cinayet Mevsimi, biraz soğuk karşılanmış, heyecansız bulunmuş; ancak aslında iyi bir edebiyatta ısrar eden anlatımı ve üslûbuyla hem ilgiyi hak ediyor, hem de yazarını takip etmemiz için de yeterli bir vesile oluyor. Suat Duman'ın 1918 serisindeki üç kitabı geri kalan yedi kitapla ne zaman tamamlanacak, bilinmez . Ancak yazarın bu serinin son kitabındaki atmosferi andırır bir aura yaratabildiği bir kitap Cinayet Mevsimi. Kitabın Ankara'ya kesinlikle çok uyan bir havası var, bu karanlık ve kasvetli havanın çok kullanılan, yorulmuş bir tarz, veya renk olduğuna kimse itiraz etmez belki ama, yine de Suat Duman bence çok iyi kotarıyor, çok iyi yazıyor ve ilk kez polisiye yazan nice yazarın veya yazarlık yapan bir çok insanın aksine edebiyattan beslenmiş olduğunu çok güzel ve ikna edici bir biçimde ortaya koyuyor. Cinayet Mevsimi, iyi bir yazardan iyi bir ilk roman, iyi bir hikâye ve en önemlisi, güzel edebiyat örneği. Bence okunmalı, Suat Duman da sevilen yazarlar arasına katılmalı (ben zaten de, sizin için diyorum). (CemCBG)

Dikkat spoiler içerir. İlk defa okuduğum bir yazardan oldukça güzel bir polisiye roman. Bir Ankara polisiyesi. Siyasal'da öğrenci olan Mehmet Cemil, sınava giderken Görkem adlı bir kız öğrencinin öldürüldüğü haberini alır. Dedektifliğe hevesi olduğundan bu işi araştırmak ister. Ve yakın arkadaşı Zafer ile polis Demir Abi'si ile beraber soruşturmanın içine dalar. Bu arada da Gülizar Müjde ile tanışır. Cinayetin işlendiği yerde bir fotoğraf vardır. Fotoğrafın ne olduğunu ve ne anlama geldiğini bulmaya çalışırken cinayetler işlenmeye devam eder. Gülizar ile Mehmet arasında bir yakınlaşma olur ama Gülizar tedirgindir? Cinayetler neden işlenmiştir ve Mehmet Cemil bu cinayetleri çözebilecek midir? Soluksuz okunan bir roman. (Serdar Poirot)

Cinayet Mevsimi PDF indirme linki var mı?

Suat Duman - Cinayet Mevsimi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Cinayet Mevsimi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Suat Duman Kimdir?

1977 Kars doğumludur, üniversite eğitiminin sonuna dek 20 yıl Ankara’da yaşadı. Ankara Hukuk’ta okudu. Mesleki nosyonun ötesinde, fakültenin kendisine kazandırdığı “yetenek” muhakeme yeteneği oldu.

2008 yılından beri İstanbul’da yaşıyor.

Bir yandan avukatlık yaparken bir yandan da polisiye romanlar yazmaya ve yayınlamaya başladı. İlk romanı Cinayet Mevsimi Ankara yıllarından izler taşır. Cebeci Kampüsü çevresinde geçen bir seri cinayet olayını araştıran Hukuk Fakültesi öğrencisi Mehmet Cemil’in okurla buluştuğu ilk kitap Cinayet Mevsimi’dir. İkinci romanı Müruruzaman Cinayetleri’nde aynı karakterin, bu kez İstanbul’da geçen macerasını anlattı. Her iki roman da siyasi polisiye janrı içerisinde önemli eleştiriler aldı.

Üçüncü romanı Dünyanın Leşleri 2015 yılı Aralık ayında yayınlandı. Bu sefer isimsiz bir karakterin sürüklediği bir kara polisiye ile okuru tanıştırdı.

Suat Duman Kitapları - Eserleri

  • Rakun
  • Cinayet Mevsimi
  • 1918 - Kalbim, Kimsesiz Yurdum
  • 1918 Ah Dehşet, Dehşet Dehşet!
  • Müruruzaman Cinayetleri
  • Dünyanın Leşleri
  • 1918 - Bir Hayalet Dolaşıyor

Suat Duman Alıntıları - Sözleri

  • Maceraya hasret insanlar, soyulduklarını hissetmezler. (1918 - Bir Hayalet Dolaşıyor)
  • İtiraf ediyorum, duygusuzca davrandım. (Cinayet Mevsimi)
  • Genelde randevularıma erken giderim. Bekletilmek berbat bir şeydir. (Cinayet Mevsimi)
  • Güzel bir yüzü izlemek müze gezmekten farksızdır. İnsan yüzü bir ekole ait değildir ama kendi manifestosunu yine kendisi aşar: her şey orada saklanır ama kendisi asla saklanabilir değildir. Müzeler güzel yüzlerin temsilleriyle doludur bu yüzden. (Müruruzaman Cinayetleri)
  • .. çünkü ruh bize ait olan her şeydedir, değilse eşyaların aptallığına alışmamız imkansız olurdu ! (Cinayet Mevsimi)
  • Doğada suçlu yoktur. Suçlu buradadır, hakların ve mahrumiyetlerin dağıtıldığı insan hayatında. (Müruruzaman Cinayetleri)
  • Yıldızlar caddeyi ışıtır ama sokaklara düşer gölgesi, büyük binaların. (Cinayet Mevsimi)
  • "zaman, içinde tur atabileceğiniz bir lunapark değildir, seyahat edemezsiniz fakat zamanın kendisi olabilirsiniz. okumak ve bilmek bu nedenle kıymetlidir. okumanız ve sonra bilginin ta kendisi olana dek onu unutmanız gerekir. o andan itibaren siz zamanda devinmezsiniz, zaman sizin içinizde akmaya başlar." (1918 - Bir Hayalet Dolaşıyor)
  • Uçuk kaçık giyinen burjuva kızlarına özendiğini de üstüne basa basa belirtiyor. "Özeniyor" çünkü burjuva değil. (Cinayet Mevsimi)
  • Sonra gidip pencereyi açmıştı. Gök gürültüsü onu korkutuyordu ama korkmak ve sarılmak istemişti zaten. Korkmanın böyle bir yanı var, önce korkuyu öğreniyoruz, nelerden korkmamız gerektiğini. Uzak durmamız istenenleri bir güzel. Sonra da korkularımızla mücadele etmeyi. Bu bir haz! İnsanoğlunun acımasız zihni zevk almanın kanallarını öyle kusursuz örmüş ki, duygulanımlarımızın yolu hep hazza çıkıyor. Gelip sarılıyor ki korkması ve sarılması bana da haz veriyor. Gülizar Müjde'nin korkularının tadını çıkarıyorum. Bencilliğimizin sırları nerede gizli, bilemiyorum. Bencilliğimizin bu denli bilincindeyken nasıl yaşayabiliyoruz? Bilemiyorum. (Cinayet Mevsimi)
  • Hatıraların bir kıymeti yok Miette, aklımızın bize oynadığı bu tatsız oyun keşke hiç olmasaydı. İddia ediyorum daha mutlu olurduk. (1918 - Bir Hayalet Dolaşıyor)
  • Müziğin kralları işçidir, sıradan insanların krallığıdır müzik! (Müruruzaman Cinayetleri)
  • Neredesin tabiat? Neredesin yalnızlık? Bu yol, toprak olmalıydı halbuki, bu insanlar egzozla, kimyevi karışımlarla kirlenmemeliydi. Ağaçların yapraklarından yağmur damlaları süzülmeliydi, kan değil! (Müruruzaman Cinayetleri)
  • Tabiatın ürpertiyle seyrettiği evladıydı insan. Beton yollar dökmüş, demiri bükmüş, çelikten araçtan tasarlamış, oksijene zehir katmıştı. (Müruruzaman Cinayetleri)
  • "zaman sıralı değildir, zaman bir girdaptır. baş döndürücü bir girdap." (1918 - Bir Hayalet Dolaşıyor)
  • "oyun her zaman yenilenmenin en ideal biçimi olmuştur, unutulması gerekenin hiç zorlanmadan unutulduğu ve farkında bile olmadan ihtiyaç duyulanın keşfedildiği bir sarhoşluk hali." (1918 - Bir Hayalet Dolaşıyor)
  • Şöyle demli, taze bir sabah çayı. Değilse kafamı toparlamam mümkün olmayacaktı. (Cinayet Mevsimi)
  • "bilinmezi, yaşarken keşfetme olanağımızın olmaması ne garip, onu yalnızca, kimseye anlatamayacağımız zaman bilmemiz!" (1918 - Bir Hayalet Dolaşıyor)
  • Yağmur bir ütopya habercisiydi. Yağmurun hiç dinmediği bir dünya dünyamızdan çok farklı olurdu. Konutlar buna göre tasarlanırdı ister istemez, yağmurdan kaçan değil, onunla beslenen konutlar. Yollar ve sokaklar suyun hareketine göre biçimlenirdi. Toprak çamur olacaktı diğer taraftan toz hayatımızdan büyük ölçüde çıkacaktı. Yağmurda kimse kimseyi öldürmeye yeltenmeyecekti. Zira saçlarını, tenlerini bastırıp yatıştıran damlalar ateşlerini de alacak, öfkelerini de dindirecekti. Savaş filan olmayacaktı haliyle. Şakır şakır yağan yağmurun altında dikilecek bir ordu kolay kolay bir arada tutulamazdı. Savaş makineleri suya dayanamayacak, çürüyecekti. Bomba alevi fazla dayanamayacak, yangınlar çabuk dinecekti. İntikam kelimesi de keşfedilemeyecekti böylece. Birileri daha çok kazanmak için daha şiddetle emmeyecekti insan iliklerini. Dünyanın her kıtası eşit olacaktı, işinin uzmanı milyonlarca zerre, pırıl pırıl akan bu damla ormanı, bu çalışkan, bu sabırlı barış işçileri, bu güneşli yağmur ortada sınıf filan bırakmayacaktı. (Müruruzaman Cinayetleri)
  • Kelime, alfabeyi oluşturan harflerin rastlantısal birleşiminden daha fazlasıydı. Bu yüzden kağıt üzerinde değildi yazının bütün macerası; mutlu ediyor, kedere sürüklüyordu! Ağlayan da vardı böylece aldatan da. Yazı insana dair her duyguyu harekete geçirebilir, bir duygunun keşfiyle bitebilirdi. Bir ahlaka nihayet, yeni bir ahlakın manifestosuna ses verebilirdi. (Müruruzaman Cinayetleri)

Yorum Yaz