Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya - Şükrü Erbaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya kimin eseri? Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya kitabının yazarı kimdir? Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya konusu ve anafikri nedir? Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya kitabı ne anlatıyor? Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya PDF indirme linki var mı? Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya kitabının yazarı Şükrü Erbaş kimdir? İşte Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Şükrü Erbaş
Yayın Evi: Kırmızı Kedi Yayınevi
İSBN: 9786052986011
Sayfa Sayısı: 104
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
“Dönüp elli yıla varan zamana bakıyorum. İçimde göllenen güzel acılara, ıslık çalan sokaklara, saçlarını duvarlarda tarayan arkadaşlarıma. Derinlerde bir çocuk sessizce fısıldıyor: İyi ki şiir yazmışsın. İyi ki yazmışım diyorum ben de. İyi ki kalbim, dünyanın bütün mazlumlarının kederiyle ve sevinciyle çarpmış. İyi ki gaz lambasının duvarlara çizdiği o büyülü resimlerin zamanında büyümüşüm. İyi ki devrim düşüncesi beni insanların acılarına ve rüyalarına getirmiş. İyi ki Ömür Hanım, o büyük yalnızlıkta elimden tutmuş. İyi ki elma bahçelerinin, üzüm bağlarının, mısır püsküllerinin kokularıyla sabahlara çıkmışım. İyi ki…“
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya, Şükrü Erbaş’ın 2015-2019 yılları arasında, çeşitli dergilerde ve gazetelerde yayımlanmış yazılarından ve üç şiirinden oluşuyor. Erbaş, insanı bütün tutkuları, iyilikleri ve kötülükleriyle, toplumun büyük yalnızlığı, zamanın boğuntusu ve ağırlaşan bir yabancılaşma içinden okumayı sürdürüyor.
Gittikçe kararan bir dünyaya karşı, insanı insan eden büyük bir anlama ve sevme çabası.
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya Alıntıları - Sözleri
- "Gücünüzü zekâ sanıyorsunuz, şiddetinizi ahlâk, cehaletinizi büyüklük.."
- Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Gökte yıldızın kalmıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde boğuluyor. Penceren sokağa bakmıyor.
- İnsan bütün hayatını, sonunda yalnız kalmak için yaşıyor sanırım.
- Ne, biliyor musun gönül yorgunluğu? Kendinden soğuyorsun. Sözünden soğuyorsun. Geçmişinden soğuyorsun. İnandıklarından soğuyorsun. Baktığın yüzlerden soğuyorsun. İçine bile bakmıyorsun artık. Dünya, inandığın o yitik cennet değil...
- Sevme korkusu öyle kötürüm etti ki herkesi, yalnızlıktan bunalan insan, dönüp yine kendi yalnızlığına sığınıyor.
- Sevme korkusu öyle kötürüm etti ki herkesi, yalnızlıktan bunalan insan, dönüp yine kendi yalnızlığına sığınıyor.
- Neredeyse hiç dışarı çıkmıyoruz. Bizi sokağa çıkaracak bir heyecanımız kalmadı. Dünya gittikçe büyüyen bir tedirginliğe dönüştü. Belki de yaşama korkusu. Aslına bakarsanız korkudan öte bir durum. Vazgeçme. Kabullenme. Kimsenin görmediği bir kırılma...
- Gücünüzü zeka sanıyorsunuz, șiddetinizi ahlak, cehaletinizi büyüklük.
- Gücünüzü zekâ sanıyorsunuz, şiddetinizi ahlak, cehaletinizi büyüklük.
- Eğer içimizde bir gönül kaldıysa; masal dinleyen, şarkı söyleyen, şiir okuyan, sulara bakan, kuşlara gülen, ağaçları kucaklayan, yalnızlıkla ürperen bir gönül, dünyamız insanın gövdesinde yeniden filizlenmeye başlayacaktır. Yoksa yaşadığımız gezegen hepimizi bir taş masalına çevirecek.
- Gücünüzü zekâ sanıyorsunuz, şiddetinizi ahlak, cehaletinizi büyüklük.
- Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Gökte yıldızın kalmıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde boğuluyor. Penceren sokağa bakmıyor.
- Sessizlik öyle ağırlaştı ki ne acımız duyuluyordu ne sevincimiz.
- Sen konuşmazsan dünya susuyor biliyor musun? İnsan unutmanın sularını geçti. Kimse kimseyi hatırlamıyor. Anlamını bir gün bile düşünmedikleri bir kalabalık yetiyor herkese. Toprağı ölü bir huzurla değiştiler. Gökyüzünü can sıkıntısıyla değiştiler. Arzuyu pişmanlıkla değiştiler. Kimse bir başkasına misafir olmuyor. Acı bitti. Zaman yok. Gönül soğuk. Sevme korkusu öyle kötürüm etti ki herkesi, yalnızlıktan bunalan insan, dönüp yine kendi yalnızlığına sığınıyor.
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya - Şükrü ERBAŞ: Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya... Ne anlamlı bir kitap ismi değil mi? Okurken kendimden bir şeyler bulacağıma emindim, şimdi okuduktan sonra gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, "Bu kitapta sizden bir şeyler var." "Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Gökte yıldızın kalmıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde boğuluyor. Penceren sokağa bakmıyor." (s. 9) Bireysel, sanatsal, toplumsal konuların yer aldığı deneme türünde, içinde birkaç şiir de bulunan, anlamlı, bitmesin diye azar azar okuyacağınız, okurken birçok satırın altını çizeceğiniz ve hatta belki de başucu kitabı yapacağınız nitelikte bir eser. "İnsan bütün hayatını, sonunda yalnız kalmak için yaşıyor sanırım." (s. 38) İçinde geçen kelimeleri saymadım ama "yalnızlık" o kadar çok geçiyor ki... Çağımızın vebası sosyal medya diyordu şair bir yerde, aslında çağımızın bir diğer vebası da kalabalıklar arasında yalnızlık değil mi? Bizi anlamayan, birleşmek yerine ayrışmak için çaba gösteren insanlar arasında ruhen yalnız olma... "Dünyanın en büyük yalnızlığının insan olduğunu elbette ben de biliyorum!" (s. 11) Eserini oluştururken birçok yazar ve şairin cümlelerinden yararlanmış Şükrü Erbaş. Öylesine büyük bir okuma birikimi var ki. Hatta kendisine hayatı boyunca yalnızca okuma ya da yalnızca yazma şansı sunulsa hangisini seçeceği sorulduğunda böylesine bir kalemi varken okumayı seçiyor. Birçok konuda geniş bir birikime sahip ve kalemiyle dünyayı olumlu yönde değiştirmeyi amaçlıyor. Diline, milli görüşüne, düşünce yapısına dair birçok konuda bilgi sahibi oluyorsunuz okurken. Eserin düz yazı olması sizi yanıltmasın. Şiirsel bir üslupla yazılmış, akıp geçiyor satırlar. Neden bu kadar geç kalmışım, diyeceğinize eminim okuduktan sonra. Ben kendi adıma öyle dedim zira. Eserin sonunda çok sevdiğim Küçük İskender'den bahsetmiş ve onun satırlarını da eserine eklemiş. Unutmazsam incelememin sonuna ben de ekleyeceğim. Eseri okurken çok güzel bir tesadüf oldu. Bugün Şükrü Erbaş'ın Ankara'da imza günü varmış. Burada okuduğumu ve sevdiğimi gören, daha önceden tanımadığım bir okur benim adıma iki kitabını imzalatarak beni oldukça mutlu etti. Bir defa daha dedim iyi ki bu sitedeyim ve iyi ki sizi tanımışım. O kitaplara ömrümce gözüm gibi bakacağım. Söz verdiğim gibi incelememi Küçük İskender'in (yaşarken öyle çok severdim ki... yıllarca sayfasını yönetmek nasip olmuştu) satırları ile bitirmek istiyorum: İnsan inandığı şeyler uğruna muhteşem hatalar da yapabilir. Kızmamalısın. Darılmamalısın eğer bir kardeşlik varsa aranızda. Sevgi, hoşgörü takıntıları da değil. Bir elmanın kırmızı olması, bir gülün öyle kokması, bir derdin halledilmesinin ardından gelen ferahlık kadar sıradan ve güzeldir hata yapmak da. Aşka çılgınlığın yakıştığı çağları neden unutalım? Neden tarihin çuvalına tıkalım tatlı serseriliği, az biraz sergüzeşt olmayı?! Ilımlılık mı kurtaracak insanlığı? Alttan alma mı örtecek bunca çirkefi, zorluğu, belayı? Demokrasi, senin saçlarından güzel olamaz. Senin yüzünden daha güzel olamaz krediler, faizler, repolar, tahviller. Dünyanın en uzun gecesi 21 Aralık değil, beni terk ettiğin gecedir. Beni üzdüğün, yorduğun, yıprattığın gecedir. Bir kabahat mi gerçekten kendi dışında birine hayranlık beslemek?! Gerçekten kırıyorsun beni, Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm. (Mikail Balcı)
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya: Şükrü Erbaş'ın 2015 ve 2019 yılları arasındaki yayımlanmış yazılarından ve üç şiirinin bulunduğu, benim her cümlesinde ayrı güzel bir anlam bulduğum, farklı güzel duygular yaşadığım ve size kesinlikle önereceğim bir kitap. Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya' yı okuduğumuzda Şükrü Erbaş'ın hayat yazgısını, toplumsal düşüncelerini bununla beraber Haydar Ergülen, Küçük İskender ve en çokta keşke ben yazsaydım dediği Necatigil'in dizelerini görüyoruz. Size Kitaptan sevdiğim alıntılar ile sözlerimi bitirmek istiyorum. ''Bir zamanlar insanlar hayatlarından memnun değillerse devrim yaparlardı. Şimdi alışverişe çıkıyorlar. Tamamen bir hafıza kaybı dönemi yaşıyoruz.'' Arthur Miller ''Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Ölümün, yaşarken hüküm sürmesi insanda.'' "Gücünüzü zekâ sanıyorsunuz, şiddetinizi ahlâk, cehaletinizi büyüklük.." ''Hangi vefa duygusuyla tutunacağız dünyaya? Hangi güzelliğin özrüyle varacağız mezara? Biz nasıl seveceğiz? Sevgimizi nasıl söyleyeceğiz? Bunu kim öğretecek bize? Ellerimiz bir su gibi akacak mı bir daha? '' kitap/cirpinip-icinde-dondugum-dunya--199309 yazar/sukru-erbas (Onur Al)
Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya PDF indirme linki var mı?
Şükrü Erbaş - Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Şükrü Erbaş Kimdir?
7 Eylül 1953 tarihinde, Yozgat'ta dünyaya geldi. Annesi, Lalezar Hanım; babası Doğan Erbaş'tır. İlk ve orta öğrenimini Yozgat'ta tamamladı.
Ankara'da Gazi Eğitim Enstitüsü Sosyal Bilimler Bölümü'nden 1978'de mezun oldu. Toprak Mahsulleri Ofisi'nde memurluk ve yöneticilik yaptı, bu kurumdan emekli oldu.
1984 yılında başladığı edebiyat hayatının ilk yıllarında, Yarın dergisinde kurul üyesi olarak yer aldı. Edebiyatçılar Derneği'nde 1993-1995 yılları arasında genel sekreterlik, 1998-1999 yılları arasında başkanlık yaptı. İlk şiiri 1978 yılında, Varlık Dergisi'nde yayımlanan sanatçı; "Yolculuk" adlı şiir kitabıyla, 1987'de Ceyhun Atuf Kansu şiir ödülüne layık görüldü. Şiir dışında deneme ve antoloji dallarında da eser veren Erbaş, halen PEN Yazarlar Derneği üyesidir.
Yarın dergisi yazı kurulunda görev yaptı (1984). Edebiyatçılar Derneği'nde yöneticilik görevinde bulundu (1993-1999). Şair, halen Antalya'da yaşamaktadır.
Şükrü Erbaş, ilk şiirini Varlık dergisinde, 1978 yılında yayınlandı. "Yolculuk" adlı şiir kitabıyla, 1987 Ceyhun Atuf Kansu şiir ödülüne değer görüldü. Ayrıca, "Dicle Üstü Ay Bulanık" şiir kitabıyla1996 Orhon Murat Arıburnu şiir ödülünü, "Üç Nokta Beş Harf" şiir kitabıyla 2002 Ahmed Arif şiir ödülünü ve "Gölge Masalı" adlı şiir kitabı ile de 2005 Ömer Asım Aksoy şiir ödülünü kazandı.
Şiir, edebiyat ve yaşam üzerine denemeler yazdı. Denemelerini "İnsanın Acısını İnsan Alır" (1995) ve "Bir Gün Ölümden Önce" (1999) adlı kitaplarında toplayan Şükrü Erbaş'ın, "Gülün Sesi Gül Kokar" (1998) adlı düzyazılarından oluşan bir kitabı da vardır.
Şükrü Erbaş Kitapları - Eserleri
- Bağbozumu Şarkıları
- Bütün Şiirleri 1
- Bütün Şiirleri 2
- Şairlerden Kürt Sorununa Çözüm Önerileri
- Çekilme Suları
- Unutma Defteri
- Bir Çınlama Boşlukta
- Bütün Şiirleri 3
- Pervane
- Gülün Sesi Gül Kokar
- Aykırı Yaşamak
- Eşik Burcu
- İnsanın Acısını İnsan Alır
- Kül Uzun Sürer / Derin Kesik
- Üç Nokta Beş Harf / Yalnızlık Heceleri
- Yolculuk / Kimliksiz Değişim
- Bütün Mevsimler Güz / Dicle Üstü Ay Bulanık
- Sarkacın Kalbi
- Sonsuzun Uçları
- Cam û Kevîr - Cam ile Taş
- Bir Gün Ölümden Önce
- Gölge Masalı
- Yaşıyoruz Sessizce
- Kum ile Su
- Kuş Uçar Kanat Ağlar
- Küçük Acılar
- Yolculuk
- Kimliksiz Değişim
- Dicle Üstü Ay Bulanık
- Bütün Mevsimler Güz
- Kül Uzun Sürer
- Derin Kesik
- Üç Nokta Beş Harf
- Yalnızlık Heceleri
- Toplu Şiirler 1
- Seçilmiş Şiirler
- Eşikler Kirpikler
- Otların Uğultusu Altında
- Çekilme Suları
- Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya
- Bütün Şiirleri 4
- Toplu Şiirler 2
- İnsan Bir Eksik Sözdür
Şükrü Erbaş Alıntıları - Sözleri
- Dünyayı hafife almak kendi ağırlığını, şiiri hafife almak sözün ağırlığını bilmemektir. (Gülün Sesi Gül Kokar)
- Sahi yaşlılık, bir derin iç çekiş, yanılmış bir çocukluk olmasın Ömür Hanım? (Dicle Üstü Ay Bulanık)
- Ne, biliyor musun gönül yorgunluğu? Kendinden soğuyorsun. Sözünden soğuyorsun. Geçmişinden soğuyorsun. İnandıklarından soğuyorsun. Baktığın yüzlerden soğuyorsun. İçine bile bakmıyorsun artık. Dünya, inandığın o yitik cennet değil... (Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya)
- ".. Sevmeyi özledim biliyor musunuz ? Kayıtsız şartsız bir gülüşü ..."~~°° (Bir Gün Ölümden Önce)
- Durmadan dinleyip anlamadan konuşuyoruz Hepimiz ayrı ayrı kendi kıyılarında Öyle kolay anlaşıyoruz ki… (Kum ile Su)
- "Yüzünü camlardan toplayıp dönmüştün uzun yolculuğundan. (Sonsuzun Uçları)
- Sesini öperim çocuk Yüreğinin, kirpiklerinden sızan O dilsiz ince türküsünü Öyle mahzun durma ne olur. (Kimliksiz Değişim)
- Yapilacak iş elbette yılmak değil, bilgi sahibi olmak. Hemen bir yığın kitap getirip okumaya, adam olmaya çalışacağım. (Gülün Sesi Gül Kokar)
- Kimse düşlerine yetişemez ve kimse geçemez gerçeğini bir adım bile; bu yüzden sıkıntı verir zaman, kısa kalır, sonsuz olur, insanın küçücük ömrü karşısında. (Dicle Üstü Ay Bulanık)
- Yüreğimin kanatları terli bir kumru Uçup Uçup kirpiğinin ucuna konuyorum... (Bütün Mevsimler Güz)
- Ölüm... Hepimiz senin için yaşıyoruz… (Otların Uğultusu Altında)
- Yazmasaydım Borçlu ölürdüm aşka. (Derin Kesik)
- kiminin kültürü yoksun ahlaktan kimi de ahlaktan yoksun kültüründe. (Çekilme Suları)
- 'İçim dışım uzaklık. kimseye anı olmadan geçtim.' (Yalnızlık Heceleri)
- Hiçbir sevgi tutsaklıkta yeşermez. (Bir Gün Ölümden Önce)
- İnsan bütün hayatını, sonunda yalnız kalmak için yaşıyor sanırım. (Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya)
- Bir kapı önündeyim Girsem suç Gitsem ayaz (Kül Uzun Sürer)
- Canı cehenneme başkasının yangınıyla evini ısıtıp yemeğini pişirenin. (Kum ile Su)
- Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne cepler de tren tarifesi, ne de turna katarı gökte. "İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!" (Eşikler Kirpikler)
- Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim Ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak Ne bir içten dostunuz var acınızı alacak Unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu; Toprağı rüzgârı denizi göğü O her zaman bir insanla anlamlı Tükenmez bir hazine gibi kendini sunan doğayı Unuttunuz, gömülüp günlük çıkarların Ve ucuz korkuların kör kuyularına Daraldıkça daraldı dünyaya açılan pencereniz. Fırlayıp ilk ışıklarıyla günün dağınık yataklardan Koşaradım gidiyorsunuz işinize değişmeyen yollardan. Kurulmuş saatler gibi gün boyu çalışıp tekdüze Uzayan gölgelerle koşaradım dönüyorsunuz evinize Ne kadar uzaksa bir felaket sizden o kadar mutlusunuz Unuttunuz başkalarının acısını duymayı Küçük çıkarların büyük kurnazları Alışverişe döndü tüm ilişkileriniz, hesaplı, planlı Sevgileriniz ayaküstü, ilgileriniz koşaradım Unuttunuz konuşmayı kendinizi vererek Düşünmeden bir başka şeyi, içten yalın dürüst Dışa vurmayı duygularınızı Unuttunuz, neydi bir ince söze yakışan en güzel davranış. Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim -Ki bu en büyük kötülüktür size- Yıkanmıyor bir kez olsun yüreğiniz yağmurlarla Denizler boşuna devinip duruyor bir çarşaf gibi Gerip ufkunuza mavisini, çiçekler her bahar Uyanışın türküsünü söylüyor da görmüyorsunuz Sizin adınıza dünyanın pek çok yerinde İnsanlar dövüşüyor ellerinde yürekleri birer ülke Anlamıyorsunuz inançlarını bir kez düşünmüyorsunuz. Ömrünüzü güzelleştirecek bir şey almadan hayattan Bir şeyler bırakmadan ardınızda gelecek adına Koşaradım tükeniyorsunuz insan kardeşlerim Koşaradım Duymadan bir gün olsun dünyayı iliklerinizde.. (Bütün Şiirleri 1)