diorex
sampiyon

Çivisi Çıkmış Dünya - Amin Maalouf Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Çivisi Çıkmış Dünya kimin eseri? Çivisi Çıkmış Dünya kitabının yazarı kimdir? Çivisi Çıkmış Dünya konusu ve anafikri nedir? Çivisi Çıkmış Dünya kitabı ne anlatıyor? Çivisi Çıkmış Dünya kitabının yazarı Amin Maalouf kimdir? İşte Çivisi Çıkmış Dünya kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 06.02.2022 02:45
Çivisi Çıkmış Dünya - Amin Maalouf Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Amin Maalouf

Çevirmen: Orçun Türkay

Orijinal Adı: Le Dereglement Du Monde

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750816185

Sayfa Sayısı: 216

Çivisi Çıkmış Dünya Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Türk okurunun daha çok tarihsel romanlarıyla tanıdığı Maalouf, bu kez “medeniyetler çatışması” adı altında kuramsallaşıp yasallaşan ve dünyadaki bütün kültürler ve halklar için felakete yol açacak politikaları eleştiriyor.

Yazar, yaşamın devamlılığının olmazsa olmazı olarak gördüğü hoşgörü çığlığını yeniden duymaya davet ediyor insanlığı...

"Çivisi Çıkmış Dünya" bir yandan küresel ısınma, enerji kaynakları ve doğal felaketlerle, bir yandan da yanlış ve çıkarcı politikaların doğurduğu ekonomik ve siyasal krizlerle mücadele eden insanlık için bir yol haritası... Kitabın satır aralarında Amerikan politikaları, Avrupa Birliği, 20. yüzyıl Arap siyasi tarihi ve Türkiye’den bahsediliyor.

Maalouf’un bu eseri, her şeye rağmen birbirimize saygı duymayı ve birlikte yaşamayı başarmak isteyenler için bir tür pusula.

Çivisi Çıkmış Dünya Alıntıları - Sözleri

  • Birçok yetersiz, kokuşmuş ya da zorba liderlere zerre kadar saygı beslemiyorum.
  • Siyasette, dinin kendisi bir amaç değildir, düşüncelerden biridir yalnızca; meşruiyet en inançlı olana değil, mücadelesi halkınkiyle aynı olana verilir.
  • Çocuk kendisini evlat edinen bir anne ile üvey anne arasındaki farkı bilir. Halklar da kurtarıcılar ile işgalciler arasındaki farkı bilir.
  • Başkalarına ve kendimize ne getirmekteyiz? “İnsanlara nasıl yarar” sağlıyoruz? Dinde yeri olmayan aykırılıkların en büyüğü, intihara götüren umutsuzluktan başka kılavuzumuz var mı?
  • Avrupa için başka, Afrika, Asya ya da İslam alemi için başka insan hakları yoktur. Yeryüzündeki hiçbir halk kölelik, despotluk, zorbalık, cahillik, karanlıkçılık için ya da kadınların köle olması için yaratılmamıştır. Bu temel gerçeklik ne zaman yadsınsa, insanlığa ihanet edilmiş olur, kendine ihanet edilmiş olur.
  • Ben kendi adıma, olup biten her şeyde işine geldiği gibi sömürgecilik bahanesini ileri süren birçok yetersiz, kokuşmuş ya da zorba liderlere zerre kadar saygı beslemiyorum.
  • Kendilerini kültürel açıdan yok edilme ya da siyasal açıdan marjinalleştirme tehdidi altında hisseden halklar, kaçınılmaz olarak, onları direnişe ve şiddetli çatışmaya çağıranlara kulak verirler.
  • Ya bu yüzyılda herkesin kendisiyle özdeşleştirebileceği, aynı evrensel değerlerle bütün haline getirilen, insanlık serüveninde güçlü bir inancın rehberlik ettiği ve bütün kültürel çeşitliliklerimizle zenginleşecek bir uygarlık kurmayı başarırız ya da ortaklaşa bir barbarlığın içinde yok olup gideriz.
  • Bilgi sonsuz bir evrendir, bütün yaşamımız boyunca hiç de ölçülü davranmadan beslenebiliriz ondan, ne yapsak tüketemeyiz onu. Üstelik, daha da iyisi: Ondan ne kadar beslenirsek, dünyayı da o kadar az tüketiriz.
  • Bu yüzyıl daha genç ama daha şimdiden insanların bu yüzyılda dinle yollarını yitirebilecekleri biliniyor, tıpkı onsuz da yollarını yitirebilecekleri gibi.
  • Dünya nüfusunun %5'ini temsil eden Amerikan yurttaşlarının oylarının bütün insanlığın geleceği üstünde geri kalan %95'ten daha belirleyici olduğu anda, dünyanın siyasal yönetiminde bir işleyiş bozukluğu var demektir.
  • ¶¶ (...) gerçekçi bir çözümün olmaması demek, ortada bir sorun olmadığı anlamına gelmez. ¶¶
  • Çağdaşlarımızın birçoğu öyle devletlerde yaşıyorlar ki siyasetçiler ne dürüst bir seçimle başa geçmişler, ne saygı duyulan bir hanedandan geliyorlar, ne amacına ulaşmış bir devrimi devam ettiriyorlar ne de ekonomik bir mucizenin mimarı olmuşlar; bu yüzden de hiçbir meşruiyetleri yoktur; üstelik bütün bunlar, halkların aynı şekilde kesinlikle meşru görmediği küresel bir gücün himayesi altında sürüp gidiyor.
  • Herkes ötekilerin karşısında kendi aidiyetlerini haykırıyor, başkalarını kendince dışlıyor, yandaşlarını seferber ediyor, düşmanlarını şeytanlaştırıyor, söyleyecek daha ne var?
  • Benim gözümde aklın özgürlüğünden daha değerli bir şey yok.

Çivisi Çıkmış Dünya İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Öncelikle Amin Maalouf’u ilk kez okuduğumu çok üzülerek belirtmek isterim, fakat asla son olmayacağına da eminim. 4 bölüme ayrılan deneme yapıtında hak verdiğim birden fazla yer vardı. Özellikle değinmek istediğim kısım ise Atatürk ve ilkeleri: Kendi adıma gurur verici bir kısımdı. Bahsedeceğim diğer kısımlar ise birçok sömürge imparatorluğundan ve emperyalist güçlerin etkisinden ve eyleminden çokça yer verilen eserde beni en çok etkileyen “kimlik,kültür,din,tarih… Çiğ süt emmiş insanoğlunun bu faktörleri alarak ötekileştirdiği ‘kendinden olmayan diğer insanlar…’ Dünyanın bugününü geçmiş bir perspektifle ele aldığı da kaçınılmaz. Yakın tarih ve geçmiş tarihten ‘objektif’ olarak kendi bakış açısıyla yazdığı birçok düşüncesine, kendi özdeş düşüncelerimle katılım sağladım. Barış ve erinç bir toplum yaratmak ve bu toplumda yaşamak isteyenler için fener tutan eseri okuyup, okutmanızı öneririm. (Zehra)

Amin Maalouf'un dünyanın gidişini sorguladigi , Atatürk ve devrimlerine önemli ölçüde yer verdiği , islamiyet ile siyasetin çok iç içe olduğuna değindiği ,güzel tespitleri ile dolu kitabı . Din .. Renk... Dil.. Irk... Gelenek... İnsanoğlunun bu özelliklere bakarak ötekileştirdigi diğer insanlar !!! Bu zihniyetle dünya ne kadar iyiye gidebilir ki ? Olaya sadece insan olarak bakmadığımiz sürece, herkesin geleneğine, dinine ve ya hiç bir dine mensup olmamasına saygı göstermediğimiz sürece, şahsen ben dünyanın iyiye gideceğini sanmıyorum. Sorgulatan ,düşündüren bir kitap. Okunasi :)) (Lina)

Kitabın Yazarı Amin Maalouf Kimdir?

Emin Maluf (Arapça: أمين معلوف‎ Fransızca Amin Maalouf) 25 Şubat 1949 doğumlu, yapıtlarını Fransızca veren Lübnanlı yazar.

1949'da Beyrut, Lübnan'da doğdu. Ekonomi ve toplumbilim okuduktan sonra gazeteciliğe başladı. Lübnan'da iç savaşın çıktığı 1975'e kadar Lübnan'da gazetecilik yaptı. Bu tarihte Paris'e göç etti. Yazar halen Paris'te yaşamaktadır. Çeşitli yayın organlarında yöneticilik ve köşe yazarlığı yapmış olan Maalouf, bugün vaktinin çoğunu kitaplarını yazmaya ayırmaktadır.

Yapıtlarında çok iyi bildiği Asya ve Akdeniz çevresi kültürlerinin söylencelerini başarıyla işleyen Maalouf, 1983 yılında yayımlanan ilk kitabı Arapların Gözüyle Haçlılar (Les Croisades vues par les Arabes) ile tanındı. Bu kitap, çevrildiği dillerde de büyük bir başarı kazandı. 1986'da yayımlanan ve aynı yıl Fransız - Arap Dostluk Ödülü'nü kazanan ikinci kitabı ve ilk romanı Afrikalı Leo (Léon l'Africain) bugün bir "klasik" olarak kabul edilmektedir.

Maalouf'un 1988'de yayımlanan ikinci romanı Semerkant (Samarcande) da coşkuyla karşılandı ve pek çok dile çevrildi. Maalouf'un sonraki kitapları da yine roman tarzındaydı: 1991'de yayımlanan Işık Bahçeleri (Les Jardins de Lumiére) ve 1992'de yayımlanan Beatrice'den Sonra Birinci Yüzyıl (Le premier siècle après Béatrice).

Emin Maluf, 1993'te yayımlanan romanı Tanios Kayası (Le Rocher de Tanios) ile Goncourt Akademisi Edebiyat Ödülü'nü kazandı. 1996'da Doğunun Limanları (Les Echelles du Levant) adlı romanı ve 1998'de ise Ölümcül Kimlikler (Les Identités Meurtrières) adlı deneme kitabı piyasaya çıktı. Maalouf 2000'de Yüzüncü Ad - "Baldassare'nin Yolculuğu" (Le Périple de Baldassare) adlı romanını yayımladı.

Ayrıca 2002'de opera için yazdığı ve Finlandiyalı müzisyen Kaija Saariaho'nun bestelediği Uzaktan Aşk (L'Amour de loin) Maalouf'un ilk librettosudur. 2004'de yayımlanan Yolların Başlangıcı (Origines) adlı romanından sonra, 2006 yılında Adriana Mater adlı ikinci librettosunu yayınladı.

Kitaplarında genellikle doğuya ait öğeleri çok iyi işlemektedir. Doğuya ait gelenek ve görenekleri kitaplarında mutlaka tanıtır. Bir çok kitabında Osmanlı-Türkiye üzerine yorumlara da rastlanmaktadır. Osmanlı ve Yavuz Sultan Selimin Kahire seferinde 8000 kişiyi katletme derecesinde öldürdüğünü Afrikalı Leo kitabında iddia etmiştir. Kitaplarında doğu halklarının neden geri kalmış olduğu konusunda sürekli analizler ve tespitler yapmaktadır. Doğu halkları ile ilgilenen kişilerin mutlaka okuması gereken kitaplardır bunlar. Kitapları roman tarzında yazılmış da olsa sosyolojik temalar kitaplarında sürekli olarak işlenir.

Kitaplarının Türkçe çevirileri YKY tarafından yayımlanmaktadır.

Amin Maalouf Kitapları - Eserleri

  • Tanios Kayası
  • Semerkant
  • Adriana Mater
  • Beatrice'ten Sonra Birinci Yüzyıl
  • Çivisi Çıkmış Dünya
  • Doğu'nun Limanları

  • Yolların Başlangıcı
  • Işık Bahçeleri
  • Ölümcül Kimlikler
  • Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri
  • Yüzüncü Ad
  • Afrikalı Leo
  • Doğu'dan Uzakta

  • Uzaktan Aşk
  • Fransız Akademisi'ne Kabul Konuşması ve Jean-Christophe Rufin'in Yanıtı
  • 29 Numaralı Koltuğun Hikâyesi
  • Uygarlıkların Batışı
  • Empedokles'in Dostları

Amin Maalouf Alıntıları - Sözleri

  • Yaşamda neşe ve karışıklık birbirini tamamlar. (Afrikalı Leo)
  • biz aynı yalnızlığı yaşamıyoruz (Empedokles'in Dostları)
  • "Doğulular, Batı'nın onları geçmiş olduğunu gördüler, ama bunun nedenini bir türlü anlamadılar. Bir gün, yakasına çiçek iliştirmiş bir Batılı gördüler. Demek buymuş, dediler kendi kendilerine, bunların ileri olmasının nedeni! Biz de yakalarımıza çiçekler takarsak, onları yakalarız!" (Fransız Akademisi'ne Kabul Konuşması ve Jean-Christophe Rufin'in Yanıtı)
  • Her şeyin başka türlü olmasını nasıl da isterdim! (Adriana Mater)
  • Çoğunluk zorunlu ihtiyaç maddelerinden yoksun yaşarken bir avuç insanın gereksiz şeyler bolluğu içinde yüzmesi doğa kanununa açıkça aykırıdır. (Fransız Akademisi'ne Kabul Konuşması ve Jean-Christophe Rufin'in Yanıtı)
  • İnsanların kim oldukları sade adlarından mı anlaşılır sanıyorsun? Bakışlarından, yürüyüşlerinden, konuşma biçimlerinden de anlaşılır. (Semerkant)

  • Cehalet öldürür , ilerleme kurtarır . (Empedokles'in Dostları)
  • Tanrı güzelliği size vermiş kontes, Ama başkalarının gözleri için. (Uzaktan Aşk)
  • Sonra da hiçbir şey avutmadı gönlümü. Kendi sürgünlüğümü anımsatıyor şimdi Ne zaman bir gemi yanaşsa rıhtıma Ve bir bırakılmışlık duygusu salıyor içime. Kıyıdan uzaklaşıp giden her yelkenli. (Uzaktan Aşk)
  • İnsanın bilmek istemeyeceği o kadar çok şey var ki!.. (Adriana Mater)
  • Bizi savaş birleştirmiş olsa da, onunla barış içinde yaşamak istiyordum. (Doğu'nun Limanları)
  • Siyasette, dinin kendisi bir amaç değildir, düşüncelerden biridir yalnızca; meşruiyet en inançlı olana değil, mücadelesi halkınkiyle aynı olana verilir. (Çivisi Çıkmış Dünya)
  • Nefrete son vermeli, ırkları, dinleri, kökenleri aşmalı. (Fransız Akademisi'ne Kabul Konuşması ve Jean-Christophe Rufin'in Yanıtı)

  • Rüzgârın, yağmurun altında kalmak, bana neredeyse bir tür avuntu veriyordu. (Yolların Başlangıcı)
  • …çok yaşayan, çok görür!.. (Tanios Kayası)
  • “Yiyecekleri pis, temiz diye ayırmak hurafedir; insanları pis, temiz diye ayırmak aptallıktır, her şeyde, her birimizin içinde aydınlık ve karanlık yan yanadır.” (Işık Bahçeleri)
  • Arzuladığım kadın öyle uzak, öyle uzakta ki Hiçbir zaman sarılmaya yetmez kollarım. (Uzaktan Aşk)
  • Bu yüzyıl daha genç ama daha şimdiden insanların bu yüzyılda dinle yollarını yitirebilecekleri biliniyor, tıpkı onsuz da yollarını yitirebilecekleri gibi. (Çivisi Çıkmış Dünya)
  • Tiksindiğim bir şey varsa , o da ırkçılık , ayrımcılıktı. (Doğu'nun Limanları)
  • Ben asıl, sözlerim insanların kulağına yastıktaki tüyler kadar yumuşak geldiğinde telaşlanacağım. (Işık Bahçeleri)

Yorum Yaz