diorex

Çocuklara ve Büyüklere Masallar - Üstün Dökmen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Çocuklara ve Büyüklere Masallar kimin eseri? Çocuklara ve Büyüklere Masallar kitabının yazarı kimdir? Çocuklara ve Büyüklere Masallar konusu ve anafikri nedir? Çocuklara ve Büyüklere Masallar kitabı ne anlatıyor? Çocuklara ve Büyüklere Masallar kitabının yazarı Üstün Dökmen kimdir? İşte Çocuklara ve Büyüklere Masallar kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 22.02.2022 22:00
Çocuklara ve Büyüklere Masallar - Üstün Dökmen Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Üstün Dökmen

Yayın Evi: Doğan Kitap

İSBN: 978-605-09-5133-2

Sayfa Sayısı: 132

Çocuklara ve Büyüklere Masallar Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Masallarda gerçekler, gerçeklerde ise inanılmaz şeyler vardır.

Bir çocuk ile bir yetişkinin hayal dünyası arasında önemli bir fark yoktur. Hem çocuklar, hem yetişkinler için söylenecek masallar geleceğin dünyasında varlığını sürdürecektir. Eğitsellik açısından, yazarı belli olan ve belli bir ileti vermek isteyen iki masal türü arasında yer alan bu kitapta, insan davranışları sorgulanmakta, irdelenmekte, günümüzde geçerli olan birtakım toplumsal değerler sunulmaktadır.

Üstün Dökmen Çocuklara ve Büyüklere Masallar'da, sadece küçüklere hitap etmiyor, büyüklerin de içindeki çocuğu harekete geçirip yetişkinler olarak dersler çıkarmalarının yolunu açıyor.

"Masal yazarı/anlatıcısı masalında, şekeri pastadan çıkarıp çocuğun eline ayrıca vermemeli, şeker pastanın içine sinmiş olmalı. Biz yetişkinler bunu becerdiğimizde, masalın hem edebi, hem de eğitsel değerine saygı göstermiş oluruz."

"Elinizdeki kitabın hem çocuklara hem de yetişkinlere yönelik olmasını istedim. Ben çocukken, masal kitaplarını, özellikle resimli olanlarını çok severdim; hâlâ öyleyim. Yaşınız kaç olursa olsun, sizin de tüm masalları ve bu kitaptaki masalları sevmenizi diliyorum."

Çocuklara ve Büyüklere Masallar Alıntıları - Sözleri

  • Gülümseyerek bakarsa çocuklara, çocuklar da gülerek gelir yanına.
  • Ciğeri beş para etmez farelere iki lokma ciğer için baş eğmemeliyiz.
  • Hissettiklerimiz bizim içimizdeki gerçeklerdir.
  • Anne babalar çocuklarını yetiştirirken her zaman istemeden hata yapar, onlari sayılabilir miktarda hatası ama sayılamayacak kadar çok artısı vardır. Bu yüzden onları suçlamamak gerekir.
  • Büyük işler için yola çıkanlar küçük sıyrıklara aldırmazlar.
  • Başkalarının başınıza koyduğu şapkayla yetinmeyin. Kendi şapkanızı kendiniz seçin. Daha da iyisi, kendi başlığınızı kendiniz örün.
  • Eski çamurlu zeminleri bırakıp, çağdaş zeminlerde yürümeliyiz.
  • En olumsuz koşullarda bile daima umut olmalıdır içimizde.
  • Adalet doğanın temelidir.
  • Dereler ırmaklara, patikalar mutlaka anayollara erişir sonunda.
  • İşte hayat böyle; çoğunluk bir şey söylüyor diye, çoğunluğun görüşüne katılmak niye?
  • İki farklıdan, hangisinin ötekinden farklı olduğunu kim söyleyebilir?
  • Masallar gerçek, gelecek geçmiş oldu birden.
  • Hepiniz başkalarının size verdiği adı düşünüp üzülüyorsunuz. Niçin siz kendinize hak ettiğiniz bir ad verip de mutlu olmuyorsunuz?
  • Bir iletişim bahçesine dönmüş günümüz dünyasında, irtibatsız günler başlamıştı.

Çocuklara ve Büyüklere Masallar İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Büyük masalları mı? Hayır, çocukları olan büyüklerin masalları. Sadece birkaç saat içerisinde bitirilebilen, sade, açık, anlaşılır bir kitap. *** En sevdiğim kısım Saksağan' yargılanması (mesleki deformasyon). Savcı, ağaçkakan; yargıç, kaplumbağa; bilirkişi, bilge baykuş; avukat, kara cübbeli karga; sanık, saksağan; mübaşir, horoz; güvenlik gücü, kedi. Hayvanların insanlarla hayal edilen bağlantısı... Siyasi davaların masalı. Önce yaptırırlar, sonra niye yaptırdın diye sorarlar. *** Masalın teması: herkesin kendi doğası olduğu ve herkesin doğasına uygun davranması halinde sorunsuz ve topluma uygun bir yaşantıları olabileceği idi. Tarafımca kabul görebilir bir düşünce değil. Yavru fil, haklıydı. Geçmiş geçmişte kalmıştı, çağa kendi koşullarında yaklaşmalıydı. *** En sevdiğim cümle: ciğeri beş para etmez farelere iki lokma için boyun eğmemeli. *** Yürüdüğüm yollarda bıraktığım izleri keşfediyorum. (Canan Demirci)

Kitapta yazılan masallar her yaştan bireylere hitap ediyor. Masalların sonunda düşünmemizi sağlayan sorular var. Faydalı ve akıcı bir kitap. Üstün Dökmen'in üslubu çok hoş, masallarda verilen mesajlar göze batmamalı aksine masalın içine sinmiş olmalı. Üstün Dökmen bunu başarabilmiş ve bu durum takdire şayan. (Begüm Özlem Yaman)

İçinde birbirinden eğlenceli masallar olan bu kitabı tavsiye ederim.Sadece çocuklar için değil hatta beraber okumalısınız.Düşündüren bilgi veren bir Üstün Dökmen kitabı… (Kübra Öztürk)

Kitabın Yazarı Üstün Dökmen Kimdir?

Üstün Dökmen, (d. 1954, İstanbul). Türk akademisyen, psikolog, yazar ve televizyon programcısı. Hâlen Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi'nde profesördür.

1971 yılında Ankara'da Cumhuriyet Lisesi'ni, daha sonra Hacettepe Üniversitesi Psikoloji bölümü'nü bitirdi. 1986 yılında doktorasını Psikolojik Danışma ve Rehberlik alanında bitirdi. 1988'de doçentlik, 1995'de profesörlük derecesini aldı.

Sosyal bilimlere ilgi duyuyordu, ancak öncelikle Hacettepe Üniversitesi Fizik Bölümü'ne kaydoldu. Üçüncü sınıfa gelince fiziğin kişiliğine uygun olmadığını fark etti. Yeniden üniversite sınavlarına girerek Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü'ne geçti. Bu bölümden mezun oldu ve aynı bölümde Uygulamalı Psikoloji (Klinik Psikoloji) alanında master yaptı. Psikolojik danışma ve rehberlik alanında 1986 yılında doktora, 1988 yılında doçentlik, 1995’te ise profesörlük derecesi aldı. Hâlen Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nde öğretim üyesidir.

TRT'de Küçük Şeyler adlı bir programı hazırlıyor ve sunuyordu.

Dökmen’in çeşitli bilimsel dergilerde yayımlanan makalelerinin yanı sıra dört bilimsel, bir de şiir kitabı vardır. Bu kitaplar sırasıyla; “Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi: Kuruluşu, Gelişmesi, Çalışmaları” , “Okuma Becerisi İlgisi ve Alışkanlığı Üzerine Psiko-Sosyal Bir Araştırma” , “İletişim Çatışmaları ve Empati” , “Sosyometri ve Psikodrama” adlarını taşımaktadır. Şiir kitabının adı “Selam” dır. Meslektaşı Doç. Dr. Zehra Yaşın Dökmen’le evlidir; iki kızı bulunmaktadır.

Üstün Dökmen Kitapları - Eserleri

  • Küçük Şeyler 1
  • Küçük Şeyler 2
  • Ladesçi
  • Sanatta ve Günlük Yaşamda İletişim Çatışmaları ve Empati
  • Kelebekler ve İnsanlar
  • Küçük Şeyler 3

  • Küçük Şeyler 4
  • Varolmak, Gelişmek, Uzlaşmak
  • Miyase'nin Kuzuları
  • Mektup
  • Direksiyon
  • Çocuklara ve Büyüklere Masallar
  • Kuzular Vadisi

  • Ay Kapanı
  • Menderes Irmağın Gölgesi
  • Yorgun Heykel
  • Metrestepe
  • Komşu Köyün Delisi
  • Deriden Kültüre
  • Sağdıç - Cümlemiz Bir Cümleyiz

  • Komşu Köyün Delisi - Nokta Nokta Hanım'ın Hayatı
  • Anne - Babayı İstismar
  • Uzaktaki Köyden Biri
  • Sosyometri ve Psikodrama
  • Selam
  • Mevsimler
  • Oyuncak Şehir

  • Otoyolda Piknik, Padişah-ı Hali Osman, Uluğ Bey
  • Küçük Gezginler
  • Mimari
  • Ankara Destanı
  • Çocuk ve Gençlik Oyunları
  • Piknikte...
  • Depremzadeler Mahallesi - Pusulamı Ayarlar Mısınız?

  • Nokta Nokta Hanımın Hayatı
  • Yağmurda Yangın
  • Bir Yumurtanın Tarihçesi veya Bir Yumurta Pişirme Tarifi
  • Okuma Becerisi, İlgisi ve Alışkanlığı Üzerine Psiko-Sosyal Bir Araştırma

Üstün Dökmen Alıntıları - Sözleri

  • "Çocuğa sınır koymak onu sevmemek anlamına gelmez." (Anne - Babayı İstismar)
  • Çatışmak, kavga etmek, kısa vadede kârlı olabilir; ancak uzun vadede taraflara ve ilişkiye zarar verir. (Varolmak, Gelişmek, Uzlaşmak)
  • Oysa canı olan her canlının canı yanar canına kastedildiğinde... (Miyase'nin Kuzuları)
  • Geç fark etti insanoğlu, sönmüş bir güneşin üzerinde oturduğunu. (Yağmurda Yangın)
  • İletişimde mimiklere dikkat etmek, bazı canlı türlerinde, özellikle insanlarda ilginç özellikler ortaya çıkarıyor. Örneğin, yapılan araştırmalar genelde kadınlarda empatik becerinin erkeklere oranla daha yüksek olduğunu gösteriyor. (Küçük Şeyler 1)
  • İnsanların yüzlerinin ve gözlerinin rengi başka başka da olsa gözyaşlarının rengi hep aynıdır. (Küçük Şeyler 3)

  • Yol yorar seni ama belki bir gün hedefe ulaşırsın. (Ladesçi)
  • "Bazı anababalar çocuklarını bugün için bir ekonomik me­ta, bazıları ise geleceğe bir yatırım olarak görüyor. İkinci grup, çocuğunu duygusal açıdan bağımlı kılarak, 'Yaşlılığımızda bi­ze bakar, aman iyi yetiştirelim,' düşüncesini taşıyor. Çocuğu bu şekilde geleceğe yatırım olarak görmek de, onu bir tür me­ta konumuna indiriyor. Bu yüzden bu tavır, en azından bir duygusal istismar, bir tür kullaştırma sayılabilir. (Küçük Şeyler 4)
  • İnsanın bencilliğine sınır yok. (Direksiyon)
  • Hayatınızın başlangıcından sorumlu değilsiniz ancak finalinden sorumlu olacaksınız. (Küçük Şeyler 2)
  • Sanırım Ezop masallarından birinde okumuştum bu acı dolu rivayeti "Kartalın kemiğinden Ok yapmış Avcı'nın biri, ve bu Avcı başka Kartalı vurmuş. Vurulan Kartal ölmeden önce demiş ki; öldüğüme yanmıyorum da, bir Kartal kemiğiyle vurulduğuma yanıyorum" bu masal bizim için de geçerli. (Metrestepe)
  • Özünde, empati ve saygı olan her şey insanlığın yüzünü ağartır. (Kelebekler ve İnsanlar)
  • Felsefede her tanımlama bir yadsıma (ötekilerden/diğerlerinden ayırma) anlamı taşır. (Deriden Kültüre)

  • Gerçek kölelik , köleliği kanıksamakdır. Köleliği içine sindiremeyen, gerçek köle değildir. (Küçük Şeyler 4)
  • "... döverdi, hep böyleydi Karagöz Hacivat'ı, sevdiği korumaya çalıştığı soydaşları Don Kişot'u, Gestapo üstün ırklı kardeşini, Sovyet polisi yoldaşını, ... vatandaş doktoru döverdi. Huzursuz insanların dünyası huzursuzdu yani," (Sağdıç - Cümlemiz Bir Cümleyiz)
  • Bozkırın ve onun onurlu insanlarının, birilerini beğenmek ve onlar tarafından beğenilmek gibi bir telaşları yoktu. (Direksiyon)
  • "Bazen küçük çiçekler büyük işler görürler." (Anne - Babayı İstismar)
  • Anasından doğduğu gibi durmuyor insanlık. günbegün uyuyor tüfeklerin ve arzuların menzilleri. Freud haklı, varsa yoksa cinsellik ve saldırganlık. İnanmayan umumi tuvaletlerin arka kapılarına baksın yada gazetelerin ön yüzlerine. Mart kedisi gibi insan oğlu. Hem doğurur, hem doğurduğunu yer. Sen benden delisi Jung Baba: ortak bir bilinci yok ki insanlığın, ortak bir bilinç dışı bulunsun. (Komşu Köyün Delisi - Nokta Nokta Hanım'ın Hayatı)
  • Bebeğiniz ile müdürünüz arasındaki benzerlikler: 1. Her ikisine de sahip olduğunuzda, başlangıçta çok sevinirsiniz, ancak ileride başınıza neler açabilecekleri­ni düşünemezsiniz. 2. İkisi de çok sabırsızdır, isteklerinin hemen yerine getirilmesini isterler. İstekleri hemen olmazsa bağırıp çağırmaya, ortalığı birbirine katmaya başlarlar. 3. İkisinin de belleği zayıftır; bir gün önce onlar için yaptığınız onca şeyin önemi yoktur. 4. Her ikisinin de arada gazını almalısınız. 5. İkisi de size teşekkür etmez. 6. Siz ikisine de çok şey verdiğinizi düşünürsünüz. On­lar ise size açıkça bir şey vermemektedir. Siz "seviyor ama belli etmiyor" diye kendinizi rahatlatırsınız. 7. İkisi de size kötü davranır, tırmalarlar, hatta fırsat verirseniz sizi ısırırlar. Siz çocuğunuza bakıp "Büyüyün­ce geçer", amirinize bakıp "Bir gün değerimi anlayacak" dersiniz. Ama o gün hiç gelmez; çocuk büyür ergen olur, yüzünüze kapıyı çarpar, amiriniz yaşlanır, yüzünüze dosyaları fırlatır. 8. Bebeğiniz de amiriniz de sizin empatik becerinizi geliştirir. Bebeğinizin ağlamasının gaz ağlaması mı, yoksa acıkma ağlaması mı olduğunu kısa sürede kavrarsı­nız. Amirinizin hoşnutsuzluğunun işten mi, yoksa ken­dinden mi kaynaklandığını da kısa sürede öğrenirsiniz. 9. Her ikisinin de yüzünde tebessüm belirtisi ararsınız. Bebeğiniz yüz kaslarını hafifçe oynattığında "Bana gü­lümsüyor!" diye bağırırsınız. Benzer şekilde amirinizin de yüzüne bakıp "Bugün bana hafifçe gülümsedi galiba" dersiniz. 10. · İkisinin de kelimelerinden anlam çıkarmaya çalışırsınız. Bebeğiniz ·A..." dediğinde 'Anne dedi", "B..." dediğinde "Baba dedi" diye heyecanlanırsınız. Müdü­rünüz ise ''T..." dediğinde teşekkür ettiğini düşünürsü­nüz . 11 . Bazen her ikisinden de bıktığınız düşüncesi geçer aklınızdan ama hemen suçluluk duyar, günah işlediği­nizi düşünürsünüz, 'Allah eksikliklerini göstermesin" dersiniz. 12. Her ikiside ben merkezcidir(ego-santriktir);sizin tek işinizin kendisi olduğunu düşünür. Her ikisi de si­zin kendinize ait bir özel yaşamınız olduğundan haber­sizdir. Gecenin bir yarısında bebeğiniz pıtır pıtır gelip eşinizle aranıza girer, müdürünüz ise cep telefonunuzu sürekli açık tutmanızı ister, böylece o da "gecedir, özel­dir" demeden yatak odanıza girmiş olur. (Küçük Şeyler 2)
  • Ey gidi gocu benli nine eeeyyyy, Az galsın ölüveecekti. (Komşu Köyün Delisi)

Yorum Yaz