Çöl / Deniz - Sibel Eraslan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Çöl / Deniz kimin eseri? Çöl / Deniz kitabının yazarı kimdir? Çöl / Deniz konusu ve anafikri nedir? Çöl / Deniz kitabı ne anlatıyor? Çöl / Deniz kitabının yazarı Sibel Eraslan kimdir? İşte Çöl / Deniz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Sibel Eraslan
Yayın Evi: Timaş Yayınları
İSBN: 9786051140919
Sayfa Sayısı: 352
Çöl / Deniz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Peygamber Efendimizin eşi Hz Hatice hakkında yazılmış çok özel bir çalışma! HZ. Muhammed’i (s.a.s.) peygamberliğinden evvel tanıyıp seven ve O’na ilk iman eden, mü’minlerin annesi Hz. Hatice’nin hayatına farklı bir bakış… Sadakatin, sevginin, güvenin zirvesi bir kadın… Ölümüne dek vefayla bağlı olduğu ve kendisine vefayla bağlı olan Son Peygamber’in eşi… Tüm Müslüman kadınlar için bir örnek olan bu emsalsiz kadının hayatını, Sibel Eraslan, uzun bir araştırma döneminin ardından, şimdiye dek bilinen ve bilinmeyen tüm yönleriyle yazdı. Hz. Hatice’nin hayatına farklı bir pencereden bakmak isteyenlerin üslubu ve anlatımıyla kuşatacak bir kitap!
Çöl / Deniz Alıntıları - Sözleri
- Hz.Abdülmuttalib: "Ben sadece develerimin sahibiyim. Kabe'nin de sahibi vardır ve O, Evi'ni elbette koruyacaktır."
- “O kadar az şey biliyorum ki, bildiğimi sandığım şeyler bile eksik ve şüpheli. Sen yolumu aydınlat”...
- "Sabır sadece zorluklara tahammül etmek değildir. Sabır gücümüz yettiği halde zalim olmamaktır."
- "Allah bana Hatice'den daha hayırlı bir kadın vermemiştir. İnsanlar bana inanmazken, o inanmıştı... Herkes beni yalanlarken, o beni kabul etmişti... İnsanlar benden kaçarken, o beni varı yoğu ile desteklenmişti... Ve... Allah bana, başka kadınlardan değil, Hatice'den evlat ihsan etmişti."
- "Onlar namaz kıldılar.. Namaz ise onları kul kıldı.."
- Sanki doğduğu günden şu ana kadar biriktirdiği her ne var ise gönlünde, sanki kıyameti kopmuş da saklandıkları yerlerden dikiliverip ayaklanmıştı...
- Annesizlik kaç yaşına gelirse gelsin, ne kadar güçlü konumda olursa olsun, kadınlar için çok ciddi bir yoksunluktur.
- Hatice’nin kalbi Resul’ün eviydi. Hatice’nin kalbi onun için giysiydi, libastı. . . Sığınaktı Hatice sevgilisi’ne, onun güvenli limanıydı.
- Sevdiğini fark etmek, kendisini fark etmeye eşdeğerdi içinde. İçine dolan yapayalnızlık hissini ve aşılmaz mesafeler bilgisini geçiştirebilmek için çareler araması boşuna... Ne toplumsal statüsü, ne çevresindeki kalabalık, ne işi, ne sorumlulukları.. Hiçbirisi yeterince yatıştıramıyordu içindeki titremeyi... Doğum sancısı gibi... Biri doğuyordu içinden sanki. Sanki bölünerek çoğaltmıştı kendisini. Aşkın suret çoğaltan bu hallerine şaşırıp kalmıştı kadın...
- Kaçsa gitse her şeyden. Kaçsa gitse her yerden. Kaçsa gitse kendinden.
- Konuşacak doğru kişiyi bulduğumuzda, fırtına sonrası sığınılacak bir limana varmış gibi hissederiz kendimizi.
- Dostluk, çalışmakla veya ücreti ödenerek elde edilen bir şey değildi.
- Acına ilaç zamandır. Zaman , acıyı asla yok edip kaldırmasa da onu köz haline getirmeyi bilecek kadar sabırlıdır.
- Efendiler size bir sır vereyim mi? Yüz yaşıma yaklaştım, binlerce kitap okuyup binlerce fersah yollara gittim, görmediğim şehir, çıkmadım dağ kalmadı, ama yine de kadını milletini çözebilmiş değilim...
- ‘Cesaret korkmamak değil. Cesaret, korktuğu halde bile yerinde sabırla durmaya devam etmektir.’
Çöl / Deniz İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Öncelikle kitap adı üstünde Hz Hatice'yi anlattığı için beğenmemek elde değil. Bizler Peygamber Efendimizi ve ailesini öyle soyutlamışki onları tanıyamamakla kendi hayatımızı onların ki gibi uygulayamıyoruz. Bir rafa kaldırmışız ve orada dokunulmaz kılmışız. Öyle olunca da onların hayatını kendinize uygulayamıyoruz. Hem gülerek hem ağlayarak hem coşkuyla hem gurur duyarak okuduğum öyle güzel bir kitap... İslamiyette kadınların sadece evde oturmasını öğütlediğini zannediyoruz. Lakin Peygamber Efendimizin eşi olan Hz. Hatice'nin bir iş kadını olduğunu, Mekke'nin en zenginlerinden olduğunu unutuyoruz. Şu anki hayatta Müslüman kadınların sadece evde hizmet etmeleri gerektiğini düşünüyoruz, yanılıyoruz. Ayriyeten öyle bir Aşk ki Peygamber Efendimiz ile Hz. Hatice arasındaki aşk, onların ilişkisini bilmeden nerede nasıl davranacağımızı unutuyoruz. Çok güzel bir kitaptı. Nacizane tavsiyem herkese şiddetle öneriyorum. (Nurbanu)
Hatice...: Büyük bir içtenlikle tavsiye ederim. Bu kitabi okurken resmen içine girdim yazar öyle guzel bir kalemle anlatmıştı ki okurken etkilenmemek duygulanmamak elde değil. Her okudugum kitap bu hissiyatı vermiyor. Aşkın güvenin bir öyküsü bu... (esin çangal)
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم Rahman ve Rahim olan ALLAH'IN adıyla Resûlullâh (s.a.v) efendimizin eşi Hz Hatice'nin hayatı üzerine yoğunlaşılan bu kitap okudukça insanı derinden etkileyen duygu boyutunda yaşantılar sağlayarak, okuyan kişinin kitaba olan sevgisini daha doğrusu Resûlullâh (s.a.v) Efendimizin sevgisini ve Hz. Hatice'nin sevgisini hissetmesine olanak sağlıyor. Yazarın da bu kitaba kendine has üslubuyla kattığı değerlendirmeleri ve gerekli gördüğü yerlerde süslemeli sözleri güzel olan kitabı daha da güzel kılmıştır. Hz. Hatice'nin göstermiş olduğu dirayetli duruşu ve Resûlullâh (s.a.v) Efendimizi her zaman desteklemesi, her koşulda ona destek olup, onun üzüntüsünü paylaşması, onu teselli etmesi, yaşadıkları mutluluklarını, sevinçlerini ve halkı İslama davet ederken, Mekkeli müşrikler tarafından yaşadıkları üzücü olayları, boykot döneminde birbirlerine olan desteklerini, kitapta çok iyi bir bütün halde okuyucuya sunulmuş ve kendinizi kitaba verdiğinizde akıcı akan sayfalarda sizde aynı üzüntüyü kederi, sevinci, mutluğuğu ve bir çok duyguları hissedebiliyorsunuz. Kitap başından sonuna kadar etkilemekte okuyucuyu, bu etkileyici ve güzel kitabı herkesin okumasını tavsiye ederim. Çöl / Deniz Hz. Hatice Son Elçiye ahitliydi, bağlıydı, sözlüydü. Habibini çok seven Zat, onu dünyanın en güzel evine bağışlayabilirdi ancak. Onun evi Vahyin Evi'ydi. Ve Rabbi ona kadını, güzel kokuyu ve göz nuru namazı sevdirendi... Sevdirilen ilk kadının ismiyse Hatice'ydi. Sığınaktı Hatice Sevgilisi'ne, onun güvenli limanıydı. Hatice'nin kalbi, Allah'ın, Sevgilisi için yar kıldığı mekandı... Allah'ın Sevgilisi, Hatice'nin yürek evinde iskan olacaktı.. Allah, Sevgilisi'ne bir kadını, Hatice'yi ev kılmıştı.. Hatice, kadın ve anneydi. Hatice, muharrik güç ve doğurganlık demekti... Bir gün gözleri bulutlanarak etrafındakilere şöyle demişti Son Elçi: "Allah bana Hatice'den daha hayırlı bir kadın vermemiştir. İnsanlar bana inanmazken, o inandi. Herkes beni yalanlarken, o beni kabul etti. İnsanlar benden kaçarken, o beni varı yoğu ile destekledi. Ve Allah bana, başka kadınlardan değil, Hatice'den evlat ihsan etti." Alah'ın Sevgilisine sevgili olan kadının öyküsü. Rabbim Şefaatlerine Nail eylesin. Selametle... (Ahmed Yasin)
Kitabın Yazarı Sibel Eraslan Kimdir?
Sibel Eraslan (d. 1967, İstanbul) Türk gazeteci, yazar.rnrn1967’de İstanbul’un Üsküdar ilçesinde doğdu. Üsküdar Kız Lisesi’ni (1985), İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi (1989).rnrnİnsan hakları, kadınların eğitimi, istihdamı ve haklarıyla ilgili inisiyatiflerde görev aldı.rnrnTeklif ve İmza dergilerinde yazdı. Bir dönem Vakit gazetesinde de köşe yazıları yazan yazar, 18 Şubat 2011 tarihinden itibaren Star Gazetesiinde yazmaya başlamıştır. Öyküleri Dergah, Mostar ve Hece dergilerinde yer aldı.
Sibel Eraslan Kitapları - Eserleri
- Canfeda
- Çöl / Deniz
- Siret-i Meryem
- Nil'in Melikesi
- Saklı Kitap
- Hz. Aişe
- Balık ve Tango
- Şile
- Kadın Sultanlar
- Parçası Benden
- Fil Yazıları
- Zemzem'in Annesi - Hazreti Hacer
- Hz. Fatıma
- Babam İçin Beyaz Bir Kuğu
- 4 Defter - Rumeli Rüzgarı
- Parçası Benden
- Ayrılık Üzüntülerin Annesidir
Sibel Eraslan Alıntıları - Sözleri
- "İnsan bilmediğinin cahilidir efendimiz." (Canfeda)
- “ Sevgi, selamın yaygınlaşmasıyla olur ” (Hz. Aişe)
- Halbuki arkadaşlık kadar cennete benzeyen çok az kelime vardır dilimizde... (Ayrılık Üzüntülerin Annesidir)
- İnsan, yüzünü hiç görmeden de sevebilir bazı şehirleri. (4 Defter - Rumeli Rüzgarı)
- ... beğenilmemenin acı burkuntusu... (Parçası Benden)
- " Anne kalbi her şeyi işitir,hatta söylenmeyip dile gelmemişleri bile,hiç merak etme...Sevmek,bilmekten evveldir." (Babam İçin Beyaz Bir Kuğu)
- Bilgilendirme artık politik bir propaganda aracına dönüşmüş durumda. Zihinler, küresel olarak pompalanan sanal bilgilendirmelerle bir çeşit sürüklenme ağı içinde. (Hz. Fatıma)
- Merakını merak ediyorum... (Babam İçin Beyaz Bir Kuğu)
- Gurbette gariplik vardır, garip olansa zaten Allaha yakındır. (Ayrılık Üzüntülerin Annesidir)
- Bilmiyorum, tecrübe etmişliğim yok ama çocuk, sanırım böylesi bir şey, ağırlıkları silen, yerçekimini altüst eden bir hesap edilmezlik var çocuklukta... (Babam İçin Beyaz Bir Kuğu)
- Adliyeler hep böyle soğuk mu olmak zorunda? (Fil Yazıları)
- Hatice’nin kalbi Resul’ün eviydi. Hatice’nin kalbi onun için giysiydi, libastı. . . Sığınaktı Hatice sevgilisi’ne, onun güvenli limanıydı. (Çöl / Deniz)
- Terk edildikten sonra da devam ediyorsa, o sevdadır ancak. Herkes gittikten sonranın hikayesidir, benim hikayem. İşte bakın! Arkadaşlarımdır şu savrulan yapraklar. Kopmuş yerinden, dalından ayrı düşmüş... Düşen yapraklar kadar yurtsuz bir kızıyım yeryüzünün. (Zemzem'in Annesi - Hazreti Hacer)
- Kendisini sevdası uğruna iptal etmeyen göz, boşa aşığım deyip durmasın. Sevda perdedir. Körlük sanırsın, oysa görüştür. Görüş açıklığı için,diğer şeylere körlük gerektirir aşkın yolu. (Siret-i Meryem)
- "Sabır sadece zorluklara tahammül etmek değildir. Sabır gücümüz yettiği halde zalim olmamaktır." (Çöl / Deniz)
- “ Allahın rahmeti gazabından çoktur... Biz müminler de merhamet sahibi olmalıyız... Bizim öfkemiz de, gazabımız da haddi aşamaz aşmamalıdır. Derdi Efendi İbrahim’in eşi hanımım Sare… (Zemzem'in Annesi - Hazreti Hacer)
- Yüzlerce uzun boylu robocop arasında uçuşan bir kül yığını gibi süzülerek ilerliyordum. Kütlem yok, biliyorum... (Parçası Benden)
- Sevdiklerinden vermedikçe hakiki iyilik mertebesine asla ulaşamayacaklarını bildiren vahye tabi kıldılar iradelerini.. (Canfeda)
- Melike'yi götürdüler... Kütükler çakılmış kızgın kumsala bağladılar... "Bu sağ elimdir" dedi, sağ bileğinden bağlanırken, "bu hep elinden tutmak istediğim, ama yüzünü bile hatırlayamadığım anneme uzanan elimdir, Allah'a feda olsun..." Onu bağlayanlar da ağlıyordu... "Bu sol elimdir" dedi, sol bileğinden bağlanırken, "bu elimle yazı yazamadım hiç, şayet yazsaydım; Allah yazardım, feda olsun Allah'a..." Onu bağlayanlar da ağlıyordu... "Bu sağ ayağımdır" dedi, sağ ayak bileğinden bağlanırken, "evladım Musa'ya her yönelişimde onun üzerine bastım, Allah'a feda olsun..." Onu bağlayanlar da ağlıyordu... "Bu sol ayağımdır" dedi, sol ayak bileğinden bağlanırken, "dünyayı sevemedim, sığacak bir ev bulamadım, lakin dünyalar Allah'a feda olsun..." Onu bağlayanlar da ağlıyordu... ... O gün, onun eve dönüş günüydü... (Nil'in Melikesi)
- "Hz. Aişe de " evlerinden çıkmasınlar" ayetini her işittiğinde ağlarmış ya.. Bir kere evinden çıkmaya görsün kadın kısmı. Gerisi tufan. Gerisi Cemel. Gerisi, "bahar eriyor gitgide, bir iki günlük ömrü var artık, mevsimler de dört değil şimdilerde, ikiye indi, yaz ve kıştan başka bir şey kalmadı elimizde..." (Babam İçin Beyaz Bir Kuğu)
Editör: Nasrettin Güneş