Cuma ya da Yaban Yaşam - Michel Tournier Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Cuma ya da Yaban Yaşam kimin eseri? Cuma ya da Yaban Yaşam kitabının yazarı kimdir? Cuma ya da Yaban Yaşam konusu ve anafikri nedir? Cuma ya da Yaban Yaşam kitabı ne anlatıyor? Cuma ya da Yaban Yaşam PDF indirme linki var mı? Cuma ya da Yaban Yaşam kitabının yazarı Michel Tournier kimdir? İşte Cuma ya da Yaban Yaşam kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Michel Tournier
Çevirmen: Orçun Türkay
Yayın Evi: Metis Yayıncılık
İSBN: 9786053160946
Sayfa Sayısı: 160
Cuma ya da Yaban Yaşam Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Issız bir adaya düşseydiniz hayatta kalabilir miydiniz? Nasıl karnınızı doyurur, nasıl korunurdunuz soğuktan ve sıcaktan?
Yalnızlığa ne kadar katlanabilirdiniz? Ya bir gün biri çıkıp geldiğinde ne yapardınız? Nasıl ilişki kurardınız onunla?
Bugün artık bir modern klasik olan bu yeniden yazımda, Michel Tournier’nin Robinson’u karşımıza Cuma’dan doğaya, insanlığa ve özgürlüğe dair dersler alan bir kahraman olarak çıkıyor. “Beyaz bir kelebek,” diyecek Cuma, “uçan bir papatyadır.” Öğrenmeye açık “küçük filozoflar” için…
(Tanıtım Bülteninden)
Cuma ya da Yaban Yaşam Alıntıları - Sözleri
- …”insan yola ne zaman isterse çıkabilir, ama Tanrı ne zaman isterse o zaman varır.”
- "Belki de bu yüzden suçlanmıştı, çünkü insan topluluklarında diğerlerine benzemeyen kişiden her zaman nefret edilir."
Cuma ya da Yaban Yaşam İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Cuma ya da Yaban Yaşam: Bundan sonra” dedi Robinson, “adın Pazar olacak. Şenliklerin, kahkahaların, oyunların günüdür Pazar. Benim gözümde sen de her zaman Pazarların çocuğu olacaksın... #okudumbitti #cumayadayabanyaşam “Issız bir adaya düşseydiniz...” sorularına başlamayacağım; Daniel Defoe’nun 1719’da yayımlanan Robinson Crusoe karakterine yazarımız yirminci yüzyıldan bakış atmış. Beyaz Adam’ın yaptıkları yine değişmiyor, zamanı denetleme çabalamaları, üretim-tüketim mekanizmalarını tıkır tıkır işletme ve bulunduğun yeri medeniyetleştirme girişimleri son hız devam ediyor. Kendini adanın efendisi kıl, yerliyi(Cuma’yı) köleleştir!!! Barutun/silahın gücü bir kez daha ortaya çıkar ve gelgelelim zaman (28 yıl,2 ay, 22 gün) her şeyin ilacıdır. Ve mutlu son: Robinson da anlar, çare yaban yaşam!!! Umarım sen de anlamakta geç kalmazsın okur. Kitap küçük filozoflar için olsa da bu kitabı okuduğum için hiç pişman olmadığımı bir kez daha belirtirim. (kitaperisi)
Cuma ya da Yaban Yaşam PDF indirme linki var mı?
Michel Tournier - Cuma ya da Yaban Yaşam kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Cuma ya da Yaban Yaşam PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Michel Tournier Kimdir?
Fransız romancı, öykücü ve denemeci; 1924’te Paris’te doğdu. Tournier, gerçekçi mekânlarda geçmesine karşılık, mitlerden ve simgecilikten yararlanan ve entelektüel bir kışkırtıcılık içeren metinler yazar. Roman ve öykülerinin çoğunda mit ya da efsanelerin günümüz atmosferine uyarlandığını görürüz; sık sık cinsel sapkınlıklara, rahatsız edici takıntılara ve grotesk temalara yer verilir. Her yapıtında ana ya da yan karakterlerden birinin bir çocuk ve en çok işlediği temanın da masumiyetin yitirilmesi olduğuna dikkat çekilmiştir. Ayrıntılı ve felsefi spekülasyonlara dayanan bir yazım tarzı vardır. İlk romanıyla Fransız Akademisi’nin Roman Büyük Ödülü’nü, ikinci romanıyla Goncourt Ödülü’nü kazanmış, 1972’de Goncourt Akademisi üyeliğine seçilmiştir.
Tournier ilk romanı Vendredi ou les limbes du Pacifique (1967; Cuma ya da Pasifik Arafı, Çev. Melis Ece, Ayrıntı Yay., 1994) ile büyük ilgi topladı. Bu yapıtında, modern felsefe ve antropolojinin kuramlarından yararlanarak Robinson mitini yeniden yorumlar ve insan doğasına ilişkin Defoe’nunkilerden oldukça farklı çıkarsamalar yapar. Yoğun gönderme ve simgelerle yüklü Le Roi Des Aulnes(1970; Kızılağaçlar Kralı, Çev. Hasan Anamur, Ayrıntı Yay., 1996), adını Goethe’nin bir şiirinden alır. Roman Hitler’in askeri akademilerine genç öğrenciler yollayan bir adamın etrafında döner. Les météores(1975; Meteorlar, Çev. Yaşar Avunç, Ayrıntı Yay., 2001) eşcinsel bir amca ve ikiz yeğenlerinin hayatını anlatırken ikilik, narsisizm, ensest ve eşcinsellik gibi cinsel konuları kurcalar. Le Coq de bruyère (1978;Çalı Horozu, Çev. Mustafa Balel, Ayrıntı Yay., 1990) ise yazarın hikâye ve masal arasındaki ayırımı belirlediği ve insanla hemcinsleri ya da insanla nesneler arasında aykırı ilişkiler yarattığı bir başka önemli kitabıdır.
Başlıca yapıtları: Éléazar ou la Source et le Buisson (1996; Kaynak ve Çalı ya da Éléazar, Çev. Mustafa Balel, Ayrıntı Yay., 2000); Le Médianoche amoureux (1985; Veda Yemeği, Çev. Mustafa Balel, Ayrıntı Yay., 1992); La Goutte d’or (1985; Altın Damla, Çev. Mustafa Balel, Ayrıntı Yay., 1998); Gaspard, Melchior et Balthazar (1980); Gilles et Jeanne (1983; Gilles ile Jeanne, Çev. Melis Ece, Gece Yay., 1989); Le Vent Paraclet(1977); Le Vagabond immobile (1984); La Couleuvrine (1994); Le Miroir des idees (1994); Journal extime (2002).
Michel Tournier Kitapları - Eserleri
- Cuma ya da Pasifik Arafı
- Veda Yemeği
- Düşüncelerin Aynası
- Çalı Horozu
- Cuma ya da Yaban Yaşam
- Altın Damla
- Kızılağaçlar Kralı
- Meteorlar
- Anahtarlar ve Kilitler
- Gilles ile Jeanne
- Müneccim Krallar
- Dışsal Günlük
- Kutsal Ruh
- Kaynak ve Çalı ya da Eleazar
Michel Tournier Alıntıları - Sözleri
- Düşüncem onu her kullanmak istediğimde gıcırdamaya başlayan benzer bir mekanizma, içerdeliğe, dışardalığın zararına daha fazla değer veriyor. Varlıkların değersiz bir kabuğun içine hapsolmuş hazineler olduğunu düşünürsek, içlerine ne kadar çok dalarsak, ulaşacağımız zenginlikler de o kadar büyük olurdu. Ama ya hazine yoksa? (Cuma ya da Pasifik Arafı)
- Meleği oynayan salağı oynar. Ama salağı oynamak melek olmaya yetmiyor. (Dışsal Günlük)
- Pek net olmayan 1nokta var, önemli olan mutlu olacak mısın??? (Altın Damla)
- Çünkü ahlak ve adalet yasaları iktidar alanına uygulanmaz. (Müneccim Krallar)
- Kızacağından çekindiğim için bunları ona söyleyemiyordum, çünkü söz onun için her zaman ya bir okşamaydı ya da bir saldırı; hiçbir zaman gerçeğin aynısı olmadı. (Kızılağaçlar Kralı)
- Televizyonda "ilk bakışta aşk"la ilgili verdiğim bir röportajın ardından Guy Béart şöyle yazdı bana:"Büyük aşk daha önce hiç görmediğimiz birini tanımaktır. Şarkılar için de aynısı geçerli: içimize dokunduklarında, ortada bir yeniden kavuşma var demektir." (Dışsal Günlük)
- Onun için her mutlu rastlantı bir tuzağı haber veriyordu. (Çalı Horozu)
- "Biliyor musunuz, çocuklarım, aşkla dostluk arasındaki en büyük ayrım, karşılıksız dostluk olamamasıdır'', diye açıklıyordu. "Size dostluk duymayan birine dostluk duyamazsınız. Ya paylaşılır, ya paylaşılmaz. Kısacası, mutsuz dostluk olamaz. Oysa, ne yazık ki, aşk!" (Anahtarlar ve Kilitler)
- (…) hiçbir şey sonsuz boşluğun ebedi suskunluğundan daha üzücü olamaz. (Veda Yemeği)
- "Söyleyeceğin şey suskunluktan daha güzel değilse,SUS o zaman...." (Altın Damla)
- Deha Yetenek Ustalık Açıkgözlük Her insanın - kim olursa olsun - bu dört yeteneğin karışımı olduğunu kabul etmek gerekir. Her şey onların oranına bağlıdır. (Düşüncelerin Aynası)
- A B 'yi severdi, B C'yi, C D 'yi, D de A'yı, böylece herkes ağlayarak birbirinin arkasından koşardı. "Hiçbir zaman Sev beni! demeyin, işe yaramaz, diye uyarıyordu Paul Valery. (Anahtarlar ve Kilitler)
- Körlüğümüzün ve sağırlığımızın duvarını delebilmek için göstergelerin bıkıp usanmadan kafamıza dank dank vurmaları gerek. Yeryüzünde her şeyin simge ve alegori olduğunu anlamak için gereken tek şey sonsuz bir dikkat yeteneği. (Kızılağaçlar Kralı)
- "Kutsal kitabı okumuş olsaydın bir şey dikkatini çekerdi. Tanrı önce Adem'i yarattı, sonra da cenneti, daha sonra Adem'i cennete koydu. Adem cennette olmasına şaşmıştı, bu ona doğal gelmemişti, değil mi? Havva'nın durumu başkaydı; o Adem’den sonra yaratıldı. Cennette yaratıldı; cennetin yerlisi. sonra ikisi de cennetten kovulduklarında, bu Adem ve Havva için aynı şey değildi. Adem ilk çıkış noktasına geri dönüyordu. Havva ise, tersine, doğduğu ülkeden sürülmüştü. Eğer bunu unutursanız, kadınlardan yana hiçbir şey anlamazsınız. Kadınlar cennetin sürgünleridir.." (Meteorlar)
- İşitmem zayıfladığından, cihaz kullanmak için bir kulak uzmanıyla randevum var. Her gün erteliyordum. Kendi kendime: "Nihayetinde başkalarının söylediklerini duymak o kadar önemli mi?" diyordum. (Dışsal Günlük)
- Ruhun, ancak içeriyi dışarıdan ayıran deri perdesinin ötesinde kayda değer bir içeriği olduğunu ve ben noktasının çevresindeki daha geniş çemberlere eklemlenebildiği ölçüde sonsuz derecede zenginleşebildiğini düşünüyorum! (Cuma ya da Pasifik Arafı)
- Tuhaf ve kaygı verici bir boşlukta dalgalanıyordum… (Veda Yemeği)
- Cehalet kötülüğün ta kendisidir, işte bu kadar basit ve açık. (Gilles ile Jeanne)
- Biz altının uğursuzluk getirdiğine inanıyoruz. Gümüş saftar, katışıksızdır ve temizdir. Altın, çok değerlidir, insanı tamahkârlaştırır, hırsızlığa, şiddete, cinayete sürükler. Bunu sana şunun için söylüyorum: Görüyorum ki bullea aureanla 1maceraya atılmak üzeresin. Bu 1özgürlük simgesidir, ama metali uğursuz. Tanrı seni korusun! (Altın Damla)
- Başkası yoksa ben var mıyım? (Cuma ya da Pasifik Arafı)