Dağ Padişahları - Reşad Ekrem Koçu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Dağ Padişahları kimin eseri? Dağ Padişahları kitabının yazarı kimdir? Dağ Padişahları konusu ve anafikri nedir? Dağ Padişahları kitabı ne anlatıyor? Dağ Padişahları PDF indirme linki var mı? Dağ Padişahları kitabının yazarı Reşad Ekrem Koçu kimdir? İşte Dağ Padişahları kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Reşad Ekrem Koçu
Yayın Evi: Doğan Kitap
İSBN: 9786050937510
Sayfa Sayısı: 288
Dağ Padişahları Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
1596’da Haçova Savaşı’nda düşmandan kaçan Anadolu tımarlı sipahilerinin dirlikleri kaldırıldı, kendileri de ölüm cezasına çarptırıldılar. “Af ve aman kapısı kapanınca onlar da baş kaygısına düştü, köyünü kentini bıraktı, selameti dağda derbentte gördü. Halli halince, at uşağını, yanaşmalarını, çobanını ve ırgadını, köylüsünden de silah tutan birkaç delikanlıyı ya rızasıyla veya cebren ve kahren peşine takıp götürdü ve böylece Anadolu’da bir şekavet başladı; meyve ağacını saran tırtıllar gibi.” Reşad Ekrem Koçu, 1599’da Urfalı Karayazıcı Abdülhalim’in isyan bayrağının altına toplanmış 40.000 Celali ile başlayan ve kimi zaman padişahlık davasına kadar varan isyanları anlatıyor.
Dağ Padişahları Alıntıları - Sözleri
- “Ahmed Bey, Ben Canbuladoğlu üzerine giderim, Celalilerin hücumu ihtimaline karşı Konya'nın muhafazasını sana bırakıyorum, fakat imdat lazım gelirse bana ne kadar asker toplayabilirsin?” diye sordu. Saracoğlu gafil: “Şöyle bir seslensem 30.000 kişi toplamak işten değildir Sultanım" deyince Koca Murad Paşa: "Aferin sana," dedi, “berhurdar olasın!" Sonra şefaatçilerine döndü ve sordu: “Şöyle bir seslenince 30.000 kişiyi toplayabileceğini ağzıyla itiraf eden şu herif sağ bırakılır mı?" dedi. Saracoğlu'nu kementle boğdular, kuyuya bıraktılar. Belki de “kapak” olmuştur; bir kuyu dolduğu zaman paşaya “Kapak lazım” derlermiş, kuyu şöhretli bir kişinin cesediyle kapanırmış...
- "Bencillik gütme, *müstebit olma. Adalet tarlasını bilgi sapanı ile sür ve **meşveret tohumunu ek. Bir an evvel bitip yeşermesi içinde durmadan gözyaşlarınla sula" *zorba, baskıcı **danışma, istişare, görüş paylaşımı
- Sakın mazlumun ahından sehergah, Ki ana perde koymamışdır Allah!
Dağ Padişahları İncelemesi - Şahsi Yorumlar
3. Mehmet döneminde cereyan eden Haçova meydan savaşı gidişat ve sonuçları açısından Osmanlı savaş tarihinde önemli bir yere sahiptir. Savaşın ilk evresi Osmanlının aleyhinedir. Osmanlının savaş gücünü oluşturan Yeniçeri ve Tımarlı sipahiler dağılmış ganimet peşinde koşan düşman ordusu Osmanlı kuvvetlerini kovalamak yerine düzenlerini bozmuşlardır. Bu sırada Osmanlının geri hizmetinde bulunan kasaplar, baltacılar, seyisler... ellerine ne geçtiyse düşman kuvvetleri üzerine hücum etmişler böylece yenilgi ile sonuçlanması kesin gözüyle bakılan savaş Osmanlı lehine dönmüştür. Fakat Osmanlı ordusundan kopuşlar bir hayli fazla olmuştur. Savaş sırasındaki hengameyi fırsat bilen tımarlı sipahiler Anadoluya geçtiler. Devlet tarafından tımarlarına el konulduğu için millete karşı eşkiyalık faaliyetlerine başladılar. Reşat Ekrem Koçu'nun tarihi belgelerden faydalanarak roman tadında sunulan bu eseri Celali İsyanları hakkında fikir edinme adına şiddetle tavsiye ederim. (Harun Tunç)
Celali isyanlarını ve isyankar sipahileri anlayacağınız nadir kitaplardan yıllarca osmanlıya kafa tutan beyleri paşaları ve taifesinin yaptıklarını objektif olarak akıcı bir sekilde okuma imkanı (Cem)
Cografya kaderdir: Ustad bu eserinde 17. Yuzyil Osmanli rezilligini, sekavati ve devletin nasil ayaklar altina alindigini kendi uslubuyla anlatmistir. Bu topraklarda teror hic bir zaman bitmemistir, teroristin irki, dini, milleti olmamistir. Tarih yine tekerrurden ibarettir. (izzet kafalı)
Dağ Padişahları PDF indirme linki var mı?
Reşad Ekrem Koçu - Dağ Padişahları kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dağ Padişahları PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Reşad Ekrem Koçu Kimdir?
Tarihi konularda yazdığı fıkra, roman, hikâye ve incelemeleriyle ve en önemli yapıtı İstanbul Ansiklopedisi'yle tanınmaktadır. 1905'te İstanbul'da doğan Koçu, Bursa Erkek Lisesi'ni ve İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü'nü 1931 tarihinde bitirdi. Aynı fakültede asistan oldu, ancak, 1933 Üniversite Reformunda hocası Ahmet Refik Altınay'la beraber üniversiteden ayrıldı. Alman, Kuleli, Pertevniyal ve Vefa liselerinde tarih öğretmenliği yaptı. Reşad Ekrem Koçu 6 Temmuz 1975'te İstanbul'da öldü.
Öğretmenliği sırasında Tarihten Sesler gibi çeşitli dergi ve gazetelerde şiir, hikâye ve çocuk romanları, Osmanlı döneminin ilginç olaylarını ve kişilerini öyküleştirdiği Forsa Halil (1962), Patrona Halil (1967), Erkek Kızlar (1962) ve Haşmetli Yosmalar (1962) gibi kitaplar yazdı. Evliya Çelebi Seyahatnamesinin (1943-1967, 6 cilt) bazı bölümlerini bugünkü dile aktardı. Türk Giyim, Kuşam ve Süsleme Sözlüğü (1967) ise alanında yapılmış ilk önemli çalışmadır. Reşad Ekrem Koçu'nun en önemli ve büyük yapıtı, İstanbul'u her yönüyle ayrıntılı biçimde anlatan İstanbul Ansiklopedisi olarak kabul edilir. Bu ansiklopedinin ilk baskısı 1944-1951 Aba-Bahadir Sokağı maddeleri ve ikinci baskısı 1958-1971 yayımlandı ve 11'inci ciltte 7076 sayfaya ulaşarak "Gökçınar" makalesinde yarım kaldı. Koçu'nun diğer kitapları arasında Osmanlı Padişahları (1960) ile Eski İstanbul'da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri (1947) ve 2 ciltlik Kösem Sultan sayılabilir.
Reşad Ekrem Koçu Kitapları - Eserleri
- Tarihimizde Garip Vakalar
- Yeniçeriler
- Kızlarağasının Piçi
- Kösem Sultan
- Fatih Sultan Mehmed
- Osmanlı Padişahları
- Aşk Yolunda İstanbul'da Neler Olmuş
- Eski İstanbul'da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri
- Tarihimizde Kahramanlar
- Topkapı Sarayı
- Patrona Halil
- Kabakçı Mustafa
- Forsa Halil
- Erkek Kızlar
- Osmanlı Tarihinin Panoraması
- Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar
- Esircibaşı
- Kafes Arkası Günahkarları
- Cevahirli Hanım Sultan
- Aşık Şair ve Padişahlar
- Tarihte İstanbul Esnafı
- Dağ Padişahları
- Hatice Sultan ile Ressam Melling
- Haydut Aşkları
- Türk Giyim Kuşam ve Süslenme Sözlüğü
- Türk Zaferleri
- İstanbul Tulumbacıları
- Taçlı Fahişeler
- Selçuk Tarihi
- Ahmed Rasim - Ahmed Refik
Reşad Ekrem Koçu Alıntıları - Sözleri
- Bir kere bir akıl çelindi mi üst yanı kolaydır. (Kafes Arkası Günahkarları)
- Alemdar Mustafa Paşa'nın İstanbul'a girdikten sonra yaptığı işler Vaka-yi Selimiye denilen 1807 Mayıs İhtilali'ne kuvvetle bağlıdır. (Kabakçı Mustafa)
- Bir gün yeni harp hazırlığının nereye karşı olduğunu soran bir ordu kadısına; "Efendi! Eğer sakalımın tellerinden bir tanesi tasavvurlarımı bilseydi onu koparır ve yakardır!" demişti.. (Fatih Sultan Mehmed)
- Mayaları aynı çamurdan insanlar çabuk anlaşırlar, ilk tanıştıkları gün kırk yıllık dost kadar yaklaşırlar. (Cevahirli Hanım Sultan)
- Bütün tebaasının malı ve canı iki dudağı arasında çıkacak emre bağlı padişahlar, askeri ihtilallerde öyle bir acze düşmüşlerdir ki, yüzlerine karşı pervasızca hitaptan ve hatta hakaretten çekinilmemiştir. (Topkapı Sarayı)
- Abdülaziz'in horoz ve koç dövüştürme merakı ve galip gelen hayvanların boyunlarına elmas nişanlar taktığı rivayetleri saltanatının bu sonuncu devrine yakıştırılan şeylerdir. (Osmanlı Padişahları)
- Gidenler devlet hazinesini soymuştu, gelenler hazinede bir şey bulamadıkları için gidenlerin terekesini yağmaladılar. (Yeniçeriler)
- Eski berberler aynı zamanda sünnetçi, dişçi ve hacamatçıydı;kellik, uyuz, sıraca, egzama gibi cilt hastalıklarına da ilaçlar, merhemler yapardı,çeşitli ihtisas sahibi mütetabbiptiler. (Tarihte İstanbul Esnafı)
- “Bir yeniçeriye de bir gün, - Nizamıcedid olur musun? diye sormuşlar. - Vallah billah Moskof olurum, Nizamıcedid olmam!.. demiş.” (Yeniçeriler)
- "Şimâlden, cenuptan, şarktan ve garptan, İstanbul'a esen bütün rüzgârlar, fitne ve fesat tohumları saçıyordu." (Esircibaşı)
- Sarayın odun ambarı 16. asırda bir cinayete sahne olmuştu. 17. asır ortasında ise tarihi bir idam fermanının tatbik edildiği yer oldu. Sultan IV. Murad zamanında asrın büyük şairi, Türk hiciv edebiyatının büyük üstadı Nef'î, bu padişahın gazabına uğrayarak burada idam olundu. ... Şairin cesedi Saray-ı Hümayun'un deniz kenarındaki Balıkhane Kapısı önünden denize atıldı. (Topkapı Sarayı)
- Bütün bu suları, merhemleri, tozları hazırlamak için bazen 14 yaşında bir erkek çocuğu beyni, bir küçük kızcağızın kalbi lazım geliyordu. Evinin fırınında ve bahçesinin muhtelif yerlerinde, 2.000'den fazla yakılarak öldürülmüş çocuk iskeleti buldular!.. (Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar)
- Büyük İtalyan edibi Edmondo de Amicis de (1846-1908) İstanbul Seyahatnamesi'nde İstanbul esnafından bahsederken şunları yazıyor : Türklerle pazarlık etmeyin "Rum, müşteriyi seslenip çağırır, eliyle koluyla işaretler yaparak davet eder ;Ermeni, biraz daha temkinlidir;Yahudi, malının fiyatını kulağa fısıldayarak arz eder;Türk'e gelince, sessiz, müşterisini sadece bakışlarıyla çağırır. Bir Türk'e söylediği fiyat için, sakın, 'Biraz aşağı olmaz mı?' diye pazarlığa girişmeyin, bunu kendisine bir hakaret sayar ve 'Ben hırsız mıyım ki önce sizden hakkım olmayan fahiş bir para isteyeyim ve sonra pazarlığa girişeyim!..' der. " (Tarihte İstanbul Esnafı)
- Halk denilen esrarengiz kitlenin içinde kulakların asla duyamayacağı ve gözlerin hiç göremeyeceği kim bilir ne garip ve acayip şeyler oluyordu? (Erkek Kızlar)
- Sultan İbrahim'in devrinde hakikat olan yolsuzluk, makam temini için rüşvet toplama, hısım ve akrabayı bir mansıpa kaydırmada dalkavuk kadınların devlet işlerine karışmasıdır; sancakbeyleri, valiler ve kadılar dama taşları gibi durmadan değiştirilmiş, herkes makamından emin olmadığı için verdiği rüşveti gittiği yerde halktan fazlasıyla çıkarmaya çalışmış, bu suretle memleketi zulüm kaplamıştır. (Osmanlı Padişahları)
- "Şu dünyada garip kaldım. " (Kafes Arkası Günahkarları)
- "Bencillik gütme, *müstebit olma. Adalet tarlasını bilgi sapanı ile sür ve **meşveret tohumunu ek. Bir an evvel bitip yeşermesi içinde durmadan gözyaşlarınla sula" *zorba, baskıcı **danışma, istişare, görüş paylaşımı (Dağ Padişahları)
- Abbasi halifelerinden Filozof Memun, "İnsan üç çeşittir" diyor, "Bir kısmı gıda gibi her zaman ve her yerde lazımdır. Bir kısmı deva gibidir, yerinde ve zamamnda lazımdır, bir kısmı da illet gibidir, Allah bizi onlardan korusun!.." (Patrona Halil)
- Bu hezele guruhunun (Patrona Halil ve peşinden giden ayaktaşlar) kıyamını, Lale Devri'nde İbrahim Paşa ve yâranının sefahat ve lüksüne karşı toplum ıstırabından doğmuş bir hareket gibi göstermek, bizce çok hatalıdır. Patrona ile ayaktaşlarının acı hayat hikâyesini yazar ve onların hakiki simalarını göstermeye çalışırken yukarıdaki satırları, işte bunun için yazdık Halkın ve esnafın bin türlü şikâyeti, vergiler, para ayarsızlığı, toplumu kızdıran himayeler de, lale merakı ve helva sohbeti gibi, Lale Devri'nden evvel de vardı, sonra da devam etti. Kaldı ki, karşısında hırslı muhalifleri ve düşmanları bulunamayan bir iktidar, Türkiye tarihinde değil, cihan tarihinde görülmez. (Patrona Halil)
- Oğullar ataya yürek yağıdır. Oğulun iyisi gamı dağıtır, Oğlu kim atanın hemsazı olsa Safalı bağı, bostan bağıdır. Oğlu kim dua alup makbul olsa Atanın devleti, yüzü akıdır. (Fatih Sultan Mehmed)