diorex
Dedas

David Copperfield - Charles Dickens Kitap özeti, konusu ve incelemesi

David Copperfield kimin eseri? David Copperfield kitabının yazarı kimdir? David Copperfield konusu ve anafikri nedir? David Copperfield kitabı ne anlatıyor? David Copperfield kitabının yazarı Charles Dickens kimdir? İşte David Copperfield kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 22.02.2022 04:00
David Copperfield - Charles Dickens Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Charles Dickens

Çevirmen: Azize Bergin

Orijinal Adı: David Copperfield

Yayın Evi: Alfa Yayıncılık

İSBN: 9789752974241

Sayfa Sayısı: 611

David Copperfield Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Dickens bütün eserleri arasında en çok bu romanı severdi. Bu, belki de "David Copperfield"ın kendi hayatı üzerine kurulmuş bir roman oluşundan ileri geliyordu.

Gerçekten ünlü İngiliz romancısı, dehasının en büyük kudretini bu romanında göstermiş, ruhundaki canlılığı, gözlemlerindeki güçlülüğü, tekniğindeki sağlamlığı bu romanında ölümsüzleştirmiştir diyebiliriz. Öyle ki, Dickens denince, ilk önce akla -pek haklı olarak şaheseri kabul edilen- bu romanı gelir. Orada, meraklı olanlar başkahramanının çevresinde dönerken, bu arada daha başka kişiler, çeşitli karakterlerin örnekleri olarak yaşamakta, bunların her biri dahi romancının kaleminden aldıkları ışıkla canlanmaktadır.

Endüstrinin emekleme çağında, kapitalizmin acımasızlığı altında, günde on altı saate varan çalışma koşullarıyla ezilen işçiler.

Dönemin İngilteresinin, üretim mekanizmasının ve toplumun Dickens tarafından ustaca çizilen portresi.

David Copperfield Alıntıları - Sözleri

  • Dünyadaki tüm kötülüklerle baş etmenin en iyi yolunun iyi kitaplar okumak olduğunu öğrendim.
  • "Hoş geldin sefalet, hoş geldin evsizlik, hoş geldin açlık, rezillik, kargaşa ve yoksulluk! Karşılıklı güven bizi sonsuza kadar idare eder!"
  • "Her zaman yürüdüğüm yollarla vedalaştım."
  • "Eğer şartlar bir gün bizi ayırırsa beni en iyi halimle hatırla!"
  • - Çalışmadan nasıl yaşarız Dora? - Nasıl mı? Olur bir şekilde!
  • "Ne avare zamanlardı! Ne kadar eften püften, keyifli ve sersem zamanlardı!"
  • "Sorun ne mi beyler? Sorun olmayan ne ki? Sorun hainlik; sorun alçaklık; kandırma, dolandırma, komplo sorun..."
  • "Canımı vermek fazla kolay olurdu, nasıl diyeyim? Onun için yaşardım!"
  • Ben bazen kendime bile ağır geliyorum.
  • "Bu iradesizlik mahvetti beni. Hatırlamakta iredesizlik ve unutmakta iradesizlik."
  • "Sevgili Genç Dostum, Artık geri dönüş yok - her şey bitti."
  • Ben bazen kendime bile ağır geliyorum.
  • "Yılda yirmi sterlin kazanıp bunun on dokuz ya da on dokuz buçuğunu harcıyorsan bunun sonu mutluluktur. Yılda yirmi sterlin kazanıp yirmi buçuk harcıyorsan bunun sonu sefalettir."
  • "Talihsiz bir kadını dünyaya getirmekten tek çıkarlarının bunu onun burnundan getirme özgürlüğü olduğunu sanıyorlar."

David Copperfield İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Maalesef okudum. David Copperfield'ı bu şekilde okumak istemezdim. Aslında pek de tarife gerek yok. Kitabın 26. sayfasının son cümlesini alıntılıyorum; "...Mr. Micawber talked to me about her husband..." Ve kelimeler kifayetsiz. Charles Dickens'ın kitabında LGBTQ+İ konusunu işlediğini sanmıyorum. Öyleyse lütfen düzeltin beni. Ayrıca basit bir basım hatası ya da yazım hatası değil bu. Çünkü sadece Bay Micawber kocası hakkında konuşmuyor bu kitapta. Beyler sohbet esnasında soru soruyor. Ama açılışı Bay ile başlayan cümlenin kapanışı 'she asked" oluyor. Bu gibi Mr. Ve Mrs. ayrımı hataları okurken kafa karışıyor. En son kim ne demişti. Kadın mı demişti, erkek mi demişti ayrımını okuyanın mantığına bırakmanız muhteşem şekilde olay akışından uzaklaştırıyor. Hatalar bununla sınırlı kalmıyor, hat safhada İngilizce özrü mevcut. Kitabı okurken, İngilizce olarak hazırlayan kişi keşke çeviri için google kullansaymış; hata payı çok daha minimum olurmuş diye düşünmeden edemiyor insan. Hazırlayanını ayrı editörünü ayrı tebrik ediyorum. Bu yüksek İngilizce ile bu ülkede harcanıyorsunuz diyorum. (Filozofun Teki)

Podcast: David Copperfield(iki bölüm): I. bölüm: https://www.youtube.com/watch?v=DUhrM-5liQo II. bölüm: https://www.youtube.com/watch?v=CZsSTXwUTAA Selam kitapçokseverler. Bu bölümümüzde Dickens'ın David Copperfield yapıtı üzerine konuşuyoruz. David'in trajik çocukluğu, erken yaşta başına gelenler hakkında tartışırken bir yandan da Dickens'ın hafızada iz bırakan karakterleri üzerine enine boyuna sohbet ediyoruz. Keyifli dinlemeleriniz olması dileğiyle. [email protected] üzerinden görüş ve önerilerinizi bekleriz. Sevgiler. (Okur Sohbetleri)

Nerden başlayayım bu muhteşem eseri anlatmaya. En iyisi kitaptan alıntı yapayım. "Aksilikleri cesaretle karşılayıp bizi korkutmalarına izin vermemeliyiz evladım. Oyunu sonuna kadar götürmeliyiz. Talihsizliğin hakkından gelmeliyiz Trot !" ( syf 623, Hala, Betsy Trootwood ) Bu sözler kitabın ana temasını özetliyor. Dickens, hayata ; iyiyle kötünün harmanlanlandığı Tao felsefesinden yin ve yang döngüsünün doğallığı içerisinde bakıyor. Stefan Zweig in kitabının başlığında dediği gibi " Üç Büyük Usta " dan biri Dickens. O diğer ikisi.. Ne Balzac gibi, sosyo- psikolojik betimlemeler ustası olmayabilir. Ne de Dostoyevski gibi varoluşsal problemleri kendine dert edinmeyen biri olabilir. Peki onun ustalığı nerde. Üçünde ortak olan zekayı geçiyorum. Edebi üslubu da geçiyorum. Dickens çok yalın bir şekilde sunuyor size hayatı. Bir çoğumuzun hayatında eksik olan dostluk ve aileyi ön plana çıkarıyor. Ve onun karakterleri, can verdiği karakterler ; o kadar canlı ki, onların yaşadıkları karşısında kimi zaman hiddetleniyor , kimi zaman onlarla birlikte gülüyor ve çoğu zamanda onlarla birlikte ağlıyorsunuz - o kadar ki artık kitabı okuyamıyorsunuz- Mr . Murdstone ve kız kardeşi : onları tanidığınıza , böyle insanların varlığına , kendini hak yolun yolcusu sanan Melek görünümlü Şeytanlara lanet okuyacaksınız belki. Uriah Heep : o sinsi, mütevazilik abidesine ne demeli. Mr. Crewe ve yaveri, uşak Litimer Kadersizler Emma, küçük Emly, Ve Mr. Stenford. Ve gördüğüm en iyi insan Mr. Peggoty, seni asla unutmayacağım. İki kardeşinin biri erkek( Ham ) ve biri kız ( küçük Emly) yetimine kanat geren amca. Arkadaşının dul karısına ( mrs. Gummidge ) geren , onu kendine kız kardeş yapan güzel insan, bu yürek attıkça seni nasıl unutabilirim. Ve onun kız kardeşi David'in bakıcısı Mrs. Peggoty. Mr.ve Mrs. Micawber ; bunlar Charles Dickens'ın gerçek anne ve babası. Mr. Tradles, sevimli arkadaş, aslında her biri için o kadar çok şey söyleyebilirim ki, spoller verme korkusundan lal kesiliyorum. Beni kitabı okuyanlar anlar. Bu kitaptaki iki olay hep dimağımda taze kalacak. Küçük çocuğun ,aç kalmamak için sattığı o ufak ceketi üç kuruşa alıp ta parasını vermeyen, bir ayağı çukurda ki o insafsız esnafı ve cocuk- eş " Dora" yı. Ahh Dora, ne çok ağlattın beni. Kafama koca bir balyoz indirsen daha iyi idi. Ne yaptın sen. Ne yaptın Dickens. Ve Agness.... Bu kadar duygusallık yeter. David Copperfield in doğumundan yaşlılığına kadar ki hayat hikayesi. Dickensın otobiyografik eseri derler.Esinlenmiş orası kesin. Dickens sadece bir hikaye anlatmıyor. Dickens yaşamı anlatıyor. Okuyun ve okutun derim . (Yüksel Yüksel)

Kitabın Yazarı Charles Dickens Kimdir?

Charles Dickens (7 Şubat 1812 – 9 Haziran 1870), İngiliz yazar.

Memur bir babanın oğlu olarak 1812 yılında doğan Dickens'ın ilk yılları refah içinde geçse de babasının borçları yüzünden hapse girmesiyle sefaletle tanıştı. Henüz 11 yaşında iken bir boya fabrikasında çalışmak zorunda kaldı. 15 yaşında bir avukatın yanına giren genç Dickens, öğrenmeye meraklı olduğu için boş zamanlarında stenografi öğrendi. 1835 yılında Morning Chronicle gazetesine stenograf olarak girdi ve 1835'te 'Boz' takma adıylaBoz'un Karalamaları başlığında notlar yayımlamaya başladı.

1837'de ise esas onu ünlendirecek olan Bay Pikvik'in Serüvenleri adlı kitabını yayımladı. Aynı yıl içinde Catherine Hogarth ile evlendi. 1840 yılında ölen baldızı Mary'e ithaf ettiği Antikacı Dükkanı romanını yayımladı.

1840'ta Amerika'ya gitti ve burada büyük bir coşkuyla karşılandı, ama Genel Okur İçin Amerika Notları kendisini o kadar içtenlikle ağırlamış olanlarda şiddetli tepkilere yol açtı. 1843 ile 1846 arasında bol bol seyahat eden Dickens, bu seyahatlerde dönemin ünlü yazarlarıyla tanışma fırsatı buldu. Bu dönemde yine Daily News gazetesini ve Household Words dergisini çıkardı.

1858 yılında karısından ayrılan Dickens, bu dönemden itibaren yine sık sık seyahate çıktı, konferanslar verdi. Ama sonunda çok yoruldu ve Gadshill'deki evinde istirahate çekilmek zorunda kaldı. 1870'te de şöhretinin zirvesindeyken öldü. Mezarı Londra'daki Westminster Kilisesi'nde bulunmaktadır.

Charles Dickens Kitapları - Eserleri

  • İki Şehrin Hikâyesi
  • Antikacı Dükkanı
  • Oliver Twist
  • Yedi Yoksul Gezgin
  • Perili Ev
  • Gelin Odasındaki Hayalet

  • Zor Zamanlar
  • Mister Pickwick'in Serüvenleri
  • Bir Noel Şarkısı
  • Büyük Umutlar
  • David Copperfield
  • Edwin Drood'un Gizemi
  • Martin Chuzzlewit

  • Gizemli Öyküler
  • Kasvetli Ev (2 cilt)
  • Müşterek Dostumuz
  • Büyük Macera
  • Gece Yürüyüşü
  • Doktor Marigold
  • Oliver Twist - Define Adası

  • Denizden Gelen Haber
  • Dedektifler
  • Barnaby Rudge
  • Nicholas Nickleby
  • Küçük Dorrit 
  • Antikacı Dükkanı - 2. Cilt
  • The Haunted Man and the Ghost's Bargain

  • İşaret Memuru
  • Dickens at Christmas
  • Gulyabani
  • Çaydanlık ile Cırcır Böceği
  • Classic Detective Stories
  • The Trial of William Tinkling
  • Çanlar

  • Christmas Books
  • Dombey and Son
  • Pictures from Italy
  • Mugby Junction
  • The Life of Our Lord
  • The Mudfog Papers
  • Supernatural Short Stories

  • Sketches of Young Ladies, Young Gentlemen and Young Couples
  • Poems

Charles Dickens Alıntıları - Sözleri

  • "Her şey uçup gitti, bir hüzün baki." (Müşterek Dostumuz)
  • Bütün suskun adamların bir ağırlığı olur. Bütün suskun, ağzı bağlanmış adamlara inanılır. Bağları çözmenin saklanmış ve asla kullanılmamış gücü mü insanlığı büyüler, yoksa bilginin eli kolu bağlandığı zaman yoğunlaşıp artar mı ya da çözüldüğü zaman buharlaşır mı bilinmez: Ama şurası kesindir ki önem, ağzı bağlı kişiye atfedilir. (Küçük Dorrit )
  • Aklı başında insanlar yaşadıkları sıradan olayları değerlendirirken tesadüfleri yeterince hesaba katmıyorlar.. (İşaret Memuru)
  • Ve ne büyük mutluluktu uyanıp bunların kaybolan gölgeler olduğunu görmek. (Martin Chuzzlewit)
  • ..."Onun yaşamı 1ölünün arkasından sonsuza dek yas tutanların yaşamı gibiydi. Ölen kendisiydi."... (Gizemli Öyküler)
  • Fielding der ki, erkek ateş, kadın kavdır; Şeytan onları tutuşturur. (Mister Pickwick'in Serüvenleri)

  • Ben münzevi hayatı yaşayan bir adamım. Kendimden başka güvenebileceğim kimse yok. (Müşterek Dostumuz)
  • Eğer hırsızlık sanatsa, hırsız yakalama bir bilimdir. (Dedektifler)
  • Biz yoksullar neden dünyaya gelmişiz; bilmiyorum. (Çanlar)
  • "Özel bağlar olmadan toplum hayatının ne anlamı var?" (Kasvetli Ev (2 cilt))
  • "Birçok fiziksel hastalık gibi insanların kötülüğünde yetişen, sonra da cehaletleriyle yayılan bu salgınlar bir zaman sonra ne cahil ne de kötü olan birçok mağdura bulaşır. " (Küçük Dorrit )
  • "Şu suyun akışını durdurmak nasıl elimizde değilse (...) bu saatlerin akışını durdurmakta elimizde değil." (Büyük Umutlar)
  • Bize biner, arabaya koşarlar. Döver, söver, kendi zevkleri için sakatlarlar bizi, ama ölüyorlar, yaşasın ölüyorlar! (Martin Chuzzlewit)

  • "Ama insan yemek yemeden önce parasını kazanmak zorundadır!" (Dedektifler)
  • Ahlaksal bir hastalığın fiziksel olan kadar engellemesi zor bir şey olduğu; böyle bir hastalığın veba kadar habis ve hızlı bir şekilde yayılacağı, bir kere ilerlemiş olan salgının sınır tanımadan, en sağlıklı insanları bile ele geçirebileceği ve en olmadık bünyelerde gelişeceği insan denen mahlukun bir atmosferde nefes alması kadar tecrübeyle sabittir. Bu ölümcül bozuklukların zayıflık ya da kötülükleriyle beslendiği lekeliler, zehrin bulaşmasına fırsat vermeden anında yakalanıp tecrit edilebilse ( hatta fazla uzatmadan boğazlansa), insanlık takdir ötesi bir hayır duası alırdı. (Küçük Dorrit )
  • Sahnede ışık ve müzik neyse, hayatta şiir odur. (Mister Pickwick'in Serüvenleri)
  • "Talihsiz bir kadını dünyaya getirmekten tek çıkarlarının bunu onun burnundan getirme özgürlüğü olduğunu sanıyorlar." (David Copperfield)
  • Zararsız bir neşe ve iyi huyun cennette gömlek yakasından daha büyük bir günah olduğuna inanmıyorum. Takan da bir, takmıyan da... (Antikacı Dükkanı - 2. Cilt)
  • Hiçbir sözcük duygularımı tam anlatamaz. (Gizemli Öyküler)
  • Fakat her saadetin bir sonu vardır, ikinci bir saadetin zevki da burada değil midir? (Antikacı Dükkanı - 2. Cilt)

Yorum Yaz