Dearest Rogue - Elizabeth Hoyt Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Dearest Rogue kimin eseri? Dearest Rogue kitabının yazarı kimdir? Dearest Rogue konusu ve anafikri nedir? Dearest Rogue kitabı ne anlatıyor? Dearest Rogue PDF indirme linki var mı? Dearest Rogue kitabının yazarı Elizabeth Hoyt kimdir? İşte Dearest Rogue kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Elizabeth Hoyt
Yayın Evi: Grand Central Publishing
İSBN: 9781455586356
Sayfa Sayısı: 316
Dearest Rogue Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Lady Phoebe Batten is pretty, vivacious, and yearning for a social life befitting the sister of a powerful duke. But because she is almost completely blind, her overprotective brother insists that she have an armed bodyguard by her side at all times-the very irritating Captain Trevillion.
Captain James Trevillion is proud, brooding, and cursed with a leg injury from his service in the King's dragoons. Yet he can still shoot and ride like the devil, so watching over the distracting Lady Phoebe should be no problem at all-until she's targeted by kidnappers.
Caught in a deadly web of deceit, James must risk life and limb to save his charge from the lowest of cads-one who would force Lady Phoebe into a loveless marriage. But while they're confined to close quarters for her safekeeping, Phoebe begins to see the tender man beneath the soldier's hard exterior . . . and the possibility of a life-and love-she never imagined possible.
Dearest Rogue Alıntıları - Sözleri
- Trevillion fısıltıyla konuşmaya başladı. "Asıl ben, beni baştan çıkarmandan bıktım." "Artık seni baştan çıkarmıyorum," diye mırıldandı Phoebe, ıslak dudaklarıyla onun dudaklarını okşayarak. Trevillion, genç kadının altdudağını, onu cezalandırmak istercesine hafifçe dişledi. "Çıkartmıyor musun?" "Hayır," diye fısıldadı Phoebe. "Sen bana teslim oldun."
- “Bugün havanın bulutlu olması çok yazık” diye mırıldandı Phoebe dalgınlıkla. Trevillion durdu. Hiçbir ses çıkarmadığı halde Phoebe bir şeyler hissetmiş olmalıydı. Gencecik yüzünü adama çevirerek elinde sıkıca tuttuğu makasla doğruldu. “Yüzbaşı?” Trevillion eskiden birileri kırılan kalplerden bahsettiğinde, ne demek istediklerini anlamazdı. Şimdi anlamıştı. Ancak ona daha önce hiç yalan söylememişti, bu yüzden bugün de söylemeyecekti. “Bugün hiç bulut yok.”
- “Çok gençsin!” diye bağırdı Trevillion. “Çok soylusun, kendi emniyetin konusunda çok düşüncesizsin, çok tatlısın ve lanet olsun çok gençsin.Dur. Beni etkilemeye çalışmaktan vazgeç, beni oyuncağın olarak kullanmaktan da vazgeç. Ağabeyinin çalışanı olabilirim ama aynı zamanda bir erkeğim.” “Ben bir oyuncak istemiyorum ben seni istiyorum.” “Bana sahip olamazsınız, Leydim.” Diye karşılık verdi Trevillion.”üzgünüm.”
- "Beni mahvettin. Sensiz bir daha nefes alabilir miyim, onu bile bilmiyorum. Sensiz nasıl yaşayacağımı bilmiyorum."
- Aklı bu duruma, alışılagelmiş gerekçeleriyle karşı çıksa da – onun için çok yaşlı olması, Phoebe’nin kendisi için fazla genç olması, farklı sosyal mevkilere ait olmaları gibi – bunun hiçbir önemi yoktu. Kalbi aklına baskın çıkmıştı ve artık bu konuda yapabileceği hiçbir şey kalmamıştı. Phoebe Batten’ı seviyordu, şimdi ve sonsuza dek.
- "Bazen sizi gerçekten hiç sevmiyorum, Yüzbaşı Trevillion." "Bunun yalnızca bazen olmasından büyük bir memnuniyet duymaktayım, Leydim."
- " Belki de karanlık bir şey ..."
- "Ben Bir kadınım kafesin içinde ki kanarya değil ."
- "Hiç bir kadın eser olarak adlandırılmak istemez ."
- "Ancak ...aklının olan biteni algılaması başka bir şeydi , kalbinin kabulenmesi bambaşka bir şey. ..'
- Biraz "ölüm gibi sanki diye fısıldadı Phoebe kendi kendine konuşur gibi. "Hepimiz günün birinde öleceğimizi biliyoruz ancak bunun olacağına inanmak ,işte o bambaaska bir şey ...
- "Hüzün ,sesindeki duygunun adı hüzündü.."
- Bir şeyi sadece bir kere deneyip güzel olmadığına karar vermenin..... Şey, korkakca olduğunu düşünüyorum .
- O,ruhunun kavrulmuş çölüne dökülen bir pınar gibiydi .
- Bu gerçek bir özgürlük hissiydi, hayatın ta kendisiydi...
Dearest Rogue İncelemesi - Şahsi Yorumlar
En sonunda dayanamayıp bir kez daha Elizabeth Hoyt okudum. Yazarın dilini özlemişim. Yazdığı o tarihi dönemin içine sizi tamamıyla sokuyor gerçekten. Bu çiftin hikâyesini merakla bekliyordum. Beklediğimden daha stabil bir hikâyeyle karşılaştım. Okuması keyifliydi ama kitabın ortalarında sıkıldım. Neyse ki son sahneler çok heyecanlıydı ve çok daha tutkuluydu. Kitap bittiğinde çok mutlu hissediyordum. Kitabı sevdim. Okuması çok keyifliydi. ●Spoiler● Kitapta beni rahatsız eden tek şey şuydu: Son sahnelerde çiftimiz seviştiklerinde erkeğin kızın bekaretini hiç dile getirmemesini, bunun üzerine yorumda dahi bulunmamasını çok saçma buldum. Kızla evlenmek gibi bir isteği varsa da bunun asla olamayacağını düşünüyordu. (Çünkü kız dükün kardeşi ama erkek unvansız bir asker) Öyleyse kızla sevişmesi kızın adını lekelerdi. O dönemlerde bekaretin ne kadar büyük tabu olduğunu biliyoruz sonuçta. Erkeğimizin böylesi bir dikkatsizlik yapacak kadar kötü biri olmadığını da biliyoruz (başrol sonuçta tabiki asla kötü biri olamaz). O zaman nasıl hiç vicdan azabı duymadan kızla bir anda sevişmeye başladı? Kızın adı, geleceği hiç umrumda değil miydi? Ya da en azından erkeğin kızdan etkilendiği kısımları daha çok okusaydık, o zaman sonunda kızın çekimine dayanamayıp pes edişini daha rahat anlardık. Ayrıca böylesini okumak çok daha zevkli olurdu. (Rabia Çiçek)
Seviyorum seviyorum seviyorum. Bu yazar ne yazarsa yazsın okuması oldukça keyifli historical kitaplar kendisine ait. Zaten herkes biter bir tek Elizabeth Hoyt kitapları istikrarlı bir şekilde çıkmaya devam eder ve bitmez. Öncelikle pegasusyayinlari 'na sonsuz teşekkürler. Çünkü bir tek sen kaldın elimizde. Maiden Lane serisinin sekizinci kitabı, her bir şahsına münhasır karakter, kurguyu akıcı şekilde okutturuyor ve kitabın nasil bittiğini anlamıyorsunuz. Bu kez de, daha önce Süvari Birliğinde Yüzbaşı olan James Trevillion'nun Wakefield Dükü'nün kız kardeşi Leydi Phoebe'nin koruması olarak çıkıyor karşımıza. Bir önceki kitapta yaşadığı olay yüzünden yüzbaşı rütbesini bırakıp kör bir Leydinin korumalığına kendini adaması kolay gibi görünse de hiç öyle olmuyor. Bazı kişilerin kaçırma girişiminde bulunması Phoebe'yi tehlikeli bir duruma sokar. Koruması altında olan genç bir kadını yine kaybetmemeye yemin eder. Bir daha ayak basmayacağına söz verdiği Ülkenin diğer ucuna gitmesi gereksede. . Kim neden kaçırmak istesin diye kara kara düşünürken bir sonraki kitabın ipuçlarını okumuş olmanın mutluluğunu yaşadım resmen. (Serpil Kır)
Elizabeth Hoyt'un historicallarina bayılıyorum.Kivaminda yazıyor ama belki yerden sonra tahmin ediyorsun gidişatını yine de okuması keyifli yazarlardan benim için.Okuru sıkmadan sonuca bağlayıp mutlu sonlara kavuşturuyor :) Keyifle okudum . .. (Deniz)
Dearest Rogue PDF indirme linki var mı?
Elizabeth Hoyt - Dearest Rogue kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dearest Rogue PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Elizabeth Hoyt Kimdir?
Elizabeth, New Orleans'ta doğdu ancak St Paul, Minnesota şehrinde büyüdü. Çocukken ziyaret şansı bulduğu yer ;St Andrews, Scotland Almanya; Fransa; ve Belçika. Bir yılını Oxford, İngiltere'de geçirdi ve yaz değişimi ile Kawasaki, Japonya'ya öğrenci olarak gitti.
Julia Harper adıyla yazdığı romanları vardır.
Elizabeth Hoyt Kitapları - Eserleri
- Çirkinin Aşığı
- Kalbimi Sana Verdim
- Bir Aşk Masalı
- Seni Kalbime Yazdım
- Bana Aşkını Söyle
- Yabani Aşık
- Günahkar Aşık
- Buz Prenses
- Şeytani Arzular
- Doyumsuz Zevkler
- Saklı Şehvet
- İntikam Maskesi
- Kalbin Gölgesi
- Karanlıklar Dükü
- Gizemli Sevgili
- Kaçak Aşık
- Dearest Rogue
- Ruh Eşini Bulduğunda
- Duke of Sin
- Sweetest Scoundrel
- Duke of Pleasure
- Duke of Desire
Elizabeth Hoyt Alıntıları - Sözleri
- Ah, bu zafer denen duygu ne kadar da güzel bir şeydi. (Saklı Şehvet)
- "Her neyse. Söylemek istediğim şey şu, bu nişanlılık beni güvenle evliliğe götürecek. Aksi takdirde itibarım çürük bir yumurtadan daha beter olacaktır." "Kesinlikle, Lordum." Jasper kaşlarını çatarak tavana baktı. "Pynch, kendimi çürük bir yumurta ile kıyasladığım zamanlarda benimle aynı fikirde olmamalısın." "Evet, Lordum." "Teşekkür ederim." "Bir şey değil, Lordum." (Bana Aşkını Söyle)
- “ Mutlu olmak için unvan ve paradan daha fazlasına ihtiyacın olduğunu düşünüyorum. “ (Yabani Aşık)
- "Sadece on dokuz yaşındaydım, ki bence bu oldukça tehlikeli bir yaştır. İnsan her şeyden birazcık bilecek kadar yaşlıdır, ama daha bilmediği çok şey olduğunu fark edecek kadar akıllı değildir." (Kalbimi Sana Verdim)
- "İçimizdeki ruh, bizi saran kabuktan çok daha önemlidir..." (Çirkinin Aşığı)
- ... insanların çoğu faniliklerinden korkar -kendilerini bu dünyadan alıp götürecek olan kaderden... (Kalbin Gölgesi)
- Sıçanları öldürebilirdiniz tabii ki, ama yeterince hızlı davranabilirseniz. Hatta bazı çocuklar onları ateşin üzerinde kızartıp yerlerdi. Fakat Harry ne kadar aç olsa da , ki midesinin ihtiyaçtan kıvrandığı günler olmuştu, o eti ağzına koymayı asla düşünemezdi. Sıçanların içinde, onları yediğiniz takdirde kesinkes midenize geçip ruhunuza bulaşacak bir kötülük vardı. Ve ne kadar fare öldürürseniz öldürün, daima daha fazlası gelmeye devam ederdi. (Kalbimi Sana Verdim)
- "Bazen bulutlarla kapalı olsa da unutma, Mavi gökyüzü hep orada." (Seni Kalbime Yazdım)
- Bunu senin için yapıyorum,Ruhum. Sadece senin için (Bana Aşkını Söyle)
- " Bir gün çöküşüme sebep olabilirsiniz madam." "Ben mi?" dedi Messalina kaslarını kaldırarak. " Hı hı " " Sende beni çeken, mantığımı, aklımı ve konturolümü kaybetmeme neden olan bir şey var. Kanıma karışmış egzotik bir zehir gibisin; beni öldürmem gerekirken hayatta kalmamı sagliyorsun...." (Ruh Eşini Bulduğunda)
- "Evcil hayvanlar hakkında hiçbir şey bilmiyor musun?" "Hayır. Pekâlâ, ben küçükken bir kedimiz vardı ama ben çağırınca asla gelmezdi ve mutsuz olduğunda herkesi tırmalamak gibi bir huyu vardı. Genellikle de mutsuzdu maalesef." "Adı neydi?" "Kedi." (Bana Aşkını Söyle)
- “Bu seste çekicilikten çok daha fazlası vardı. Bu seste hayat vardı.” (Yabani Aşık)
- ... bence bir insan mutluluğu ya da mutsuzluğu karnı aç olsa da tok olsa da bulabilir. (Şeytani Arzular)
- "Aşk dediğiniz şey nedir ki?" Silence ona iyice yaklaştı. "Sizin hiçbir zaman sahip olamayacağınız bir şey. Hissetmeyi bile bilmediğiniz bir şey. Size acıyorum Mickey O'Connor çünkü ben gerçek aşkımı kaybetmiş olsam da, ona bir süreliğine sahip oldum. Siz ise aşkı asla tadamayacaksınız." (Saklı Şehvet)
- "Bugüne kadar hiçbir kadın için böyle hisler beslemedim. Bir daha besleyeceğimi de sanmıyorum. Anlamıyor musun? Bu insanın başına ömrü boyunca sadece bir kez gelen bir şeydir. Parmaklarının arasından kayıp gitmesine izin verirsen, ikimiz de kayboluruz. Sonsuza dek." (Doyumsuz Zevkler)
- Artemis bir adım geriye çekildi. Sonra bir adım daha. Penelope, Wakefield ve Scarborough. Bu tiyatronun oyuncuları onlardı. Kendisi ise sadece sahne süpüren temizlikçiydi. (Karanlıklar Dükü)
- “Sadece tek gerçek aşk olmasa bile birini gerçekten sevebileceğime inanıyorum. Bence... evet, bence herkes aşık olabilir, gerçek, derin bir aşkla sevebilir ve bir yerlerde bu derin aşka karşılık verecek birisi vardır.” (Doyumsuz Zevkler)
- " Geçmiş değiştirilemez. Bunu biliyorum, " dedi. "İnsan geçmişini kabullenir ve yine de geleceğe umutla bakar." (Seni Kalbime Yazdım)
- Zaten hayat nadiren adildir... (Kalbimi Sana Verdim)
- Güzel, doğru kelime değildi aslında. Yaramaz, kurnaz, baştan çıkarıcı... (Kaçak Aşık)