diorex
Dedas

Delibo - Murat Uyurkulak Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Delibo kimin eseri? Delibo kitabının yazarı kimdir? Delibo konusu ve anafikri nedir? Delibo kitabı ne anlatıyor? Delibo PDF indirme linki var mı? Delibo kitabının yazarı Murat Uyurkulak kimdir? İşte Delibo kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 15.06.2022 04:00
Delibo - Murat Uyurkulak Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Murat Uyurkulak

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750743030

Sayfa Sayısı: 200

Delibo Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Niye bu kadar istiyordu Delibo’yu bulmayı? Bağıran bir bitkiden hallice yaşayan bir adamla ne yapacaktı ki?

Yusuf on sekiz yaşındayken hayatını mahvedip terk eylediği “baba ocağı” Bornova’ya seneler sonra geri dönmüştür. Tam da o günlerde aldığı bir haberle sarsılır: Çocukluk hatıralarının kahramanlarından, mahallenin sevgilisi ve bir nevi maskotu “deli İbrahim”, namı diğer Delibo, ardında iz bırakmadan bir anda sırra kadem basmıştır. Çocukluk aşkının da onun peşinde olduğunu öğrenen Yusuf’un aklı iyice karışacaktır. Zira artık ünlü bir dizi yıldızı olan ve Delibo’ yu bulmak için her şeyini bırakıp Bornova sokaklarına dönen güzeller güzeli Yasemin, ondan ısrarla yardımını istemektedir...

Tol, Har, Merhume gibi unutulmaz romanların yazarı Murat Uyurkulak Delibo’yla İzmir’in sokaklarında dolanıyor ve hem tükenmeyen bir tutkunun hem de hayli kanıksanmış ülke gerçeklerinin izini sürüyor. Bu karnavalesk aşk romanında, akıllı ve duyarlı ama bir o kadar da yaralı ve öfke dolu Yusuf’un kurtulamadığı sevdasını anlatıyor. Beraberinde de hayatlarımızın içine sinip kabuk bağlamış meseleleri eşeliyor; eşitsizliği, haksızlığı, yoksulluğu, kini ve düğüm olmuş aile ilişkilerini gözler önüne seriyor – sakınmadan, lafı uzatmadan ve her zaman olduğu gibi sözünü esirgemeden...

Delibo Alıntıları - Sözleri

  • " Kendimi şanslı sayıyordum, rüyadan erken uyanmıştım çünkü. Hayatın derinliğinin olmadığını, kitapların yalan, şairlerin palavracı olduğunu, dünya denen diyarın ayıklık, uyanıklık, hesap kitap gerektirdiğini gecikmesiz anlamıştım. "
  • … insanlar yanı başlarındakinin kahramanlığına kördü.
  • Ve fani dünyada tek bir şey öğrendiysem, o da şu: Güçlüye, zengine, güzele küsmek zor, acize, yoksula, çirkine kolay.
  • Kendisi için yaşamalıydı insan. Nizami olup olmadığına bakmadan, kimin hangi kemiğinin kırılacağına takmadan, gözü kara dalmalıydı topa, söküp almalıydı hakkı olanı, ertelemeden, beklemeden, hemen, şimdi!
  • “… Herkes sanki hiç ölmeyecekmiş gibi… Soysuz, yüzsüz, sinsi bir yığın ödlek… Birilerinin hâlâ ölebiliyo olması umut veriyo bana…”
  • Gençlikten başka din yoktu şu âlemde!
  • " Ve fani dünyada tek bir şey öğrendiysem, o da şu: Güçlüye, güzele, zengine küsmek zor; acize, yoksula, çirkine kolay."
  • " Ve çok geçmeden anladım, sefaletin kokusunu giderecek kuvette bir parfüm yoktu, çünkü o koku, teninden değil, ruhunun en dibinden geliyordu."
  • " Herkesin bir hikayesi olmalı. Bu hayatta..."
  • … alnı güya secdeden kalkmayan bir avuç badem bıyıklı hırsız, yağma sarhoşluğuyla kendilerinden geçerken…

Delibo İncelemesi - Şahsi Yorumlar

BİR KAYBOLUŞ HİKAYESİ: Murat Uyurkulak'ın okuduğum ilk kitabı. Beğenen bir arkadaşımın tavsiye üzerine alıp okudum. Delibo, kitabı çok beğenenlerle bende aynı etkiyi uyandırmadı, maalesef.. Ne Yusuf'un babası ile yoksulluk içindeki hayatı ne de Yusuf'un çocukluk arkadaşı Yasemin'e hissettiği duygular bana geçmedi. İster istemez okuduğum diğer kitaplarla bir kıyaslama yapınca derine inmeyi başaramamış bir 'kayboluş - yeniden kendini buluş' öyküsü gibi geldi bana. Gelecek - geçmiş arasındaki gelgitleri, uzayıp giden basmakalıp - argo - devrik cümleleri, ilginç ve uzayıp giden benzetmeleriyle kitabın sonuna zor geldim açıkçası. Deli İbo'nun kaybolması üzerine kurulan hikayenin anlatıcısı olan Yusuf; zaman zaman geriye dönerek anlattığı anılarıyla kendi hayatı ile birlikte romanın diğer kahramanlarının hayatlarına da ışık tutmuş kitap boyunca. Bazen geleceğe bazen geçmişe; bazen Yusuf'un kendi hayatını bazen de arkadaşlarının, mahalledekilerin hayatlarını parçalar halinde anlatan yazarın, bu geçişlerinin çalakalem olması okurken beni çok yordu açıkçası. Hikayenin kendisi ise zaten beni pek sarmadı, oldukça basit buldum. Pek çok kişi beğenmiş olmasına rağmen benim için bir edebi değeri olduğunu söyleyemeyeceğim. Konusundan kısaca bahsetmem gerekirse: Kafasında yağ bağlamış kasketi, sırtında perişan ceketi, elinde büyücek bir torbayla bütün gün Bornova sokaklarını dolaşan Deli İbo' nun kaybolması, mahallenin mütevazı hayat makinesinde gıcırdayan bir çarkın durması gibi olmuş, sokaklara bir sessizlik çökmüştür. Yusuf'un babası Sefer Kavala, unutamadığı çocukluk aşkı Yasemin ile Deli İbo'yu arama çalışmalarına başlaması aynı zamanda yıllarca içinde düğümlediği iplerin de çözülüşü olacaktır bir bakıma. Böylece Yusuf'un İzmir'e dönmesiyle başlayan içsel yolculuğunun varış noktası; #aşk, #travma, #yoksulluk, #hesaplaşma, #babaoğulilişkisi, #izmir, #hatıralar, #suç ..gibi konuları da içine alan, 'yaşanamamış bir aşk' hikâyesinin yıllar sonra yeniden cereyan etmesidir aslında. (Aras Yalçınkaya)

Günümüz Türk edebiyatının en sağlam kalemlerinden Murat Uyurkulak’ın tekniği, dili, hikâyesi ile özgün olmayı başaran son romanıdır. (2020) Eserimiz, Yusuf isimli ana karakterimizin mahalleden kaybolan deli İbrahim’i yani mahalledeki adıyla "Delibo" yu bulmak için İzmir Bornova’ya gelmesi ile başlar. Bu geliş aynı zamanda Yusuf’un geçmişi sorgulayış yolculuğudur. Aslında kurgu basit ama arayış derindir. Tol, Har, Merhume gibi unutulmaz romanların yazarı Murat Uyurkulak, Delibo’da İzmir’in sokaklarında dolaştırırken bizi, hem tükenmeyen bir aşkı, hem aile çatışmalarını, hem de hayli kanıksanmış ülke gerçeklerini önümüze seriyor. "Ve fani dünyada tek bir şey öğrendiysem, o da şu: güçlüye, zengine, güzele küsmek zor, âcize, yoksula, çirkine kolay. Zenginsen, boğazına kadar boka bulanmış da olsan, başın dimdik, üstelik zarif bir gülümseme eşliğinde geçebiliyorsun hayatın içinden, yoksulsan tek bir yellenme yetip artıyor ortak bir tiksintinin konusu olmana. Bir perişanlık silsilesi, yekpare bir utanç ânı gibi geçiriyorsun ömrünü. İflah olmaz bir deliye, merhamet tanımaz bir seri katile dönüşmen için her tür gerekçen var. Ama katilin bile zengini makbul. Seni ipe gönderen ne varsa, onlar için hafifletici sebep sayılıyor." Delibo’yu okurken içinizde biriken isyan ve öfke zaman zaman sizi soluksuz bırakacak. 84 kuşağıyla beraber okuyan (okula 1 yıl erken başlamak sizi bir yaş erken olgunlaştırır) ve Orwel’ın distopyasının etkisini üzerinde hep hisseden biri olarak, bizim neslin maruz kaldığı ortak yazgıyı okumak benim kadar sizi etkiler mi bilmiyorum ama Anadolu liselerinin gerçekten Anadolu lisesi olduğu dönemlerde öğrenci olmuş herkesin “aaah ah!” diyeceği bölümleri ayrı bir yere koyarsak 18 yıl hapis yatan Yusuf ‘un yaşamı oldukça sıra dışı ve çarpıcı. Tabii hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolan Delibo’nun kattığı merak unsuru da romanın sonuna kadar etkisini kaybetmeden başarıyla işlenmiş. Son olarak kuyu metaforunu hiç kullanmadan bir Yusuf hikayesi yazdığı için ayrıca yazarı tebrik ediyorum. (Elif Osmanoğlu)

Delibo PDF indirme linki var mı?

Murat Uyurkulak - Delibo kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Delibo PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Murat Uyurkulak Kimdir?

Uzun süre Radikal gazetesi dış haberler servisinde çalıştı. Milliyet Sanat, Gate, Radikal Kitap gibi dergilerde yazıları yayımlandı. Tol isimli romanı Mahir Günşiray'ın yönetmenliğiyle Tiyatro Oyunevi tarafından sahnelendi. Yine Tol romanı 2007'de Almanca'ya çevrildi.

Murat Uyurkulak Kitapları - Eserleri

  • Tol
  • Bazuka
  • Har
  • Delibo
  • Merhume
  • Hoca, Baba, Amca, Ben
  • 1001 Kokteyl

Murat Uyurkulak Alıntıları - Sözleri

  • Çünkü sıkıntı öldürür. Ve ama sıkıntı öldürüyor. Acı ve öfke değil, ama sıkıntı öldürüyor. (Tol)
  • "Daha kaç kere okuyacaksın abi bunu?" Masanın üzerindeki kitabı işaret ettim, Nâzım, Memleketimden İnsan Manzaraları... " Milyon kere okuycam... Bu topraklardan bunca gavat nasıl çıktı, onu çözücem okuya okuya..." (Hoca, Baba, Amca, Ben)
  • Hep yarım kaldım, hiç tam doymadım, tam bağırmadım, tam dokunmadım. (Tol)
  • Rus Tatar İmparatorluğunun en isyankar ayısı Mihayil Aleksandroviç Bakunun'in "Hukuk iktidarın fahişesidir" vecizesinden bihaber olan, haberdar olsalar da şahsiyetsizlikten kurum bağlamış ruhlarıyla hiçbir ahval ve şeraitte vicdanen tarumar olmayacaklar aşikar olan iki götlek Roma hukuku profesörü kimseyi ilgilendirmiyor olabilir, zira ikisi de rahmetli oldu ve etmek ile olmak fiilleri Türkçenin laneti de olabilir, talihi de olabilir... (Merhume)
  • "Daha kaç kere okuyacaksın abi bunu?" Masanın üzerindeki kitabı işaret ettim, Nâzım, Memleketimden İnsan Manzaraları... "Milyon kere okuycam... Bu topraklardan bunca gavat nasıl çıktı, onu çözücem okuya okuya..." (Hoca, Baba, Amca, Ben)
  • … alnı güya secdeden kalkmayan bir avuç badem bıyıklı hırsız, yağma sarhoşluğuyla kendilerinden geçerken… (Delibo)
  • Hep yarım kaldım, hiç tam doymadım, tam bağırmadım, tam dokunmadım. Bıçak ruhumda dehşet Bir fısıltı gibi ilerledi ve ben tam ortamdan yarıldım. Ruhuma bir hayat yakıştıramadım. (Tol)
  • ...çatışmanın dehşetiyle delirmiş birkaç asker, "Düzgün vıraklayın lan, doğru vıraklayın!" diye bağırarak kurbağaları tarıyordu. (Har)
  • Ne acıyı tanıyorum, ne kendimi, ne hayatı. (Hoca, Baba, Amca, Ben)
  • “… Herkes sanki hiç ölmeyecekmiş gibi… Soysuz, yüzsüz, sinsi bir yığın ödlek… Birilerinin hâlâ ölebiliyo olması umut veriyo bana…” (Delibo)
  • Ve fani dünyada tek bir şey öğrendiysem, o da şu: Güçlüye, zengine, güzele küsmek zor, acize, yoksula, çirkine kolay. (Delibo)
  • Biz bu kafayla götü nah doğrulturuz… (Merhume)
  • Büyük lafları da düzülürken edersin artık, hürriyetmüsavatuhuvvet, o olmazsa vatanmilletsakarya, o da olmadı hürteşebbüserbestpiyasa, bu cennet topraklara şakır şakır yağmur yağmazken, yağma alışkanlığından miras kalaslığına lanet ederek, sıcak sulara varmak için kafalarını zehir gibi işleten gavurlara sefil küfürler geveleyerek... (Merhume)
  • "Sizin sorununuz ne biliyo musunuz? İki kelimelik mevzuyu iki saatte anlatıyosunuz..." (Har)
  • … insanlar yanı başlarındakinin kahramanlığına kördü. (Delibo)
  • "iyi edebiyatçıların değeri er geç bilinir, bunun böyle olacağını da her iyi edebiyatçı bilir..." (Bazuka)
  • Zehra gibi sıkı sıkı sarıldığım bir inancım olsaydı, komünist anarşist falan olsaydım yani, kızıl-kara bayrakla uğurlanmayı vasiyet ederdim, katiyen dini tören yaptırmazdım, mezarımın başında devrimci maçlar söyletirdim. (Merhume)
  • Velhâsıl bizi bizden iyi bildiklerini, bizim hâlâ hayal âlemlerinde gezinip iki satır hesabı şaşırdığımızı söyleyerek o meşum noktayı koyacaklardı: Biz adam olmazdık... (Har)
  • "Seni böyle seviyorum" diyenlerden kork. "Öyle"nden tiksinmektedir zira. (Har)
  • " Herkesin bir hikayesi olmalı. Bu hayatta..." (Delibo)

Yorum Yaz