diorex
Dedas

Deniz Gibi Ol - Mevlana Celaleddin-i Rumi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Deniz Gibi Ol kimin eseri? Deniz Gibi Ol kitabının yazarı kimdir? Deniz Gibi Ol konusu ve anafikri nedir? Deniz Gibi Ol kitabı ne anlatıyor? Deniz Gibi Ol PDF indirme linki var mı? Deniz Gibi Ol kitabının yazarı Mevlana Celaleddin-i Rumi kimdir? İşte Deniz Gibi Ol kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 10.04.2022 16:00
Deniz Gibi Ol - Mevlana Celaleddin-i Rumi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mevlana Celaleddin-i Rumi

Yayın Evi: Gece Kitaplığı

İSBN: 6054942701

Sayfa Sayısı: 277

Deniz Gibi Ol Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yıldızların nuru olan Şah Hüsameddin, beşinci cildin başlamasını istiyor... Ey Allah ışığı cömert Hüsameddin, beşeri bulantılardan durulanların üstatlarına üstatsın sen! Halk perde ardında olmasaydı, halkın gözleri açık olsaydı ve havsalalar dar ve zayıf bulunmasaydı.Seni övmeye manevi bir tarzda girişir, bu sözlerden başka sözler söyleyecek bir dudak açardım.

Fakat Doğan kuşunun lokmasını yont kuşu yutamaz. Çaresi, suyla yağı birbirine katmaktan ibaret. Seni bu zindan aleminde yaşayanlara övmek lüzumsuzdur. Senin vasfını ancak ruhanilerin topluluğunda söyleyebilirim.Alem ehline seni anlatmak zararlıdır. Seni, aşk sırrı gibi gizlemekteyim.Övmek tarif etmek perdeyi yırtmaktır. Halbuki güneşin anlatılmaya da ihtiyacı yok, tarife de. Güneşi öven kendini över, iki gözüm de aydındır, çapaklı değil, ağrımıyor demek ister.

Alemdeki güneşi yermek, iki gözüm de kör, karanlık ve çipil diye kendini yermektir. Alemde muradına ermiş güneşe haset eden kişiyi bağışla sen. Bir adam güneşi örtebilir, gözlerden gizleyebilir mi? Onun tazeliğini pörsütür onu soldurabilir mi? Yahut haddi sonu olmayan nurunu eksiltebilir mi? Yahut da onu mertebesinden indirebilir mi? Ululara haset edene o haset ebedi bir ölümdür.

Deniz Gibi Ol Alıntıları - Sözleri

  • "Senin dünyaya bakan penceren kirli ise, benim çiçeklerim sana çamur görünür..."
  • "Senin dünyaya bakan penceren kirli ise, benim çiçeklerim sana çamur görünür..."
  • Senin dünyaya bakan penceren kirli ise, benim çiçeklerim sana çamur görünür.
  • 'Aşık, sevgiliden başkasını seyre dalarsa bu, aşk değildir, aslı yok bir sevdadır..."
  • Hakla olunca ölüm de, ömür de hoştur.
  • "İnsana kendini görüp beğenen kendi gözünden daha tehlikeli hiçbir kötü göz olamaz..."
  • Seni, aşk sırrı gibi gizlemekteyim.
  • Dört yol kesen manevi kuş, halkın gönlünü yurt edinmiştir. Bütün gönüllere emir olursan, ey kişi, bu zamanda Allah halifesi sensin. Bu dört diri kuşun kes başlarını da ebedi olmayan halkı ebedileştir! Bu kuşlar, kaz, tavus, kuzgun ve horozdur. Bunların içlerdeki benzerleri de dört huydur. Kaz hırstır, horoz şehvet. Makam tavusa benzer, kuzgun dileğe.
  • Ey güzel sesli Bilal ezan okunan yere çık, göç davulunu çal der. Can sefere gitti beden kıyamda. Bu yüzden namaz bitince selam verilir işte. Herkesi teyemmüm kurtarır, kıble arayanları aramaktan vaz geçirir, kıbleyi gösterir. Bu misal getirme söz arasında bir vasıtadır. Herkesin anlaması için vasıta şarttır. Bir delile bağlanmadan kurtulmuş olan semenderden başka kim vasıtasız ateşe girebilir?
  • Birkaç harftir yazdın. Taşlar bile o harflerin sevgisiyle eridi muma döndü. Yüzlerce akla, fikre fitne olarak kaş nununu, göz sadını, kulak cimini yazdın. Akıl o harfler yüzünden ince eleyip sık dokumaya koyuldu. Ey yazısı güzel edip, bunları boz! Yokluğa, her düşünceye göre an be an güzel bir hayal nakşetme; Hayal levhine göz, yanak, yüz ve ben gibi görülmemiş harfler yazmaktasın. Halbuki ben, yokluğa aşığım, vara bakıp sarhoş olmam. Çünkü yokluk sevgilisi, bence daha vefalıdır.
  • Mum da ağlaya ağlaya der ki: Benim bile başım yandı, artık başkasını nasıl aydınlatabilirim? "Ey hasret, hazır ol o kullara ki" ayetinin tefsiri O "Senin ahvaline baktım da gururlandım, halini geç gördüm" der. Mum sönmüş, şarap bitmiş, sevgili de bizim eğri görüşümüzden utanmış, dalgalar batmış, gömülmüştür. Faydalar, ziyanın ve helakin ta kendisi olmuştur. Artık körlükten Allah'a şikayet et dur. Halbuki ne güzeldir inanılır Müslüman, iman sahibi ve ibadet edip duran kardeşlerin ruhları.
  • Sofinin biri bir iç sıkıntısına uğradı, cüppesinin önünü yırttı, ondan sonra ferahladı. O yırtık cüppeye fereci (ferahlık) adını koydu. Bu lâkap, o kurtulmuş adamdan sonra yayıldı. Yayıldı ama safını şeyh aldı, götürdü, halka tortudan ibaret olan adı kaldı. Böylece her şeyin saf ve tortusuz tarafı vardır, adını da tortu gibi aleme bırakmıştır. Kim toprak yemeyi adet edinmişse tortuya yapışmıştır. Sofi ise hemencecik safın bulunduğu tarafa gider. Elbette tortunun bir safı vardır der ve gönül, bu delaletle saflığa varır, ulaşır.
  • Akıl vardır güneş gibi. Akıl vardır, zuhre yıldızından da aşağıdır, yıldız akmasından da. Akıl vardır, bir sarhoş mumu gibi, akıl vardır, bir ateş kıvılcımı gibi. O güneş gibi aklın önünden bulut kalktı mı Allah'ın nurunu gören akıllar faydalanırlar. Aklı cüzi aklın adını kötüye çıkarmıştır. Dünya muradı insanı muratsız bir hale getirmiştir. O, bir avdan avcının güzelliğini görmüştür. Bu avcılığa düşmüş, bu yüzden bir avın derdine uğramıştır.
  • Hile et de kendi hilenden kurtul. Hile et de bedenden ayrıl tek kal! Hile et de en aşağı bir kul ol. Aşağılıkla yürü de efendi kesil. Ey koca kurt, tilkiliğe kalkışma, hile ve hizmetle efendilik etmeyi umma. Fakat pervane gibi ateşe atıl, o ateşi kesene doldurup ağzını büzme, her şeyden kurtul. Gücü kuvveti bırak, ağlamaya giriş. A yoksul, ağlayışa acınır.
  • Arab'ın birinin köpeği ölmek üzereydi. Arap yağmur gibi gözyaşı dökmede, başıma ne dertler geldi demedeydi. Bir dilenci geçiyordu. Dedi ki: Niye ağlıyorsun? Kimin için feryat ve figan ediyorsun? Arap bir köpeğim vardı dedi, pek iyi huyluydu. İşte şuracıkta yol üstünde ölüyor. Gündüz avcımdı, gece bekçim. Gözü pekti, avı hemen yakalardı. Hırsızı derhal kovardı. Adam derdi ne yaralandı mı? diye sordu. Arap, hayır dedi, açlık onu bu hale getirdi. Adam, bu derde, bu mihnete sabret dedi, Allah, sabredenlere karşılık ihsanda bulunur. Ondan sonra dedi ki: Ey hür kişi, elindeki şu dolu dağarcıkta ne var? Arap, dün akşamdan artan ekmeğim, azığım. Bedeni kuvvetlendirmek için taşımaktayım dedi. Adam dedi ki: Neden o köpeğe ekmek yemek vermedin? Arap o kadar merhametim yok. Yolda parasız ekmek ele geçmez. Fakat gözyaşı bedava dedi. Adam, a havayla dolu kırba, toprak başına! Demek ki sence ekmek, gözyaşından daha iyi ha? Gözyaşı kandır, dertle su haline gelir. Topraktan meydana gelen ekmek, beyhude kan dökmeye değmez dedi.

Deniz Gibi Ol İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Selamünaleyküm gönül dostları… Kitabı okumaya başladığım andan itibaren nasıl bir inceleme yazacağım konusunda düşünmekteydim. Öyle ‘Güzeldi, tavsiye ederim’ gibi basit cümleler olmamalıydı. Çünkü bu kitaba ve bu büyük zata saygısızlık olacaktı. Şimdiden sürç-i lisan ettiysek af ola… “Seni, aşk sırrı gibi gizlemekteyim.” İşte bu cümle… Daha ilk sayfasında beni büyülemiş ve etkisi altına almıştı. Burada ki ‘Sen’in kim olduğunu, ‘aşk’ın dünyevi mi, ilahi mi olduğunu, ‘sır’ın ne olduğunu ve kimden, niçin gizlediğini defalarca sordum kendime… İşte kitabın nerdeyse tamamında, her sahifesinde, her satırında böyle detaylarıyla inceler ve saatlerce üzerine düşünürdüm. Kendime hep şu soruyu sordum ‘aklıma, kalbime ve ruhuma neler katabilirim?’ Peki, bir şeyler katabildin mi diye soracak olursanız cevabım; ‘evet hem de çok’ derim. Lügatıma yeni yeni kelimeler girdi ve anlamını bilmediğim yahut hiç duymadım birçok kelime ve anlamlarını öğrendim. Sanki ödev yapar gibi hissettiğim zamanlar oldu. Mevlâna'nın öğretilerinden etkilenenler olunca, onun manevi huzuruna varıp da etkilenmemek mümkün mü? Huzuruna varamadık ama eserlerinden huzuruna varmış kadar olduk. Çok etkilendim İnşallah huzuruna da bir gün gideriz. Mevlana bir sevgi ve hoşgörü elçisidir. Mevlana, dünyanın her yerinde eserleri okunan, derin bir sofi, büyük bir şair ve tasavvuf ehli bir âlimdir. "Dünyanın sevgi ve barış ortamına halen muhtaç olması Mevlana’nın önemini ve değerini gösterir. Mevlana’nın görüşlerini dikkate alarak hareket edilmesi durumunda sevgi, barış ve dostluk hâkim olur. Bazen kendimizi bir büyük kavganın sahibi olarak görüp başkalarını horluyorsak bile, bugün bir takım insani zaaflarımız olsa bile, geçmişte bütün bunları aşmış olan büyük insanlar, insanlık önderleri bu topraklardan geçmiştir. Yunus gibi, Mevlana gibi... Onların yolundan gitmeliyiz." Demiştir… ne doğru demiş kim demişse isim hafızam kötü de kusura bakmayın :) Mevlana bu eserinde hırs, şehvet, makam ve dilek konularını açıklayıp, ibretlik hikâyelerle pekiştiriyordu. Çoğunlukta hırs ve şehvetin zararlarına değinmişti. İnsanoğlunun en zayıf noktaları… İblis insanları kandırmak için yüce Allah’tan hileler tuzaklar istemişti. Allah altın ve gümüş verdi ama şeytan daha fazlasını istedi. Yüce Allah ipek ve şarabı verdi, şeytan bunları görünce tebessüm etti ama yine daha fazlasını istedi. Ve Allah kadınları gönderdi, işte o zaman erkeklerin aklı başından gitti. Şeytan parmaklarını şaklatmaya başladı… İşte hırs ve şehvet… İşte insanoğlu… Hırs ise daima daha fazlasını istemektir. Hakkımız olup olmadığına bakmadan. Kimden alıp, almadığımızı düşünmeden. Sonuçlarıyla hiç ilgilenmeden. İstemek, istemek, istemek… Nefsanî ve şeytanî güçler, insanları saptırmak için ne yazık ki, nefis ve şeytanın esiri olmuş erkek ve kadınları kullanmaktadır. Burada en çok öne çıkan cins de kadındır. "Kadın şeytanın tuzağıdır (kemendidir, ağıdır)" Şehvet türlü türlü kılıklara girerek, her zaman insanları kuşatmakta ve zorlu bir imtihana çekmektedir. Allah kadın-erkek cümlemizi, şeytanın ve nefsimizin şerrinden korusun. (Amin) İnsanız hata yapabiliriz önemli olan hatalarımızın farkına varıp tövbe etmek hem de Nasuh tövbesi… Rabbim tövbe kapısını son nefese kadar açık tutmuş ve merhametiyle hep affetmiştir hatalarımızı, hâsılı bunun farkına varmak… Beğendiğim hikâyeler; Eyaz’ın hikayesi, Nasuh tövbesi, Azrail’e can alma görevinin verilmesi, Hz. Ademin yaratılışı ve şuan aklıma gelmeyen nice ibretlik hikayeleri ders alarak, beğenerek, kendime pay çıkararak okudum. En çokta Mevlana’nın Allah’a yakarışları olan münacat kısımları beğendim ve not aldım. Sanırım uzun bir inceleme oldu ama olsun çünkü herkesin kesinlikle okumasını istediğim bir kitap çünkü beni aydınlattı benim bakış açımı değiştirdi… Sizlerinkini de değiştireceğine eminim. Mevlana’nın dediği gibi güneş gibi doğdu hayatıma… Yükselenlerde Mevlana’nın ve eserlerinin bulunmaması beni üzüyor ama kalbimde başköşeyi aldı. Allah Ondan ve onun gibi âlimlerden razı olsun… Allah'a Emanet olun gönül dostları... "Mevlâna sadece büyük bir şair, eşsiz bir mutasavvıf değildir. O aynı zamanda insan tabiatının derinlerine inmiş, insanın iç yüzünü keşfetmiştir.” Erich Fromm (Sümeyye TETİK)

Aşkı (özellikle de ilahi aşkı), sevgiyi, sabırı, nefsi, hırsı, vicdanı, merhameti, şükrü, vb. duyguları içeren, hikayelerden, hadis-i şeriflerin tefsirlerinden, Peygamberlerin hayatlarından kıssalardan, öğütlerden oluşan, okudukça insanı düşündüren, düşündürdükçe öğreten, kulağa küpe niteliğinde olan güzel ama biraz okuması zor ve karışık bir eser olduğunu söyleyebilirim. Eserde özellikle bazı bölümler sanki düzyazı formatına uymuyordu. Beyit yada dörtlük şeklinde yazılmışta sanki çevirisi yapılırken düzyazı şeklinde düzenlenerek yazılmış gibi. Bazı bölümleri şiir okur gibi okudum ve daha iyi anladığımı da söylemeden geçemeyecem. (Halil İbrahim Yıldız)

Deniz Gibi Ol PDF indirme linki var mı?

Mevlana Celaleddin-i Rumi - Deniz Gibi Ol kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Deniz Gibi Ol PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mevlana Celaleddin-i Rumi Kimdir?

Mevlâna 30 Eylül 1207 yılında bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan Ülkesi'nin Belh şehrinde doğmuştur. Mevlâna'nın babası Belh Şehrinin ileri gelenlerinden olup, sağlığında 'Bilginlerin Sultânı' ünvanını almış olan Hüseyin Hatibi oğlu Bahâeddin Veled'tir. Annesi ise Belh Emiri Rükneddin'in kızı Mümine Hatun'dur.

Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled, bazı siyasi olaylar ve yaklaşmakta olan Moğol istilası nedeniyle Belh'den ayrılmak zorunda kalmıştır. Sultânü'I-Ulemâ 1212 veya 1213 yıllarında aile fertleri ve yakın dostları ile birlikte Belh'den ayrıldı.

Sultânü'I-Ulemâ'nın ilk durağı Nişâbur olmuştur. Nişâbur şehrinde tanınmış mutasavvıf Feridüddin Attar ile de karşılaştılar. Mevlâna burada küçük yaşına rağmen Feridüddin Attar'ın ilgisini çekmiş ve takdirlerini kazanmıştır.

Sultânü'I Ulemâ Nişabur'dan Bağdat'a ve daha sonra Kufe yolu ile Kâ'be'ye hareket etti. Hac farizasını yerine getirdikten sonra, dönüşte Şam'a uğradı. Şam'dan sonra Malatya, Erzincan, Sivas, Kayseri, Niğde yolu ile Lârende'ye (Karaman) geldiler. Karaman'da Subaşı Emir Musâ'nın yaptırdıkları medreseye yerleştiler.

1222 yılında Karaman'a gelen Sultânü'/-Ulemâ ve ailesi burada 7 yıl kaldılar. Mevlâna 1225 yılında Şerefeddin Lala'nın kızı Gevher Hatun ile Karaman'da evlendi. Bu evlilikten Mevlâna'nın Sultan Veled ve Alâeddin Çelebi adlı iki oğlu oldu. Yıllar sonra Gevher Hatun'u kaybeden Mevlâna bir çocuklu dul olan Kerrâ Hatun ile ikinci evliliğini yaptı. Mevlâna'nın bu evlilikten de Muzaffereddin ve Emir Alim Çelebi adlı iki oğlu ile Melike Hatun adlı bir kızı dünyaya geldi.

Bu yıllarda Anadolu'nun büyük bir kısmı Selçuklu Devleti'nin egemenliği altında idi. Konya'da bu devletin baş şehri idi. Konya sanat eserleri ile donatılmış, ilim adamları ve sanatkarlarla dolup taşmıştı. Kısaca Selçuklu Devleti en parlak devrini yaşıyordu ve Devletin hükümdarı Alâeddin Keykubâd idi. Alâeddin Keykubâd Sultânü'I-Ulemâ Bahaeddin Veled'i Karaman'dan Konya'ya davet etti ve Konya'ya yerleşmesini istedi.

Bahaeddin Veled Sultanın davetini kabul etti ve Konya'ya 3 Mayıs 1228 yılında ailesi ve dostları ile geldiler. Sultan Alâeddin kendilerini

muhteşem bir törenle karşıladı ve Altunapa (İplikçi) Medresesi'ni ikametlerine tahsis ettiler.

Sultânü'l-Ulemâ 12 Ocak 1231 yılında Konya'da vefat etti. Mezar yeri olarak, Selçuklu Sarayının Gül Bahçesi seçildi. Halen müze olarak kullanılan Mevlâna Dergâhı'ndaki bugünkü yerine defnolundu.

Sultânü'I-Ulemâ ölünce, talebeleri ve müridleri bu defa Mevlâna'nın çevresinde toplandılar. Mevlâna'yı babasının tek varisi olarak gördüler. Gerçekten de Mevlâna büyük bir ilim ve din bilgini olmuş, İplikçi Medresesi'nde vaazlar veriyordu. Vaazları kendisini dinlemeye gelenlerle dolup taşıyordu.

Mevlâna 15 Kasım 1244 yılında Şems-i Tebrizi ile karşılaştı. Mevlâna Şems'de 'mutlak kemâlin varlığını' cemalinde de 'Tanrı nurlarını' görmüştü. Ancak beraberlikleri uzun sürmedi. Şems aniden öldü.

Mevlâna Şems'in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekildi. Daha sonraki yıllarda Selâhaddin Zerkubi ve Hüsameddin Çelebi, Şems-i Tebrizi'nin yerini doldurmaya çalıştılar.

Mevlana Celaleddin-i Rumi Kitapları - Eserleri

  • Mesnevi'den Seçmeler
  • Mesnevi Cilt 1
  • Mesnevi Cilt 4
  • Fihi Ma Fih
  • Gül Bahçesi
  • Mesnevi'de Geçen Hikayeler
  • Kalem Yazamadı Aşkı
  • Dost Görünen Düşman
  • Mesnevi
  • Toprak Gibi Ol
  • Aşkname
  • Ya Olduğun Gibi Görün Ya Göründüğün Gibi Ol
  • Rubailer
  • Aşk Şehri
  • Akarsu Gibi Ol
  • Mecalis-i Seba (Yedi Meclis)
  • Bir Demet Gül
  • Mesnevi Bahçesi
  • Divan-ı Kebir
  • Mesnevi Hikayeleri
  • Aşk'a Gel
  • Aşk ve Dergah
  • Aşk- ı Gizem
  • Mesnevi Cilt 2
  • Mesnevi Cilt 3
  • Mesnevi Cilt 5
  • Mesnevi Cilt 6
  • Ben Bende Değil
  • Mevlana
  • Eserlerinden Seçmeler
  • Deniz Gibi Ol
  • Veciz sözler
  • Sufinin Yolu
  • Gece Gibi Ol
  • Güneş Gibi Ol
  • Herkes İçin Mesneviname
  • Aşktan Doğduk Biz
  • Aşk-ı Lamekan
  • Mesnevi'den Erotik Hikayeler
  • Mektubat
  • Mesnevi ve Şerhi
  • Mevlana'dan Seçmeler
  • Aşk de Ötesini Bırak Mevlana'dan Öyküler
  • Mesnevi'den Her Güne Bir Hikmet
  • Ne Olursan Ol
  • Divân-ı Kebir'den Seçmeler
  • Gerçek Aşk
  • Mesnevi'den Çocuklara Seçme Hikayeler
  • Etme; Külliyat-ı Şems-i Tebrizi Güldestesi
  • Yedi Öğüt
  • Mesnevi Aşk Şeriatı
  • Seçme Rubailer
  • Mesneviden Seçmeler
  • Kızıl Postun Eşiğinde
  • Sır Tutabilir misin?
  • Mevlana'dan Ruha Dokunan Düşünceler
  • Aşk
  • Mesnevi-i Şerif
  • The Love Poems of Rumi
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 1
  • Ben Sağırım Efendim
  • Şems ile Sohbet
  • Can Yücedir Göklerden
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 4
  • Sabır Kapısı
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 5
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi
  • Mesnevi (6 Cilt Takım)
  • Aşk Dile Gelince
  • Mesnevi'den Seçmeler
  • Mesnevi’de İnsan
  • Aşk Şiirleri
  • Eşq Pərvanəsi
  • Mesnevi Tercümesi Cilt - 2
  • Mesnevi Tercümesi Cilt - 3
  • Mesnevi Tercümesi Cilt - 5
  • The Masnavi
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi 2
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 8
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 2
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 3
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 4
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 6
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 7
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 9
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 10
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 11
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 12
  • Mesnevi-i Şerif Şerhi - 13
  • Mesnevi
  • Mesnevi 1
  • Mesnevi 2
  • Mesnevi 3
  • Mesnevi 4
  • Mesnevi 5
  • Mesnevi 6
  • Canan ile Sohbet
  • Maşuk ile Sohbet
  • Mesnevi'den Seçmeler
  • Divan-ı Şems
  • Mesnevi Dünya Rüyası
  • Mevlana'dan Masallar Set
  • Sen Allah’a Güven
  • Rumi Mecalis-i Seb'a Yedi Vaaz
  • Bütün Eserleri Seçmeler
  • Ölü Gibi Ol
  • Mesnevi Cilt 4-5-6
  • Mesnevi-i Manevi
  • Fihi Ma-fih ve Mecalis-i Seba'dan Seçmeler
  • Rumi
  • Mesnevi Tercümesi Cilt - 1
  • Mesnevi Tercümesi Cilt - 4
  • Mesnevi Tercümesi Cilt - 6
  • Fihi Ma Fih'ten Seçmeler
  • Mesnevi'den Hikayeler
  • Mesnevi (2 Cilt) & Manzum Tercüme
  • Mevlana Celaleddin Rumi'nin BÜTÜN ESERLERİNDEN SEÇMELER
  • Dert Etme Dua Et
  • Mesnevi'den Seçmeler
  • Akıllı Papağan
  • Dörtlükler - Rubailer
  • Mesnevî-i Muradiye
  • Makalat
  • Mevlana'nın Mesnevi'sinden Hikâyeler

Mevlana Celaleddin-i Rumi Alıntıları - Sözleri

  • "Nice dualar vardır ki ziyanın, helâk olmanın bedduanın ta kendisidir. Yüce Rabbimiz onları kereminden dolayı kabul etmez." (Mesnevi'de Geçen Hikayeler)
  • Orada çıxış edən hər bir alim ya keçmiş alimlərin sözünü, ya da övliyalardan bir kəramət danışırdı. Onlara diqqətlə qulaq asan Şəms dözə bilməyib dedi: - Nə vaxta qədər başqalarının sözü ilə zaman keçirəcəksiniz? Nə vaxt "qəlbim Rəbbimdən rəvayət etdi" deyəcəksiniz? Nə üçün başqalarının əsası ilə gəzirsiniz? Haradadır sizin sözləriniz? Haradadır sizin əsərləriniz? Sizin öz qəlbinizin sözü yoxdurmu? (Eşq Pərvanəsi)
  • “Cânım benim, ümitsizliğe düşme. Bütün canların ümidi gayb âleminden çıkageldi.” (Aşk Şehri)
  • Senin Allah demen, Allah'ın (c.c.) lebbeyk kulum -buyur kulum demesidir. Allah (c.c.) isminin zikrini herkese nasip eder mi, bunu sana nasip etmesi az şey mi? (Mesnevi'de Geçen Hikayeler)
  • 'Şimdi sorarım sana, Hangi aşk daha büyüktür ? Anlatılarak dile düşen mi, Anlatılamayıp yürek deşen mi ?' (Canan ile Sohbet)
  • Altı kişinin kusurlarını, ayıplarını arkasından söylemek gıybet olmaz: 1. Günah işlemesine engel olmak için söylemek. Bir kimse, babasından gizli haram, günah ve suç işleyince, babasının engel olacağını bilenin, babasına söylemesi veya yazarak bildirmesi gıybet olmaz. Mani olacağı bilinmiyor veya fitne çıkacağı tahmin ediliyorsa elbette haber verilmez. Çünkü düşmanlığa sebep olur. 2. Kusur işleyene acıdığı için söylemek. Bir şeyi bilmeyene nasihat vermek, satılmakta olan malın kusurunu müşteriye haber vermek, evlenecek erkeğe, nikah edeceği kızın ayıbını, kusurunu veya evlenecek kıza, evleneceği erkeğin ayıbını kusurunu haber vermek gıybet olmaz. 3. Müslümanları onun şerrinden, kötülüğünden korumak için söylemek. İnsanları haksız yere döveni, mallarını gasp edeni, çalanı, yahut dili ile söverek, iftira ve gıybet ederek zarar vereni söylemek gıybet olmaz. 4. Bir âlime söyleyip, o kusurun dindeki hükmünü (fetvasını) öğrenmek için söylemek. 5. O kusur, ona isim olmuşsa, onu bu isimle tanıtmak mecburiyetinde olmak. 6. Din düşmanlarını, İslâmiyet'i yanlış anlatanları ve yazanları Müslümanlara açıklayıp haber vermek. İnsanlar arasında bir hastalık hâline gelen gıybetten, bunları yapanları sakındırmalıdır. Bu, hem ona, hem de topluma en büyük hizmettir. (Gece Gibi Ol)
  • "Aynan, bilir misin, neden gammaz değil? Yüzünden tozu, pası silinmemiş de ondan!" (Mesnevi-i Şerif Şerhi - 1)
  • Peki gönül dediğin nedir? Senin bağında açılmış bir çiçek. (Divân-ı Kebir'den Seçmeler)
  • Varlık yoklukta gizlenmiştir. (Mesnevi'den Her Güne Bir Hikmet)
  • Gerçekten de ben Rabbime gidiyorum 37/99 O'na tevekkül ederim. O bana yeter. (Bütün Eserleri Seçmeler)
  • Gelecek, onu görene kadar şekilsizdir. Bir parayı havaya attığında iki olası gelecek vardır, birinde para yazı gelir, diğerinde tura, ama sen görene kadar ikisi de değildir." (Ben Bende Değil)
  • Kendi tuzağına tutulmuşsun, nasıl avcılık bu? Kendi evini soymadasın,ne biçim hırsızsın sen? (Aşk Şehri)
  • "Aslında uzak düşen kişi, yine vuslat zamanını arar." (Mesnevi-i Şerif Şerhi - 1)
  • Mizacım gereği hiçbir kalbin kırılmasını istemem. (Fihi Ma Fih)
  • Allah der ki; Kimi benden çok seversen onu senden alırım. Ve ekler; Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım. Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur, Sabır taşar, Canından saydığın yar bile bir gün el olur. Aklın şaşar, dostun düşmana dönüşür. Düşman kalkar dostun olur. Öyle garip bir dünya, Olmaz dediğin ne varsa olur. Düşmem dersin düşersin. Şaşmam dersin şaşarsın. En garibi de budur ya; Öldüm der durur yine de yaşarsın… Mevlana Celaleddin Rumi Fazla söze gerek bırakmamış Mevlana: Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım……… (Mesnevi)
  • "Maddi bedenlerimiz, sûretlerimiz ve dış görüşümüz birer testi gibidir. Güzellik ise ilâhi bir şaraptır. Cenab-ı Hakk, bana Leyla'nın suretinde şarap sunmaktadır. Sizin onu görmeniz, benim görmemden çok farklıdır." (Gül Bahçesi)
  • Sen beni bıraktın da derdin bırakmadı. Hakikaten de derdin, gamın, senden vefalıymış! (Seçme Rubailer)
  • İnsanların çoğu, insan yiyen canavar gibidir. Onların selam vermelerine pek güvenme. Emin olma... Hepsinin gönülleri şeytan yatağıdır. Kendileri de insan şeytanıdır. (Gül Bahçesi)
  • Öyle bir arkadaş istiyorum ki, benim derdimi kendine dert edinsin.Fakat öyle kendinden geçsin ki neşe ile gamı birbirinden ayırt edemesin. (Aşk'a Gel)
  • Nice tatlılar vardır ki şeker gibidir, fakat o şeker içinde zehir gizlidir. (Mesnevi)

Yorum Yaz