diorex
Dedas

Deniz, Unutma Adını! - Ahmet Erhan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Deniz, Unutma Adını! kimin eseri? Deniz, Unutma Adını! kitabının yazarı kimdir? Deniz, Unutma Adını! konusu ve anafikri nedir? Deniz, Unutma Adını! kitabı ne anlatıyor? Deniz, Unutma Adını! PDF indirme linki var mı? Deniz, Unutma Adını! kitabının yazarı Ahmet Erhan kimdir? İşte Deniz, Unutma Adını! kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 12.06.2022 16:00
Deniz, Unutma Adını! - Ahmet Erhan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ahmet Erhan

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9789752895355

Sayfa Sayısı: 85

Deniz, Unutma Adını! Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Oğlum unutma adını

Sana boşuna konulmadı o 

Oğlum unutma adını

Göğe çizilen resimleri hatırla

Oğlum unutma adını

Dağları teyelleyen suları

Oğlum unutma adını

Kardeşliği, cesareti ve yanılgıyı

Oğlum unutma adını

Tarihe karşı yürüyen bedenleri hatırla 

Oğlum unutma adını

Ve tarihi olan sonra

Oğlum unutma adını

Hep ipte olacak boynun

Oğlum unutma adını

Yaralı, acılı bir yurdun 

Oğlum unutma adını

Kanı, çiçeği olarak

Deniz unutma adını...

(Tanıtım Bülteninden)

Deniz, Unutma Adını! Alıntıları - Sözleri

  • Rüzgara karşı kalem oynatır hayatım Damla damla büyür beyninde bir gül Bir şiirdir ve hiç de kötü değildir Dizeleri birbirine iteleyerek geçer Sararmış bir devrimci fotoğrafıdır hayatım
  • Bana artık her şey yakışır Terzim dünya çünkü, o ki kimlere neleri yakıştırdı,
  • Ben ölürüm,yüzüme günışığı düşer O zaman belki adam bile olurum
  • Hayatı hiç bu kadar vakitsiz sevmemiştim
  • Ne biçim bir çağa düştüm
  • Ey yağmurlar ... geceler de iyiden iyiye uzadı ...
  • Hayatım temsili bir yenilgi gösterisidir
  • Yağmur yağınca kapıları örter Her duyguma bir pencere bulurum
  • Ben bütün yenilgileri yaşadım
  • Kanım A Rh pozitif.Çok bira içince negatifleşiyor.
  • Silsem,yıkasam kalbimi Belki beni de severler
  • Biz halkız, Yeniden doğarız ölümlerde ...
  • "Kardeşler bu dünya bana göre değil. Kötü basılmış bir kitap gibiyim."
  • "Sevgili dünya, yol arkadaşım Ülkem alnında bir yara bandı gibi durur Ne biçim bir çağa düştüm Enlemler boylamların ardından konuşur..."
  • Aradığım bu değildi, aradığım bu değil Nemli ilişkiler... değildi belki de hiçbir şey İyi oldu, çok iyi oldu Dünyayı bir kusmuk tadında algıladım o kadar Ama anlayamadım Neden bana kopçalandı bu keder

Deniz, Unutma Adını! İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Sevgili yazar/Ahmet-erhan Sanırım şu ana kadar beni zorlayan tek kitabın oldu. Pek dokunmasa da yer yer teğet geçti. Ödüllü bir kitap ve aynı zamanda klasik Ahmet Erhan kitaplarından farklı olan, değişik ama kendi içinde bütünleşik bir kitap. Emin olamasam da bu kitap yani en azından bir kısmı ile adanmış bir kitap. İsmine aldanıp oğlu Deniz için yazılmış bir kitap zannetmiştim ama bazı şiirlerde açık açık Deniz Gezmiş'in gezdiğini gördüm. Her iki Deniz için yazılmış sanırım. Ve Çağdaş Yenilgiler Ansiklopedisi kitabındaki bir şiirinde şair; oğluna Deniz Gezmiş'in adını verdiğini söylemişti ve "Deniz unutma adını Sana boşuna konulmadı" diyerek bir düşünceyi miras bırakmak istemiş. Şiir olarak tabi ki Akşam Güneşi'ni tek geçerim. Sesli okuyup ezberlediğim ilk Ahmet Erhan şiiri olması nedeniyle benim için özeldir. Onca anımız var. Aynı isimde gizli mabedimiz var. Akşam güneşimiz hiç batmaz bizim. Diğer şiirlerinde ise yok olmak isteyen berbat bir adam profili çizmiş ama bir o kadar da duygusallığını ön plana çıkartmış. Yine kendimmiş gibi bir kişilik sergilemişti. Diyor ki; "Ben iki lafı bir araya getirmeyi bilmem Haklıdırlar her şeyde dostlarım ve düşmanlarım." Burayı defalarca okudum. Ben işte tam da bu sebeple hep karşı tarafın haklı olduğunu söylerim. Ve her daim karşı tarafı haklı görmek, bilerek insanı kendi düşüncelerinde ezilmişliğe, hiçliğe itiyor. Ahmet Erhan'ın hiçlik duygusu tam olarak bu düşüncelerden besleniyordu. Bunları düşünmemek içinse bir yanda tam tersi bir kişilik barındırıyordu. Hani bazen hiç alakasız olur olmaz her şeye kafa tutmak ister insan. İşte Ahmet Erhan'da var olan asilik az önceki alıntıda bahsedilen duygunun zıt yöndeki dışa vurumu oluyor. Ölüm mü? Ölüm elbette var. Ahmet Erhan varken hiç ölüm olmaz mı ? Devamlı tekrar etmiş ve bizlere kalıt olarak bir sürü şiir bırakmış diyerek bu inceleme olmayan incelemeyi noktalayayım. Evet Ahmet Erhan "Hayat bizi bir kere sevdi, ölümle evlendirdi." O zaman iç birani negatifleşsin kanın. (DUA)

Deniz, dilediğine özgürlük vaat eder dilediğine çakır taşları. Ahmet Erhan'ın " Deniz Unutma Adını " bana aslında denize derin bakan bir insanı hatırlatır, bir yandan da oğlu Deniz'e dair arada boşluklar bırakır ve tabii ki de kuşak gereği Deniz'lere selam niteliğindedir demek yanlış olmaz. Akşam Güneşi ile açılan bölüm bizi hemen " önsöz " kısmında ben en güzel fotoğraflarımı ölüme sakladım, bunu da bir sır olarak kayda geçirin " sözleriyle karşılıyor, sadece bu söz değil ama ahmet erhan'ın citlerinde de belirtildiği gibi ölüme karşı pek çok vurgu vardır. ama bu ölüm, kolay bir ölüm değil yaşayarak gün gün ölmek sorunu bunun içinde gibi gelir bana. Belki de ahmet erhan o önsüz de aslında hayati değer taşıyan hayat'a bir karşıtlık duyuruyor sözlerinde. " ben ölürüm, yüzüme günışığı düşer, o zaman belki adam bile olurum" demesi boşuna değildir buralarda. sadece tek şiir de bile bir kitabın manifestosunu elimize verir ahmet erhan. içimize dokunur. Ahmet Erhan, çağının gereği farklı bir şair olduğu şüphe getirmez bir gerçekti, arkadaşları tarafından da takdir edilirdi ama kendi iç dünyasında ne fırtınalar kopuyordu kim bilir? " yaşım otuz artık yağmurum yok " dizelerine sahip bir şair hayatla arasında ne kadar güçlü bir bağlantı kurabilirdi? Nihilizm, ahmet erhan'ın damarlarında geziyordu, meyhanede son masada oturan bir ihtiyarı nasıl kimse anlamıyorsa, ahmet erhan da bu kitapta belki de böyleydi. " yaşım otuz artık yağmurum yok, sabahlardan tiksineli çok oldu " cümlelerini yazarken kaç sayısız sabah yaşamıştır, ve kaç bilinmez sabah. " Akşam Güneşi" dir meselesi belki de bu kitabın. Bu basit bir cümle olarak gözükebilir ama yazdığı sözler, kofti ve yapmacık değildir. " hayatım temsili bir yenilgi gösterisidir " diye başlar ahmet erhan bu şiire ve sonraları arasından çekip çıkaracağımız sözler yerleştirir zihnimiz ve sonraları " sararmış bir devrimci fotoğrafıdır hayatım " diye seslenir ahmet erhan okuyucuya. yasaklara,isyanlara seslenir, bir mesaj aralar her bir sözünde. Altıncı filo'ya gönderme yapmayı unutmaz ahmet erhan ve şöyle der " Kartpostal görüntüleriyle intihar eder donar kalır bir aynada eli yüzü çıplak altıncı filo bir şeydir, isyanlar bastırır yasaktır elini koynuna sokmak, yasaktır " çok açık sözler olmasa da mesajını verir yine. sonra devam eder " parası çıkmazsa gider sakal bıyık bırakır. sevgilisi yoktur ve artık sevgisi de yoktur " bu sözler işşizlikle boğuşan bir insan temsilinin yanında içinde derinlik taşır. şair olmakla meselesi de yok değildir, ona da " Ve Türkiye'de şair olmak her ahval ve şeraitte gülünç bir şeydir çünkü vatanın bütün kaleleri zapt olunmuş ve bütün tersanelerine girilmiştir " sözleriyle yanıt verir ve içindeki politik durumu da anlatır. Bir yanda altıncı filoya karşı duranlar öbür yanda altıncı filonun bayrağına sahip çıkanlar... Zorluklardan bahseder, kendi yaşamından da elbette. hiçliğin yokuşunu çıkar, nihilizm ile atışır. " sevgili dünya,altı saat uyku on iki saat iş, dört saat aile saadeti yağmurum yok ki sıkılınca yağdırayım tashihi bilgisayardan çıkmış yazının aslı bu " der, bunu yazanın, bu insanın yağmur yağdırması mümkün müdür? yağmuru kendi sözleriyle fazlasıyla yağdırdığını söylemek de yanlış olmaz. her bir sözünde boşluk ve hiçlik ile yarışan ahmet erhan görüyoruz. kitapta " bir halk tipi için ağıt " şiiri Neruda'nın " biz halkız, yeniden doğarız ölümlerde " dizesini ekler Ahmet Erhan. bu sözlerinde hem ülkesi için üzülen bireylerin düşünceleri yatar. 68 kuşağının ağırlığı altında mücadele eden arkadaşlarını " alnımda topraktan artakalan yüzlerce kırışık, senin için öldü onca insan... niçin? Niçin arkadaşlarım? niçin niçin niçin... Kahrolsun Emperyalizm! Bağımsız Türkiye " sözleriyle anlatır. Amerika'ya, altıncı filoya söyleyecek sözleri bitmez, bunu da " kokteyl " şiirinde sunar bize. Hem politikliğini yaşatır,hem de içindeki acıyı da anlatır. Mutluluğu da mutsuzluğu da ateşler içindedir Ahmet Erhan'ın. Oğlu Deniz'e " ilk vasiyet " şiiriyle " ben bütün yenilgileri yaşadım " diye başlar. ve sonrasında ona olan sevgisini " seninle büyüyecek bil ki uzaktaki şu baba " diye dile getirir. ve şiirin son dizelerini dile getirirken o vurucu sözü şöyle söyler Ahmet Erhan " Oğlum unutma adını sana boşuna konulmadı o " Oğluna öyle öğütler dağıtıyor ki ahmet erhan, bize kendi yaşamından da kesitler sunuyor. “ geçip gidiyor günler, evim uzak, yol yakın ölüme kedere, acıya cinnet, cehennem, intihar…” cinnet, cehennem,intihar sözlerini geçiren bir şairin iç hayatı da bu denli karmaşıktır. Bu kitapta da kendi iç dünyasını bir nebze bize anlatıyordu ahmet erhan. kardeşlik,cesaret kavramlarını tekrardan anlatır bize ve gencecik ölüme giden darağacında sallanan ve kendi sözlerinde söylediği gibi " tarihe karşı yürüyen bedenleri hatırla " der oğluna. Nihilizm yokuşunu öyle çıkıyoruz ki ahmet erhan’la bu kitapta inerken nefes nefese kalıyoruz. Ölümle savaşına bizi de almış oluyor. Gece yalnızlıkları, son otobüsler, insanın kendine yabancılaşması, tek odalı hücreler… bunların hepsi bu kitapta açıkça belli ediyor kendini. Herkesin kabul edeceği cinsten bişey olmasa da kişinin bu dünyaya ait olması gerekir o sözlere ulaşabilmek için. Ölümle yarışıyor, ölümleri yarıştırmıyor. Yalnızlığın o sert kıyılarında ciddi dövüşüyor. Tuborgla çağını beklemek her çağı yaşayanın gereği değil,ama “ böyle insanlar var “ diyor ahmet erhan. Okundukça tıkanan bir bölüm “ Deniz Unutma adını “ ama çok şiir var insanı kendi dünyasına hapseden. “ bu, şu “ diye ayırmak benim lugatımda en azından şimdilik yok. Alkolle karışan kanını belki de ölümle yıkıyor ahmet erhan. Ve kendisinin de dediği gibi “ kazmayı bir de kendine vur artık, alkol fışkıracak bil ki…” ölümün bekareti ahmet erhan, yazmasaydın bu bölümü, bu kitabı bir şeyler eksik kalabilirdi. Bazı şeyler bu kadar uzun yazılıyorsa, ve yazılan bunca uzun cümleye rağmen eksik bir şey olduğunu bünyemizde taşıyorsak bunu da sana borçluyuz (Cem.k)

Merhaba canım insanlar Ahmet Erhan; “bugün de ölmedim anne” şiiri ile tanıyıp, o olduğunu bilmediğim şair… Kitaplarına ne yazık ki ulaşamadığım, bu yüzden pdf okumak zorunda kaldığım, ki okuduğum ilk pdf kitaptı,..(pdf için Duasu ve H_ibrahim bin minnet) canım insan, “sararmış karlı fotoğraf”ından tanıdığım adam “Acının son şairi” Devrimci, yalnız, babasının ölümden sonra sarhoş.. Ödüllü kitaplarından biri olan Deniz, Unutma Adını, kitabı ile resmen tanışıp, memnun olduk. Rivayet odur ki, bu kitabı oğlu Deniz için yazmış. Tabi kitapta sadece oğlu Deniz’i değil, Deniz Gezmiş’i de görüyoruz. Babasının ölümden sonra başladığı alkolü, arkadaşını, sitemini, ölümü de okuyoruz.. Sadece bu kitap bağlamında değerlendirecek olursak Ahmet Erhan’ı, “ölüme meyilli” sıfatını onun için kullanabiliriz hatta.. Kitaptan birkaç kesit paylaşmak gerekirse; “sarhoşluğum 80’ye çıkar Meyhane taşradan musalla görünür”yazmış, kanserden 55 yaşında ölmüştür... “sen yürümezsen dünya ölür Çünkü yürümek her şeydir” dizelerini (Timurlenk şiiri) arkadaşı Timur Danış’a ithafen yazmıştır… “ben bütün yenilgileri yaşadım/kalmadı sana bir şey” ile yaşadığı zor günlere, “oğlum unutma adını/ hep ipte kalacak boynun” ile de Deniz Gezmiş’e atıfta bulunduğu, kitaba da adını veren şiiri ile ilk vasiyetini yazmıştır… Devrimci duruş ile Ahmet Erhan’ı selamlar, bu şarkıyı ruhuna gönderirim https://www.youtube.com/watch?v=kWEYzJbYw9I İyi kalın : )) (Arzunalbant)

Deniz, Unutma Adını! PDF indirme linki var mı?

Ahmet Erhan - Deniz, Unutma Adını! kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Deniz, Unutma Adını! PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ahmet Erhan Kimdir?

8 Şubat 1958'de Ankara'da dünyaya geldi. Mersin'li bir ailenin, dört kızın ardından doğan beşinci çocuğudur. Babanın işleri nedeniyle Ankara'dan göç edilmiş ve bunun üzerine çocukluğuyla ilkgençliği Mersin ve Adana'da geçmiştir. Babasının emekliye ayrılmasıyla yeniden Ankara'ya dönerler.

Çeşitli nedenlerle kısa bir süre ara verdiği lise öğrenimini Akşam Lisesi'nde tamamladı. Ardından Gazi Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Ankara'nın özel öğretim kurumlarında Türkçe-Edebiyat öğretmenliği yaptı.

Hayatının büyük bir bölümünü Ankara'da geçiren şair, 'Ankara-İstanbul Karatreni' kitabında anlaşılabilen nedenlerle, 2001 yılında İstanbul'a yerleşti.

Adana Demirspor Genç Takımı'nda futbol oynadı. O yıllarda geçirdiği ağır sakatlık döneminde şiir yazmaya başladı. 1976'da Militan dergisinde topluca yayınlanan şiirleriyle dikkat çekti. 1980 öncesi ve sonrasında ülke gençliğinin yaşadığı dramı, içerden bir ses olarak, o dönemlerde oldukça yaygın olan slogancılığa kaçmadan, kendine özgü diliyle yazması şiirini özel kıldı. Lirizm zenginlikleri ve ironiyle harmanladığı 'şimdiki zamanın duygu resmi' olarak tarif edebileceğimiz söyleyişini, neredeyse otuz yıldır sürdürüyor.

Ahmet Erhan pek çok çevrede hala ilk kitaplarıyla hatırlanmasına ve bilinmesine rağmen, şiir serüvenini yaşanan zamanla atbaşı götürmekte ve çok genç yaştaki okuyucuları tarafından da ilgiyle takip edilmekte.

Cahit Külebi, 1982 tarihli bir söyleşisinde kendisi için 'şaşırtıcı bir olgu' tabirini kullanmıştı. Ahmet Erhan, şiirleriyle hala kendisini izleyenleri şaşırtmaya devam ediyor.

ESERLERİ

Alacakaranlıktaki Ülke. İlk basımı Mart 1981'de Yeni Türkü Şiir Yayınları, İlk Eserler Dizisi'nden çıkan bu kitap, şair henüz 23 yaşındayken 1981 Behçet Necatigil Ödülü'ne değer bulunmuştur. Kitabın ikinci basımı bir yıl sonra şairin yeni kitaplarıyla birlikte Lir Yayınları'ndan çıkar. Kitabın tekrar basımları sonraki yıllarda da farklı yayınevlerinden devam etmiş ve etmektedir.

Yaşamın Ufuk Çizgisi, Nisan 1982, Lir Yayınları, Türk Yazarları Dizisi.

Akdeniz Lirikleri, Nisan 1982, Lir Yayınları, Türk Yazarları Dizisi.

Kuş Kanadı Kalem Olsa, 1984, Can Yayınları. Bu kitapta daha önce yayınlanan 'Alacakaranlıktaki Ülke', 'Yaşamın Ufuk Çizgisi', 'Akdeniz Lirikleri'nin yanı sıra, sonraki yıllarda Bilgi Yayınevi'nden ayrı kitaplar halinde çıkacak olan 'Sevda Şiirleri', ' Zeytin Ağacı', 'Ateşi Çalmayı Deneyenler İçin' toplamları yer almaktadır.

Ölüm Nedeni Bilinmiyor, 1988, Can Yayınları.

Deniz Unutma Adını, Ocak 1992, Bilgi Yayınevi. 1992 Yunus Nadi Şiir Ödülü'ne değer bulunmuştur.

Öteki Şiirler 1976 - 1991, Ekim 1993, Bilgi Yayınevi.

Çağdaş Yenilgiler Ansiklopedisi, Ekim 1997, Bilgi Yayınevi. 1998 Cemal Süreya Şiir Ödülü'ne değer bulunmuştur.

Köpek Yılları, Temmuz 1998, Bilgi Yayınevi. Yayınlanmış tek öykü kitabıdır.

Resimli 'Ahmetler' Tarihi, Şubat 2001, Bilgi Yayınevi. Şairin daha önce hiçbir dergide yayınlamadığı 'Türkiye Ayağa Kalk' adlı şiir toplamı da bu kitapla ilk kez okuyucuya sunulur.

Ankara-İstanbul Karatreni, Ağustos 2001, Everest Yayınları. Şairin çeşitli dergilerde yer alan denemelerini, Ankara-İstanbul Karatrenine binip İstanbul'a göç ettiği Nisan 2001'i takip eden Ağustos'ta yayınlaması oldukça önemlidir. Şehrine vedası olarak adlandırabileceğimiz 'Daüssıla' şiiri de bunun önemini çizmek istercesine kitapta yer almaktadır.

Bugün De Ölmedim Anne, Toplu Şiirler 1, Eylül 2001, Everest Yayınları. Toplu Şiirlerinin bu ilk cildinde 'Alacakaranlıktaki Ülke', 'Yaşamın Ufuk Çizgisi', 'Akdeniz Lirikleri' toplamları yeniden okuyucuyla buluşmuş olup, Toplu Şiirler 2. ve 3. ciltlerinin yayınlanmaları beklenmektedir.

Ne Balık Ne De Kuş, Mayıs 2002, Everest Yayınları.

Kaybolmuş Bir Köpek İlanı, Ekim 2003, Everest Yayınları. Şair bu kitabıyla 2004 yılında ikinci kez Yunus Nadi Şiir Ödülü'ne değer bulundu.

Şehirde Bir Yılkı Atı, Ekim 2005, Everest Yayınları.

2006 yılı TTB Behçet Aysan Şiir Ödülü bu kitapla Ahmet Erhan'a verildi

Buz Üstünde Yürür Gibi, Seçme Şiirler, Haziran 2006, Everest Yayınları.

Sahibinden Satılık, Nisan 2008, Everest Yayınları

Ayrıca 'Kara Köpekli Adam' (roman) ve 'Anne Bu Şiiri Senin İçin Yazdım' (şiir) adlarıyla Bilgi Yayınevi tarafından basılan ve ne yazık ki tükendiğinden şu anda satışta bulunmayan çocuk kitapları bulunmaktadır.

Şair yukarda sözü edilen kitaplarına verilen ödüller dışında yaşamı ve tüm eserleriyle 1999 yılında Halil Kocagöz ve 2005 yılında Dionysos Şiir Ödüllerine değer bulunmuştur.

Ahmet Erhan Kitapları - Eserleri

  • Ankara - İstanbul Kara Treni
  • Deniz, Unutma Adını!
  • Ne Balık Ne de Kuş
  • Resimli 'Ahmetler' Tarihi
  • Köpek Yılları
  • Ölüm Nedeni: Bilinmiyor
  • Ateşi Çalmayı Deneyenler İçin
  • Öteki Şiirler
  • Yaşamın Ufuk Çizgisi
  • Alacakaranlıktaki Ülke
  • Çağdaş Yenilgiler Ansiklopedisi
  • Sahibinden Satılık
  • Bugün de Ölmedim Anne
  • Buz Üstünde Yürür Gibi
  • Sevda Şiirleri - Zeytin Ağacı
  • Kaybolmuş Bir Köpek İlanı
  • Burada Gömülüdür 1. Cilt
  • Burada Gömülüdür 2. Cilt
  • Şehirde Bir Yılkı Atı
  • Kuş Kanadı Kalem Olsa
  • Akdeniz Lirikleri

Ahmet Erhan Alıntıları - Sözleri

  • Gökyüzü maviliğinden soyunuyor Akşamdandır diyorlar, dünya hâlâ dönüyorsa Öyle dalgın, umarsız… Sorsam neyi, bağırsam kime, beni kim anlar? (Sahibinden Satılık)
  • Ölüme mi yenildim, yoksa hayata mı? (Burada Gömülüdür 2. Cilt)
  • Ne yerdedir, ne göktedir o - değil mi Abidin? Mutluluğun resmini yaptın mı bilmem, Ama ben onun şiirini yazmak isterim.. (Yaşamın Ufuk Çizgisi)
  • Bağırıyor, içimde bir kuş, durmadan bağırıyor: Şair, bir taşı oyup da içine girmenin zamanı geçti! (Bugün de Ölmedim Anne)
  • Ben bir ipekböcegi değilim, Ama kozam şiirlerim benim.. (Yaşamın Ufuk Çizgisi)
  • sen yollara yürürsen, çiçekler de yürür şaşarım gülüşünün ardından güneş doğmazsa bir çocuk, kapıları kırıp kırlara koşmazsa o ufuk çizgisinin düşüncesiyle özgür bedeni ışık olup da yüzüme akan düş eğninde samanyolu, ülker, çobanyıldızı o uzak kıyıların, mersinlerin kızı deyin ki, şairin yüreğinde açan bir gülmüş… (Buz Üstünde Yürür Gibi)
  • Soruyor yedi yaşında bir çocuk: —Niye bu silah sesleri, niye bu ölümler baba? (Bugün de Ölmedim Anne)
  • hiç kendine çarptığın oldu mu, birdenbire bir köşebaşında... (Şehirde Bir Yılkı Atı)
  • Hiç değilse sığınacak bir deliliğim var.. (Kaybolmuş Bir Köpek İlanı)
  • Rüzgara karşı kalem oynatır hayatım Damla damla büyür beyninde bir gül Bir şiirdir ve hiç de kötü değildir Dizeleri birbirine iteleyerek geçer Sararmış bir devrimci fotoğrafıdır hayatım (Deniz, Unutma Adını!)
  • Bütün ışıklarım sen korkmayasın diye açık (Öteki Şiirler)
  • Bir ırmak donmak istiyordu kanımda, Sanki bir nar dağılmak... (Bugün de Ölmedim Anne)
  • "Artık ne yapabilirim söyleyin bana, ölümün bir izdüşümü olmuşken yüreğim?" (Yaşamın Ufuk Çizgisi)
  • Ve bir televizyon tavana yakın; yalancı ışıklı geveze. Akşam olunca ona bakarlar sırtlarını dönüp de o güzelim denize.. (Yaşamın Ufuk Çizgisi)
  • Her şeyin göreceli olduğu bir dünyada iş mi bu şimdi Değişimlerin bir türlü dönüşüme varamadığı yerlerde Aklımı teğelliyor bir çocuk durup dururken Gibi çılgınlığa, gibi serseriliğe, gibi ölüme. (Ölüm Nedeni: Bilinmiyor)
  • "Bir gün anlarsın beni neden suskunum Dünya içimde konuşurken böyle." (Sevda Şiirleri - Zeytin Ağacı)
  • Ölümseyerek bakıyor dünya, biz gülümseyelim (Ne Balık Ne de Kuş)
  • Göçebe yürek Bağdaş kur Otur artık... (Resimli 'Ahmetler' Tarihi)
  • Kapalıydı kapılar, perdeler örtük Silah sesleri uzakta boğuk boğuk Bir yüzüm ayrılığa, bir yüzüm hayata dönük Bugün de ölmedim anne … (Bugün de Ölmedim Anne)
  • Bakarsın bir daha yazmam, tek sözcük bile Artık bütün kağıtlar dolu, kalemler boştur, Yıkılır yüreğimden beynime kurduğum köprüler de Bir kapı usulca örtülür, bir adam unutulur.. (Yaşamın Ufuk Çizgisi)

Yorum Yaz