tatlidede

Denize Açılan Kapı - Rasim Özdenören Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Denize Açılan Kapı kimin eseri? Denize Açılan Kapı kitabının yazarı kimdir? Denize Açılan Kapı konusu ve anafikri nedir? Denize Açılan Kapı kitabı ne anlatıyor? Denize Açılan Kapı PDF indirme linki var mı? Denize Açılan Kapı kitabının yazarı Rasim Özdenören kimdir? İşte Denize Açılan Kapı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 08.05.2022 20:00
Denize Açılan Kapı - Rasim Özdenören Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Rasim Özdenören

Yayın Evi: İz Yayıncılık

İSBN: 9789753551700

Sayfa Sayısı: 96

Denize Açılan Kapı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İnsanımızın paramparça dünyasına bir ışık gibi akıyor Rasim Özdenören... Bu nedenle Denize Açılan Kapı’da, anlamın kendisi hayatın bütün güçleriyle karşılaşıyor, karışıyor, kıvamını buluyor. Yazar, denize kavuşmak isteyen ırmaklar gibi kendi çalkantısının içinde debelenip duran insanları “vuslat kapısı’nda karşılıyor... 

Denize Açılan Kapı, insanın kendi gerçeğiyle boğuşarak akarken varıp dayandığı bir geçitteki fıtri dinginliği dile getiriyor. Hayatın hareketi yüzünü aksettiriyor bu hikayeler...

Denize Açılan Kapı Alıntıları - Sözleri

  • Bugüne, şu ana değin, başkalarının hakkımdaki tasarılarına, düşüncelerine ne kadar önem vermiş olduğumu şaşkınlıkla ayrımsıyordum. Kendi isteklerime, dileklerime göre değil de, başkalarının benim hakkımda düşündüklerini tahmin ettiğim şeylere göre yaşantıma bir düzen vermiş olduğumun bilincine de şimdi varıyordum.
  • Tekrarı mümkün olmayan tek gerçek var, ölüm.
  • Gidiliyordu, sonra geri dönülüyordu, yeniden yürünüyordu, durup bakınılıyordu, yemek yeniyordu, sonra gene acıkılıyordu, uyanılıyor ve yeniden uyunuyordu. Bu muydu? Bunlar için mi soluk tüketiyordu? Hırpalanıyor ve yaşıyordu?
  • Sabahları erken uyanmak ne güzel. Buna bir alışabilsen.
  • Karamsar değildi, ama düşünceliydi, sislerin, bulutların ardından bir gün, beklemediği bir anda bir güneşin doğabileceğini düşünebiliyordu.
  • Ne düşüneceğini, neyi, kimi düşünmesi gerektiğini bilmiyordu.
  • Hırpalanıyor ve yaşıyordu
  • .. kimseler anlamayacaktı onu.
  • Gidiliyordu, sonra geri dönülüyordu, yeniden yürünüyordu, durup bakınılıyordu, yemek yeniyordu, sonra gene acıkılıyordu, uyanılıyor ve yeniden uyunuyordu. Bu muydu? Bunlar için mi soluk tüketiyordu? Hırpalanıyor ve yaşıyordu?
  • Tekrarı mümkün olmayan tek gerçek var, ölüm.
  • Kimseler anlamayacaktı onu.
  • Mektubu yırtmıştı, çünkü göndereceği adresi bilmiyordu, bilse bile gönderemezdi, emindi buna.
  • Gidiliyordu, sonra geri dönülüyordu, yeniden yürünüyordu, durup bakınılıyordu, yemek yeniyordu, sonra gene acıkılıyordu, uyanılıyor ve uyunuyordu.
  • Bulmayı hiç düşünmeden ve bulacağını ummadan aradı, belki aramakta olduğunun bilincine bile varmadan...
  • Galiba tükeniyor, sevgide tükeniyor, her şey de.

Denize Açılan Kapı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Denize Açılan Kapı . Her kapı ardında bir sır saklar. Kapının ardındaki bilinmezlik içimizdeki arayışın son bulması, çatışmalarımızın sükûnete ermesiyle meçhul olmaktan çıkar. . Kapının ardında ne olmasını dileriz? Hayatımızın seyrinde önümüze çıkan kapılar bize hangi sûretlerle görünür de çoğu kez fark etmeyiz bir eşikte olduğumuzu. . Rasim Özdenören'in okuduğum ilk hikaye kitabı Denize Açılan Kapı. Kitap 10 hikayeden oluşuyor. Her hikayede insanın kendi içinde denize açılmayı bekleyen kapısı var. İçimizdeki bilinmezliklerle sürüklenerek bir kapının önünde beliriveriyoruz. (Şeb_i yelda)

Rasim Özdenören’in okuduğum ilk kitabıdır. Kitap 1984 yılında Türkiye Yazarlar Birliği tarafından yılın hikayesi ödülünü almış Hep bir yarım kalmışlık, içimizdeki her şey gibi. Bu kitabında kısa kısa toplam on adet hikaye var. Genel olarak bütün hikayeler güzeldi ama çok etkilendiğim hikayelerde oldu mesala, “ O Zaman” adlı hikayesi en beğendiğim hikayesiydi. Rasim Özdenören'in garip bir tarzı var sanki oltayla balık tutuyormuş gibi atıyor kelimeleri oltaya takarak balık misali okuyucunun kelimelere takılıp kelimelerin arkasını takip etmesini ve kelimeleri tamamlamasını istiyor. Yazdığı öykülerde okuyucuya bir alan bırakıyor ve bu alanda okuyucunun öyküyü tartmasını anlamasını kendince öykülemesini istiyor sanki.. Öykülerinde esrarengiz havası bilinmezliğe sürüklüyor. Ayrıca öykülerinde kullandığı betimlemeleri bir başka farkı yazarın, okurken betimlemeleri okuyucuyu sıkmadan çok renkli şekilde uzatıyor. Bu güzel bir özellik.. Bu kitabında birde genel olarak yaşanan duygunun hüzün olduğunu hüzün temalı bir kitap olduğunu düşünüyorum. Kitabın dikkatli, düşünerek ve betimlemeleri anlamlandırarak okunması gerektiğini düşünüyorum. Özdenören okuyun, okutturun. Keyifli okumalar :) (ANKA misali gezginokur)

Benim için kitapta en dikkat çekici şey sanırım betimlemeler oldu. Bir evi, insanı, durumu o kadar derinlemesine ve akıcı bir üslupla betimlemişti ki yazar. Eser birbirinden farklı birçok hikâyenin birleşiminden oluşuyor. Her bir hikayede bir insanın iç sesinin ve mücadelesinin yankısı duyuluyor sanki. Kimi karakterlerde kendinizi bulup daha bir içten okuyorsunuz satırları. Kendini sorgulayan, arayan, kendi üzerine düşünen insan sayısının azaldığı günümüzde tekrardan kendine dönmek isteyenlerin okuyabileceği güzel ve kısacık bir eser. (Kübra)

Denize Açılan Kapı PDF indirme linki var mı?

Rasim Özdenören - Denize Açılan Kapı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Denize Açılan Kapı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Rasim Özdenören Kimdir?

Rasim Özdenören (d. 1940, Maraş), Türk öykü ve deneme yazarı. İlk ve orta öğrenimini Maraş, Malatya, Tunceli gibi Güney ve Doğu şehirlerinde tamamladı. İ.Ü. Hukuk Fakültesini ve İ.Ü.Gazetecilik Enstitüsü'nü bitirdi. Devlet Planlama Teşkilatı'nda uzman olarak çalıştı. Bir ara araştırma amacıyla ABD'nin çeşitli eyaletlerinde, 1970-1971'de iki yıl kadar kaldı. 1975 yılında Kültür Bakanlığı Bakanlık Müşavirliği görevine geldi. Aynı bakanlıkta bir yıl da müfettişlik yaptı. 1978'de istifa ederek ayrıldığı devlet memurluğuna bir süre sonra tekrar döndü. Çok Sesli Bir Ölüm ve Çözülme adlı hikayeleri ayrıca TV filmi yapılmış, bunlardan ilki, Uluslararası Prag TV Filmleri Yarışmasında jüri özel ödülünü almıştır.

Rasim Özdenören'in, Türk edebiyatında adını duyurmaya başladığı yıllar, köy romancılığının etkisinin artık azalmaya başladığı, varoluşçu yazarların etkisinin daha fazla hissedildiği yıllardır. O yıllarda roman ve öykü yazarları genel olarak Batı kaynaklı bir anlayışla, sanki dışarıdan bakan bir gözle eserlerini yazmışlardır. Özdenören ise daha çocukluğunda Anadolu'nun birçok ilini gezerek, orada yaşayarak, köyünü, kasabasını, şehrini tanıyarak, kendisine ';ayrıntı avcısı' dedirtecek bir özellik ve güçlü bir tasvir yeteneğiyle, insanın evrensel yanlarını öne çıkararak yazmıştır öykülerini. Yazar, gençliğinin ilk yıllarından itibaren kendine edebiyatı ciddi bir meşale olarak seçen insanlardan oluşan bir arkadaş grubuna dahil olmakla, sonraki yıllarda şekillenecek edebi şahsiyeti için çok önemli bir zemin bulmuştur. Bu arkadaş grubu Özdenören'in anlaşılmasında kilit konumdadır. Çünkü Özdenören'in okumaları, edebi ilgileri büyük oranda bu arkadaş grubunda şekillenmeye başlamış; sonraki yıllarda tanıştığı Sezai Karakoç'un etkisiyle bir bütünlük kazanmıştır. Özdenören'in Amerika'ya gidip orada iki yıla yakın bir süre kalması vesilesiyle çağdaş dünyanın en önemli merkezini tanımasının da eserlerine olumlu yansımaları olmuştur. O, yerli olmak nedir, bu nasıl gerçekleştirilir, sorularının cevabını öyküleriyle vermiş bir yazardır. Hikayelerinin kahramanları, çevremizde rahatlıkla görebileceğimiz, dokunabileceğimiz kişilerdir.

Rasim Özdenören, gerek denemelerinde gerekse öykülerinde, meselenin anlatmak olduğunu ilk öykülerinden başlayarak kavramış bir yazardır. O, İslami kimliğiyle tanınan bir öykücü olmasına rağmen öykülerinde hiçbir zaman, dönemindeki birçok yazarda görüldüğü gibi, inandığı şeyleri okuyucusuna dayatmamış, vermek istediği mesajı öyküyü örselemeden, akışı ve yapıyı bozmadan anlatmayı bilmiştir. Anlatırken de dili ustaca kullanmış, yer yer de adeta şiir yazmıştır.

Rasim Özdenören Kitapları - Eserleri

  • Gül Yetiştiren Adam
  • Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler
  • Müslümanca Yaşamak
  • Kafa Karıştıran Kelimeler
  • Çok Sesli Bir Ölüm
  • Yeniden İnanmak
  • Kuyu
  • Ansızın Yola Çıkmak
  • Çözülme
  • Aşkın Diyalektiği
  • Denize Açılan Kapı
  • Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı
  • İpin Ucu
  • Eşikte Duran İnsan
  • Uyumsuzlar
  • Ben ve Hayat ve Ölüm
  • Hastalar ve Işıklar
  • Acemi Yolcu
  • Yeni Dünya Düzeninin Sefaleti
  • Hışırtı
  • Toz
  • Yaşadığımız Günler
  • Köpekçe Düşünceler
  • Yüzler
  • Çarpılmışlar
  • İmkansız Öyküler
  • Ruhun Malzemeleri
  • Düşünsel Duruş
  • Red Yazıları
  • Çapraz İlişkiler
  • Edebiyat ve Hayat
  • Açık Mektuplar
  • Kent İlişkileri
  • İki Dünya
  • Hadislerin Işığında Hz. Muhammed
  • Yazı, İmge ve Gerçeklik
  • Siyasal İstiareler
  • İmkânsız Öyküler
  • Elli Yılın Öyküsü
  • Çözülme

Rasim Özdenören Alıntıları - Sözleri

  • Çünkü bir sevgi daima, inanılmaz bir durum, ama, daima tahammül edilemez bir şeydir, insanca bir şey.. uzaklıklar, unutmalar.. bunlarla diri kılınabilirdi sevgi.. (Hışırtı)
  • Kısır niyetler, kısır sonuçlar doğurur.Niyete bir aşkınlık yükleyerek, daha doğrusu aşkın niyetlerle yola çıkarak bereket ülkesine ulaşmak mümkünken, kendi nefsanîliğinin dar sınırları içinde kalmak onu eşya ile kendi nefsi arasındaki çorak bir alanda bırakır. (Yeniden İnanmak)
  • "Senden uzak kalan tesellisini hasret yaşlarında bulur; düşünelim, ya seni bulan ne olur?" (İmkansız Öyküler)
  • “Sevginin içinde o alevi söndürecek Tükenmekte olan fitil gibi bir şey vardır.” Shakespeare (İmkânsız Öyküler)
  • "Kalplerimizi dinin üzerine sabit kıl" (İmkansız Öyküler)
  • kentin bu derin uğultusu, bu sürgünlük ve krallık bir gün silinip gidecektir. ne tuhaftır ki, ebedîlik iştiyakı da bu sürgün hayatının ve bu fena olma halinin içinden sökün ediyor. (Kent İlişkileri)
  • Ne zaman elimi ona doğru uzatsam elim boşlukta kalıyor. (Uyumsuzlar)
  • Hakkın hiçbir zuhuratı yoktur ki, mümin için iman tazelemesine yol açmasın. (Müslümanca Yaşamak)
  • Ve şimdi, öyle düşünüyorum ki, tecrübe denilen şey, insanın hayatında yer etmiş olan hayal kırıklıklarının toplamıdır. (İpin Ucu)
  • O sıralarda ben kendim miyim, değil miyim, sorusunu tartışıyordu kafasında. Diyordu ki, ben kendimsem, benim benden ayrılmam, benim benden kaçmam mümkün olmamalı: ama ben kendim değilsem, ben kendimden kaçıp kurtulabilirim. (Elli Yılın Öyküsü)
  • İnsanın, sevgisi ne türden olursa olsun, onun dışına çıkması diye bir şey söz konusu olmaz ki, onu denesin. Ve zaten böyle bir şey denenebilecek bir şey olsa, o deney o sevginin bitirilmiş olduğu yerde başlar. (Aşkın Diyalektiği)
  • Hayatı elde tutmak ölümü ele geçirmekle, mümkün oluyor ve ölümün ele geçirilişi, onu ele geçirenin kendi ölümünü sonuçluyor. (Eşikte Duran İnsan)
  • Durmak her zaman beklemek anlamına gelmez. (Toz)
  • Onun görmesinden nereye kaçacaksın diye fısıldadı kadın... (Çarpılmışlar)
  • Günümüzde kendisine Müslümanım diyenlerin çoğu "çağın gözüyle İslam'a bakma" yaklaşımını benimsemiş durumdadır.. Oysa Müslüman, çağın gözüyle İslam'a bakmaz, İslam'ın gözüyle çağa bakar.. (Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler)
  • Dünya kendi dışında cebinde duran herhangi önemsiz yabancı bir nesne gibiydi. (Çarpılmışlar)
  • İnsan, yeryüzünü kendisi için kötü bir döşek haline getirmiştir. (Red Yazıları)
  • Özgürlüğümü yitirdiğim yalan. (Ansızın Yola Çıkmak)
  • zaman zaman, dön dolaş aynı noktaya gelip takıldığımı, belki daha isabetli bir ifadeyle hiçbir yere kıpırdamamış olduğumu hissediyor; yalnız bunu hissetmekle de kalmıyor, bu hissi de daha önce yaşamış olduğum hissine yakalanıyorum. (Kent İlişkileri)
  • "İslâm diyalektiğinin dışında kalan birine her çeşit izahın yetersiz ve kısır kalacağı aşikârdır. Böyle bir hükmün sırrını ancak bir mümin kavrayabilir." (Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler)

Yorum Yaz