Denizin Kanı - Tarık Dursun K. Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Denizin Kanı kimin eseri? Denizin Kanı kitabının yazarı kimdir? Denizin Kanı konusu ve anafikri nedir? Denizin Kanı kitabı ne anlatıyor? Denizin Kanı PDF indirme linki var mı? Denizin Kanı kitabının yazarı Tarık Dursun K. kimdir? İşte Denizin Kanı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Tarık Dursun K.
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750822377
Sayfa Sayısı: 328
Denizin Kanı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Ege kıyısındaki küçük bir kasaba. Acımasız, gözü doymak bilmez, azgın bir deniz. Ekmeklerini canları pahasına denizden çıkaran deniz tutkunu sünger avcıları ve gözleri denizde onları bekleyen kadınlar. Denizin Kanı, Türkiye'nin çok partili bir düzene geçtiği 1945 sonrasında, emeklerine sahip çıkmak isteyen sünger emekçilerinin kendilerine denizden daha acımasız davranan bir sünger ağasına karşı giriştikleri mücadelenin çarpıcı anlatımı. Roman konusu kadar yer yer mitolojik göndermeler ve şiirsel doğa betimleriyle beslenen etkiletici üslubuyla da dikkat çekiyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Denizin Kanı Alıntıları - Sözleri
- Yarılıp çatlamış nar yemişinin ekşi kırmızılığı
- Oldum bittim denize güvenim yok. Toprak gibi değil çünkü.Toprağı görürsün; çiğnersin, kazmalarsın, çift çiftlersin, tohum serpersin, elini uzatırsın, sımsıkı tutarsın, adam elini tutar gibi. Tokalaşırsın toprakla. Yoruldum de otur toprağa, uykum var de, yat toprağa. Hangi birini yaparsın denizle bunların?
- "Besbelli kanımız alışmış meret denize.Bir inerliği bir çıkarlığını adamın deli gönlü çekiveriyor."
- Sonra bombacılar, lokumcular türemişti, denizin altı üstüne gelmişti.Balıkların cümle soyu küsüp kaçtılar. O gün bugün ilaç için tek bir balık gelmedi bu denizlere. Hep yukarılarda kaldılar. Ya yukarlarda, ya da en diplerde. Bombacılardan, lokumculardan uzak. Geçmişe sıkı sıkıya bağlı anaçlan gelmesine geldiler ama, doğurup doğurup kaçıyorlardı. Tenbihli yavrular yumurtayı çatlatıp çktılar, her biri balıklaştı mı, sektirmeden onlar da yukarılara hem de dipten dipten kaçıyorlar, kimselere tutulmuyorlardı.
- Ellerini konuşurken hep saklayacak yerler aranıyordu;ağır, çekimsiz, engelci geliyorlardı.
- Adam gücü, paraya her zaman yenilir.
- Nedir adamı adama kul eden? Para!
- ''İsmet Paşa Alamana edeceğini etmiş. Rusu, Amerikanı, İngilizi toplamış başına, Adanaya gitmiş, pazarlığını yapmış. Ben bir elimin tersiyle Alamana vurdum mu, Alaman bin parça olur, cam gibi.. demiş. Ama Alaman bizim çok eskiden dostumuz, gavurdan kardeşimiz. Sizse yenisiniz, huyunuzu suyunuzu bilmiyorum. Dediğinizi yaparım, bir de bakarım ki, hesabımı ters çıkartmışsınız. Beni hiç katmayın bu işe, siz başladınız, siz bitirin ... demiş.''
- Ama insanoğlu ölür ve çöker: Tıpkı gölden akıp giden sularda ırmağın çöl olup kuruması gibi, insan da öyle yatar da kalkmaz. Uykularından uyanmaz.
- İnsan kısmı zamanla neye alışmaz?
Denizin Kanı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
DENİZİN KANI (1968) / TARIK DURSUN K.: Romanda olaylar 1946 yılında bir Ege kasabasında geçer. Kasabada, Hacı Ağa sünger işi yapmaktadır. Bir bölük sünger amelesi, başlarında Şaban Reis olmak üzere onun için sünger çıkarmaktadırlar. Hacı Ağa bu riskli işten hiçbir riske maruz kalmaksızın çok para kazanmaktadır. Rıza Reis ve ekibi artık Hacı Ağa için çalışmak istememektedirler. Onlar sahip oldukları kendi kayıklarıyla kendileri için sünger çıkarıp satmak arzusundadırlar. Hacı Ağa’dan, kullanmadığı bir kayığı kendilerine vermesini isterler. Kasabadaki sünger hâkimiyetinin sarsılacağını anlayan Hacı Ağa kayığı onlara vermediği gibi, sünger işi için de kasaba dışından yeni ameleler getirir. Bu durum aralarında geçim sıkıntısının baş gösterdiği Şaban Reis ve ekibini zor duruma sokar. Kasaba dışından gelen ekip kılavuzları olmadığı için sünger işinde başarılı olamazlar. Ancak Hacı Ağa hâlâ Şaban Reis ve ekibine istediklerini vermek niyetinde değildir. Ameleler ve özellikle aileleri arasında artık bıçak kemiğe dayanır. Kadınlar kocalarını örgütlediği için Şaban Reis’e öfkelidirler ve hınçlarını karısını döverek çıkarırlar. Bunu gören Şaban Reis pes eder ve kayıtsız şartsız onun için çalışacaklarını Ağa’ya beyan eder. Ancak yaşanan olaylara ve özellikle eşinin, arkadaşlarının eşleri tarafından dövülmesine kalbi çok fazla dayanmaz ve ölür. Reis’in ekibinden Mustafa ve Irazca da bu dönemde sıkıntı çekmiş ailelerden biridir. Mustafa çıktıkları bir sünger işinde suyun altında fazla derine daldığı için kısmi felç geçirir. Eşi Irazca’ya Hacı Ağa göz koyar. Bunu öğrenen Mustafa, Hacı Ağa’yı dükkanında öldürmek isterken Ağa’nın adamı İsmail tarafından öldürülür. Romanda işçi sınıfının içinde bulunduğu kötü koşullar, ağa-işçi ilişkileri, işçilerin sınıf bilincine kavuşmaya başlamaları gibi temalar sünger üretimi üzerinden işlenir. Romanda çok kısa bir şekilde bir kaymakamdan söz edilir. (ali doğan)
sağlam bir kitap: Baya baya iyi bulduğum bir kitap. Kitabın içinde yer yer mitolojik öğelere yer verilmiş. Keyifli okuması var . Kitapta ilgimi çeken Başka bir konu Kadınlardan ve kadınlıktan bahşedilmiş . Özellikle etkilendiğim 3 konu var . Lütfiye’nin 4 aylık bebeğini aldırtmak zorunda kalması , Bir kadının saatlerce Doğumu beklemesi ve son olarak Lüthiye’nin yedi kişi tarafından tecavüz edilmesi. (Ayşe Erol)
Velidağının eteklerine kurulu bir kasabanın yoksul süngerci tayfası artık kendi kaderlerini çizmek için bir tekneye sahip olmak gereği duyarlar. O zamana kadar yanında çalışıp zenginliğine zenginlik kattıkları kasabanın ağası Hacı Gömü'den bir tekne isterler. Eğer vermemezlik yaparsa bir daha sefere çıkmayacaklardır. Hacı Gömü fukara süngerci tayfasının bu kafa tutuşunu ciddiye dahi almaz. Para, güç, makam ve mevki kendisindedir. Fakirin bunlara karşı kazandığı ne zaman görülmüştür. Elbet aç kalacaklar, perişan olacaklar, el etek öpüp af dileyeceklerdir. Ben kitabı çok beğendim. Dilinin akıcılığı, yöre şivesini güzel kullanışı, içe işleyen hikayesi ve karakter anlatımları mevcut. Finali insanın yüreğini burkuyor, moralini bozuyorsa da beğerek okudum. Yaşar Kemal severler Tarık Dursunun bu romanını da çok beğenirler diye düşünüyorum. (Mehmet Sağdıç)
Denizin Kanı PDF indirme linki var mı?
Tarık Dursun K. - Denizin Kanı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Denizin Kanı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Tarık Dursun K. Kimdir?
Tarık Dursun K. (veya tam adıyla Tarık Dursun Kakınç; kısaca Tarık Dursun olarak da anılmaktadır.) (d. 1931 İzmir), Türk yazar ve yayınevi yöneticisi.
1949 yılında İzmir'de Anadolu gazetesinde sinema eleştirileri yazmaya başladı. Sonra sırasıyla Yeni Gün, Ankara Ulus, Yeni İstanbul ve Vatan gazetelerinde gündelik yazılar yazdı. Pazar Postası ve Akis dergilerinde sinema eleştirileri yazdı. Eleştirmen Ali Gevgilili ile birlikte aylık Yeni Sinema dergisini çıkarttı. Senaryo yazarlığı ve rejisörlük yapmıştır. 1969 yılında Kurul Kitapevi’ni açmış, Milliyet gazetesinde kitap tanıtma yazıları yazmış, Milliyet Yayınları’nı yönetmiştir. 1973 yılında Günümüzde Kitaplar adlı bir dergi çıkarmış, 1975 yılında Koza Yayınları'nın kurucuları arasında yer almıştır.
Sanata 1949 yılında şiirle başlamış, 1951 yılında Cengiz Tuncer ile Devrialem isimli ortak bir şiir kitabı yayımlamıştır. Daha sonra hikaye yazarlığına başlamıştır. Çeşitli ödüller alan Tarık Dursun K. halen Eskifoça'da yaşamaktadır. Kardeşi Faruk Kakınç'la beraber girdiği bir yarışmada soyadlarının karışması neticesinde soyadını K. olarak değiştirmiştir
Tarık Dursun K. Kitapları - Eserleri
- Alo, Harika Hanım Nasılsınız?
- Sevmek Diye Bir Şey
- Kırmızı Otobüs
- Kurşun Ata Ata Biter
- Denizin Kanı
- Alçaktan Uçan Güvercin
- İnsan Kurdu
- Hasangiller
- Bağışla Onları
- Sessiz Çığlık
- Ağaçlar Gibi Ayakta
- Rızabey Aileevi
- Hoşça Kal Küçük
- Ona Sevdiğimi Söyle
- İmbatla Dol Kalbim
- Gavur İzmir Güzel İzmir
- Son Yol
- Yabanın Adamları / Bağrıyanık Ömer İle Güzel Zeynep
- Elde Var Hikaye
- Kopuk Takımı
- Hepsi Hikaye
- Aşk Allahaısmarladık
- Yaz Öpüşleri -Yeniden Kurgulanmış Eski Aşklarla- Bütün Eserleri 16
- Gönderdiğin Mektubu Aldım
- İyi Geceler Dünya
- Bağrıyanık Ömer ile Güzel Zeynep
- Kerem'i Kimse İstemiyor
- Sabah Olmasın
- Karanfilli Hikaye / Toplu Öyküler 1
- Kayabaşı
- Bir Gün Bir Issız Adaya Düşerseniz
- Kayabaşı Uygarlığının Yükselişi ve Birdenbire Çöküşü
- Edebiyat Üstüne Narin
- Gönlümün Bir Parçası / Toplu Öyküler 2
- Horoz İle İnci Tanesi
- Kokulu Kentler
- 36 Kısım Tekmili Birden
- Güzel Avrat Otu
- Ve Yağmur Denize Yağar
- Sümbülteber
- Şiirimizde Tabiat
- Şiirimizde Taşlama
- İyilikçi Tilki
- Bir Küçücük Aslancık Varmış
- Göl Hafif Çalkantılı Olacak
- Güzel Uykular Alara
- Atım Kaçtı Ben Vuruldum
- O Şehir Senin Bu Şehir Benim
- Az Gittik , Uz Gittik , Dere Tepe Düz Gittik
- Gün Döndü
- Bir Gün Bir Issız Adaya Düşerseniz
- İzmir, Aah İzmirim!
- Amma da Accayip Dünya 1. Cilt
- Ömrüm, Ömrüm...
- Otobüsüm Kalkıyor
- Deve Tellal Pire Berber İken
- Marx Kimdir Marksizm Nedir?
- Amma da Accayip Dünya 2.Cilt
- Kaş Kaş Üstüne Taş Taş Üstüne
- Geçti Akşam Suları
- Ben Unutmadan
Tarık Dursun K. Alıntıları - Sözleri
- "Hiçbir şey eskisi gibi kalmıyor artık. Dün, bugün değil! Yarın da bugün değil. Babam söylerdi; zaman sana uymaz, sen zamana uyacaksın... Öyle, evet, doğru. Cevahir bile sonunda pes etti, uymaya karar verdi. Eskinin kaçakçısı, bugün bakkal. Peynir, şeker, pirinç tartacak, satacak; para kazanacak." (Kurşun Ata Ata Biter)
- ... gözümüzü aşk bürüyünce aptallaşıyoruz, aklımızı yitiriyoruz; o yitikliğin içinde asıl gerçeği görmüyoruz. (Gönderdiğin Mektubu Aldım)
- ... gerçek tarih insani yeniler,yaşadığı günün değerini açıklar ona ve onu yarına hazırlar. (Gavur İzmir Güzel İzmir)
- hiçbiri merhamet nedir tanımaz. sizi ezerler, kırarlar ve sonsuza dek acılar içinde bırakırlar. (Bağışla Onları)
- Dün cin olmayla bugün adam çarpmaya çıkmış. (Kopuk Takımı)
- Yarılıp çatlamış nar yemişinin ekşi kırmızılığı (Denizin Kanı)
- ''İsmet Paşa Alamana edeceğini etmiş. Rusu, Amerikanı, İngilizi toplamış başına, Adanaya gitmiş, pazarlığını yapmış. Ben bir elimin tersiyle Alamana vurdum mu, Alaman bin parça olur, cam gibi.. demiş. Ama Alaman bizim çok eskiden dostumuz, gavurdan kardeşimiz. Sizse yenisiniz, huyunuzu suyunuzu bilmiyorum. Dediğinizi yaparım, bir de bakarım ki, hesabımı ters çıkartmışsınız. Beni hiç katmayın bu işe, siz başladınız, siz bitirin ... demiş.'' (Denizin Kanı)
- Hep bugünün ötesindeki şeyleri hatırlıyorum. Gereksiz bir sürü şey... Oysa adama dün lazım değil ki! Bugün yaşıyor musun? Ne âlâ! Bugüne bakacaksın. Dünü de yarını da boşvereceksin. Şimdi herkes böyle yapıyor. Bir de ben onlar gibi yapabilsem... (Sessiz Çığlık)
- Nedir adamı adama kul eden? Para! (Denizin Kanı)
- Hayvan kısmıyla dost olmak, insanlarla dost olmaktan valla'a çok daha iyi. (Kayabaşı)
- "Besbelli kanımız alışmış meret denize.Bir inerliği bir çıkarlığını adamın deli gönlü çekiveriyor." (Denizin Kanı)
- "O kadar zaman oldu ki birileriyle konuşmayalı... Sürekli kendime konuştum. İçimden. Kendi sesimi duymadan." (Alo, Harika Hanım Nasılsınız?)
- biz ikimiz , o çağlar aşktık. (Sevmek Diye Bir Şey)
- Yerden bir taş aldım, attım; cama vurdu, tık dedi. Bekledim, çıkmadı. (Hasangiller)
- “Aynadaki kendine bakmayı unutma, yanlışını benden önce görürsün.” (Bağışla Onları)
- Rahip Allaf’a sordum; hani dedim; sevgi üzerine Tanrı’mızın buyrukları? İnsanlar neden birbirlerini eziyor, birbirlerini yiyorlar? Hani öldürmeyecektik, çalmayacaktık, kıskanmayacaktık: Kızmayacak, kinlenmeyecek, düşman olmayacak, yalnız ve yalnız birbirimizi sevecektik? Bunların hiçbirini yapmıyoruz. Tanrı’nın buyruklarını hiçe saydılar, hiçe sayıyoruz. (İyi Geceler Dünya)
- Adam gücü, paraya her zaman yenilir. (Denizin Kanı)
- Salonda kitaplar yan yana, sırt sırta dizili duruyorlardı. Açılmamışlardı; okunmayı, küçük, anlamsız noktalı virgüllü, iki nota üst üsteli, konuşma çizgili; harfler, harfçikler; sayfalar bir bir açılıverdi mi, gözlere üşüşeceklerdi. Gözlere vardıktan sonrası kolaydı artık, yollarını biliyorlardı. (Güzel Avrat Otu)
- Güneş aldı başını gitti. Koyul bir karanlıktır bindirdi. (Güzel Avrat Otu)
- Eşkiyaların yanık yıldızlı köylere yollanmış ayak sesleri dindiler. (Güzel Avrat Otu)