diorex
life

Depresyon Terapisi - Irvin D. Yalom Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Depresyon Terapisi kimin eseri? Depresyon Terapisi kitabının yazarı kimdir? Depresyon Terapisi konusu ve anafikri nedir? Depresyon Terapisi kitabı ne anlatıyor? Depresyon Terapisi kitabının yazarı Irvin D. Yalom kimdir? İşte Depresyon Terapisi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 19.02.2022 02:00
Depresyon Terapisi - Irvin D. Yalom Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Irvin D. Yalom

Çevirmen: Yasemin Engin

Orijinal Adı: Treating Depression

Yayın Evi: Prestij Yayınları

İSBN: 9789756435236

Sayfa Sayısı: 248

Depresyon Terapisi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Bu kitap, depresyon çilesini hafifletecek, günümüzde mevcut olan başlıca tedavi yöntemlerinin eşsiz bir anlatımıdır."

-John P. Docherty, M.D.

Psikiyatri Profesörü

"Klinik uzmanlara çağdaş tekniklere yönelik harika bir bakış açısı sunarak, depresyon tedavisinde sıklıkla kullanılan terapiler üzerine en son bilgileri sunuyor."

-Ellen Frank, Ph., D.

Psikiyatri Profesörü

'Bu dizide, özel terapi kılavuzları, klinik örneklerin bolca kullanıldığı somut öneriler ve ayrıntılı hasta hikayeleri sunulmaktadır. Niyetimiz okuru etkilemek, büyülemek ya da gizli akademik tartışmalara dipnot koymak değildir. Bunun yerine her bölüm, pratik içindeki klinisyene pragmatik değer taşıyan bir temel sunmak üzere tasarlanmıştır. Aslında genel editör, cilt editörleri ve bölüm yazarları olarak amacımız tektir: Hastalarımızın hayatlarına önemli, acil ve somut katkılar yapmak.

Irvin D. Yalom, M.D.

Psikiyatri Profesörü

İçindekiler

 

Aile Terapisi

Bilişsel Davranışsal Terapi

Kişiler Arası Psikoterapi

Bireysel Psikoterapi

Grup Terapisi

Bedensel Terapi

Kombine Tedavi

(Tanıtım Bülteninden)

Depresyon Terapisi Alıntıları - Sözleri

  • Antidepresan tedavileri, depresyon için mükemmel, hızlı bir tedavi sunarlar fakat beraberlerinde, rahatsız edici yan etkile­rin riskini de taşırlar ve kişiler arası problemlere doğrudan hi­tap etmezler. Tıbbi tedaviyi, psikoterapinin etkisini artırmak için kullanmak, tek bir tedavi şekline nazaran bazı avantajlar sunabilir; fakat aynı zamanda hastayı, her iki tedavi şeklinin risklerine de maruz bırakır.
  • Çoğunlukla, çeşitli davranışlarından ve okulda yaşadıkları problemlerden ötürü çocuk bakım kliniklerine götürülen çocukların annelerinin, ciddi boyutta depresyonda olduğu ortaya çıkmıştır.
  • Hayal kırıklığı, üzüntü ve kızgınlıktan ge­ riye kalan izler, depresif semptomlar azaldıktan sonra dahi, uzun süre daha kalmaya devam edebilir.
  • İyileşme sürecindeki kurbanları, şiddetli depresyonu, insanoğlunun dayanmak zorunda bırakılabileceği en kötü deneyim olarak tarif etmiştir.
  • İnsanların benzer psikiyatrik rahatsızlıklardaki eşleri seçme eğilimleri olan “Ruh ikizi eşleşmesi” olayı, birden fazla aile üyesinin ruh sağlığı ya da madde bağımlılığı kullanımına karşı zayıf olmasını da mümkün kılar.
  • Herhangi bir durumun pozitif yönlerine odaklanmak ya da "durumu yeniden çerçevelemek", daha olumlu ve hálá gerçek çi alternatif bir dunya görüşü sağlamak için kullanılan tekniklerden birisidir.
  • Artık televizyonlarda; tükenmiş babaların, seks bağımlılarının, yetişkin ve çocuk alkolik lerin, dayak atan kocaların, tacize uğrayan kadınların, uyuşturucu satıcılarının ve madde bağımlılarının, yeme problemi olanların, temizlik takıntılıların, tacizci ebeveynlerin, ebeveynlerini dava eden çocuk kurbanlarin televizyonda itiraflarını içeren programların yer almadığı tek bir gün geçmiyor.
  • Otuz beş yaşındaki depresyonlu bir kadının eşi, onun depresif duyguları hakkında aralıksız devam eden şikayetlerine, evle ve çocuk bakımıyla ilgili gündelik işlerine karşı olan uzaklığına ve bunalmışlığına; onu düşünen, umursayan insanlari ve anne-babasının zamanında olmayan ama şimdi kendisinin sahip olduğu tüm makineleri listeleyerek karşılık vermiştir. Fakat, diğer hastaların da sıklıkla belirttiği gibi, bu strateji hiçbir işe yaramamıştır. Depresyon şiddetli bir boyut ta olduğu zaman, ki onunki de kesinlikle öyleydi, bu tarz mantıksal yaklaşımlar ve rahatlatma çabalari depresyondaki kişilerin sadece, kendilerini yabancılaşmış hissetmelerine, ailelerinin onları anlamadığını, onların sorunlarını duymak istemedigini ya da sıkıntılarını yeteri kadar ciddiye almadıklarını düşünmelerine neden olur.
  • Çocuklar, anne-babalarının depresyonlu hallerine kendi tarz­larıyla tepki verirler. Ebeveynlerinde gördükleri mutsuzluklar­dan genellikle kendilerini sorumlu tutarlar ve yeteri kadar ilgi ve dikkat uyandırmadıkları zaman yetersiz, değersiz oldukla­rını düşünürler. Ve şüphesiz, ihtiyaçları zamanla ihmal edil­meye başlandıkça, onlar da çeşitli semptomlar göstermeye başlarlar.
  • Birinin, başkalarına sunacak değerli bir şeyi olduğuna inanması ve bunu yaşaması, kendilik değerinin yeniden inşa edilmesinde önemli bir yapı malzemesidir.
  • Bir taraftan, aile hayatının olağan bir parçası olan eleştiri depresyondaki kişiyi daha kötü bir duruma sokabilirken. diğer taraftan da aile fertlerinin, hastaları olası tüm eleştiriler: den uzak tutmaya çalışması, hasta, onların yüz ifadelerindeki kızgınlık belirtilerini gördüğünde ve tüm bu çabalara karşı güveni sarsıldığında, çok daha olumsuz bir sonuca yol açabilir.
  • Depresyonun, onunla çok kısa da olsa ilişkide bulunan kişiler üzerinde bile, ciddi boyutta olumsuz bir etki bıraktığı sonucu ortaya çıkmıştır. Örneğin, depresyondaki biriyle yapılan kısa bir telefon görüşmesi dahi, depresif halde olmayan dinleyicinin ruh halini etkileyebilir. Bu veriler kapsamında, depresyonun aile üyeleri ve yakın akrabalar üzerin de ciddi anlamda bir stres unsuru oluşturması hiç de şaşırtıcı değildir.
  • Çocuk ya da ergen depresyonunda, yardım talebi ya intihar teşebbüsü gibi bir durumun ardından ya da çekingenlik, başa ısızlık gibi daha kronik sorunların neticesinde gelebilir. Anne babalar, çocuğun duygu ve düşüncelerinden ziyade depresyo nun davranışsal semptomlarının farkında olduğundan, şikayet ler genellikle hastalığın ikinci derecedeki zorluklarını içerir.
  • Pazarlanan hiçbir antidepresan bağımlılık yapmaz ya da bir "uyuşmaya" yol açmaz. Bu nedenle de, sokaklarda satılmazlar.

Depresyon Terapisi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

“Depresyon Terapisi” depresyonla ilgili çok kapsamlı bilgiler edineceğiniz son derece güzel bir kitap. 7 bölümden oluşan kitabın her bölümünde depresyon farklı bir psikoterapi yönteminin bakış açısıyla ele alınıyor. Aile terapisi, bilişsel davranışçı terapi, kişiler arası psikoterapi, bireysel psikoterapi, grup terapisi, bedensel terapi ve kombine tedavide depresyonun sağaltımı için yapılacaklar ayrıntılı olarak anlatılmış. Aile terapisi ve BDT’ye hakim olan biri olarak bu bölümler bilgilerimi pekiştirmemi sağladı. Kişiler arası psikoterapi farklı geldiği için kitapta en çok ilgimi çeken bölümlerden oldu. Bazı psikoterapi kitaplarındaki ağır dil bu kitapta söz konusu değil. Son derece hızlı ilerleyen bir kitap. Yaklaşık 10 günde tamamlama nedenim tamamen özel nedenlerden ötürü. Çok daha kısa sürede keyifle okuyabilirsiniz. Psikoloji alanında çalışan herkese kitabı da Yalom’u okumasını da tavsiye ederim. İyi okumalar. (Ayşenur SEVİM)

Kitap, depresyon tedavisi için 6 yöntemi irdeliyor : Aile terapisi Bilişsel davranışsal terapi Kişiler arası psikoterapi Bireysel psikoterapi Grup terapisi Bedensel terapi En son bölümde de kombine tedavi şekli açıklanıyor. Hastalık yoktur, hasta vardır düsturuyla kombine terapiyi mantıklı buluyorum. (Esra)

Depresyon terapisi ile ilgili tekniklere ve bilgilere yer ver kitap baş ucu kitaplarından biri. (EMİNE ÖZDEMİR)

Kitabın Yazarı Irvin D. Yalom Kimdir?

Yahudi asıllı Amerikalı psikanalist, psikiyatrist, psikoterapist ve yazar.

Profesör unvanına sahip olan Yalom, Standford Üniversitesi'nden emekliye ayrılmış olup, alanında oldukça zengin bir yapıya sahip, bilimsel kitapların ve romanların sahibidir. Yalom, varoluşçu psikoterapinin en önemli yaşayan temsilcilerinden biridir. Aynı zamanda Uluslararası Sigmund Freud – Psikoterapi 2009 ödülünün de sahibidir.

Washington, DC'de dünyaya gelen Yalom'un Yahudi kökenli ailesi, I. Dünya Savaşı'nın bitmesinden kısa bir süre sonra Polonya sınırlarına yakın bir Rus kasabası olan Celtz'ten ABD'ye göç etmiştir.

ABD'nin en etkili psikanalistlerinden biri olarak kabul edilen Yalom'un, kendine akıl hocası olarak kabul ettiği kişi Jerome D. Frank'dı. Yalom, psikanalistler içinde sürekli olarak kritize edilen psikanalizin geliştirilmesinde öncülük yapmış ve aynı zamanda psikanalizdeki uzun ama etkileyici yeni rehabilitasyon yöntemleriyle insanın psikolojik rahatsızlıklarını yeniden ve daha iyi anlamayı sağlarken, uyguladığı yöntemlere has içeriklerle dolu yazdığı romanlar onun edebiyat dünyasında da yer edinmesine yardımcı olmuştur.

Irvin David Yalom, toplum bilimci ve yazar Marily Yalom ile evlidir. Bu evlilikten dört çocukları olmuştur. Kaliforniya, Palo Alto'da yaşamaktadır. Yazdıklarında kullandığı genel metafor psikanalitiktir ve felsefeyle de iç içedir. Grup terapilerinde uyguladığı varoluşçu yöntem, klasik bir yöntem olsa da Yalom, bunun günümüz psikanalizinde deforme olmasını engelleyen çok daha sonuç alıcı bulgularla devam ettirmiştir.

Irvin D. Yalom Kitapları - Eserleri

  • Nietzsche Ağladığında
  • Spinoza Problemi
  • Divan
  • Her Gün Biraz Daha Yakın
  • Bağışlanan Terapi
  • Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri

  • Bugünü Yaşama Arzusu
  • Annem ve Hayatın Anlamı
  • Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek
  • Varoluşçu Psikoterapi
  • Depresyon Terapisi
  • Günübirlik Hayatlar
  • Anksiyete Terapisi

  • Okul-Çağı Çocuklarının Terapisi
  • Ergen Terapisi
  • Okul-Öncesi Çocuklarının Terapisi
  • Evlilik Terapisi
  • Yeme Bozuklukları Terapisi
  • Alkolizm Terapisi
  • Cinsel Terapi

  • Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği
  • Kısa Süreli Grup Terapileri
  • Ölüm Korkusunu Yenmek
  • Şizofreni Terapisi
  • Psikoterapi Seti
  • Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Terapisi
  • Din ve Psikiyatri

  • Bir Psikiyatristin Anıları
  • Yalom Seçkisi
  • Psixoterapiya Vergisi
  • Çocuk Terapisi
  • Çift Terapisi
  • A Matter of Death and Life

Irvin D. Yalom Alıntıları - Sözleri

  • "Bir sürü soru soruyorsun, ama tek bir cevabı var: Kendi başıma yaptım." (Ölüm Korkusunu Yenmek)
  • Hepimiz aynı korkuyla, ölümlülük yarasıyla, varoluşun özündeki kurtla karşı karşıyayız. (Güneşe Bakmak Ölümle Yüzleşmek)
  • “Bir şeyin korkutucu, değersiz, arzu edilesi ya da beş para etmez olduğuna karar veren zihindir, dolayısıyla değiştirilmesi gereken şey sadece ve sadece zihindir. ” (Spinoza Problemi)
  • Ölmek hayatın bir parçası. Onu kaçırmak, o gerçekleşirken uyumak, hayatın büyük maceralarından birini kaçırmaktır. (Annem ve Hayatın Anlamı)
  • Çocukken tanıdığı insanlara benziyorlardı. Basit ama düşünceliydiler. Birbirleriyle mutlu ve huzurluydular. (Spinoza Problemi)
  • Öfkeliyim , çünkü buradaki herkesten daha iyiyim ve kimse bunu fark etmiyor. Daha zekiyim, daha hızlıyım, daha iyiyim ve lanet olsun kimse beni takdir etmiyor. (Varoluşçu Psikoterapi)

  • Bir daha hiç incinmemenin yolunu bulmuştum; eğer kimsenin benim için önemli olmasına izin vermezsem bir daha asla kayıp yaşamazdım. (Annem ve Hayatın Anlamı)
  • Hepimizinki günü birlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok. Hepsi geçici. Hem anılar hem de onların nesnesi. Her şeyi unutmuş olacağın günler kapıda, her şeyin seni unutacağı günler yakın. Bil ki çok geçmeden hiç kimse ve hiçbir yerde olacaksın... ______ Marcus Aurelius Düşünceler (Günübirlik Hayatlar)
  • .... "Ölüm her zaman bir şok etkisi yaratır." ______ Gözünü açıp kapıyorsun ve bir bakıyorsun ki hayat bitmiş. İşte bu kadar. Saklanacak yer yok. Güvenlik diye bir şey yok. Geçicilik ... yaşam geçici ... Bunu biliyordum zaten ... Herkes bilmez mi? Ama üstüne pek düşünmemiştim. Düşünmek de istememiştim. .... Ölümün kalıcılığını düşünüyorum. Sonsuza kadar ölü olmayı düşünüyorum. Nedense bu düşünce, yani sonsuza kadar ölü olma düşüncesi, bir türlü aklımdan çıkmıyor. (Günübirlik Hayatlar)
  • Stresin hem bağışıklık sistemini hem de hormonal dengeyi etkileyerek hastalığa direnci azalttığına dair çok sayıda bulgu vardır. (Varoluşçu Psikoterapi)
  • Her insan kendisini diğer insanlardan daha çok sevdiği halde neden kendi fikrine diğer insanlarınkinden daha az önem verir? (Günübirlik Hayatlar)
  • "ilk gençlik yıllarında," der Schopenhauer, "önümüzdeki hayat üzerine düşünürken, tiyatro salonundaki yerini perde açılmadan önce almış, oyunun başlamasını sabırsızlıkla bekleyen, heyecanlı çocuklar gibiyizdir. İleride neler olup biteceğini bilmememiz düpedüz bir lütuftur. Şayet olacakları önceden görebilsek, o çocuklar gözümüze mahkum olmuş tutuklular gibi görünürdü; ölüme değil de hayata mahkum olmuş, ama hükümlerinin ne anlama geldiğinden o ana dek tamamen bihaber tutuklular gibi." (Din ve Psikiyatri)
  • Din ve kültür bazen insanları o kadar güçlü motive edebilir ki, bu, psikoterapistleri sadece şaşırtabilir. Bizler, olasılığı çok çok küçük hava felaketlerine ilişkin korkuları nedeniyle bizden yardım almaya gelenlerin en azından uçağa binmelerini sağlayacak, bu fobileri yok etme amaçlı yollar geliştirmeye çalışırken, adamlarını kesin bir ölüm için uçaklarına gönderen Kamikaze komutanlarına korkuyla karışık saygı duyarak bakıyoruz. Biz, bazı İslamcı liderlerin canlı bombalarına öldükleri anda cennete gideceklerine dair verdikleri motivasyonu, panik ataktan öleceğini düşünen agorofobikleri bir otobüse bindirmeye çalışırken sağlayamadığımız için de üzgünüz. (Anksiyete Terapisi)

  • “Sözünden dönmene ya da kendine olan güvenini yitirmene neden olabilecek hiçbir şeyi avantaj sayma.” ( Marcus Aurelius|Düşünceler) (Günübirlik Hayatlar)
  • 10 dakikalık içten gülüş ağrı kesici etki yapar (Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Terapisi)
  • Gen çalışmaları doğuştan gelen farklılıkların anksiyete bozuklukları geliştirmedeki etkilerini kanıtlayabilirler, ancak öyle görünüyor ki genler ana nedenler olmaktan çok yatkınlığa neden olan faktörler olarak kalacaklar. (Anksiyete Terapisi)
  • Kâh dilden dökülür, kâh kalem yazar. En hazin sözler “Keşke” ile başlar. (Divan)
  • Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır. (Nietzsche Ağladığında)
  • Dinlemek yaratıcı bir iştir, terapist zihni ölçerken çarpıtır.. (Annem ve Hayatın Anlamı)
  • 1.Kendim için yarattığım dünyayı sadece ben değiştirebilirim. 2. Değişmek tehlikeli değildir. 3. Gerçekten istediğim şeye ulaşmak için değişmek zorundayım . 4. Değişebilirim. Bunu yapabilirim. (Yalom Seçkisi)

Yorum Yaz