Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri - Umberto Eco Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri kimin eseri? Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri kitabının yazarı kimdir? Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri konusu ve anafikri nedir? Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri kitabı ne anlatıyor? Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri kitabının yazarı Umberto Eco kimdir? İşte Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Umberto Eco
Çevirmen: Eren Yücesan Cendey
Yayın Evi: Doğan Kitap
İSBN: 9786050960464
Sayfa Sayısı: 392
Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Geçmişte yaşayanlar bize oranla devdiler, ama bizler cüce olsak da omuzlarına oturarak, yani onların bilgeliğinden yararlanarak onlardan daha iyi görebiliyorduk.
Devlerin Omuzlarında, 2016 yılında aramızdan ayrılan Umberto Eco'nun, Milano'da yapılan sanat ve kültür festivali Milanesiana için hazırladığı dersleri bir araya getiren son kitabı.
Medeniyetin kökenleri, güzellik, çirkinlik, paradokslar, aforizmalar, yalancılar, sahtekârlar, kusurlu sanat yapıtları, edebi metinler, roman kahramanları, sırlar, komplolar, mitler ve kutsallık temsilleri gibi, Eco okurlarının tutkunu olduğu pek çok konu ve kavram, yazarın eşsiz heyecanıyla kitapta bir kez daha gözler önüne seriliyor.
Bir devin omzunda yükselerek ufku daha iyi görebilmek isteyenler için, Umberto Eco'nun anlam evreninden on iki ders
Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri Alıntıları - Sözleri
- Bir roman yazarı olarak sizi temin ederim ki, örneğin on bin kopyadan sonra romanlara alışık okurdan vahşi okura geçiliyor ve bu nedenle roman gerçek beyanlar silsilesi gibi okunur oluyor.
- "Sana karşı kabahat işlemiş bir kişiye karşı hoşgörülü ol, çünkü başkalarının sana ne gibi bir sürpriz hazırlamış olduğunu bilemezsin."
- Sokakta bir kavga koptuğunda ya da trafik kazası olduğunda, yerin derinliklerinde birdenbire bir adam çıkıverir ve söz konusu kişilerin birine, genellikle de sürücüye şemsiyesiyle dalıverir. Bu meçhul serseri gizil öfkesini boşaltmıştır. Kitaplarda da böyledir: Bir görüşü olmayan ya da görüşü şekillenmemiş okur, pitoresk, fosforlu ya da patlayıcı bir cümle bulduğunda ona aşık olur, onu evlat edinir, onu “iyi!”, “doğru!” gibi nidalarla yorumlar, sanki hayat boyu böyle düşünmüş ve bu cümle onun düşünce tarzının, felsefi sisteminin özünü ortaya koymuş gibi davranır.
- Tıpkı Plan için olduğu gibi; isteklerimi gerçek sayıyordum.
- Oğulların babalarına saldırılarını simetrik olarak gelişen, babaların oğullarına saldırı sorunu vardır. Oedipus günahsız Laios'u öldürür. Satürn(kronos) evlatlarını yutar Medea gel anne olarak nitelenemez. Bırakalım Zavallı tieste bilmeden Öz evlatlarının etiyle ile kendine big Mac hazırlasın. Bizans'ta taht varisi veliahtlar babalarının gözlerini kör ederken, Konstantinopolis kentinde tahtlarını bırakmamak için oğullarını doğar doğmaz katleden sultanlarda olmuştur. Babalar ve Oğullar arasında çatışma çıktı şiddet içermese bile dramatik formlar sergileyebilir. Babaya onunla alay ederekte karşı çıkılabilir; Ham onca sudan sonra babasının içtiği şarabı affermez; Nuh da saygısız oğlunu gelişmekte olan bir ülkelere onu ırkçı bir tutumla dışlar
- Modernus terimi bizim için antik dönemin bitmesine yani V. yüzyıla doğru, Avrupa'nın Karolanj Ronesansı'ndan önce gelen (ve bize hepsinden daha az moderin gibi görünen) ciddi anlamda karanlık parantezin içine düştüğü dönemde sahneye çıkar
- Ortaçağ'da son derece sık dile getirilen bir topos, Antik dönem insanların daha uzun ve güzel olmasına ilişkindi. Günümüzde bu konunun hiçbir dayanağı olmadığı söylenebilir ve zaten Napolyon'un uyudu yatağın boyuna bakmak yeterlidir. Kaldı ki o dönemde bu anlamsız karşılanmamış olabilir. Antik dönemlere ait imge ünlülerin heykellerinde elde edilen ve o şöhretli kişilerin birkaç santim uzatılarak heykel dönüştürüyor olabilirdi ama öte yandan Roma İmparatorluğunun çöküşü ile birkaç yüzyıl boyunca kitlesel ölümler ve kıtlıklar olmuştu, bu nedenle günümüz sinemasında boy gösteren Haçlılar, ve Graal Şövalyeleri çok büyük olasılıkla günümüzün pek çok muzaffer süvarisi kadar uzun boylu değillerdi. Büyük İskender herkesin bildiği üzere ufak tefek bir adamdı ve Vercigetorix de büyük olasılıkla Kral Arthur'dan daha uzun değildi. simetrik tezat konusunda gene sık sık ele alınan bir topos Incil'den geç antik döneme ve sonrasına kadar uzanan bu puer senilisdi, bu gençliğin tüm ayrılıklarının yanı sıra her türlü erdemine sahip olan bir genci anlatıyordu. Şimdi besbelli Antik dönem insanların boyları hediyeler dizmek sıkıcı bir davran sayılabilir. Ama Apuleius'un işlediği "senilis in uinvene prudentia" yenilikçi bulabilir. Ne var ki öyle değildir. Antik dönem insanları övgü yeniliklerin kendi yeniliklerinin gerekçelerini babalarının unuttuğu gelenekte aramalarından kaynaklanan bir edimdir.
- Gizleme siyasetin ya da bilgeliğin bir alt türünden başka bir şey değildir. gerçeği söylemeyi bilmek ve onu söylemek keskin bir zeka ile bir o kadar da cesaret gerektirir Bu nedenle en zayıf siyasetçiler hem müthiş gizleme ustalarıdır.
- Ariosto'nun dava arkadaşları olan iki baronun suskun ve yalnız halleriyle karşısına çıktıklarında Fiordiligi'nin nasıl şaşırdığını ve donakaldığını anlatan hayranlık uyandırıcı dizeyi Sessizce girdiler ve kadın onların yüzünü Bu özel anda heyecanla görüp dondu başka ilana, uyarıya gerek yoktu Aşkı Brandimarte artik yaşamıyordu
- - "Hiçbir şey hakkında konuşmayı çok seviyorum! Hakkında her şeyi bildiğim tek şeydir...”
- Yenilik her zaman var olmuştur ama, normalde yaşlılar tarafından yönetilen uluslararası üretimin sunduğu teknolojik yenilik neredeyse her zaman daha genç kuşaklar tarafından büyük heyecanla karşılanmıştır.
- Gracian' dan: "Olaylar oldukları değil, göründükleri hâliyle değerlendirilir." "... yapaylığın parıltısı yardımcı olmuyorsa barbar görünmeyecek mükemmellik yoktur."
- Bir roman yazarı olarak sizi temin ederim ki, örneğin on bin kopyadan sonra romanlara alışık okurdan vahşi okura geçiliyor ve bu nedenle roman gerçek beyanlar silsilesi gibi okunur oluyor.
- O halde bir sırra sahip olmaktan kaynaklanan gücü, onun kamusal olmasını engelleyerek korumanın yolu nedir? Önce boş bir sır uydurmak gerekir.
- Gerçek erginlenmiş, en güçlü gizin, içeriği olmayan giz olduğunu bilen kişidir; çünkü hiçbir düşman onu itiraf ettirmeyi başaramaz; hiçbir rakip inançlı onu elinden alamaz.
Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Özetlemeye çalıştım fakat sonlarda yoruldum: Her zamanki gibi Eco bir kütüphane ile karşımı geldi çıkması zor oldu. Çünkü bazı terimleri Google amca bile bilmiyordu. Bu yüzden araştırmak için icinde sözlük olan Eco kitaplarına baktım. (Çevirmen çok zorlanmış belli ediyor) Bu eser Umberto Eco'nun Milanesiana festivalleri 2001- 2015 yılları için okunmuş 12 adet özel metin içeriyor. Bu eser okuma sekli "Lectio Magistralis"dir. Milanesiana 2008'den itibaren özel bir tema belirlenmistir(Bu temalar da bazı metinlerin sonunda yer alıyor). Eco bu temalara bağlı kalmış. 2001 yılı kitaba bir girizgah gibidir ve gürsel sanatlara tek yer vermeyen bölümdür. Entelektüellik ve misyonu işleniyor. Cüceler ve devlerle başlayıp [Aslında baba oğul mücadelesi ağırlıklı bir konu (orada etkili bir kelime katılmasam da "ogullar babalarını öldürmeye meyilli olduklarını kabullenmek icin psikanilistleri rahatsız ihtiyaç yoktur.")diyor]. Sonra Neron'dan başlayıp Bizans ve Osmanli'daki taht kavgalarından yani baba-ogul mucadelelerin örnekler veriyor. Sonra başta felsefe ve edebiyat terimi "modernus" hakkında bilgi veren yazar(Birçok yeni edebi ve estetik terimler duyabilirsiniz). Sözel dağarcık kavrami ve Latince'nin tarihsel gelisimi hakkinda bilgi veriyor. Aforizmalar konusuna değinen yazar orada guzel bir kitap onerisi yapıyor ben okuyacağım(Devlerin Omuzlarındaki cüceler). Bir diğer konu ise dünyanın yaşlanması ve Bernardo'nun şu aforizmasini kulanıyor " Mademki mundus senecit(Dünya yaşlanıyor) biz daha genç olanlar, antik insana oranla yaslaniyoruz ama en azından onların yapamadıkları veya yapmaya zaman bulamakdiklarını yapıyor ve anlamadıklarını anlıyoruz." Batı kültürü ve bilme konusunda yaptığı hata anlatılıp kitlesel medya ve yenilik kavramlari uzerinde bu bolümde bir girizgah yapıyor. Yazar sonraki "Guzellik" ile devam eden yazar. Guzeli tanımlayıp estetik, etik üzerinde gorsel ve edebi örnekler ile üzerinde duran yazar. (Güzelliğin tarihinden ozet geçiyor.) Çirkinliğe adım atan yazar güzellik gibi onu da gorsel ve edebi sekilde anlatıyor.(çirkinliğin tarihinden birşeyler bulabilirsiniz). Mutlak ve göreceli kavramlari 4. konu konuyu tek sözle ile müthiş bir izah var; "mutlak ve göreceli kavramları üzerinde ciddi bir ders en az 2500 yıl sürmeli tıpkı konuda yapılacak ciddi bir tartışma gibi." Diyerek özet geçiyor. Alev güzeldir dört element içinde yüzleşmek için alevi seçtim diyerek ve nedenlerini sıralıyor. (Müthiş bir ateş anlatımı var sanattan-teolojiye, teolojiden-felsefeye) "Görünmez olan" görünmeyen üzerinde duruyor yazar fakat ilginç bir soru ile başlıyor; " Anna Karenina'nin Baker Sokağında oturması neden yanlıştır," Paradokslar ve Aforizmalar konu başlığı anlatıyor zaten konunun içeriğini. Hatalı bilgi vermek, yalan söylemek, sahtecilik yapmak (Edebiyat, siyaset ve Etik üzerinden) Sanatta bazı kusurlar bicimler üzerine Sır olan ve bazı açıklamaları bu konuya Imam Cafer-i Sadık'in sevdiğim bir sözü ile başlıyor" Bizim davamız sır içinde bir sırdır, örtülü kalan şeylerin sırrıdır, ancak bir başka sır tarafından açıklanabilecek bir sırdır, bir sır hakkında olan ve bir sırla karşılık bulan bir sırdır." Sır üzerine bir yolculuk Eco ile. "Komplo" konusu: Saplantı ya da saplantılar temasinin ele alirkenzamanımızdaki temel saplantılarindan biri komplo uzerinde duruyor. "Son konu kutsalın temsili" Tam bir Eco kütüphanesi okumayan çok sey kaybeder. (Mir'at-ı Cünun)
https://t24.com.tr/yazarlar/ali-d-ulusoy/devlerin-omuzlarindaki-cuceler,25211 bu yazıdan ilhamla okumaya başlayacağım. zorlu bir metin beni bekliyor gibi hissediyorum. (mesut bahtiyar)
İtalyan bilim insanı, yazar, edebiyatçı, eleştirmen ve düşünür. Dünya kamuoyunun gündemine Gülün Adı ve Foucault Sarkacı gibi romanlarıyla giren İtalyan yazar, aynı zamanda Orta Çağ estetiği ve göstergebilim dalının ustalarındandır. Okudukça entelektüel budur! Diyeceğiniz bir insan. Bu arada kitapta foucault sarkaciyla ilgili spoiler vermeseydi iyiydi Sanırım kitap çekilişleri konusunda şanslıyım. Çünkü çekilişle sahip olduğum bir kitap kendisi. Eco’ya göre insan zihni kendi dünyasini yaratacak güçtedir ve daha sonra da bu kendi yarattigi dünya içinde inançlarini oluşturur.. küçük bir çocugun kendi hayalinde yarattigi canavarlardan korkmasi gibi, insan, kendi hayal ürünü olana – bunun hayal ürünü oldugunu bildigi zamanlarda bile – inanmayi sürdürmüştür.. "Geçmişte yaşayanlar bize oranla devdiler, ama bizler cüce olsak da omuzlarına oturarak, yani onların bilgeliğinden yararlanarak onlardan daha iyi görebiliyorduk. devlerin omuzlarında, 2016 yılında aramızdan ayrılan umberto eco'nun, milano'da yapılan sanat ve kültür festivali milanesiana için hazırladığı dersleri bir araya getiren son kitabı. medeniyetin kökenleri, güzellik, çirkinlik, paradokslar, aforizmalar, yalancılar, sahtekârlar, kusurlu sanat yapıtları, edebi metinler, roman kahramanları, sırlar, komplolar, mitler ve kutsallık temsilleri gibi, eco okurlarının tutkunu olduğu pek çok konu ve kavram, yazarın eşsiz heyecanıyla kitapta bir kez daha gözler önüne seriliyor. bir devin omzunda yükselerek ufku daha iyi görebilmek isteyenler için, umberto eco'nun anlam evreninden on iki ders." (Tanıtım Bülteni) (Varvara Alekseyevna)
Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri PDF indirme linki var mı?
Umberto Eco - Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Umberto Eco Kimdir?
Umberto Eco (d. 5 Ocak 1932, Alessandria), İtalyan bilim adamı, yazar, edebiyatçı, eleştirmen ve düşünür. Takma ismi Dedalus'tur.
Dünya kamuoyunun gündemine Gülün Adı ve Foucault Sarkacı gibi romanlarıyla giren İtalyan yazar, aynı zamanda Orta Çağ estetiği ve göstergebilim dalının ustalarındandır. Eco, 1971'den bu yana Bologna Üniversitesi'nde profesör olarak çalışmaktadır ve yapısalcılık sonrası göstergebilim gelişmelerine önemli katkılarıyla tanınmaktadır. Eco, yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Thomasçılık akımı ve bu akımın estetik anlayışı üzerine yaptı. Tarihçi, filozof, Orta Çağ uzmanı, James Joyce üzerine derin araştırmalar yapmış bir yazar. Yazarın ilk romanı Gülün Adı 1980'de yayımlandı. 1962'de Torino Üniversitesi'nde doçent, 1969'da ise Floransa Üniversitesi'nde görsel iletişim dalında profesör oldu. 1971'de Bologna Üniversitesi'ne geçti ve 1975 yılında bu üniversitenin Gösteri ve İletişim Bilimleri Enstitüsü'nün başına getirildi.
Eco'nun çalışmaları 1960'ların ortasından itibaren avantgarde yapıtlara, kitle kültürüne yönelmiştir. Son dönemlerde ise, güncel olay ve olguları da ele alan çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalar arasında edebiyat eleştirileri, tarih ve iletişim yazıları önemli bir yer tutmaktadır. Eco özellikle tarih bilgisiyle süslediği eserlerinde tam bir ustalık gösterir. Özellikle Baudolino adlı eserinde Bizans ve IV. Haçlı Seferi hakkındaki anlatılar sürükleyicidir.
Roland Barthes'tan sonra, "ayrıntıların anlamı" ya da "ayrıntıların sosyolojisi" adı verilen bir anlayışın önemli köşe taşlarından birisi olan Umberto Eco'nun pek çok eseri Türkiye'de yayınlandı.
Kasım 2005 ve Haziran 2008 tarihlerinde ABD'den Foreign Policy ve İngiltere'den Prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu Dünyanın ilk 100 entellektüeli listelerinde, 2005 yılında 2., 2008 yılında 14. sırada yer almıştır.
Umberto Eco Kitapları - Eserleri
- Gülün Adı
- Foucault Sarkacı
- Sıfır Sayı
- Prag Mezarlığı
- Baudolino
- Beş Ahlak Yazısı
- Tez Nasıl Yazılır?
- Yanlış Okumalar
- Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın
- Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti
- Önceki Günün Adası
- Yorum ve Aşırı Yorum
- Somon Balığıyla Yolculuk
- Ortaçağ'ı Düşlemek
- Cecü'nün Yer Cüceleri
- Kraliçe Loana'nın Gizemli Alevi
- Günlük Yaşamdan Sanata
- Düşman Yaratmak
- Genç Bir Romancının İtirafları
- Ortaçağ Estetiğinde Sanat ve Güzellik
- Çirkinliğin Tarihi
- Ortaçağ 1
- Güzelliğin Tarihi
- Felsefe Tarihi-1
- Budalalıktan Deliliğe
- Antik Yunan
- Açık Yapıt
- Edebiyata Dair
- Ortaçağ 2
- Antik Yakındoğu
- Efsanevi Yerlerin Tarihi
- Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı
- Popüler Roman Kahramanları
- Ortaçağ 4
- İnanç ya da İnançsızlık
- Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri
- Yengeç Adımlarıyla Sıcak Savaşlar ve Medyatik Popülizm
- Nişanlılar
- Ortaçağ 3
- Mimarlık Göstergebilimi
- Esperanto ve Çokdilli Bir Gelecek
- 16. Yüzyıl Rönesans Çağı
- Antik Roma
- Ertelenmiş Kıyamet
- Alımlama Göstergebilimi
- Felsefe Tarihi 3
- Bitkisel Hafıza ve Bibliyofili Üzerine Diğer Yazılar
- Esselər
- Experiences in Translation
- Turning Back the Clock
- Zamanların Sonu Üstüne Söyleşiler
Umberto Eco Alıntıları - Sözleri
- Kendisi gibi zorbalara yardım ediyor, her türlü suçu işliyordu ve bütün bu kötülükleri de kendi zevki için yapıyordu. Size hangi kötülükleri, ne şekilde ve kaç kez yaptığını tam olarak söylemem olanaksız, ama onun nasıl biri olduğunu bugünkü koşullarda soyleyecek olursak, yasadışı örgütlerle uyuşturucu ticareti yapan ve gizli baskınlar düzenleyerek soygunlara karışanı biri olduğunu varsayabiliriz. Ve ayrıca, hakimleri ve devlet çalışanlarını satın aldığından (ki o zamanlar yolsuzluklar almış başını gidiyordu) hiç kimse onu hapse atmayı başaramıyordu. Onu tanımanız için yeterince açıklayıcı oldu mu? (Nişanlılar)
- “Nesnenin güzelliğini belirleyen şey, bilen öznedir.” (Ortaçağ Estetiğinde Sanat ve Güzellik)
- "İlk romanımı yazdığım sırada birkaç şey öğrendim. İlki şu: "İlham", sanatsal açıdan saygın görünebilmek için hilebaz yazarların başvurduğu kötü bir kelimedir.Eski bir söz vardır,dehanın yüzde onu ilham,yüzde doksanı terdir,der.Fransız şair Lamartine'in en iyi şiirlerinden birini nasıl yazdığından sıkça söz ettiği söylenir: Bir gece ormanda gezinirken şiirin ani bir ilhamla, aklına eksiksiz geldiğini öne sürermiş.Ölümünden sonra çalışma odasında o şiirin pek çok versiyonunu bulmuşlar,yıllar boyu yazıp yazıp düzeltmiş şiirini. (Genç Bir Romancının İtirafları)
- Hakiki bir şeylerin varlığına olan inanç, insanoğlunun hayatta kalması açısından elzemdir. Eğer birileri bizimle konuşurken doğru veya yanlış konuştuklarından emin olmasak, ortak hayat mümkün olmazdı. Bir kutunun üzerinde "Aspirin" yazıyorsa, striknin içermeyeceğinden de emin olamazdık. (Düşman Yaratmak)
- Bir yapıt, yapıt olarak kaldığı sürece açık bir yapıttır, bunun ötesinde açıklık yalnızca gürültü olur. (Açık Yapıt)
- Sıradan insan, öğrenmeyi reddeder fakat oğlunu okutmaya kararlıdır. (Yanlış Okumalar)
- Ancak modern dünyanın kastettiği anlamda Avrupa’dan söz edebilmek için, Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasını ve Romalı barbar krallıkların doğuşunu beklemek gerekecektir. (Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı)
- Kitle insanının başlıca özelliği bilme aşkıdır,bilgiye düşkünlüğüdür. (Yanlış Okumalar)
- Derin bir üzüntü yaşadığınız bir sırada, bir komedi filmi gördüyseniz, kişinin böyle bir durumda eğlenmesinin çok güç olduğunu bilirsiniz; bununla da kalmaz, aynı filmi yıllar sonra yeniden görüp, gene gülmeyebilirsiniz, çünkü her görüntü size ilk deneyiminizdeki üzüntüyü anımsatacaktır. (Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti)
- Aristoteles'e göre hem bireyin hem de şehrin en üstün iyiliği mutluluktur (eudaimonia), mutluluk da insanın kendine özgü yetenekleri mümkün olabilecek en iyi şekilde icra etmesi, yani erdem (aretē) veya mükemmelliktir. İnsan sadece zihne (dianoia) değil, en iyi şekilde uygulanmaya alışılınca karakteri (ēthos) oluşturan yeteneklere de sahip olduğundan, erdemleri zihinsel (zihnin mükemmelliği) ve ahlakidir (karakterin mükemmelliği). (Felsefe Tarihi-1)
- Bu profesyonel çevre kısa süre içinde yeni bir klasisizm akımını teşvik eden elit kültüre dönüşür. XIII ile XIV. yüzyıllar arasında İtalya'nın tamamında rastlanan bu türden sayısız örnek arasında Friedrich döneminde Sicilya'da Pier delle Vigne (1190-1249), Napoli'de Paolo da Perugia (?-1348), Roma'da Landolfo (1250-1331) ve Giovanni Colonna (1298-1343), Toscana'da da Geri d'Arezzo (1270-1339) yer alır. Ancak klasik yazarların yeniden rağbet gördüğünün en önemli göstergeleri, özellikle Alp Dağ larının kuzeyindeki kültürle doğrudan temasla, saygın üniversiteler(Bologna ve Padova) ve zengin kitap koleksiyonlarının (Verona Din Meclis Kütüphanesi ile Pomposa Manastır Kütüphanesi) katkısıyla giderek canlanan Lombardiya-Veneto bölgelerindeki şehir devletlerinde görülür. Özellikle Padova, hakim Lovato Lovati (1241 -1309) ile çevresinin antikçağ ve filoloji alanlarında yürüttüğü araştırmaları temel alan ve hümanizm belirtileri göstermeye başlayan bir estetiğin yayıldığı bir merkez haline gelir. Kısaca antikçağ tutkusu olarak tanımlanabilecek rotayı Lovato belirler; bu sürece unutulmuş metinlerin yeniden keşfe dilip uyarlanması da (Catullus, Lucretius, Martialis, Propertius, Tibullus, Valerius Flaccus'un eserleri, Livius'un IV. kitabı, Horatius'un Carmina'si [Şiirler), Ovidius'un Ibis'i, Seneca'nın trajedileri, Statius'un Silvae eseri), Titus Livius'un kitabesinin ve Padova'nın efsanevi kurucusu Antenor'un mezarının günışığına çıkarılıp gerçekliğinin ka nıtlanması da dahildir. Böylece klasik yazarların taklidi yoluyla, Latin şiirinin yerel dillerdeki şiire üstünlük sağlaması amaçlanır. (Ortaçağ 3)
- ... fiziksel anlamda anı, bir kayıttır, düzeni korunan, deyim yerindeyse dondurulmuş bir organizasyondur. (Açık Yapıt)
- ''...herkesin ödün vermeksizin bize asla bakmamaya ve yokmuşuz gibi davranmaya karar verdikleri bir cemaatte yaşasak ya ölür ya da çıldırırdık.'' (Beş Ahlak Yazısı)
- Vanitas vanitatum .. dixit Eccelesiastes . Vanitas vanitatum et omnia vanitas (Yengeç Adımlarıyla Sıcak Savaşlar ve Medyatik Popülizm)
- Hayvanlar kurtarılmaya değsin diye onları insansılaştırıyor, oyuncaklaştırıyoruz. Kural olarak yabanıl ve etobur olsalar bile, hayatta kalmaları gerektiğini kimse söylemiyor. Hayır, onları sarılabilinir, gülünç, iyi huylu, uysal, bilge ve terbiyeli yaparak saygınlık kazandırıyoruz. (Somon Balığıyla Yolculuk)
- Sık sık, kitaplarımın olduğu bir odaya girer ve onlara sadece bakarım, tekine bile dokunmadan. Ne olduğunu ifade edemeyeceğim bir şey geçer bana. Hem kafa karıştırıcı hem de iç rahatlatıcı bir durumdur. (Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın)
- Günün birinde herkes bir gezegenden ötekine yolculuk yapabilsin diye yıldızları fethetmek istiyorlarmış; çünkü Dünya artık çok sıkışık bir yer haline gelmiş ve kalabalık gitgide artıyormuş. (Cecü'nün Yer Cüceleri)
- "Savaş patlamak üzereydi ,bu durumda pencereyi karartıp radyoya yapışmak mı gerekiyordu ??? ... "Radyonun sesini kıs lütfen yüreğimin atışını duymak istersen " (Kraliçe Loana'nın Gizemli Alevi)
- çünkü her gerçek her kulağa göre değildir (Gülün Adı)
- Gerçekten de, unutmanın iyi olacağı bir şeyin üstünde gereğinden çok düşünüp durmaktansa, elinden gelirse unutmak en iyisi. (Gülün Adı)