diorex
life

Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri - Halil İnalcık Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri kimin eseri? Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri kitabının yazarı kimdir? Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri konusu ve anafikri nedir? Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri kitabı ne anlatıyor? Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri PDF indirme linki var mı? Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri kitabının yazarı Halil İnalcık kimdir? İşte Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 19.05.2022 22:00
Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri - Halil İnalcık Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Halil İnalcık

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786053326113

Sayfa Sayısı: 480

Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Devlet-i ‘Aliyye’nin birinci cildi Osmanlı Devleti’nin bir beylikten Balkanlar ve Ortadoğu’ya hükmeden güçlü bir imparatorluğu dönüşümünü konu alır. İkinci cilt ise padişah otoritesinin zayıfladığı ve yok olduğu 17. Yüzyılın ilk yarısındaki iktidar mücadelesini inceler ve Köprülü Mehmed Paşa’nın mutlak bir otoriteyle veziriazamlığa gelmesiyle sonlanır. Devlet-i ‘Aliyye’nin üçüncü cildi, merkezi devlet otoritesinin yeniden kurulduğu Köprülüler dönemini mercek altına alıyor. Bir yandan bu dönemde yaşanan mâli krizi Avrupa’da yaşanan Fiyat Devrimi ile ilişkili olarak değerlendirirken, diğer yandan da Orta-Avrupa’da Habsburglarla süren uzun iktidar mücadelesini ayrıntılarıyla ele alıyor. Bu büyük meselenin yanı sıra Venedik’le Akdeniz ve Ege’de, Fransa’yla Cezayir’de süren ihtilafları da inceliyor. Mali ve siyasi bunalıma karşı çözüm arayışları ve bu çerçevede yazılan ıslahat layihalarını mercek altına alıyor.

Bu cilt, hem Macaristan’daki bir buçuk yüzyıllık Osmanlı hâkimiyetinin sonunu hızlandıran, hem bu yöredeki en önemli müttefik olan Kırım Hanlığı’yla ilişkilerin kaderini belirleyerek Rusya’nın yeni bir güç olarak bölgede ortaya çıkışının ilk belirtilerinin görülmesine yol açan İkinci Viyana Seferi’yle sonlanıyor.

Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri Alıntıları - Sözleri

  • Ulema hakkındaki fasılda "şimdiki alim hep nadan ve hep yeksan"dır diyor. Ulemanın devlet büyüklerine bağımlı olmasını eleştiriyor.
  • Köprülüler iktidara gelmeden önce yıllık açık 121 milyon akça iken, Köprülüler döneminde giderler büyük artışlar gösterdiği halde açık 17 milyon akçaya düşmüştür.
  • Buğday 15.yüzyıl ortasından 16.yüzyıl sonlarına kadar on kat pahalılaşmıştır. Bundan en çok zarar gören sabit gelirlilerdir. Para kıymetten düşünce esnaf derhal fiyatları artırıyor, fakat ücretler aynı kalıyordu.
  • Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'dan Kırım Hanı Murat Giray'a:"Hayda, ne bilur anlar, varsun beygirlerin gütsün, ben gelen kafiri çadır oğlanlarım ile depelerim."
  • Askeri seferler, harab bir İstanbul'da altyapı inşaatı dolayısıyla paraya ihtiyacın son derece arttığı fatih döneminde, piyasadan gümüş parayı çekip yeni akça kesilmesi sık sık uygulanmıştır. Fatih'in 1462,1470,1475,1477 tarihlerinde 4 kez bu yöneteme başvurduğunu ve 1450de 100 dirhem gümüşten 278 akça basılırken, 1475te 355 akça kesildiğini tespit ediyoruz. Fatih, halkın darphaneye getirmek zorunda olduğu her 12 akça için 10 akça vererek toplanan gümüşün ticari değerini esas tutuyor, hazine için %17 civarında vergi alıyordu. Yeni akça çıktığında eski akça yasaklanıyor, halkın elindeki akça, darphanede piyasa değerinden hesaplanıyordu. Bu operasyonun hazineye her defasında 800.000 altın duka gelir sağladığını çağdaş bir kaynak tahmin etmiştir.
  • "Köprülü'nün meşrebi bu idi; kahredeceği adama güler yüz gösterirdi, asla gazaba gelmezdi."
  • (Köprülü) bütçede kısıntılar yapmakla işe başladı, masrafları kesti ve dua okuyucuları gibi havadan maaş alanların maaşlarını tamamıyla kesti...
  • 1500-1600 döneminde Sırbistan, Bosna ve Makedonya gümüş madenleri, gümüş üretiminin büyük bölümünü sağlamaktaydı. Kastamonu Bakır madeni, 1475 de 150.000 altın duka getiriyordu. 1584 ten başlayarak ucuz İspanyol_Meksika gümüşünün Osmanlı pazarını istila etmesi sonucu, Osmanlı gümüş madenleri üretimine son verme yoluna girmiştir.
  • Böylece diyebiliriz ki, 1683-1699 savaşları, Kırım için, belki Osmanlı Devleti için olduğu kadar, ağır bir sonuçla bitmiştir.
  • Kuşkusuz, fiyat yükselmesinde gümüş stokunun artışını esas alanlara(bullionistler) karşı nüfus patlaması (Barkan, Osmanlı ülkesinde 16.yüzyılda en az yüzde 60 artış tespit etmiştir), gıda maddelerine talebin artışı ve para tedavülündeki hızlanma (velocity)ve kamu harcamalarında olağanüstü bir artış,Celali kargaşası dolayısıyla üretimde düşme gibi başka ekonomik faktörlerin önemini belirtenler (Cipolla Miskimin ,D.Flynn ) haksız değildir.Osmanli ülkesinde,1590_1610 döneminde uzun ve masraflı savaşlar Celali kargasaliklari ve kitliklar,anormal yukselmelere sebep olmuş,gerçek bir ekonomik darlık kendisini göstermiştir.Genel olarak, fiyatların hızlı ve sürekli yükselmesi, paranın istikrarsızlığı ;iktisadi_mali hayatta, maaşlarda, dolayısıyla sosyal bünyede derin karışıklıklara ve buhranlara yol açmıştır.Fakat bütün bu faktorlerle birlikte hatırdan çıkarılmaması gereken temel olgu, Osmanlı para hareketlerinin memlekette altın gümüş stoku ve bu ikisi arasındaki parite ve yakın ilişki içinde olduğudur.
  • 17. yüzyılın ilk dönemlerinde, padişaha veya haremdeki valide sultana tezkireler gönderilerek veziriazam aleyhinde komplolar düzmek gündelik işlerdendi.
  • 14. Yüzyılda İngiltere kralları gümüş ihracını yasaklıyor ve paradaki gümüş oranını düşürüyorlardı. Askeri seferler, harâb bir İstanbul'da altyapı inşaatı (cami külliyeleri, bedestan, Han ve kapanlar inşası) dolayısıyla paraya ihtiyacın son derece arttığı Fatih döneminde, piyasadan gümüş parayı çekip yeni akça kesilmesi sık sık uygulanmıştır. Fatih, halkın darphaneye getirmek zorunda olduğu her 12 akça için 10 akça vererek toplanan gümüşün ticari değerini esas tutuyor, hazine için yüzde 17 civarında bir vergi alıyordu. Yeni akça çıktığında eski akça saklanıyor, halkın elindeki akça, darphanede yalnız gümüşün piyasa ticari değeri üzerinden hesaplanıyordu... Eski akça saklanması suçtu, herkes elindeki külçe gümüş veya akçayı darphaneye getirmek zorundaydı. Eski akça saklayanlar, gümüş arayıcı_ kullar tarafından araştırılır ve cezalandırılırdı. Bu uygulama, halkın şiddeti tepkisini çekmiş ve Fatih'in ölümü ile (1481) ayaklanmalar olmuş ve yeni padişah II Bayezid, yeni Akça çıkarma koşulu ile tahta oturabilmiştir. Görülüyor ki, para sorunları Osmanlı tarihinde erkenden ekonomik_sosyal büyük olayların altında yatmaktadır.
  • Osmanlı toplumunda pratik ilimleri, fenleri öğrenip devlet adamları hizmetinde katiplik veya musahiplik yapan bir sınıf, hizmet sahibi vardı, bu gibilere hezarfen denirdi.
  • Girit Savaşı o dönemde Osmanlı askerî gücünün eriştiği en ileri düzeyi gösteriyordu.
  • Avrupa pazarlarının değerli madenlere boğulması, iki misline varan bir fiyat artışına sebep olmuştur. Fiyatlar devrimi denilen bu hareket, bazı tarihçilere göre tüm Avrupa'da ve Osmanlı imparatorluğu'nda birtakım derin ekonomik sosyal hareketlere yol açmış, büyük ihracata dolayısı ile batıya bağımlı olan Osmanlı imparatorluğu'nda para hareketleri, Avrupa'daki bu gelişimin kuvvetle etkisi altında kalmıştı.

Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Karlofça'ya Dek: Devlet-i Aliyye serisi, Osmanlı tarihi üzerine yapılan son incelemeler göz önünde bulundurularak hazırlanmış dev bir yapıt. Halil İnalcık'ın Osmanlı tarihi tasavvurunu değiştirdiğine şüphe yok, ancak bu projenin tamamlanamaması ve Osmanlı tarihinin bu büyük müverrihin gözünden eksik şekilde değerlendirilememesi bizim için büyük kayıp. Daha önceki 2 ciltte Osmanlı tarihinin kuruluşuna dair birtakım temel sorunlar ele alınmış ve bizim daha çok Duraklama şeklinde tavsif ettiğimiz 17. yüzyılın ilk yarısı, son Osmanlı tedkiklerine göre hûlasa edilmişti. Bu ciltte ise, Osmanlı Devleti'nin Orta Avrupa üzerindeki hakimiyeti Avusturya lehine terk etmesi ve Kırım hanlığının çözülme sürecinin izah edilmesi özetlenmiştir. 18. yüzyıl arifesinde Devlet-i Aliyye'nin bir Balkan devleti şekline girmesi ve bunun taşıdığı ehemmiyet tartışılarak 1699 Karlofça Anlaşması ile devre son nokta konulmuştur. Cildin yazımında kullanılan bazı orijinal telhisler ve kronoloji gösteren ekler dönemi anlamak açısından okuyuculara kolaylık sağlamaktadır. Keşke Osmanlı belgelerinin tıpkıbasımları bu tip kitaplarda daha çok yer alsa, zira tarih öğrencileri için araştırma eser okurken birincil kaynakları görmek çok daha faydalı oluyor. (Furkan Gedik)

Köprülü Mehmed Paşa, şartlar sürerek sadrazamliga gelince önünde büyük sorunlar bulunmaktaydi. Bunlardan birisi İstanbul'u tehdit eder hale gelmiş Venedik Donanmasının kuşatmasi, diğeri ise içteki siyasi ve ekonomik karışıklıklardir. İçteki karışıklıklari 4. Muradvari astigim astik kestigim kestik yollarla halleden Köprülü, ekonomide saçma sapan giderleri -içlerinde dua ettiği için maaş alan gruplar da olmak üzere- kisarak hızla donanma kurar ve Venedik tehlikesini bertaraf eder. Kendisine muhalif olanları da sarayın arkasında durması ile aşan Köprülü, öldükten sonra bu sayede sadrazamliga kendi soyundan gelenleri getirebilmenin yolunu açmış olur. Onun soyundan gelen sadrazamlar da yöntemlerinde uzun yılların ardından nihayet Girit'i alırlar. Merzifonlu başa gelince Osmanlı'nın başlıca Avrupa politikası olan, Orta Avrupa sorununa egilmek ister. Padişahı da ikna ederek, Viyana üzerine yürüyerek sorunu kökten çözmek ister. Diğer Paşalardan yogun muhalefete karşın Viyana üzerine yürümek konusunda ısrar eder. Sefer sırasında kritik mevkide olan Kırım beyinin kendisine ısrarla uyarılarda bulunduğu konuyu -muhasaraya yardıma gelen Avrupa gücünün teçhizat bakımından çok güçlü oldugu- önemsemez ve bununla da kalmayarak hakaretvari bir üslupla Kırım beyine cevap verir. Nihayetinde Viyana'ya yardım gelir ve Osmanlı ordusu perişan olarak geri çekilmeye başlar, taa Sakarya Meydan Muharebesine kadar. Kutsal İttifak kurulur, bu sırada Avusturya ile Fransa arasında savaş da durulmustur. Avrupa tüm gücüyle Osmanlı'yı Avrupadan atmak için savaşa girismistir. Osmanlı bir yandan da içte sekbanlarin isyanlarina maruz kalır. Kırım hani bu esnada çok kritik görev üstlenerek İmparatorluğu kurtarır, tabi bunda sadrazamin(adı sanırım Fazıl Mustafa idi) da katkısı yüksektir. Yer yer başarılar kazanilsa da hatta bir ara 2. Mustafa da seferlere katılsa da Zenta bozgununa mani olunamaz. Bu esnada Kırım üzerine Petro seferler düzenler ve nihayetinde başarılı olarak 1700'deki antlaşma ile Azak üzerinde amacına ulaşır ve buna ek olarak artık Rusya Kirim'i muhatap almamaya başlar. Sonuç olarak Karlofca antlaşması imzalanilarak Osmanlı için bu felaket yılları noktalanir. Ancak artık hiçbir şey Osmanlı için eskisi gibi olmayacaktır. Kafiristan denilen ve sürekli asagilanan Avrupa karşısında hiç beklenilmeyen ağır yenilgiler alınmış ve ilk defa Avrupa'nın kendisinden kesin olarak üstün olduğu kabul edilmiştir. Nitekim bunu yıllar evvel Kâtip Çelebi yazdığı raporlarında belirtmiş ve artık Osmanlı'nın ihtiyarlik evresinde olduğundan dolayı futuhat girişimlerinde bulunulmamasini telkin etmişti. Ama dinleyen kim? İyi okumalar.. (Kaan)

Özellikle 1683-1699 arasını nefes kesen bir heyecanla anlatmış dersem sanirim abartı yapmış olmam. Kitabın son 100 sayfası kronolojik sıralama ekler gibi olunmasa da olur olunca kitap koprululerin sadrazamlığı ile başlayan süreçte koca imp. Sıkıntılarını güzel anlatmış. Diğer yandan kirim hanin büyük fedakarlığını karşılığını alamaması gibi . Merkezin rus tehditini geç algılamasının sıkıntıları hepsi burada (Müverrih_tyfn)

Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri PDF indirme linki var mı?

Halil İnalcık - Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Halil İnalcık Kimdir?

İnalcık, aslen Kırım Tatarı'dır. Balıkesir Muallim Mektebi'ni tamamladı. 1935 yılında Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Yeni Çağ Tarihi bölümünde yükseköğrenimine başladı. 1942 yılında "Tanzimat ve Bulgar Meselesi" adlı doktora tezini verdi. Uzun yıllar aynı Fakültede Osmanlı ve Avrupa tarihi üzerine dersler verdikten sonra 1972 yılında Chicago Üniversitesi Tarih Bölümü'ne "Osmanlı Tarihi Üniversite Profesörü" olarak davet edildi.

1973 yılında meşhur kitabı The Ottoman Empire The Classical Age 1300-1600 yayımlandı. Yurtiçi ve dışında çeşitli üniversitelerden fahri doktora payeleri aldı. 1993 yılında Bilkent Üniversitesi'ne davet edildi ve burada Tarih bölümünü kurdu. Yazdığı makale ve kitaplarla Osmanlı İmparatorluğu tarihi üzerinde tartışılmaz bir otorite haline gelen Prof. Dr. Halil İnalcık Bilkent Üniversitesi Osmanlı Tarihi Bölümü'nde yüksek lisans ve doktora ögrencilerine seminerler verdi.

Hayatı ve tarihçiliğini anlattığı Tarihçilerin Kutbu Halil İnalcık Kitabı adlı söyleşi kitabı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından 2005 yılında yayımlanmıştır.

Halil İnalcık Kitapları - Eserleri

  • Devlet-i Aliyye - Klasik Dönem (1302-1606)
  • Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler
  • Devlet-i Aliyye - Tagayyür ve Fesâd (1603-1656)
  • Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600)
  • Atatürk ve Demokratik Türkiye
  • Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet
  • Şâir ve Patron
  • Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri
  • Devlet-i Aliyye - Âyânlar, Tanzimat, Meşrutiyet
  • Osmanlılar
  • Kuruluş ve İmparatorluk Sürecinde Osmanlı
  • Rönesans Avrupası
  • Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet
  • Osmanlı ve Modern Türkiye
  • Osmanlı ve Avrupa
  • İmparatorluktan Cumhuriyete
  • Kuruluş Dönemi Osmanlı Sultanları (1302-1481)
  • Kuruluş - Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak
  • Tarihçilerin Kutbu
  • Fatih Sultan Mehemmed Han
  • Halil İnalcık'ın Merceğinden Osmanlı
  • Has-Bağçede Ayş u Tarab
  • Halil İnalcık’ın Merceğinden Tarih Bilinci
  • Osmanlılar ve Haçlılar
  • Tarihe Düşülen Notlar
  • Tanzimat ve Bulgar Meselesi
  • Osmanlı İmparatorluğu
  • Tanzimat
  • Türklük Müslümanlık ve Osmanlı Mirası
  • Doğu Batı-Makaleler 1
  • Osmanlı İmparatorluğu: Toplum ve Ekonomi
  • Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1
  • Akademik Ders Notları
  • Söyleşiler ve Konuşmalar
  • Adalet Kitabı
  • Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar 1
  • Osmanlı Hakimiyetinde Ortadoğu ve Balkanlar
  • Kırım Hanlığı Tarihi Üzerine Araştırmalar 1441-1700
  • Doğu Batı-Makaleler 2
  • Osmanlı İdare ve Ekonomi Tarihi
  • The Ottoman Empire and Europe
  • İstanbul Tarihi Araştırmaları
  • Osmanlı İmparatorluğunun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 2
  • Devlet-i ‘Aliyye
  • Gazavât-ı Sultân Murâd b. Mehemmed Hân
  • Halil İnalcık Seti
  • Türkiye Tekstil Tarihi Üzerine Araştırmalar
  • Bursa Araştırmaları
  • Kemal Atatürk Değişim ve Uluslaşma Süreci
  • The Ottoman Empire
  • Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar 1
  • The Survey of Istanbul 1455
  • Osmanlı İmparatorluğu (2CİLT)
  • Tarih ve Akademi
  • Osmanistik Bilimi’ne Katkılar

Halil İnalcık Alıntıları - Sözleri

  • Bahar geldi, bahar geldi Sevinelim sevinelim Dallarda hep bülbüller çağlar Gelincikler, papatyalar Uçuşur nazlı kelebekler Sevinelim sevinelim Neşe ile bu baharı yad edelim. (Tarihçilerin Kutbu)
  • Leibnitz'in planı şu şekilde hazırlanmıştı: Osmanlı tehdidi karşında geleneksel Avrupa Hıristiyan birliğinin sağlanması, Doğu'da savaşın devamı. (Osmanlılar)
  • In Mustafa Nuri Pasha's view, during the third stage (that is, broadly speaking, the 16th century), the love of luxury increased, moral qualities were lost, and the first signs of decline appeared. But if the real decline set is after the repulse before Vienna in 1683, the stage from 1595 to 1683 must be counted as belonging to the period of maturity. (The Ottoman Empire)
  • Cizye artışları ve tahsilatının, on altıncı yüzyıl sonlarından itibaren Hıristiyan nüfusun Osmanlı rejimin den soğumasının temel nedenleri arasında yer aldığını; daha sonraki yüzyıllarda Balkanların çeşitli bölgelerinde görülen kitlesel ihtida(dininden dönerek Müslüman olma.)olaylarının da ardında cizye artışlarının yattığını rahatlıkla söyleyebiliriz. (Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1)
  • "Fatih ,tahta ciktiğinda henüz memede olan kardesi Ahmed'i "nizâm-ı âlem " uğruna bogdurmustur ." (Devlet-i Aliyye - Klasik Dönem (1302-1606))
  • İstanbul’un fethinden sonra Akşemseddin, fethin evliyanın eseri olduğunu söylediği zaman Fatih, “Bu şehir kılıcımla alınmıştır.” Yanıtını vermiştir. (Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet)
  • "Hükümdarın gücü askeri güce ,askeri güç hazineye , hazine reayanın ödediği vergilere ,vergilerin artışı adalete bağlıdır .Bu nedenle akıllı hükümdar ,kendi egemenliğini korumak ve gücünü arttırmak istiyorsa ,reayaya adaletle muammele etmeli ,zulümden kaçınmalıdır :"Adalet mülkün temelidir." ." (Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet)
  • Ulug-kent beyi der ki " halk mutlu olmalıdır, halkın mutlu olması için karnının doyması lâzımdır " ( b. 5353-55 ). Zira " Kara budunun kaygısı hep karnıdır...Onların yiyecek ve içeceklerini eksik etme " ( b. 4330, 4327 ). (Osmanlı Hakimiyetinde Ortadoğu ve Balkanlar)
  • Alp Arslan'ın Malazgird meydan muharebesine başlamadan evvel beyazlar giyinmesi ve atının kuyruğunu bağlaması,eski Şâmanî ananelerinin devamını kat'iyetle göstermektedir. (Adalet Kitabı)
  • Bugün bilim toplumunda hükümet adamları, siyasiler, herhangi bir meseleyi ele almadan önce, bir hüküm vermeden önce tarihe bakarlar, bu meselenin evveliyatını araştırırlar. Bu ileri devletlerde siyasete yardım eden, siyasileri aydınlatan ve atacakları adımda en emin yürümelerini temin eden bir kurumdur. (Halil İnalcık’ın Merceğinden Tarih Bilinci)
  • Osmanlı Devleti,kocası ölen kadının erkek evladı yoksa,elinden tarla arazisini alır ve başka bir köylüye aktarır. Eğer dul kadın, oğulları çalışma çağına gelinceye kadar,ırgatla idare edebilirse, onu "bive"adıyla işletmenin sahibi tanıyabilir. (Osmanlı İmparatorluğu)
  • Savurganlık ve irrasyonellik maalesef halkımız arasında da caridir. Türkiye'de devlet, sonsuz tüketim imkanlarına kavuşan bir azınlık, hatta sıradan halk, kredi kartı zihniyeti ile yaşamaktadır. Hiç kimse giderlerini kaynaklarına göre ayarlamıyor, harcamalarını bitmez tükenmez sandığı kredi kartına göre yapıyor, böylece devlet de, birey de borç, faiz, kısır döngüsü içine düşmüş bulunuyor. (Söyleşiler ve Konuşmalar)
  • Tüm hayatımı arşivlerde, kütüphanelerde milletimin belgelere dayanan doğru bir tarihini anlatmak için harcadım. Buy benim için yerine getirilmesi gerekli bir şükran borcu idi. (Halil İnalcık’ın Merceğinden Tarih Bilinci)
  • "İnsan akıl ile yükselir, bilgi ile büyür. Her ikisi ile insan itibar görür." Yusuf Hâs Hâcib (Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet)
  • Yaşamını yalnız bir bilgi dalına adayan kişi, ilahi gerçeğin uzağına düşer. (Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600))
  • Herhangi bir tarih döneminin yorumunda, kurum ve davranışları, günümüz üslup ve kavramlarına indirgeyerek anlatmak, ileri modern kurum tarihçilik gibi algılanır olmuştur. Meselâ; gazâ (ganimet akını), sipahi timarı (fief sahibi atli), ayanlık (feodal düzen) gibi. Modernist yazarlara göre mesela gaza, gazi, fetih gibi tarihi terimlerin kullanılması ulusalcılık, bağnazlıktır. Unutuluyor ki tarih, müşahhasın, (actual/somut olanın) bilgisidir. Osmanlı savaşçısı, savaşırken İslam'ın belli bir inanç ve zihniyetiyle savaşmaktadır; o gelişigüzel bir akıncı değil bir gazidir, aldığı ganimet onun için, dinin kutsallık verdiği bir kazançtır Cami yaptırmaya niyet eden sultanlar, gazâ seferi düzenler ve ganimet malıyla camisini yapardı; reâyâ vergisinin haram içerdiğine inanilirdi. Tarihçi, bu inancı, bu ruh haletini, bu zihniyeti görmezlikden gelirse, tarihî müşahhas olanı göz ardı etmiş olur; o zaman yaptığı şey tarih değildir. (Doğu Batı-Makaleler 2)
  • Herhalde ilk Kırım Hanı sayılan Hacı Giray'dan evvel, atalarının 15. yüzyıl başlarında Kırım'da hâkim oldukları muhakkaktır. (Kırım Hanlığı Tarihi Üzerine Araştırmalar 1441-1700)
  • Osmanlılar, kendilerini Allah'ı kılıcı saymakta idiler ve bu görüş Palamas'a ait kayıtların ortaya koyduğu cici, yalnız arasında değil, Bizanslılar arasında da yayılmıştı. İleride Martin Luther de, Osmanlılar hakkında aynı şeyi düşünecek, Allah'ın onları, Hıristiyanları günahlarından dolayı cezalandırmak için gönderdiğini söyleyecektir. (Devlet-i Aliyye - Klasik Dönem (1302-1606))
  • Azerbaycan'ın işgal ettikten sonra Şâhruh, I.Mehmed'i uyararak Kara Yusuf'un oğlu İskender'in Osmanlı topraklarına sığınması halinde ona yardım etmemesini istedi (Aralık 1420). Uyarıya cevabında I.Mehmed tam bir teslimiyet ifade etti. Bu sırada Osmanlılar, büyük endişe ile doğu cephesindeki gelişmeleri izliyordu. Akkoyunlu Kara Osman'ın İskender tarafından mağlup edilmesi üzerine (Nisan 1421) Şâhruh, Doğu Anadolu'ya girmiş ve İskender'e karşı ezici bir zafer kazanmıştı (Temmuz 1421). Bu ortamda I.Mehmed, Şâhruh tarafından tehdit edilen Memlükler'le dostane ilişkilerini sürdürmeye çalışıyordu. (Kuruluş Dönemi Osmanlı Sultanları (1302-1481))
  • Kosova savaşı Osmanlı kuvvetlerinin kesin galibiyetiyle sonuçlandı. Başlangıçta Osmanlı sol kolu çöktü, fakat sağ koldaki Yıldırım Bayezid'in büyük gayreti sayesinde zafer kazanıldı. Gazânâme'ye göre I.Murad, birkaç hasekisiyle gelip cesetler arasında dolaşırken, kendisini cesetler arasına saklamış bulunan Miloş Kobilovic tarafından hançerle yaralandı ve az sonra öldü. İç organları çıkarıldıktan sonra şehid düştüğü yerde gömüldü; daha sonra, Yıldırım Bayezid'in tahta çıktığı sırada idam ettiği oğlu Yakub Bey'in cesediyle Bursa'ya götürülüp Çekirge'deki türbesine defnedildi. Yaralandığı ve öldüğü yere Hudâvendigâr Meşhedi denilen bir türbe yapıldı. (Yakub Bey : I.Murad'ın oğlu) (Kuruluş Dönemi Osmanlı Sultanları (1302-1481))

Yorum Yaz