Din Gerçeği ve İslam - Mehmed Alagaş Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Din Gerçeği ve İslam kimin eseri? Din Gerçeği ve İslam kitabının yazarı kimdir? Din Gerçeği ve İslam konusu ve anafikri nedir? Din Gerçeği ve İslam kitabı ne anlatıyor? Din Gerçeği ve İslam kitabının yazarı Mehmed Alagaş kimdir? İşte Din Gerçeği ve İslam kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Mehmed Alagaş
Yayın Evi: İnsan Dergisi Yayınları
İSBN: 2789009929694
Sayfa Sayısı: 78
Din Gerçeği ve İslam Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
İnsanlık Tarihinde Dinin Yeri
Din olgusu, geçmişten zamanımıza uzanan bir olgudur. Birçok şeylerden vazgeçen, vazgeçebilen insanoğlu, hak veya batıl, doğru veya yanlış olan din olgusundan vazgeçememiştir. Tabi ki bunun nedeni, söz konusu yönelişin, fıtri bir yöneliş olması veya din olgusuna karşı duyulan fıtri ihtiyaçtır.
Herhangi bir müstekbir veya müstekbirlere bağlı herhangi bir toplumbilimci, din olgusuyla yakından ilgileniyorsa, onların bu ilgisi hiç şüphesiz ki dindarlıklarından değil; vaziyet ettikleri veya vaziyet etmek istedikleri insanların dini inanışlarını, dini yönelişlerini daha yakından tanıyabilmek ve sömürü düzenlerinde, bu dini inanışlardan da faydalanabilmek içindir.
İrtica meclise girdi, laiklik elden gidiyor! gibi velveleler yapmaya hiç gerek yoktur. Türkiyede elde olmayan laikliğin, elden gitmesi zaten sözkonusu değildir. İrticanın meclise girmesi ise hiç mi hiç sözkonusu değildir. Meclisteki adamlar politikacıdır ve çağdaş politikanın gereğini yapmakla yükümlüdürler. Bu gereklerden birisi de halkın dini yönelişlerini dikkate alarak, halkın nabzına göre morfin vermektir. Çünkü adına demokratik denilen sistemlerde, huzurlu ve istikrarlı sömürünün ilk şartı, sömürülecek olan insanların boş kafalarını sallayarak sömürüyü oyları ile tastik etmeleridir. Demokrasiyi şiar edinen bu politikacılar, demokratik oy olmadan, demokratik oyun olmayacağını bilirler. Sömürgedaşlar oylarını verecekler, sömürgeciler de oylarını oynayacaklardır. Dolayısıyla bu yöneticiler ve bu politikacılar için, halkın dini inançlarını veya dini eğilimlerini dikkate almak, vazgeçilmez bir gerekliliktir.
Din gerçeği, hiçbir zaman aslına uygun olarak ele alınmaz. Dini söylemlerinde, gerçek dinde olmayan bidat ve hurafeleri ön plana çıkardıkları gibi, varolan bazı dini gerçekleri de dolaylı veya dolaysız yollarla kendi çıkarlarına göre değiştirmeye çalışırlar.
Din Gerçeği ve İslam Alıntıları - Sözleri
- Rejimin kuklalan haline gelen diyanet görevlilerinin, İlahi hükümleri gizleyerek, gerçeği tevil ve tahrif ederek, kapitalizmi kutsayarak anlattıkları din, batıl bir dindir. Düzenin okullarında ve düzenin menfaatlerine paralel olarak anlatılan, İslam'ı namaz, oruç, gibi bazı ferdi ibadetler olarak empoze eden resmi din, batıl bir dindir. Kur'an'ı Kerim'i dikkate almayan hocalarını, şeyhlerini veya üstadlanm ilahlaştırmaya çalışan, onların her sözünü ayet, her hareketlerini keramet kabul eden kimselerin içinde bulundukları din, batıl bir dindir. Kurtuluşlan ancak ve ancak İslam'da olan insanlara, İslam'ın karşıtı olarak bir dünya görüşü, bir yaşam tarzı, bir hayat şekli öngören her ideoloji, her izm, İslam'ın karşısında batıl bir dindir. Bu batıl dinlere inanmak, bu batıl dinlerin dünya görüşünü benimsemek ve bu batıl dinleri yaşamak ile, “Benim dinim bu ideoloji veya bu İzm'dir” demek arasında hiçbir fark yoktur!. Her iki halde de insan, İslam gerçeğinin dışında kalmıştır. Nitekim Kur'an'ı Kerim'de de beyan edildiği gibi., İslam'dan başka din arayan, İslam'dan başka dinlere yönelen kimseler, zaten İslam üzere değildir. “Kim İslam'dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de kayba uğrayanlardandır.”
- Bir insanın yaşatılması için gerekirse vücudunun yansını kesmek tıbben doğru bir yaklaşım oluyor da, hırsızlığa ve hırsızlık yönelişine kurban giden yüzlerce insanı yaşatmak için birkaç el kesilmesi yanlış mı oluyor? Tıbda doğru olan bu yaklaşım, sosyal hukukta yanlış mı? Artık sözü, “Şeriat İnsanların elini kesiyor” diyerek çığırtkanlık yapanlara bırakıyoruz.
- Üçyüz yılda birkaç elin kesilmesine mi acıyalım, yoksa bir yılda üçyüzden fazla olan ölümlere mi? Cüzdanı için boğazı kesilen adamcağız, bilezikleri için kolu kopanlan kadıncağız, merhamete daha layık değil mi? Hem bu durumları önleyici ve hem de merhamete dayalı bir tercih yapmamız gerekirse, tercihimiz hangi yönde olmalıdır?
- Evet sizler. İslam dinini sadece bazı ferdi ibadetler olarak algılıyorsanız, kominizme veya sosyalizme karşı çıkmak adına kapitalizmi desteklemeyi İslami bir vecibe görüyorsanız, ağzından “Allah” lafzı çıkan bütün politikacılan, bu politikacıların icraatlarına bakmadan müslüman kabul ediyorsanız, bu politikacıları din kardeşi görüp, bu politikacılara din adına itaat ediyorsanız. İslam hukukunu geçmişe, beşeri hukukları günümüze nisbet ediyorsanız, tağuti sistemlerin çanak yalayıcıları olan ve tağutun maslahatını gözeten resmi din görevlilerini, dininize göre müftü veya imam kabul ediyorsanız, dünya emperyalizmine din adına karşı çıkan müslümanlara, aşın dinci veya terörist diyorsanız, kafire şer, müşriğe ehven-i şer olarak bakıyorsanız. Evet bütün bu meselelere, böylesi yaklaşımlarda bulunuyorsanız.Biz sizleri gerçekten yeni bir dine, ismi “İslam” olan, fakat atalannız tarafından tahrif edilen, değiştirilen, dejenere edilen geleneksel dinle herhangi bir ilgisi olmayan yepyeni bir dine davet ediyoruz. İşte bu yeni dinde, zulme nza göstermek yoktur. İşte bu yeni dinde, ahiret için Allah'a, dünya için tağuta kulluk etmek yoktur. İşte bu yeni dinde, göklerin hakimiyetini Yaratıcıya, yerlerin hakimiyetini yaratılmışlara bırakmak yoktur. İşte bu yepyeni dinde, “Ben hem müslümanirn, hem kapitalisttim”, “Ben hem müslümanım, hem faşisttim”, “Ben hem müslümanım, hem sosyalisttim” demek, İslam ile birlikte başka bir dini, başka bir ideolojiyi, başka bir izmi de kabul etmek, kesinlikle ve kesinlikle yoktur.. İşte bu yepyeni dinin adı, Resulullah (s.a.v.)'in tebliğ ettiği İslam'dır. Davet edilmekten ve davet etmekten onur duyduğumuz İSLAM gerçeğidir...
- Kur'an'ı Kerim'i dikkate almayan, hocalarını, şeyhlerini veya üstadlarını ilahlaştırmaya çalışan, onların her sözünü ayet, her hareketlerini keramet kabul eden kimselerin içinde bulundukları din, batıl bir dindir. Kurtuluşlan ancak ve ancak İslam'da olan insanlara, İslam'ın karşıtı olarak bir dünya görüşü, bir yaşam tarzı, bir hayat şekli öngören her ideoloji, her izm, İslam'ın karşısında batıl bir dindir. Bu batıl dinlere inanmak, bu batıl dinlerin dünya görüşünü benimsemek ve bu batıl dinleri yaşamak ile, “Benim dinim bu ideoloji veya bu İzm'dir” demek arasında hiçbir fark yoktur!. Her iki halde de insan, İslam gerçeğinin dışında kalmıştır. .
- Kanuni döneminde İstanbul'u gezmeye gelen batılı bir bilimadamı, İslam'da hırsızların elinin kesildiğini bildiği için İstanbul'da birçok elsiz kimseyle karşılaşacağını zanneder. İstanbul halkının yüzüne bakmadan önce eline bakan fakat tek bir elsiz kimseyle karşılaşmayan bu insan, duyduğu şaşkınlığı hatıratına yazmış ve açık bir belge olarak tarihe maletmiştir.
- Allah'ın razı olacağı hak din ise İslam olup, bazilannın anlattığı gibi sadece uhrevi bir din değildir. İslam gerçeği, insanlan zulümden uzaklaştırmayı, adaletin güzelliğine kavuşturmayı amaçlayan bir hayat şekli, bir yaşam tarzı, bir nizamdır.
- Meclisteki adamlar politikacıdır ve çağdaş politikanın gereğini yapmakla yükümlüdürler. Bu gereklerine birisi de halkın nabzına göre morfin vermektir.
- Zaten tarihteki dinlerin tahrif edilme olayları, genellikle halkın dine müdahalesiyle değil, zulme meyleden siyasi otoritelerin dine müdahalesiyle gerçekleşen tahrifatlardır.
- Resmi din anlayışındaki kutsallığın öz kaynağı, çıkar ve menfaattir. Müstekbirlerin her türlü menfaatlerine kafa salladığı, toplumdaki insanların aldatılmasında önemli bir fonksiyon üstlendiği için, söz konusu resmi din anlayışı, Müstekbirler nezdinde kutsal bir anlayıştır.
- Rejimin kuklaları haline gelen diyanet görevlilerinin, ilahi hükümleri gizleyerek, gerçeği tevil ve tahrif ederek, kapitalizmi kutsayarak anlattıkları din, batıl bir dindir.
- • İnsanın yaşatılması için vücudunun yarısını kesmek tıbben doğru bir yaklaşım oluyor da, hırsızlık yönelişine kurban giden yüzlerce insanı yaşatmak için birkaç el kesilmesi yanlış mı oluyor?
- • Dinde, göklerin hakimiyetini Yaratıcıya, yerlerin hakimiyetini yaratılmışlara bırakmak yoktur.
- • İslam Devleti olduğu iddia edilen bazı ülkelerde, İslam’ın sosyal ve ekonomik adaletinden hiçbir eser yokken, İslam ceza hukuku yürürlüğe konmaktadır. Böylesi toplumlarda İslam ceza hukukunu yürürlüğe koyanlar, hiç şüpheniz olmasın ki İslam düşmanıdırlar.
- • Bütün tebliğ ve önlemlere rağmen yine de bu suçu işleyen ferde değil, suça muhatap olan topluma merhamet eder (Cezaların ağırlığı)
Din Gerçeği ve İslam İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Makale tarzı yazılmış küçük az sayfalı bir kitap olmasına rağmen anlatmak istediklerinin özünü verip kimsenin söylemeye cesaret edemeyip kelimelere dökemediği gerçekleri insanın yüzüne bam bam söylemiştir. Okunması gereken bir eser olduğunu düşünüyor ve tavsiye ediyorum (ayse)
Kitabın Yazarı Mehmed Alagaş Kimdir?
Mehmet Alagaş,güzel bir müslüman olmak için nasıl düşünülmesi ve nasıl yaşanılması gerektiği sorusunu Kuran-ı Kerimde arayan ve bulduğu Kurani gerçekleri insanlarla paylaşmaya çalışan Allahın bir kuludur.
Mehmed Alagaş Kitapları - Eserleri
- Taş
- Alnımdaki Işık
- Tapusuz Süleyman
- Cumali
- Divane
- Tevhid ve Şirk
- Kimlik Tercihi
- Dünden Bugüne Şeytan ve Dostları
- Yaşama Fırsatı
- Tutsak
- Kadının Onuru
- Cumaya 5 Kala
- Aynalar Ve İnsanlar
- Yoldaki Musibetler
- Din Gerçeği ve İslam
- Şafak Mektupları
- Kişiye Özel
- İşaret Yazıları
- Kur'an'a Yönelirken
- İki Fecr Arasında
- Şeytanizme Rağmen İslami Uyanış
- Tartışılan Sorular
- Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1
- Rahmete Yolculuk
- Yaşama Fırsatı
- Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 2
- Vahdete 7 Adım
- Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 3
- Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık 4
- Sona Son Kala
- 2012 ve İki Deniz Arası
- Müteşabih Müslümanlar
- 23 Mesele
Mehmed Alagaş Alıntıları - Sözleri
- Fakat ne gariptir ki, insanlara rızık verici yani Rezzak olan Allah, insanları açlık ile korkutmazken; kendi rızıkları için dahi Allah'a muhtaç olan yaratıklar, insanları açlık ile korkutabilmektedirler! (Kur'an'a Yönelirken)
- Size güzel gelen bir kadının , Bacaklarına veya göğüslerine hangi duygularla bakıyorsanız, hiç şüpheniz olmasın ki, Karınızı güzel kabul eden bir erkek de, Karınızın bacaklarına ve göğüslerine aynı duygularla bakacaktır. (Kadının Onuru)
- Hakim ideolojilere bağlı bir yazar değilseniz ve bunun da ötesinde kaleminizle hakim ideolojilerin çürük tahtalan na dokunuyorsanız, mutlaka ve mutlaka dayanıklı bir yazar olmanız gerekmektedir. Çünkü ne zaman, neyle karşılacağınız pek belli olmaz. Dokunduğunuz çürük tahtalardan ortaya çıkan tahta kurulan "Sen bizim düzenimizi mi yıkmak istiyorsun?" diyerek size hücum edebilirler!. (Aynalar Ve İnsanlar)
- Şeytan bir tağuttur, meydanlara dikilen ve kendisine saygı gösterilmesi istenen putlar ve putperest davetçiler bir tağuttur,İnsanları, Allah'ın hükümlerini inkara dayanan kanunlara çağıran kişi ve kuruluşlar bir tağuttur,İnsanları Allah'a isyana ve kendilerine kulluğa davet eden bütün kişiler, bütün kuruluşlar, bütün devletler birer tağuttur. İşte tevhid gerçeği, hakkı kabulle birlikte legal veya illegal olan bütün bu tağutları inkar etmekte ve insanları bu inkara davet etmektedir. (Tevhid ve Şirk)
- Bizler dünyaya 'sahip' olmak için değil, 'şahit' olmak için geldik. (Divane)
- Netice olarak Allah ile kul arasına giren şeytandan değil de, insanları hakka davet eden salih müslümanlardan rahatsız olan bu çığırtkanlar, böylesi yaklaşımlar ile Allah'ı değil şeytanı memnun etmekte ve şeytanın dostu olmaktadır... (Kimlik Tercihi)
- Brüt olarak dağlarca ağırlığı olan nice insanın mal, makam ve şöhrete dayalı darasını çıkarırsanız, ne yazık ki geriye net olarak önemli bir şeyin kalmayacağını göreceksiniz! (Cumali)
- Kur'an'ı Kerim'in hayır olduğuna iman eden bütün Müslümanlara şunu sormak istiyoruz: Başlı başına hayır olan Kur'an'ı Kerim'in, size, sizin yaşantınıza, sizin düşüncelerinize, sizin eylemlerinize şimdiye kadar ne hayrı oldu? İşte bu soruya yeterli ve olumlu cevap veremeyen kimseler, başlı başına hayır olan Kur'an'ı Kerim'in hayrına ulaşamayan, bu hayırdan nasiplenemeyen kimselerdir. (Kur'an'a Yönelirken)
- Yarınlar uzak gerçekten uzak mıdır ? Oysa uzak olan, yarın değil dündür. Yirmi yıl sonramız değil, yirmi saniye öncemiz uzaktır, uzaklaşmıştır bizden. Yirmi yıl yol gitsek, yirmi saniye öncemize varabilmemiz mümkün değildir. Fakat yarınlar, yarınlar durmak bilmeyen adımlarla üzerimize doğru gelmektedir.Yarınlardan kaçmak, yarınlardan uzaklaşabilmek, durmayan zamandan korkanlar için dermansız bir derttir. (Tevhid ve Şirk)
- Geçmişteki hıristiyanlar, rahiplerine birkaç kuruş vererek cennet tapusu alıyorlardı. Herkesin yadırgadığı bu durumu, ben pek yadırgamıyorum. Hem neden yadırgayım ki! Birkaç kuruş menfaat için gerçek cennetlerini satan milyonlarca insanla bir arada yaşarken, onları nasıl yadırgayabilirim? Birkaç kuruş karşılığında cennet umudu alanlar mı yadırganmalı, yoksa birkaç kuruş karşılığında gerçek cennetlerini satanlar mı? (Tevhid ve Şirk)
- Allah için ölmek ne kadar güzel ise Allah için yaşamak da o kadar güzeldir. (Cumali)
- Camideki cemaatın durumunu tekrar gözden geçirdi. Kelime-i tevhidi açıklarsa, cemaatten itiraz edenler olacaktı. Çünkü kelime-i tevhidin gereği olarak, insanlara ilahlık taslayan bütün politikacıların, insanlara ilahlık taslayan bütün İdeolojilerin, bütün sistemlerin, bütün devletlerin reddedilmesi gerekecekti. Tevhid, sadece ve sadece Allah'a kulluk etmekti. Hakim olarak, hüküm koyucu olarak sadece Allah'ı kabul etmekti. Allah'ın hükmüne rağmen hüküm koyan kişiler, hüküm koyan merciler varsa, Allah'ın hukukuna tecavüz ederek insanlara ilahlık taslayan bu kişilerin, bu mercilerin reddedilmesi gerekirdi. (Cumaya 5 Kala)
- Gözyaşı, yaraları yıkar, mikrop kapmasını engeller, gönül yangınını söndürür. (Kimlik Tercihi)
- Dünyanın artık bekleyen değil, beklenen müslümanlara ihtiyacı var (Beklenen Müslümanlara Yaratılış ve İnsanlık Tarihi 1)
- "İnsan ölümle karşılaştığı zama geçmişinin bir film şeridi gibi gözünün önünden geçtiği söylenirdi. " (Yaşama Fırsatı)
- Müslüman bir erkeğin karısının haklarına riayet etmesi ve onun ihtiyaçlarını gidermesi, Müslüman bir kadının kocasının haklarına riayet etmesi ve onun hizmetini görmesi , Allah'ın rızası gözetilerek yapıldığı sürece , Allah'a kulluk içine girmekte ve karşılığı ecir olmaktadır . (Kadının Onuru)
- “Mü’minin her yaşı güzeldir” buyuruyor. (Cumali)
- "Sınırlı bir menzili ve keyfiyeti olan gôrme duyumuzdan hareket ederek herşeyi hakkıyla gören "Basir'ı" tanımlayacağımız gibi, şimdiki zamana bağlı sabrımız dan hareketle zamandan ve mekandan münezzeh olan Rabbimizin sabrını tanımlayamayız. Rabbîmizi kendimize göre "tanımlamaktan" sakınmamız ise elbetteki bizleri Rahmân olan Allah'ı âyetlerden hareketle tanımaya- anlamaya çalışmaktan alıkoymamalıdır." 23 MESELE // Mehmed ALAGAŞ, sh,74 - Insan Dergisi Yayınları (23 Mesele)
- Mesela duyduğu bir rahatsızlıktan dolayı doktora giden ve muayenesi sonucu öleceğini öğrenen insanın durumu ne olur hiç düşündünüz mü? Bu insanın dünyası ve dünyaya bakışı bir anda değişir! Sevdiği bir çok şeye karşı, sevgisini yitiriverir. Anlamlı gördüğü birçok şey anlamsızlaşıverir. Şu an dert edindiği birçok şey, dert olmaktan çıkar. Korktuğu birçok şeyden korkmaz olur. Elli yıl çalışarak biriktirdiği milyarları, elli gün daha fazla yaşamak için vermek ister. Bu insan müslümansa, ne yazık ki bu müslümanda da değişiklikler olur. Ölüm haberine her an hazır olan, bu haberi her an bekleyebilen bir müslümanda olmayacak, olmaması gereken değişiklikler, zamanımızdaki birçok müslümanda oluverir. Ölüm haberini alan bu müslüman bir anda kendisine geliverir. Öldükten sonra hesaba çekileceğini bildiği için, başını arkaya çevirerek hesap vereceği yaşantısına bakar. Sevdiği Rabbi için yapmadığı, ertelediği, geciktirdiği bütün güzel eylemler bir dağ gibi yığılır gözlerinin önüne! Ağlamaya, hüngür hüngür ağlamaya başlar.. Öleceği için değil, amel heybesini, güzel amellerle dolduramadığı için, göğsünü ve gönlünü gere gere "Ey güzel Allah'ım, ey güzel Rabbim, bana lûtfettiğin ömrümle sana bu amellerimi getirdim" diyemeyeceği için ağlar ve ağlar ve ağlar... Tabi ki gecikmiş bir idrak, gecikmiş bir gözyaşlarıdır bunlar. O halde sizler, sizler geç kalmayın canlar, geç kalmayın arkadaşlar! Şimdi gülüp, ölürken ağlayanlardan değil, şimdi ağlayıp,ölürken gülenlerden olun... Vakit öldüren ölülerden değil, dipdiri eylemlerle vakitlerini dirilten, dirilerden olun.. Çünkü sizlere bir doktor, bir profosör, bir kahin değil, sizleri yaratan Allah ve O'nun Rasulü bildiriyor. ÖLECEKSİNİZ...! (Kişiye Özel)
- Gündüzleri genellikle başkaları için çalışan geceleri televizyon karşısında başkalarının hayatını izleyip başkalarını dinleyen bu insanlar, yaşayamadıkları kendi hayatlarını başkalarına veren kendilerine başkalaşan insanlardı!. (Yaşama Fırsatı)