Dini Hikayeler - Seyyid Kutub Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Dini Hikayeler kimin eseri? Dini Hikayeler kitabının yazarı kimdir? Dini Hikayeler konusu ve anafikri nedir? Dini Hikayeler kitabı ne anlatıyor? Dini Hikayeler kitabının yazarı Seyyid Kutub kimdir? İşte Dini Hikayeler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Seyyid Kutub
Çevirmen: Arif Erkan
Yayın Evi: Sağlam Yayınevi
İSBN: 9789759180713
Sayfa Sayısı: 348
Dini Hikayeler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Çok acıyan ve bağışlayan Allah'ın adıyla, Çocuk kütüphanesi, son yıllarda oldukça gelişmeye ve yayılmaya başladı. Bu kütüphane, tamamı ile hikaye kitaplarına dayanmaktadır. Bunların çoğu da bir başka dilden arapçaya tercüme edilmiş hikayelerdir.
Oysa ki Kur'an-ı Kerim'de yaşanmış ve ibret verici çok güzel hikayeler bulunduğu halde, neden çocuk kitaplığında yerini almıyor?. Neden bu güzel mirasdan çocuk kütüphanesi faydalanmıyor?.
Bu konuda düşünüp taşındık ve çocuklar için bu hikayeler dizisini çıkarmayı kararlaştırdık. Bu hikayeleri hazırlarken şu iki hususa önem verdik:
1- Yazacağımız hikayelerin ilk kaynağı, Kur'an ayetleri olması. Çünkü biz inanıyoruz ki Kur'an'da bu konuda çok güzel ve faydalı hikayeler, ibret alınacak öğütler vardır.
2- Çocukta dini şuur meydana getiren, sanat duygusunu güçlendiren ve edebi zevki geliştiren bir üslup ile bu hikayeleri anlatmak
Dini Hikayeler Alıntıları - Sözleri
- Hz. Fatıma, '- ya Ali ''Hasan, Hüseyin aç, evde yiyecek yok.. Gidip yiyecek birşeyler alsana" der. Hz. Ali'nin sadece altı dirhemi vardır. Yiyecek almak için evden çıkar ve giderken yolda kavga eden iki insan görür. Hz Ali: "Niçin kavga e diyorsunuz? Şu âlemde Allah'ı düşüneceğiniz yerde niçin birbirinizle mücadele ediyorsunuz?" diye sorar. Kavga edenlerden biri, diğerinden altı dirhem alacağı olduğunu, vermediğini, söyler. Hz Ali cebindeki altı dirhemi çıkarır ve alacaklıya verir. Evine geldiğinde eli boştur, 'Cennet kadınlarının seyyidesi', "- Ya Ali, hiç mi bir şey almadın?" diye sorunca, "- Ama ara düzelttim ya Fatma" der. Hz Fatma'nın yüzünde nurlu bir gülümseme belirir. Memnundur kocasının bu güzel hareketinden. Daha sonra Hasan'la Hüseyin ağlamaya başlarlar, 'açız' diye. Bu acı manzaraya dayanamaz ve evden çıkar. Yolda bir adama rastlar. Elinde besili bir deve; "- Ya Ali bu deveyi sana satmak isterim, ucuza satacağım." "- Param yok" der Hz Ali. "- Olsun" der adam. "- Bu deveyi sana vermeyi çok istiyorum.150 dirhem bu deve. Al sonra ödersin." Alır Hz Ali o deveyi. Yolda giderken başka adama rastlar. "- Ya Ali" der, "ne güzel bir deve bu. Ben bunu 300'e alayım ne olursun reddetme beni." Hz Ali: "- Ama ben bunu 150'ye aldım" der. "- Olsun, ben çok beğendim bunu" ve deveyi satar. Hz Ali mutlu bir şekilde gider yiyecekleri alır eve döner. Sonra Peygamber'in huzuruna çıkar. Efendimiz(s.a.v.) güler, "gel" der, "ya Ali şu deve hikâyesini anlat". Anlatınca da der ki: "- Sen ki ara düzelttin. Allah Cebrail'i ile sana deveyi sattı. İsrafil'i ile de satın aldı. Her kim ki ara yapar, birleştirir, düzeltir, ikilikten insanları kurtarırsa o bendendir ya Ali."
- "Komünizm; İsveç, Norveç ve Danimarka gibi ülkelerde yayılma imkanı bulamıyor. Komünizm'in bu ülkelerde yayılma imkanı bulamamasının sebebi, bu ülkelerdeki insanların komünizm'in dünya görüşünden daha ulvi bir anlayışa sahip olduklarından veya başka yüce hedeflerin olduğundan değil, sadece komünizm'in vereceklerinden daha çoğuna fiilen sahip olup komünizm'in gelmesiyle bu imkanları yitirecekleri korkusundandır. Adı geçen ülkelerde bir işçiye "Komünizm ihtiyaçlarını karşılayıp hayat seviyeni yükseltecek" dense, gülüp geçer. Çünkü ihtiyaçları şöyle dursun, onun lüksü bile temin edilmiştir. Yine aynı işçiye, "komünizm sana sürekli iş temin ederek seni işsizliğin vehim neticelerinden koruyacak" denilse, buna da gülüp geçecektir. Çünkü onun işi olsa da olmasa da, barınma imkanına sahiptir. Herhangi bir şekilde sıkıntıya düşmesi söz konusu değildir. Fakat aynı kişiye, "Komünizm seni köle gibi çalıştırıp hürriyetini kısıtlayacak, söz, ifade ve fikir özgürlüğünü elinden alacak" denilse, bu sözlerden ürperip deliye dönecektir. Çünkü o kişi, elinden alınacağı söylenen şeylere fiilen sahip ve her an onların zevkini çıkarmaktadır. O kişinin bunlara sahip olması sadece sözde, yasalarda ve hayalde değildir. Komünizm, işte bu insanların ilgisini çekemez,çünkü onlara ellerinde bulunmayan imkanları veremeyeceği gibi,ellerinde olan birçok şeyi de alacaktır." İslam - Kapitalizm Çatışması, Seyyid Kutup
- --Şüphesiz ki Rabbimiz her şeyi bilir,faydasız hiç bir şeyi yaratmaz...dediler.
Dini Hikayeler İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitap, Kuran-ı Kerim'den alınmış bir kaç hikayeden oluşmaktadır. Hepsi gerçek hikâyelerdir. Son derece güzel ve ibret vericidir. Çocuklar için tavsiye edilebilir ancak anlatımlar yetersiz kalmış. Ayrıca çeviride karakter hataları yapılmış. (Karaoğlan)
Kurandaki ayetler kaynak alınarak kısa kısa hikayeler anlatılmış.Adem ile Havva,Habil ile Kabil gibi hikayelerin anlatıldığı çabuk biten bir kitap. (**Kitap Kahve**)
Biz daha küçükken eniştemin bizlere armağan olarak aldığı defalarca okuyup lezzet aldığımız yıllar sonra yeni nesile miras olarak bıraktığımız Şehit Seyit Kutup rahimehullahın kıymetli eseri.. (Sümeyra)
Kitabın Yazarı Seyyid Kutub Kimdir?
Profesör Seyyid Kutub (Arapça: سيد قطب), (d. 1906, Mısır ö. 29 Ağustos 1966). Mısırlı yazar, müfessir ve düşünce adamıdır.
Hayatı
1906 yılında Mısır'ın Asyut kasabasısında, dindar bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Orta ve lise tahsilini el-Ezher de bitirdi. Kahire Üniversitesi'nin Darul Ulum fakültesine girdi. 1933 yılında mezun oldugu fakülteye aynı yıl öğretim görevlisi olarak tayin oldu. 1939 ve sonrasında İslami düşünceye yöneldi. 1946'da Konum Dersleri isimli makalesini yayımladı. Çoğuna göre bu makalesi onun İslami düşünceye girişini temsil eder. Makalesinde toplumun ıslahının ve Müslümanların bu yönde çalışmasının Kur'an'ın emri olduğunu savunuyor, Mısır'ın o dönemki toplumsal yapısını ve geçirmekte olduğu dejenerasyonu eleştiriyordu.
1949 yılında ABD'ye gitmiştir. Bu dönem boyunca Amerikan yaşam tarzını ve toplumunu, tanık olduğu ırkçılığı eleştirmiş ve Amerikan medeniyetini primitif olarak görmüş ve reddetmiştir. Ayrıca, 1949 yılında, o yurtdışındayken, İslam'da Sosyal Adalet isimli eseri yayımlanmıştır. Bu eserinde gerçek sosyal adaletin İslam'da olduğunu öne sürmüştür. Ayrıca yine ABD'deki yıllarında, daha önce kaleme almış olduğu edebi makale ve eserleri eleştiriyor, o dönemlerde sahip olduğu daha seküler olarak tanımlanabilecek edebiyat anlayışından ziyade edebiyatın da kaynak olarak en başta İslam'ı alması gerektiğini savunuyordu.
Kitaplarında, genellikle geleneksel İslam'a karşı, sahih bir çizgiyi savundu. Tasavvufta var olan hurafeleri eleştirdi. Mısır'a döndüğünde, kamu hizmetinden ayrılıp Müslüman Kardeşler teşkilatına katılmıştır. Teşkilatın gazete ve dergilerinden devamlı olarak düşüncelerini aktarmaya çalışırken, teşkilatın genel düşüncesiyle kendi fikirleri arasındaki bazı farklılıklar ortaya çıksa da, Müslüman Kardeşler ile olan ilşkisi devam etti.
Cemal Abdül Nasır'a düzenlenen 1954 tarihli suikast girişimi nedeniyle birçok Müslüman Kardeşler üyesi gibi o da tutuklandı. Yargılama sonunda Seyyid Kutub'a onbeş yıl ağır hapis cezası verilmiştir. Hapiste ileride büyük bir önem ve üne kavuşacak iki eseri olan, Kur'an tefsiri Fi zilâl-il-Kur'an ve Kutub'un siyasi ve düşünsel görüşlerinin en son ve bütününü ifade eden Yoldaki İşaretler`i kaleme almıştır. 1964'te serbest bırakıldıktan sonra, 1965'te tekrar tutuklandı. Bu kez de birçok Müslüman Kardeşler üyesi ile birlikte tutuklanmıştı ve tutuklanma nedeni devlete karşı bir darbe girişimi idi. 22 Ağustos 1966'da hakkında idam cezası verildi. Kararı Pakistan, İngiltere, Lübnan, Ürdün, Sudan ve Irak gibi ülkelerdeki birçok dini otorite ve grup tepkiyle karşılasa ve Nasır'ı kararından döndürmeye çalışsalar da, Seyyid Kutub 29 Ağustos 1966'da idam edildi.
Seyyid Kutub Kitapları - Eserleri
- Yoldaki İşaretler
- Din Budur
- İstikbal İslamındır
- İslam Kapitalizm Çatışması
- Ruhun Sevinci
- İslâm'da Sosyal Adalet
- Yahudi ile Savaşımız
- İslam Toplumuna Doğru
- Kur'an'da Kıyamet Sahneleri
- Tarihte Düşünce ve Metod
- Kur'an'ın Gölgesinde Kadın
- Fi Zılal'il Kur'an (10 Cilt Takım)
- Çağdaş Uygarlığın Sorunları ve İslam
- İslami Etüdler
- Peygamberlerin Hayatı
- Köyden Bir Çocuk
- Kur'an'da Edebi Tasvir
- İslam Düşüncesi - 1
- Faiz
- İşte İslam
- İmtihanın Hikmeti
- Tevhid Daveti
- Cihan Sulhu ve İslam
- Peygamberimizin Hayatı
- Gördüğüm Amerika
- Dini Hikayeler
- Tevhid Bilinci
- Davetçinin Yol Azığı
- Tağut
- Tevhidin Anlamı
- Bela ve İmtihan
- Kuran'ın Gölgesinden Mesajlar
- İslami Hareket Metodu
- İslam Düşüncesi - 2
- İslam Bilinci
- İman Bilinci
- Fıtrat Bilinci
- Namaz Bilinci
- Cihad ve Şehadet
- Dikenler
- İslam Düşüncesi - 3
- Fi Zılali'l-Kur'an 1. Cilt
- İmtihan'ın Hakikati
- Kuran'ın Gölgesinde Şirk ve Müşrik
- Kur'an'ın Gölgesinde Namaz
- Kur'an Işığında Peygamberler
- İslamın Dünya Görüşü
- İslam'a Göre Hayat
- Kurtuluş Yolu
- Bedir ve Uhud
- Sabır Bilinci
- Bu Din!..
- Tevekkül Bilinci
- İslam Davasının Stratejisi
- Son Sözler
- Davetin Temel Özelliği
- Fizilal'il Kur'an da Haktan Sapmak
- Faiz Ayetinin Tefsiri
- Hicab Bilinci
- İslam Toplumunun Doğası
- Kur'an-ı Kerim'den Dini Hikayeler
- Cihad Bilinci
- Dua Bilinci
- İslam ve Emperyalizm
- Yegane Dünya Nizamı İslam
- Ümmet Bilinci
- Takva Bilinci
- Fi Zılali'l-Kur'an 2. Cilt
- Sünnet Bilinci
- Fizılal- il Kur'an 5. Cilt
- Devlet Bilinci
- Cahiliye Bilinci
- Fi Zılali'l-Kur'an 11. Cilt
- Fi Zılali'l-Kur'an 10. Cilt
- Mücadele Bilinci
- Kadın ve Aile
- Kuran Işığında Kültür ve Medeniyet
- Çocuklar İçin Resimli Dört Halife'nin Hayatı
- Fi Zılali'l-Kur'an 8. Cilt
- Fi Zılali'l-Kur'an 12. Cilt
- Çocuklar İçin İslam Tarihi Peygamberlerin Hayatı
- İstikbal Bu Dinin Olacaktır
- Fizılal-il Kur'an 3. Cilt
- Fi Zilal-İl Kur'an 6. Cilt
- Özlenen İslam Toplumu
- İslam ve Faiz
- Fizılal-il Kur'an 4. Cilt
- Fi Zılal-il Kur'an 7. Cilt
- İşte Tevhid Budur!
- Tarih Düşünce ve Metottur
- Kur'an-ı Kerim'den Çocuklar İçin Resimli Dini Hikayeler/Peygamberlerin Hayatı
- Fî Zılâl-il-Kur'ân / Kur'ân'ın Gölgesinde
- Çocuklar İçin İslam Tarihi Örnek Halifelerin Hayatı
- Çocuklar İçin İslam Tarihi Peygamberimiz'in Hayatı
Seyyid Kutub Alıntıları - Sözleri
- Biz sana ağır bir söz vahyedeceğiz. (Müzzemmil 5) (Davetçinin Yol Azığı)
- Bu hakikatin vicdanda yer etmesi, insanın göklerde ve yerde olanların gerçek malikini bilmesi, "malım" diyebileceği her şeyden elinin boş olduğunu, bunları göklerde ve yerde olanların gerçek malikine vermeyi, elinde olanların sınırlı bir süre için kendisine ödünç verildiğini duyumsaması ve bunları kendisine ödünç verene geri vereceğini sırf düşünmesi bile insanı, kötülüğün, tama'ın, cimriliğin hırs ve yakıcı arzunun pençesinden kurtarmaya yeterlidir. (Tevhidin Anlamı)
- Allah inancı, verebileceği bütün faydaları vermiş bulunuyor. Bunun ötesinde artık yapabilecek herhangi bir şeyi kalmamıştır. İnsana gelince; o, kavrayamadığı şeylerin yükünü omuzlarına yıkmak için, harikulade güçleri uydurdu. Bu bakımdan ilkel insan büyüye inandı. Arkasından ruhlara inanç noktasına geldi. Bundan sonra çok tanrıcılığa, çok tanrıcılıktan da tek tanrıcılığa ulaştı... (İslam Düşüncesi - 2)
- Esselâmü aleyküm,ey kabir ahalisi,bu geceniz ve sabahınız size hayırlı olsun.Karanlıklar gibi fitneler de birbirini kovalıyor.Sonraki gelecek fitneler,önceki gelen fitnelerden daha kötü... (Peygamberimizin Hayatı)
- Fert, ilerlemek için nisbî bir yalnızlık ve küçük aile ocağının dikkatini ister. (Çağdaş Uygarlığın Sorunları ve İslam)
- Yeryüzünün batısında ve doğusunda, gündüzün erken saatlerinde gecenin son saatlerine kadar, milyonlarca sesin yükselerek `Lâ ilâhe illâllah` cümlesini tekrarlaması, haykırması... Ve bu tekerrürün, bu haykırışın on dört asır boyunca, yıkılan devletler, değişen vaziyetler yanında yılmadan, kuvvetini kaybetmeden, sönmeden, sanki zamanın şuuruna mühürlenmiş gibi ölümsüz kalması, Abdullah'ın oğlu Hz.Muhammed (sav) 'in zaferinin dile gelmiş canlı bir delilidir. (Kuran Işığında Kültür ve Medeniyet)
- Cahiliyenin hakimiyet düzeni, bir kulun tüm kullara rablık etmesi esasına dayanmaktadır. Alemlerin Rabbine davet ise, tüm kullara Yaratanın rablık etmesi esasına dayanır. (İslam Bilinci)
- İnsan sahip olduğu mal ve mülkün yok olmayacağını sanmasın. Sahip olduğu servet kendisini dünyada da ahirette de Allah’ın azabından kurtaramaz. (Kur'an Işığında Peygamberler)
- Bu, Vicdanlarda Donup Kalan Mücerred Bir İnanç Değildir! ... (İslam Bilinci)
- "Bir taraftan İslâm'ı savunup insanlığı ona çağırırken diğer taraftan da küçük menfaatler ve basit zararlardan kurtulmak için. bâtıl dúzeninin açık bıraktığı, fakat İslâm kanununun şiddetle kapattığı haram kapısından girmeye çalışırsak, insanlığı tevhid düzenine, söz ve hareketlerimizin uyumlu olmasıyla çağırma hakkını kaybederiz." •Faiz Ayetinin Tefsiri // Seyyid KUTUB Risale, s.9 (Faiz Ayetinin Tefsiri)
- İnsan hayatında ve evrensel işlerin idaresinde hakimiyet sadece Allah’a aittir. (Tevekkül Bilinci)
- Çünkü bu hayat, her şeyden önce bir hakikattir. Hakkı anlatan ALLAH (subhanehu ve Teala)'nın bildirdiği bir hakikat.... (İslam'a Göre Hayat)
- Bakanın veya yüksek mevki sahibi olan birinin çocuğu olmak; zekanın, kabiliyetin, ahlaklı çalışmanın yapamadığını başarmaktır. (İslam Kapitalizm Çatışması)
- Oysa Doğu'da matem; sevginin, merhamet ve şefkatin yansımasıdır." (Gördüğüm Amerika)
- İslâm, insan için vazgeçilmez bir sistemdir. Realiteyle ve hayatın pratik gerekleriyle uyumlu bir sistemdir. (Kadın ve Aile)
- "Kimi zaman öyle olur ki, hayal kurmak bizzat görmekten daha güçlü bir şekilde şehevi arzuları uyandırır." (Kadın ve Aile)
- Müslüman, meslek edindiği geçim sağlama yolları peşinden koşarak rızkını elde ederken elde ettiği şey aslında yüce Allah'ın lütfu ve bağışıdır. (Dua Bilinci)
- Islâm, yeryüzünde savaşı gerektiren sebeplerin bir çoğunu, daha ilk başta koyduğu ana prensiplerle ortadan kaldırır, birçok savaş biçimini kendisinden uzak tutar ve gayelerini asla onaylamaz! (Cihan Sulhu ve İslam)
- Hakikat şudur ki ithal ettiğimiz kanunlarla, halkımızın bünyesi arasında oldukça büyük uyumsuzluklar vardır. İşte bu nedenledir ki halk, kanunlara başkaldıran insanların kahraman gibi görüyor ve yardım ediyor. Bunu kanunun ayakta tuttuğu hegamonyaya duyduğu nefret oranında yapiyor. Peki bu niçin böyle oluyor? 'Halk bilgisiz olduğu için' diyorlar. Hayır! Halkın bilgisiz olması bunun asıl ve tek sebebi değildir. Çünkü tahsilli kesim de genellikle kanunlara uymamaktadır. Bunun asıl sebebi, uydurma ve ithal kanunların halkın bünyesine ters gelmesidir. Çünkü bu kanunlar, milletin ictimai durumundan, tarihinden, inanç ve geleneklerinden değil, kendine has bir tarihi, dini, kültürü, geleneği ve ihtiyaçları olan yabancı bir kültürden ithal edilmiştir. Kanunlar milletin ruhuna, bünyesine ve ihtiyaçla rına göre olmazsa halkı saadete götüremeyeceği gibi, ona boyun da eğilmez. Biz bu sözlerimizle, halkımızı devamlı ilerlemekte olan insanlık kafilesinden ayrılıp başka bir topluluk oluşturmaya davet etmiyoruz. Biz de o kafilenin içindeyiz ve insan medeniyetinin bir parçasıyız. Bu medeniyete birçok şey katan, müsbet yolda oldukça faydalı olan bir milletiz. Bugün medeniyete yaptığımız katkıları bilmeyen ve yapılanları takdir edip saygı duymayan bir millet haline gelmiş olabiliriz. (İslam Kapitalizm Çatışması)
- Allah'tan uzaklaşmanın sonucu acılarla dolu bir çöle düşmüş ve bu çölde hayat acılarının her türünü tatmıştır! (Din Budur)