Dinle Küçük Adam - Wilhelm Reich Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Dinle Küçük Adam kimin eseri? Dinle Küçük Adam kitabının yazarı kimdir? Dinle Küçük Adam konusu ve anafikri nedir? Dinle Küçük Adam kitabı ne anlatıyor? Dinle Küçük Adam PDF indirme linki var mı? Dinle Küçük Adam kitabının yazarı Wilhelm Reich kimdir? İşte Dinle Küçük Adam kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Wilhelm Reich
Çevirmen: Uğur Gülsün
Orijinal Adı: Rede an den kleinen mann
Yayın Evi: Avrupa Yakası Yayınları
İSBN: 9789944979665
Sayfa Sayısı: 160
Dinle Küçük Adam Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Wilhelm Reich, bir psikanalist ve psikiyatrist, doğa bilimci, bir mühendis. Çok yönlülüğün en abartılı birlikteliğini kendinde barındıran bir dahi… Dinle Küçük Adam’da, bir özeleştiri, bir içsel konuşma tarzında başlayan cümleler bir müddet sonra ardı ardına küçük adam üzerine boşaltılan ironi ile karışık bir öfke sağanağını andırıyor ve kitabın sonunda öfke dinginliğe erişerek bilgelikle buluşturuluyor, okuyucu ile bir barış sağlanıyor.
Kitap, toplumsal devrimlerin ana malzemesi olan insanı, birey oluşundan ayırarak kendini bile öğüten kitlesel bir makinaya dönüşmesine isyan niteliği taşıyor. Başka bir deyişle Reich “Dinle Küçük Adam” ile bireyin kitleler içindeki yalnızlığı ve değersizliğine ve korkaklığına baş kaldırının sancılarını çığlıklaştırmıştır. Defalarca okunası bir kitap niteliğinde olan “Dinle Küçük Adam”, ismi gibi küçük hacimli ve anlam yoğunluğu olarak büyük bir yapıttır.
Dinle Küçük Adam Alıntıları - Sözleri
Dinle Küçük Adam İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Seyirci kalmayın, yaşama müdahale edin, kendinizi tanıyın ve gardınızı alın. Yaşamı nefes alarak geçirmeyin, yaşamınızda söz sahibi olun. Yasalar, iktidarlar, politika, komşular, stres, sana hiçbir şey katmayan arkadaş, seni küçük olduğuna inandıran ne varsa kaldırıp çöpe at. Önce kendini küçük gör, bu küçüklüğün içinde bir büyüklüğe erişeceksin. Kişisel gelişim kitapları gibi konuşmak istemiyorum evet bir küçük adam olarak içimde büyük bir özgürlüğü keşfedip de buraya geldim. Son kullanma tarihi var mıdır bu keşfin, özgürlüğün bunu zaman gösterecek. Şu an kuş gibi hafif oluşum sizi ilgilendiriyor. Nesin sen? Asker, öğretmen, hakim, mühendis ya da Dostoyevski'nin kitaplarındaki o sefil memur musun? Gogol'ün paltosuz memuru da olabilirsin. Ne fark eder? Ne isen nesin. Ben bununla ilgilenmiyorum. Çünkü sıfatların karşıda oluşturduğu zoraki tavrı iyi bilirim. Benim ilgilendiğim şey tamamen farklı. Öncelikle dış kuvvetlerden ayrılarak iç kuvvetlere yönelmek istiyorum. En basitinden şu an nerdesin, evet koltukta oturuyorsun ya da uzanmışsın, kafan yastıkta 1000kitap'ın gece özelliğinin verdiği memnuniyetle bu yazıyı okuyorsun. Söyle bana, ne için yaşıyorsun? Evin, araban (o da varsa) dışında ne gibi bir birikimin var. Senin için yatırım ne demek? Sen onu bunu boşver de özgür müsün? Soruların içinde boğabilirim seni. Kendine ait bir yaşamın var mı küçük okur? Çevrendeki insanlar için ne demeksin. Aaa evet! Bu çok önemli. Çünkü bu ''elalem ne der'' adlı putun müritleriyiz biz. Attığımız adımın hesabını, aldığımız nefesin karakteristik hızını bile buna göre ayarlarız. İşte biz buyuz küçük okur. Korkularımız var. Şu ana kadar kendimize bir dirhem dahi özgürlük ısmarlayamadık. Koşullar deme bana! Deme! Bahane duymak için yazmıyorum bunları. Yenemediğimiz koca bir ''atalet'' var... Evet bu ataletsizliğin getirdiği bir adaletsizlik. En büyük adaletsizliği kendimize yapıyoruz. Varoluşsal salatalar bunlar. Sartre'ların, Camus'lerin, Dostoyevski'lerin geçtiği yollardan geçmen mi gerek illa! Hiç sanmıyorum. Çünkü bir yolun çıkmaz olduğunu anlamak için sonuna kadar yürüme saçmalığına inanmıyorum. Hem hafif bir soluk eksikliği bile seni derhal aramızdan ayırabilir. Kendini aradın mı hiç küçük okur? Rehbere kendini kaydet , sonra onu ara ve onunla uzun uzadıya konuş. De ki ona sen kimsin? O da desin ki sana ben kimim? Bu sorun bizim için en acil çözümlenmesi gerekendir. Bana tekrara düşüyorsun deme. Belki de bunları yazarak kendi içimdeki ataletsizliği yenmeye çalışıyorumdur. Ne var beraber çözsek. Bunları okuyup iç çekiyorsan aynı evrende aynı bulutun altında aynı dertler bizi birleştirmiş demektir. Bak küçük okur, okuduğun kitapları rafına kaldırırken duyduğun mutluluk işte bize en yakın yalan budur. Kendi odanda bir başına bile rol yapar hale gelmişiz. Büyük biraderler'in zihnimize olan oyununa ortak değil seyirci olmuşuz. Yahu biz bu sahneye bir kere davet edilmişiz. Bize tutulan dev aynaları çekildiğinde korkunç bir travmaya sürükleniyoruz. Ancak dev aynaları 5 senede bir oy pusulasının içinde tekrar tutuluyor önümüze. Sana hiçliğinden övünç yaratıyorlar! Bunun tek bir sebebi var. Medya, gazete, internet demeyeceğim. Bunlar dışsal etmenler. Ahmet Hamdi diyor ya hani: ''insanoğlu, insanoğlunun cehennemidir'' diye. Haklı haklı olmasına da ben bu sözü şöyle güncellemek istiyorum: ''İnsanoğlu, kendi kendisinin cehennemidir.'' Sen izin vermesen bu hiçliğe katlanmaz, bunu kabullenmezdin. Bir sürünün peşinde koşmazdın. Sloganlar atan güruhun içinde sesi artırmaktan öteye giden bir rolün olurdu. Yanıldın, küçük okur. Ne mi yapmalı? Ne yapacağını en iyi sen bilirsin ancak bu kitaptan okuduklarıma bakarak kendin için yaşamalısın. Kendin için yaşarken de başka küçüklerin önüne büyük taşlar koymamalısın. Çünkü bunun bir silsile olduğunu unutma. Bu silsilenin ucu elbet bir gün sana dokunacaktır. Senin özgürlüğünün başladığı yerde başkasının özgürlüğünün bitmesine izin verme. Bu mottoyu yıkalım. Milenyum çağına lanetler okuyup, suçu teknolojinin üstüne atma. Dediğim gibi suçlu biziz. Komşularının sesini kıs. Elalem konuşurken müziğin sesini aç. Yaşa küçük okur. İktidarların canı cehenneme. Siyasetin canı cehenneme. Kendi mezarını bile yaşam alanı diye sana açtırmalarına izin verme. Hayatın içine karış. Yürüme, koş. Gülümseme, kahkaha at. Coşkunu içine taşı. Hayat pişmanlıklarını sığdırabileceğin bir kutu değil. Pişmanlıklarını tabutuna dahi sığdıramazsın. Kurtul onlardan. Hafifle! Birçok şeyin farkındayız aslında. Ne yapacağını biliyor olup da yapamayan lanetliler gibiyiz. Bu noktada Dr. William Reich'in bu denemesi ciddi manada bir iç hesaplaşmaya itiyor insanı. Kitap okumayı zevk almaktan öteye götürmek için harika bir deneyim. Lütfen kitabı sesli okuyun ve sık sık aynaya, içinize bakmayı ihmal etmeyin. William Reich'in kendisinden Listen, little man: https://www.youtube.com/watch?v=DeIgAlIxI0I (Homeless)
Dinleyin Küçük Erkek Adam ve Küçük Kadın Adamlar;: Dinle Küçük Adam; Etrafın kendini büyük sanan küçük adamlarla çevrili, (Burada ki adam cinsiyetçi bir adam değil hem kadın adam hem de erkek adamdır.) Bir şey yapmak istediğinde yapamazsın diyecekler, Yapamadığında da neden yapamıyorsun diyecekler, Seni eleştirmek için türlü türlü bahaneler bulacaklar, Yakandan tutacaklar, paçandan yakalayacaklar, Sana öyle bir yapışacaklar ki, seni aşağılasalar dahi ses çıkarmayacaksın, Onlara ihtiyacın olduğuna inanacaksın, Sana bunu aşıladılar, öyle yetiştin, Kendi ayakların üzerinde durmak nedir bilmiyorsun küçük adam, Çünkü duramayacağını düşünüyorsun, Hatta düşüncesinin bile seni korkutmaya yeteceğini düşünüyorsun. Dinle Küçük adam; Bir geleceğin var ya da yok ama etrafın geçmişin parazitleri ile çevrili, Hayatın her yeni günde yenileniyor bunun farkına var, Sana yapışmış tüm sülükleri elinin tersiyle it, Onlara büyük adam olmadıklarını, Sen ses çıkarmadığın için kendilerini büyük adam sandıklarını hatırlat! Dinle Küçük Adam, Bilmeden konuşan çok insan var, Bu insanlar senin üzerinde baskı kurma peşindeler, Bilmediğini bilmeyen, bilmediği kadar da anlamayan, Anlamadığının da ne kadarını anlamadığını anlamayan ama tüm bunlara rağmen sana akıl vermeye çalışan büyük görünümlü küçük akıllar(!) var, Bunlar senin için parazitten başka bir şey değil, hayatından at bu parazitleri; uzak tut! Dinle Küçük Adam, Seni kimsenin yönlendirmesine izin verme, Kendi aklını kullanabilecek kadar insansın, Sana akıl vermeye çalışanlarda insan sandığının yarısı kadar insan değil farkında olmalısın, Kendilerine verecek aklı olmayanların sana akıl vermesine izin verirsen, Tarih sahnesinden boşa yaşamış insanlar kervanına katılanlardan olacaksın! Dinle Küçük Adam, Onlar sürekli fikir değiştirir, Değiştirdikleri fikirleri gömlek gibi giyip çıkarırlar, Onların peşinden gitme ve onlar gibi olma, Onlar büyük olduklarını sanıyorlar ama asıl küçük olan onlar, Düşünceleri küçük, Kendileri küçük, Sadece sen onların büyük olduğunu sanıyorsun, Onlar sadece şişirilmiş balon, Yaklaş ve iğneyi batır, bunu göreceksin… Dinle Küçük Adam; Sen özgür değilsin, Özgür olduğunu sanan küçük bir adamsın, Balık gibi yemliyorlar seni, Sana özgürsün diyorlar çılgınca alkışlıyorsun, Sadece onların sana verdiği kadar özgürsün, Küçük bir sirk maymunu gibisin, Seni bu ortama alıştırıyorlar ve evin sanıyorsun, Yazık sana küçük adam, Sefil bir durumdasın, bunu anlamalısın. Dinle Küçük Adam, Savaşa hayır nidaları atıyorsun, Ama savaşı durdurmak için gerçekten bir çaban yok, Kalabalığa karışıyor ve savaşa hayır diye bağırıyorsun, Savaşı çıkaranlar sahneden indikten sonra, onları yeniden seçiyorsun, Sonra çıkardıkları savaş için tekrar SAVAŞA HAYIR için yürüyorsun, Aslına bakılırsa küçük adam; seçtiklerin tarafından güdülüyorsun, Bundan zevk alıyorlar ve suratının tam ortasına gelecek şekilde kahkaha atıyorlar. Dinle Küçük Adam; Hayat sadece senin isteklerine göre yaşanmaz, Senin inandığın dine kimsenin inanma zorunluluğu yok, Ya da sen inanmıyorsun diye herkesin senin gibi inançsız olma zorunluluğu yok, Büyü biraz küçük adam, büyük düşün, Sadece dünyanın içinde ki kum tanesisin, Büyük olduğunu sanan ufacık bir şeysin, Sadece sen yoksun, saygı göster. Dinle Küçük Adam, Mutluluk arıyorsun, Bir şekilde yakalıyorsun, Sonra avucundan gittiği an haykırmaya ve ağlamaya başlıyorsun, Emzik verilse ağzına susacaksın, Çünkü ne istediğini bilmiyorsun, Mutluluk gelir ve gider bunun peşinden koşmayı bırak, Hayatında sahip olduğun şeylerin kıymetini bilmeye başlamalısın, Ayağı olmayan insanları düşün, Kolu olmayanları düşün küçük adam, Mutsuzum diye ağlamak yerine, Yaşadığın hayatın kıymetini bileceğin farkındalığı yarat kendine, Öleceksin küçük adam, bunu anlaman için tek şansın var, İkinci bir yaşam hayalin var ise görürsen o hayale selam söylemelisin. Dinle Küçük Adam, Paspas gibi ayaklarını üzerinde siliyorlar, Aslında onlarla aynı sıraları paylaştınız, Sadece hatırlamıyorsun, onlar senden de küçük adamlar ama bilmiyorsun, İzin veriyorsun çünkü izin vermemek nedir bilmiyorsun, Yaşam hakkını ellerinde oyuncak yapıyorlar ve ses çıkarmıyorsun, Sus diyorlar susuyor, Konuş diyorlar konuşuyorsun, Küçük adam; onlar çok daha küçükler uyan, Sus de sussunlar, Konuş de konuşsunlar, Gücü eline al, farkınız yok, dik durmayı öğren küçük adam! Dinle Küçük Adam, Sana neyi yapacağına ya da yapamayacağına ben karar veremem, Neyi yapmak istiyorsan yapmalısın; Düşmen gerekiyorsa düşmelisin, Kalkman gerekiyorsa kalkmalısın, Etrafta seni kaldıracak bir el arama, O senin içinde gizlidir bunu anlamalısın! Küçük adam rolünü bir kenara bırak artık, Seni ezmelerine; Kandırmalarına, Aşağılamalarına, Kullanmalarına izin verme! Dinle Küçük Adam, Kendini bir halt sanma, Akıllı olduğunu da sanma, Senden daha akıllı insanlar var bunu unutma, Büyük adam olmak için önce küçük olduğunu bilmen gerekir, Cepleri dolu kendisini büyük sanan adamların yanılgısına düşme, Çok bilgili olduğunu sanan ahmakları da çok bilgili sanma, Kendini de bunlara kaptırma, Senin görmediğin çok şey var küçük adam, Seni izleyen herkes görüyor bir tek sen görmüyorsun, Kendini büyük, etrafındakileri de küçük sanıyorsun, Büyük bir yanılgı içindesin, Sana büyük adam ol derken, küçük büyük adam ol demiyorum, Gerçekten büyük adam ol ve insanları aşağılama, Onları hor görme, Paran var diye parasızları hakir görme. Dinle Küçük Adam, Aynaya bak ve kendinle konuş, Kendini kandırmak mı istiyorsun, Etrafını kandırdığını sanmak mı istiyorsun? Yoksa dürüst bir küçük adam olduğunu kabul edip, Tüm yalanlarını bir kenara bırakmayı, Yeni ve gerçek bir hayat mı istiyorsun? Dinle Küçük Adam, Sanal dünyanın da büyük gözüken küçük adamları var, Bu küçük adamlar kendilerini otorite sanıyorlar, Edebiyatçı sanıyorlar kendilerini mesela, İki yazı yazdıklarında içlerini süslü kelimelerle süslediklerinde, Fark yarattıklarını sanıyorlar, İşte bunlar küçük adamlar küçük adam, Ama kendilerini büyük sanıyorlar, Sürrealizm soyundan geldiklerini sanıp; Varoluşçuluk sistemine entegre olduklarına inanıp, Nihilizmden sözde güç alıp, Birde Nietzsche’yi anladıklarını söylüyorlar, Bağıra bağıra yapıyorlar bunları küçük adam, Gülüyoruz kahkaha atıyoruz biz bunlara, Minimalizm etkisinde, Hippi görünümünde, Biraz ocu, Biraz bucular, Aslına bakarsak; Ne ocu ne de bucular, Sadece taklit yapan küçük adamdan başka bir şey değiller. Dinle Küçük Adam, Bu kitabı al ve oku… Farkına var birçok şeyin, Hayatını gözden geçir ve neler gerçek neler yalan iyi bir tespit yap. Dinle Küçük Adam, Benden bu kadar Saygı ve Sevgilerimle… (Murat Ç)
Kendinizi, kendi ellerinizle ve kendi isteğinizle sadece ailenizden oluşan bir çekirdeğe mi kapattınız? Üstelik bu çekirdek evrende şu an için ulaşılabilecek en temiz, en gerçek, en asil, en nezih, en güvenli, en neşeli yer mi sizin için? Olur da aklınıza, yaşadığınız bu hayat tarzına doğru ilerlediğiniz yolda karşılaştığınız ya da orada burada gördüğünüz insanlardan birisi gelirse, beraberinde “Neden o kadar bayağı davrandı? Neden bu kadar bayağı davranmaktan asla vazgeçmiyor? Gurur duyduğu bu tavrın ve duruşun basitliğini ve acizliğini nasıl görmüyor? Ben gösterebilir miydim? Çoktan anladığımı, sindirmeye çalıştığımı, sindiremediğimi ve bu çürümüşlüğün bulaşmasındansa gitmeyi tercih ettiğimi açık açık söyleyip öyle mi gitmeliydim? O zaman görebilir miydi? O zaman aklıma girip midemi ekşitmez miydi? O zaman daha mı normal olurdum?” sorularını da mı getiriyor? Zaten bu çekirdeği size cenetten bir evren yapan da beraberinde getirdikleri “Bu yaptığı da ne? Neden?” sorusu muydu? Bu kitap omzunuzdaki küçük adamları atmanız için bir kılavuz olacak. Çünkü tekrar edeceksiniz, dilinizden zaten çoktan dökülmüş o cümleyi: Ben artık yalnızca canlı hayat için her türlü kurbanlığa hazırım, ama senin için değil, küçük adam! Gittiğiniz her zaman için kendinizi affedeceksiniz ve tekrar edeceksiniz o cümleyi: Canlı varlık istismar edildiğini görünce buna direnmeye başlar. Ve şükrederken tekrar edeceksiniz: Çünkü her zaman kendi içimi dinledim ve beni sakince ‘Hayatı iyi ve mutlu yaşamaktan ötesi yok!’ diyerek uyaran iç sesime hep kulak verdim. Korkulu ruhlar yolumdan uzaklaştırsa da, kalbimi izledim. Ve katılaşmadım, ben öyle olmadım, hayat bana eziyet etse bile. (ece)
Dinle Küçük Adam PDF indirme linki var mı?
Wilhelm Reich - Dinle Küçük Adam kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dinle Küçük Adam PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Wilhelm Reich Kimdir?
Wilhelm Reich (d. 24 Mart 1897 - ö. 3 Kasım 1957) Avusturyalı-ABD'li psikiyatrist ve psikanalist, psikiyatri tarihinin en radikal isimlerden biri.Faşizmin Kitle Psikolojisi (The Mass Psychology of Fascism) ve Kişilik Çözümlemesi (Character Analysis) gibi çok bilinen ve dikkate değer kitapların yazarı , Sigmund Freud'un öğrencilerinden biri...
Wilhelm Reich Kitapları - Eserleri
- Dinle Küçük Adam
- Cinsel Devrim
- Faşizmin Kitle Psikolojisi
- Dirimin Öldürülüşü
- Bedensel Boşalmanın İşlevi
- Karakter Analizi
- İnsanın Doğadaki Yeri
- Orgazmın İşlevi
- Cinsel Ahlakın Boy Göstermesi
- Gençlik Tutkusu
- Cinsel Olgunlaşma
- Kişilik Çözümlemesi
- Geleceğin Çocukları
- Gençliğin Cinsel Mücadelesi
- Kanser
- Başı Dertte İnsanlar
- Reich Freud'u Anlatıyor
- Gençliğin Cinsel Eğitimi
- Listen, Little Man!
Wilhelm Reich Alıntıları - Sözleri
- Bilinçlilik bir özalgılama işlevinden, özalgılama da bilinçli olmaktan başka bir şey değildir. (Kişilik Çözümlemesi)
- Bütün canlılar gibi insanın da öncelikli gereksinimleri açlığın giderilmesi ve cinsel tatmindir. Günümüz toplumu birinciyi zorlaştırmakta, ikinciyi engellemektedir. (Orgazmın İşlevi)
- Ulusu beslemek için, diğer ulusları katletmeden, pratik olarak ne yapıyorsun? Doktor olarak kronik hastalıklara karşı ne yapıyorsun, eğitimci olarak çocukların yaşam sevinçleri için, iktisatçı olarak yoksulluğa karşı, yapı ustası olarak konut hijyenini geliştirmek için ne yapıyorsun? Haydi, şimdi gevezelik etmeyi bırak da, somut pratik yanıt ver ya da çeneni tut! (İnsanın Doğadaki Yeri)
- Bedensel boşalma gücünden yoksun kişi kendini taş taşımış gibi yorgun hisseder, seviştiği insandan tiksinir, ona karşı bir itme yada kayıtsızlık, giderek kin bile duyar. (Bedensel Boşalmanın İşlevi)
- İnsan hakkını alabilmek için yalvarmaz, savaşır. (Geleceğin Çocukları)
- Sevgi, çalışma ve bilgi canımızın kaynaklarıdır. Yaşamı onlar yönetmelidir. (Reich Freud'u Anlatıyor)
- Bir süngü ile her şey yapılabilir,ama üzerine oturulamaz. (Gençliğin Cinsel Mücadelesi)
- 1917 Rus devriminden beri uluslararası politika alanında olanlar, insan kitlelerinin özgürlüğe yatkın olmadıkları gerçeğinin doğruluğunu ifade ediyordu. Bunu gömeden faşist seli anlamak kesinlikle mümkün değildir. (Faşizmin Kitle Psikolojisi)
- Biz kadının doğal olarak erkekten daha aşağı olmadığına ama binlerce yıllık ekonomik ve cinsel baskı sonunda gerçekten aşağı bir duruma getirdiğine inanıyoruz. (Cinsel Olgunlaşma)
- "Tutkuya karşı koyamayacak kadar zayıfım.." (Cinsel Devrim)
- Böylece, cinsel yaşama çekidüzen verme kuramının anahtarı bulunmuş oluyordu ve sinir hastalıklarını geçirme konusunda iyi bir araç elde ettiğimizi söylemeye hakkımız vardı artık: ancak, sonradan deney, son derece ciddî birtakım hallerde bile üretken cinsel etkinlik düzene konduğu zaman, hastanın ve iyileşmeye yüz tutan bireyin yaşadıkları çevrenin düzenli cinsel yaşamın geri getirilmesine karşı çıktığını gösterecektir. Bu karşı-çıkış çok değişik biçimlerde kendini belli etmekteydi, hâlâ da etmektedir. Örneğin, on yedi on sekiz yaşındaki bir genç kız, eğer kentsoylu bir ailenin çocuğuysa, cinsel açıdan öylesine sıkı denetlenmekteydi, ya da bir işçi çevresinden geliyorsa, içinde yaşadığı toplumsal koşullar öylesine acıklıydı ki (konut, gebeliği önleme sorunu, ana-babanın ahlâkçı tutumu), toplumun cinsel yaşamın karşısına diktiği suçluluk hâlesinin verdiği korkuyla, en rahat çözümü, yani sinir hastalığını yeğliyordu. (Cinsel Ahlakın Boy Göstermesi)
- Kişiliğin oluşumunda kullanılmayan güdüler bastırılmazlarsa, dolaysız doyuma iterler insanı. --- Dolaysız doyuma erebilen cinsel enerji gidip düşünsel Ben'in özlemlerine gizlenmez --- Düşünsel Ben'le, gerçek Ben birbirine benzer, dolayısıyla hiç bir gerilim ortaya çıkmaz! --- Bir güdü sereserpe açılıp çiçeklenmeye fırsat bulabilmiş ise artık onu bütünüyle bastıramazsınız. --- Kişiliğin oluşumu, kişiliğin güdüsel yaşamla dış dünya arasındaki sınırında, yâni Ben düzeyindedir. Biz ona aynı zamanda Ben'in kişiliği deriz. (Kişilik Çözümlemesi)
- Kronik cinsel tatminsizlik durumunda gelişen acımasız karakter özelliklerini anladım. Bunları sivri dilli geçkin bakirelerde ve dünya zevklerinden sakınan ahlakçılarda görebiliyordum. Bunun aksine genital tatmin yaşayabilen insanlarda yumuşaklık ve iyilik göze çarpıyordu. Doyuma ulaşabilen bir insanın sadist olabildiğini hiç görmedim. (Orgazmın İşlevi)
- ''Düzmece kurtarıcıları yüzlerinden tanımayı öğrenin.'' (Dirimin Öldürülüşü)
- ''İnsanoğlu, İsa'nın yaşamöyküsüyle, başarısız da olsa, kendi yoksul yaşamının gizini anlayıp çözmeye uğramıştır. Bu girişim başarıyla sonuçlanmamıştır, çünkü insanoğlu İsa'nın öldürülmesinden önce de, sonra da, kendi ben'ine ulaşamamıştır. İsa'yı kendi gizemiyle acısının simgesi haline getirmiştir. Masallaştırma süreciyle İsa'yı anlama olasılığını yok etmiştir.'' (Dirimin Öldürülüşü)
- Gerçekte bitkisel kökeninden koparılmış yaşam kısırdır, biçim ve anlatım yönünden katıdır, kurumuş bir bitki kadar verimsizdir. Buna karşılık, sürüp giden katılıkla dirimsel enerjinin donup kalmasına dayanamayan bitkisel yaşamda şaşırtıcı bir evrim gücü vardır. Uygarlık doğal hazların yerine konmuş ikincil elden oluşumların ürünü değildir, her ilerleme dış dünyayla aramızdaki dolaylı ilintililerin geriye kalanlarının sonucudur. Dolayısıyla, insanların kişilik yapılarını ikincil elden işlevlerin boyunduruğundan kurtarıp doğa ve toplumla doğrudan doğruya bağıntılı kılabildiğimiz an elde edilebilecek sınırsız güçleri kolayca tasarlayabiliriz. Ama bunu yeni bir din ya da "dünyayla dolaysız ilinti sağlama"yı vaat eden "Yoga çağrışımı" yapamaz. Söz konusu boyunduruktan kurtulma, şu ya da bu "gizemcilik"e tapanların hiç bir zaman gerçekleştiremeyecekleri bir şeyin, toplumsal yapıların değiştirilmesi gereklidir. (Karakter Analizi)
- Yöneticiler değildir halkı yöneten, halk yöneticileri kendisini yönetmeye zorlar hep. (Dirimin Öldürülüşü)
- Bunların dışında, başka bir gözlem bize kendini zorla kabul ettiriyordu: iyileşmekte olan sinir hastası için uygun cinsel eş bulmak müthiş güçtür. Üreme yetkisindeki bozukluklar, erkeklerin kabalığı, sağaltım işlemini cinsel eş olarak tamamlayabilecek kadınların cinsel rahatsızlıklarıyla kişilik yapılarındaki sapmalar yepyeni sorunlar çıkarıyordu karşımıza. (Cinsel Ahlakın Boy Göstermesi)
- İnsan denen memeli hayvanın en belirgin yanılgılarından biri, aslında hiç mi hiç tanımadığı kendi öz doğasını genel olarak doganm özüyle karıştırmasıdır. Bu dediğimiz yalnız bilimöncesi Eski Çağ'la Orta Çağ için değil, özellikle günümüz için geçerlidir. Giderek, düşüncenin temellerini etkileyen bir yanılgıdır bu; insanoğlu doğanın bir parçası olduğu, doğa insanın bir parçası olmadığı için, ancak dogadan çıkıp insana gidilebilir, insandan dogaya gidilemez. (İnsanın Doğadaki Yeri)
- Tanrı'nın cenneti sizin içinizdedir. (Dirimin Öldürülüşü)