diorex
Dedas

Dinlerin Çarpışması - Jean Paul Roux Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Dinlerin Çarpışması kimin eseri? Dinlerin Çarpışması kitabının yazarı kimdir? Dinlerin Çarpışması konusu ve anafikri nedir? Dinlerin Çarpışması kitabı ne anlatıyor? Dinlerin Çarpışması PDF indirme linki var mı? Dinlerin Çarpışması kitabının yazarı Jean Paul Roux kimdir? İşte Dinlerin Çarpışması kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 04.04.2022 06:00
Dinlerin Çarpışması - Jean Paul Roux Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Jean Paul Roux

Yayın Evi: Kabalcı Yayınları

İSBN: 9786055272913

Sayfa Sayısı: 512

Dinlerin Çarpışması Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Çağdaşlarımıza gündemleri oluşturan bu altüst edici olayların (Afganistan'a Sovyet müdahalesi, Körfez Savaşı, Dünya Ticaret Merkezi saldırısı, Londra veya Madrid terörist saldırıları, Saddam Hüseyin yönetiminin yıkılması ve Irak'ın işgali…) arasında 1375'ten beri süregelen, aynı oranda sarsıcı, uzun süreli bir çatışmanın ardıl sarsıntıları olduğunu söylemek, anlatmak gerekmez mi? Böyle bir zahmete girmeye gerek yok mu? Aynı biçimde, sadece bir ya da iki gün gündemi meşgul eden önemsiz olayların 1375 yıldır neredeyse hemen her gün gerçekleştiğini açıklamaya değmez mi? (Oysa tek bir insanın ölümü, koca bir ırkın yok oluşuyla aynı öneme sahip değil midir? Saldırıya uğrayan bir devriyenin, intihar bombacısının, Kafkasya'da ya da Basra'da öldürülen bir askerin, ölü ele geçirilen ya da tutuklanan bir teröristin?) İslamiyet ve Hıristiyanlık arasında düşmandan geri alınan şehirleriyle, ele geçen bölgeleriyle, işgal edilen ülkeleriyle yok edilen topluluklarıyla, kısacası bağrından çıkardığı büyük çatışmalarla süregelen açık ya da gizli ama illa ki güdümlü bu savaş tümüyle gerçektir. Sık sık dile getirilen ve genelde içten ve samimi olunan bu dostluğa, Bizans ve Kurtuba Halifesi ya da I. Şar. ve Harun er-Reşid arasındaki ilişkilere, I. François ile Kanuni Sultan Süleyman arasındaki müttefiklik antlaşmalarına, kimi cephelerde uzun süreli ateşkeslere karşın kimi cephelerde tüm hızıyla devam eden çatışmalara, Hıristiyanların ve Müslümanların karşılıklı olarak verdikleri onca emeğe, alışverişe, hayranlığa ve saygıya karşın devam eden bu savaş tamamen gerçektir.

(Tanıtım Bülteninden)

Dinlerin Çarpışması Alıntıları - Sözleri

  • Moğol istilası Avrupa'yı gerçek anlamda tehdit etmiştir ama asıl büyük zararı İslam dünyasına vermiştir. Tatarlar olarak adlandırılan bu istilacılara karşı durabilen tek bir İslam gücü olmuştur: Mısır Memlükleri...
  • Türkler İslamiyet'i kabul ettiklerinde, kendilerini Abbasi halifelerinin koruyucusu olarak görmüş, Sünni mezhebinin kural ve ilkelerini benimsemiş ve Şii mezhebini ortadan kaldırmayı da en önemli hedefleri olarak görmüşlerdi.
  • İsa'nın mezarını geri almak uzun bir mücadele gerektirmiş ve zorlu bir savaş olmuştur. Ancak asıl zor olan bu kutsal mezarı elde tutmayı başarabilmektir. Bu gaye, Avrupa'yı iki yüzyıl meşgul edecektir.
  • Aslında Türkler Konstantinopl için yabancı değillerdi. Konstantinopl ilk kez Türklerle karşılaşmıyordu. MÖ son yüzyıllarda Sibirya ormanlardan çıkıp Asya bozkırlarına hakim olmaları çok uzun sürmemiş buradan da Doğu Avrupa ovaları nı aşındırmaya başlamışlardı bile.
  • 1914'te Osmanlı İmparatorluğu artık büyük bir güç olmasa da, öyle olduğu sanrısına sahipti.
  • Türkler, din söz konusu olduğunda nabza göre şerbet verdikleri için, Hazar Denizi civarındaki Hazarlarla olduklarında ya da doğrusu bunların şefleriyle birlikte hareket ettiklerinde Yahudi (8-10 y.y), bozkırda Uygur İmparatorluğu'yla ilişki içinde olduklarında Manici (762), Kansu ve Doğu Türkistan'dayken Budist ve Zerdüşt olmuşlardır.
  • İslam dini, her zaman devletler ve ırklar üstü bir topluluk yaratma(ümmet) iddiasında olmuştur ve olacaktır. Ancak Araplar, İslam dinine geçtiklerinde, bu yeni oluşuma, geçmişte yaşamış oldukları tüm çatışmaları, çekişmeleri, tüm rekabetleri olduğu gibi taşımışlardır.

Dinlerin Çarpışması İncelemesi - Şahsi Yorumlar

sözde ermeni soykırımını varmış gibi gösterirken, ermenilerin, arapların ve rusların Türk'lere ingilizlerin hindistan da, fıransızların ve italyanların afrika'da yapmış olduğu soykırımlara sessiz kalması bana pek tarafsız bir yazar izlenimi bırakmadı. Okurlarına Atatürk'ün yapmış olduğu kurtuluş mücadelesini bile batı olmasaydı yapamazdı izlenimi vermesi şaşırtıcı. Beni tatmin eden tek tarafı araplar'la Türk'leri aynı kefeye koymaması. Ayrıca islamın ilk yıllarında Göktürk'lerin, Hazar'ların öncülüğünde Türklerin araplar la yapmış olduğu mücadeleyi kaleme almamış olması. Baybars'ın haçlı ordularını 20 Moğolları 18 kez yenmesine rağmen kitabında fazla yer almaması düşündürücü. (mehmet özbek)

Tarihe merakı olanlar için ideal bir araştırma kitabı. Akademik çalışan arkadaşlar için yüzeysel kalabilir. Yazar Jean-Paul Roux objektif sınırlar içinde dinler arası etkileşimi günümüze kadar süregelen şekliyle bizlere sunmaktadır. İyi okumalar dilerim. (O B)

Dinlerin Çarpışması PDF indirme linki var mı?

Jean Paul Roux - Dinlerin Çarpışması kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dinlerin Çarpışması PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Jean Paul Roux Kimdir?

Jean-Paul Roux Fransız oryantalist ve Türkolog (d. 5 Ocak 1925, Paris - ö. 29 Haziran 2009, Saint Germain-en-Laye (Yvelines)).

Yazar, öğrenimini Paris şehrinde yaptı. Eğitimine Doğu Dilleri Okulunda başladı ve daha sonra sırasıyla École de Louvre Tarih Bilimleri Akademisini bitirdi. Doktorasını ise doğubilim ve edebiyat üzerine verdi.

1952 yılında CNRS yani Fransız Ulusal Araştırma Merkezi'nde çalışmaya başladı ve 1990 yılında Araştırma Birimi Başkanı olarak emekli oluncaya kadar burada çalıştı. Yine bu dönemde 1957 ve 1990 arasında École de Louvre de akademisyen olarak da çalıştı ve Profesör ünvanını aldı ve Orta-Asya ve Türk kültür tarihi üzerine yaptığı alan çalışmaları sonucunda hazırladığı temel çalışmalarla tanındı.

La Turquie: Géographie. - Économie. - Histoire. - Civilisation et Culture, 1953

Türkiye ile 1950'li yıllardan itibaren ilgilenmeye başladı. La Turquie: Géographie. - Économie. - Histoire. - Civilisation et Culture adlı çalışmasını 1953 yılında yayınladı. bundan sonra peş peşe Türkiye ve Orta-Asya tarihi ve Türk örf ve adetlerini kapsayan çalışmalar yaptı.

Bu bağlamda, Türkiye'yle ilgilenmesi, 1950'li yılların başlarına rastlamaktadır. Hazırladığı La Turquie: Géographie. - Économie. - Histoire. - Civilisation et Culture (1953) adlı eserden sonra, ardı ardına Türkiye ve Orta-Asya kültür tarihi ve Türk geleneklerini kapsayan analitik-karşılaştırmalı çalışmalarla adını duyurdu. Kimi eserleri Timur (1994), Türklerin ve Moğolların Eski Dini (1994), Türklerin Tarihi: Büyük Okyanus'tan Akdeniz'e İki Bin Yıl (1995) adıyla Türkçeye çevrildi.

1971 ve 1977 yıllarında Paris'teki iki büyük İslam Sanatları Sergisi'ni organize etti.

Başta Atatürk Kültür Merkezi de olmak üzere birçok Fransız bilimsel derneğe fahri üye seçildi. Aynı zamanda Türk hükümeti tarafından 1973 yılında Devlet Ödülü verildi ve TÜTAV Ödülü aldı ve 1998 yılında da Liyakat Madalyası ile onurlandırıldı.

Jean Paul Roux'un ikiyüz makalesi ve yüzü aşkın araştırması ve bununla birlikte çoğunluğu Orta Asya ve Türk kültürüyle ilgili 25 kitabı vardır.

Jean Paul Roux Kitapları - Eserleri

  • Türklerin Tarihi - Pasifik'ten Akdeniz'e 2000 Yıl
  • Eski Türk Mitolojisi
  • Moğol İmparatorluğu Tarihi
  • Türklerin Tarihi
  • Türklerin ve Moğolların Eski Dini
  • Orta Asya
  • Büyük Moğolların Tarihi Babur
  • Dinlerin Çarpışması
  • Altay Türklerinde Ölüm
  • Cengiz Han ve Moğol İmparatorluğu
  • Orta Asya'da Kutsal Bitkiler ve Hayvanlar
  • Kral
  • Orta Asya Tarih Ve Uygarlık
  • Aksak Timur
  • Timurlenk

Jean Paul Roux Alıntıları - Sözleri

  • Timuçin’in, genç nişanlısının evinde, müstakbel damat sıfatıyla kalmasına karar verildi. Babası ona hediye olarak yanındaki binek atını verdi. Düğün öncesi hediyesi geleneksel ve vazgeçilmezdi. Ardından baba oğul vedalaştı. Giderken Dey Seçen’e dönüp şöyle dedi: “Oğlum köpeklerden korkar. Köpeklerinin onu korkutmasına izin verme!” Bu çocuğun babasından duyduğu son sözler oldu. Köpeklerden korkan dokuz yaşındaki bu çocuk, tarihin en büyük fatihi Cengiz Han olacaktı. Dünyanın tanıdığı en olağanüstü serüven işte böyle bir masal gibi başlamıştı. (Moğol İmparatorluğu Tarihi)
  • Üç kez ‘ Ben ki , Tengrinin hizmetkarıyım, bunu yazdım. ‘ diyen Gürberçin e ait küçük bir metinde , islamın etkisini görmek kesinlikle mümkün değildir. (8.yüzyıl) (Eski Türk Mitolojisi)
  • Zelenine, Sibiryalıların, hayvanların cinsel organlarına verdikleri önemi fark etmiş ve ruhun burada ikamet ettiğinin ya da edebileceğinin düşünüldüğü sonucunu çıkarmıştır. Bu nokta, bizi, arkeoloji sayesinde izlerine rastladığımız erkeklik organına tapma adetine götürmektedir ve eski yazılı metinlerde bu adetin doğrulandığı görülmektedir (öyle ki, İbn Fadlan, Başkırtların kendilerine özgü bir biçimde erkeklik organına taptıklarını görmüştür; (Altay Türklerinde Ölüm)
  • Babür büyük bir fatihtir ve oldukça kısıtlı imkanlarla, 12.000 adamı geçmeyen bir güçle, çok büyük insan kıyımlarına neden olmadan kurduğu eseri, zaferleriyle gözleri kamaştıran öteki kahramanların eserlerinden çok daha kalıcı, çok daha zengin olmuştur. (Büyük Moğolların Tarihi Babur)
  • Zaman tanrısı karar verir, tüm insan oğulları ölümlü olarak dünyaya gelmiştir. (Eski Türk Mitolojisi)
  • "Büyük Türkler olarak adlandırılacak Osmanlılara gelince Türkçe konuşan öteki devletlerin gözünde Asyalıdan çok Bizanslıydılar." (Türklerin Tarihi - Pasifik'ten Akdeniz'e 2000 Yıl)
  • Eğer şimdi böylesi kötü düşüncelerimiz varsa gök tarafından sevilmeyeceğiz. (Türklerin ve Moğolların Eski Dini)
  • "Ölüm şiddetli bir travmaya yol açmaktadır; önce bir korku uyandırmakta, hayatta kalanların kuşkusuna neden olmaktadır. Dolayısıyla olayın gerçekleştiği toplumun ilk tepkisinin tamamen pasif, muhafazakâr, yani kaçış niteliğinde olmuş olsa gerekir: duruma karşı gelmek bir reddediş hareketidir." (Altay Türklerinde Ölüm)
  • Artık öyle görünmek, öyle olmaktan çok daha önemli hale geliyordu... (Türklerin Tarihi - Pasifik'ten Akdeniz'e 2000 Yıl)
  • Sonunda Maveraünnehir özgürlüğüne kavuşmuştu. Çağataylı Kabul Han başa geçti. Türk soylular kazanmışlardı. Bağırlarından yeni bir efendi -hem de ne efendi!- çıkarmakta gecikmediler: Timur. (Orta Asya)
  • Acaba hangi uygarlık, Altaylılar gibi, av çemberinde kalan hayvanlardan birkaçının kaçmasına göz yumup türlerin yok olmamasını sağlamak istemiş ya da meyve ağacında mutlaka birkaç meyve kalmasına dikkat etmiştir? Toroslu bir oduncunun birazdan keseceği ağaçtan özür dilemesini sağlayan nasıl bir duygudur? Ya da birazdan kurban edeceği horozun boynunu özenle, neredeyse şefkatle okşayan köylünün heyecanı nasıl bir heyecandır? (Orta Asya'da Kutsal Bitkiler ve Hayvanlar)
  • Dişe gelen her şey onların gıdası olabilir. (Cengiz Han ve Moğol İmparatorluğu)
  • Büyük Şaman, Şaman başrahibi, Cengiz döneminde ve Cengiz'den önceki çağlarda beki'dir, bu kelimede Türkçedeki beg, "güçlü", sonraları bey şekline dönüşen "efendi" kelimesini bulmak olasıdır. (Türklerin ve Moğolların Eski Dini)
  • Türkler İslamiyet'i kabul ettiklerinde, kendilerini Abbasi halifelerinin koruyucusu olarak görmüş, Sünni mezhebinin kural ve ilkelerini benimsemiş ve Şii mezhebini ortadan kaldırmayı da en önemli hedefleri olarak görmüşlerdi. (Dinlerin Çarpışması)
  • Türklerin yaşam biçimi ve Türklere ait eşyalar günlük yaşamımıza sandığımızdan fazla girmiştir. Ortaçağda Fransa’da yel değirmenlerine turquois denilirdi. Fransızcada kiosque adıyla bilinen halka açık müzik ya da gazete bayilerimiz, Türklerin köşk adını verdikleri küçük, gösterişli binalardan devşirmedir. HollandalIların Avrupa’ya Boğaziçi’nden taşıdıkları lale, tulipe adım, bu çiçeğin taç yapraklarının bir türbanı andırmasından dolayı tülbent sözcüğünden almıştır. XIV. yüzyıldan beri Avrupalılar evlerini, çoğunlukla Türklerden, arada sırada İranlIlardan (uzakta kalan İran yerine daha çok Türkiye’den ahşveriş yapıyorlardı) aldıkları Doğu halılarıyla süslemişlerdir; ressamlar Türklerden o kadar çok etkilenmişlerdir ki, bugüne kadar ulaşan değerli birçok parçaya adlarını vermişlerdir. Bellini, Lotto, Holbein halıları (Holbeinler en ünlüleri ve en değerlileridir) XV ve XVI. yüzyıllarda ve XVII. yüzyılın bir bölümünde Türkiye’de üretilmiştir. (Türklerin Tarihi)
  • Bir gün bir Çinlinin Ögedey'e rüyasında Cengiz Han'ı gördüğünü ve hemen tüm Müslümanları yok etmesini istediğini söylediğini anlatırlar. Ögedey, rüya gören kişiye sorar: "Sana hangi dilde konuştu? –Çince. –Bu olanaksız, çünkü babam yalnızca Moğolca bilirdi." Ve bu sözde rüyayı gören kişiyi öldürtür. (Moğol İmparatorluğu Tarihi)
  • kral yer yöne dağılır ve her şey ona yakışır. Kainat düzenin, zamanın, doğal olayların, doğurganlığın, verimliliğin ve sağlığın düzenleyicisi ve sorumlusudur. (Kral)
  • İmparatorluğun, temeli krallıktadır; krallığın temeli, ailede; ailenin temeli, bireydedir. (Kral)
  • Eskiden Yakutlar ölülerini yakarlar ya da bir ağacın üzerine koyarlar ya da onları öldükleri kulübede bırakırlardı. (Altay Türklerinde Ölüm)
  • Ölümünün ardından "Firdevs Mekanı" [yeri cennet olan] unvanını alır. Bilindiği gibi Büyük Moğolların hükümdarlarına ölümlerinin ardından bir unvan daha verilirdi. (Büyük Moğolların Tarihi Babur)

Yorum Yaz