diorex

Doğu Ekspresi - John Dos Passos Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Doğu Ekspresi kimin eseri? Doğu Ekspresi kitabının yazarı kimdir? Doğu Ekspresi konusu ve anafikri nedir? Doğu Ekspresi kitabı ne anlatıyor? Doğu Ekspresi PDF indirme linki var mı? Doğu Ekspresi kitabının yazarı John Dos Passos kimdir? İşte Doğu Ekspresi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 16.08.2022 05:00
Doğu Ekspresi - John Dos Passos Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: John Dos Passos

Çevirmen: Tomris Uyar

Çevirmen: Osman Yener

Yayın Evi: İletişim Yayıncılık

İSBN: 9789750520204

Sayfa Sayısı: 192

Doğu Ekspresi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Doğu Ekspresi, 20. yüzyıl Amerikan edebiyatının önemli yazarlarından John Dos Passos'un Doğu'ya dair izlenimlerini aktardığı keyif verici bir seyahatname. John Dos Passos, Doğu Ekspresi'nde 1920'lerin başında Anadolu, Doğu Avrupa, Yakındoğu ve Ortadoğu'ya seyahatlerinde karşılaştığı görüntüleri, sesleri ve kokuları titiz bir edebiyatçı dikkatiyle anlatıyor. Tiflis'ten Erivan'a, Kazvin'den Şam'a uzanan yolculuğunda en sıradan görünen manzaralara usta bir ressam gibi renk ve anlam katıyor. Suriye Çölü'nü aşan, Kafkaslar'ı tırmanan, Britanya'nın denetiminde yeni bir Irak'ın kuruluşuna tanıklık eden Dos Passos, Doğu'nun dertleri ve güzelliklerine aynı anda dikkat kesilirken Doğu Ekspresi keyif verici bir seyahat anlatısına dönüşüyor. 20. yüzyıl başında Batı'da benzerine az rastlanır cinsten bir Doğu seyahatnamesi. "Dos Passos'un dünyası, tıpkı Kafka'nın Faulkner'ın ve Stendhal'ınki gibi imkânsız bir dünya: çelişkilerle dolu. Ama güzellik, tam da çelişkide gizlidir; örtük bir çelişkidir. Dos Passos'un zamanımızın en büyük yazarlarından biri olduğunu düşünüyorum."

-Jean Paul Sartre-

(Tanıtım Bülteninden)

Doğu Ekspresi Alıntıları - Sözleri

  • "Tozlu yolda ilerlemek, tekerlek izlerini kaybetmemeye çalışmak, hatırlayamadığınız bir rüyada yürümek gibidir. "
  • Tozlu yolda ilerlemek, tekerlek izlerini kaybetmemeye çalışmak, hatırlayamadığınız bir rüyada yürümek gibidir.
  • Bu yüksek sosyete hayatı insanı yoruyor.
  • Yaz mevsiminde, öğle yemeğinden sonra bir gemiminin güvertesinde, güneşin altında uyumaktan daha tatlı bir afyon yoktur, hele de hangi limana, ne zaman ulaşacağınızı bilmiyorsanız, doğuyu, batıyı, adınızı, adresinizi, cebinizde ne kadar para olduğunu unuttuysanız.
  • Ölülere gösterdikleri saygıyı yaşayanlara da gösterselerdi.
  • İslam ülkelerinde deliyi gördüler mi tanırlar, ama deliliğe saygı duyarlar.
  • İnsanların uygarlık demekte ısrar ettikleri şeyin acınası kalıntıları
  • "Dünyadaki gizemli işlerin simgesi olan derviş, bu çağda uygarlaşmış ülkelerde olduğu gibi basit bir serseriye dönüşecek."
  • Her şeyin bir sonu vardı.
  • Bütün yaşam, yüzlerin ifadesinde birikmiş sanki.
  • Dünya Müslümanları kadercilik uykusundan uyanmalı, onları sömüren yabancıları püskürtmeli, kendi milletlerini kendileri yöneltmeli.
  • "Seyit, Doğu'nun kendi sorunlarını kendisinin halletmesi gerektiğini söylüyor. Dünya Müslümanları kadercilik uykusundan uyanmalı, onları sömüren yabancıları püskürtmeli, kendi milletlerini kendileri yönetmeli. Çok güzel şeyler söylüyor ama pejmurde çocukların, küçük, çirkin, şiş göbekli, iri gözlü minik iskeletlerin nasıl doyurulacağını ya da gelecek sonbahara tarlalara ekecek tahılın nereden bulunacağını söylemiyor."
  • Venedik, Batı'nın aç gözlerini doğunun göz boyayan cafcafıyla doyurmak için kurulmuş tarihsel bir Midway.
  • Taksim'de sevinç çığlıkları atan Yunanlıların yanında beyaz yelekleriyle sessizce oturan iki zarif Türk'ün kayıtsız gözlerini anımsatan bir şey vardı, Türkçe öğrenmek için çok neden var.
  • İsmail vagonun ön tarafında, Ermenilerin zalimliklerini müslümanların çektikleri acıları anlatırken; vagonun arka tarafında bozuk Fransızcasi ile bir Ermeni, Türklerin ve tatarların vahşetini anlatıyordu.

Doğu Ekspresi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Yazarın 1920'lerde İstanbul'dan başlayıp, Kafkaslar, İran, Irak ile devam edip Suriye'de son bulan seyahatine dair anılarını anlattığı, bir yabancının gözünden o dönemde ülkemizdeki ve komşu ülkelerdeki atmosferi, insan davranışlarını, düşünceleri, siyasi gelişmeleri, hayatları anlatan güzel bir eser... Yazar, itilaf devletlerinin idaresi altındaki İstanbul'daki huzursuz havayı, karışıklıkları aktarmış eserinde.. Keza Ankara'ya giden trende konuştuğu askerlerin Atatürk ve kurtuluş mücadelesi hakkındaki sözleri döneme dair insanların fikirlerini yansıtması açısından kıymetli... (Ceyhan)

Kitap, yazarın 1920'li yıllarda Anadolu, Doğu Avrupa, Yakındoğu ve Ortadoğu'ya yaptığı seyahatlerindeki izlenimlerini anlatıyor. Yabancı kitaplarda çeviri çok önemlidir. Bu kitabı Tomris Uyar çevirmeye başlamış. Uyar'ın ölümünden sonra çeviriye Osman Yener devam etmiş. Bazı cümlelerin içindeki o şiir tınısı beni bu kitaba hayran bıraktı. Bir de dikkatimi çeken tarihin tekerrürden ibaret olduğu. Ortadoğu'nun bu günkü sıkıntısı ne ise 1920'li yıllarda da aynısı. Anlatılan coğrafyalarda zihnen güzel bir yolculuk yaptım. (Aysel Turan)

Doğu Ekspresi PDF indirme linki var mı?

John Dos Passos - Doğu Ekspresi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Doğu Ekspresi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı John Dos Passos Kimdir?

John Dos Passos (1896-1970) New Yorklu ünlü ve varlıklı bir avukat olan babasıyla, Virginialı seçkin ve soylu bir kadın olan annesi, ancak John on altı yaşına geldiğinde evlenebilirler. Çocukluk yıllarını annesiyle Avrupayı dolaşırken arada babasıyla Avrupa otellerinde buluşarak geçirir. Kendi deyimiyle otel çocuğudur. 18 yaşına geldiğinde babası ölür.

1916da Harvardı bitirince okumak için İspanyaya gider ancak ambulans sürücüsü olarak orduya ve savaşa katılır, cepheleri dolaşır. Savaşı dolaysız olarak tam da içinden yaşar. Three Soldiers (Üç Savaşçı) savaş izlenimlerini yansıttığı ilk romanıdır. Ona göre savaş hayal ürünü bir pazardan yararlanmak uğruna delikanlıların gencecik bedenlerini kurban eden, vahşet ölçüsünde çıldırmış uygarlığın son atağıdır. 25 yaşında genç bir yazar olarak İstanbula gelir.

Tıpkı çağdaşları ve arkadaşları olan Sinclair Lewis, Ernest Hemingway, F. Scott Fitzgerald gibi o da tüketim hırsına kapılmış ve başka her şeye kayıtsız kalan Amerikan kültürünü acımasızca eleştirir. Kapitalist endüstrinin zorbalığı karşısında duyduğu öfke ve acı, başyapıtı olan A.B.D. üçlemesinde açıkça görülür.

Jean Paul Sartre için, Çağdaş en büyük yazar Passostur. Onun aynı zamanda ölümü o güne kadar en iyi anlatan yazar olduğunu söyleyip şöyle der: Ölüm üzerine çok şey söylemez, yalnızca Öldü, der ama ondan sonra yazdığı her sözcük açık mezara atılan bir kürek topraktır.

John Dos Passos Kitapları - Eserleri

  • A.B.D. 42. Enlem
  • Doğu Ekspresi
  • A.B.D. 1919
  • Manhattan Transfer
  • Üç Savaşçı
  • U.S.A. / Büyük Para
  • Önemli Adam

John Dos Passos Alıntıları - Sözleri

  • Venedik, Batı'nın aç gözlerini doğunun göz boyayan cafcafıyla doyurmak için kurulmuş tarihsel bir Midway. (Doğu Ekspresi)
  • "İşinden nasıl da iğrendiğini, muhabirlerin artık hiçbir şey göremediğini, üç-dört aşamalı sansür bulunduğunu, sürekli sansürün tepesine bindiğini, her sözcüğü pis yalanlar yığını olan önceden hazırlanmış haberleri vermek zorunda kaldığını, yıllar boyu böylesine bir işi yapmaktan ötürü insanın kendisine saygısını yitirdiğini, savaştan önce gazetecinin pis bir koklarcadan azıcık iyice olduğunu ama şimdi onu tanımlamak için pis sözcük bulmanın bile olanaksızlaştığını anlatır da anlatırdı." (A.B.D. 1919)
  • İsmail vagonun ön tarafında, Ermenilerin zalimliklerini müslümanların çektikleri acıları anlatırken; vagonun arka tarafında bozuk Fransızcasi ile bir Ermeni, Türklerin ve tatarların vahşetini anlatıyordu. (Doğu Ekspresi)
  • "Thomas Edison seksen iki yaşında, günde on altı saat çalışıyordu; hiçbir zaman kafasını yormadı matematikle, toplumsal düzenle, genel felsefi kavramlarla" (A.B.D. 42. Enlem)
  • Birbirinden farklı değil insanlar. Bazısı gemisini yürütüyor, bazısı da sürünüyor, tek farkları bu... (Manhattan Transfer)
  • "Deneyimle anladım ki işçilerin gerektiği gibi çalışmalarına en çok katkıda bulunan şey, kapıda bekleyen uzun bir işsizler kuyruğudur." (U.S.A. / Büyük Para)
  • Üç kişi bir araya gelince Diktatörlükler daha az güçlüdür. (A.B.D. 1919)
  • Sabahtan akşama kadar böyle oturup birbirlerini yiyor bu guruptakiler, başka işleri yok (Manhattan Transfer)
  • Batı'ya gideceğim, North Dakota'da toprak alıp buğday yetiştireceğim. Rençberlikten anlarım biraz ... Beş para etmez bu şehir hayatı. (Manhattan Transfer)
  • Tozlu yolda ilerlemek, tekerlek izlerini kaybetmemeye çalışmak, hatırlayamadığınız bir rüyada yürümek gibidir. (Doğu Ekspresi)
  • Yavrucuğum, seni adam etmeyi kafama koydum bir kere, ne pahasına olursa olsun başaracağım, adam edece­ğim seni (Manhattan Transfer)
  • Tatlım, 1776'da, İhtilal savaşından sonra bağımsızlık bildirisinin imzalandığı gündür 4 Temmuz. (Manhattan Transfer)
  • Hep birbirine benziyor kadınlar. Monoton şeyler hepsi. (Manhattan Transfer)
  • "Kağıtlar uçmasın diye üzerlerine koyulan koskoca ağırlık gibi Bismarck Berlin'in üzerine çökmüştü yeni Almanya'yı feodal ilişkiler içinde tutayım diye, patronları Hohenzollernler için imparatorluğu elde tutayım diye." (A.B.D. 42. Enlem)
  • Hoşçakalın Karatavuklar Burada hiç kimse anlayamıyor beni sevemiyor beni Ah, nasıl da tutuşturuyorlar elime bahtsızlık öykülerini (U.S.A. / Büyük Para)
  • "Concha başını sallayarak "her yoksul adam sosyalista... a como no? Ama zengin olunca hepiniz pek çok kapitalista" diyerek bitiriverdi bütün tartışmaları. (A.B.D. 42. Enlem)
  • "Şey, üç beş hokus pokus öğrendik... Turnayı gözünden vuracağız." (U.S.A. / Büyük Para)
  • Babil ve Ninova vardı bir zamanlar. Tuğladan örülmüştü ikisi de. Atina'yı mer­mer ve altın sütunlarla kurdular. Moloz ta­şından kemerlerle ördüler bütün Roma'yı. Istanbul'da, Haliç'in çevresinde, alabildiği­ ne büyük mumlar gibi ışıldayan minareler vardır... Çelik, cam, tuğla ve betonla kuru­lacak gökdelenler. Daracık bir ada üzerin­de, bin pencereli yapılar yükselecek ve ya­nıp sönecekler, fırtınanın ötesindeki btm­ beyaz bulutların tepesi gibi, piramid üstü­ne piramid eklenecek. (Manhattan Transfer)
  • O kadar ihtiyacım var ki bir tatil yapmaya... Şu bizim emektar Maine ormanlarına gidip bir süre kalsam harika olacak (Manhattan Transfer)
  • "Ben işçi önderi değilim. Ne benim ne de başkasının ardından gitmenizi istiyorum. Sizi bu kapitalist vahşetten çıkarıp götürecek Musa arıyorsanız olduğunuz yerde kalacaksınız. Elimden gelse bile sizi o vaat edilmiş topraklara götürmezdim; çünkü sizi oraya ben götürürsem başkası gerisin geriye oradan çıkarabilir." (A.B.D. 42. Enlem)

Yorum Yaz