diorex
Dedas

Dört Köşeli Üçgen - Salâh Birsel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Dört Köşeli Üçgen kimin eseri? Dört Köşeli Üçgen kitabının yazarı kimdir? Dört Köşeli Üçgen konusu ve anafikri nedir? Dört Köşeli Üçgen kitabı ne anlatıyor? Dört Köşeli Üçgen PDF indirme linki var mı? Dört Köşeli Üçgen kitabının yazarı Salâh Birsel kimdir? İşte Dört Köşeli Üçgen kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 27.05.2022 18:00
Dört Köşeli Üçgen - Salâh Birsel Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Salâh Birsel

Yayın Evi: Sel Yayıncılık

İSBN: 9789755703633

Sayfa Sayısı: 128

Dört Köşeli Üçgen Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Edebiyatımızın özgün kalemlerinden Salâh Birsel hiciv sanatının en başarılı örneklerinden birini

sunuyor. Dört Köşeli Üçgen, mekânın; birey algısı bakımından kırılarak yeniden yorumlanışı,

belleğin ritimlerine karşı çıkış, ahlak totaliterliğine tepki olarak koyulan birkaç karışlık mesafe…

“Değil”lerin dünyasına hoş geldiniz.

"Ben bir gözlemciyim, uluslararası bir gözlemci. Gece uyurken bile gözlemcilik görevimi elden

bırakmam. Gazinoda oturanlar, işportacılar, memurlar, müdürler, satınalma kurulu üyeleri,

şoförler, karaborsacılar, önemli derneklerin genelyazmanları, orospular, hırsızlar, aydınlar hep

benim gözlemim altındadır.

Ben, bu gözlemciliğe, çalıştığım Tütün Yaprakevi'nin deposunda alıştım.

İşimin, günün yirmi dört saatinde etrafı kolaçan etmek olması beni, ister istemez, kimi gerçeklere

varmağa, gerçeklerin öteki yanlarını, üçüncü yanını, dördüncü yanını, beşinci, on beşinci, otuz

beşinci yanını görmeğe götürüyordu.

Benim bu görevimi çokları anlamamıştır.

Gözlem gücümü depodaki işlere açık tutuşumun, tütünlerin havalandırılması gerektiğini şeflerime

haber verişimin özel bir anlamı olduğuna kulak asmayanlar:

-Ulan, şuna açıkça bekçiyim desene, diye bana çıkışmışlardır."

Dört Köşeli Üçgen Alıntıları - Sözleri

  • Kadınların yatışlarından bir şiir, bir melodi çıkarılabilirdi. Kimileri bir keman gibi ipince uzanıyor, kimileri bir ut, bir cümbüş gibi yatağın ortasına çörekleniyordu.
  • İnsanoğlunun ömrünün ilk yarısı ikinci yarısını beklemekle, ikinci yarısı da ilk yarısını anmakla geçer.
  • Beni kimsenin anlamasına çalışmıyorum ki, Beni rahat bıraksınlar yeter..
  • Bu iç konuşmalar benim türkümdü..
  • Ne yapalım, dedim, gerçek, kendini göstermek isteyene yüzünü gösterebilir ancak.
  • Yaşam ancak kimi şeyleri bilmek, kimi şeyleri de bilmemekle ayakta durabiliyordu belki.
  • Uyku insanları boğuşmaktan, didişmekten, birbirinin külünü havaya uçurmaktan uzaklaştırıyor.
  • Beni kimsenin anlamasına çalışmıyorum ki. Beni rahat bıraksınlar, yeter.
  • Deneycilik, kişioğlunu gerçekleri bütünüyle kavramaktan alakoyuyordu.
  • "Tuhaf değil mi, insanlar, uyku yolculuklarının içinden geçerken çok başkalaşıyorlardı."
  • Bilmek, bildiğini sanmak, bilir gibi olmak, bir parçasını bilmek her çatışmayı ortadan kaldırıyordu.
  • - İki beş daha kaç eder? Diye sordum kendime: - Yedi! Diye yine kendime yanıt veriyordum. - Bilemedin on eder. - Saçmalama, bunu çocuklar bile bilir. İki beş daha yedi eder. - Ama elimde zaten üç varsa, on etmez mi? - Bak ben bunu düşünememiştim. Evet iki beş daha on eder. - Dikkat et, bu, her zaman için böyle değildir. Elinde sekiz varsa, o zaman da on beş eder. - Gördün mü, insan matematik karşısında hep uyanık olmalı. - Demek, elimde hiçbir şey yoksa, iki beş daha yedi eder, öyle mi? - Gene bilemedin. Elinde hiçbir şey yoksa, o zaman da, iki beş daha sıfır ediyor demektir.
  • Siz işinize yarayan gerçeklere el uzatırsınız sadece, yaramayanlara da burun kıvırırsınız.
  • Mantık denizinin gemilerini tanımadan yolculuğa çıkmak, insanı sonradan düş kırıklığına uğratabilir.

Dört Köşeli Üçgen İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Daha çok yazdığı deneme eserleriyle tanınan Türk şair ve deneme yazarı Salah Birsel’in okuduğum ilk kitabıdır. 1999 yılında kaybettiğimiz başta şiir olmak üzere Türk edebiyatına büyük eserler veren yazarın bu kitabı 1961 yılında yazdığı bir eserdir. Kitabımızın konusuna gelmeden önce yarım yüzyıl gibi uzun zaman bir zaman önce yazılmış bu kitabın önemine değinirsek Kitabın genel olarak önemi Matematiksel doğruların ve kesinliğin olmadığı bir dünyada, romandaki gözlemcinin kendi zihninde dış dünyayı okura sunması ve deneme tadında bir kurgu ile sembolik bir şekilde ilişkilerin anlatılması romanın en önemli yanıdır. Sel Yayınlarından okuduğum bu eser yani ismiyle Dört Köşeli Üçgen adlı romanın 116 sayfasındaki bölüm kitaba adını vermiştir. Adından da anlaşılacağı gibi “absürt” türde yazılmış bu roman işi gücü gözlem yapmak olan bir adamın başından geçenleri anlatır. Absürt sanat günlük rutinin dışına çıkma şansı tanır insana. Dört Köşeli üçgen adlı bölümde anlatıcının “kendi kendine konuşmak” çıkışlı görüşlerini sıralaması romanın ana fikrinin kendi kendine konuşmak ve delilik arasında ki ilişkinin irdelenmesinden doğmuş olabileceğini düşündürdü. Daha öncede de dediğim gibi daha çok deneme ve genel olarak şiirleriyle tanınan Salah Birsel’in tek romanı olan kitap yazıldığı döneme göre değerlendirildiğinde deneysel bazı yeniliklere yer verdiği görülür. Yazar, romanın “Türk edebiyatının ilk düşünce romanı” olduğu iddiasındadır. Bu büyük iddia bir yana metnin roman olarak nitelendirilmesi zordur. Birsel’i bir deneme yazarı olarak tanıyan bir okur, romanda denemeciliğinin dil, üslup ve içerik alanlarında sürdüğünü kolaylıkla tespit edebilir. Bu metne bir deneme-roman ya da deneysel roman denebilir. Romanın yayımlandığı yıllarda estetik modernizmin melezleştirdiği edebi türlerin örnekleri yaklaşık elli yıldır görülmekteydi. Bu nedenle türlere ilişkin kesin niteliklerden bahsetmek mümkün değilse de bu örnekte görüldüğü gibi bir türe ilişkin alışılagelmiş yazma biçimlerinin yeni denenen türü istila ettiği tespit edilebilir. Dolayısıyla romanın melezleşmeden ziyade deneme tarzında kaleme alınmış romana örnek oluşturduğu söylenebilir. Kitabın genel olarak konusundan bahsetmem gerekirse konusunda ise Salah Birsel’in sözleri ile bahsetmem gerekirse İşi Türün Yaprakevi deposunda bekçilik olan bir gözlemci’nin, “uluslararası bir gözlemci”nin, toplumun türlü katlarını kapsayan gözlemleriyle insanları eleştirdiği, türlü töreler üzerine fikirler yürüttüğü roman, alışılagelmiş roman biçimleri dışında bir kuruluş gösteriyor; olaylara değil düşünce ve yoruma yaslanıyor. Özellikle tiyatro ve edebiyat dünyamızın iç yapısını yansıtan bölümleri çok ilgi çekici ve humor dolu eserini yazar, entelektüel roman diye tanımlamaktadır. (Oğuzcan Yeşilyaprak)

Kikirikadam, Birsel: Aziz Nesin’in beynelmileli, ‘’daha entellektüeli’’ , daha az kara mizahlısı, kapalı hicivlisi, onun gibi şair kimliği de var Birsel’in ama Aziz daha duygusal, Birsel ise, daha bir kikirikadam.... Bir dönem, şair olmadan önce birçoklarına çok defa akıl hocalığı yapacak kadar da şiire hakim ama daha çok denemeseven bir edebiyat adamı olarak boy göstermiş Salâh. Dört Köşeli Üçgen’de tek bir tema üzerinden, yani gözlemcilik üzerinden kurmuş bu deneme koleksiyonunu. Topluma, insan ilişkilerine dair, gözlemcilik düsturu üzerinden öyle köçekçil elbiseler giydiriyor ki bazen güldürüveriyor en olmadık yerde bazen de Oh! olmuş dedirtiyor anlattığı, kurgu ya da gerçek hikayeler özelinde. Köşeli, tumturaklı, siyasi bir üslubu yok ama olanı da, öyle bir kıvamda hissettiriyor ki, ustalığı katiyyen tartışma götürmez bir hale geliyor. Bir gözlemci, bir de bu gözlemciliğin pratiği olan kalemşörlük yanı da olunca Birsel’in, kim tutar ki onu, şaplak üstüne şaplak atıyor, kıçı görünen birçok toplum figüranına, iyi de ediyor. Türkçenın, onunla yapılan mizahın ve toplumun absürdlüklerini Birsel'in bakış açısından okumak isterseniz kesinlikle başvurulabilecek gülmecelik, darası alınmış bir üslup. Keyifli okumalar dilerim. (DaDa)

Salâh Birsel ' in sadece şiirlerini duymuştum daha evvel roman veya denemelerini okumamıştım. Ki bildiğim kadarıyla tek romanı bu kitap. Gayet güzeldi. Ben yazarı merakımdan almıştım. İsmi de merakımı bir kat daha artırmıştı. Alışılmışın dışındaydı. Hatta arkadaşlarıma kitabın adını gösterip matematik bilgime(!) uygun bir kitap diye dalga geçiyordum. İçerikte ise ; Bir gözlemcinin serüvenleri ve hayatın üçgeninini içmonolog tekniğinin ağır bastığı bir üslupla anlatılıyor. Yergi de vardı tabii. Kitap, hayatın değişmez bir üçgen motifine getirildiğinden _ ya da " getirdiklerinden" _ ve üçgenin bir köşesinin daha olduğunu ama bunu biz normal insanların fark etmediğinden _ ya da görmezden geldiğinden _ bahsediyor. Bu diğer köşe de yani üçgenin fark etmediğimiz köşesinde Siraküze Kralları oturuyor. Biz ekmek derdi ile çalışırken onlar bizi tabiri caizse " kullanıyorlar" . Hayatın tantanası içinde yitip gidenlerimiz bu üçgenlerin döngüsüne ayak uyduramayanlarımızdır. Yani eğer rahat (!) bir yaşam ve bir lokma ekmek istiyorsak bu üçgenin köşelerinden birine sahip olmalıyız. Sahip olmak içinse "köle" gibi çalışmalıyız. Ve Siraküze krallarına hizmet etmeliyiz. Kitabı çok beğendim tavsiye ederim hepinize. Keyifli okumalar ;)) (Next please)

Dört Köşeli Üçgen PDF indirme linki var mı?

Salâh Birsel - Dört Köşeli Üçgen kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dört Köşeli Üçgen PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Salâh Birsel Kimdir?

Salâh Birsel, 1919'da Balıkesir'de doğdu. İlk şiiri 1937'de Gündüz dergisinde çıktı. Günlüklerini 1950'de Beş Sanat dergisinde yayımlamaya başladı. Türk şiirinde özgün bir yer edinen Birsel daha çok aklın ve zekânın egemenliğini ön planda tutan, şairanelikten uzak, yergici şiirlere ağırlık verdi. Asıl ününü 1970'den sonra yayımladığı 1001 Gece Denemeleri ve Salâh Bey Tarihi olarak adlandırdığı dizi kitapları ve günlükleriyle elde etti. Şair ve deneme yazarı Salâh Birsel 1999'da vefat etmiştir.

Salâh Birsel Kitapları - Eserleri

  • Dört Köşeli Üçgen
  • Kurutulmuş Felsefe Bahçesi
  • Boğaziçi Şıngır Mıngır
  • Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu
  • Paf ve Puf
  • Kahveler Kitabı
  • Varduman
  • Nezleli Karga
  • Şiir ve Cinayet
  • Rüştü Onur
  • Köçekçeler
  • Bir Zavallı Sarı At
  • Seçme Şiirler
  • Şişedeki Zenci
  • Amerikalı Tolstoy
  • Gandhi ya da Hint Kirazının Gölgesinde
  • Yaşlılık Günlüğü
  • Hafiyeler Önde Gider
  • Şiirin İlkeleri
  • Kediler
  • Yapıştırma Bıyık
  • Halley Kimi Kurtarır
  • Kendimle Konuşmalar
  • Aynalar Günlüğü
  • Yalnızlığın Fırınlanmış Kokusu
  • Hacivat Günlüğü
  • Asansör
  • İstanbul - Paris
  • Geceyarısı Mektupları
  • Bay Sessizlik
  • Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi
  • Sen Beni Sev
  • Günlük
  • Papağanname
  • Haydar Haydar
  • Gece Mavisi
  • Çarleston
  • Yaşama Sevinci
  • Sevdim Seni Ey İnsan
  • Yanlış Parmak
  • Goethe: Işık... Biraz Daha Işık
  • Ases
  • Rumba Da Rumba
  • Seyirci Sahneye Çıkıyor
  • Baş ve Ayak
  • Beyoğlu'nda Büyülü Geceler
  • Fransız Resminde İzlenimcilik
  • Hacivatın Karısı
  • Kuşları Örtünmek
  • Nardenk
  • İnce Donanma

Salâh Birsel Alıntıları - Sözleri

  • Doğrusu, bilinçaltı denilen o zirzop bilgisayar, insana öyle oyunlar oynar ki, aklı keskinler bile işin içinden kolay kolay sıyrılamaz. (Boğaziçi Şıngır Mıngır)
  • Goethe, “ okumayan insanlar, onun ne kadar çabaya, ne kadar zamana mal olduğunu bilemez. Ben okumayı öğrenmek için seksen yılımı verdim. Yine de öğrendim diyemem,” der. (Hafiyeler Önde Gider)
  • Ahmet Refik, Sokullu adlı kitabında Kanuni çağında İbrahim Paşa'nın adamlarından Venedik Balyosu (elçi, temsilci) Alvario Griti'nin de Taksim'de büyük bir konağı olduğunu söyler. Balyos “Beyoğlu” adıyla anılır ki Beyoğlu adının buradan geldiği düşünülebilir. (Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu)
  • Yaşasın Hürriyet! Yaşasın Vatan! (Sergüzeşt-i Nono Bey ve Elmas Boğaziçi)
  • Kaçın kaçın karayelden Sıkıntıdan bulanımdan Bağlanmayın güzelliklere Mutluluğun berisinde durun (Çarleston)
  • Dünyada onlardan güzel şey var mı? Kadınlara düşen şey sevilerek ve de onurlandırarak yaşamaktır. (Gece Mavisi)
  • Demokrasinin hayran olunacak bir özelliği de yurttaşlara protesto hakkı tanımasıdır. (Şişedeki Zenci)
  • Gülücüklerinizi çoğaltıyoruz (Köçekçeler)
  • Ölümünden birkaç ay önce 15 ciltlik romanın sonuna ‘Bitti’ sözcüğünü oturttuktan sonra rahatlar ancak. O vakit hizmetçisine şöyle diyecektir: - Romanım bitti. Artık ölebilirim Celeste. (Kurutulmuş Felsefe Bahçesi)
  • Şair, almadan verendir. Şairin Tanrı'ya benzetilmesi de bundan, bu almadan verme yüzündendir. (Hacivat Günlüğü)
  • Çay içen limon istedi mi Hacı kendisine hakaret edilmiş sayar. (Kahveler Kitabı)
  • Kötü damgası vurulan şeyleri aynen kabul etmek insanların hamu­runda vardır. İnsanlar bir şeye güzel dendi mi ayakla­nırlar. Kötü dendi mi ses çıkarmazlar. (Sen Beni Sev)
  • ...Yağmacılık adam başı Adalet sevenler nerde Eşekleri yolda bekler Açıkgözler hazırolda Yalan üretilir yok yere Yaşa ahlaksız ahlak Herkes suçla uğraşır Suçluları soran nerde... (Seçme Şiirler)
  • Uyu bir tanem uyu ... Seni şiir uyandıracaktır (Baş ve Ayak)
  • Kapıyı örttükten sonra kendimi yokladım. Neşe diye bir şey kalmamıştı. (Hacivat Günlüğü)
  • Bir karanlık kutudur İnsanlık bahçesi Kim kime dosttur anlaşılmaz Kim kime gölge verir (Yaşama Sevinci)
  • Bir romanı elli kez okumak! Bu, birçok­larına gülünç gelebilir. Ama tekrar tekrar oku­madan bir kitabın iyice anlaşılabileceği düşü­nülmemelidir. Jean Cocteau, bu konuda şöyle der: “Okumak başka bir iştir. Okuyorum. Okuduğumu sanıyorum. Bir kitabı yeniden okuduğum vakit de, onu daha önce okuma­dığımı sezinliyorum.” (Kendimle Konuşmalar)
  • Bir avuç çılgınlık dönenir içimde. (Bay Sessizlik)
  • ...burada 1de Anatole France’nin 1sözüne perende attıralım: — Yazı yazmadan mutlu yıllar yaşamıştım... (Yapıştırma Bıyık)
  • Ne olursa olsun ikinci okumalardan alınan tad, birincisinden damıtılan tad değildir. Ondan daha başka şeyler, daha başka büyüler taşır. (Asansör)

Yorum Yaz