Dört Oyun - George Bernard Shaw Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Dört Oyun kimin eseri? Dört Oyun kitabının yazarı kimdir? Dört Oyun konusu ve anafikri nedir? Dört Oyun kitabı ne anlatıyor? Dört Oyun kitabının yazarı George Bernard Shaw kimdir? İşte Dört Oyun kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: George Bernard Shaw
Çevirmen: Sevgi Sanlı
Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9789754585230
Sayfa Sayısı: 433
Dört Oyun Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Tiyatro yazarlığından önce müzik ve tiyatro eleştirileri ile romanlar yazan Bernard Shaw1925 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandı. “Dört Oyun” ünlü yazarın “Sezar ile Kleopatra”, “ Pygmalion”, “Kırgınlar Evi” ve “Jan Dark” adlı en tanınmış oyunlarını bir araya getiriyor.
Dört Oyun Alıntıları - Sözleri
- Bütün dünyayı kazanıp kendi ruhunu kaybetmek, açgözlülüktür. Yalnız unutma, ruhuna dört elle sarılırsan hiçbir zaman bırakmaz seni. Oysa, bir gün bakarsın, dünya elden gidivermiş.
- "Kibar bir bayanla bir çiçekçi kız arasındaki fark şurada: Onların nasıl davrandıklarına bakmayınız, onlara nasıl davranıldığına bakınız."
- (..) ister eski kafalı ol, ister yeni kafalı, kendini satarsan ruhuna öyle zorlu bir darbe indirirsin ki, yeryüzünün bütün kitapları, resimleri, konserleri, manzaraları derdine derman olamaz.
- Yüreğiniz paramparça olunca bütün gemileriniz yanmıştır! Artık bir şey sarsamaz sizi. Mutluluğun sonu ve huzurun başlangıcı!
- "Evet, yalnızım yeryüzünde, her zaman yalnızdım."
- Büyümek, zenginleşmek mi istiyorsun? Yoksulları soyup soğana çevireceksin, zayıfları geberteceksin. Böylece kendi yoksullarını soyup bu zanaatta ustalaştılar. Bu soygunculuğu kitabına uydurmasını da öğrendiler.
- Yüreğiniz paramparça olunca bütün gemileriniz yanmıştır! Artık bir şey sarsamaz sizi. Mutluluğun sonu ve huzurun başlangıcı!
- "Nasılsa inanmak istediklerine inanacaklar, o yüzden kendin ol!"
- Geleceğin kalmadığı zaman geleceği düşünecek zaman bulursun.
- “Yaşamımız yaşadıklarımızla değil, beklentilerimizle şekillenir.”
- Adamın böylesi hiçbir zaman çiçek açmaz ki solsun.
- "Çok yorgunum.. Bir kitap alıp odama çekileyim."
- Tövbeler olsun! Bu evde hırsızlar bile sapıtıyor.
- Doğruları biliyorsan, yalanları dinlemek eğlencelidir
Dört Oyun İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Daha uzun bir inceleme yazıyordum ama tabii 1000 kitabın kullanıcı dostu arabirimi nedeniyle internetin tozlu rafları arasında yerini alamadan yok oldu yazdıklarım, o yüzden hızlı geçeceğim biraz. Öncelikle bu kitap İş Bankası Kültür Yayınlarının ürettiği bir çalışma. Normalde bu dört oyun ayrı basılmış. Ama sorun mu, kesinlikle hayır, hem Bernard Shaw -sonsuza kadar okunabilecek birisi olarak- sıkmıyor hiç, hemde oyun kitaplarına göre makul fiyatı genelde. Gerçi çoğunluk pdf'den okuyacak ama öyle işte. George Bernard Shaw tabii öncelikle. Döneminin süperstarı sanki, Cem Yılmaz gibi belki ama çok daha entelektüeli. İrlandalı, Anglo Saksonların gururu. Ama bolca yeriyor da onları. Hem Nobel he Oskar kazanan tek isim. Yazdıklarından çok anekdotları ön planda (Yazdıkları daha önde bana göre) Hem zeki, hem eğlenceli, hem hazırcevap hem de çok sakallı. İki dünya savaşı görmüş, çok yaşamış her bakımdan, başka ne demeli, gerek yok sanki, kendisine hayranlığımı anladınız zaten yeterince. Oyunlara koşalım hemen. Önce Sezar ve Klepatra. Shakespeare'in tarihi yeniden yazdığı Julius Ceasar ve Antonius ile Kleopatra'dan farklı bir oyun bu. Gerçi Shaw'da Shakespeare izleri görmek mümükün genel olarak büyük yazar havası var, ama kartakterler çok farklı burada.Kleopatra 16 yaşında bir ergen --çok zeki hala- Sezar ise dünya aşığı bir gezgin sanki, humanist, öğreten adam. Bazı insanlara Kleoptra alıştığından farklı gelebilir tabii ve nefret de edebilir ama ben sevdim (hatta çok sevdim ) bu oyunu. Oyun sadece Sezar'ın Pompei peşinde Mısır'a gelişini ve gidişini anlatıyor ve oldukça eğlenceli. İkinci oyun, Bernard Shaw deyince çoğu insanın bildiği, hatırladığı, ismini Yunan mitolojisinden alan Pygmalion (Bir İnsan Yaratmak'tı galiba çevirisi). Bir çok defa beyaz perdeye (ve gümüş ekran diyorlardı galiba televizyona - ona işta) uyarlanmış bir eser. Ama en ünlüsü, o yukarıdaki Oskar'ı yazarına (ve haliyle senaristine) kazandıran My Fair Lady. Audrey Hepburn ile ölümsüzlüğe erişen bu müzikal gerçekten çok güzel. Halen ( 26.09.2021 itibayile) Netflix'te mevcut, bir kaç hafta önce tekrar seyrettim ben de. Ben söyleyeyim de, isteyen izler. Üstümde kalmasın. Ve üçüncü oyun Kırgınlar Evi (Heartbreak Hosuse: A Fantasia in the Russian Manner on English Themes) çok farklı bir eser. Uzaktan bakanların (Yazarın kendisinin de eserin - bizim görmediğimiz- önsözünde değindiği) Çehov'un Vişne bahçesini andırdığını söylediği oyun, dönemin Avrupasını eleştiriyor bolca (Zaten yazarın bütün eserlerinde bir İngiltere eleştirisi mevcut yukarıda belirttiğim gibi), ama bir parça pembe dizi gibi, bir parça durum komedisi ya da altına Samuel Beckett yazsanız kimsenin yadırgamayacağı bir oyun, akıyor baştan sonra sıkmadan. İnsanların üç dört yüzünü beraber görüyorsunuz. Ve dediğim gibi sistem eleştirisi gırla gidiyor. Ben beğendim yine. Son oyun yazarın da son dönem oyunlarından Aziz Joan. Yazarın kıvrak dilini burada da görmek mümkün, ama bu oyunda konu biraz daha ön planda sanki. Epik, bir parça eğlenceli sahneler olsa da. Joan D'Ark'ın başlangıcından engizisyona kadar olan mücadelesini (spoiler vermemeye çalıştım aama bu kadar oluyor, kusura bakmayın) sahnelerle anlatan bu eser kesinlkikle farklı bir yerde diğerlerine göre. Uzatmayayım dedim ama geldi buraya kadar, seyretmek elbette daha güzel olur ama okumak da (son zamanlarda bolca oyun okuyorum, teşekkürler) biz nispeten taşrada oturanlar için mantıklı bir seçenek. Bernard Shaw ise yaklaşık yüzyıl geride olmasına rağmen bir nevi süperstar gerçekten. Okunmalı bence bir şekilde (Erhan)
“Çılgın mı doğmuştum, yoksa fazla mı akıllıydım bilmiyorum; benim dünyam yeryüzüne uygun değildi... “Kim benim oyunlarımı okullarda zorla okutur, benden de Shakespeare den nefret edildiği kadar nefret edilmesine neden olursa, Allah’ından bulsun! Benim oyunlarım işkence aracı olmak için yazılmamıştır." Diyen İNGİLİZ edebiyatının ikinci Shakespeare’i olarak anılan , çağdaş İngiliz tiyatrosunun kurucusu ,muhteşem zekasıyla geç keşfedilen nüktedan,esprili ve hazırcevap özelliğine sahip İrlandalı yazarlarımızdan Bernard Shaw ‘un Dört Oyun’u hepimizin bildiği hikayelerden oluşuyor. İronik dille ele aldığı tiyatro oyunları Sezar ile Kleopatra, Pygmalion,Kırgınlar Evi ve Jan Dark. Karakterizasyon yeteneği olağanüstü başarılı.Ayrıca oyunları Yeşilçam sinemasında birçok filmlere uyarlanmıştır. : Shaw’un bir peygamber olarak saygı duyduğu Hz. Muhammed’in hayatını sahnede canlandırmak istediği,fakat fanatik bir Müslümanın canına kastedebileceği uyarısı üzerine Jan Dark’ta karar kıldığı söyleniyor.Peygamberimiz Hz.Muhammed’i ve müslümanlara olan saygısı ve hayranlığını oyunda açıkça belirtiyor. : Yüzyıl Savaşları boyunca İngiltere'ye karşı ülkesi Fransa'ya manevi anlamda destek olan ve sonradan ünü Fransa'nın dört bir yanına yayılmış Fransız Katolik azizesi Jan Dark’ın soylulara ve kiliseye karşı yaptığı mücadelesini; engizisyon ,Katolik mahkemeleri tarafından ruhanı seslerin Allah tarafından değil şeytandan geldiğini,kiliseye inancı olmadığını söyleyenler tarafından aforoz edilip yakılarak öldürüldüğü anlatılıyor. Sezar ve Kleopatra oyununda da ise biraz durum farklı. Değişikliği yadırgamadan okuduğumu belirtmek isterim. Antik Mısır ve Yunan kültüründe,yıkım, kötü şans, uğursuzluk getirdiğine inanılan şeytan olarak tasvir edilen sfenksi kurtarıcı Shaw tarafından şans meleği olarak tabir ediyor.Yani düşmanlarının ellerinden kaçan Kleopatra Sfenkse sığındığında Sezar ile yollarını birleşiyor. Göz kamaştırıcı bir güzelliğe sahip,son derece akıllı,kurnaz olan Shakespeare'in Kleopatra tasavvurunun aksine ,Mısır’ın görkemli Kraliçesi Kleoparta’yı küçük bir kız çocuğu,dadısının boyunduruğu altında ezilen,dayak yiyen,korkuyla büyüyen,saf bir karakter... “Geldim, Gördüm, Yendim”diyen Roma dünyası üzerinde baskın bir otokratik güç sahibi politik lider Julius Sezar’ı,yetke sahibi olmayan, dünyayı keşfetmeye çalışan bir düşünür ve merhametli ihtiyar olarak karakterize ediyor. Sezar,Kleopatra ‘yı koruması altına alıp Kraliçe olmasındaki yardımlarını anlatıyor. Diğer oyunları mı? Buyurun sizler okuyun Gerçekten keyifle okuyacağıza eminim️ (Asuman Özalp)
Dört oyun içinden en beğendiğim Pygmalıon oldu. Vakti zamanında Gönülçelen adındaki bir diziyi anımsatmıştı. Birazcık araştırınca dizinin senruosunun bu oyundan esinlenilerek yazıldığını gördüm. Dort oyunun hepsi birbirinden ayrı güzelliğe sahipti. Özellikle yazarımız Bernard Shaw'un kıvrak zekasına ve espri yetenegine hayran oldum. (Nurr)
Kitabın Yazarı George Bernard Shaw Kimdir?
George Bernard Shaw (d. 26 Temmuz 1856, Dublin, İrlanda - 2 Kasım 1950, Hertfordshire, İngiltere), İrlandalı yazardır. Oyun yazarı olarak ünlenen yazar, altmıştan fazla oyuna imza atmıştır. Hem 1925'te Nobel Edebiyat Ödülü'nü hem de 1938'de Pygmalion ile Oscar'ı alarak, bu iki ödülü de alabilen ilk insan olmuştur. Sosyalizm ve kadın haklarının koyu bir savunucusu olmuştur. Shaw, vejetaryen olmasının yanında ayrıca içki ve sigaradan da hayatı boyunca kaçınmıştır. Ayrıca resmi eğitime de karşı çıkmıştır. Shaw, 94 yaşına geldiği 1950'de, ağaç budarken merdivenden düştükten sonra oluşan yaralarının iyileşmemesi sonucunda olaydan birkaç gün sonra ölmüştür.
Shaw; müzik, sanat ve tiyatro eleştirmeni olarak "Corno di Bassetto Mancare" mahlasıyla Wolverhampton Star’da, GBS mahlasıyla Dramatic Review (1885-1886), Our Corner (1885-1886) ve The Pall Mall Gazette’te (1885-1888) yazmıştır. 1895'ten 1898'e kadar, Shaw, Frank Harris’ Saturday Review’da tiyatro eleştirmenliği yapmıştır. Eleştirmen olarak aldığı maaş, ancak geçinebilmesini sağlamıştır.
Shaw'un erken gazeteciliği; kitap, sanat ve müzik kritikleriyle geçti. Müzik eleştirilerinden çoğu, tartışmalı Alman besteci Richard Wagner'i över nitelikteydi. Ayrıca, Saturday Review için yaptığı tiyatro eleştirmenliğinde de Norveçli tiyatrocu Henrik Ibsen'i övmüştür.
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/George_Bernard_Shaw
George Bernard Shaw Kitapları - Eserleri
- Dört Oyun
- Kara Kız
- Pygmalion
- Sezar ve Kleopatra
- Gülen Düşünceler
- Devrimciye Aforizmalar
- Mrs. Warren's Profession
- Bir Çuval İncir
- Akıllı Bir Kadına Sosyalizm, Kapitalizm ve Faşizm Hakkında Rehber
- İnsan Üstüninsan
- İbsenciliğin Özü
- Milyoner Kadın
- Asosyal Bir Sosyalist
- Kırgınlar Evi
- Candida
- Arms and the Man
- Ölümsüzlüğün Sırrı
- Ermiş Jeanne
- Tanrı’yı Arayan Kara Kız
- John Bull's Other Island
- Blancot Posnet'in Sırrı
- Augustus Does His Bit
- Major Barbara
- The Miraculous Revenge
- Batı, İslâm'ı Anlamaya Çalışıyor
- Hiç Belli Olmaz
- Androcles ile Aslan
George Bernard Shaw Alıntıları - Sözleri
- "Artık ne istesem yaparım gibi geliyor bana, çünkü istediğim hiçbir şey yok." (Kırgınlar Evi)
- "Çünkü hiçbir şey eskisi gibi kalamaz." (Akıllı Bir Kadına Sosyalizm, Kapitalizm ve Faşizm Hakkında Rehber)
- Yaşama hakkı kötüye kullanılır, sürekli sorgulanmazsa... (Gülen Düşünceler)
- “Bir zamanlar yetenek, kamusal ruh ve yükselme isteğinin merkezi olan siyaset şimdi yetenek, para ve eğitim yoksunu olup da başka alanların kendisine kapalı olduğunu gören bir avuç güzel konuşan ve partilerde kulis oyunlarına meraklı insanın sığınağı oldu; ayrıca bu insanlar baskılara ve adaletsizliğe küçümseyerek bakıyor, ticari profesyonelliğin sahte böbürlenmelerini küçümsediklerini söylüyorlar.” (Bir Çuval İncir)
- "Çok yorgunum.. Bir kitap alıp odama çekileyim." (Dört Oyun)
- İki siyahın beyaz yapmadığını asla unutma. (Tanrı’yı Arayan Kara Kız)
- "Hayat daha katlanılır olur, şayet bizleri bağlayan ve sürekli olarak bizleri rahatsız eden ideal tüm taleplerden ve ödenmesi gereken borçlardan kurtulursak." (İbsenciliğin Özü)
- "En çok neyi mi isterdim? - Yaşlanmadan akıllanmayı." (Kara Kız)
- "Öylesine kendine yeten kişiler vardır ki, her şeyleri ellerinden alındığı zaman mutlu olurlar ancak, her şeyleri, hatta umutları bile. Onlardan mısın sen?" (Kırgınlar Evi)
- “Cennet sevgiden başka nedir ki?” (Kara Kız)
- - Umutsuzluğa kapılma, dostum. Durum karanlık görünebilir; ama gelecek seçimden sonra büyük değişiklik olacak. -Çık dışarı, budala! (Gülen Düşünceler)
- Budalalar ulusunda dâhiler tanrılaşır: Herkes ona tapar, ama kimse onun dediğini yapmaz! (Gülen Düşünceler)
- Bugünkü evliliklerin pek çoğunda doğanın hiçbir rolünün olmadığı rahatça söylenebilir. (Akıllı Bir Kadına Sosyalizm, Kapitalizm ve Faşizm Hakkında Rehber)
- “Cennet sevgiden başka nedir ki?” Dedi hokkabaz… (Kara Kız)
- REV. S. I have not seen her at church since she came. FRANK. Of course not, she’s a third wrangler. Ever so intellectual. Took a higher degree than you did; so why should she go to hear you preach? (Mrs. Warren's Profession)
- Unvanlar sıradan kişilere saygınlık getirir, üstünlere utanç verir, alttakilerin eline düşerse değerini yitirir. (Gülen Düşünceler)
- "REV.S. : I have not seen her at church since she came. Frank: Of course not: she's a third wrangler. Ever so intellectual. Took a higher degree than you did; so why should she go to hear you preach?" (Mrs. Warren's Profession)
- She refused my money with these words, which I shall never forget. '' Knowledge is power '' she said, '' and I never sell power. '' (Mrs. Warren's Profession)
- İnsanlar ancak boş laflar dediğin şeyler için ölümü gerçekten göze alırlar. Daha sonraları hürriyet de kâfi derecede Katolik olmayacak. Uğrunda olanca hürriyetlerini seve seve kurban edecekleri "insanlığın kemâli" için ölecekler. (İnsan Üstüninsan)
- Bir arzu ve irade doğdu mu, özlenene varacak yol da mutlaka bulunur. İnsanda gerçek bir istek ve irade peydahlamaya koysun, o er geç amacına ulaşır. (İnsan Üstüninsan)