Dostluk Üzerine - Marcus Tullius Cicero Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Dostluk Üzerine kimin eseri? Dostluk Üzerine kitabının yazarı kimdir? Dostluk Üzerine konusu ve anafikri nedir? Dostluk Üzerine kitabı ne anlatıyor? Dostluk Üzerine PDF indirme linki var mı? Dostluk Üzerine kitabının yazarı Marcus Tullius Cicero kimdir? İşte Dostluk Üzerine kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Marcus Tullius Cicero
Çevirmen: C. Cengiz Çevik
Orijinal Adı: De Amicitia
Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9786052954102
Sayfa Sayısı: 120
Dostluk Üzerine Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Cicero (MÖ 106 - MÖ 43): Romalı büyük devlet adamı, hatip ve düşünür. Gençliğinde felsefe ve hukuk eğitimi aldı. Hitabet sanatındaki ustalığıyla consul’lüğe dek yükseldi. Roma’yı birey, geleneksel toplum düzeni ve devlet üçgeninde ele alan konuşmaları, felsefi ve teknik eserleriyle her çağın insanını etkilemeyi başarmıştır.
Cicero, Platon’tan esinlenerek diyalog biçiminde yazdığı Dostluk Üzerine’de, Quintus Mucius Scaevola, Gaius Fannius ve bu ikisinin kayınpederi Gaius Laelius’u konuşturur. Başkonuşmacı Gaius Laelius, Scipio ile dostluğundan söz eder ve dostluğun mahiyeti, nasıl insanlara bahşedildiği, faydaları, sınırları hakkında bilgece yanıtlar ve öğütler verir.
Dostluk Üzerine Alıntıları - Sözleri
- Kendinle konuşur gibi her şeyi konuşmayı göze alabileceğin bir dostun olmasından daha tatlı ne var?..
- "Öncelikle sadece iyi insanlar arasında dostluk olabilir..."
- "Bir gün nefret edecekmişsin gibi sev."
- "İnsanlar kimseyi çarçabuk sevmeye yeltenmesin ve hak etmeyenleri hiç sevmesin."
- "Erdemin iyinin en üst mertebesi olduğunu düşünenler haklıdır, erdem dostluğu doğurur ve korur, erdem olmadan dostluk kurulması imkânsızdır."
- “Ben sadece size, Dostluğu bütün beşeri unsurlardan üstün tutmanız gerektiğini söyleyebilirim.”
- “Ruh ile bedenin aynı anda öldüğü ve hiçbir duygunun kalmadığı fikri daha doğruysa, ölümde nasıl iyi bir şey yoksa, o halde kötü bir şey de yok demektir.”
- “Akrabalıkdan kaynaklanan iyi niyet yitirilebilirse de dostluktan kaynaklanan iyi niyet yitirilemez.”
- “İnsan ruhu gibi dostluk da ölümsüzdür…Sadece iyi insanlar arasında dostluk kurulabilir, zira o ihtiyaçtan doğmaz.”
- ../birçok kişi de kendilerinin olamayacağı türde bir dosta sahip olmak istiyor, dostlarına vermedikleri şeyleri onlardan talep ediyorlar. Oysa olması gereken, önce kişinin kendisinin iyi bir insan olması, sonra kendisine benzeyen başka birini aramasıdır..
- “Bir şey yıkıma sürüklenmeye başladı mı kayar gider.”
- ../erdemlerinden ve dürüstlüklerinden ötürü, hiç görmediğimiz insanlardan bile hoşlanırız..
- Erdemin iyinin en üst mertebesi olduğunu düşünenler haklıdır, erdem dostluğu doğurur ve korur, erdem olmadam dostluk kurulması imkansızdır.
Dostluk Üzerine İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Dostluk olmadan yaşam da olmaz!: Dijitalleşme ve sosyal medyanın yaşamlarımızı tüm boyutlarıyla kuşatarak sanal hale dönüştürdüğü bir dünyada gittikçe yalnızlaşıyoruz. O nedenle gerçek sevgiyi, aşkı ve dostlukları bulmamız gün geçtikçe zorlaşıyor. Bir ömür boyu süren dostlukların yerini hızla günü birlik ilişki ve arkadaşlıklar alıyor. Artık kimse kimsenin acısını, kederini ve sevincini duymak ve paylaşmak dahi istemiyor. İnsanlar özenle birbirinden kaçarak sanal dünyanın kollarına sığınıyor ve yalnızca çevresine değil, aynı zamanda kendine de yabancılaşıyor. Böylesi bir dünyada buhranlarımız ve psikolojik rahatsızlıklarımız her geçen günle birlikte artıyor. İçine düştüğümüz bu girdaptan çıkabilmek için “dostluk üzerine” yeniden kafa yormanın yararlı olabileceğini düşünüyorum. • • • Bu yönüyle Romalı devlet adamı, şair, hatip ve filozof yazar/Marcus-tullius-cicero’nun “kitap/dostluk-uzerine--24566” kaleme aldığı eserinin çok doyurucu bilgiler içerdiğini söylemeliyim. Dostluğu, Platon’dan esinlenerek diyaloglar şeklinde anlatan Cicero, her şeyden önce “sadece iyi insanlar arasında dostluğun olabileceğini” ifade ediyor. O, dostluğun kurulabilmesi ve yaşatılabilmesinin temelini ise “erdem”de görüyor ve bu konuda şunları ifade ediyor: “Madem en iyi ve en yüce şey mutlu yaşamdır, ona erişmek istiyorsak, erdem için çabalamalıyız, o olmadan ne dostluğa ne de arzulanabilir olan herhangi bir şeye ulaşabiliriz.” Cicero’nun bu yaklaşımıyla, dostluğu tamamen Stoacı* bir bakış açısıyla ortaya koyduğu anlaşılıyor. • • • “Kendinle konuşur gibi her şeyi konuşmayı göze alabileceğin bir dostun olmasından daha tatlı ne var?” diye soran Cicero, kitabın ilerleyen diyaloglarında yaşamda dostluğun önemini ve yararlarını; bir dostta bulunması gereken özellikleri; dost edinirken dikkat edilmesi gereken hususları; dostluğu zehirleyen tutum ve davranışları; dostluğun sürdürülebilmesi için izlenmesi gereken temel ilke ve prensipleri sıralıyor. Bu konuda, “Dostluk olmadan yaşam da olmaz”, “Bir gün nefret edecekmişsin gibi sev”, “Göz yummak dost kazandırır, hakikat ise nefret”, “Dostluklarda dalkavukluktan, yaltaklanmadan ve pohpohlamadan daha büyük bir bela olmadığını kabul etmeliyiz”, “Dostunun hatalarını görmezden gelen, onun uçuruma yuvarlanmasına neden olur”, “Gerçek dostluğa uyarmak ve uyarılmak yakışır” ve benzeri söylediği sözler ve verdiği öğütler, kitabı bitirdiğinizde günlerce aklınızdan çıkmıyor. • • • Doğrusu, Cicero’nun “Dostluk Üzerine” yazdığı bu veciz söz ve öğütleri okurken kulaklarınızda bir yandan da atasözlerimiz yankılanıp duruyor. Zira binlerce yıl öteden söylenmiş bu sözlerin yine binlerce yıl boyunca deneyimlenerek atasözlerine dönüşüp, nesilden nesile nasıl aktarıldığına şahit oluyorsunuz. Kitabı okurken pandemi süreci, dijitalleşme ve sosyal medyanın tüm insanlığı yalnızlığa alıştırdığı şu günlerde dostluğun anlam ve önemini bir kez daha gözden geçiriyorsunuz. Her bir cümlesi düşünce deposu olan bu kısa eseri bitirdiğinizde, insanın gerçek bir dosta sahip olmadan yaşamını sürdürmesinin o kadar da kolay olmadığını çok daha iyi anlıyorsunuz. • • • Velhasılı Cicero’nun da dediği gibi, “Dostluğun birçok ve büyük faydası vardır, ancak içlerinden biri diğer hepsinden daha üstündür: Dostluk geleceğe dair bir umut ışığı yakar, ruhun zayıflamasına ve kendini kaybetmesine engel olur. Zira gerçek dostuna bakan, âdeta kendisinin bir benzerine bakar.” Bu itibarla diyaloglarla ilerleyen, akıcı bir dile sahip, yazılmasından binlerce yıl geçmesine rağmen hâlâ güncelliğini koruyan, dostluk üzerine kılavuz olabilecek bu nadir eseri tüm okurlara mutlaka okumalarını tavsiye ederim. Dostlarımızın kıymetini bilmek dileğiyle… Keyifli okumalar dilerim! .......................................... *Bknz. "Stoacılık - Vikipedi" https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Stoac%C4%B1l%C4%B1k. (nalkan)
Dostluk Nedir? Ne Değildir?: Erdem ve İyi Niyet… Dostluğun mihenk taşı olan sözcükler… Kitap adeta süzgeçten geçirilerek yazılmış. Toplamda 20 sayfalık bir kitap. Kitabın sol sayfaları latince, sağ kısmı Türkçe dilinde; sunuş, sonnotlar ve kişisel terimler listesiyle 100 sayfalık kalınlıkta bir kitap. Kitap diyalog üzerine ve bir benzetme yapacak olursam, eskiden kitaplarda bir dedenin etrafına torunları otururlardı da kendisinden masallar dinlerlerdi ya, bu kitapta öyle. Lennius adlı karaktere kaybettiği dostu Scipio üzerinden dostluk mefhumunu anlatmasını isteyen damatları Scaevola ve Fannius, dostluk üzerine çok önemli bilgiler öğreniyorlar. Biz ise hem dostluğu hem de o dönemin Roma hayatını tecrübe ediyoruz. Yukarıda bahsettiğim gibi kitap öz bir kitap. Her sözü üzerine dikkatlice düşünmenizi isterim. 2bin yıl öncesinden bugüne çok değerli mesajlar getirdiğine şüphe yok. Heleki günümüz ilişkilerini düşününce… Çevirisini yapan Cengiz Çevik kitabın özüne ve sadeliğine sadık kalmış. Tebrik etmek lazım, çok güzeldi. Sözü fazla uzatmayalım. Dostunuz yoksa neden olmadığını öğreneceğiniz, varsa onu nasıl koruyacağınız yada nasıl dost kazanacağınız; sevdiklerinize kitap hediye etmek istediğinizde neden ilk aklınıza gelenin bu kitap olacağı gibi sorular şu 20 sayfada gizli. Çok beğendim ve tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar. (AhmetcanD.)
Göz yummak dost kazandırır, hakikat ise nefret... Göz yummak dost kazandırır, hakikat ise nefret... #Terentius Niceliğinde sevgi payesi bulunan dostluk Allah’ın insanlara bahşettiği bir durumdur. Doğanın gereği, insan ya da hayvanların sezgi ve güdülerle yaptığı bir davranış türüdür. İhtiyaçtan daha çok gerekliliktir. “...dostun hatalarını görmezden gelen, onun uçuruma yuvarlanmasına neden olur.” (Alıntı) Roma’da MÖ 106 tarihinde doğan hitabet ustası, şair bakışlı siyaset adamı. MÖ 75’te questor, MÖ 69’da aedilis, MÖ 66’da pretor ve MÖ 63’te ise consul olmuştur. Hatta dönemin saygın kişisi tarafından “pater patriae” – devletin babası- unvanını almıştır. Bunların hepsini ise kendi tırnaklarıyla kazıya kazıya yapmış ve Roma’da kendi döneminin en önemli şahsiyetlerinden bir tanesi olmuştur. Atlı sınıftan olduğu için Roma tarihinde bir ilk olarak consul seçilmiştir. Küçüklüğünde Yunancayı öğrenmiş ve hocası Yunan Hatip Apollonius Molon tarafından – hocası aynı zamanda Jul Sezar’ın da hocasıdır – “Sana büyük bir hayranlık duyuyorum Cicero ve tebrik ediyorum, ancak Yunanlar için üzülüyorum. Şimdiye kadar elimizde kalan tek sermaye eğitim ve söz hâkimiyetiydi. Ne yazık ki artık senin sayende bunlar Romalıların elinde geçecek.*” diye küçük yaşında övgüye mazhar oldu. Bu söylem ise Cicero’nun dil becerisinin ve ne kadar iyi bir hatip olduğunun bir göstergesidir. “Göz yummak dost kazandırır, hakikat ise nefret... #Terentius” (Alıntı) Bir önceki kitabı Yaşlı Cato veya Yaşlılık Üzerine 'de de gördüğümüz ve kitabında kendisi değil de dönemin çağdaş kişiliği olan Marcus Porcius Cato’yu diyalog tarzı konuşturmuş, kendi görüşlerini Yaşlı Cato üzerinden biz okurlarına ulaştırmıştı. Bu eserinde de aynı tarzı korumuş; dostluklarına hayran olduğu Gaius Laelius ile Publius Scipio’yu örnek alıp, aklındaki “dostluk üzerine” olan görüşlerini Laelius’u konuşturarak, diyalog tarzında biz okurlarına ulaştırmıştır. Artık Cicero’nun Platon’dan etkilendiğini sürekli söylemesek de yazılarındaki Platon esintileriyle sık sık karşılaşmaktayız. “...birine değer verdikten sonra düşünüp taşınmak değil, düşünüp taşındıktan sonra birine değer vermek gerekir.” (Alıntı) Cicero dostluğu iyi insanların hak ettiğine inanıyor. Akrabalık ile dostluğu bir araya getirip, arasındaki farkları biz okurlarına sunduktan sonra dostluğun kesinlikle erdem ile alakalı olduğunu ve erdemlik yoksa dostluğunda olmadığını savunup, bunları örnekliyor. Dalkavukluğun, şakşakçılığın yalancı dostluklar olduğunu ve sonunun acıyla bittiğine değiniyor. Paranın, makamın ve mevkiinin kesinlikle en iyi dostlukları bozduğuna birçok kere şahit olduğunu ve dostlarınızı seçerken ihmalkâr davranılmaması gerektiğini sonuna kadar savunuyor. Sizin için her şeyi yapabilecek dostlarınız muhakkak vardır. Yaptığımız yanlışların en başında yanlış kişilere dost dediğimizden başımıza geldiğidir. Dost dostu suça teşkil etmez. Bu dost değil suç ortağıdır. Bu ayrımları iyi bilmek ise erdem gerektirir ve yukarıda söylediğimiz gibi erdem yoksa dostluk yoktur. Eserde Cicero bize dostluğun nasıl olması gerektiği ve gereksinimlerini, aynı zamanda da dostluk diye tabir ettiğimiz durumun aslında dostluk değil de dostluk payesi altına saklanmış başka ihtiyaç, şehvet, hırs gibi durumlar olduğunu söylüyor. Yaptığı gözlemler gerçekten 2000 senelik güncelliğini koruyor ve kitap rehber olacak nitelikte hala kendini eskitmemekte ısrar etmektedir. Bu bilgilerin güncelliğini yitirmemesi 2000 senedir insan olarak üzerimize bir şeyler katıp ilerleyemediğimizin göstergesidir. Kitabım Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan, çevirisi olması gerektiği gibi iyi ve anlaşılır. Yazarın sade ve akıcı dili bu kitabına da yansımış ve çevirmenin işini kolaylaştırmış. Kitap yazar hayatıyla başlıyor, yazarın diğer eserlerine değinip, bu eser hakkında bilgi sunduktan sonra konuya geçiyoruz. Sayfaların sol tarafı Latince sağ tarafı ise Türkçe olarak sunulmuştur. Çevirmen notları ve okur bilgilendirmeleri yazımın sonunda “son notlar,” “kaynakça” ve “kişiler/terimler sözlüğü” ile sonlanıyor. Sözün özü; kitap okurların hayata bakış açılarını değiştirecek kadar hassas konulara değiniyor ve erdem, ahlak gibi konularda dostlukların nasıl olması gerektiğini söyleyip, kılavuzluk ediyor. Herkesin okuması gereken ender eserlerden bir tanesi olduğuna inanıyorum. Tavsiye ederim. “İnsanlar rahatsız olmaları gereken şeylerden rahatsız olmuyor, umursamamaları gereken şeylerden rahatsız oluyorlar, zira hata yapmalarını bir sorun olarak görmüyor, eleştirilmeyi rahatsız edici buluyorlar, oysa tersine, kusurlarına üzülmeleri, düzeltilmekten de hoşlanmaları gerekirdi.” (Alıntı) Sevgi ile kalın. (ESMER BOTAN)
Dostluk Üzerine PDF indirme linki var mı?
Marcus Tullius Cicero - Dostluk Üzerine kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dostluk Üzerine PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Marcus Tullius Cicero Kimdir?
Marcus Tullius Cicero (MÖ 106 - MÖ 43), (Latin) Romalı devlet adamı, bilgin, hatip ve yazar. Felsefe öğrenimini, Epikürosçu Phaedros, Stoacı Diodotos ve Akademi'ye bağlı Philon'dan almış olan Cicero'nun önemi, Yunan düşüncesini daha sonraki kuşaklara aktarmasından oluşur. Bilgi kuramı açısından, kesinliğe bağlanmak yerine olasılıkların yolunu izlemeyi yeğleyen, buna karşın ahlak alanında, dogmatik bir tavır sergileyip, Stoacılara ve bu arada Sokrates'e yönelen Cicero, Latincenin felsefe dili olarak gelişmesine katkı yapmış ve bu arada, dinsel görüşleri açısından daima agnostik kalmıştır.
Hayatı
3 Ocak MÖ 106 yılında Arpinum'da doğmuştur. Çocukluğundan itibaren harika bir öğrenci olmuş, eğitime olan tutkusu ve sevgisi ile ünlenmiştir. Yoğun bir hukuk öğrenimi görmüş, daha sonraları ise edebiyat ve felsefeyle daha çok ilgilenmeye başlamıştır. Savaşı hiç sevmezdi, yine de orduya katıldı. Mahkemelere başkanlık yaptı, ünlü ve başarılı bir hukukçu oldu. Daha sonraları ise konsül oldu, daha önce ailesinden hiçbir kimse konsül olmamıştı, yani o bir homo novus idi. MÖ 60 yılında Sezar, ilk Triumvirliği başlattı. MÖ 58 yılında Publius Clodius Pulcher'in koyduğu yasa ve aralarında gelişen sürekli muhalefet yüzünden İtalya'yı bir yıllığına terk etti. MÖ 50'li yıllarda, Cicero popülist Milo'yu Clodius'a karşı destekledi. Sonra 50'li yılların ortasında Clodius Milo'nun gladyatörleri tarafından Via Appia'da öldürüldü. Cicero Milo'yu savundu, bariz kanıtlar yüzünden pek başarılı olduğu söylenemez. Nitekim Milo sürgüne gitti ve uzun bir süre Marsilya'da yaşadı.
MÖ 50 yılında Sezar ile Pompey arasındaki gerilim iyice artmıştı, Cicero bu yıllarda Pompeius'in tarafını tuttu, yine de Caesar'ın düşmanı olmak istemiyor buna göre daha yumuşak bir politika izliyordu. MÖ 49 yılında Caesar İtalya'yı işgal ettiğinde, Cicero kaçmak zorunda kaldı. Daha sonraları Caesar onun geri dönmesi için ikna etmeye çalışınca, Cicero İtalya'yı terk ederek Selanik'e gitti. MÖ 48 yılında Pompeius taraftarlarıylaydı, bu dönemde onlarla arası açıldı, Ceasar'ın Pharsalus'daki zaferinin ardından Roma'ya geri döndü. Caesar'ın hükümranlığı altında sesini çıkarmadı, yazılarına konsantre olmuştu.
MÖ 45 yılının Şubatında kızı Tullia öldü. Hayatı boyunca bu şoktan kurtulamadı.
MÖ 44 yılında Caesar öldürüldü. Bu dönemde popülaritesi arttı; Senato'nun en güçlü, en sözü geçer adamı haline geldi. Sezar'dan sonra giderek güçlenen Marcus Antonius'yi sevmiyordu. Yine de Marcus Antonius ve Cicero dönemin en güçlü iki adamı olarak diğerlerinden daha öne çıkıyordu. Caesar'ın veliahtı Octavianus İtalya'ya varınca, Cicero Antonius'a karşı onu savunmaya başladı. Sürekli Antonius'u eleştiriyor, Octavianius'u ise övüyordu. Senatus'u da Antonius'a karşı kışkırtmıştı. Cicero'nun ününün doruğuydu bu dönemler. Zamanla Cicero'nun Antonius'a olan kini arttı, kafasındaki plan hem Octavianus hem de Antonius'u aradan çıkarmaktı. Ama bu ikisi Lepidus ile beraber ikinci Triumvirliği kurunca, Cicero'u devlet düşmanı ilân ettiler. Cicero kaçtı, fakat yakalandı. MÖ 43 yılının 7 Aralık günü başı kesilerek idam edildi. Başı Forum Romanum'daki Rostra'da halka teşhir edildi, elleri ise Senato binasının kapısına çivilendi.
Marcus Tullius Cicero Kitapları - Eserleri
- Dostluk Üzerine
- Yaşlı Cato veya Yaşlılık Üzerine
- Yasalar Üzerine
- Her Şey Bitmek İçin Başlar
- Yükümlülükler Üzerine
- Dostluk ve Yaşlılık
- Ölüme Övgü
- Kader Üzerine De Fato
- Devlet Üzerine
- Stoacıların Paradoksları
- Tanrıların Doğası
- Ölümü Küçümseme
- Şair Archias Savunması
- Bir Seçim Nasıl Kazanılır?
- Philippicae Söylevleri 1
- Kral Deiotaros Savunması
- L. Catilina Söylevi
- Murena Savunması
- Bir Özgürlük Düşmanına Saldırı
- Cicero'nun Düşünce Dünyası
- Milo Savunması
- Scipio’nun Düşü
- Deiotarus’u Caesar’a Karşı Savunma
- On Living and Dying Well
- Toplu Eserler Tusculum Tartışmaları
- Atticus’a Mektuplar
- Pompeius'un Yetkisi Hakkında
Marcus Tullius Cicero Alıntıları - Sözleri
- Konuşmada bir şey ne doğru ne yanlışsa, onun doğru olmadığı kesindir. Oysa doğru olmayan bir şey niçin yanlış olamasın ya da yanlış olan bir şey niçin doğru olamasın? (Kader Üzerine De Fato)
- —Devlet, ne kralsız olmalı ne de uzun süreli bir kralı olmalı; hiç kimsenin güce alışmasına ve onu teslim etmekte ağırkanlı davranmasına ya da onu sürdürmek için fazla hırslı olmasına izin verilmemelidir.. (Devlet Üzerine)
- No life is too short if virtue is complete. (On Living and Dying Well)
- Doğanın ruhların ölümsüzlüğünü sessiz sedasız bir karara bağlaması fevkalâde önemli bir kanıttır, çünkü herkes ölümden sonra neler olacağından endişe eder, hem de çok endişe eder. (Ölümü Küçümseme)
- ../birçok kişi de kendilerinin olamayacağı türde bir dosta sahip olmak istiyor, dostlarına vermedikleri şeyleri onlardan talep ediyorlar. Oysa olması gereken, önce kişinin kendisinin iyi bir insan olması, sonra kendisine benzeyen başka birini aramasıdır.. (Dostluk Üzerine)
- İnsanın meylettiği büyük kusurlardan tümüyle sıyrılacak kadar arındırılması ve onlardan kökten kurtulması doğal nedenlere değil, isteğe, çalışmaya ve eğitime bağlıdır. Eğer kaderin etkisi ve karakteri kehanet mantığıyla sağlamlaşacaksa bütün bu unsurlar anlamını yitirir. (Kader Üzerine De Fato)
- "Ben bir davacının ne yetkisini, ne akla gelebilecek herhangi bir üstünlüğünü, ne yüksek otoritesini ne de haddinden büyük nüfuzunu duruşmaya taşımasını isterim. Tüm bunlar masumların kurtulması, zayıfların güçlenmesi, felakete uğrayanların yardımına koşulması durumunda etkin olmalıdır, yurttaşların gerçek bir tehlikesinde ve mahvolmaları durumunda ise reddedilmelidir!" (Murena Savunması)
- Gerçekten de kendilerini öğretmen olarak sunan kimselerin yetkinliği çoğunlukla öğrenmek isteyenlere engel oluşturur, çünkü öğrenciler kendi görüşlerini bir kenara koyup yetkin olarak gördükleri kimsenin onayladığı görüşünü benimserler. (Tanrıların Doğası)
- İnsanken tanrılaştığı söylenen diğer kişiler,insanlığın daha ilkel çağlarında yaşamıştı,o dönemlerde insan aklı masal uydurmaya meyilli olmakla birlikte ilkel insanlar hemen inanmaya eğilim gösterirdi. (Devlet Üzerine)
- Kötü insanların mutluluğundan üzüntü duymaktansa,iyi insanların beni özlemesinden daha büyük bir mutluluk duydum. (Devlet Üzerine)
- Ölümü küçümsediğinde, bütün korkularını yenmiş olacaksın. (Ölümü Küçümseme)
- Dahası sabit yıldızlar denilen yıldızlar da aynı aklı ve bilgeliği sergilerler. Bunların birbirleriyle uyumlu ve bir düzen içindeki dönüşleri gündeliktir, doğa felsefesinden habersiz pek çok kişinin söylediği gibi, bunların seyir leri ne esirdeki yörüngelerinden ne de gök kubbedeki sabit konumlarından kaynaklanır; çünkü esirde kendi gücüyle yıldızları kucaklayıp döndürecek bir yapı yok tur, doğrusunu söylemek gerekirse az basınçlı, geçirgen ve çevresine eşit ısı yayan esir yıldızları kendi içinde barındırmaya da pek uygun değildir. Sonuç olarak sa bit yıldızların esirden ayrı ve ondan tamamen bağımsız, kendilerine ait bir küresi vardır.186 Şimdi bu yıldızlar ara sındaki olağanüstü ve inanılmaz uyumun yanı sıra hiç kesintisiz devam ettirdikleri seyirleri bunlardaki tanrısal gücü ve aklı gösterir. Bu yıldızlardaki tanrısal gücü anla yamayan kişi hiçbir şeyi anlayamayacaktır. !>o “Görülüyor ki gökyüzünde şans, rastlantı, yanılgı, de ğişkenlik diye bir şey yoktur; aksine düzen, doğruluk, akıl ve uyum vardır. Söz konusu niteliklerden yoksun, sahte, yanlış ve yanılgılarla dolu her şey yeryüzü ile Ay (ki bütün göksel cisimlerin en sonuncusudur) arasındaki bölgede ve yeryüzünde bulunur. Sonuçta göksel cisimle rin her şeyin tam bir korunmasını ve güvenliğini sağla yan olağanüstü düzeninde ve inanılmaz uyumunda akıl bulunmadığım zanneden kişinin kendisi akıldan yoksun kabul edilmelidir. (Tanrıların Doğası)
- Kitaplarım için her zaman boş zamanım var. _onlarsa asla meşgul değiller... (Yılın 60 ıncı ve son kitabı.) (Devlet Üzerine)
- Ülkenin önde gelenleri nasılsa, ülkenin kendisi de öyledir. (Yasalar Üzerine)
- Erdemin iyinin en üst mertebesi olduğunu düşünenler haklıdır, erdem dostluğu doğurur ve korur, erdem olmadam dostluk kurulması imkansızdır. (Dostluk Üzerine)
- Yalnızca, insan gücünü yönetmesini bilmeli, ancak gücünün yettiği kadarına el atmalı: işte böyle olursa, insan, eski gücüm kalmadı diye yazıklanmaz. (Dostluk ve Yaşlılık)
- “Ey Titus, ne olacak ödülüm, Yardım etsem, dindirsem İçine yerleşerek, kalbinde dönüp duran kaygıyı.” (Yaşlı Cato veya Yaşlılık Üzerine)
- "İnsan için elbette hiçbir şey bilgelikten daha değerli değildir, yaşlılık her şeyi alıp götürürken bilgeliği getirir..." (Ölümü Küçümseme)
- "Ruhun nasıl bir bedende bulunduğu fevkalâde önemlidir; çünkü zihni keskinleştiren de, körelten de pek çok şey bedenden kaynaklanır." (Ölümü Küçümseme)
- Arkhytas, "Zevke son derecede kapılmış bir insan düşünün" diyormuş. Onun düşüncesine göre, kimse kuşku duymaz ki böyle bir insan, bu zevkin etkisi altında kaldığı sürece her türlü düşünceden, her türlü uslamlamadan uzak olur, hiçbir şeye kafa yormaz. Onun için maddi zevkten daha tiksinilecek, daha zararlı bir şey yoktur. Çünkü bir de yeğin ve sürekli olursa, ruhun bütün ışığını söndürür. (Dostluk ve Yaşlılık)