diorex
sampiyon

Dua - Ali Şeriati Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Dua kimin eseri? Dua kitabının yazarı kimdir? Dua konusu ve anafikri nedir? Dua kitabı ne anlatıyor? Dua kitabının yazarı Ali Şeriati kimdir? İşte Dua kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 13.02.2022 16:47
Dua - Ali Şeriati Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ali Şeriati

Yazar: Alexis Carrel

Yayın Evi: Fecr Yayınclık

İSBN: 9789756004593

Sayfa Sayısı: 159

Dua Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ey Rabbim!

Alimlerimize sorumluluk, avamımıza ilim, müminlerimize aydınlık, aydınlarımıza iman, tutucularımıza anlayış, anlamışlarımıza tutuculuk, kadınlarımıza şuur, erkeklerimize şeref, yaşlılarımıza bilgi, gençlerimize asalet, hocalarımıza ve öğrencilerimize inanç, uyumuşlarımıza uyanıklık, uyanıklarımıza irade, tebliğcilerimize hakikat, dindarlarımıza din, şairlerimize şuur, araştırmacılarımıza hedef, umutsuzlarımıza umut, zayıflarımıza güç, muhafazakârlarımıza perva, oturmuşlarımıza kıyam, donup kalmışlarımıza hareket, ölülerimize hayat, körlerimize görüş, suskunlarımıza feryat, Müslümanlarımıza Kur'an, Şiilerimize Ali, fırkalarımıza birlik, kıskançlarımıza şifa, kendini beğenmişlerimize insaf, küfürbazlarımıza edep, mücahitlerimize sabır, halkımıza özbilinç, bütün milletlerimize karar alma himmeti, fedakarlık kabiliyeti, kurtuluş yeterliliği ve izzet bağışla.

(Tanıtım Bülteninden)

Dua Alıntıları - Sözleri

  • Ey Rabbim! Dindarlarımıza din nasip et !
  • Yorgunluklarımızı dindirecek sevinçler nasip et Allah'ım...
  • Ey Rabbim! Dindarlarımıza din nasip et !
  • Beni senden başkasına muhtaç eyleme.
  • "Ey Rabbim! Dindarlarımıza din nasip et !"
  • "Sabahları dua edip akşama kadar bir vahşi gibi yaşayanlar, duanın etkilerini kendilerinde hiçbir zaman bulamazlar."
  • Uygar toplum, vahşi insan..
  • Yorgunluklarımızı dindirecek sevinçler nasip et Allah'ım...
  • Ey Rabbim! Dindarlarımıza din nasip et !
  • Arkadaşlar! Kötü bir zamandayız. Bütün umudum, bütün inancım, özgürce düşünen bilinçli gençlerde.
  • Allah'ım! ... bana da bu çıkmazın kestirme yolunu göster.
  • Olaylar ve zorluklar üzerime saldıracak olursa yardım çağrım yalnızca sanadır.
  • Dua, yüzüne açılmayan hiçbir kapıyı çalmaz.. Dua, en yüksek ifade zirvesini, aklın karanlık gecesinde, Akıl bineğinin ayağı topalladığında, Aşk uçuşu sırasında bulur..
  • Sabahleyin dua edip günün geri kalanını bir vahşi gibi geçirmek boşunadır.

Dua İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Duâ İbadetin beyni, İnsanın sığınağı, Yetemiyorumun adı, Titreyen ses ve kalbin sözcük hali, Düşünecenin şekillendiği yer, Bilincin serpildiği cümleler, Yaşam şekli, Tefekkür kapısı, Sesin secdesi, Kalbin ağlak yeri, İstemenin ve kabulün araf hali, Varoluş amacının ısrarcı tekrarlanan hali... Duâsız hayat amaçsız hayattır demeye getiriyor yazar. O kadar haklı ki... Kur’an’da Allah duâ hakkında şöyle söyler: Furkan Suresi, 77. ayet: De ki: "Sizin duanız olmasaydı Rabbim size değer verir miydi? Araf Suresi, 55. ayet: Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin. Şüphesiz O, haddi aşanları sevmez. Şuara Suresi, 72. ayet: Dedi ki: "Peki, dua ettiğiniz zaman onlar sizi işitiyorlar mı?" Hayatın rehberi kur’an peygamberlerin dualarını da aktararak bu işin bir toplum işi olduğunu da gösterir. Kur’an’dan dualar ile bilinç daha çok oluşmaktadır. İstek, gayret ve netice. İnsana çalıştığı, ve istediği vardır. Duada ısrarcı olunmalıdır. Bu hali yazar; bir çocuğun annesinden bir şey istemesindeki ısrarı ile tasvir eder. İsteklere yoğunlaşmak ve vazgeçmemek. Ali Şeriati der ki; duâ insanı Allah’a, Allah’ı da insanın kalbine yaklaştırır. Çünkü neyle meşgul olursanız kalbiniz onunla dolar. Nasıl bakarsanız öyle görürsünüz. Kelimeler bilincinizin yansımasıdır. Sözcük sözcük büyümektir duâ. Bu kitapla birlikte duâ etmeye farklı bakacaksınız emin olun. Çünkü başlı başına ağır ve ihtiyaç duyulan bir ibadettir duâ. Kitabın girişinde müthiş bir bilincin duaları var. Okumaya doyamıyorsunuz. O satırlara gözü değipte tekrar tekrar okumayacak kimse yoktur. Duâ konusuyla başlasa da bir tarihi anlatır kitap. Kerbela olayının izlerini ve İmam Seccad’ın dünya üzerindeki büyük direnişine değinir. Duâ ile direniş. O, Hasan ve Hüseyin gibi meydanların hak arayışı ve hakka daveti, savunucusu değil, ibadetin beyni duâ’nın hikmetiyle yaşayan biriydi. Hak için ölme imtihanı ile Hüseyin, Hak için yaşamak imtihanı İmam Seccad’a kalmıştı. Yazara göre en zor imtihan İmam Seccad’ın imtihanıdır. İnsanla uğraşmak, bilinci aşılamak, örnek olmak, toplumun fitnelerinden korunmak, yasını tutmak, tek kalmak... gibi çok zor imtihanlara tabii tutulmuştur. Hz. Ali’nin her bir evladı topluma dair bir rol model olmuştur. Amaç bir karakter ile farklı ve toplumsal denge arayışıdır. Her biri nübüvetin izlerini taşıma gayreti taşırlalar. Duâ ile ilgili yazısına nasıl karar verdiğini anlatırken Alexis Carrel’in kitabından söz eder. Doktor olan ve bunu hastalarının moral motivasyon ve inançla ilgili gözlemleriyle anlatan yazardan oldukça etkilendiği görülür. Toplumsal alanlardaki görüşü Sünni ve şii anlayışları ile ilgili kısımlarda yazarla aynı fikri taşımayıp karşı çıksanız dahi bilgilendirici gözlemi ile uyana uyana, araştıra araştıra eylemsel bir kitap okuma şekline koyuyor sizi. Dua bir çıkar ilişkisinden çok bir yaşama şekildir. Beşikten mezara giden bir bilinçtir. Ali Şeriati için “bilinç” insanın mayasıdır. Akla hitap eden bir dinde bu kadar çok akıl dışı olay ona fazla ağır gelir. Farkında olmanın sancılarını taşıyor diyebiliriz. Bir duayı 4444 defa ya da 21, 41 defa okumanın değil, duayı ve ona ihtiyacı ilahi kuvvetle hissetmenin öze verdiği manaya dikkate çeker. Bilincin kılıcıyla savaşan Hz. Hamza ve Hz. Hüseyin ile evinde oturup bir duayı 4444 defa okuyarak şehit sevabı kazanmanın ve buna inanmanın eksikliklerine değinir. İnsanın çıkarcılığına dokunur. İnsan sıkıntılarından ve isteklerinden dolayı Allah’a yaklaşır. Duayı bu sınavı geçeyim, bu evi alayım, zengin olayım, iyileşeyim... diye bir talep alışverişi içinde yapar. Oysa duâ ilahi kudrette kendini önemli hissetmek, değerli görmekte bitiyor. Ben olmadan biz toplumu olmanın erdemi için duaya ihtiyaç duymayı anlatıyor. Hepimizin özlediği ve hemen amin diyeceği dualar ediyor. İmam Seccad’ın duası ve Alexis Carrel’in dualarıyla duaya dua katarak anlatıyor. Öyle çarpıcı ve güzel dualar, sözler var ki sırf o sözlerin alıntıları için okunur. Dua etme şekliniz değişecek. Dua bilinci kazanacağınız bir okuma olacak. Kitap, üç bölümden oluşuyor. Çoğu kitabı gibi, bu kitabı da konuşmalarından, konferanslarından derlemiş. Yaklaşık yüz altmış sayfa olmasına rağmen dolu dolu bir kitap. Mesela, "Burjuvazi" kelimesinin, etimolojik tahlilinden başlayıp, günümüze kadar geçirdiği anlamsal evrimlerden; kapitalizm ile nasıl bir mücadele içinde olunmasından; gerçek sosyalizmin ve devrimin mahiyetinden; toplumun nasıl değişme ve gelişme göstereceğinden; cüppenin nasıl ortaya çıktığından; kapitalistin, kapitalizmden nasıl intikam aldığından; ekonomik gücü elinde bulundurmanın öneminden; İslam'ın birey boyutlu ekonomi anlayışı ile toplum boyutlu ekonomi anlayışı arasındaki farkı anlayabilmekten; Fitye el-mağribin (batıya yol alan gençler) adlı bir grup Müslüman gencin, Kristof Kolomb'dan 400 yıl önce, Amerika kıtasını-delilleri ile birlikte gösteriliyor-nasıl keşfettiklerinden; İnsanın nasıl "adam" olacağından; Kadınların, erkeklerden neden daha fazla bedenlerini veyahut güzelliklerini teşhir etme gereksinimi duyduğundan ve daha nice nicelerinden bahseden nadide bir eserdir bu. Oldukça geniş yelpazeleri ihtiva eden ve size çok şey katacak olan bir kitap. Unutmadan ve daha fazla uzatmadan şunu söylemek istiyorum. Ali Şeriati'yi sevmeyebilir, görüşlerine katılmayabilirsiniz (ki ben de her fikrini, her dediğini kabul etmiyorum) fakat onu bir kere okuduğunuzda göreceksiniz ki, ortak paydanız veyahut uzlaştığınız fikirler muhakkak olacaktır. Zaten kendini fikirleri için; "Beni dinleyin diyorum fakat söylediğim her şeyi kabul edin demiyorum." demiştir. Okuyun, okutturun. Şeriati’nin bilgi birikimine hepimizin ihtiyacı var. Ve Ali Şeriati duâsı ile Ey kadir olan Allah'ım... Alimlerimize mes'uliyet, Halkımıza ilim, Dindarlarımıza din, Mü'minlerimize aydınlık, Aydınlarımıza iman, Tutucularımıza kavrayış, Kavramışlarımıza tutuculuk, Kadınlarımıza bilinç, Erkeklerimize şeref, Yaşlılarımıza bilgi, Gençlerimize, asalet, Öğretmenlerimize inanç, Öğrencilerimize inanç, Uyuyanlarımıza, uyanıklık, Uyanıklarımıza, irade, Muhafazakarlarımıza, hareket, Suskunlarımıza, feryat, Yazarlarımıza, güvenirlilik, Sanatçılarımıza, dert, Şairlerimize, şuur, Araştırmacılarımıza, hedef, Tebliğlerimize, gerçek, Kıskançlarımıza, şifa, Bencillerimize, insaf, Sevenlerimize, edeb, Mezheplerimize, vahdet, Halkımıza kendini bilme, Tüm milletimize, samimiyet, himmet, özveri, Kurtuluşa yaraşırlık ve izzet bağışla... Amin Ya Rabbel alemin... (Amin) Keyifli okumalar! (Sevgi)

Öncelikle bu kitap yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Yazar; kitapta adından da anlaşılacağı üzere dua konusunu ele almış. Kitabı kabataslak tanıtmakla başlayayım. Kitap; dört bölümden oluşuyor. Birinci bölüm; "İnsan Denen Meçhul" kitabının da yazarı olan Alexis Carrel'in "Dua" adlı eserinin yazar tarafından yapılan çevirisinden oluşuyor; bu bölümde; duadan, duanın tanımlarından, nasıl, nerede ve ne zaman dua edilmesi gerektiğinden, milletler için duanın öneminden ve de duanın etkilerinden bahsediliyor. Yazar ikinci bölümde; duanın felsefesi, seccâd ekolü, duada bilinç, aşk, niyaz ve cihat başlığı altında; aşk, yalnızlık mı ayrılık mı? gerçeklik, gerçeklikten kaçış adlı kısa yazılarıyla belli başlı değerlendirmelerde bulunuyor. Bir diğer bölüm olan üçüncü bölümde ise; yazarın kendisinin farklı zamanlarda yapmış olduğu iki duası bulunuyor ve son olarak dördüncü bölümde de; Şia Mezhebinin dördüncü imamı olan İmam Seccad (İmam Zeynelâbidin)'dan bahsediyor ve onun duasına yer veriyor. Kitap hakkında benim kendi yorumuma gelecek olursam; aldığım eğitimden ve kendi görüşlerimden olsa gerek okurken bazı noktalara hayli mesefaliydim ama bunun yanında katıldığım birçok nokta da oldu elbette, bir de benim "dua" dendiği zaman aklıma; Hz. Eyüp, Hz. Yunus, Hz. İbrahim gibi peygamberler gelir yani kitabı okurken bu peygamberlere değinilmesini bekledim ama yazarın "dua" konusuna daha farklı çerçevelerden yaklaşmış olduğunu gördüm, tabi bu beklentim yazarı daha önce hiç okumamış olmaktan da kaynaklanmış olabilir. Kısaca; dediğim gibi bu kitap yazarın okuduğum ilk kitabıydı ve en yakın zamanda diğer eserlerini de okumayı düşünüyorum, yazarı fikirleriyle birlikte doğru ve net bir şekilde tanımak için. (esra k.)

Kitabın Yazarı Ali Şeriati Kimdir?

Ali Şeriati (Farsça: علی شريعتی‎) (d. 1933, Sabzevar - ö. 1977), İranlı Müslüman sosyolog, aktivist, düşünür ve yazar; özellikle din sosyolojisi ve çağdaş İslam düşüncesi üzerine eserler vermiştir. Marksist düşünceden yaptığı alıntılar ve türetmeler ve bunların kendi zamanındaki İran'a ve çevresine adapte edilmesi ve Marksizm kritiği ile birlikte çağdaş İslam düşüncesi ve devrimcilik açısından ortaya koyduğu çeşitli sonuçlar ve yarattığı ilgi sebebiyle, gerek önemli çağdaş İslam düşünürleri arasında gerekse İran'daki devrimci İslam'ın babası ve İran İslam Devrimi'nin baş düşünürü olarak anıldığı olmuştur. Düşünceleri genel olarak "İslam'a dönüş" -"öz"e dönüş- başlığı altında toplanabilir ve bilimsel kaynaklara dayanması, sosyoloji vurgusu yapması ve Batı metodolojisini, çeşitli açılardan eleştirmekle birlikte çeşitli açılardan yapıcı bir şekilde kullanması (ki sosyoloji gibi çeşitli bilimler ve Batı düşüncesinde ortaya çıkan çeşitli fikirlerin, örneğin bazı Marksist fikirlerin, İslam'ın özünde de daha farklı bir şekilde ortaya konduğunu da savunur) sebebiyle moderndir ve gelenekçilikten uzak olduğu gibi gelenekçi görüş ve kesimlere eleştirel yaklaşır nitekim bu sebeple eleştirildiği veya çelişki ile suçlandığı olmuştur. Bu tarzından yola çıkarak kendisi hakkında "sosyolojiyi İslamlaştırmaktan" ziyade "İslam'ın sosyolojik" bir okumasını yaptığı da söylenmiştir.

Hayatı

Çocukluğu

Şeriati 1933 yılında Mazinan, Sabzevar, İran'da doğdu. Babası ilerici milliyetçi bir öğretmen olan Muhammed Taki'dir. Eğitim yıllarında ilk kez İran'ın daha aşağı sınıflarından insanlarla tanıştı, var olan fakat bilmediği yoksulluk ve zorluklarla tanışması bu dönemde oldu. Ayrıca aynı dönemde Batı felsefi ve siyasi düşüncesiyle de tanışmıştır. Modern sosyoloji ve felsefenin bakış açısı ve bunun geleneksel İslami prensipler ile harmanlanması aracılığıyla Müslüman toplum ve toplulukların karşılaştığı sorunları açıklamaya ve çözümler bulmaya çalışmıştır. Şeriati Mevlana ve Muhammed İkbal'den büyük ölçüde etkilenmiştir.

Eğitimi

Lisansını İran'da bitirdikten sonra, Paris Üniversitesi'nde doktorasına başladı. Burada, 1964 yılında Sayfuddin'den "Belh'in Faziletleri Tarihi" isimli bir el yazmasının notlandırılmış bir Farsça çevirisini yaparak Edebiyat dalında doktor olmuştur. Daha sonra İran'a dönmüş, fakat hemen şah yönetimi tarafından tutuklanıp hapsedilmiştir. Yönetim onuFransa'dayken devleti yıkıcı siyasi aktivitelerde bulunmakla suçlamıştır. Daha sonra 1965'te serbest bırakılmış ve Meşhed Üniversitesi'nde eğitim vermeye başlamıştır.

Ölümü ve etkileri

Dersleri kısa sürede farklı toplumun farklı kesimlerinden öğrenciler tarafından beğenilmiş ve popülerleşmiştir. Bunun sonucu yönetim Üniversite'yi zorlayarak onun eğitim vermesini engellemiştir. Bunun üzerine Şeriati Tahran'a giderek Hüseyniye-i İrşad Enstitüsü'nde ders vermeye başlamıştır. Yine büyük bir popüleriteye ulaşan dersleri, yine toplumun her kesiminden öğrencileri etkilemiştir. Şeriati'nin görüşlerine ilginin arttığı orta ve yüksek sınıflardan öğrencilerin olması dikkat çekiciydi. Bu ilgi de şah yönetiminin Şeriati ile bazı öğrencilerinin tutkulanması emrini vermesine neden oldu. Gerek yurt içinden gerekse yurt dışından gelen tepkiler üzerine yönetim onu serbest bıraksa da çeşitli şartlarla tahliye edilmişti: kesinlikle herhangi bir eğitim aktivitesinde yer almayacak, hiçbir şey yayımlamayacak ve özel veya genel hiçbir toplantı yapmayacaktı. Ayrıca devletin güvenlik örgütlerinden SAVAK onun yakın çevresini yakın gözetim ve denetim altında tutacaktı. Şeriati bu şartlara karşı çıkarak ülkesini İngiltere'ye gitmek üzere terk etmeye karar verdi. Üç hafta sonra, 19 Haziran 1977'de SAVAK tarafından öldürüldü.

Tahran'ın büyük hastanelerinden birine Şeriati'nin ismi verilmiştir.

Devrim öncesi İran'ın en önemli ve etkili felsefi liderlerinden sayılan Şeriati'nin görüşleri bugün hâlâ İran toplumunda popüler ve etkindir. Özellikle bugünki İslami Cumhuriyet rejiminin biçimi, ruhban sınıfının konumu ve eşitlik anlayışına karşı çıkan kesimler tarafından beğenilmektedir.

Şeriati'nin düşünsel çalışmaları sadece devrim öncesi ve sonrası İran'ı değil, dünya çapında İslamcı topluluk ve düşünceler başta olmak üzere birçok kişi ve grubu etkilemiştir. Çeşitli dini kavramlara yaklaşımı, ruhban sınıfının eleştirisi ve İslamcılık hareketinin içinde kabul edilen çeşitli çıkarımlarıyla ilgi çekmiştir.

Şeriati, ayrıca Martinikli Marksist düşünür ve şair Frantz Fanon'un "Yeryüzünün Lanetlileri" isimli eserini, Jacques Derrida'dan "Şiir Nedir" ve Fransız oryantalist ve aynı zamanda katolik papaz olan Louis Massignon'dan "Selman-ı Pak" adlı eserleri Farsçaya çevirmiştir.

Birçok eseri bulunan Ali Şeriati'nin eserlerinin neredeyse tümü Türkçeye çevrilmiştir.

wikipedia

Ali Şeriati Kitapları - Eserleri

  • Hac
  • İnsanın Dört Zindanı
  • Ali
  • Dine Karşı Din
  • Kendini Devrimci Yetiştirmek
  • Ebuzer

  • Anne Baba Biz Suçluyuz
  • Kadın (Fatıma Fatımadır)
  • Her Hicret Bir İnkılaptır
  • Muhammed Kimdir
  • Kendisi Olmayan İnsan
  • İnsan
  • Bilinç ve Eşekleştirme

  • Dua
  • Çocuklar ve Gençler
  • Dinler Tarihi 1
  • Dinler Tarihi 2
  • Şehadet
  • Aydın
  • İslam ve Sınıfsal Yapı

  • Marksizm
  • Kur'an'a Bakış
  • Hangi Şia?
  • Kapitalizm
  • İran ve İslam
  • İslam Bilimi (Ciltli) I-II
  • İbrahim'le Buluşma

  • İslam'ı Tanıma Metodu
  • Dünya Görüşü ve İdeoloji
  • Yeni Çağ'ın Özellikleri
  • Ne Yapmalı
  • Yalnızlık Sözleri 1
  • İslambilim 1
  • İslambilim 2

  • Biz ve İkbal
  • Aydınlara Umut Çağrısı
  • Ali Şiası Safevi Şiası
  • Hür Düşünce Mektebi
  • İslam Nedir Muhammed Kimdir
  • Mektuplar
  • Çöle İniş

  • İslam'ı Anlamak
  • İnsan Olmak
  • Kevir/ Bir Tarih Olarak Beliren Coğrafya
  • Muhammed'i Tanıyalım
  • Kültür ve İdeoloji
  • Kendini Bilmek
  • Yalnızlık Sözleri 2

  • Medeniyet ve Modernizm
  • Medeniyet Tarihi 1
  • Medeniyet Tarihi 2
  • İdeallerin Yenilgisi
  • Kapitalizm Uyanıyor mu?
  • Şia
  • Mükemmel Bir Cemaat Ali Şiası

  • Sanat
  • Dine Karşı Din / Anne Baba Biz Suçluyuz
  • Ümmet ve İmamet
  • Adem'in Varisi Hüseyin
  • Aşina Yüzlerle Ailesine ve Dostlarına Mektuplar
  • Kavramlar Sözlüğü
  • Muhtelif Eserler- I

  • Muhtelif Eserler- II
  • İslambilim 3
  • Bir Önünde Sonsuz Sayıda Sıfırlar
  • Tevhidi Altyapı
  • Bekleyiş - Karşı Tepki Dini
  • İslam Ekonomisi
  • İslam'ın Tarih Felsefesi

  • İslam Sosyolojisi Üzerine
  • Sizi Rahatsız Etmeye Geldim
  • Marksizm ve Diğer Batı Düşünceleri
  • Yarının Tarihine Bakış
  • Sevmek Aşktan Üstündür
  • Terimler Sözlüğü
  • Gençler İçin İnanç ve Ahlak Prensipleri

  • Dine Dayanmak
  • Siret
  • Ali Şeriati'den Aforizmalar
  • Dinleri Tanımak
  • İki Sûre İki Yorum
  • Çağımızın Müslüman Kadından Beklentisi - Emperyalizme Karşı Müslüman Kadın
  • Toplumbilim Üzerine

  • Çar Zindanen İnsan-Eli Şerieti
  • Aşk ve Devrim
  • Ve Cevap Veriyorum
  • Öze Dönüş
  • Ayet Yorumları

Ali Şeriati Alıntıları - Sözleri

  • Diğer canlılar niçin yaşadıklarını anlamaları gerekmeksizin yaşarlar. Ama insana: "Yaşa!" dedikleri zaman "Nasıl?" diye sormadan önce "Niçin?" diye soruyor. Bundan dolayı insana,sadece nasıl yaşayacağını öğretmek yetmiyor. İnsan, aç olduğu sürece alışılmış hayat nimetlerinin peşinden gider ve gündelik dertlerini gidermek için çabalar; bu durumda bu sorulardan az ya da çok uzaklaşır. Fakat bu ihtiyaçlar giderildiğinde onun için insan olmanın temel ihtiyaçları ve nerede olması gerektiği gündeme gelir.Gercekten de gerçek din ve mutlak din duygusu bugün daha çok, daha ciddi ve daha hayatı bir ihtiyaç konusudur. (Dinler Tarihi 1)
  • Bu dünyada şu üç şeyi şunlarla ara: Gerçekliği, düşünce ve ilimle; iyiliği, ahlak ve dinle; güzelliği, sanatla. Ve aşk sana bu üç dünyanın da kapılarını açabilir. (Aşina Yüzlerle Ailesine ve Dostlarına Mektuplar)
  • Başkalarıyla oldukça kendimi yalnız görüyordum. Yalnız kendimle, yalnız değildim. (Çöle İniş)
  • Diyorlar ki kafir, ölümden sonraki dünyaya inancı olmayan kimse demektir. Mümin ise bunlara inancı olan kimsedir. (Dine Dayanmak)
  • Peygamber, ağır düşüncelerin baskısı altında bunaldığında ve ruhunun çetin dalgaları ve düşüncelerinin yüksek miraçları karşısında takatsiz kaldığında, Ayşe' yi çağırıp " Benimle konuş ey Hümeyra( pembelim) ! diyordu. (İslam Nedir Muhammed Kimdir)
  • “Sezgisel ve tahmini değil, aksine gözle görme şeklinde olan kesim bilimsel ölçülere dayanarak ikinci neslimiz bizimle yabancılaştığını biliniz.” (İbrahim'le Buluşma)

  • Dua; öğreten, bilinçlendiren, iyilik ve güzelliği telkin eden bir metin, ruhu ruhani miraca götüren, ölüm gününden kurtaran, Allaha yaklaştıran, eğitip öğreten bir ilimdir. (Kavramlar Sözlüğü)
  • Kıyamette görmeye başlayıp başkalarını görme azabına uğrayacağımdan korkuyorum. [Ebulala Maarri] (İslambilim 2)
  • İbrahim'e bak! Sevgili evladını aşka kurban ediyor. (Ali Şeriati'den Aforizmalar)
  • "O sıfır aleminin içinde bir gibiydi." (Çocuklar ve Gençler)
  • Netice, yine umutsuzluk, nefret, sorumlu­luktan kaçma, kendi köşesine çekilme, mistik hayat, varoluşçu oyunlar vb .. (Medeniyet ve Modernizm)
  • Dua, yüzüne açılmayan hiçbir kapıyı çalmaz.. Dua, en yüksek ifade zirvesini, aklın karanlık gecesinde, Akıl bineğinin ayağı topalladığında, Aşk uçuşu sırasında bulur.. (Dua)
  • lnsan ne kadar daha fazla anlar ve ne kadar daha derin hissederse daha çok acı çeker ve sorumluluğu ağırlaşır. (Yalnızlık Sözleri 2)

  • Yarının tarihini yazarsak ancak, tarih değer kazanacaktır. Tarih, eğer yarını bilmemize, bugünün insanını ya da ortaya çıkacak insanı bilmemize yardımcı olmuyorsa, faydasız olacaktır. Çünkü tüm bilimler; insanları, geleceğin insanının hayatını ve bugün ile yarının insanının idealini anlamada, en azından yararlı olmak zorundadır. Geçmişteki insanı anlamak, kendimizi ve geleceğimizi anlamada bir başlangıç olmalıdır... (Yarının Tarihine Bakış)
  • Şüphe yok ki, bu memlekette aç olanlar en çok çalışanlardır. Bununla şerefiyle çalışan, hırsızlık, yan kesicilik, aldatma, dalkavukluk, rüşvet, nüfuz sömürücülüğü, kadın ticareti, insanı kısa yoldan seçkin kılacak herhangi ber şeyi yapmayan namusluları kastediyorum. (Kapitalizm Uyanıyor mu?)
  • Komünizm ve kapitalizmin her ikisi de şekil farklılıklarına rağmen insana "ekonomik bir hayvan" olarak bakmaktadırlar. Aralarındaki bu şekil farkı bu hayvanın ihtiyaçlarını karşılamada hangisinin daha başarılı olabileceği meselesi üzerinedir. (İnsan)
  • Aydın ; son peygamberden sonra, peygambere benzeme eylemidir. Ümmi olmak ; halkın adamı olmaktır. Ümmetin hem içinde hem de dışında ayaklanmaktır. (Ne Yapmalı)
  • "Bir toplum kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez." (Bilinç ve Eşekleştirme)
  • Halkın eleştirilerini özgürce yapamadığı bir toplumda eleştiriler, mizahla yapılır ve bu mizahlar bir araçtır. (Medeniyet Tarihi 1)
  • Kuran'ın Allah'ı insana yakındır, herkesle birliktedir. (İslam Nedir Muhammed Kimdir)

Yorum Yaz