Dünyanın En Güzel Arabistanı - Turgut Uyar Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Dünyanın En Güzel Arabistanı kimin eseri? Dünyanın En Güzel Arabistanı kitabının yazarı kimdir? Dünyanın En Güzel Arabistanı konusu ve anafikri nedir? Dünyanın En Güzel Arabistanı kitabı ne anlatıyor? Dünyanın En Güzel Arabistanı kitabının yazarı Turgut Uyar kimdir? İşte Dünyanın En Güzel Arabistanı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Turgut Uyar
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750836190
Sayfa Sayısı: 88
Dünyanın En Güzel Arabistanı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Yayımlandığı günden bugüne kuşakları etkisi altına almış Turgut Uyar şiirinin olgunluğa erdiği Dünyanın En Güzel Arabistanı 57 yıl sonra yapılan bu ikinci baskısıyla yeniden okurla buluşuyor.
1950’lerden itibaren Türk şiirinin yönelmeye başladığı , sonraları “İkinci Yeni” olarak bilinecek, yepyeni bir biçim ve içerik kanalının başyapıtı kabul edilen bu kitapta gündelik yaşantının, çevreyle iletişimsizliğin üzerine toplumsal yaşam kodları, mahalle baskısı ve kurulu düzenin dayanılmaz ağırlığı çöker...
Turgut Uyar’ın konuşulmazı konuşulur kılan, çok sesli ve çok çatışkan bu “alaycı başkaldırı” şiirleri kim bilir daha kaç kuşağın kuşağın el kitabı, rehberi, kurtarıcısı olacaktır.
Bir bağırsa sesi bütün sokaklara yeter biliyorum
Beni bu işe katmayın
Ben durur şuracıkta geleni geçeni aydınlatırım
Gece böceklerini büyütür gönenirim
Bu işi sevgiyle öptüm başıma kodum
Bunları bırak dedi, polis. İşin içyüzünü anlat biliyorsan. Sokak lâmbası tıkandı baktım. Dokunsalar ağlayacaktı. Benim dedi, tıpkı böyle dedi, kendimden konuşturulmayan yerlerde sözüm yok. Bütün diyeceğim bu kadar. Ama yok yok bir türküm daha var onu da söylemek istiyorum. Sen bırakmasan da söyliyeceğim zaten.
Dünyanın En Güzel Arabistanı Alıntıları - Sözleri
- Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat Durma kendini hatırlat Durma göğe bakalım.
- “Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum Hiçbirinizle döğüşemem”
- Bir kırgınlık yok değildi içimde. Buluyorum nedenini. En çok sevilen olmamak.
- Ne avutur ki beni. Kendimden başka.
- Çünkü unutmak bana göreydi. Çünkü ben de ölümlüydüm.
- hepinize iyi niyetle gülümsüyorum, hiçbirinizle dövüşemem
- Sizin alınız al inandım Sizin morunuz mor inandım Ben tam dünyaya göre Ben tam kendime göre..
- “Bu ellerimi nereye koysam yakışmıyor Dedim ki en iyisi kucağında dursun”
- “Uzanıp kendi yanaklarımdan öpüyorum.”
- “Günlerden o gün alıp başımı evin yolunu şaşıracağım.”
- Gel amansız pencereme perde ol kurtulayım.
- Senin bir yönün var orada durur yaşarım
- "Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum, hiçbirinizle dövüşemem..."
- Sen varsın ya sen çoğu kez yetmiyorsun Uzakta mısın sen misin söylemiyorsun Bakışın mı eksik dudakların mı anlamıyorum
Dünyanın En Güzel Arabistanı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Herkese merhaba. İncelemeye öncelikle kitabın isminden başlamak istiyorum. Dünyanın en güzel Arabistanı, Turgut Uyar’ın hayalinde kurduğu dünyaya verdiği addır. Göğe Bakma Durağı kitabındaki birçok şiir Dünyanın En Güzel Arabistan’ında da vardır ancak bu kitaptaki bazı şiirler imgeli anlatıma sahipken bazıları anlaşılabilir etkiye sahiptir. Kitabı birçok sayfadan araştırmaya çalışsam da çok kısıtlı bir bilgi var maalesef. Ben de edindiğim bilgileri elimden geldiğince sizlere aktarmak istiyorum. “Dünyanın En Güzel Arabistan’ı” basımı durdurulduktan 57 yıl sonra ikinci basımıyla (Haziran 2021) biz okurların karşısına çıkıyor. “Adamlar kadınlarını alıp Arabistana götürürlerdi, Dünyanın en güzel Arabistanı’na…” buradaki ‘Arabistan’ imgesi bireyin iç dünyasını, yalnızlığını temsil eder. Bu kitapta gündelik yaşantıda çevreyle iletişimsizliğin, mahalle baskısının ve kurulu düzenin dayanılmaz ağırlığı iğneleyici şekilde sayfalara dökülür. Kurtarıcı niteliğinde bir başkaldırı adeta… Şiirler bir yerden sonra öykü havası veriyor ve bunun hiç rahatsız edici olduğunu düşünmüyorum. Aksine okumayı ve anlamayı kolaylaştırıyor denebilir. Şiir okumayı sevmeyenler bu kitaba bir şans vermeli. Keyifli okumalar. (Zehra)
Lise zamanlarında hep yalnız başına öğrenci evinde kalmanın hayallerini kurardım, gerçekleştirdim de. Odamı KafkaOkur'dan çıkan posterlerle süsledim. Hislerimi, yalnızlığımı, yaşadıklarımı ama en çokta yaşayamadıklarımı hep onlarla paylaştım. Uykudan gözümü açtığımda, Nazım Hikmet'in masmavi gözleriyle bana bakarak söylediği "Yaşamak şakaya gelmez, Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın" dizeleriyle yeni güne hazırlandım. Akşamları kalabalıklardan sıyrılıp, yalnız döndüğümde Cahit Zarifoğlu'nun "Bir şehir kadar kalabalıktır bazılarının yalnızlığı" dizeleriyle kendime geldim. Birileriyle aynı gecenin sabahını ve yalnızlığımı paylaştığımda, Tomris'in Kahlo'nun muzip gülümsemelerini hissettim. Artık mezun oluyorum, yalnız krallığımın başkenti olan öğrenci evimi bozmaya geldim. Bir yandan hatıralarımı bozarken bir yandan da son bir kitap okumak istedim. Öyle bir son seçmeliydim ki içinde bulunduğum durumda üzerine tek bir söz dahi söylenmesin. Turgut Uyar da bu sonu ve isteğimi hissetmiş gibi, "Bak çocuk bir şiir yazdım, içindeki fırtınanın adını koyabilesin. Abluka burada başlıyor çünkü." diyor bana. BÜYÜK EV ABLUKADA (Abdullah)
Belki çoğu kişi Turgut UYAR'ın "Göğe Bakma Durağı" kitabını bilir, sever. Evet "Göğe Bakma Durağı" kitabındaki bazi şiirler burada da mevcut. Fakat "Dünyanın En Güzel Arabistan'ı..." Bu bir başka. Şiir kitabı mı? Evet. Ama tam olarak şiir kitabı mı? Hayır. Hikâyeleştirilen şiir tadı var kitapta. Aynı sayfa içinde yazı karakteri değişiyor. Yazı karakteri uyumlu olanlar kendi içinde bir bütün oluşturuyor. Yazı karakterinin izini sürmek... :) Şiir okurken bir hikâyeyenin içinde buluyorsunuz kendinizi. İç içe. Hayat gibi. Yaşamak gibi. Sayfa içinde sayfa gibi. Hikâye içinde hikâye gibi... "Bir ben var, benden içeri" der gibi bakıyor kitap. Ya da ben çok fazla içselleştirdiğim için olsa gerek, bir başka bakıyor bu kitap bana, e tabi ben de ona... :)) ve hep bakışacağız sanırım bu duyguyla :) (Sâye)
Kitabın Yazarı Turgut Uyar Kimdir?
İstanbuldaki ilköğreniminden sonra, Konya Askeri Okulu, Işıklar Askeri Hava Lisesi ve Askeri Memurlar Okulunu bitirip Posof, Terme ve Ankarada personel subayı olarak görev yaptı. İlk evliliği annesinin isteği ile oldu. 18 yaşında baba olan Uyar ilk eşinden olma 3 çocuğunu memurluk yaptığı yerlerde büyüttü. 1958'de askerlikten ayrılarak Türkiye Selüloz ve Kağıt Sanayisinin Ankara şubesinde çalışmaya başladı. 1966 yılında eşinden ayrılıp İstanbul'a yerleştiğinde o dönem Cemal Süreya ile ilişkisi bitme aşamasında olan Tomris Uyar ile şiir üzerine mektuplaşmaya başlarlar. Bu mektuplaşmalar evlilikle sonuçlanır. Tomris Uyar ile evliliklerinden bir erkek çocukları olur. Hece ölçüsüyle yazdığı ve toplumsal konuları işleyen ilk iki kitabı Arz-ı Hal (1949) ve Türkiyem (1952)'den sonra, Dünyanın En Güzel Arabistanıyla bireyin iç dünyasına yönelerek yalnızlığın ve çıkışsızlığın peşinde olmuştur. Tütünler Islak (1962) ve Her Pazartesi (1968) de koruduğu bu çizgiyi, Divan (1970)' la geleneksel şiirin kalıplarına, Toplandılar (1974) ve Kayayı Delen İncir (1982)' le söz konusu dönemde yaşanan sınıfsal mücadelenin yansımalarına yerini bırakmıştır.
Turgut Uyar Kitapları - Eserleri
- Şiirde Dün Yok Mu
- Büyük Saat
- Göğe Bakma Durağı
- Korkulu Ustalık
- Divan
- Yitiksiz
- Ne Güzeldi Senin Çılgınlığın
- Arz-ı Hal ve Sonrası
- Toplandılar
- Kayayı Delen İncir
- Dünyanın En Güzel Arabistanı
- Veys
- Sonsuz Ve Öbürü
- Bir Şiirden
- Türkiyem
- Tütünler Islak
- Her Pazartesi
- Elele Okuyalım
- Arz-ı Hal ve Akşam Üzeri Türküsü
- Toplu şiirler 1
Turgut Uyar Alıntıları - Sözleri
- Çünkü unutmak bana göreydi. Çünkü ben de ölümlüydüm. (Dünyanın En Güzel Arabistanı)
- Çoktandır kim aldanmıyor acaba? (Veys)
- Ömür dedikleri gitti gider Bir avuç su gibi parmaklarından (Türkiyem)
- Sen ki, saçından tırnağına kadar Bir hürriyete bedelsin, Bu ılık saçlar, bu gözler; fakat her şeyden önce Yaşadığın için güzelsin.. (Arz-ı Hal ve Sonrası)
- aşkın aşkla çarpımı nedendir bilinmez garip bir biçimde hep sonsuzdur kare kökü de yoktur.. (Kayayı Delen İncir)
- “Yaşlıların tek özelliği,gençlerden daha uzun bir süre yaşamış olmasıdır.” (Elele Okuyalım)
- "Ey artık ölmüş olan at! -dediler- En güzeli oydu işte, yüzünün savaşla ilişkisi. Boydanboya bir karşıkoyma, denge ve istekli bir azalma. Onu bilirdik. O ağaç senin kanınla beslenirdi, hepimizi besleyen. Bir ülkeyi yeniden yaratırdı şaşkınlığımız senin karşında, alışverişin, alfabenin, iplik döküntülerinin ve her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği..." (Tütünler Islak)
- Bütün saatleri durdursan Zamana derdini dinletemezsin (Arz-ı Hal ve Akşam Üzeri Türküsü)
- Öyle düşünüyorum ki, Kur'an Arapça konuşulmayan ülkelerde, Arapça konuşulan ülkelerden biraz daha fazla saygı görür. İncil de öyle. Her ülkede Latince okunması ne yüzdendir belliyorsunuz. İnsan anlamadığı şeylerden korkar. Eğer anlayamadığı o şeyler içinde bir öz, bir değer sezinliyorsa korkusu saygıya çevrilir. (Korkulu Ustalık)
- Sanki bütün üzümler kuruyup gidermiş, sanki bütün gemiler, sanki bütüm trenler hemen kalkarmış gibi, sanki bir tek geç kalan benmişim gibi. Bir su içsem bir yıldız görsem, ağan yahut düşen... İşte diyorum, vakit geç! (Veys)
- Her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği.. (Tütünler Islak)
- Mutsuzluktan söz etmek istiyorum Dikey ve yatay mutsuzluktan Mukemmel mutluluğundan insansoyunun Sevgim acıyor. (Toplu şiirler 1)
- Yel esiyor ama değirmen dönmüyor. Kuraklık bu, adın ekmeğe dönüşmüyor. (Sonsuz Ve Öbürü)
- "Zаmаnsız gеlmе, еlim kolum dаğınıksа sаrılаmаm!" (Toplu şiirler 1)
- hiçbir şey artık eski açıklığında değil ki (Divan)
- Kalın ve karanlık bir çatı merdiveni gibi giderilmez eksikliğini tanırım onun (Sonsuz Ve Öbürü)
- Bir gün sabah sabah kapıyı vursam, -Kim o? dersin uykulu sesinle içerden. Saçların dağınıktır, mahmursundur. Kim bilir ne güzel görünürsün sevgilim, Bir sabah vakti kapıyı çalsam, Uykudan uyandırsam seni, Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliç' ten. Fabrika düdükleri ötmededir. (Arz-ı Hal ve Sonrası)
- Bıktım gözü yaşlılıktan Bıktım ölmemeyi saymaktan (Veys)
- Yüz dilde seni seviyorum desen ne fayda... Bir dilde adam gibi sevmedikten sonra.... (Tütünler Islak)
- “Ey şimal rüzgârı, hasret dolu tren, Bari o günlerin kokusunu getir.” (Bir Şiirden)