diorex
Dedas

Duygu Keşifleri - Banu Yaşar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Duygu Keşifleri kimin eseri? Duygu Keşifleri kitabının yazarı kimdir? Duygu Keşifleri konusu ve anafikri nedir? Duygu Keşifleri kitabı ne anlatıyor? Duygu Keşifleri PDF indirme linki var mı? Duygu Keşifleri kitabının yazarı Banu Yaşar kimdir? İşte Duygu Keşifleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 25.09.2022 05:00
Duygu Keşifleri - Banu Yaşar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Banu Yaşar

Yayın Evi: Zafer Yayınları

İSBN: 9789752612266

Sayfa Sayısı: 208

Duygu Keşifleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Hayatı keşfetmek, insanın kendini keşfiyle başlar..."

Her şeyin bir ömrü var, hayatın, ilişkilerin, dostlukların, tüm dokunduklarının ve tüm hayalini kurduklarının, bütün kırgınlıklarının ve tüm yürek yaralarının da bir ömrü var...

Bitse de bir gün, yine de yaşamak isterdim, gelen ve gelecek olan, biten ve bitecek olan her şeyi. Görmek isterdim tüm gördüklerimi ve göreceklerimi, yine sevmek isterdim, tüm sevdiklerimi...

Tecrübelerin arttıkça sükûnetin de artıyor. Geride kalanı pencereden fırlatmakla, kapıdan uğurlamak arasındaki tercih insanın kendisine kalıyor. Hayata baktığımız gözlüklerin rengi ve numarası değiştikçe, renkler ve çehrelerde değişmeye başlıyor. Aslında her yaş insana ardından baktığı camı biraz daha değiştirmeye zorluyor.

Ne kadar dinleyebiliyoruz iç sesimizi... En son ne zaman konuştuk onunla, ne zaman dertleştik... Kendimizle baş başa kalmayalı, yaralanan yerlerini sarmayalı, yorgun sesini dinlemeyeli kaç doğum günü geçti üzerinden...

Eskiden yoksunluk bir sorun olarak algılanırken, günümüzde zamansız edinilmiş fazlalardan dolayı sorun yaşıyoruz. Her şeye daha kolay sahip olabiliyoruz ama hızlanan bunca şeye rağmen insanoğlu eskisinden daha mutlu değil. Mutluluğun sahip olmakla bir ilişkisi olmadığını anladığımızda umarım iş işten geçmiş olmaz...

(Tanıtım Bülteninden)

Duygu Keşifleri Alıntıları - Sözleri

  • Üreten ve sevebilen insan mutlu insandır.
  • Sevgiye ve karşındakine yüklediğin anlam, aslında senin kendi ihtiyaçlarındır. Kendini zayıf ve değersiz hisseden insan, eşinin kendisinde var olmayan değeri, kendisine hissettirmesini bekler. Aslında ve özünde kimse kimseyi, ne değerli hissettirebilir ne de değersizleştirebilir. Tabii sen izin vermediğin sürece...
  • Bağlanalım sevdiğimiz insanlara, ama onlara bağımlı olmayalım, her duygumuzu onlara endekslemeyelim. (Gerçek özgürlük, kaybetme korkusuna rağmen, sevmeye devam edebilmektir.)
  • Sevgiye, sevginin kalıcılığına ve verdiği güvene olan inancımız gitgide azaldı. İnsan, sahip olduklarına rağmen, daha da yalnızlaştı. Ne kadar isterdi hiç değişmeden onu seven, onu bekleyen birilerinin olmasını...
  • İnsan oğlu çoğunlukla sevgi konusunda bencildir. Olduğu gibi sevmek istemez. İstediğim, hayal ettiğim gibi olursan severim, şartlı refleksini dayatır karşısındakine. Bana benim istediğim gibi davranırsan ve istediğimi verirsen seni severim, şeklinde bir sevmektir bu. Sen olduğun, öyle olduğun için değil...
  • Bardak olup daracık bir alanda boğulmak ve hayatı sadece oradaki acıdan ibaret saymak, insanın yüreğini tüketir. Oysa ki yaşadığımız acıyla ilgili bakış açımızı genişletirsek, hem daha az canımız acır, hem de oradan çıkmak daha kolay olur. İlk düşüşte oradan çıkmak yıllarımızı alırken, sonrakiler de ya bilerek düşeriz ya da yanından geçip gideriz. En azından diplerden çıkmak yıllarımızı almaz ve daha kısa sürer.
  • "Yaşamdaki acılar tuz gibidir; ne azdır, ne de çok. Acının miktarı hep aynıdır. Ancak bu acının acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Acın olduğunda yapman gereken tek şey, acı veren şeyle ilgili duygularını genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış."
  • Çoğu zaman, niye ben bunu yaşadım ki diye sorarız ve anlayamayız neler olduğunu. Bize kalan, onları nasıl karşıladığımızdır ve nasıl uğurladığımızdır aslında. Her gelen, bir misafir niyetiyle gelir, görevini yapar ve gider. Aşırı sahiplenmek, tutkuyla bağlanmak, onsuz yaşayamayacağımızı düşünmek, hayatı zorlaştırır yüreğimize. Sürekli şikayet etmek ve sızlanmak da sadece zaman kaybettirir insana.
  • Bitse de bir gün, yine de yaşamak isterdim,gelen ve gelecek olan,biten ve bitecek olan her şeyi.Görmek isterdim tüm gördüklerimi ve göreceklerimi,yine sevmek isterdim,tüm sevdiklerimi...

Duygu Keşifleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Duygu Keşifleri, insanı iç hesaplaşmaya iten, hatalarımızı görme fırsatı sunan, çözümlerini aktaran bir kitap. Okurken yazarla sohbet ediyormuş hissine kapıldım. İçten, samimi, huzur dolu, terapi gibi bir sohbetti. (Çiçekkokankitaplar)

Duygu Keşifleri PDF indirme linki var mı?

Banu Yaşar - Duygu Keşifleri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Duygu Keşifleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Banu Yaşar Kimdir?

1972 yılında Amasya’da doğdu. İlkokulu Samsun’da, ortaokul ve liseyi İstanbul’da bitirdi. 1990’da İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümüne girdi. Okuldayken ağırlıklı olarak klinik psikoloji üzerine dersler aldı. Stajlarını klinik psikoloji ve psikoterapi üzerine yaptı. Çocuk psikolojisi, bireysel psikoterapi, evlilik danışmanlığı, kognitif terapi, psikolojik test ve teknikler konusunda süpervizyonlar aldı. 1994 yılında mezun olduktan sonra özel bir kolejde psikolojik danışmanlık yaptı. Bu süreçte çeşitli kurum ve kuruluşlarda aile içi iletişim ve çocuk psikolojisine yönelik seminerler vermeye başladı.

Dikkat ve konsantrasyon güçlüğü çeken çocuklarla dikkat eğitimi üzerine çalışmalar yaptı. 2002 yılından beri özel okul öncesi kurumlarda psikolog olarak görev yapmanın yanında aile danışmanlığı, evlilik terapisi, bireysel psikoterapi ve çocuk ruh sağlığı üzerinde de çalışmalarını sürdürmektedir. Mesleki konuların ele alındığı radyo programları hazırlayıp sunmaktadır. Ulusal ve yerel olmak üzere çeşitli gazete ve dergilerde yazı çalışmalarına düzenli olarak devam etmektedir.

Duygu Keşifleri, Aşk Biter, İnsan Yorulur ve Anne Saati Geldi mi? ismiyle yayınlanmış kitaplarının yanı sıra yeni kitap çalışmaları da devam etmektedir. Evli ve bir kız annesidir.

Banu Yaşar Kitapları - Eserleri

  • Benim Sessiz Arkadaşım
  • Duygu Keşifleri
  • Kızları Kız Gibi Erkekleri Erkek Gibi Yetiştirmek
  • Aşk Biter İnsan Yorulur
  • Anneme Soramadığım Sorular
  • Anne Saati Geldi mi?

Banu Yaşar Alıntıları - Sözleri

  • Sevgiye, sevginin kalıcılığına ve verdiği güvene olan inancımız gitgide azaldı. İnsan, sahip olduklarına rağmen, daha da yalnızlaştı. Ne kadar isterdi hiç değişmeden onu seven, onu bekleyen birilerinin olmasını... (Duygu Keşifleri)
  • Çocuğa karşı işlenen cinsel suçların en sık görüldüğü durumlar genellikle aile içi ve akrabalar arasında oluyor. Dışarıdan yabancı biri tarafından yapılan taciz olayları aile içinde yaşananlara oranla istatistiki olarak daha az. (Anneme Soramadığım Sorular)
  • "Sıkıntı ve sızlanma ile başlamak işi zorlaştırır." (Aşk Biter İnsan Yorulur)
  • Her şeyi genetiğe bağlama çabası, insanı sorumluluk alan ve davranışlarının sorumluluğunu taşıyan bir varlık olma boyutundan çıkarmaktadır. (Kızları Kız Gibi Erkekleri Erkek Gibi Yetiştirmek)
  • Dayağın öğretici bir yanı yoktur. Cezanı ödersin ve biter. (Kızları Kız Gibi Erkekleri Erkek Gibi Yetiştirmek)
  • "İnsan tüketmeden sevgiyi üretebilmeyi öğrendiğinde, dünyayı değiştirmeyi de başaracaktır" (Aşk Biter İnsan Yorulur)
  • Karşımızdaki ister çocuk, ister eş ya da arkadaş olsun, kullandığımız dil ve nasıl söylediğimiz çok önemlidir. Ne söylediğimizden çok, onu nasıl ve hangi kelimelerle söylediğimiz daha önemlidir. (Anne Saati Geldi mi?)
  • Kız çocuğu için baba, bir dağın eteğinde özgürce oynamak gibidir. (Kızları Kız Gibi Erkekleri Erkek Gibi Yetiştirmek)
  • “Çocuk anne ya da babasıyla özdeşim kurarak onlara benzemeye çalışır. Bilinç dışı yapılan bu özenme ve taklitler sayesinde çocuğun cinsel kimliği olgunlaşır. Erkek çocuk babasına, kız çocuk annesine benzemek için çaba sarf eder.” (Kızları Kız Gibi Erkekleri Erkek Gibi Yetiştirmek)
  • Çocuk bir yaramazlık yapar, annesi ya da babası, “Sen ne yaramaz bir çocuksun, ne kadar sorumsuzsun! Senden adam olmaz, ne zaman akıllı bir çocuk olacaksın...” diye söylenmeye başlar. Bu şekilde yetiştirilen bir çocuk ciddi özgüven sorunları yaşar ya da vurdumduymaz bir kişilik yapısı geliştirir. Sürekli eleştirilen, kişiliği aşağılanarak büyütülen çocuklar küçücük yüreklerinde öfke büyütürler. (Anne Saati Geldi mi?)
  • Çoğu zaman, niye ben bunu yaşadım ki diye sorarız ve anlayamayız neler olduğunu. Bize kalan, onları nasıl karşıladığımızdır ve nasıl uğurladığımızdır aslında. Her gelen, bir misafir niyetiyle gelir, görevini yapar ve gider. Aşırı sahiplenmek, tutkuyla bağlanmak, onsuz yaşayamayacağımızı düşünmek, hayatı zorlaştırır yüreğimize. Sürekli şikayet etmek ve sızlanmak da sadece zaman kaybettirir insana. (Duygu Keşifleri)
  • İnsanlığın karşı karşıya bulunduğu sorunların kaynağında; emperyalizmin ekonomik, siyasal ve varoluşsal boyutlarında sömürüsü bulunmaktadır. Sömürü dengesizliklere neden olmakta, yabancılaşma sorununu beslemekte, yabancılaşma insanı insan olarak tanımlayan alt argümanlarda tahribatlara yol açmakta, bencil ve hırslı insan tipini ön plana çıkartmaktadır. (Kızları Kız Gibi Erkekleri Erkek Gibi Yetiştirmek)
  • Bağlanalım sevdiğimiz insanlara, ama onlara bağımlı olmayalım, her duygumuzu onlara endekslemeyelim. (Gerçek özgürlük, kaybetme korkusuna rağmen, sevmeye devam edebilmektir.) (Duygu Keşifleri)
  • Ümit etmek güzel şey. En kötüsü ümit edecek bir şey bulamamak sanırım. (Benim Sessiz Arkadaşım)
  • Bitse de bir gün, yine de yaşamak isterdim,gelen ve gelecek olan,biten ve bitecek olan her şeyi.Görmek isterdim tüm gördüklerimi ve göreceklerimi,yine sevmek isterdim,tüm sevdiklerimi... (Duygu Keşifleri)
  • "Nefsini bilen, kendini bilir, kendini bilen, haddini bilir, haddini bilen Rabbini bilir, Rabbini bilen huzuru ve emniyeti yaşar." (Aşk Biter İnsan Yorulur)
  • Anne ne kadar kolay öfkeleniyorsun farkında mısın? Hemen bağırmaya ve vurmaya başlıyorsun, yaptığım şeyin cezası bu kadar ağır mı olmalıydı? Ne zaman kızsan dövüyorsun beni... Dayağın sanki hiç sonu gelmeyecek gibi oluyor. Benden bu kadar mı nefret ediyorsun? Öfken bana olan sevginden daha mı çok? Vurduğun zamanlarda da beni hala seviyor musun anne? Biliyorum ben uyuduğum zaman başucumda ağlıyorsun, pişman oluyorsun. Sen benim uyuduğumu sanıyorsun ama ben seni duyuyorum. Pişman oluyorsun ama ertesi gün yine dövüyorsun. Bana vururken "Bu sana ders olsun!" diye bağırıyorsun ama bana hiç ders olmuyor. Beni daha çok öfkelendiriyor, kızgınlığımı, inadımı artırıyor... Keşke bana vurmasan anne. (Anneme Soramadığım Sorular)
  • Hayatı iyi niyet ve hevesle okumak, parçaları eksiksiz olduğuna inanarak aramak ve bulmak duasıyla... (Aşk Biter İnsan Yorulur)
  • Bir gün arkadaşın bize gelmişti. Onunla konuşurken bana istemeden hamile kaldığını anlatıyordun. Hamile olduğunu öğrenince çok mutsuz olmuşsun, çok üzülmüşsün. Sen benim duymadığımı zannettin ama ben hepsini duydum anne... Gerçekten beni istemedin mi? O yüzden mi bazen bana bu kadar çok bağırıyorsun? (Anneme Soramadığım Sorular)
  • İnsan oğlu çoğunlukla sevgi konusunda bencildir. Olduğu gibi sevmek istemez. İstediğim, hayal ettiğim gibi olursan severim, şartlı refleksini dayatır karşısındakine. Bana benim istediğim gibi davranırsan ve istediğimi verirsen seni severim, şeklinde bir sevmektir bu. Sen olduğun, öyle olduğun için değil... (Duygu Keşifleri)

Yorum Yaz