diorex
Dedas

Edebiyat Yazıları 1 - Sezai Karakoç Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Edebiyat Yazıları 1 kimin eseri? Edebiyat Yazıları 1 kitabının yazarı kimdir? Edebiyat Yazıları 1 konusu ve anafikri nedir? Edebiyat Yazıları 1 kitabı ne anlatıyor? Edebiyat Yazıları 1 kitabının yazarı Sezai Karakoç kimdir? İşte Edebiyat Yazıları 1 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 13.02.2022 00:00
Edebiyat Yazıları 1 - Sezai Karakoç Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Sezai Karakoç

Yayın Evi: Diriliş Yayınları

İSBN: 9789123494248

Sayfa Sayısı: 127

Edebiyat Yazıları 1 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu kitap, Büyük Doğu Günlük Gazetesi’nde 1956 yılında çıkan Sanatçı ve Realizm, 1964 yılında Büyük Doğu Dergisi’nde çıkan Şair, Şiirde Form, Pazar Postası’nda 1957’de yayınlanan Şiirde İnsan, Şiir ve Mantık I, Pergünt Üçgeni, Pergünt Pramidi, Pergünt Heykeli isimli yazılardan oluşmuştur. Na’t isimli yazı ve yukarıdaki yazılar Diriliş Dergisi’nde de 1974, 1975, 1976 yıllarında yayınlanmıştır. Kitaptaki diğer yazılar kitabın ilk baskısı için hazırlanmış olup doğrudan kitaba girmiştir.

Edebiyat Yazıları 1 Alıntıları - Sözleri

  • Geceye yenilmeyen her kişiye ödül olarak bir sabah ve bir gündüz, bir güneş vardır.
  • Öteki dünyayı anlamayan, gerçekte bu dünyayı da anlamamıştır. Ölümü görmeyen, hayatı da yaşamamıştır.
  • Tanrı'ya teslim olmayan, eşyayı teslim alamaz.
  • Ruhumuzun sadece akla ve gönle dönük pencerelerinden bakmamız, hayat çelişkilerinin ve trajedisinin altında ezilmemizi önleyemez. Mutlaka, ruhumuzun mutlak’a açılan pencerelerini de görmeliyiz.
  • Diriliş, insanlığın sılasıdır.
  • Zulüm alkışçısı, yurduna göz koyanların çağırıcısı, ya da günün adamı olduğu gün, şair ölmüştür, en hazin bir ölümle ölmüştür.
  • Dünyanın en büyük edebiyatı, İslâm edebiyatı olmuştur.
  • Peygamber'e Kureyş "şair" dedi.Bu , sanıldığı gibi,O'nu küçültmek için değildi.Peygamberlik kavramına o zamana kadar tümüyle yabancı olduklarından, Peygamberimize, kendilerince yine de en büyük ismi veriyorlardı: Şair.
  • “Çile , her sanat adamı için varoluş şartı. Ancak ,sanat ,onu aşmakla başlar . Acılar ,çileler,ancak hatıra olarak ,dönüştürülen sevinç olarak sanatın harcına karışırlar . Burada ,bahsettiğim sevinç , nefsden,bedenden gelen hazlar değil , ruhun ışımasından doğan aydınlıktır.”
  • Suçsuz insanların ve çocukların katili olmaktan çekinmeyen soyların kuruduğu, zulüm sistemlerinin yere battığı o gün, şair, kesilmiş soluğuna yeniden kavuşacak ve o solukta Tanrı sevgisinin gülü yeniden açılacaktır. Bugünden o güne selâm. Âhiret gibi olan o güne selâm. Ahiret kadar yüce o güne selâm. Diriliş Gününe selâm.
  • Sanat eseri, yaratışın taklididir, yaratılanın değil. Yapıt, yaratılanın taklidi oldukça değerden düşer, yaratışın her an yeni kalışındaki , orjinal oluşundaki sırrı anladıkça da yoğunlaşır
  • Geceye yenilmeyen her kişiye, ödül olarak bir sabah ve bir gündüz, bir güneş vardır.
  • Öteki dünyayı anlamayan, gerçekte bu dünyayı da anlamamıştır. Ölümü görmeyen, hayatıda yaşamamıştır. İslâm uygarlığı temeli inanç olan hakikat uygarlığıdır.
  • Tanrı'nın eşyaya koyduğu ve her türlü sesle kamufle ettiği müziğe , bir sezgi halinde, işaret ediyor olsa gerekti.
  • Klasik İslâm edebiyatında, “mum ve pervane” örneği, o kadar çok kullanılan bu örnek üzerinde, temel kavram ve ilkelerin nasıl işlediğini düşünürsek, şu ana kadar geliştirdiğimiz kuramın bir nevi sağlamasını yapmış oluruz. Klasik şairler ve yazarlar, doğadan aldıkları mum ve pervane motiflerinden bir soyutlama ile İnsanî psikolojiye ve onun en yüce hali olan “aşk” kavramına ulaşıyorlar; ...

Edebiyat Yazıları 1 İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Rüyanın medeniyeti şiir: Sezai Karakoç'un daha önce yayımladığı ve yeni eklediği yazılarda oluşan kitap , bir medeniyet inşasında edebiyatın ve şiirin önemine değinirken bir yandan da kendi poetikasından yola çıkarak İslam uygarlığının sahip olması gereken düşünce yapısından ve bu düşünceden doğacak olan şiir anlayışından bahsediyor. Ve bu anlayışın temel taşlarından metafizik ve soyut kavramları insanı nesneyle hesaplaşmaya götürüp ve nesneyi yoran insanın Tanrı'nın nesneye koyduğu anlamı yeniden bulacağını bu hakkiatten yola çıkarak Tanrıyı bulacağını muştular... Yer yer marksistlerin , kapitalistlerin , Hristiyanların bu konudaki noksanlığına değinirken bir taraftan da bu düşünceyi sorgulayan yabancı yazarların arayışlarından bahseder : Dostoyevski'nin ömrü boyunca, Tanrı'yı bulmayı amaçlayan bir roman yazma ihtirasından, Tolstoy'un Tanrı'yı halkta arayışından , İlyada ve Odysseia' nın o günün din anlayışı içinde değişmeyen alınyazısının oluşumunun iç kesitleriyle veren bir destan olduğundan... Ve son olarak da şairin düşünce yapısından, ahlakından ,trajedyasından, toplumdaki yerinden ; şiirin insanla , gelenekle, mantıkla olan ilişkisinden değinip konuyu bitirir . yazar/sezai-karakoc kitap/edebiyat-yazilari-1--25398 (Doğan)

“İnsanın ufku mümindir. Müminin ufku Peygamber. …”: Çok çok kıymetli bir eser. Özü, taşıdığı anlam, estetik, kültür-sanat, edebiyat, zarafet bakımından zengin ve yoğun; dili açık ve net; çok dikkat çekici bir çalışma. “Diriliş” yazar ve şairimiz çok istisnai bir sanatkâr olduğunu her satırıyla ispat ediyor. Rahmetli üstadın her bir eserinde kendisine duyduğum hürmet ve hayranlık kat be kat artmakta. Kesinlikle tavsiye ederim. Mutlaka okunmalı. İncelenmeli. Bulduğum her fırsatta satırlardan iktibas yapacağım inşaallah. Eseri, kısaca üç ana başlıkla özetlersek: İlki, ‘sanat’tır. Üzerinde en çok durduğu ikinci konu ‘sanatkâr / şair’dir, devamında, sanatkâr ile eseri irdeler. Üçüncü ana konu da ‘şiir ve gelenek’ ilişkisidir. Karakoç, “Na’t” bölümüne şöyle başlar: “İnsanın ufku mümindir. Müminin ufku Peygamber. Peygamberin ufku da, mutlak gerçeklerin habercisi, her peygamberi şahsiyetinin katlarında bir yaprak gibi bulunduran Son Peygamber... Peygamber nasıl insanın ufkuysa, Na’t da şiirin ufkudur.” s.92 (Dilek A)

Bir medeniyetin,Hakikat Medeniyetinin, inşa sürecinde sanatın,edebiyatın,eşyanın, metafiziğin,şiirin,şairin,sanatçının... üzerine düşen rolleri anlatan serinin ilk kitabı.Tarihi,dünyayı,ahireti,tabiatı,yaratışı daha yakından görmek,anlamak için bilgisine,irfanına başvurulabilecek bir eser.Hayatın hayatını şiir üzerinden keşfetmek isteyen herkese tavsiye edilir.Son sözü ona bırakalım:" Şair nedir?Kelimelerdeki hayatı bulandır.Hayattan ve tabiattan daha güçlü bir hayatı." (Süha Murat Kahraman)

Kitabın Yazarı Sezai Karakoç Kimdir?

Rivayetlere göre babası Yasin Efendi'nin Muhammed Sezai adını verdiği, ancak ismi nüfus kayıtlarına yanlışlıkla Ahmet Sezai olarak geçirilen Karakoç, 1933'te Ergani'de dünyaya geldi.

İlkokul ve ortaokulu Diyarbakır ve Maraş'ta parasız yatılı okuduktan sonra, lise öğrenimini Gaziantep'te tamamladı.

Ahmet Sezai Karakoç, liseyi bitirdikten sonra çok istediği felsefe bölümünde okumak üzere İstanbul'a geldi, ancak bu bölüme kayıt yaptırdığı halde, maddi zorluklar nedeniyle girdiği sınavını kazandığı Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne burslu öğrenci olarak yerleşti ve 1955'te Mülkiye'den mezun oldu.

Karakoç, 1959-1965 yılları arasında Maliye Müfettiş Yardımcılığı ve Gelirler Kontrolörlüğü görevlerinde bulundu, vatani görevini yedek subay olarak yaptı, 1973'te memurluk görevinden ayrıldı ve ayrıca 1967 yılında ''İslamın Dirilişi'' adlı kitabından dolayı yargılandı.

Sezai Karakoç Kitapları - Eserleri

  • İslam
  • Yitik Cennet
  • Gün Doğmadan
  • Monna Rosa - Şiirler 1
  • Samanyolunda Ziyafet
  • Düşünceler 1 - Kavramlar

  • Düşünceler 2 - Kurumlar
  • Diriliş Muştusu
  • Ruhun Dirilişi
  • Diriliş Neslinin Amentüsü
  • Mevlana
  • Hızırla Kırk Saat - Şiirler III
  • Şiirler II - Şahdamar - Körfez - Sesler

  • Taha'nın Kitabı - Gül Muştusu - Şiirler IV
  • Ayinler / Çeşmeler - Şiirler VI
  • Leyla ile Mecnun - Şiirler VII
  • Ateş Dansı - Şiirler VIII
  • İslam Toplumunun Ekonomik Strüktürü
  • Edebiyat Yazıları 1
  • Edebiyat Yazıları 2

  • Edebiyat Yazıları 3
  • Çıkış Yolu 1
  • Çıkış Yolu 2
  • Çıkış Yolu 3
  • Zamana Adanmış Sözler
  • Yunus Emre
  • Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı 1

  • Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı 2
  • Unutuş ve Hatırlayış
  • Tarihin Yol Ağzında -İki Röportaj
  • Piyesler 1
  • Meydan Ortaya Çıktığında - Hikayeler 1
  • Mehmed Akif
  • Makamda

  • Kıyamet Aşısı
  • İslamın Şiir Anıtlarından
  • İnsanlığın Dirilişi
  • Portreler - Hikayeler II
  • Gündönümü
  • Dirilişin Çevresinde
  • Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 1

  • Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 2
  • Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 3
  • Armağan
  • Batı Şiirlerinden
  • Çağ ve İlham 1
  • Çağ ve İlham 2
  • Çağ ve İlham 3

  • Çağ ve İlham 4
  • Alınyazısı Saati - Şiirler IX
  • İslamın Dirilişi
  • Çağdaş Batı Düşüncesinden
  • Günlük Yazılar 2 - Sütun
  • Ölümden Sonra Kalkış
  • Varolma Savaşı 1

  • Günlük Yazılar 1 - Farklar
  • Günlük Yazılar 3 - Sûr
  • Günlük Yazılar 4 - Gün Saati
  • Üç Kaside
  • Körfez
  • Mağara ve Işık
  • Sesler

Sezai Karakoç Alıntıları - Sözleri

  • Ben günah kadar beyazım, o tövbe kadar kara... (Monna Rosa - Şiirler 1)
  • "İnsan öldükten sonra nasıl dirilecekse, ölmeden önce de dirilebilir." (Günlük Yazılar 2 - Sütun)
  • İçimde Nuh'un en yeni tufanı Dünyaya ayak basıyorum yeniden.. (Körfez)
  • Bir gün öleceğim düşüncesi ve ondan ötesinin muamması, şuurumu alt üst ediyor, kökünden sarsıyor... (Çağdaş Batı Düşüncesinden)
  • "Siz bilmezsiniz, size anlatmak da istemem. " (Gün Doğmadan)
  • Divan Edebiyatını tanımayan, divanları okumamış bulunan kişilerin Osmanlı tarihini de hakkiyle bildikleri söylenemez.. (Edebiyat Yazıları 3)

  • Özgürlük isteyenler, özgürlüğü yok edecek, bağımsızlık! diye bağıranlar, esaretin en koyusuna gömecek öğreti ve güçlerin fedaisi kılınıp cepheye, ölünceye kadar savaş! cephesine sürülüyorlar. (Çağ ve İlham 3)
  • Selam, gönlü gamlarla dolu olan sana. Selam, tahammül edilmez çileleri yüklenmiş olana! (Armağan)
  • Anlatacaktım ölümlerini bir sonbahar eşliğinde Bir kış güneşliğinde Fakat baktım bu ölüm değil diriliştir Tabiatı aşan bir bildiriştir Ne güz ne sarı renk bu göçü anlatır Bu kan rengi bu kıpkızıl öçü anlatır Görünüşte kırmızı gerçekte yeşil Görünüşte öç hakikatte değil Faninin sonsuzla barışması Affın mağfiretle yarışması Yaprağın düşüşü değil bu toprağa (Ölümden Sonra Kalkış)
  • Namık Kemal’in, bütün batıcılığına ve tanzimatçılığına rağmen, yazılarında kimi kez İslâm birliğinden bahsetmesi ve genellikle İslama karşı saygılı görünmesi hususu oldu. (Edebiyat Yazıları 3)
  • Kaç aç varsa hepsi ben Kaç hasta varsa hepsi ben Kaç liman önlerinde dönen İşsiz hamal hepsi ben Kaç aşktan ters yüz edilmiş Aşık varsa hepsi ben Bütün çiçeklerle donanıp Bütün insanlarla ölen ... (Körfez)
  • Umutsuzluk geleceği, umursamazlık geçmişi unutturur. (Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi 3)
  • Bu dünya, kışların geçmesi gibi geçer. Ve öbür dünya, yazların gelmesi gibi gelir. İnsanlar, sararıp toprağa karışan,çöl otları gibi ölürler... (İslam)

  • İslam dünyası, medeniyet açısından ölüm sularında yüzüyor… (Düşünceler 1 - Kavramlar)
  • İnkar tutsaklık, inanç özgürlüktür. (Diriliş Neslinin Amentüsü)
  • “Derdim vardır inilerim.” (Yunus Emre)
  • Oku okuyabildiğin kadar ölüm dersinden (Taha'nın Kitabı - Gül Muştusu - Şiirler IV)
  • Tarif edilmez güllerin yankısı gözlerin (Şiirler II - Şahdamar - Körfez - Sesler)
  • İdealini yitirmiş ruh, yetersiz beslenen bir vücut gibi, giderek pörsür, solar ve ölür. (Çağ ve İlham 3)
  • Ne olup ne bitiyor Gün nereye gidiyor (Alınyazısı Saati - Şiirler IX)

Yorum Yaz