diorex
life

Edwin Drood'un Gizemi - Charles Dickens Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Edwin Drood'un Gizemi kimin eseri? Edwin Drood'un Gizemi kitabının yazarı kimdir? Edwin Drood'un Gizemi konusu ve anafikri nedir? Edwin Drood'un Gizemi kitabı ne anlatıyor? Edwin Drood'un Gizemi kitabının yazarı Charles Dickens kimdir? İşte Edwin Drood'un Gizemi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 22.02.2022 04:00
Edwin Drood'un Gizemi - Charles Dickens Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Charles Dickens

Çevirmen: Işıl Aydın

Orijinal Adı: The Mystery of Edwin Drood

Yayın Evi: İmge Kitabevi Yayınları

İSBN: 9789755336343

Sayfa Sayısı: 421

Edwin Drood'un Gizemi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Otoriteler tarafından klasik anlamda ilk "gerçek" polisiye roman sayılan Edwin Drood'un Gizemi'nin yarım kalmış olması kitabı gerçek bir gizem haline getirdi. Aradan geçen bir buçuk asır boyunca kitap hakkındaki tartışmalar hiç hız kesmeden

günümüze kadar sürdü. Farklı yazarlar tarafından yazılan "devam" metinlerinin sadece tanınmış olanları bile 150'den fazladır.

İlki Dickens'ın ölümünden hemen sonra, 1870 yılında

T.C. De Leon tarafından ABD'de yayımlanmıştı. Sonuncusu ise Ulrike Leonhardt tarafından 2001 yılında Almanya'da yayımlandı. Bunların hiçbiri meraklıları ve eleştirmenleri tatmin etmedi. Geriye yine eserin aslı, her cümlesinde Charles Dickens'ın parlak dehasını yansıtan Edwin Drood'un Gizemi kaldı.

Edwin Drood'un Gizemi Alıntıları - Sözleri

  • Şu geçici dünyada, her ne kadar övülesi bir şey olsa da sevgilerimiz yönetmemelidir bizi, biz onları yönetmeliyiz, biz.
  • "Ah zavallı ben, zavallı."
  • “Belki de en güzel medeniyet, ne çeşit insanlar arasında yetişirsek yetişelim,” diye karşılık verir Edwin, “kendi işimize bakmayı bilmemizdir[…]”
  • "Seni Seviyorum, seni seviyorum, seni seviyorum."
  • Ve yine bir cüretle, bu sevgilinin adının bile aşığı için kıymetli olduğunu, hissiz telaffuz edilemeyeceğini, anılamayacağını ve kutsal emanet gibi saklanacağını tahmin ediyorum. Gerçek aşık, şayet ona özel bir seslenme biçimi varsa, bunu sadece ve sadece ona saklayacak, Herhangi birinin duymasını izin vermeyecektir. Ona bu isimle seslenebilmek, onun ışıltılı varlığıyla baş başa iken sahip olunacak bir imtiyazdır; onu başka bir yerde ağza almak pervasızlık, soğukluk, bilinsizlik, hatta ve hatta inancın kötüye kullanılmasına kadar gider.
  • Bay Grewgious uzunca bir aradan sonra, ateşi seyrederken, “Aşığın sorumluluğu hayli büyüktür oysa,” dedi. Edwin de ateşi seyrederken onaylarcasına kafa salladı. “Onun ne kendi vaktini ne bir başkasının vaktini harcadığından emin olması şarttır,” dedi Bay Grewgious. Edwin tekrar dudağını ısırmış, ateşi seyrediyordu. “O değerli bir hazineyi oyuncak etmemelidir! Bunu yaparsa pişmanlık peşini bırakmaz! Bunu iyi bellemelidir!” dedi Bay Grewgious.
  • Uzakta bir yerlerde, birilerinin, ölümü beklerken düşlerinde, odalarının avludaki karaağaçların güz yapraklarınca istila edilmesini görmeleri* neyse, onlar için de, yaşam çemberleri iyice görünür olmaya, çemberin uçlarının kavuşmaya başladığı bu yaşlarında işittikleri hışırtılar ve taze kokularla canlanan gençlik anıları da oydu. *Dickens’ın kız kardeşi Fanny Dickens Burnett, ölümünden bir iki gün kadar önce, yazara, o gece, çocukken daima gezindikleri ormandaki güz yapraklarının kokusunu büyük bir netlikle aldığını, bu kokunun şiddetinden, gayri ihtiyari o halsiz başını çevirip, yatağın yanında yerde dökülmüş yapraklar arandığını anlatmıştı (ç.n.).
  • … Bay Grewgious, sözlerine devam etti: “Böylesi evrensel bir konu üzerinde yontulmamış bir adamın tahminleri muhtemelen hatalı olacaktır, ama ben yine de kendi kendime, gerçek bir aşıkta ne soğukluk, ne bıkkınlık, ne kuşku, ne kayıtsızlık, ne de arada kalmışlıktan eser olacağını düşünüyorum (elbette bunların hepsi Bay Edwin’in düzeltmelerine tabidir) Umarım resmim biraz olsun şekillenebilmiştir kafanızda, ne dersiniz?”
  • Diyelim ki sarhoşken saatimi sakladım, nereye koyduğumu anımsıyabilmem için tekrar sarhoş olmam gerekir.
  • Rosa, “Ben lokumcuya gitmek istiyorum,” diye yanıt verir. “Nereye, nereye?” “Lokum bir tür Türk şekerlemesidir, bayım. Tanrım sen bana sabır ver, sen bir şeyden anlamaz mısın? Mühendisim diye geçiniyorsun, ama ne biliyorsun ki?”
  • Şu geçici dünyada, her ne kadar övülesi bir şey olsa da sevgilerimiz yönetmemelidir bizi, biz onları yönetmeliyiz, biz.
  • Bir düzine doktordan bile daha iyi gelir o bana. Çünkü ona derinden bir sevgi besliyorum. Oysa ne doktorlara ve ne de onların ilaçlarına karşı böyle hislerim var.
  • Bu resmin en ufak bir estetik değeri yoktur, hatta düpedüz bayağı bir tablodur; ama sanatçısının onu mizahi bir yaklaşımla, hatta nesnesinden yansıyana benzer bir öç alma hissiyle resmettiği aşikârdır.
  • Karşında böyle lüzumsuz nezakete pabuç bırakmayacak kadar hoş biri var. Böyle lüzumsuz nezaket görmek bana göre değil.
  • Benim yakındığım da bu ya. Benim ölüp giden babam ve Pisicik’in ölüp giden babası nedense, kafa kafaya verip bizi beşik kertmesi usulüyle nişanlama gereğini duymuşlar. Ama hangi akla hizmet böyle bir işe kalkışmışlar? Tabii kemikleri sızlamasın, ama bizi rahat bıraksalar olmaz mıymış?

Edwin Drood'un Gizemi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Chasles Dickens’in yazdığı son roman olarak bilinir. Tamamlanamayan bir roman olarak da bilinir. Yazarın vefatı nedeniyle eksik kalmıştır ve finallere laf eden biri olarak da böyle özel bir durumla karşılaşınca laf söyleyemiyorum normal olarak. Bir diğer ilginç özelliği de romanın adı ve ada bağlı olarak da bizim kafamızdaki algıları yıkıyor olmasıdır. Nasıl? Hepimiz kitapta Edwin Drood karakterini görünce, kitabın adının da bu karakterden verildiğini düşününce ne oluyor? Otomatik olarak kitabın bu karakter özelinde geçtiğini biraz olsun düşünüyoruz değil mi? Ama öyle değil işte. Rosa Bud ve John Jasper arasındaki yaprak dökümünü anlatır bu hikaye. Hepimize iyi okumalar dilerim.. (Sadık Kocak)

İlk bölümleri pek sarmasa da, okudukça hoşuma giden bir kitap oldu. Roman, Dickens' ın ölümüyle yarım kaldığı için merak içinde kaldım. Bir baş yapıt değil, hatta Dickens'ın yazım tarzından çok farklı. Eserin W.Wilkie Collins' e bir öykünme olarak ortaya çıktığını ve Dickens'ın ölümüne neden olduğunu okumuştum yıllar önce. Nihayet okuma fırsatını bulduğum için mutluyum. (Hatice Çakır)

Kitabın Yazarı Charles Dickens Kimdir?

Charles Dickens (7 Şubat 1812 – 9 Haziran 1870), İngiliz yazar.

Memur bir babanın oğlu olarak 1812 yılında doğan Dickens'ın ilk yılları refah içinde geçse de babasının borçları yüzünden hapse girmesiyle sefaletle tanıştı. Henüz 11 yaşında iken bir boya fabrikasında çalışmak zorunda kaldı. 15 yaşında bir avukatın yanına giren genç Dickens, öğrenmeye meraklı olduğu için boş zamanlarında stenografi öğrendi. 1835 yılında Morning Chronicle gazetesine stenograf olarak girdi ve 1835'te 'Boz' takma adıylaBoz'un Karalamaları başlığında notlar yayımlamaya başladı.

1837'de ise esas onu ünlendirecek olan Bay Pikvik'in Serüvenleri adlı kitabını yayımladı. Aynı yıl içinde Catherine Hogarth ile evlendi. 1840 yılında ölen baldızı Mary'e ithaf ettiği Antikacı Dükkanı romanını yayımladı.

1840'ta Amerika'ya gitti ve burada büyük bir coşkuyla karşılandı, ama Genel Okur İçin Amerika Notları kendisini o kadar içtenlikle ağırlamış olanlarda şiddetli tepkilere yol açtı. 1843 ile 1846 arasında bol bol seyahat eden Dickens, bu seyahatlerde dönemin ünlü yazarlarıyla tanışma fırsatı buldu. Bu dönemde yine Daily News gazetesini ve Household Words dergisini çıkardı.

1858 yılında karısından ayrılan Dickens, bu dönemden itibaren yine sık sık seyahate çıktı, konferanslar verdi. Ama sonunda çok yoruldu ve Gadshill'deki evinde istirahate çekilmek zorunda kaldı. 1870'te de şöhretinin zirvesindeyken öldü. Mezarı Londra'daki Westminster Kilisesi'nde bulunmaktadır.

Charles Dickens Kitapları - Eserleri

  • İki Şehrin Hikâyesi
  • Antikacı Dükkanı
  • Oliver Twist
  • Yedi Yoksul Gezgin
  • Perili Ev
  • Gelin Odasındaki Hayalet

  • Zor Zamanlar
  • Mister Pickwick'in Serüvenleri
  • Bir Noel Şarkısı
  • Büyük Umutlar
  • David Copperfield
  • Edwin Drood'un Gizemi
  • Martin Chuzzlewit

  • Gizemli Öyküler
  • Kasvetli Ev (2 cilt)
  • Müşterek Dostumuz
  • Büyük Macera
  • Gece Yürüyüşü
  • Doktor Marigold
  • Oliver Twist - Define Adası

  • Denizden Gelen Haber
  • Dedektifler
  • Barnaby Rudge
  • Nicholas Nickleby
  • Küçük Dorrit 
  • Antikacı Dükkanı - 2. Cilt
  • The Haunted Man and the Ghost's Bargain

  • İşaret Memuru
  • Dickens at Christmas
  • Gulyabani
  • Çaydanlık ile Cırcır Böceği
  • Classic Detective Stories
  • The Trial of William Tinkling
  • Çanlar

  • Christmas Books
  • Dombey and Son
  • Pictures from Italy
  • Mugby Junction
  • The Life of Our Lord
  • The Mudfog Papers
  • Supernatural Short Stories

  • Sketches of Young Ladies, Young Gentlemen and Young Couples
  • Poems

Charles Dickens Alıntıları - Sözleri

  • "Her şey uçup gitti, bir hüzün baki." (Müşterek Dostumuz)
  • Bütün suskun adamların bir ağırlığı olur. Bütün suskun, ağzı bağlanmış adamlara inanılır. Bağları çözmenin saklanmış ve asla kullanılmamış gücü mü insanlığı büyüler, yoksa bilginin eli kolu bağlandığı zaman yoğunlaşıp artar mı ya da çözüldüğü zaman buharlaşır mı bilinmez: Ama şurası kesindir ki önem, ağzı bağlı kişiye atfedilir. (Küçük Dorrit )
  • Aklı başında insanlar yaşadıkları sıradan olayları değerlendirirken tesadüfleri yeterince hesaba katmıyorlar.. (İşaret Memuru)
  • Ve ne büyük mutluluktu uyanıp bunların kaybolan gölgeler olduğunu görmek. (Martin Chuzzlewit)
  • ..."Onun yaşamı 1ölünün arkasından sonsuza dek yas tutanların yaşamı gibiydi. Ölen kendisiydi."... (Gizemli Öyküler)
  • Fielding der ki, erkek ateş, kadın kavdır; Şeytan onları tutuşturur. (Mister Pickwick'in Serüvenleri)

  • Ben münzevi hayatı yaşayan bir adamım. Kendimden başka güvenebileceğim kimse yok. (Müşterek Dostumuz)
  • Eğer hırsızlık sanatsa, hırsız yakalama bir bilimdir. (Dedektifler)
  • Biz yoksullar neden dünyaya gelmişiz; bilmiyorum. (Çanlar)
  • "Özel bağlar olmadan toplum hayatının ne anlamı var?" (Kasvetli Ev (2 cilt))
  • "Birçok fiziksel hastalık gibi insanların kötülüğünde yetişen, sonra da cehaletleriyle yayılan bu salgınlar bir zaman sonra ne cahil ne de kötü olan birçok mağdura bulaşır. " (Küçük Dorrit )
  • "Şu suyun akışını durdurmak nasıl elimizde değilse (...) bu saatlerin akışını durdurmakta elimizde değil." (Büyük Umutlar)
  • Bize biner, arabaya koşarlar. Döver, söver, kendi zevkleri için sakatlarlar bizi, ama ölüyorlar, yaşasın ölüyorlar! (Martin Chuzzlewit)

  • "Ama insan yemek yemeden önce parasını kazanmak zorundadır!" (Dedektifler)
  • Ahlaksal bir hastalığın fiziksel olan kadar engellemesi zor bir şey olduğu; böyle bir hastalığın veba kadar habis ve hızlı bir şekilde yayılacağı, bir kere ilerlemiş olan salgının sınır tanımadan, en sağlıklı insanları bile ele geçirebileceği ve en olmadık bünyelerde gelişeceği insan denen mahlukun bir atmosferde nefes alması kadar tecrübeyle sabittir. Bu ölümcül bozuklukların zayıflık ya da kötülükleriyle beslendiği lekeliler, zehrin bulaşmasına fırsat vermeden anında yakalanıp tecrit edilebilse ( hatta fazla uzatmadan boğazlansa), insanlık takdir ötesi bir hayır duası alırdı. (Küçük Dorrit )
  • Sahnede ışık ve müzik neyse, hayatta şiir odur. (Mister Pickwick'in Serüvenleri)
  • "Talihsiz bir kadını dünyaya getirmekten tek çıkarlarının bunu onun burnundan getirme özgürlüğü olduğunu sanıyorlar." (David Copperfield)
  • Zararsız bir neşe ve iyi huyun cennette gömlek yakasından daha büyük bir günah olduğuna inanmıyorum. Takan da bir, takmıyan da... (Antikacı Dükkanı - 2. Cilt)
  • Hiçbir sözcük duygularımı tam anlatamaz. (Gizemli Öyküler)
  • Fakat her saadetin bir sonu vardır, ikinci bir saadetin zevki da burada değil midir? (Antikacı Dükkanı - 2. Cilt)

Yorum Yaz