diorex

Eğitim Üzerine (Ruhun Eğitimi-Ahlaki Eğitim-Pratik Eğitim) - Immanuel Kant Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Eğitim Üzerine (Ruhun Eğitimi-Ahlaki Eğitim-Pratik Eğitim) kimin eseri? Eğitim Üzerine (Ruhun Eğitimi-Ahlaki Eğitim-Pratik Eğitim) kitabının yazarı kimdir? Eğitim Üzerine (Ruhun Eğitimi-Ahlaki Eğitim-Pratik Eğitim) konusu ve anafikri nedir? Eğitim Üzerine (Ruhun Eğitimi-Ahlaki Eğitim-Pratik Eğitim) kitabı ne anlatıyor? Eğitim Üzerine (Ruhun Eğitimi-Ahlaki Eğitim-Pratik Eğitim) PDF indirme linki var mı? Eğitim Üzerine (Ruhun Eğitimi-Ahlaki Eğitim-Pratik Eğitim) kitabının yazarı Immanuel Kant kimdir? İşte Eğitim Üzerine (Ruhun Eğitimi-Ahlaki Eğitim-Pratik Eğitim) kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 22.03.2022 22:00
Eğitim Üzerine (Ruhun Eğitimi-Ahlaki Eğitim-Pratik Eğitim) - Immanuel Kant Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Immanuel Kant

Çevirmen: Ahmet Aydoğan

Orijinal Adı: Über Pädagogik

Yayın Evi: Say Yayınları

İSBN: 9789754686722

Sayfa Sayısı: 136

Eğitim Üzerine (Ruhun Eğitimi-Ahlaki Eğitim-Pratik Eğitim) Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Özgürlük sevgisi doğal olarak insanda o kadar güçtür ki, bir kere özgürlüğe alıştığında, artık her şeyi onun uğruna feda edecektir. Sırf bu sebepten ötürü talim-terbiyenin disiplin kısmı çok erken dönemlerde yerini almalıdır, çünkü bu yapılmadığı zaman, hayatta daha sonra kişiliği değiştirmek kolay olmayacaktır. Disiplinden yoksun [yani kendi kendine sınırlama becerisi gelişmemiş] insanlar gelip geçici her arzuyu, her hevesi takip etmeye yatkındırlar. Bunu vahşi kavimler arasında da görürüz, onlar her ne kadar bir müddet Avrupalılar gibi iş yahut vazifelerini yerine getirseler de, hiçbir zaman Avrupalılara, Avrupalıların tarz ve tavırlarına alışamazlar. Onlardaki, Rousseau ve diğerlerinin tassavvur ettikleri gibi, soylu özgürlük duygusu değil, fakat bir tür barbarlık –deyiş yerinde ise hayvanlık, henüz gelişmemiş insani tabiattır. Dolayısıyla insanlar kendilerini erken yaşlarda aklın buyruklarına boyun eğmeye alıştırmalıdır.

Eğitim Üzerine (Ruhun Eğitimi-Ahlaki Eğitim-Pratik Eğitim) Alıntıları - Sözleri

  • doğruluk ve vicdan olmadan din, sadece batıl inançtır.
  • İnsanın ne kadar çok bağımlılığı varsa o kadar esarettedir, o kadar az özgürdür.
  • Dikkat dağınıklığı eğitimin baş düşmanıdır. Çünkü hafıza dikkatten güç alır.
  • “İnsanlar vakitlerini o şekilde doldurmalılar ki gözlerinin önünden hiç kaybetmedikleri amaç fikriyle dolu olarak kendilerinin farkında olmasınlar.”
  • Kim bilir, sadece yazıyı icat etmek için bile ne kadar bir kültür birikimi gerekti?
  • Birbirimize can sıkıntısı olmamalıyız; dünya hepimize yetecek kadar geniş.
  • Terbiye, bireyin aslında insanlık temelli olan fıtratından kaynaklanan hayvani içgüdüleriyle yolundan sapmasına engel olur. Kendisini vahşi (uygarlıktan uzak) ve düşüncesiz şekilde tehlikeye sokmaktan alıkoyar.
  • İnsan eğitimi sırasında... (a) Terbiye olmalı. (b) Belirli bir bilgi birikimi, kültür edinmeli. (c) Medenileşmelidir. (d) Ahlâklı olmalıdır.
  • “İnsanoğlu eğitilmeye ihtiyaç duyan tek varlıktır.”
  • Şartlar ne olursa olsun bir çocuğun karşısındaki çocuğu küçük duruma düşürmesine müsaade edilmemelidir.
  • Burada eğitilmekten kastımız, her türlü toplum değerinin kullanımı ve gelecek nesillere nakledilmesini kapsayan ahlâkî kültür bilincinin verilmesinin de dahil olduğu, gözetim (kendini idame etme yetisi), talim ve terbiye ihtiyacıdır.
  • Çocuklar bazen okulun dar kalıplarından çıkmalıdır; yoksa doğal neşeleri sönmeye mahkûmdur.
  • Kötülük sadece denetim altına alınmamış tabiatın sonucudur.
  • Eğitim görmüş aileler, çocuklarının örnek alacağı ilk kurumdur.
  • Kötülük sadece denetim altına alınmamış tabiatın sonucudur.

Eğitim Üzerine (Ruhun Eğitimi-Ahlaki Eğitim-Pratik Eğitim) İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Avrupa düşüncesinde yüz elli yılı aşkın bir süredir mühim bir yeri işgal eden Immanuel Kant Schopenhaur tarafından, yazdığı Saf Aklın Eleştirisi kitabı sebebiyle Avrupa’da yazılmış en önemli Kitap’ın yazarı olmakla methedilmiştir. Modern felsefe için ‘Kant’a rağmen ya da Kant ile felsefe yapılır ama Kant ’sız felsefe olmaz’ denilir. (Nakleden İsmet Özel) Hayatını belli bir düzen üzerine inşa eden ve kırk yedi yaşında felsefe bölüm başkanlığı vazifesine ulaşan Kant David Hume ve Rousseu gibi düşünürlerden de hayli etkilenmiştir. Hayatında geçirdiği üç evre bulunduğu iddia edilen Kant’ın Eğitim Üzerine kitabına birkaç veçheden bakarak değerlendirmemizi yapalım: Bir giriş ve beş farklı bölümden oluşan kitapta başlangıçta insanı eğitime ihtiyaç duyan tek varlık olmakla tasvir eden Kant böylelikle insanın kâinattaki müstesna yerini ifade etmiş oluyor. Bilhassa disiplin üzerinde bir hayli duran ve ‘ödev duygusu’ üzerine bir felsefe inşa eden filozof ‘insanın bir ödev olarak üstlenebileceği ve kendisini adayabileceği en büyük ve en güç sorun eğitim meselesidir’ diyerek ne kadar ehemmiyetli bir mesele üzerinde kalem oynattığını da ilan etmekte. İnsanın yeteneklerini geliştirirken nereden başlanılacağı meselesini kendine de bir soru ve sorun olarak belleyen Kant’ın kendi inancında da olsa din merkezli bir felsefe inşa etmediği kesin. Hristiyan inancına da sahip olan ve dinin gerekliliğini de belli eden müellifin kitabının satır aralarından anladığımız dine karşı müspet durumda olan Kant ahlakı sadece dine hasretmese de dinde de ahlakın pırıltılarının olduğunu inkâr etmiyor ve ahlaksız dinin ise lütuf ve inayet amacını taşıdığını ifade ediyor. Medenilik kültürünü bütün insanları kendi amaçları için kullanma olarak tarif eden Kant’ın eğitim tasavvuru Avrupa’da yaygın olan ilerlemeci tarih anlayışının bir tezahürü olarak gözümüze çarpıyor. Her geçen gün insanlığın daha ahlaklı ve daha eğitimli bir hal almasının gerekli olduğunu bir ulusta da böyle bir eğitim mekanizması bulunmazsa inşa edilen eğitim sisteminin bir sonraki nesil tarafından yıkılacağını zikreden Kant’ın bu anlayışı sorgulanması ve ıslah edilmesi gereken bir nokta. (Tam bu noktada yukarıda millet yerine ulus sözcüğünü kullandım, çünkü ‘ulus olmak için unutmak ve yeniden başlamak /daha iyi inşada bulunmak gerek, hâlbuki millet ise hatırlayarak kaim olur. Avrupa devletlerinin birçoğu ulus devleti iken Türkiye her ne kadar uğraşılsa da uluslaştırılamamış ve hafızasını bir takım badirelere rağmen koruyabilmiş bir millettir. –Ulus/Millet ayrımı için bak: Mustafa Özel, Edebiyat ve Hukuk adlı video- ) ‘Eğitim sayesinde insan 1) Önce disipline boyun eğdirilmelidir. 2) Eğitim insanı kültürle donatmalıdır. 3) Kişiye ayırt etme (tefrik) melekesi ve anlayış kazandırmalıdır. 4) Ahlaki terbiye eğitimin bir parçasını oluşturmalıdır.’ Diyerek eğitimin insana kazandırması gereken başlıca hasletleri zikreden Kant sahife 91’de ezberin lüzumundan bahsederek bugün ülkemizde yaygın kanaat haline gelen ezberin eğitim için bir dezavantaj oluşu kanaatine aykırı bir söylemde bulunuyor. (Bu ezberin muhakemeye dayalı olduğunu zikretmesini de gözden kaçırmamak gerek. ) Ahlaki eğitimdeki ilk çabanın şahsiyetin teşekkülü olduğunu belirterek insanın şahsiyetinin meydana gelmesinde etkili olan unsurları zikreden ve güzel ve gösterişli giysilerin çocuklar için menfiliğinden, çocukların zeki ve kurnaz olmalarının çocukluk sınırlarında kalması gerektiğine, çocuğu yetiştirirken çok şeyi sathi bilmektense şümullü bir şekilde az şeyin bilgisine sahip olmanın ehemmiyetine vurgu yapan Kant bu bölümde çok önemli tavsiyelerde bulunuyor. Erteleme illeti, susarak geçiştirilen soru ve sorunların daha da büyük şer olarak meydana çıkacağından bahseden Kant ‘din adamlarının yahut dini eğitim verenlerin Tanrı için yapabileceğimiz her şeyin sadece yapmaya mecbur olduğumuz şeyi yapmak olduğunu göstermeksizin yardımseverlik fiillerini erdemli işler olarak gösterme hatasını sık sık yapmalarını’ eleştirerek felsefi anlayışının merkezinde bulunan ödev duygusunu da öne çıkarmış oluyor. Gençlerin kendilerini değerlendirirken başkalarını değil kendilerini esas almalarının gerekliliğini öğütleyen ve son paragrafta insan hayatında murakabenin lüzumuna ısrarla değinen Kant kitabı böylelikle altı bölümde itmama erdirmiş oluyor. (Altı bölüm sırasıyla: Eğitim üzerine, Fiziki Eğitim Üzerine, Kültür (Öğretim), Ruhun Eğitimi, Ahlaki Eğitim, Pratik Eğitim) Üstad Necip Fazıl’ın deyişiyle her şeyden evvel ve sadece külli hakikat mizanının İslamiyet olduğuna iman ederek yola çıkan mümin, Âlemlerin Efendisinin ‘Hikmet müminin yitik malıdır nerede bulursa alır’ emrine rıza ile Kant’tan eğitim konusunda şeriatı Muhammediyeye uygun olanını alır, bulanık olanı ise reddeder. Her şeyden evvel Müslüman’ın bilmesi elzem olan mesele; bilhassa yüz yıldır kendisinden saklanan tüm hakikatlerin, çağın tüm soru ve sorunlarının çözümünün Kâinatın Efendisinin hayatında saklı bulunduğunu bilmek davasıdır. Mesele onu derinlikli anlamak, bugünden başlayarak asrısaadete yolculuk yapma ve O’na ulaşmaktır. Yoksa Müslümanlar yukarıda değindiğimiz gibi Avrupalılar misali her geçen günün dünden daha iyi olduğu inancından ziyade dairesel bir tarih anlayışı ile O’na yakın olan ve iman edenin daha efdal olduğunu bilir, tekrar ısrarla belirtelim ki işin lübbünün lübbü bu daireleri katederek merkeze ulaşmak ve O’na hakiki ümmet olma şerefine ermektir. Çalışma bizden, başarı Allah’tandır. (Fâtih)

“eğitim” üzerine: Bazı kitaplar var ve onları okumaya geç kaldığım için gerçekten üzülüyorum. Kant’ın bu eğitim üzerine adlı kitabı da bu kitaplardan biri. Bu kitabı geç okuduğum için üzülmemin nedeni, hem fiziksel, hem kültür, hem ruh, hem uygulamalı eğitim, hem de dini eğitim gibi farklı eğitim alanlarında yapılmış gözlem ve analizlerin sağlam bir yorumlanışı var. Her gencin ve her ebeveynin bu kitabı mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum. Doğumdan ölüme kadar eğitimin nasıl olması gerektiğine dair çok güzel analizler ve yorumlamalar yapılmış,mutlaka okunması gerek bu kitabın. Yıldızladığım kitaplar arasına aldım bile :’) (Mehmet)

Selam herkese ; "Farkında mısınız ayağımızın altındaki zemin her gün biraz daha kayıyor. Tutunmak için sarıldıklarımız bir bir elimizde kalıyor" Bu giriş bana ait değil. Daha kitabı açar açmaz sizi karşılayacak olan sözcükler.Yani kitabın çevirmeni Sayın Ahmet Aydoğan'ın okuyucuyu selamlama şekli. Eserin kendisi kadar yazılan önsöze de (toplumsal öz eleştiri de denilebilir) duyduğum saygıyı da belirtmek istedim. Eleştirel felsefenin babası olarak bilinen Kant, bu eserinde bir insanı kundaktan alıp, ergenliğinin başlangıcına kadar olan döneme kadar birey olma yolculuğunun temellerine dokunuyor. Öncelikle ebeveynlere, sonra eğitmenlere manifesto niteliğinde öğütler sunuyor. ‍ Temel başlıklar olarak sıralarsam; Neden eğitime ihtiyaç duyarız ? (Buna bir alt madde eklemek gerekir. (Öz disiplin nasıl sağlanır) Anne sütünden, yürüme dönemine ve irade eğitimini de kapsayan Fiziki eğitim Kültür üzerine ; oyun oynama , yetenekler, doğayı inceleme...... Ruhun Eğitimi , ahlaki eğitim ve Pratik eğitim başlıklarıyla devam ediyor. Şunu söylemek gerekirse Kant'ın çocuğu olsak günde ondan fazla "disiplin, disiplin , disiplin" duyarmışız. Çeviriden mi bilmiyorum , bazı noktalarda biraz taş yürekli gibi geldi . Neredeyse çocuğunuza zorba gözüyle bakabilirsiniz. Belki de öylelerdir. Günümüzde geçerliliğini yitiren bazı tavsiyeler içerse de insan odaklı bir yaklaşım benimsemiş olması beni çok etkiledi. Bütün maddeler birey oluşturmaya yönelik. Doğru dersiniz, yanlış dersiniz bu ayrı konu. Modern fabrika işçileri yetiştirilen bir sistem döneminde insan ve insani yeteneklere çok uzaktayız. Ben konuya bu açıdan yaklaşıyorum. Keyifli Okumalar... (St.B! Book Club)

Eğitim Üzerine (Ruhun Eğitimi-Ahlaki Eğitim-Pratik Eğitim) PDF indirme linki var mı?

Immanuel Kant - Eğitim Üzerine (Ruhun Eğitimi-Ahlaki Eğitim-Pratik Eğitim) kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Eğitim Üzerine (Ruhun Eğitimi-Ahlaki Eğitim-Pratik Eğitim) PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Immanuel Kant Kimdir?

Immanuel Kant, 22 Nisan 1724 – 12 Şubat 1804 (Königsberg) tarihleri arasında yaşamış olan Alman filozofu. Alman felsefesinin kurucu isimlerinden biri olmuş ve felsefe tarihinin kendisinden sonraki dönemini belirleyici olarak etkilemiştir.

Yaşamı

Kant, eleştirel felsefenin babası olarak kabul edilir. Doğu Prusya'nın Königsberg (Kaliningrad) kasabasında doğdu. Hep burada yaşadı. Üniversite eğitimi sırasında birkaç yıl öğrencilere özel dersler verdi. Eğitimi sırasında Leibniz ve Woolf'dan etkilendi. 1755 tarihinde doçent derecesi aldıktan sonra üniversitede çeşitli sosyal bilimler alanlarında dersler vermeye başladı. Kant başlangıçta fizik ve astronomi alanında yazılar yazdı. 1755 yılında "Evrensel Doğal Tarih ve Cennetlerin Teorisi" adlı eserini yazdı. 1770 yılında Königsberg'de mantık ve metafizik kürsüsüne atandı. 1770'den sonra Hume ve Rousseau etkisiyle eleştirel felsefesini geliştirdi.12 şubat 1804'de Königsberg'te öldü.

Felsefesi

Modern felsefenin gelişim seyrine uygun olarak bilgi kuramını ön plana çıkartmıştır. Kant'ın gözünde bilim, liderleri kesin olan ve yöntemleri, ancak Hume'unki gibi felsefi bir kuşkuculuk benimsendiği zaman sorgulanabilen evrensel bir disiplindir. Bilim yansızdır ve nesneldir.

O, felsefedeki ilk ve temel misyonunun bilimi temellendirmek, daha sonra da ahlakın ve dinin rasyonelliğini savunmak olduğuna inanmıştır. Bu amacı gerçekleştirmek için, hem Descartes'ın rasyonalizminden ve hem de Hume'un empirizminden önemli gördüğü öğeleri alarak, transsendental epistemolojik idealizm diye bilinen kendi bilgi kuramını geliştirmiş, yükselen bilimin felsefi temellerini gösterdikten sonra, özgürlük ve ödev düşüncesine dayanarak Hristiyan ahlakını savunma çabası vermiştir. O, fenomenal gerçeklikle, yani bizim duyular aracılığıyla tecrübe ettiğimiz dünya ile numenal gerçeklik, yani duyusal olmayan ve hakkında bilgi sahibi olunamayacak dünya arasında bir ayrım yapmıştır.

Kant öğretisiyle bilimsel bilginin olanaklı olduğunu göstererek, Newton fiziğini temellendirir, fakat varlığın genel ilkeleri, Tanrı'nın varoluşu, ruhun ölümsüzlüğü gibi konuları ele alan geleneksel metafiziği olanaksız hale getirir. Çünkü, metafizik alanında, ruh, Tanrı, evren kavramlarını düşündüğümüz zaman, burada duyu-deneyi tarafından sağlanan malzeme bulunmaz. Bilginin iki temel öğesinden biri olan deney, tecrübe öğesi metafizik alanında söz konusu olmadığı için, akıl burada antinomilere düşer. Öyleyse metafizik alanında bilimsel bilgi olanaklı değildir. Bununla birlikte, Kant görünüş-gerçeklik ya da fenomen-numen ayrımını insan varlığına uygulayarak, ahlak olanağını kurtarır.

Immanuel Kant Kitapları - Eserleri

  • Eğitim Üzerine (Ruhun Eğitimi-Ahlaki Eğitim-Pratik Eğitim)
  • Pratik Aklın Eleştirisi
  • Öteki Dünyaya Yolculuğumun Sahici Hikayesi
  • Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi
  • Yaşam Felsefesi
  • Gelecekte Bilim Olarak Ortaya Çıkabilecek Her Metafiziğe Prolegomena
  • Arı Usun Eleştirisi
  • Ebedi Barış Üzerine Felsefi Deneme
  • Evrensel Doğa Tarihi ve Gökler Kuramı
  • Fragmanlar
  • Güzellik ve Yücelik Duyguları Üzerine Gözlemler
  • Saf Aklın Sınırları Dahilinde Din
  • Pedagoji Üzerine
  • Seçilmiş Yazılar
  • Yargı Yetisinin Eleştirisi
  • Yaşamın Anlamı
  • Fragmanlar
  • Prolegomena
  • Bir Bilicinin Düşleri
  • Yaşamın Anlamı
  • Arı Usun Eleştirisi
  • Ethica
  • Philosophia Pratica Universalis
  • Ruhun Gücü Hakkında
  • Ethica
  • The Metaphysics of Morals
  • Fakültelerin Çatışması
  • Fundamental Principles of the Metaphysic of Morals
  • Felsefi Mektuplaşmalar
  • Evrensel Doğa Tarihi ve Gökler Kuramı

Immanuel Kant Alıntıları - Sözleri

  • Her kim ki dileklerini ılımlı kılarak kurgul yaşamda doyum bulursa, aydın ve yetkin bir yargıcın onayında çabaları için güçlü bir uyarı kazanır- çabalar ki, yararları büyük ama uzaktır ve bu nedenle sıradan gözlerden bütünüyle kaçarlar. (Arı Usun Eleştirisi)
  • "Böcek olmayı kabul edenler, ayaklar altında kalıp ezilmekten yakınmamalıdır." (Seçilmiş Yazılar)
  • İnsanla ilgili her türlü bilgi düşünceyle başlar, oradan kavramlara geçer ve fikirlerle sone erer. (Yaşamın Anlamı)
  • İnsan yararlı olana tutunur, yokluğunu fark etmediği şeyleri aramaz. (Bir Bilicinin Düşleri)
  • İntihar üstüne “Greklerde intiharın saygınlık kazandırdığı bir dönem yaşanmıştır, bu yüzden Romalılar kölelerinin intihar etmesini yasaklamıştır, çünkü onlar kendilerine değil efendilerine aittir.” (Ethica)
  • . Tüm insan bilgisi sezgilerle başlar, oradan kavramlara ilerler ve fikirlerle biter. ... (Saf Aklın Sınırları Dahilinde Din )
  • Kadının zayıflıklarının bir çoğu, deyim uygunsa, güzel kusurlardır. (Güzellik ve Yücelik Duyguları Üzerine Gözlemler)
  • Bu bilim ki, başka herşeyde bilgisiz olan herkes, onda kesin bir yargıda bulunmaya cesaret ediyor... (Gelecekte Bilim Olarak Ortaya Çıkabilecek Her Metafiziğe Prolegomena)
  • - " (...) Metafizik ki, başka her şeyde bilgisiz olan herkes, onda kesin bir hükümde bulunmaya cesaret ediyor, çünkü bu alanda gerçekten de, esaslı olanı boş laftan ayırt edecek kesin bir ölçü henüz yoktur...” (Prolegomena)
  • Arzu edilen bir şeyi yapmadığı zaman biz de onun arzu ettiği şeyi yapmayız. (Pedagoji Üzerine)
  • Zamanın üç kipi süreklilik, ardışıklık ve eşzamanlılıktır. Öyleyse görüngülerin tüm zamansal ilişkilerinin üç kuralı olacaktır ki, her bir görüngünün varoluşu tüm zamanın birliği açısından bu kurallara göre belirlenebilir — kurallar ki tüm deneyimden önce gelir ve hiç kuşkusuz onu olanaklı kılarlar. (Arı Usun Eleştirisi)
  • " Felsefe, aklın ulaşacağı en son hedeftir... " (Ruhun Gücü Hakkında)
  • İstemek ve başarmak...ne kadar tuhaf sözcükler... (Fragmanlar)
  • Bundan dolayı: kamu ancak yavaş yavaş aydınlanmaya varabilir. Gerçi devrimler ile bir ‘baskı rejimi, kişisel bir despotizm, bir zorbalık yönetimi yıkılabilir; ancak yalnız bunlarla, düşüncelerde gerçek bir düzelme, düşünüş biçimlerinde ciddi bir iyileşme elde edilemez; tersine, bu kez yeni önyargılar, tıpkı eskileri gibi, düşüncesiz yığına, kitleye yeni birer gem, yeni birer yular olurlar: Oysa aydınlanma için özgürlükten başka bir şey gerekmez; ve bunun için gerekli olan özgürlük de özgürlüklerin en zararsız olanıdır: Aklı her yönüyle ve her bakımdan çekinmeden kitlenin önünde apaçık olarak kullanmak özgürlüğü. (Seçilmiş Yazılar)
  • Üstümde Tanrı,dışında dünya, içimde insalsal tin. (Fragmanlar)
  • - " (...) Saf Aklın Tenkidi'nin mücerret olmasına gelince, işte bu noktadaki şikayetler haklıdır ve onu elinizdeki Prolegomena ile ortadan kaldıracağım. Prolegomena’yı da mücerret bulanlar düşünmelidir ki, herkesin Metafizik ile uğraşması gerekli değildir..." (Prolegomena)
  • Eğer, sık sık olduğu gibi, yargı onun önceden verili olan ve bütünüyle başka bir nesneyi düşündüren yargılardan doğup doğmadığını görmek için bir yargı olarak ortaya koyuluyorsa, anlakta bu yargının önesürümünü araştırır ve orada belli koşullar altında evrensel bir kurala göre bulunup bulunmadığını görmeye çalışırım. Böyle bir koşulu buluyorsam, ve eğer yargının nesnesi verili koşullar altına alınabiliyorsa, o zaman yargı başka bilgi nesneleri için de geçerli olan kuraldan çıkarsanmıştır. Bundan görürüz ki, us çıkarsamada anlaktaki büyük bilgi karmaşasını en küçük sayıda ilkeye (evrensel koşullara) indirgemeye ve bu yolla onun en büyük birliğini ortaya çıkarmaya çalışmaktadır. (Arı Usun Eleştirisi)
  • İyi bir yaşam sürme haricinde,insanın Tanrı’yı hoşnut etmek için yapabileceğini düşündüğü her şey dini yanılsamadan ve sahte ilahi hizmetten ibarettir. (Saf Aklın Sınırları Dahilinde Din )
  • Eğer insan başka birinin bize bıraktığı, bir temele oturtulmuş ama sonuna kadar geliştirilmemiş bir düşünceden işe başlar ve bu düşünce üzerine düşünmeye devam ederse, kendisine bu ışığın ilk kıvılcımını borçlu olduğu o keskin görüşlü adamın ulaştığı yerden daha ileriye gitmeyi umabilir. (Gelecekte Bilim Olarak Ortaya Çıkabilecek Her Metafiziğe Prolegomena)
  • . Ahlak, kendimizi nasıl mutlu edebileceğimizin öğretisi değil, kendimizi mutluluğa nasıl layık kılabileceğimizin öğretisidir. ... (Saf Aklın Sınırları Dahilinde Din )

Yorum Yaz