Eğitim ve Sosyoloji - Emile Durkheim Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Eğitim ve Sosyoloji kimin eseri? Eğitim ve Sosyoloji kitabının yazarı kimdir? Eğitim ve Sosyoloji konusu ve anafikri nedir? Eğitim ve Sosyoloji kitabı ne anlatıyor? Eğitim ve Sosyoloji PDF indirme linki var mı? Eğitim ve Sosyoloji kitabının yazarı Emile Durkheim kimdir? İşte Eğitim ve Sosyoloji kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Emile Durkheim
Çevirmen: Pelin Ergenekon
Yayın Evi: Pinhan Yayıncılık
İSBN: 9786055302887
Sayfa Sayısı: 160
Eğitim ve Sosyoloji Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Eğitim nedir? Hizmet ettiği amaç ve bu amacı belirleyen etkenler nelerdir? Pedagoji üzerine verdiği derslerin ve seminer notlarının bir derlemesini içeren bu kitapta Emile Durkheim, sosyolojik bir bakış açısıyla eğitime dair bu temel soruların cevaplarını arıyor.
Durkheim'ın bu eseri, eğitmenler için, temel pedagojik meselelere ilişkin özgün ve güçlü bir kuram kazandırmayı hedefler. Sosyologlar içinse birey ve toplum arasındaki ilişkiler, bilim ve uygulama arasındaki ilişkiler, ahlakın ve kavramanın doğası gibi genel kavramların eğitim kavramıyla olan yadsınamaz ilişkilerini açıklığa kavuşturmayı hedefliyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Eğitim ve Sosyoloji Alıntıları - Sözleri
- Eğer öğretmen ve ebeveynler, çocuğun maruz kaldığı her şeyin onun yapısında kaçınılmaz birtakım izler bırakacağından ve bu maruz kaldığı şeylerin, bizim önem vermediğimiz o an içindeki binlerce bilinçdışı etkisinin çocuğun zihnini ve karakterini biçimlendirdiğinden daha bilinçli bir şekilde haberdar olsalardı, kullandıkları dile ve davranışlarına nasıl da daha çok dikkat ederlerdi!
- Özgür olmak, hoşuna gideni yapmak değil; kendi kendisinin efendisi olmak, sebepsiz yere hareket etmemeyi ve yükümlülüklerini yerine getirmeyi bilmektir.
- "İnsanın, doğumla başlayıp olgunluk aşamasında tamamlanan uzun bir oluşum dönemi içinde biçimlendiği, apaçık bir gerçektir."
- Olmamız gereken insan tipinin portresini bizim için çizen toplumdur.
- Eğitim,her şeyden önce, her bir bireyi kendi mükemmeliyetlerinin olabildiğince en doruğuna taşıyarak, onlara genel olarak insan türünü meydana getiren nitelikler kazandırma amacındadır.
- "Olmamız gereken insanın portresini çizen toplumdur ve bu portrede onun örgütlenişinin tüm özellikleri yansımasını bulur."
- Kültürlü bir zihin, aklın hazlarından vazgeçmektense yaşamamayı yeğler.
- Çağdaş ahlak eğitiminin sırrı, eskiden özdenetim ve irade gücüyle elde edilen sonuçları iyi alışkanlıklar aracılığıyla elde etmektir.
- Kültürlü bir zihin, aklın hazlarından vazgeçmektense yaşamamayı yeğler.
- İdeal emredilemez; ideal, onu hayata geçirme vazifesinde olanlarca idrak edilmeli, beğenilmeli ve arzu edilmelidir.
- Hiçbir şey çağdışı kalmış ve itibarlarını yitirmiş kurumlara suni bir hayat ve yetki görünümü verme girişimleri kadar boş olamaz.
- İnsan, sadece toplum halinde yaşadığı için insandır.
- İlgilendikleri bilimlere sıradışı katkılarda bulunmuş büyük bilim insanlarının birçoğu, gelgelelim kendi uzmanlıklarının dışındaki diğer tüm şeyler söz konusu olduğunda birer çocuktur.
- Bugün bir hayli yükseklere çıkardığımız bilim ve eleştirel düşünce, uzun zamandır şüpheyle zapt edilmekteydi.
- Kant der ki, ''eğitimin amacı, her birey içerisindeki gelişime açık olan kusursuzluğu geliştirmektir.''
Eğitim ve Sosyoloji İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Sosyolojinin ustatlarından Emile Durkheim tarafından yazılmış eğitimle ilgili bu kitap onun 1887-1902 yıllarında Bordeaux Üniversitesindeki ders notlarından oluşmaktadır. Eğitimin tanımını veren yazar, onu topluma, fertlere ve devlete göre yorumlayaraktan, onların görevlerini açıklamaktadır. (Bəxtiyar Əliyev)
okuma sebebini bilmenin önemi: Herkes yazmış bu kitap “Eğitim nedir?Hizmet ettiği amaç nedir? bu sorulara cevap veriyor...” falan diye. Bu yorumlar “Ben kitaptan bir şey anlamadım.”demenin farklı bir versiyonu ... sonuçta eğitimin tanımını, amacını belirleyen bir sürü akım var . Yani kime göre neye göre tanımlamış, amaçları hangi görüşe göre belirlenmiş bilinmesi gerekir. Aslında böyle kitapları okurken belli bazı konuları bilmek ve yine belli Sorular sormak ve bu soruların cevaplarını aramak lazım. Kitabı okumadan önce Emile’nin ortaya attığı fikirlere dayanan işlevselcilik teorisinin varsayımlarını bilmek gerekir.Bunlar hakkında bilgi birikimine sahip olduktan sonra Emile’nin varsayımlarından hareketle ortaya çıkardığı toplumsal işbölümünün ne olduğunu öğrenmek amacıyla bu kitabın okunması gerekir. Böylece okuduğunuz kitap anlamlı hale gelir. Yoksa adamın zaten ders notları sonuçta. pat diye kesiliveriyor,bölük pörçük kalıyor hersey diye düşünürsünüz. (zariföztürk)
kitap okuyabileceğiniz en yalın durkheim çalışmalarından biridir. bu kitabı on morality and society ve sociologie et philosophie ile kıyaslayınca hikaye kitabı gibi akar gider. ancak bir parantez açayım, bu adam gerçekten okundukça sevilecek bir yazar. bir kitabına dokunup geri çekilmeyin. kendinizi biraz zorlamanız gerekecek. durkheim çalışmasında insanların eşit yaratılmadığına ve birilerinin eylem diğerlerinin düşünsel varlıklar olduğundan dem vurur. eğitimin toplum beklentilerine göre şekillendiği ve her dönemin veya her toplumun kendi dinamikleri olduğunu örnekleyerek serimler. çocuklarımızı toplumsal yaşam içinde asla istediğimiz gibi yetiştiremeyeceğimizi bunu düşünmenin bile saçmalık olduğunu ifade eder. ayrıca eşitlikçi eğitimin de düşünülemeyeceğini söylemektedir. şimdi ben bu ifadeleri böyle direkt söyleyince biraz pislik bir adam gibi gözüküyor ama nedenlerini kitapta uzun uzun anlatıyor. bir çok eserinde üstüne basarak durduğu husus burada da var. insan itaate meyilli değildir. açıkçası benim bu konuda ciddi şüphelerim var. tabula rasa fikri üzerinden gidiyor filan ama açıkçası bence oldukça tartışmalı bir mevzu bu. bize güzel geldiği için yaptığımız şeylerin altında bile toplumun bize bilinçdışı olarak bir yönlendirmesi olduğunu ifade eder. yine insanın toplum içinde yaşadığında aksi takdirde hayvan olduğunu söyler ki bu benim için tam bir zırvalıktır. daha bir çok hususta hem bir çok görüş ve tespitle dolu bir eserdir. tavsiye olunur. ayrıca ne güzel bir laftır: "ahlakın laikleşmesi" (koray)
Eğitim ve Sosyoloji PDF indirme linki var mı?
Emile Durkheim - Eğitim ve Sosyoloji kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Eğitim ve Sosyoloji PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Emile Durkheim Kimdir?
Émile Durkheim (15 Nisan 1858, Epinal - 15 Kasım 1917, Paris); Fransız sosyolog, sosyolojinin kurucularından sayılmaktadır.
Sosyoloji adı her ne kadar August Comte tarafından verilmiş olsa da, Fransız Sosyolojisi 19. yüzyılın sonundaki güçlü etkisini ona ve onun kurmuş olduğu L'Année Sociologique isimli yayına borçludur.
Hayatı ve Düşüncesi
15 Nisan 1858 tarihinde Epinal, Loren'de bir Yahudi Hahambaşı'nın oğlu olarak dünyaya geldi. Felsefe öğretmenliği yaptı. 1885 de Almanya'da bulundu. Fransa'ya dönüşte yayımladığı makaleler ilgi topladı. 1887 Bordeaux Üniversitesi'nde ders vermeye başladı. 1902 yılında Sorbonne Edebiyat Fakültesi'nde çalışmalarını sürdürdü. 1906 yılında Buisson'un ölümü üzerine Sorbonne Eğitimbilim Profesörlüğüne getirildi.
Durkheim toplumbilimi kendi olgularını kendi ön dayanaklarıyla işleyen bir bilim durumuna getirdi. Auguste Comte'un fiziği, Herbert Spencer'in biyolojiyi örnek alıp inceledikleri toplumsal olaylar ona göre yalnız kendi türünden olaylarla açıklanabilir, "toplumsal olay" bireye bağlı ve bireyle başlayıp biten bir süreç değildir. Toplumsal olay bireyi aşkındır, birey ona katılır. Her birey için toplumsal olaya katılmak kaçınılmaz bir zorunluktur. Çünkü toplumsal olaylar; genel zorunlu bireyi ve bireyler arası ilişkileri belirleyen din, ekonomi, hukuk, ahlâk, siyaset, bilim ve sanat türünden olaylardır. İnsanın kendine özgü bireyliğini ve topluma özgü toplumsallığını saptar. İnsan genel doğruları hazırca, tartışıp araştırmadan toplumdan alır. Bu doğrular: bireyin, kendisi, başkaları, insanlar arası ilişkiler, doğa, evren olguları üzerine yargılarına temel dayanak olur.
Toplum bir başka yanıyla da insana ilişkin her kurumun temeli olup doğal bir bileşimdir. Kurumlar örneğin din ve Tanrı anlayışı da topluma bağlıdır ve onunla birlikte gelişip evrimleşir.
Durkheim bilgi anlayışında toplumun görüşünü örnek alır. Bilgide en genel kavramlar tek tek şeylerin tümünden bağımsız olmayıp tersine onlara uygulanabilen, topluma ilişkin kavramlar olduklarından en geçerli kavramlardır. Bunların mutlak, öncesiz sonrasızca doğru ve kesin kavramlar oldukları da söylenemez. Bilginin temel taşları olan genel kavramlar toplumla birlikte zaman ve uzam bağlamında değişip gelişen kavramlardır.
Din sosyolojisi ile ciddi olarak ilgilenen Durkheim'in eserlerinin bir kısmı Türkçeye çevrilmiştir. Comte'un takipçisidir. Toplumu, Tanrı yerine koymuştur. Burada kasıt inançlı bir kimse davranışlarda bulunurken Tanrı'sını nasıl gözetirse "birey"inde davranışlarda bulunurken toplumu aynı şekilde gözettiğidir.
15 Kasım 1917'de Paris'te ölmüştür.
Emile Durkheim Kitapları - Eserleri
- İntihar
- Sosyolojik Yöntemin Kuralları
- Sosyoloji ve Felsefe
- Ensest Yasağı ve Kökenleri
- Dini Hayatın İlkel Biçimleri
- Toplumsal İşbölümü
- Ahlak ve Toplum
- Eğitim ve Sosyoloji
- Sosyoloji Dersleri
- Rousseau ve Toplum Sözleşmesi
- Ahlak Eğitimi
- Hobbes Üzerine
- Felsefe Dersleri
- Meslek Ahlakı
- Sosyolojinin Öncüleri: Montesquieu ve Rousseau
- Dinsel Yaşamın İlk Biçimleri
- Sosyalizm Dersleri
- Montesquieu ve Sosyal Bilimin Gelişimi
- Pragmacılık ve Toplumbilim
- Terbiye ve Sosyoloji
- Eğitim ve Sosyoloji
- Dini Hayatın İlk Şekilleri
- Sosyoloji ve Eylem
Emile Durkheim Alıntıları - Sözleri
- Kendi kendimize yaratmadığımız bir dilde konuşuruz; icat etmediğimiz araç gereçler kullanırız; kendi başımıza tesis etmediğimiz hakları savunuruz; her nesil kendileri bir araya getirmediği bir bilgi hazinesini miras olarak alır ve böylece devam eder... İnsan ancak medenileştiği için insandır. (Dini Hayatın İlkel Biçimleri)
- Özgürlük, kendi iradesini gerçekleştirmekten ziyade başkasının iradesine boyun eğmemeye dayanır, bir de başkasının iradesini kendi irademize boyun eğdirmemeye. Efendi olan kişi özgür olamaz. (Sosyolojinin Öncüleri: Montesquieu ve Rousseau)
- Ruhumun yalnızlığı öyle bir kefendi ki insanları değil ,sadece doğayı ve Allah'ı görmek istiyordum. (İntihar)
- Kendi tanrısına boyun eğen ve bundan dolayı da tanrısının kendisiyle beraber olduğunu düşünen insan, dünyaya güvenle ve artan bir enerji hissiyle yaklaşır. (Dini Hayatın İlkel Biçimleri)
- bir vicdan ne kadar bilgisizlik karanlığında ise değişime de o denli karşı çıkar .. (Toplumsal İşbölümü)
- İnsan, medeniyet olmaksızın yalnızca bir hayvandır. (Ahlak Eğitimi)
- Bugün bir hayli yükseklere çıkardığımız bilim ve eleştirel düşünce, uzun zamandır şüpheyle zapt edilmekteydi. (Eğitim ve Sosyoloji)
- Kamu duygusunu inciten suçlar, ağırlık derecelerine göre genel tepkiler doğurabilecek güçte olan suçlardır. (Meslek Ahlakı)
- Ekonomik fonksiyonlar millet kuvvetlerinin büyük bir bölümünü emmektedir. Birçok fertlerin hayatı ticaret ve sanat muhitlerinde geçiyor. Dolayısıyla da, bunların hayatının büyük bir bölümü her türlü ahlak faliyetinin dışında geçiyor. Çünkü bu muhitte ahlakın ancak pek zayıf bir izi vardır. Böyle bir durumun, büyük bir ahlak düşkünlüğü kaynağı olmaması mümkün müdür? (Meslek Ahlakı)
- İnsan arzu ettiği her şeye sahiptir zira sadece sahip olduklarını arzu eder. (Rousseau ve Toplum Sözleşmesi)
- Kendimizin icat etmediği bir dili konuşuruz; kendimizin bulmadığı aletleri kullanırız; kendimizin tesis etmediği haklardan söz ederiz. Her nesil, kendisinin biriktirmediği bir bilgi hazinesini miras alır vs. Medeniyetin bu türlü türlü menfaatl erini, topluma borçluyuz (Dini Hayatın İlkel Biçimleri)
- Ancak din, vardır; o verili bir olgular sistemidir; bir başka ifadeyle, o bir gerçekliktir. (Dini Hayatın İlkel Biçimleri)
- İnsanlık ilerleme kaydettikçe, fertler arasındaki anlaşmazlık artıyor. Öyleyse bugünden çıkaracağımız ders geçmiştekiyle aynı. Akıl, hakikate ulaşmaya muktedir değil. (Felsefe Dersleri)
- Din başlarda yerine getirdiği iki işlevden birini ve sadece birini, yani spekülatif işlevi giderek terk etme eğilimindedir. Bilimin dinde karşı çıktığı şey, onun var olma hakkı değil, aksine şeylerin doğasını dogmatikleştirme talebi , insanı ve doğayı açıklayacak özel uzmanlığa sahip olduğu iddiasıdır. (Sosyoloji ve Felsefe)
- "Kendini başkalarının efendisi sanan kimse onlardan daha fazla köle olmaktan geri kalamaz" (Rousseau ve Toplum Sözleşmesi)
- Rousseau, Hobbes'un teorisini reddeder; her ne kadar Hobbes'un dehasından övgüyle söz etse de teorisini sıklıkla eleştirir. Savaş durumu hipotezi¹ iki nedenle ona kabul edilemez gelmektedir: 1) Savaşın ortaya çıkış sebebi bile - yani giderilmemiş ihtiyaçlar - mevcut değildir. İnsan kendisine lazım olan şeylere sahipse, neden başkalarına saldırsın? Hobbes kendi sistemine ancak medeni insanın karmaşık hassasiyetini doğa insanına atfederek ulaşmıştı; 2) Hobbes haksız yere ilkel insanın tüm acıma duygusunu yok saymıştır. Böyle bir erdem her türlü düşünceden önce geldiğinden doğa durumunda olmadığını söylemeye hakkımız yoktur. (Sosyolojinin Öncüleri: Montesquieu ve Rousseau)
- Baskıcılar, düşüncenin denetlenemeyen bir şey olduğunu her fark ettiklerinde, onu yok etmeye çalışırlar. (Felsefe Dersleri)
- Öyle de kana her türlü doğaüstü özelliği atfettirmiş olan bu kaba batıl inancın insanlığın ahlaki gelişiminin üzerinde muazzam bir etkisi olmuştur. Bu işin süresi boyunca bu etkinin sadece ensest meselesini hissettirmekle kalmadığı bile görülmüştür. Aynı sebebe bağlı olan başka türden fenomenler var: Bunlar genelde cinsiyetlerin ayrımına dair örf ve adetlerdir. Yukarıda aktardığımız olgularla günümüzde gözlerimiz önünde cereyan edenler arasındaki benzerliğe okurun şaşırmaması mümkün değil. Bütün bu benzerlikten hareketle, eğer okullarımızda, gündelik toplantılarımızda cinsiyet arasında bir çeşit engel varsa, eğer her bir cinsiyet adetler hatta yasalarla kendisine dayatılan belirli bir giyim tarzına sahipse, erkeğin kadına yasaklı -kadın bunları yerine getirmeye muktedir olmasına rağmen- rolleri varsa, kadının da erkeğe yasaklı rolleri varsa, kadınlarla ilişkimizde özel bir dil, özel davranışlar benimsemişsek, bunun nedeni kısmen binlerce yıldır babalarımızın genelde kanın, özellikle de regl kanının, yani bahsettiğimiz kan algısının tesiri altında olmalarıdır. Her tür varoluş nedeninden uzun zamandır yoksun, bu eski önyargıları fark etmeden, hala açıklanamaz bir alışkanlıkla itaat etmiyor elbette. Bununla birlikte, bunlar ortadan kaybolmadan önce, kendilerinden sonra ayakta kalan ve bizim de bağlandığımız davranış biçimlerinin doğmasına yol açtılar. (Ensest Yasağı ve Kökenleri)
- Gerçek iktidar ve özgürlüğün ilk koşulu kendine hâkimiyettir. (Ahlak Eğitimi)
- ... üzerinde yükseldiği sarsılmaz temeli görebilmek için yapıyı kuşatan tozu ve kumu bertaraf etmek gerekir. (Rousseau ve Toplum Sözleşmesi)