diorex
sampiyon

Ejderha Taşı - Ahmet Kabaklı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ejderha Taşı kimin eseri? Ejderha Taşı kitabının yazarı kimdir? Ejderha Taşı konusu ve anafikri nedir? Ejderha Taşı kitabı ne anlatıyor? Ejderha Taşı PDF indirme linki var mı? Ejderha Taşı kitabının yazarı Ahmet Kabaklı kimdir? İşte Ejderha Taşı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 02.04.2022 22:00
Ejderha Taşı - Ahmet Kabaklı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ahmet Kabaklı

Yayın Evi: Türk Edebiyat Vakfı Yayınları

İSBN: 9789757594086

Sayfa Sayısı: 80

Ejderha Taşı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Ejderha ne demektir çocuklar

Siz de bilmezseniz, ben de... Başkaları da pek bilmezler. İnsana benzer güzel bir yılanın irisi diyenler var. Yontma Taş devirlerinde ilk atalarımızın mağaralarında boy gösteren Mamut gibi kocaman yaratık diyenler var. Onu, yılanlar prensesi Şahmaran'ın oğlu veya babası diye tanıtanlar da oluyor.

Bana sorarsanız ejderha hiç de korkutucu, ürkütücü değildir; kocaman, iri ama çok sevimlidir.

(Arka Kapak)

Ejderha Taşı Alıntıları - Sözleri

  • İyimserimdir ben... Kırılan hayallerimin yerine yenilerini bulup avunmuşumdur. Hayallerimle mutlu olmuş, onları kaybettikçe üzülmüşümdür. Ama hiçbir zaman hayalsiz, duygusuz, sevgisiz, yaşamamışımdır. Bu dünyada ve dünyanın ötelerinde sevilecek cok şey vardır. Hayaliyle mutlu olduğumuz sevgili varlıklar bitip tükenmez.
  • Sevgi her zaman düşmanlığı yenmiştir.

Ejderha Taşı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

O kadar naif ,guzel,ince ,yalin bir dille anlatilmis ki cocuklugu yasarken buldum kendimi.Zsten Ahmet Kabaklı basli basina bir Edebiyat...Hepimizin duygularina tercuman olmus cocuklugumuzda ki Harput'u anlatmis bize mutlaka kutuphanenizde bulunmasi gereken bir eser... (AYŞEGÜL GÜL)

Şirin bir Harput Masalı derlemiş üstad bize... Annemiz ak sütü gibi, bir Harput anasının dimağından akan efsaneleri sunmuş okuyucularına... Açık yalın sanık anlatımı kendisine çekiyor. Okumaktan zevk alınacak bir eser... (zafer saraç)

Üstadın çocukluk anılarının yer aldığı doğduğu yörenin masal ve efsanelerinden bahseden kitabı. Kitapta şöyle bir anısı bulunmaktadır: Kabaklı hoca yetim büyümüş.Çocukluğunda çok sefalet çekmiş.Zaten memleketimizde şekerin, yağın bulunmadığı kıtlık zamanıydı o yıllar.Sokağında Gümüş adında sahipsiz bir köpek varmış. Birgün annesi evde yiyecek tek bir lokma bulunmadığı için çok üzülür.Tam bu sırada Gümüş bir yerlerden ekmek kaptığı gibi annesine getirmiş.Annesi de bu ekmeği alıp çocuklarına yemek yapmış.Büyük bir sevince kapılmış.Üstad Gümüş'ün vefasını övmekte ancak ya bizim nankörlüğümüze, şükürsüzlüğümüze ne demeli... (Kitabî)

Ejderha Taşı PDF indirme linki var mı?

Ahmet Kabaklı - Ejderha Taşı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Ejderha Taşı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ahmet Kabaklı Kimdir?

1924 yılında Harput'ta doğdu. 1931 yılında Elazığ Numune mektebine girdi,ilk ve orta öğrenimini tamamladı.

Elazığ Lisesi'nden 1944 yılında mezun oldu ve Edebiyat Fakültesine kayıt yaptırdı.

20 Kasım 1946 tarihinde "Yunus Emre mi Yalan Söylüyor, Gölpınarlı mı? " başlıklı yazısının Son Saat Gazetesinde yayınlanması ile yazı hayatı başladı. "Hareket" Dergisinde "Ayın Hercümerci" başlığı ile yazılar yazmaya devam etti. 1948 yılında İstanbul Edebiyat Fakültesi Türk Dili Edebiyatı Bölümünü bitirdi ve Diyarbakır'da öğretmenlik hayatına başladı, 2 yıl öğretmenlik yaptı ve aynı zamanda "Karacadağ" dergisini yönetti.

Askerliğini yapmak üzere görevinden ayrılıp Manisa'ya gitti; askerlik görevini tamamladıktan sonra 1951 yılında Aydın Ticaret Lisesi'nde yeni öğretmenlik görevine başladı. Aynı lisede öğretmenlik yapan arkadaşı Meşkure Hanım ile 1952 yılında evlendi. 1955 yılında Ankara Hukuk Fakültesine kayıt oldu.

1956 yılında Tercüman Gazetesi'nin düzenlediği fıkra yarışmasında "Üniversitede Münazaralar" yazısı birinci seçildi. Eğitim stajını yapmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir yıllığına Paris'e gönderildi. Yazılarına "Uzaktan uzağa", "Paris'ten Paris notları", "Paris Mektupları" başlıkları altında Paris'ten devam etti.

1958 yılında Türkiye'ye dönünce İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsüne öğretmen olarak atandı. İstanbul Hukuk Fakültesindeki eğitimini 1959 yılında tamamlayıp 1961 yılında İstanbul Barosu Avukatlarına katılarak kısa bir süre avukatlık yaptı.

1961 yılında Tercüman Gazetesinde "Gün Işığında" adlı köşesinde yazmaya başladı. Çapa Eğitim Ensitüsünde 1969 yılına kadar öğretmenlik yaptıktan sonra İstanbul Yüksek Öğretmen Okulunda öğretim görevlisi olarak çalışmaya devam etti. 1974 yılında emekli oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı'nda edebiyat dersleri verdi.

1978 yılında Meşkure Kabaklı, Rıfat İzzet Çokum, Sevinç Çokum, İskender Öksüz,Cahit Dodanlı Emine Işınsu Öksüz, Tahir Kutsi Makal, Süha Burçkin, İrfan Atagün, Halis Akaydın, İsmail Gerçeksöz ile beraber Türk Edebiyatı Vakfı 'nı kurdu ve ölünceye dek başkanlığını yaptı.

"Gün Işığında" köşesine 1991 yılından itibaren Türkiye Gazetesi'nde devam etti.

1995 yılından itibaren Türk Dil Kurumu asil üyeliğini görevini de sürdürdü.

14 Aralık 1996 tarihinde Aydınlar Ocağı ve 55 gönüllü kuruluşun desteği ile düzenlenen törende, Atatürk Kültür Merkezi'nde kendisine "Şeyhülmuharririn" unvanı verildi.

17 Kasım 2000 tarihinde geçirdiği kalp rahatsızlığı sonucu hastanede tedavi görmeye başladı, 23 Aralık 2000 tarihinde hayat arkadaşı Meşkure Kabaklı'nın vefatinden 47 gün sonra 8 Şubat 2001 tarihinde vefat etti.

Eserleri

Kültür Emperyalizmi , Müslüman Türkiye , Mehmet Akif , Yunus Emre , Mevlana , Ejderha Taşı , Ecurufya , Sohbetler 1-2 , Temellerin Duruşması 1-2 , Güneydoğu Yakından , Şiir İncelemeleri , Doğudan Doğuş , Sultanü ş Şuara Necip Fazıl , Şair i Cihan Nedim , Türk Edebiyatı 1-2-3-4-5 (5 Ciltlik en önemli eseri

Ahmet Kabaklı Kitapları - Eserleri

  • Temellerin Duruşması
  • Temellerin Duruşması 2
  • Necip Fazıl
  • Mehmet Akif
  • Kültür Emperyalizmi
  • Nazım Hikmet
  • Mevlana
  • Yunus Emre
  • Ejderha Taşı
  • Alperen
  • Çağlara Hükmedenler
  • Türk Edebiyatı
  • Türkiye’yi Yoğuranlar
  • Türk Edebiyatı
  • Müslüman Türkiye
  • Sanat ve Edebiyatımız
  • Bu Dünyadan Kimler Geçti
  • Şiir İncelemeleri
  • Sınırların Ötesi
  • Aşık Edebiyatı
  • İrfan ve İnsan
  • Bürokrasi
  • Tasavvuf Tarikat Edebiyat
  • Türk Edebiyatı - Cilt 2
  • Fatih ve İstanbul
  • Divan Edebiyatı
  • Türk Edebiyatı - Cilt 3
  • Edebiyat Akımları
  • Mabet ve Millet
  • Türk Edebiyatı - Cilt 1
  • Edebiyat Türleri
  • Gönül Seheri
  • İstanbul Güldestesi
  • Devlet Felsefemiz
  • Ermişlerin Sohbeti
  • Muhayyelat-ı Aziz Efendi
  • Şair-i Cihan Nedim
  • Bizim Alkibiades
  • Seyirlik Oyunlar
  • Doğudan Doğuş
  • Nerede, Ne Yazdı?

Ahmet Kabaklı Alıntıları - Sözleri

  • Hâmid Halkçı ve Milliyetçidir. Milliyet anlayışı, İslâmiyetle iç içedir. İslâmlığı her zaman yüceltir. Onu milliyetimizin esaslı bir unsuru sayar. Ama dinde bazı reformlar yapılmasını da ister. Onca din kitapları millî dille yazılmalıdır. İslâmlık dünyaya açık ve iyi anlatıldığı zaman insanlığa ışık tutacak bir dindir. Bu din yobazlığa gelmez ve taassupla hiçbir münasebeti yoktur. İslâmın büyüklüğüne lâyık olmak isteyenlerin geniş kültürlü, hoşgörülü olmaları şarttır. (Türk Edebiyatı)
  • Dilberün işi itâb u nâz olur Ceşmi câdu, gamzesi gammâz olur İy gönül sabr it tahammül kıl ana Yâra irişmek işi az az olur (Divan Edebiyatı)
  • Allah'tan gelene râzı olursak Allah da bizden râzı olur. (Mevlana)
  • Bu yaman vecize, komünizmin ve sosyalizmin boğulup öldürüldüğünü, Mark ve Leninin bütün ütopya ve iddialarının bürokrasi elinde bir yalan, bir ideolojik baskı ve çıkar aracı haline geldiğini gösterir. (Bürokrasi)
  • Dolular hazinesinde, bir yığın boşlarız biz. (Gönül Seheri)
  • Biz kendilerine söyleyelim:"İrtica" bir peşin fikre körü körüne saplanmak, yani cahillik, yarım aydınlık demektir. Bu kalıpta insanlar, dindar geçinenler arasında bulunduğu gibi komünistler, faşistler ve kendine "İlerici" süsü veren zavallılar arasında da bulunabilir. İrtica, bir de iftiracılık ve saygısızlık demektir. Bir yazar, eğer; şu dünyaya en müspet ve aydınlık dini getirmiş olan Büyük Peygamber'in fikirlerine "geri" diyebiliyorsa, irticayı bulmak için uzağa gitmeye hacet yok. O yazar "Mürteci" nin kendisidir. (Müslüman Türkiye)
  • Benim dinim ne ümittir ne korku, Allah ‘ıma sevdiğimden taparım. Ziya GÖKALP (Bu Dünyadan Kimler Geçti)
  • “Mecnun, Leylâ"ya mektup yazmak istedi. Kalemi eline alıp şu beyti yazdı: Hayalin gözümde, Adın ağzımda, Yâdın kalbimde, Ben nereye yazayım? Senin hayalin gözlerime yerleşmiş, Adın dilimden düşmüyor, Yâdın canımın içinde yer etmiş. O hâlde mektubu kime yazayım? Sen ki bu yerlerde gezip dolaşıyorsun... Ve kalemi kırıp kâğıdı yırttı.” (Mevlana)
  • Saltanat veya dikta ile yönetilen ülkelerde bürokrasi, başbakandan, hatta bazan devlet reisinden başlar. Demokrasilerde ise halk tarafından seçilmiş oldukları için başbakanlar, bakanlar bürokrat değil, halkın temsilcileridir. Demokrasilerde bürokrasinin en üst kademesi müsteşarlardan. (Bürokrasi)
  • Câh ile gelmez fazîlet câhile. (Cahil kişi, yüksek mevkie geçmekle faziletli olamaz.) (Bürokrasi)
  • Yedi meçhul üstüne açılmış Yedi tepe (İstanbul Güldestesi)
  • Yahya Kemale sual: İstanbul ve Paris'ten sonra, en çok kaldığınız üçüncü şehir de Madrit'tir, dedim.Madrit'i yahut bütünüyle "Endülüs"ü nasıl bulmuştunuz? Oradan birkaç intiba lütfeder misiniz? -Madrit, sıkıntılı bir şehir olmakla maruftur. 8-9 asır ewel mutekit ve münzevilerin (dünyadan el ayak çekip yalnız yaşayanların) diyarı olduğu için, Araplar tarafından "mücerrid" ismi verilmiş olan Madrit'ten ben memnundum (Türkiye’yi Yoğuranlar)
  • Yoksul, Müslüman halkımızın ve çocuklarımızın bereket ve ümit kahramanı olan Hızır gibi bir sembol dururken, Batı’dan “Noel Baba”lar aşırıp onun mankenlerini süslemeye kalkmak... Kültür emperyalizmi karşısındaki çaresizlik ve şahsiyetsizliğimizin, şapkalı, cübbeli belgesidir. (Şiir İncelemeleri)
  • "Çünkü bunlar 'züğürt inkılâpları'dır. Çünkü bunu yapanlar, binlerce yıllık bir kültürle oynayarak oyalanıyorlardı." (Temellerin Duruşması)
  • 'Geri gelmesi mümkün olmayan, hatırlanmamalı.' Nâzım Hikmet (Nazım Hikmet)
  • Akif, Müslümanlığın gerilikle, tembellikle, vurdumduymazlıkla, riya ve gösterişle, merhametsizlikle, haksızlığa boyun eğmekle mümkün olmadığını haykıran mürşittir... (Mehmet Akif)
  • Çok umumileşen yanlış bir düşüncenin aksine: Bu kasidenin Sultan Hamid’e karşı olmak ve onu yermekle hiç alâkası yoktur. Namık Kemal’in “Bâb-ı hükûmet”ten çekilmesi 1867 yılındadır. Bu şiiri, Paris ve Londra’da bulunduğu yıllarda yazdığı anlaşılmaktadır. Çünkü bazı beyitlerine, Londra’da çıkardıkları “Hürriyet” gazetesinde rastlanıyor. O tarihte Osmanlı tahtında Sultan Aziz, sadrazam olarak da Âli Paşa bulunmaktadır. (Şiir İncelemeleri)
  • Her türlü zorbalık ve kabadayılıkların dumanımızı attırdığı hürriyetsizlik ve saygısızlıklara karşı çıkmak için elbette demokrasi fazileti gerekiyor. Bunu içine sindiremeyen cağ dışı ve insanlıktan uzak aydınların kahrını bu güzel millet, daha ne zamana kadar çekecek? (Temellerin Duruşması 2)
  • Bir millet, yalnız ordusu ile savaşmaz, ancak kültürü, İnan’ı, milli birlik ve ülküleri ile savaşabilir... (Sınırların Ötesi)
  • Türk milletinin geleceğe dönük bütün tasarıları, halkçılığı, insancılığı, ahlâkı, kalkınması, ancak yakın ve uzak tarihimizi objektif tarafsızlıkla tanımamız sayesinde gerçekleşir. (Temellerin Duruşması)

Yorum Yaz