diorex
Dedas

En Güzel Aşk Hikayemiz - Mario Levi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

En Güzel Aşk Hikayemiz kimin eseri? En Güzel Aşk Hikayemiz kitabının yazarı kimdir? En Güzel Aşk Hikayemiz konusu ve anafikri nedir? En Güzel Aşk Hikayemiz kitabı ne anlatıyor? En Güzel Aşk Hikayemiz PDF indirme linki var mı? En Güzel Aşk Hikayemiz kitabının yazarı Mario Levi kimdir? İşte En Güzel Aşk Hikayemiz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 15.04.2022 12:00
En Güzel Aşk Hikayemiz - Mario Levi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mario Levi

Yayın Evi: Doğan Kitap

İSBN: 9786051116372

Sayfa Sayısı: 194

En Güzel Aşk Hikayemiz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Yere uzanıyor, yıldızlara bakıyoruz. Bu yıldızların birinde çok eski bir hasreti yaşayabiliriz diyorum. Biz yüzyıllardır orada, o hikayedeydik diyorsun. Bir yudum daha alıyorum içkimden. Alkolün damarlarımda dolaşmasından, bedenimi kaçınılmaz bir biçimde uyuşturmasından mı bu hayale yolculuğum, seninle bu yıllanmış hikayeyi bir kez daha düşünebiliyor olmamdan mı bilemiyorum. Ama dalgalar o hikayede, o eski romanlarda da böylesine etkileyiciydi sanırım. Uzun, çok uzun bir geceye hazırlanabileceğimizi düşünüyorum öyle olunca da, güneşin doğuşunu biraz da bu yüzden kaçırmamalıyız, hiç olmazsa bu kez kaçırmamalı, buruk bir sevinçle de olsa karşılamalıyız diyorum. Susuyorum, o yıldıza kayıyor gibi oluyorsun durup dururken. İşte o anda yeniden başlıyor hikayemiz."

Bu hikaye bir arayışı dile getirir. Anlatıcı, kahramanlarının iç dünyasında ve yaşadığı şehrin en gizli köşelerinde, ulaşamadığı bir sevgilinin izini sürer. Aşkın tarihi, hikayesinde gizlidir. Soru da ister istemez kendisini bir kez daha dayatır: en güzel aşk yaşanamayan, en dokunulmamış, hayallerle beslenen aşk mıdır yoksa?..

(Tanıtım Yazısından)

En Güzel Aşk Hikayemiz Alıntıları - Sözleri

  • ‘Satır aralarındaki yazılamamış tümcelerle gizli parantezleri kendinize göre aramaktan çekinmeyin.’
  • Ama düşünün bir kere, bizlere ne kaldı ki artık, bir uzun şiiri aramaktan ya da bir umarsızlığı küçük de olsa bir umuda, bölük pörçük bir sevinçler toplamına dönüştürme çabasından başka?
  • Bir an geliyor çünkü, yenilgilerin acısını her zamankinden çok daha somut bir şekilde duyumsadığınız bir an. Geriye yalnızca, akıntıya kürek çekme anlamında da olsa, bir çabayı, bir savaşımı göze almış ya da alabilecek olmanın avuntusu kalıyor.
  • Bir tümcede, bir sözcükte, ya da bir olasılıkta gizleniyor olabilirdi ne de olsa bir benzerimiz.
  • Ya da bir yerden sonra hangi zamanda olduğunuzu, bir hayalin neresinde kaldığınızı, bir gerçeği hangi biçimiyle yaşadığınızı tam olarak kestiremiyordunuz. Hayal bir kaybolmaydı, bir geriye dönemeyişti kimileyin, gerçekse enikonu güvenilmez bir gerçekti.
  • Kimi acılar yalnızca aşılabildiğinde, yani karanlık iyiden iyiye yaşandıktan uzun, çok uzun bir süre sonra anlatılır:
  • "Öyleyse bu kitaptaki söyleşimiz de tüm ilişkilerimiz gibi, tüm özlemlerimize karşın yarım kalacak, bambaşka bir zamanda ya da duygu coğrafyasında sürdürülmek istenecek."
  • Söylenenler söylendi, söylenemeyenlerse hep bir kırgınlık, bir erteleme ya da bir olasılık olarak kaldı.
  • Fazla vaktimiz yok, yaşadığımız ya da bulunduğumuz yer neresi olursa olsun, hepimiz kendimize göre dakikaları sayıyoruz.
  • Gönüllü sürgün olmak başkaydı, zorunlu sürgün olmak başka.
  • Hep aynı düşün, aynı dönüşün hikâyesiydi bu.
  • Küçük bir serüvenden, kısacık bir zaman diliminde yaşanan bir ilişkiden, çok eski bir kırgınlığın çağrışımlarına açılıyordunuz öyleyse.
  • Hiç kimse bir başkasıyla bu denli ilgili değildi sonuçta, herkes kendine göre yaşıyor, kendine göre taşıyordu kendi hikâyesini.
  • Diyeceğim, herkes kendine göre bir dizi korkunun ya da tedirginliğin tutsağıdır.
  • Bir eksiklik vardır evet, adı bir türlü konamayan bir eksiklik. Ama bu eksiklik duygusu yüzünden içimizde geliştirdiğimiz umut olmasaydı, sakıncalı bir gecenin bitiminde, hüzünlü ışıltısıyla doğacak yepyeni bir günün düşünü dilediğinizce kurabilir miydiniz?

En Güzel Aşk Hikayemiz İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Onca hikayelerden sonra neden yazılmıştır örneğin bu kitap? Mario Levi okuyucuya soruyor ben de Mario Levi’ye bu soruyu. 190 sayfa boyunca ne anlatmak istediniz diye bir soru daha sormak istiyorum da o da bana; “81 tane alıntı yaptığın kitaptan hala bir şey anlamadın mı “ diye soracak diye korkuyorum. Vallahi o 81 alıntı gönlümün ruhumun bir yerlerine dokundu da hocam, kitap genel anlamda bana bir dokunamadı desem, mantıklı bir cevap olur mu ki? Adından yola çıkarak bir aşk hikayesi okuyacağımı düşünerek korkup, yıllardır okumayı ertelediğim kitapta aslında tam manasıyla bir aşk hikayesi okumadığıma sevinmeliydim. Öte taraftan, kahramanın iç sesleri, tasvirleri de hoşuma gitmedi değil. Uzun uzun bitmeyecek galiba bu cümle dediğim yerlerde de çokça yoruldum. Yahu bu adam kime aşık, aşk yaşadı mı yaşamadı mı, gerçek mi hayal mi bunlar arasında da sıklıkla gidip geldim. Aradığı sevgiliyi buldu mu, ya ne zaman buldu, buldu da şimdi nereye gitti soruları içinde kıvrandım durdum. Sorular sorular sorular tıpkı yazarında dediği gibi. Kitaba başlamadan önce yazarla ilgili çok olumlu şeyler okudum ve çok da sevilen bir kalem. Belki de ilk kitabı olan bu eserinde sıkıntı vardır belki de bendedir sorun. Zaten illa herkesi seveceğiz diye bir şartta yok değil mi? Geçtiğimiz hafta, Şubat okumalarım bitti, yarım kitapla yeni aya başlamak da istemiyorum, elim de boş kaldı, bari çerez bir kitap okuyayım diye düşünürken, iki gün içinde elime alır biraz tv, biraz iş, biraz telefon, biraz uyku, biraz keyif, biraz da okuma zamanı ile bitiririm kesin diye düşündüğüm kitap elimde beş gün kaldı. Beş gün boyunca yazar aradı aşkını ben de aradım onun için... O aradı ben aradım, o aradı ben aradım. Sonunda bulamadık bittik. Ya da ben bulamadığımızı düşündüm. Bir an evvel bulayım yazarın aradığı aşkı, "gel bak burda al aha işte " diyeyim diye uğraştım durdum. Olmadı üzgünüm. Bu arayış içinde de çokca sıkıldım. Gerçi ben aşk kitaplarını sevmediğim gibi, arkadaşlarımın romantik aşk hikayelerini dinlerken de sıkılırım. Yani dinlerken derken böyle melankoliye bağlanmasından, fazla romantikleştirilmesinden, pembeleştirilmesinden ya da karartılmasından hoşlanmam. Şöyle normal günlük hayat gibi anlatılamaz mı bu? Yaşanamaz mı? Belki de bundan sevmeyişim kitabı kimbilir. Kitabın başında da diyordu aslında yazar “gerçek aşk hikayesini henüz kimse yazamadı” diye işte o vakit anlamalıydım“hiç yaşanmamış bir aşk” olduğunu. Anlamalıydım ya anlamadım işte. Nazım Hikmet de dediydi oysa “En güzel hikaye henüz yaşanmamış olandır” diye… (Seçil Örengül)

eski kız arkadaşım hediye ettiği için okumaya başladım ama hiçbir şey anlayamadığım için 65. sayfada pes ettim. galiba yeteri kadar zeki değilim... (ahmet köroğlu)

İstanbul'lu yazar Mario Levinin ilk kitabı. Çok yoğun duygularla ulaşılamıyan sevgiliye söylenenler. Sanıyorum aynı duygu yoğunluğunu yakalayamazsanız (ki yakalamak gerçekten zor) bu ince kitabı bitirmek oldukça sabır ve çaba istiyor. (SailJazz)

En Güzel Aşk Hikayemiz PDF indirme linki var mı?

Mario Levi - En Güzel Aşk Hikayemiz kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de En Güzel Aşk Hikayemiz PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mario Levi Kimdir?

Mario Levi, 1957 yılında dünyaya geldi. 1975’te Saint Michel Lisesi’nden, 1980 yılında, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. İlk yazıları “Şalom” gazetesinde yayımlandı. Bu yazılarını daha sonra “Cumhuriyet”, “Stüdyo İmge”, “Milliyet Sanat”, “Gösteri”, “Argos”, “Gergedan”, “Varlık” gibi yayın organlarındaki yazıları izledi.Yayımlanan ilk kitabı “Jacques Brel: Bir Yalnız Adam” (1986) adını taşır. Bu kitap üniversiteyi bitirme tezinin romanlaştırılmış şeklidir. İlk hikâye kitabı “Bir Şehre Gidememek” ise 1990 yılında yayımlanır. Otobiyografik özellikler taşıyan bu kitap, yazarın hem aşkları, hem de çocukluk ve ilkgençlik yıllarıyla hesaplaşması gibidir. Kitap o yılın Haldun Taner Öykü Ödülü’nü kazanır. 1991 yılında yayımlanan ikinci hikâye kitabı “Madam Floridis Dönmeyebilir”de İstanbul’un azınlık çevrelerine ve topluma uyum sağlamakta zorlanan insanlarına yer verir. 1992 yılında “En Güzel Aşk Hikâyemiz” adını taşıyan ilk romanı yayımlanır. Sonra araya uzun bir sessizlik girer. “İstanbul Bir Masaldı” adındaki hacimli romanı 1999 yılında yayımlanır. Bu kitap da yirmili yıllar ile seksenli yıllar arasında İstanbul’da yaşamış bir Yahudi ailesinin hikâyesidir. Şehrin öteki azınlıklarından kahramanlar bu hikâyede de görünür. Mario Levi, yazarlığın yanı sıra, Fransızca öğretmenliği, ithalatçılık, gazetecilik, radyo programcılığı, reklam yazarlığı gibi işler de yapmıştır. Halen Yeditepe Üniversitesi’nde ders vermeye devam etmektedir. Ayrıca yazı atölyelerinde, bu yola gönül vermiş insanlara Yazı Yaratımı dersleri de vermektedir.

Mario Levi Kitapları - Eserleri

  • Bir Şehre Gidememek
  • Bu Oyunda Gitmek Vardı
  • İstanbul Bir Masaldı
  • Yanlış Tercihler Mahallesi
  • Madam Floridis Dönmeyebilir
  • Karanlık Çökerken Neredeydiniz
  • Lunapark Kapandı
  • Size Pandispanya Yaptım
  • Bir Cümlelik Aşklar
  • İçimdeki İstanbul Fotoğrafları
  • En Güzel Aşk Hikayemiz
  • Bir Cuma Rüzgarı Kadıköy
  • Bir Yaz Yağmuruydu
  • İstanbul Öyküleri
  • Bu Salı ve Her Salı Şişli
  • Bir Yalnız Adam: Jacques Brel
  • O Pazartesi Eminönü
  • Pazarın Yalnızları Beyoğlu

Mario Levi Alıntıları - Sözleri

  • Farklılığın bedelini ödemek kimin için kolay oldu ki?... (İstanbul Bir Masaldı)
  • Sevilecek değil, İstanbul aşık olunacak bir varlıktır. İstanbul ile bizimkisi eski bir kara sevda ve ihanet meselesidir. (İstanbul Öyküleri)
  • Hayatımızda yer etmiş hiçbir acıyı, hiç kimseyi öldüremeyiz aslında... Sadece zamanla onları bir yere koymayı öğreniriz. (Lunapark Kapandı)
  • 'İyi' bir insana giden yol, birçoğumuz için çok kirlendi artık sanırım. (İstanbul Bir Masaldı)
  • Sözler bir mirastır. Duygular da. Onlardan geriye kalan nefesler de. (Bu Oyunda Gitmek Vardı)
  • “Cehennem” sadece “başkaları” değildi, içine düştüğümüz hayattı da çoğu kez… (Karanlık Çökerken Neredeydiniz)
  • Kendi küçük tarihimde kelimelerden ve ket vurmalardan örülmüş bir duvarı bir şekilde aşmaya çalışıyorum anlayacağınız. (Madam Floridis Dönmeyebilir)
  • Bugünlerde hepimizde bir keyifsizlik var . (İstanbul Bir Masaldı)
  • Ancak her hüsran, her çıkmaz, kendince bir yaratıcılığı besler. Her yoksunluk, her yenilgi ve eksiklik aslında bir kapıyı açar. (Bir Yaz Yağmuruydu)
  • Bir yalnızın Bir başka yalnızın yalnızlığına Hiçbir zaman tahammülü olmadı. (Bir Yaz Yağmuruydu)
  • "Sarmadımsa da belden, geçmedim bu emelden... Bir haziran maceradır, onu aldılar elden... Başkasına yar oldu, eller bahtiyar oldu... Gönlüm hep baştan viran bir diyar oldu..." (İçimdeki İstanbul Fotoğrafları)
  • "Nerede yaşıyorsunuz?" "Benim her yere taşıyabildiğim bir bavulum var." (Bir Cümlelik Aşklar)
  • Sevdiğiniz insana neden kavuşamıyorsunuz ki ?.. (Bir Yaz Yağmuruydu)
  • "Geceler soğuk, geceler dingin ve yapayalnızdı. Bir gece rüzgârı çıkardı, dalgalardan eser, sazlıklardan eserdi kimileyin. Kış geceleriydi. Eve tutsak, yerleşikliğe tutsak ilişkilerdi yaşadıkları." (Bir Yalnız Adam: Jacques Brel)
  • İnsan en çok kaybettiklerine kazanıyordu galiba. Gerçek öğrenmeler, gerçek bedelleri gerektiriyordu. (İçimdeki İstanbul Fotoğrafları)
  • Yağmur, o şiirlerdeki gibi, sadece hüznü mü anlatır, dile getirir ?.. (Bir Yaz Yağmuruydu)
  • İnsan hiçbir yere yalnız gidemiyor, hüsranları ve ayrılıkları da hep beraber götürüyor. (Bir Şehre Gidememek)
  • Bir zorunlu suskunluğun ya da daha doğru bir söyleyişle gerçekleştirilemeyen bir rüyanın hikâyesi de diyebilirdiniz buna, bekleyişlerden, kendini ve yankısını aramalardan örülü yılların sessiz, pişmanlıkları bol anlatımı da. (Madam Floridis Dönmeyebilir)
  • Doğruyu çoğu kez yanlışlardan geçerek bulmuyor muyduk?... (Karanlık Çökerken Neredeydiniz)
  • Çünkü insanın hakikatleri daha iyi görmesi birilerinden tokat yemesine de bağlıydı. (Bu Oyunda Gitmek Vardı)

Yorum Yaz