diorex
Dedas

En Uzun Gece - Ahmet Altan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

En Uzun Gece kimin eseri? En Uzun Gece kitabının yazarı kimdir? En Uzun Gece konusu ve anafikri nedir? En Uzun Gece kitabı ne anlatıyor? En Uzun Gece kitabının yazarı Ahmet Altan kimdir? İşte En Uzun Gece kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 12.02.2022 12:04
En Uzun Gece - Ahmet Altan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ahmet Altan

Yayın Evi: Everest Yayınları

İSBN: 9786051416212

Sayfa Sayısı: 352

En Uzun Gece Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Birbirini seven iki insanın düşebileceği en kötü duruma düştüklerinin farkındaydı, sevgi asla kaybolmayacak bir biçimde canlıydı ama aralarındaki ilişki çürüyüp eski bir köprü gibi yıkılmıştı. Bir nehrin iki kıyısında kalmışlardı. Birbirlerini görüyorlar, rüzgârın kelimelerin çoğunu uğultusuyla boğduğunu bile bile birbirlerine sesleniyorlar ama birbirlerine ulaşamıyorlardı. Bütün hissettiklerine rağmen o köprünün bir daha kurulamayacağına inanıyordu, bunu denemeye bile gücü kalmamıştı, o kavgalar, kıskançlıklar, dinmeyen kuşkular, iyileşmesi imkânsız biçimde ilişkilerini de ruhlarını da hastalandırmıştı. Arabanın içinde yaşadığı o korkunç özlem krizini, arabayı nasıl kenara çektiğini, özlemenin şiddetinden nasıl soluğunun kesildiğini Yelda'ya hiçbir zaman anlatmadı, Yelda o kadar özlendiğini hiç bilmedi.

(Tanıtım Bülteninden)

En Uzun Gece Alıntıları - Sözleri

  • “Hiç bitmeyen uzun bir gece gibi hayatım... Hep bir karanlıktan başka bir karanlığa geçiyorum.”
  • “Bazen bir insanın yokluğu bütün dünyayı bomboş yapıyordu..”
  • “Neden bu erkekler kadın sadakatından başka hiçbir konuyu namus meselesi saymıyor? Hırsızlık yapıyorlar, cinayet işliyorlar, yalan söylüyorlar, aldatıyorlar, başkasının hakkına tecavüz ediyorlar, kendilerinden güçlüler karşısında yaltaklanıyorlar ama erkeklikleri ve namusları sadece kadın konusunda akıllarına geliyor.”
  • -Neden ağlıyorsun? +Bilmiyorum... Mutluluk da korkutuyor beni.
  • “O gülümseme, bütün hayatla, bütün insanlarla arama girdi, hiç kimse, hiçbir şey o gülümsemeyi aşıp bana değemedi bir daha, hiçbir şey benim için o gülümsemeden daha değerli olmadı.”
  • Hayatta her olay aslında insanı kendi kaderine doğru yönlendiren kutsal bir işarettir.
  • Mutluluğu beni en çok mutsuz eden adamda arıyorum hep.
  • Bende bir masal istiyorum, bütün gerçekleri anlamsız kılan bir masal... Bir masaldan daha az bir şey yaşamaya razı değilim.
  • “tarihten kötülükleri çıkartırsanız elinizde çok övünülecek,çok parlak lakin çok kısa metin kalır,unutmayın ki tarihi yapanların çoğu kendi isimlerini ve ihtiraslarını hayatlarından daha çok seven tuhaf insanlardı.”
  • Yıllarca içine yerleşmiş bu inancı, tanrısının varolmadığını öğrenen bir dindarın bu gerçeği kabul etmekte zorlanması gibi, kolayca içinden atamıyordu.
  • "O anda içindeki keder ve yalnızlık öylesine derinleşti ki, bir daha bu duygudan asla kurtulamayacağından korktu. Bunu affetmeyeceğim diye düşündü. Bütün duyguları değişse de bu kararının değişmeyeceğini, affetmeyeceğini biliyordu."
  • "Tanrım" diye homurdanmıştı, " içime neler gizledin ? "
  • Sevgi çok güçlü olduğu zaman insanı bazen garip bir biçimde uyuşturur.

En Uzun Gece İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Son zamanlarda izlediğim bir dizide "birbirlerine karşı kötü olan iki insan hala iki iyi insan mıdır" gibi bir replik geçiyordu. Tam böyle olmayabilir. Roman bana bunu hatırlattı. Sözün özü birbirlerine bu kadar acı çektiren, öfkelendiren, nefret duyan iki insan gerçekten birbirini seviyor mudur? Aşkın içinde gerçekten bu kadar acı var mıdır? Fikrimce Yelda ve Selim'in yaşadığı aşktan çok hastalıklı bir duygu. Belki de geçmiş travmalarını, anne babayla olan sorunlarını tetikledikleri için bunca şeye rağmen birbirlerinden kopamıyorlar. Ahmet Altan'ın karakterlerin bu hastalıklı duygularını anlatış biçimini, kurduğu cümleleri çok sevdim. Bazı hissettiğim duyguları çok başka cümlelerle okudum onun kaleminden. Bu açıdan kitap beni etkiledi. Ancak kuru bir aşk hikayesi olarak kalmasın bu roman işin içine biraz güneydoğu , terör, efendim Kürt meselesi de sıkıştıralım tadında bir hikaye koymuş araya. Kadın cinayetleri gibi hassas bir konuyu işlerken Yelda gibi itici bir karakterin araştırma yapan uzman olarak burada bulunması olmamış. Buralar tam bir fiyaskoydu kısacası ve gram kalbime dokunamadı. Çok uzun oldu yazdıklarım. Keyifli okumalar dilerim. (Gizem)

“Çektikleri büyük acılardan kurtulamayan insanlar bazen çareyi bir başkasını kurtarmakta,bir başkasının acısını dindirmekte bulurlar,bunu bir dindarın adanmışlığıyla yaparlar.” Bu satırlarda her ne kadar acı ile adanmışlığa giden Yelda olsa da,kapanışı İsmet yapacaktır. Uzun gecelerde anlatılan bi masal gibi sürükleyiciliğin hakkını vermiş Ahmet Altan bu satırlarla.Doğuya gidiyorsunuz bi misyon için orada bulunmak zorunda olan Yelda (Şeb_i Yelda:En Uzun Gece)ile ölümün kıyısında nefes nefese tanıklık ediyorsunuz oranın atmosferine ama aynı zaman da Yelda ve İsmetin nevrotik,hastalıklı ilişkisine de tanıklık ediyorsunuz. Başka tam hiçbir şeyin çare olamayacağını düşünüp,ne olacak diye sayfaları çevirirken pat diye Mardin’e Yelda’nın yanına gelen İsmet ölüyor. Belki de tek çaresi tıpkı oralarda dinmeyen silah sesleri gibi ölümdü bu ilişkinin.Artık acıyla adanmış bir taraftan sonra diğer taraf da belki ölümle ancak kurtulabilecekti vicdanının sızılarından. (R Hazan Orhan)

Erkek Kuzu Kurbalıktır: Merhabalar 100kitep üyeleri yeni bir incelemeyle daha karşınızdayım efennim. Okuduğum ilk ve muhtemelen tek Ahmet Altan romanıydı gerçekten itraf etmek gerekirse Türk ryaazarlar romanda duygu-guru dengesini sağlıklı bir biçimde kuramıyorlar oldukça yavan bir romandı yani tam sşyasş olaylara girecek diyosunuz fakat giremiyor.Aşk konusunu da hakkıyla verebildiğini düşünmüyorum.Ayrıca heja üzerinden yaratılan kibirli merhametten tiksindiğimi belirtek isterim.Sanki heja bir köpek kadaında ona sevisini bahşediyor.Cesur ve veyaa saimmi de bulamadım ahmet altan ın bu kitabını gerçekten bana hiçbirşey katmadı booomboş kitap bence. Ayrıca dünya yanarken yelda saçlarını tarıyor güya soslog yanıbaşında insanlar kadınlar öldürülüyor kadın kendi derd,nde diğerleri zerre umrunda değil (Serhat Demirtürk)

Kitabın Yazarı Ahmet Altan Kimdir?

Ahmet Hüsrev Altan (d. 1950; Ankara), yazar ve gazeteci.

Gazetecilik kariyeri

Hürriyet, Güneş, Milliyet ve Yeni Yüzyıl gazetelerinde uzun yıllar köşe yazarlığı yaptı. Milliyet'te çalıştığı dönemde, gazetede Kürtlerin çoğunluğu oluşturduğu kurgusal bir "Kürdiye" ülkesinden bahseden yazısı nedeniyle işinden çıkarıldı.

Taraf gazetesinin kurucusudur. 2007 yılında yayın hayatına başlayan Taraf gazetesinin Alev Er ile birlikte genel yayın yönetmenliğini üstlenmiş, daha sonra Alev Er'in ayrılmasıyla genel yayın yönetmenliği görevini tek başına yürütmeye devam etmiştir. Ayrıca aynı gazetenin Kum Saati adlı köşesinde, köşe yazarı olarak yazılar yazmıştır. Eylül 2008'de Ermeni Kırımı’nın kurbanlarına adadığı bir köşe yazısı nedeniyle Türklüğe hakaretle suçlandı. Genel Yayın Yönetmenliğini üstlendiği Taraf gazetesi 2009 yılında Leipzig Bankası Medya Vakfı tarafından verilen dünyanın prestijli basın ödüllerinden biri olan “Özgürlük ve Medyanın Geleceği" Ödülü'ne layık görülmüştür Ahmet Altan ayrıca 2011 yılında üçüncüsü düzenlenen ve Ulusulararası Hrant Dink vakfı tarafından özgür ve adil bir dünya için çalışan, ilham ve umut ışığı kişilere layık görülen "Hrant Dink Barış Ödülü"nün de sahibidir. Aralık 2012'de, Yasemin Çongar ile birlikte Taraf gazetesindeki görevinden istifa etmiştir.

TV programcılığı

Bunun yanında, doksanlı yılların ortalarında Neşe Düzel ile birlikte Star TV'de Kırmızı Koltuk isimli tartışma programını hazırlamış ve sunmuştur.

Özel hayatı

Yazar ve eski milletvekili Çetin Altan'ın oğlu, İstanbul Üniversitesi İktisat profesörü ve yazar Mehmet Altan'ın ağabeyidir. İki çocuk babasıdır.

Ahmet Altan Kitapları - Eserleri

  • Aldatmak
  • En Uzun Gece
  • İçimizde Bir Yer
  • İsyan Günlerinde Aşk
  • Kılıç Yarası Gibi
  • Kristal Denizaltı

  • Tehlikeli Masallar
  • Son Oyun
  • Ölmek Kolaydır Sevmekten
  • Sudaki İz
  • Karanlıkta Sabah Kuşları
  • Gece Yarısı Şarkıları
  • Ve Kırar Göğsüne Bastırırken

  • Bir Hayat Bir Hayata Değer
  • Hayat Hanım
  • Dört Mevsim Sonbahar
  • Yalnızlığın Özel Tarihi
  • Yabani Manolyalar
  • Berfin
  • I Will Never See the World Again

  • Dört Mevsim Sonbahar-Tehlikeli Masallar

Ahmet Altan Alıntıları - Sözleri

  • "O gitmez" dediğin kaç kişi gitti? Asla kopamayacağını sandığın kaç kişiden koptun? Hafızanda birer soluk hayalet şimdi onlar ve sen onların hafızasında soluk bir hayaletsin! Gelecek, hayatından kimleri soluk hayaletlere çevirecek?" (İçimizde Bir Yer)
  • Ama bazıları çok şaşırtıcıydı. Onların hastalıklarını yüzlerinden okuyamıyordunuz. (İçimizde Bir Yer)
  • "- Düşmanlarımızı öldürdük, dedi. Niye düşman olduğumuzu Tanrı bilir. - Düşmanlarımız değildi, dedi Ömer, ama bize ateş ediyorlardı. Biz de onları öldürdük. - Biz de onlara ateş ediyorduk. - Eh, gelecek sefer de onlar bizi öldürürler, ödeşiriz." (Sudaki İz)
  • "Yazarken bildiklerini yaşarken bilmediğine" karar vermişti. (İçimizde Bir Yer)
  • Ulusal onuru’ bu kadar değerli, ‘ulusal parası’ bu kadar değersiz başka bir ülke bulmak çok zordur. (Ve Kırar Göğsüne Bastırırken)
  • Erkeklerin dünyasında başarılı olmak için erkeklerden daha vahşi olmak zorundaydılar.. (Aldatmak)

  • Yıllarca ıssız adada kalmış birinin, kendi yüzünün ne hale geldiğini görmek için ayna araması gibi bir telaşı vardı, (Tehlikeli Masallar)
  • Bu şehrin her tarafından ihanet, cinayet, kan sızıyor. (Kılıç Yarası Gibi)
  • Aslında biz hiç yaşamamalıydık… (Yalnızlığın Özel Tarihi)
  • “Bazen bir insanın yokluğu bütün dünyayı bomboş yapıyordu..” (En Uzun Gece)
  • 'gelecek, insanların içinden bir ışık fışkıracağını bekledikleri bir karanlıktı faniler için.' (Kılıç Yarası Gibi)
  • Heyecanı macerada değil başarıda buluyordu.. (Aldatmak)
  • Yalanımız, gerçeğimizden daha yakındır bize. (Gece Yarısı Şarkıları)

  • Yeryüzünde iki tür insan vardır Anibal, dedi. Biri bildiğimiz normal insanlar birisi de kadınlar. Kendinle kıyaslayarak anlayamazsın onları. (Sudaki İz)
  • Like Borges, you can answer the mugger who demands, 'Your money or your life,' with, 'My life.' The power you will gain is limitless. (I Will Never See the World Again)
  • Hayatı yaşamak üzüntü verici bir şey. Ben de hayatımı, hayat üzerine düşünerek geçirmeye karar verdim. (Bir Hayat Bir Hayata Değer)
  • "İyi" sözcüğü neredeyse anlam değiştirmişti hayatımda. (Son Oyun)
  • __Eğer birgün hayatıma ihtiyacın olursa gel ve al onu... (İçimizde Bir Yer)
  • — Sen iyi bir çocuksun Nizam güldü : — Benim iyi bir çocuk olduğumu sizden başka kimse bilmiyor, siz nereden biliyorsunuz? — Acı çekiyorsun oğlum... Acı çektiğini görüyorum... Oradan biliyorum (Ölmek Kolaydır Sevmekten)
  • "Ve acaba kaçımız gelecek korkusu yüzünden geleceğimizi kaybettik?" (Kristal Denizaltı)

Yorum Yaz