diorex
Dedas

Enver Paşa’nın Romanı - Ahmet Haldun Terzioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Enver Paşa’nın Romanı kimin eseri? Enver Paşa’nın Romanı kitabının yazarı kimdir? Enver Paşa’nın Romanı konusu ve anafikri nedir? Enver Paşa’nın Romanı kitabı ne anlatıyor? Enver Paşa’nın Romanı PDF indirme linki var mı? Enver Paşa’nın Romanı kitabının yazarı Ahmet Haldun Terzioğlu kimdir? İşte Enver Paşa’nın Romanı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 15.06.2022 05:00
Enver Paşa’nın Romanı - Ahmet Haldun Terzioğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ahmet Haldun Terzioğlu

Yayın Evi: Panama Yayıncılık

İSBN: 9789752444324

Sayfa Sayısı: 768

Enver Paşa’nın Romanı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bir bölge adı değildir TURAN. Türklerin ortak yurdunun adıdır.

Sınırları, Türklerin yaşadığı yerlerden geçer. Her yerden.

Dünyanın bir yerinde, bir tek Türk yaşıyorsa, orası TURAN toprağıdır.

TURAN’ı bir coğrafya ile sınırlamak mümkün değildir.

TURAN’ı sınırlamak mümkün değildir. Sınırlanınca büyüsü bozulur.

TURAN, düştür. TURAN, olmazların ardına düşmektir.

TURAN, uğruna savaşmaktır.

TURAN, düşsel sınırlar kavramı içindeki düşsel bir birliktir. Bütün TÜRKLERİN bir olduğu, tek devlet olduğu...

Düşünmesi de zordur, inanması da...

Ancak bir kez inanınca, başka düş görmez olur bu düşe tutulanlar.

TURANCI, düşsel gücü yüksek olan kişidir. Umutları sonsuz olan kişidir.

Tükenmeyen, yılmayan, yıkılmayan, yorulmayan, dönmeyen kişidir.

TURANCI kişi, üstün kişidir.

TÜRK, TÜRKÇÜ olur. Ağır ağır damarlarına dolar TURAN ülküsü. Sonunda aşık olur kalır bu ülküye. Ulaşmak için var gücü ile çırpınır.

Ulaşamazsa, uğrunda ölür! Bu bile güzeldir!

ENVER PAŞA, TÜRKLÜK ve TURAN düşünün tutsağı olan bir kahramandı.

Kahramanlık ENVER PAŞA’ya çok yakışıyordu.

DESTANCI, kahramanları yazmayı sever!

DESTANCI, er kişileri anlatmak için yaşıyor!

DESTANCI, Kahraman ENVER PAŞA’yı anlattı!

Enver Paşa’nın Romanı Alıntıları - Sözleri

  • "Şerif Hüseyin'in kendisi ve çocukları, bir zamanlar, Türk'ün ekmeği ile büyüdüklerini, Türk'e asla ihanet edemeyeceklerini söylemişlerdi. Bugün ise ihanetlerini ilan ediyorlardı. Bu ihanetin karşılığı İngiliz'in yılda vermeyi taahhüt ettiği dört yüz bin altındı. Osmanlı'yı ardından vuracaktı Araplar. Din kardeşliği, bunca yıl birlikte yaşamışlık önemli değildi."
  • O gün Kurban Bayramı'ydı. Turan, kurban istemişti. Enver Paşa kendini vermişti. "Kurban Bayramı'n kutlu olsun Turan yurdu!"
  • Bütün Türkler birlik olmalı. Türk'ün yaşadığı her yer hür ve bağımsız olmalı.
  • "Ölmek için her yer güzeldir! Yeter ki vatan toprağı olsun! Yeter ki Turan yurdunda bir yer olsun!"
  • Türk, devlet kurmayı çok sever.
  • Kazananlar ortaya çıkınca; kaybedenler, yine kaybederlerdi.
  • "Ülkü sahibi kişileri öldürmek kolaydır. Ancak ülkülerini öldürmek imkânsızdır."
  • Nerede Türk varsa ben oraya sevdalıyım.
  • "Bundan sonra ne için mücadele edeceğiz paşam?" "En önemli şey için" dedi kararlı bir sesle. "Türklük ve Türk milleti için mücadele edeceğiz. Onun var olması, yaşaması, güçlenmesi ve yeniden güçlü bir devlet sahibi olması için. Bir de "Turan için!"
  • "Her şey zamanında yapılmalı. Gün gelecek, yapılması gereken ne varsa yapacağım."
  • Asla vazgeçmeyecekti. Asla yıkılmayacak, umutlarını ve düşüncelerini terk etmeyecekti. O, umut adamıydı. O, düş adamıydı. O; yıkıldığı yerde kalmayan, kalkıp yeniden savaşa doğrulan güçlü bir kişiydi. Türklüğe inanıyordu. Tükenme noktasına gelinse bile bir yerlerden güç bulup yeniden başlanacağına da.
  • O gün Kurban Bayramı'ydı. Turan, kurban istemişti. Enver Paşa kendini vermişti. "Kurban Bayramı'n kutlu olsun Turan yurdu!" Kurban bayramı sabahında Çegan Tepesinde mitralyözlerin üzerine yalın kılıç at salarken şehit edildi.. Ruhu şad olsun Enver Paşa'm
  • Talat Paşa bir gün karısına şunları söylemişti: "Beni bir gün sokakta vuracaklar. Alnımdan kan akacak. Yere serileceğim. Hayır, bana yatakta ölmek nasip olmayacak. Ama olsun. Vursunlar. Benim ölümüm ile vatanım bir şey kaybetmez. Bir Talat gider, bin Talat gelir." 15 Mart 1921'de Berlin de evinin önünde ermeni Soğomon Tehliryan tarafından şehit edildi..
  • "Bu askerle ne yapılmaz ki?"

Enver Paşa’nın Romanı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Nereden başlasam? Kitap normal roman değil ki resmen destan gibi yazılmış başucu kitabı niteliğinde. Akıcı ve sürükleyici bir şekilde yazılan bu kitabı alırken iki kere düşünmüştüm. Çünkü tarihi kitapları yalnızca tarihçi olanlar yazması taraftarıyım. Ancak roman niteliğinde olduğundan aldım, okudum ve anladım ki yazılanlar çoğunlukla tarafsız bir dille yazılmış ayrıca birçok kaynaklardan da yararlanılmış olduğunu fark ettim. Aklımda Murat Bardakçı’nın da kitabını okumak vardı ancak bu kadar bilgi kaynağı olan bir kitabın yeterli olacağını düşündüm. Kitap okurken tabi önyargılı davranıyorum, mesela şu yazılar yazmazsa eleştireceğim diye kafamda sıralıyorum. Ancak bakıyorum ki okudukça birçok eksik dediğim yerler, kitabı okudukça tamamlanıyor. Küçük eksiklik var ; Nesneli Niyazi ve Yakup Cemil’in sonları yazılmamış. Kitabın içeriğine ve geneline gelirsek… Enver Paşa, İttihat ve Terakki Fırkası ve üyelerini, Dünya Savaşlarını, Korbaşıları anlatıyor. Enver Paşa hakkında şimdiye kadar –genellikle Sarıkamıştan dolayı- vatan haini, boş düşler peşinde diye safsata yazılar yazan kişi ve eserler oldu. Peki kim yazdı bunları? Enver Paşa ve arkadaşları; Abdulhamid Han’a karşı gelip yeniden meclisi açtırdı ve tahtan indirdi. Şimdi Abdulhamid Han’ı aşırı derecede seven ve hiçbir şekilde yargılamayan kişiler tabi ki Enver Paşa ve arkadaşlarına her türlü hakaretti yapacaktır. Sonuçta 100 yıldır ülke yönetenlerden elbette Abdulahamid sevenler olmuştur. Ardından Enver Paşa ve bazı arkadaşları özellikle Atatürk ile araları açılınca da ve İzmir Suikastında İttihatçılar yargılanınca, dolayısıyla Enver Paşa ve İttihatçıları sevmeyeceklerdir ki onlar da bir zamanlar ülke yönetimine gelmiştir. Ve böylece iki tarafın ortak görüşü ile Sarıkamış Harekâtında 90 bin asker donarak şehit oldu gibi gerçek dışı sözler elbette tarihi kitaplarında yazacaktır. Enver Paşa ve İttihatçılar hakkında en doğru ve tarafsız bilgiyi en büyük tarihçilerden İlber Ortaylı yazmıştır. Youtube’de 6 saatlik bir programı var mutlaka izlemenizi öneririm. Enver Paşa tek bir cümle ile anlatılacak bir kişi asla değildir. Kitapta övülerek yazılmamış bazı yerlerde eleştirilmiştir. Evet, Enver Paşa hayalcilikten çok hızlı karar alma, çok düşünmeme ve sadece kendisinin bildiğini yaptığı için tecrübesiz bir Paşa’dır. Savaş kararlarından çok meclis yönetiminde ve ikna edici konuşmalarında daha etkilidir. Sonuçta Mebuslar Meclisi’nin yeniden kuruluşu ile şimdiki TBMM’nin bir nevi ciddi temellerini atmıştır. İttihat ve Terakki’ye karşı söylenen sözler zamanla farklılık göstermektedir. İlk başlarda her zaman iyi olduğu ve millet egemenliğinin temelini attığını söylemek gerek. Kimler var bu İttihatçıları destekleyenler veya üyeleri hemen yazayım; Mustafa Kemal Atatürk, Kazım Karabekir, Mehmet Akif Ersoy, Nuri Conker, İsmet İnönü, Ali Fethi Okyar, Halil Kut (Enver Paşa’nın amcası) , İsmail Hakkı Canbolat, Hüseyin Cahit Yalçın vs. Ancak sonradan aralarında anlaşmazlık olunca ve İttihatçılar da demokrasi getiriyorum diye demokrasiden uzaklaşınca tabi saydığım kişiler de İttihat ve Terakki Fırkası’na karşı çıkmıştır. Kitapta Abdulhamit Han’a karşı da güzel sözler söylenmemekte. Abdulhamid Han da devlet için çok çalıştığı ama maalesef güçlü devletlerin karşısında zorlandığı bir gerçektir. Ne Abdulhamid Han ne de Enver Paşa dönemin adamı değildi. Keşke Kanuniden sonra gelen Abdulhamid Han olsa ardından da Enver Paşa olsaydı.. Ya da Enver Paşa, Kurtuluş Savaşında olsa ve ardından mecliste görevler alsaydı, Lozan konferansına o katılsaydı ikna gücü ile birçok devletleri ikna ederdi.. Ama tarih keşkeler ile olmuyor.. Sarıkamış Harekâtı için de evet oraya emirlerini verdi. Ancak oraya gitmek isteyen bir takım paşalara da sordu, Ruslar ile durum nasıl yenebilir miyiz diye. Onların bazıları da makam mevki kazanmak için yenebiliriz diye gittiler ve savaş yapıldı. Ancak oraya giden komutanların beceriksizliği yüzünden savaş kaybedildi ve ardından bunların hepsi de Enver Paşa’yı sorumlu tuttu. Dünya savaşını yöneten Enver, Talat ve Cemal Paşalar idi. Sarıkamış’ta yenildik. Ancak Çanakkale’de kazandık. Sarıkamış’ta yenilmenin sorumlusu Enver Paşa ancak Çanakkale’de başarının sorumlusu Enver Paşa neden değil? Ayrıca ordularımız o dönemde Erzurum’u hatta Kars’ı geçmesi bile bir mucize idi. Sarıkamış’ı da geçseydi savaşın şekli bambaşka olurdu. Tarih çok acımasız geçseydi kahraman olurdu geçemediği için başarısız hayali oluyor. Aynı şeyler Mustafa Kemal’in de başına gelmemiş miydi? Eskişehir-Kütahya Savaşı kaybedilince başkomutanlık yetkisini meclis Mustafa Kemal’i sevdiğinden değil başarısız olursa tüm sorumluluğu Atatürk’e yükleyecekti. Ya Mustafa Kemal de başarısız olsaydı? Tarih gerçekten çok acımasızdır. Bir diğer mesele de Dünya Savaşı sonrası Enver, Talat ve Cemal Paşa kaçtı söylentileri. Bu insanlar kaçıp güzel bir hayat yaşamak için bir ülkeye yerleşmedi. Hepsinin de yaşamına ve sonlarına bakarsak Türklük için elinden geldiği müddetçe savaşmayı göze alıp şehit düştüler. Yazımı sonlandırayım gari. Lafın özlerini söylemek gerekirse; tarihteki hiçbir Türk kahramanını birbirinden ayırt etmemeliyiz. Siz hiç Avrupa’yı mahveden Napolyon’u eleştiren bir Avrupalı ya da Fransız gördünüz mü? Ya da Dünya Savaşı’nı kaybedip Atatürk’ün önünde eğilen Venizelos’u eleştiren bir Yunanlı gördünüz mü? O nedenle: Enver Paşa da bizim, Abdulhamid Han da bizim, Mustafa Kemal Atatürk de bizimdir. Son sözü Mustafa Kemal Atatürk’ün Enver Paşa hakkında söylediği şu söz ile kapatayım: “Enver bir güneş gibi doğmuş, bir gurûb ihtişamıyla batmıştır; arasını tarihe bırakalım.” (Ömer)

Bir bölge adı değildir TURAN. Türklerin ortak yurdunun adıdır. Sınırları, Türklerin yaşadığı yerlerden geçer. Her yerden. Dünyanın bir yerinde, bir tek Türk yaşıyorsa, orası TURAN toprağıdır. TURAN’ı bir coğrafya ile sınırlamak mümkün değildir. TURAN’ı sınırlamak mümkün değildir. Sınırlanınca büyüsü bozulur. TURAN, düştür. TURAN, olmazların ardına düşmektir. TURAN, uğruna savaşmaktır. TURAN, düşsel sınırlar kavramı içindeki düşsel bir birliktir. Bütün TÜRKLERİN bir olduğu, tek devlet olduğu... Düşünmesi de zordur, inanması da... Ancak bir kez inanınca, başka düş görmez olur bu düşe tutulanlar. TURANCI, düşsel gücü yüksek olan kişidir. Umutları sonsuz olan kişidir. Tükenmeyen, yılmayan, yıkılmayan, yorulmayan, dönmeyen kişidir. TURANCI kişi, üstün kişidir. TÜRK, TÜRKÇÜ olur. Ağır ağır damarlarına dolar TURAN ülküsü. Sonunda aşık olur kalır bu ülküye. Ulaşmak için var gücü ile çırpınır. Ulaşamazsa, uğrunda ölür! Bu bile güzeldir! ENVER PAŞA, TÜRKLÜK ve TURAN düşünün tutsağı olan bir kahramandı. Kahramanlık ENVER PAŞA’ya çok yakışıyordu. (celal çelik)

Savaşla geçen bi ömür ... Önce Devlet-i Ali Osman için, İslam için en son da büyük ülkü Turan için verilen büyük savaşlar . Direnişin, ümidin, itibarın ibretidir Enver Paşa . Hasretin , aşkın, davanın, imanın savaşçısıdır Enver Paşa. Ve bir destandır Enver Paşa . Ve destanı da destancı yazar . Ahmet Haldun Terzioğlu'nun kaleme aldığı romanda Enver Paşa ''nın büyük mücadelelerle, büyük savaşla ve büyük bi hasretle geçen ömrünü okuyacaksınız . Genel kültürünüzü geliştireceğinden de emin olduğum bu romanı okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum . (Ülkü)

Enver Paşa’nın Romanı PDF indirme linki var mı?

Ahmet Haldun Terzioğlu - Enver Paşa’nın Romanı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Enver Paşa’nın Romanı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ahmet Haldun Terzioğlu Kimdir?

1960 yılında, Trabzon, Beşikdüzü İlçesi, Takazlı Köyü'nde doğdu.

Atatürk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Mezunudur. Ayrıca Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi'ni bitirmiştir.

Devlet memuru olarak Türkiye'nin hemen her bölgesinde; doğudan batıya, kuzeyden güneye görev yapmış ve 2006 yılında hizmet süresi dolar dolmaz, kendi isteği ile emekli olmuştur. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Edebiyat hayatı tarım konularında broşürler hazırlayarak ve makaleler yazarak başlamıştır. Bir dönem mesleki bir derginin yayın kurulunda görev almış ve köşesinde sürekli makaleler yazmıştır. Kısa bir dönem derginin editörlüğünü yürütmüştür.

Bazı kurum, kuruluş, siyasi parti ve kişiler için özel çalışmalar yapmış, yazıları, fikirleri, projeleri, hazırladığı afişler ve sloganları kullanılmıştır. Pek çok dergi ve kitapların düzenlemesinde ve çıkarılmasında katkı sağlamıştır.

Çeşitli kurum ve kuruluşlar için tanıtıcı film senaryosu yazmış, bunların hazırlanmasına katkıda bulunmuştur.

İlgi alanını Türk Tarihi ve Mitolojisi üzerine yönlendiren yazarın iki adet yayınlanmış mitolojik romanı bulunmaktadır. (Gök Tanrı'nın Çocukları ve Oğuz Han)

2006 IV. Gila Kohen Öykü Yarışmasında, "Veresiye defteri" isimli öyküsü yayınlanmaya layık bulunmuş ve hazırlanan kitapta yer almıştır.

2007 Yılı Mustafa Necati Sepetçioğlu Tarihi Roman Yarışmasında "Alp Er Tunga" İsimli Mitolojik Romanı ile Birincilik Ödülüne layık görülmüştür.

2008 Yılında Gelir İdaresi Başkalığı'nın düzenlediği, Vergi konulu Tiyatro yarışmasında, Çocuk Oyunu Dalında "Karınca Kararınca" isimli oyunu ile ikincilik ödülü almıştır. Oyunu yayınlanmış ve sahnelenmiştir.

2008 İLESAM "Esere ve Emeğe Saygı" Öykü yarışmasında "Gitti Hatıralarım" isimli öyküsü mansiyon kazanmıştır.

Daha birçok edebi yarışmada ödülleri bulunmaktadır.

Ahmet Haldun Terzioğlu Kitapları - Eserleri

  • Mete Han
  • Alp Er Tunga
  • Tomris Han
  • Kür Şad
  • Aksaçlılar Meclisi 1 - Devletin Bekçileri
  • Göktürkler
  • Teoman Han
  • Alparslan
  • Bozkurt Destanı
  • Çiçi Han
  • Gök Moğolların Başbuğu: Cengiz Han
  • Darağacında Bir Bozkurt
  • Kiok Han
  • Hun Kartal Savaşçısı
  • Şaman Kız
  • Alamut'un Piri Hasan Sabbah
  • Tuğrul ve Çağrı Bey Devlet Yolunda
  • Fırat'a Destan
  • Aksaçlılar Meclisi 2 - Vurgun
  • Selçuk Bey
  • Reisim Çatlı
  • Göktanrı'nın Çocukları
  • Moğol
  • Oğuz Kağan
  • Aksaçlılar Meclisi 3 - Savaş
  • Harem Ağası
  • Hunlar da Çılgındı - Hun Türklerinin Çılgın Tarihi
  • Kadim Türk Budun Kimmerler
  • Komando
  • Enver Paşa’nın Romanı
  • Sultan Genç Osman
  • İlk Türk Deniz Beyi Çaka Bey
  • Aksaçlılar Meclisi 4 - Operasyon
  • Oğuz Kağan Destanı
  • Alp Urungu & Göktürkler Çağından Bir Türk Öyküsü
  • Çete
  • Türkistan'ın Ölümsüz Kahramanı Altayların Kartalı Osman Batur
  • Atilla
  • Aksaçlılar Meclisi 5 - Av
  • Yalan Kurgusu
  • Emir Sultan
  • Kösem Sultan
  • Güllerin Solduğu Gün
  • Emir Timur
  • Kahramanım Çatlı
  • Provokatör
  • Dördüncü Murat
  • Kimmerya
  • Çanakkale Savaşı
  • Aziz Sancar
  • Oğuz Han
  • Bizi Fırtına Vurdu
  • Çete 2
  • Osmanlı'da İktidar Kavgaları ve Hanedan İçi Kıyımlar
  • Çocuk Han
  • Kürt Elhanı Alp Urungu
  • Kahramanlar Çanakkale'de
  • Göç
  • Bozkurt Ordusu
  • Sevda Üzerine Memleket Hikayeleri
  • Bakan Bey'i Vurdular!
  • Tarih Nedir?
  • Göç Destanı
  • Hüzün
  • Türklerin Kökeni
  • Kanuni Sultan Süleyman
  • Tetikçi - Yazgı
  • Göktürkler Destanı 1 - Aşina Soyu
  • Göktürkler Destanı 3 - Başkaldırılar Çağı
  • Göktürkler Destanı 2 - Birinci Türk Kağanlığının Sonu
  • Osmanlı’da Yenilgiler ve Hezimetler
  • Destanlarımız
  • Göktürkler Destanı 4 - Bengütaşlar Çağı
  • Osmanlı'da Zaferler ve Fetihler
  • Enver Paşa - Ulu Turan İhtilal Orduları Kumandanı
  • Kurmancan Datka Destanı Alay Dağlarının Gök Hatunu
  • Enver Paşa - Ben Ulu Turan İhtilal Orduları Kumandanı
  • Kimmerler Seti

Ahmet Haldun Terzioğlu Alıntıları - Sözleri

  • Acun bilmeyene, görmeyene hep çok büyüktü. Bilene,görene ise küçük gelirdi. Bir büyük Han için çok, iki büyük Han için azdı. (Oğuz Han)
  • Üstte Gök çökmese, altta yer delinmese, Türk’ün ilini, töresini kimse bozamaz. Kimse Türk’ü yıkamaz. Türk budun, kendini bil. Titre ve kendine dön. ( Kültigin Bengütaşı ) (Göktürkler Destanı 4 - Bengütaşlar Çağı)
  • İnsan ne için yaşar? Namusu, şerefi, dini, imanı, vatanı, milleti ve bayrağı için. Bunlardan biri giderse, Allah korusun, bir teki yiterse, ne kalır geride? Ruhsuz bir beden! Ondan sonra yaşasan ne olacak, yaşamasan ne olacak? Ceset olursun ceset! (Darağacında Bir Bozkurt)
  • Engellenemez duygulara doğru uçar kişioğlu (Fırat'a Destan)
  • Destan milletin hafızasıdır. (Destanlarımız)
  • Cengiz Han, Moğol'u şöyle tanımlamıştı: “Gününü yaşarken bir yavru karacadır Moğol. Toy ve şölen günlerinde genç bir taydır. Ne zaman ki savaş gelip çatar, vahşi bir doğan olur Moğol. Yağıların üzerine bir yaşın gibi atılır. Gün gelir yaşlı bir kurt benzeri pusuda gizlenir. Geceleri baykuş gibidir, uyumaz! Moğol değişkendir çünkü bozkırın ürünüdür. Onun yaşamı bozkıra denk olmalıdır” (Moğol)
  • "Biz, yalnızca, tek olan Tanrı'ya secde ederiz!" (Kadim Türk Budun Kimmerler)
  • Onun fiyatı yoktu. Bedeli canı, kanı bile olsa doğruluktan, dürüstlükten şaşmayacaktı. (Bakan Bey'i Vurdular!)
  • Atı olmayan bir Türk diğer yarısını bulamamış gibidir. (Bozkurt Destanı)
  • Kiok Tanhu, Yüeçiler üzerine yürüyordu. Yer sarsılıyordu atların ayak seslerinden. Ötüken Yış er doğuruyordu. (Kiok Han)
  • Sevisi ağır basmış, bütün düşüncesini tutmuştu. Sevi başa düşünce, başka ne varsa unutulur! (Kadim Türk Budun Kimmerler)
  • Özlenecek o kadar çok şey vardı ki gelecekte... (Kadim Türk Budun Kimmerler)
  • İnsandan insana değişir sevda alıntısı! İnsandan insana başkalaşır! Adım adım aşılır da bütün safhalar, en sonunda en yüce anlamında doruklaşır. Bu memlekette 'SEVDA' hakkıyla yaşanır! (Sevda Üzerine Memleket Hikayeleri)
  • Kahramanlık, Türkler için biçilmiş bir giysiydi. Bu giysiyi severek, isteyerek giyiyorlardı. Severek, isteyerek ölüyorlardı. (Bozkurt Destanı)
  • Şehzade Bayezid, Murat Han'ın en güvendiği kişilerden ve kendinden sonra tahta oturacak veliahtıydı. Seçim böyle yapılmıştı. Ancak askerin gözünde başka bir şehzade daha öncüldü. Şehzade Yakup... Onun yeri başkaydı. Bu durum Bayezid'i düşündürüyor, gelecekte kardeşinin taht ile arasına gireceği korkusunu yaşıyordu. ... Hem kardeşini kolluyordu hem de ondan çekiniyordu. (Osmanlı'da İktidar Kavgaları ve Hanedan İçi Kıyımlar)
  • Türk yok edilemez, çünkü Tanrı Türk'ü korur ve yüceltir! (Aksaçlılar Meclisi 1 - Devletin Bekçileri)
  • "Doğru ve gerçek söz keskin bıçakla aynıdır!" Moğol atalar sözü, doğru söze verilen değeri böyle açıklar. (Gök Moğolların Başbuğu: Cengiz Han)
  • Tanrı insanı var etmiş. Bakmış eksiği var, us vermiş. Yine yetmemiş, sol göğsünün altına yürek koymuş. (Tuğrul ve Çağrı Bey Devlet Yolunda)
  • Beni iyi dinleyin Türk, Oğuz Beyleri, uluları…. Türk budun buyruklarıma uyun. Şunu unutmayın! Üstte Gök çökmese, altta yer delinmese, Türk’ün ilini, töresini kimse bozamaz. Kimse Türk’ü yıkamaz. Türk budun, kendini bil. Titre ve kendine dön. (Göktürkler Destanı 4 - Bengütaşlar Çağı)
  • Bir gün Bahadır Şad'ın bir öyküsünü duydum, rahatladım. Anlattılar ki, Bahadır Şad, Çin Duvarına bakıp bakıp gülmüş. "Bu us işi değil!" demiş "Çin'i korumaktan çok, bize geçit görevi yapar bu duvar. Duvarın üzerini tutacak kadar çok sakçıyı, duvarın üzerinde savaşacak kadar çok çeriyi nerden bulacaklar? Çin, nasıl bir bela yaptığını, duvar bittiğinde anlayacak! Onca emeğe, onca cana yazık..." (Mete Han)

Yorum Yaz