diorex
life

Ermiş - Halil Cibran Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Ermiş kimin eseri? Ermiş kitabının yazarı kimdir? Ermiş konusu ve anafikri nedir? Ermiş kitabı ne anlatıyor? Ermiş kitabının yazarı Halil Cibran kimdir? İşte Ermiş kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 21.02.2022 10:00
Ermiş - Halil Cibran Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Halil Cibran

Çevirmen: Ayşe Berktay

Orijinal Adı: The Prophet

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN: 9786053320128

Sayfa Sayısı: 55

Ermiş Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"İnsan için tüm amaçlarını susuzluktan çatlamış dudaklara ve tüm yaşamı bir çeşmeye dönüştüren bir armağandan daha büyüğü yoktur kuşkusuz. Benim şerefim ve ödülüm işte bu armağanda yatıyor. Ne zaman içmek için çeşmeye gelsem, diri suyun kendisini susamış bulmamda..." Yıllar boyu kendisine yurt olan kentten ayrılırken, Ermiş'ten geride bıraktığı halka hitap etmesi istenir. Kent halkı ona aşk, evlilik, suç, ölüm, güzellik ve daha pek çok konuda sorular yöneltir. Aldıkları karşılık, hoşgörü ve sevginin biçimlendirdiği bir insan yaşamı üzerine hazine değerindeki öğütlerdir. Haklıyla haksızın, suçluyla suçsuzun, dimdik ayakta duranla düşmüşün aslında aynı insan olduğu bir yaşamdır bu...

Ermiş Alıntıları - Sözleri

  • Aşk sizi çağırdığı zaman onu izleyin... Yolları zorlu ve dik olsa da.
  • Gözlerimizi senin yüzüne hasret bırakma.
  • Sevgi kendi derinliğini bilmez ayrılık vakti gelip çatana kadar.
  • Ruhunuz çoğu zaman bir savaş alanıdır.
  • Kim çile ve yalnızlığını geride bırakabilir ki içi sızlamadan?
  • Hayalinizdeki kırlara çardak kurun.
  • Bu her zaman böyledir, ayrılık vakti gelene kadar bilmez sevgi kendi derinliğini.
  • Şimdi de uyanışıma geliyorsunuz ki bu uyanış benim en derin rüyamdır.
  • Kendinize döndüğünüzde, iyi olursunuz. Ancak kendinizi kaybetmeniz sizi kötü yapmaz. Çünkü parçalanmış bir yuva, hırsızlara mesken olmaz, o sadece parçalanmış bir yuvadan başka bir şey değildir. Dümensiz bir gemi, tehlikeli, küçük adalar arasında amaçsızca gezebilir, ama dibe batmaz.
  • Çünkü aşk taçlandırdığı gibi çarmıha da gerer sizi. Hem besler, büyütür hem de budar sizi.

Ermiş İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kişisel gelişim kitaplarını eleştirdiğimde beni çarmıha gerip domateslemek isteyenlere sesleniyorum, bırakın elinizdekini de Ermişin okyanusundan susuzluğunuzu gidermeye gelin, hem hepimize yetecek kadar var meraklanmayın. Bu kitap hakkında hali hazırda çok güzel incelemeler yazılmış, birçok farklı açıdan yaklaşılmış. Benim vurguladığım nokta ise bir dostunuza veda ederken ayak üstü yapılan sohbetin doyuruculuğu ve verdiği hazzın üstünlüğü olsun. Çünkü Ermiş tam da bu tarzda yazılmış. Tam da ihtiyacımız olan noktaları hep tam onikiden vurmuş. Kitaptaki didaktik aforizmalar mükemmel ama daha da mükemmel olan kitabın üslubu sanırım. Sabahattin Ali okumalarından sonra güzel üslup hastalığı bana da bulaştığından bu konudaki arayışımı şu kısacık kitapla doyurmak şaşırtıcıydı. Bazı cümleleri aynı hazzı alabilmek için tekrar tekrar okudum diyebilirim. Sohbet tarzında ve samimi üslupla yazıldığından kitabın içindeki dünyaya hemencecik adım atmış buldum kendimi. Bu yüzden Ermiş'e ; "Gel boşver gemiyi, bi' çay içelim dertleşelim seninle" diyesim geldi. Acının da hayatın bir parçası olduğunu bir türlü kabullenemiyoruz, Ermiş kabullen diyor, diğer türlü diyalektik anlayış gereği zevki de algılayamazsın diyor. Ama diyorum keşke hayatın kanunları böyle olmasaydı, ne olurdu ki kötülüğün olmadığı, insanların ve bilhassa hayvanların birbirini vahşice yemediği bir dünya olsa ? Diyorum da kalıyorum. İyisi mi bunları pek fazla düşünmemek. Ben sonunda erdim galiba, siz de ermek istiyorsanız, açık adres elinizde. Keyifli okumalar :) (Samet Ö.)

"Yazılanı silecek olan sadece alın terinizdir." Ermiş'i okurken herkes kendisinden bir şeyler bulacaktır elbette. Bu cümle de Ermiş'ten bana kalan olsun. Uzun zamandır okumayı planlayıp nihayet sıranın gelmesiyle bir çırpıda bitirdiğim, bir kez daha baştan okuyarak birçok cümlenin altını çizdiğim harika bir eserdi.. Daha erken okumayı isterdim tabi ki. Ancak bu denli ders verici cümlelerin bir zamanı ve yaşının olmadığı da bir gerçek. Aşk, evlilik, özgürlük, suç ve ceza, zaman, arkadaşlık, sevinç ve bunun gibi hayatımız boyunca üstüne düşündüğümüz, sorguladığımız, sorgulandığımız, seçimler yaptığımız, yapmak zorunda olduğumuz her konuda öğütler bulmak mümkündü eserde. Konusu ise şöyle; on iki sene Orphalese şehrinde kalan El Mustafa, evine gidecekken Orphalese halkı tarafından durdurulur ve halk ile arasında yirmi altı başlıkta toplanan konuşmalar geçer. Halil Cibran'ın El Mustafa çizimi de çok dikkatimi çekti. Hatta İş Bankası Kültür Yayınları Modern Klasikler Dizisi'nde kapak fotoğrafının yine kendisi tarafından çizdiği annesi Kamile Cibran olduğunu öğrendim.. Kitabı bitirince Ermiş'in kim olduğuna dair bir araştırma yapma gereksinimi duydum. Ancak ulaşabildiğim tek şey yazarın "Göğsümün bir tarafında İsa, diğer tarafında Muhammed oturur." sözü oldu. Bu cümle ile bir nebze de olsa aydınlanmış oldum.. Keşke daha uzun olsaydı, daha çok okusaydık dedim bitirince.. Her cümlenin altını çizerken buldum kendimi. Sanırım daha önce hiç bu kadar cümlenin altını çizmemiş, böyle ders verici cümleler okumamıştım.. Kısa ancak dolu dolu, anlamlı, öğütleri ile ufkunuzu genişletecek cümlelerle dolu bir kitap var elinizde ve her anlamda özenerek, önem vererek okunmayı hak ediyor.. (fazi)

● Böyle Buyurdu Ermiş..: ● Kitap hakkında; Halil Cibran’ın ilk kez 1923’te yayımlanan başyapıtı Ermiş, şairane bir üslupla kaleme alınmış felsefi, ruhani ve ilham verici denemeler bütünüdür. Ermiş, El Mustafa isimli bilge bir adamın yirmi altı bölümde anlattığı nasihatlerinden oluşur. Ermiş, 100'den fazla dile çevrilerek Dünya edebiyatı tarihinde en fazla çevrilen kitaplardan biri olmuştur.. ● İçeriği hakkında; El Mustafa, on iki yıl boyunca sürgün hayatı yaşadığı Orphalese Adası’ndan, onu anavatanına götürecek gemiye binmek üzeredir. Onu uğurlamak üzere etrafında toplanan ada sakinleri, ona duydukları sevginin derinliğinin ancak o an, ayrılık vakti gelip çatınca farkına varırlar ve bunu; "ne çok sevdik seni. Ama suskundu sevgimiz ve üstü örtülüydü" sözleriyle ifade ederler. Her ne kadar El Mustafa’nın gitmesini istemeseler de, onun gitmek zorunda olduğunu anladıklarında, gitmeden önce kendisinden; sevgi, çalışma, neşe ve keder, suç ve ceza, eğitim, dostluk, ibadet ve ölüm gibi son derece önemli kavramlar üzerine konuşmasını isterler. Bu konuşmalarda Orphalese halkı sorar, Ermiş ise cevap verir ve en son veda sözleriyle bitirir konuşmasını.. ● Yorum; Okuduktan sonra kapatıp üzerinde düşünebileceğiniz bir kitap değil, daha okurken sizi düşündürecek ve düşünerek ilerleyeceğiniz, bildiklerinizi, bildiğinizi sandıklarınızı ya da emin olduklarınızı yeniden sorgulamanızı sağlayacak ve bazı kavramlara bakış açınızı değiştirerek, düşüncelerinizi yeniden değerlendirmenizi sağlayacak bir felsefesi var. Kısa deyip geçmeyin. Birçok güzel alıntı içerdiği için "bir çırpıda" değil, "çırpınarak" okuyacaksınız. Ama bu sizi korkutacak bir çırpınma değil, aksine sizi, alıntı yapmanız için teşvik eden ve bir kuş gibi heyecanlandıran tatlı bir çırpınma olacak. Çırpınmaya hazırsanız, okuyabilirsiniz. Kitapla, şiirle ve aşkla kalın.. (pessoalone)

Kitabın Yazarı Halil Cibran Kimdir?

Cibran, 1883 yılında Osmanlı İmparatorluğu kontrolündeki Cebel-i Lübnan Mutasarrıflığı'nda Maruni bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Ailesi ve kardeşleriyle 1895'de ABD'ye göç etti. Annesi terzi olarak çalışırken Boston şehrinde bir okula başladı. Cibran'ın yaratıcılığını fark eden öğretmeni Cibran'ı fotoğrafçı ve yayıncı F. Holland Day'le tanıştırdı. Gibran, Beyrut'taki Collège de la Sagesse'e kaydolmak için on beş yaşında ailesi tarafından memleketine geri gönderildi.

1904'te, Cibran'ın çizimleri ilk kez Boston'daki Day's stüdyosunda sergilendi ve Arapça ilk kitabı 1905'te New York'ta yayımlandı. Cibran, yeni tanıştığı hayırsever Mary Haskell'in mali yardımıyla 1908'den 1910'a kadar Paris'te sanat okudu. Oradayken, Jön Türk Devrimi'nden sonra Osmanlı İmparatorluğu'nda isyanı destekleyen Suriyeli siyasi düşünürlerle tanıştı; Gibran'ın aynı fikirleri ve aynı zamanda antiklerikalizmi dile getiren bazı yazıları, sonunda Osmanlı yetkilileri tarafından yasaklanacaktı.

Eserleri ve düşünceleri dünya üzerinde geniş yankı uyandırdı. Şiirleri yirmiden fazla dile çevrilmiş olan Cibran aynı zamanda başarılı bir ressam idi. Resimlerinin bazıları günümüzde dünyanın birçok şehrinde sergilenmektedir.

Yaşamının yaklaşık son yirmi yılını ABD'de geçiren yazar, ölümüne kadar kaldığı bu ülkede eserlerini İngilizce yazmıştır.

Halil Cibran'ın en ünlü eserlerinden biri olan ve ilk kez 1923 yılında basılan Nebi adlı eseri, toplam 26 adet şiirden oluşan bir karma şiir denemeleri kitabıdır. El Mustafa adındaki bir kahinin 12 sene kaldığı Orphalese şehrinden ayrılıp evine gitmek üzereyken bir grup halk tarafından durdurulması ve ana kahraman ile halk arasında insanlık ve hayatın genel durumu hakkında geçen konuşmalar kitabın kendisini oluşturmaktadır. Cibran'ın bu kitapta El Mustafa isimli şahsa verdiği bu isimle peygamber Hz. Muhammed'i işaret ettiğini iddia edenler vardır. Fakat kitaptaki metinler çoğunlukla Matta'ya göre İncil'in 5. bölümünde yer alan İsa'nın Dağdaki Vaaz'ıyla içerik ve üslup açısından benzerlik ve paralellik gösterir. Yazarın İnsanoğlu İsa adlı kitabındaki çalışmalar da dikkate alınırsa El Mustafa'nın Meryemoğlu İsa Mesih olabileceği iddiaları daha da güç kazanmaktadır. Ermişin Bahçesi Halil Cibran'ın Ermiş kitabının devamı niteliğindedir. Türkçeye çevirisi R.Tanju Sirmen tarafından yapılmıştır. Yayın yılı 1999.

Halil Cibran Kitapları - Eserleri

  • Ermiş
  • Fırtınalar
  • Ermişin Bahçesi
  • Asi Ruhlar
  • Kum ve Köpük
  • Aforizmalar

  • Vadinin Perileri
  • Rüzgar Gülü
  • Gönlün Sırları
  • Bilgelik Kitabı
  • Bütün Eserleri - 2
  • Bütün Eserleri - 1
  • İnsanlık Yalnızlığında Oturur

  • Umutsuz Aşık
  • Bilgelik ve Erdem
  • Bir Gözyaşı ve Bir Tebessüm
  • Mezarlar Ne Söyler?
  • Haberci
  • Aşk Mektupları
  • Meczup

  • Bir Ozanın Ölümü Onun Yaşamıdır
  • Gezgin
  • Kendimle Konuşmalar
  • İnsanoğlu İsa
  • Lazarus ve Sevgilisi
  • Dost Mektupları
  • Sevgili Ermiş

  • Kabuklar ve Özler
  • Yeryüzü Tanrıları
  • Cibran Neden Evine Gidemedi?
  • Ermiş - Gezgin
  • Gece ile Sabah Arasında
  • Usta'nın Sesi
  • Derin Akıl ve Derin Yürek

  • Bütün Eserleri
  • Öz
  • Kırık Kanatlar
  • Musiki
  • Sus Kalbim
  • Ben Bir Sisim
  • Kum ve Köpük - Avare

  • Şeytan
  • Seçme Eserleri
  • Medcezir
  • Cibran'ca 3: Şeytan - Deli
  • Kafir Halil
  • Reenkarnasyon Öyküleri
  • Gavur Halil - Deli

  • Felsefi Öyküler
  • Halil Cibran Seti
  • Bütün Şiirler ve Şiirsel Yazılar
  • Şairin Ölümü Hayatıdır
  • من به خوشبختی شما اهمیت می دهم
  • Vadinin Perileri

Halil Cibran Alıntıları - Sözleri

  • Binlerce ifadeye ev sahipliği yapan bir yüz de gördüm, kalıptan çıkmış gibi tek bir ifade barındıran yüz de. (Meczup)
  • Biz çok ekeriz, biçtiğimiz ise hiçtir . (Vadinin Perileri)
  • "Yalnızlığımın ötesinde başka bir yalnızlık var içimde ve orada oturan için benim tek başınalığım kalabalık bir pazar yeridir ve sessizliğim seslerin bir karmaşasıdır." (İnsanlık Yalnızlığında Oturur)
  • Bunlar kelimelere dökülenlerdi. Fakat kalbindeki pek çok şey, söylenmemiş olarak kaldı. Çünkü en derin gizemini açıklayamazdı… (Ermiş - Gezgin)
  • Fırtınalar ve karlar çiçekleri öldürebilir fakat çiçek tohumlarını öldüremezler. (Mezarlar Ne Söyler?)
  • - Nereye ilkbaharım, nereye? (İnsanoğlu İsa)

  • Dün, hayat dairesinde kararsızca dalgalanan bir zerreymişim gibi gelirdi bana. Oysa bugün, çok iyi biliyorum ki o dairenin kendisiyim. Ve düzenli zerreleriyle hayat, bütünüyle bende devinmektedir. (Ben Bir Sisim)
  • Ve zaman da, tıpkı sevgi gibi bölünemez ve ölçülemez değil midir? (Derin Akıl ve Derin Yürek)
  • “Bir kadını anlayabilecek veya bir dahiyi açıklayabilecek veya bilimin sırrını çözümleyebilecek biri işte o kişidir, güzel bir düşten uyanıp, bir kahvaltı sofrasına oturan.” (Kum ve Köpük)
  • "Acılarınızın çoğu sizin tarafınızdan seçilmiştir." (Bilgelik Kitabı)
  • Delillerimi dinleyin. Acımayın, fakat adaletli olun. Çünkü şefkat zayıf günahkarlar içindir. Adaletse masum insanların isteğidir. (Gavur Halil - Deli)
  • Bu, ölümün pençeleri arasındayken hayata döndüğünü hisseden bir insanın, ümitsizliğe düştükten sonra ümitlenen kişinin bakışıydı. (Kafir Halil)
  • Bizler bu dünyaya aşağılık birer sürgün olarak gelmedik. Aksine hayatın güzelliklerini, gizemlerini öğrenmek, ölümsüz evrensel ruha ibadet etmek ve bedenlerimizin sırlarını araştırmak için cahil birer çocuk olarak geldik. (Mezarlar Ne Söyler?)

  • "Her birimizin bir yerlerde mutlaka dinlenecek bir yerleri olmalı, sevgili Mary. Benim ruhumun dinlenme yeri, içinde senin üzerine edindiğim bilginin yaşadığı güzel bir koruluk." (Sevgili Ermiş)
  • Cehalet ise bir zencinin teninden daha siyahtır. Sizler,zulüm ve zorbalığa tamamen teslim olmuşsunuz. (Asi Ruhlar)
  • Kimimiz mürekkep gibidir, kimimiz kâğıt. Bazımızın siyahlığı olmasa, beyazlık sağırlaşırdı. Ve bazımızın beyazlığı olmasa, siyahlık kör olurdu.. (Halil Cibran Seti)
  • "Hatırlamada mesafeler yoktur; sadece farkında olmadan ne sesinin ne de gözlerinin daraltacağı bir uçurum vardır." (Bütün Eserleri - 1)
  • Bilmez misin ki ruhun, hayalinde aşamayacağı hiçbir uzaklık yoktur? Ve bu uzaklığı aştığın zaman ruh bir uyuma kavuşur. (Ermişin Bahçesi)
  • *İnsanın hayal gücü ile hedefledikleri arasında bir uçurum vardır. Ve bu uçurum ancak tutkuyla aşılabilir. (Bütün Eserleri - 1)
  • " Ne kadar yaşam eder bu para! " (Rüzgar Gülü)

Yorum Yaz