Eroinle Dans - Canan Tan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Eroinle Dans kimin eseri? Eroinle Dans kitabının yazarı kimdir? Eroinle Dans konusu ve anafikri nedir? Eroinle Dans kitabı ne anlatıyor? Eroinle Dans kitabının yazarı Canan Tan kimdir? İşte Eroinle Dans kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Canan Tan
Yayın Evi: Altın Kitaplar
İSBN: 9789752106123
Sayfa Sayısı: 400
Eroinle Dans Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Piraye romanının yazarından hüzünlü ve bir o kadar da düşündürücü bir kitap "Çok şaşıracaksın ama... Sana olan tutsaklığım buraya kadar Eroin! Vedalaşmamızın zamanı geldi. Her şey ne güzel başlamıştı oysa... Yepyeni ufuklar açmıştın önüme. Bulutların üzerine çıkarıp özgür bırakmıştın beni. Bambaşka bir özgürlüktü bu; çevremdekilerden farklı kılan, sıkı sıkıya bağlanmaya değer, çekici, vazgeçilmesi güç bir büyü... Asıl tutulduğum da buydu galiba. Eros, dedim sana! Aşk tanrım oldun benim. Mutluydum kollarında... Beni dansa kaldırdığında, geri çeviremedim; tam tersine havalara uçtum sevincimden... Ayaklarımızın uyumu harikaydı. Bana bırakmıştın kendini, istediğim gibi yönetebiliyordum seni. Hep böyle sürecek sandım..." "...Tüm sorumluluğu sana yüklemek haksızlık olur. Nereye sürüklendiğim belliydi, gene de koştum peşinden. Canımdaki canı çekip alman da ders olmadı bana. Senden kaçarken, sana sığındım. Yaptığımızın ölüm dansı olduğunu bile bile, kollarındaki sarhoşluğumu sürdürdüğüm için, ben de en az senin kadar suçlu değil miyim? Ama bitti artık... Ölüm dansı tek kişiliktir! Bundan sonrasında bana eşlik edemeyeceksin. Ölümüm senin elinden olmayacak Eroin! Bu zevki tattırmayacağım sana..." Eroinle ölümüne dans! Bitti, deseniz de bir yerlerde sürüyor hâlâ. Değişen, yalnızca dans edenler...
Eroinle Dans Alıntıları - Sözleri
- "Her şey yolundayken temiz kalmak kolay; önemli olan, olumsuzlular karşısında da güçlü durabilmek."
- "Her şey yolundayken temiz kalmak kolay; önemli olan, olumsuzluklar karşısında da güçlü durabilmek."
- IQ'su çok yüksek ,dâhi seviyelerinde .Ama duygusal zekâsı biraz eksik .Sosyal yaşama ayak uyduramiyor .Yağmur adam, diyorlar ona..."
- Ait olduğu yer! Böyle bir yer var mı gerçekten?
- Unutma ki, alınan her soluk, yeni bir umudu taşır yanında.
- Yürekler uzaklaşmışsa birbirinden, o kişi yanı başında olsa, ne ifade eder ki!
- Ruhsal yorgunlukların, bedensel yorgunluklardan çok daha yıpratıcı olduğunun somut kanıtı gibiyim.
- "Sevdiğim için özgür bıraktım ya! Sevgimin bencilligine tutsak edemezdim onu..."
- “Sıfırdan değil, sıfırın altından başlıyorsun.”
- Sen demez miydin, özleme dayanmak için onu parçalara bölmek gerek, diye?
- O da en az benim kadar yalnız. Yalnız ve acılı.
- Çok, ama çok istediği bir şeye kavuştuğunda; umduğu, tasarladığı, hayallerini kurduğu gibi sevenemiyor insan.
- Herşey yolundayken temiz kalmak kolay; önemli olan, olumsuzluklar karşısında da güçlü durabilmek.
- Özlemi parçalara ayırmak... İyi de, kendisi parçalanırken, neden yüreklerimizi de beraberinde parçalıyor ki?
- Düşlerini gerçekleştirmek için çıktığın bu upuzun yoldaki ilk adımlarına eşlik eden ,gözyaşların olmamalı.
Eroinle Dans İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Eroinle dansı yazarın “Eroin sözcüğü kimseyi ürkütmesin. Madde bağımlılığının 12 yaşına indiği ülkemizde, başımızı kuma gömmeden gerçekleri irdelemek zorundayız. Eroinle Dans, uyuşturucu ve eroin konusunda Türkiye’de yazılmış ilk ve tek roman. Her yaştan, her kesimden, uyuşturucuyla tanışmamış ya da kullanıcı, çok sayıda okurum oldu. 2014’te Yeşilay Derneği’nin Zümrüdüanka Ödüllerinde “En Yeşilaycı Edebiyatçı ” ödülünü aldım. “ cümleleri sayesinde okuma kararı aldım. Eroinle Dans Eylül’ün, çok iyi okullarda okutulduğu ve ideal özelliklere sahip bir anne-babanın kızı olduğu belirtilse de çeşitli nedenlerle kötü yollara sapabileceğini göstermiştir. Yazar, Eylül’ün arkadaşlık ilişkileri neticesinde benliğinden uzaklaştığını ve kötü alışkanlıklar edinmeye başladığını anlatır. Dünya ya da Emre gibi yalnızca ailevi problemlerden ötürü uyuşturucu madde bağımlılığına bulaşılmadığını, toplumda başka Eylüllerin de olduğunu hatırlatarak Eroinle Dans romanı sayesinde Eylül gibi gençlerinde var olduğunun farkındalığını oluşturmuştur. Eylül, roman boyunca kendi davranışlarını yargıladığı esnada, uyuşturucu madde kullanmanın “tehlikeli, zararlı, çarpık eylem, hata, çarpıklık, olmayacak deneyim, oyun olmadığı” şeklinde uyarı ya da olumsuzluk içeren ifadeler kullanmıştır. Böylelikle yazar, uyuşturucu madde kullanmanın bağımlılık yapan etkileri neticesinde sakıncalı olduğunu ima eder. Canan Tan, bir taraftan arkadaşlık ilişkilerinin birey üzerindeki etkilerini aktarırken diğer taraftan da bizleri Eylül’ün başına gelen olaylar aracılığıyla farkındalık oluşturmayı başarmıştır. Ayrıca Romanda yazar, Eylül aracılığıyla kadın-erkek ilişkilerinde görülen dayak meselesini onaylamadığını savunur. Bu nedenle yazar, Emre gibilerinin bu tavrını “acımasızca saldıran, canavarlaşmış bir hayvana” benzeterek ağır bir dille eleştirir. Romanda yazar, bir taraftan Dünya gibi tokadı sineye çeken bireylerin hâlini yansıtırken diğer taraftan da Eylül aracılığıyla yaşanılanları onaylamadığını vurgular. Bu nedenle yazar, şiddetin hiçbir gerekçesi olmadığını savunurken bir yandan da atılan tokadın arkası gelir, şeklinde uyarıda bulunarak Dünya gibi gençleri bilinçlendirmeye çalışmıştır. Bana göre Canan Tan bu eserinde kesinlikle çağdaş türk kadın yazarı olduğunu ispatlamıştır. Kadına şiddet madde kullanımı gibi önemli toplumsal sorunlara karşı duyarlı ve bilinçli olması eserine yansıtarak eserine didaktiklik özelliği katmıştır. Daha kolay anlaşılması içinde kahramanları olumlu ve olumsuz özellikler ile yansıtmıştır. Bir taraftan olumsuz düşünceleri anlatırken diğer taraftan olumluyu inceden inceden aktarmıştır. kahramanları aracılığıyla toplumsal problemlere karşı duyarlı davranılması, yerinde tepkilerin gösterilmesi gerektiği üzerinde durmuştur. Tavsiye eder miyim sadece roman olsun diye okumak isterseniz okumayın daha keyif alabileceğiniz romanları tercih edin. Keyifli okumalar dilerim (Şeyda Kendirci)
Kitap okuma heyecanımı yitirmiştim neden bu heyecanını söndüğünü anlamak için birçok soru sordum ama sonunda cevabı bulmuştum üniversite sınavına girip beklediğim gibi bir sonuç alamayınca herşey anlamsız gelmişti. Heyecanla okumak istediğim kitapları kaldırmıştım hangisinden başlamam gerekiyor okumaya diye düşününce Canan Tan'ın "Eroinle Dans"kitabı bana bakıp göz kırpıyordu. Yazar hakkında kitap hakkında araştırma yapınca Canan Tan Eroinle Dans, uyuşturucu ve eroin konusunda Türkiye'de yazılan ilk ve tek roman. Olduğunu ve her yaştan, eroinle ilgilenen veya ilgilenmeyen, çok sayıda okur kitlesi olduğunu öğrendim. Canan Tan kitabının içeriğinde. Çevremizin arkadaş ortamlarının bizi nasıl etkilerinin altına aldığında dikkat çekiyor ilk satırlarda bahsettiğim gibi üniversite sınavına girdim beklediğim sonucu alamayınca haliyle istediğim üniversiteye de gidemedim. Canan Tan Eroinle Dans kitabında Eylül'ün birçok öğrencinin üniversiteye geçiş sınavında hayal etiği üniversiteyi "Boğaziçi" kazanıp . Daha önce tanımadığı insanla tanışıp onu uyuşturucu bağımlılığından kurtarmak isterken farkına bile varmadan kendini de o bataklığa sürüklüyor. Hayal ettiği üniversiteyi kazanıp altın fırsatın farkında bile olmadan altın tozu gibi etrafa saçıp hayallerinden kendini mahrum bıraktığını konu edinmiştir. İyi Okumalar... (Ceylan)
Kitabın genel hedefi uyuşturucu batağına nasıl düşülür ve nasıl çıkılır bunu anlatmak ve insanlara yardımcı olabilmek, bana biraz basit geldi, Eylül’ün o yüksekten atan halleri kendine güveni ve sonra ilk karşısına çıkan teklife havada kapar gibi evet demesi, mesela “ aşkım eroini artık bırakma kararı aldım bu sefer kesin, o zaman akşam son kez şeyedelim ehehe” , gerçekten mi? En azından bi tık zayıf karakterli duruş sergilese bu kadar batmaz ama karakterimizin çok güçlü ve iradeli bi duruşu var sözde. En yakın arkadaşın eroinden ölürse bu seni eroinman olmaya nasıl teşvik edebilir, mantıken uzak durmaya karar vermek gerekir. Kurgu beni sıktı çünkü Eylül’ü sevemedim. (Zuhal)
Kitabın Yazarı Canan Tan Kimdir?
Canan Tan Ankara'da doğdu. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunudur. Kendisi değişik edebiyat türlerindeki yarışmalarda birçok derece ve ödül aldı.
Kariyeri
"Eczacı iken, nasıl edebiyatçı oldunuz ?" sorusuyla sıkça karşılaştığını vurgulayan Tan, asıl sorunun "Edebiyatçı iken nasıl eczacı oldunuz?" diye sorulması gerektiğini belirtiyor. Bunun nedeni ise edebiyata olan ilgisinin daha önce başlaması. Lise yıllarında, Hisar Dergisi'nin düzenlediği şiir yarışmasında aldığı birincilik bu dünyanın kapılarını ona aralamış. Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin Basın Yayın bölümünü Türkiye derecesi ile kazanarak, yakınlarının isteği doğrultusunda eczacılık fakültesini tercih etmiş, ancak daha sonra evlenerek Diyarbakır'a gelin olarak gitmiş ve orada yaşadığı süre içinde yazım hayatını sürdürse de bunları gün ışığına çıkartmamıştır. Ne Diyarbakır'a gitmesinin, ne de eczacılık mesleğini tercih etmesinin onun için bir eksik değil aksine Piraye, Eroinle Dans, En Son Yürekler Ölür adlı eserlerine birer ilham kaynağı olduğunu belirtmiştir.
Bu sıralarda yazdığı bir öykü, Hürriyet Gazetesi'nin düzenlemiş olduğu bir yarışmada birinci olmuş ve fotoroman olarak çekilmiştir. İzmir'e geldiği sıralarda da bir çok öyküsü ona ödüller getirmiştir. Bunun yanı sıra Hürriyet Ege ve Yeni Asır'da konuk köşe yazarı olarak güncel yazılar, Milliyet Pazar'da mizahi yorumlar yazmaya başlamış. İlk kitabı olan İster Mor, İster Mavi 1996'da Aziz Nesin'in birinci ölüm yıldönümünde İnkılap Kitabevi'nin düzenlediği mizah öyküleri yarışmasından başarı elde ederek basılmıştır ve aynı zamanda Canan Tan'a, Türkiye'de mizah öyküleri kitabı olan ilk kadın yazar unvanını kazandırmıştır. Devam eden mizahi öyküleri ve çocuklar için yazdığı eserleri ona bir çok ödüller getirmiştir. Asıl sağlam adımlarını yetişkinler için çıkardığı ilk roman olan Çikolata Kaplı Hüzünler ve devamında gelen Piraye adlı eserleriyle atmıştır. Hafta da üç gün ise Yeni Asır'da köşe yazıları yazmış ve 2004 yılında kazandığı köşe yazarı ödülüyle de bunu noktalamıştır. Daha sonra yarışmalara katılmaya son vermiş, okurlarının sevgisi için yazmayı sürdürmüştür.
Ödülleri
Türk Kütüphaneciler Derneği'nden, Türkiye'deki kütüphaneler bazında, "2009 yılının en çok okunan yazarı" ödülü/ 2010
İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü'nden 2004 Yılı Köşe Yazarı Ödülü
10.Orhon Murat Arıburnu Ödülleri'nde, uzun metrajlı film öyküsü dalında Birincilik Ödülü/ 1999
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Cumhuriyetin 75.Yılı Çocuk Öyküleri Ödülü /1998
İzmir Büyükşehir Belediyesi Çocuk Romanları Ödülü/ 1997
Rıfat Ilgaz Gülmece Öykü Yarışması'nda Birincilik Ödülü/ 1997
BU Yayınevi'nin Çocuk Öyküler Yarışması'nda 1. Mansiyon/ 1997
İnkılap Kitabevi'nin Aziz Nesin Gülmece Öykü Yarışması'nda basılmaya değer görülen İster Mor, İster Mavi adlı kitabıyla, Türkiye'de mizah öyküleri kitabı olan ilk kadın yazar unvanı/ 1996
1.Ulusal Nasrettin Hoca Gülmece Öykü Yarışması'nda 1. Mansiyon/ 1988
Kelebek (Hürriyet) Gazetesi'nin senaryo yarışmasında birincilik ödülü
Canan Tan Kitapları - Eserleri
- Yüreğim Seni Çok Sevdi
- Aşkın Sanal Halleri
- Yolum Düştü Amerika'ya
- Piraye
- Eroinle Dans
- En Son Yürekler Ölür
- İz
- Söylenmemiş Şarkılar
- Hasret
- Issız Erkekler Korosu
- Çikolata Kaplı Hüzünler
- Beyaz Evin Gizemi
- İster Mor İster Mavi
- Ah Şu Uzaylılar!
- Beşiktaş'ım Sen Çok Yaşa!
- Fanatik Galatasaraylı
- Oğlum Nasıl Fenerbahçeli Oldu?
- Sevgi Dolu Bir Yürek
- Sevgi Yolu
- Arkadaşım Pasta Panda
- Sol Ayağımın Başparmağı
- Sokakların Prensesi Şima
- Türkiye Benimle Gurur Duyuyor!!!
- Aliş Sünnet Oluyor Maviş de Gelin
- Aliş'e Kardeş Geliyor
- Sokaklardan Bir Ali
- Hayvanat Bahçesinde
- Aliş Okula Başlıyor
- Aliş Anaokulunda
- Uzay Kampı Maceraları
- Pembe ve Yusuf
- Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!
- Kelepçe
- Başıbozuk Sevdalar
- Şiirce
- Sızı
- Issız Kadınlar Sokağı
- Anneannem İnternette
- Uzaylılar Aramızda
- Önce Sen Vardın
- Sokaklardan Bir Ali
- Piraye
- Hasret
Canan Tan Alıntıları - Sözleri
- Nefretin olduğu yerde soluk alamazdım ben. (Söylenmemiş Şarkılar)
- Biliyorsun, ne yaşanmış olursa olsun… önce sen vardın! (Önce Sen Vardın)
- Gerçekler ortada. "İnsanı ağlatan, imkânsızlıklardır. Ve çaresizlik! senin asla bana ait olmayacağını düşünmek.. kabullenmek zorunda olmak..vazgeçememek, sınır tanımaz sevginin büyüklüğü karşısında âciz kalmak.." Bunlara ağladım işte ben. (Aşkın Sanal Halleri)
- Rahat kıçına mı battı? (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
- Evet, ne kadar gayret gösterirsem göstereyim “Çabalama kaptan ben gidemem!” diyordu evliliğimiz. (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
- Ben de seni sevdikten sonra kendime hiç rastlamadım. (Piraye)
- Hasret taneleri biriktirdim senin için. Hiçbir zaman veremeyeceğimi bilsem de. (Issız Erkekler Korosu)
- Beni öyle yalana inandır ki, Ömrümce sürsün doğruluğu... Özdemir Asaf (Issız Erkekler Korosu)
- “Koca var Baş tacı edilir. Koca var Kilim niyetine yere serilir. Hatta yetmezmiş gibi Üstünde tepinilir.” (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
- En acısı da ne biliyor musun..? "Aslında sana hiç sahip olamadığımı, seni kaybettiğimde anlamış olmam." (Yüreğim Seni Çok Sevdi)
- Sırtlan: ''İnsanlar birbirini Çok severler sanmayın ! Parçalarlar , kırarlar, Kıstırırlar , boğarlar; Bir küçük çıkar için Gözlerini oyarlar...'' (İster Mor İster Mavi)
- "Yeni fikirler, gereksinimlerden doğarmış..." (İster Mor İster Mavi)
- Gel artık bebeğim.... Gel artık! Daha fazla bekleyecek gücüm kalmadı. Bak, baban da, ben de sabırsızlıkla yolunu gözlüyoruz Gel artık Haşim Artukoğlu! Babanın adını yaşatmak için gel artık... (Piraye)
- "Boş ver!" dedi kaygılarına. Çarpıkistan'da, az sayıda olsa bile, "çarpık" lar kadar, "Davut" lar da bulunmalıydı... (Anneannem İnternette)
- Ölmüş! Öyle diyorlar, inanamıyorum. (İz)
- "Yalanla,dolanla, Hileyle,talanla Dört ayak üstüne düşmeyi Marifet sayanlar... İşte onlar, İnsanlar! Aslında bazıları İki değil, Dört değil, Kırk tane ayaklılar... Her biri çevremizde Yaşayan Kırkayaklar!..." (İster Mor İster Mavi)
- "Şampiyon Galatasaray" (Fanatik Galatasaraylı)
- Sen demez miydin, özleme dayanmak için onu parçalara bölmek gerek, diye? (Eroinle Dans)
- “Kadın var Pırıl pırıl Tektaş pırlanta misali. Kadın var Çakıl taşı Ondan daha değerli.” (Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!)
- Ses çıkarmıyorum. Haklı evden kaçan çocukların sokaklarda yattığını bilmiyor muydum sanki?... Adı üstünde: Sokak çocuğu. Evi: Sokaklar... (Sokaklardan Bir Ali)
Editör: Nasrettin Güneş