Euthyphron - Platon Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Euthyphron kimin eseri? Euthyphron kitabının yazarı kimdir? Euthyphron konusu ve anafikri nedir? Euthyphron kitabı ne anlatıyor? Euthyphron kitabının yazarı Platon kimdir? İşte Euthyphron kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Platon
Çevirmen: Güvenç Şar
Yayın Evi: Kabalcı Yayınevi
İSBN: 9789759971762
Sayfa Sayısı: 104
Euthyphron Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Euthyphron Platonun gençlik dönemi diyalogları arasında sayılır ve konu itibariyle Sokratesin Savunması Kriton ve Phaidon diyaloglarıyla bir bütünlük oluşturur. Diyalogta İÖ 399 yılında dinsizlik ve gençlerin ahlakını bozma suçla malarıyla yargılanıp idama mahkum edilen Sokratesin yar gılanmasından hemen önceki süreç anlatılmaktadır.
Euthyphron Alıntıları - Sözleri
- Son saatlerinde bile Sokrates’in içinde bulunduğu paradoksun kaynağı “dünya” değil, “bilge adam olmak” idi..
- Korkunun olduğu yerde saygının olacağına inanmıyorum ... ancak saygı olan her yerde korku vardır.
- Çocukların yetişmesi ve eğitimi için sonuna kadar sebat etmeyecek kimse dünyaya çocuk getirmemelidir.
- Dindarlık ve dinsizlik nedir? Her farklı davranışta dine uygunluk ve dine aykırılık aynı mıdır? Ve dine uygun olan her zaman dine aykırı olanın zıttı mıdır? Dinsizlik, dine aykırı olan her şeyin sahip olduğu bir nitelik midir?
- Aristokles'in felsefesi; Bilgi İdealar Ruhun ölümsüzlüğü Evren doğumu Devlet olmak üzere beş temel kuram etrafında şekillenir.
- -- Çoğunluğun ne düşündüğünü niçin önemsemeliyiz ki? Yalnızca bilge insanların ne düşündüğünü dikkate almalıyız ve onlar da bu yaşananları hakkıyla idrak edeceklerdir. -- Ama Sokrates, görüyorsun ki çoğunluğun görüşüne de önem verilmelidir. Çünkü tüm bu başına gelenler de gösteriyor ki çoğunluk, kötü düşündüğü kişiler hakkında her türlü fenalığı yapabilir.
- Bir şey, var olan bir şey olduğu için değil, var olmakta olduğu için "var olan" adını alır.
- SOKRATES: Seyisin ilgilendiği sanat atın bakımıdır. EUTHYPHRON: Doğru. SOKRATES: Oysaki o, köpek bakımından anlamaz çünkü bu avanın işidir. EUTHYPHRON: Elbette. SOKRATES: Çünkü avcılık sanatının bir kısmı köpek lere bakmaktır. EUTHYPHRON: Evet. SOKRATES: Çobanın sanatı da sığırlara bakmaktır. EUTHYPHRON: Doğru. SOKRATES: Euthyphron sanırım dindarlık, tanrıya duyulan saygı demektir, tanrılara bakmaktır demiştin, değil mi?...
- Aristokles geniş omuzları ve atletik yapısı sebebiyle Platon lakabını almıştır. İslam dünyasında Eflatun olarak da biliniyor.
- Eğer bildiklerini başkasına öğretmiyorsan sorun yaşanmaz, öğrettiğini anlarlarsa işte o zaman belki de kıskançlıktan dolayı, belki de başka nedenden dolayı öfkelenirler.
- Sokrates: Tanrılar dine uygun olanı, dine uygun olduğundan dolayı mı severler, yoksa sevdikleri için mi dine uygun bulurlar?
- SOKRATES: O halde sevgili Euthyphron dindarlık demek, tanrılar ve insanlar arasındaki alışveriş sanatıdır. EUTHYPHRON: Eğer böyle söylemek hoşuna gidiyorsa, buna alışveriş sanatı diyebiliriz. SOKRATES: Benim hoşuma giden sadece gerçek olan şeydir. Bana şunu anlat şimdi de: Bizden aldıkları hediyeler tanrıların ne işine yarar? Onların bize verdiklerinin ne işe yaradığı açık. Her iyi ve güzel şey, bize tanrılar tarafından bahşedilir. Ancak onların bizden aldıklarından sağladıkları yarar nedir? Bizler alışveriş konusunda üstünüz. Çünkü işe yarar şeyleri alıp karşılığında onlara işe yarar bir şey vermiyoruz.
- EUTHYPHRON: Sokrates, öldürülenin yabancı ya da akraba olmasının farklı şeyler olduğunu sanman, üstelik düşünülmesi gereken en önemli şeyin katilin haklı yere mi yoksa haksız yere mi cinayet işlemesi olduğunu görmemen, eğer haklıysa serbest bırakılması, haksızsa, katil aynı evi ve aynı sofrayı paylaştığın biri de olsa, ona dava açılması gerektiğini düşünmemen tuhaf şey doğrusu.
- Yani bir şey, sadece görülen olduğu için görülmüyor. Tam aksine biri onu gördüğünden dolayı görülen şey adını alıyor. Bir şey söylenen olduğu için bu ismi almıyor. Biri onu söylediği için bu adı alıyor.
- Korkunun olduğu yerde saygıda vardır.
Euthyphron İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Eser boyunca, Sokratik yöntemin bütün hususiyetlerine, en ince mantıksal ayrıntilarına tanık olmanın yanı sıra onun meşhur ironi ya da alayını da görürüz. Diğer Sokratik diyaloglarda olduğu gibi, burada da Sokrates kendisine yöneltilen dinsizlik suçlaması karşısinda, bu konuda hemen hiçbir şey bilmediğini söyleyerek, güya dindarlığın ne olduğunu öğrenip kendisini savunabilmek adına Euthyphron'dan dindarlığı kendisine tanımlamasıni ister. Bir bilgisizlik maskesi takınırken, karşısındakini yücelttikçe yüceltir; başarısızlıkla karşılaştığı her seferinde onu gayrete geçirir. Bu süreçte bir yandan da muhatabının zihnine bir katharsis uygular ve onun kafasındaki darmadağınık ve temellenmemiş düşünceleri ayıklar. Eser aporia ile yani konuyu çok iyi bildiğini sanan Euthyphron'un kafasinın tümden karışmasiyla, onun ne yapacağını bile meme haline gelmesiyle sonuçlanır. Bu yüzden Euthyphron aynı zamanda aporetik bir diyalog olarak geçer. Nitekim diyaloğun sonunda Euthyphron adeta Sokrates'in yanından kaçarak uzaklaşır. (melih)
Din felsefesine giriş yaparken merak edip okuduğum fakat okuduktan sonra " neden okudum ki?" Diye kendimi sorguladığım açıkçası çokta dolu olmayan ama Platon'u sevdiğim için okumanızı önerebileceğim bir kitap. Kitapta dindarlık üzerine söyleşiler yapılır . Konuşan kişiler sokrates ve rahip euthypron'dur. Platon burada din konusunda doğru/yanlış , yapılabilecek/yapılamayacak , uygunluk/uygunsuzluk değerleri yorumlanır ama sonuca bağlanmaz.. (berna noviç)
Euthyphron: Euthyphron, Platon'un dindarlık üzerine bir diyalogudur, diyalog iki kişinin konuşmasını içerir, babasını dava etmeye Basileus'a gelen Euthyphron ve Sokrates arasında. Sokrates ise mahkemeye, kendisine açılan davaya katılmak için gitmiştir ve orada meşhur savunusunu yapacaktır. Platon dindarlık terimini incelerken hocası Sokrates ağzından bir konuşmayı anlatım biçimi olarak tercih eder. Dindarlık kavramı, Antik Yunan içinde günümüzden daha farklı ele alınır, bir dine karşı sıkı bir inanç ve hareketlerde dine uygunluktan, ibadetlerden daha çok dine uygun şeylerin neden dine uygun oldukları üzerine şekillenen bir diyalog vardır. Dine uygunluk, Tanrıların sevdikleri hareketler şeklinde açıklanmaya çalışılır Euthyphron tarafından. Ancak Sokrates bunun da alt nedenlerini araştırma yoluna gider, daha sonra ise Euthyphron acelesi olduğunu söyleyerek konuşmayı sona erdirir. Sokrates'in, Platon diyaloglarından okuduğum kadarıyla, en çok sevdiğim yönü mitlerden çok pratik yaşam ilkelerine ve basit mantıki çözümlemelere başvurarak olayları anlamaya çalışması oldu. Kitabın içeriğindeki dipnotlardan bir tanesi Sokrates'i çok güzel açıklıyor, "Sokrates'in şeylerin ne olduğundan başka bir konusu yoktur." ve benim için de şeylerin ne olduğu konusu çok ilgi çekici. Son olarak kitabı okuduğum baskıdan bahsetmek istiyorum, Kabalcı Yayınevi'nin Humanitas Dizisi'nden 24. sırada çıkan, Güvenç Şar çevirisi eser olarak sunuluyor bizlere, kitap bir sayfa Yunanca metin, karşısında Türkçe metin olarak basılmış. Kitabın önünde Platon, Sokrates ve genel olarak metinden, çeviri yönteminden bahseden güzel bir yazı var. Ayrıca kitabın sonunda, notlar, kaynakça, yer ve kişi adları dizini, Yunanca kavram ve sözlük dizini de eklenerek özenli bir bası çalışması yapılmış. Kitap hazırlanırken bir çok eserden faydalanılmış ve bu eserlere atıflarda bulunulmuş, gerçekten böyle özenli ve titiz hazırlanmış bir kitabı okumak benim için zevkti. (Batuhan)
Kitabın Yazarı Platon Kimdir?
Antik/klasik Yunan Filozofu, Matematikçi, Felsefi Diyaloglar Yazarı ve Batı Dünyasındaki İlk Yüksek Öğretim Kurumu Olan Atina Akademisinin Kurucusu
Eski Yunan filozofu (Atina İ.Ö. 428-ay.y.İ.Ö. 348/347). Soylu bir ailenin oğlu olan Eflatun (ya da Platon), parlak bir Öğrenim görerek, sanatın her dalında kendini gösterdi (çok genç yaşta şiirler, trajediler yazdı); Kratilos'tan bilim dersleri aldı. Sokrates'le tanışınca (İ.Ö. 407) felsefeye yönelip, gerek beden, gerek kafa yapısı bakımından siyasete yatkın olmadığından, o karışık yıllarda siyasetten uzak kaldı. Demokrasiyi küçümserken, Otuzlar Meclisi'yle iktidara gelen dostlarının yönetimini daha da beter buldu. Sokrates'in Ölümünden sonra Megara'da Eukleides'in yanına çekildi; sonra yolculuklar yaparak Kyrene'de matematikçi Theodoros'la tanıştı. Mısır'a bir yolculuk yapıp, İtalya'ya giderek Tarento ve Lokroi'deki pyhthagorasçı çevrelerle ilişki kurdu. İ.Ö. 388'e doğru Dionysos'un kaynı Dion tarafından, Syrasos'u oek etkileyemedi. Atina'ya dönerek, Akademi Gymnasionu'nda Yunanistan'ın dört bir yanından gelen Öğrencilere ders verdi. İ.Ö. 367 ve İ.Ö. 361'de iki kez daha Sicilya'ya gittiyse de, Genç Dionysos'u da etkilemeyi başaramadı ve felsefe ile tiranlığı bağdaştırmaktan vazgeçti. Atina'ya dönüp, Akademi'de ders vermeyi sürdürerek, söylentiye göre bir şölen sırasında öldürüldü.
Eflatun'un bütün yapıtları günümüze kalmıştır: Felsefe ve felsefeyle bağlantılı konularda yazılmış 26 diyalog. Karşılıklı konuşmalar biçiminde yazıldıkları için bunlara "diyalog" denirse de, tümünü diyalog diye adlandırmak belki doğru olmaz; çünkü, sözgelimi Sokrates'in mahkemede yaptığı konuşmayı içeren Savunma ve daha birkaç yapıtı, temelde monologdur. Gene de, tarihsel kişilere dayansın ya da dayanmasın, bütün yapıtlarını kişilerin ağzından yapılan konuşmalar biçiminde yazdığı için, tümü bu anlamda tiyatrovaridir. Birkaçı dışında, diyalogların tümünde, Sokrates odak kişidir.
Platon Kitapları - Eserleri
- Devlet
- Sokrates'in Savunması
- Phaidon
- Diyaloglar 2
- Şölen - Dostluk
- Gorgias
- Lysis
- Hipparkhos Kleitophon Rakipler
- Protagoras
- Diyaloglar
- Devlet Adamı
- Mektuplar
- Philebos
- Meneksenos
- Euthyphron
- Kriton
- Yasalar
- Timaios
- Ion
- Menon
- Sofist
- Minos
- Lakhes
- Kritias
- Alkibiades I-II
- Parmenides
- Theaitetos
- Küçük Hippias
- VII. Mektup, Dion
- Seçmeler
- Kratylos
- Büyük Hippias - Theages
- Euthydemos - Parmenides
- İkinci Alkibiades
- Kharmides
- Epinomis
- Phaidros
- Devlet III-IV
- Siyaset ve Retorik
- Kleitophon veya Felsefeye Davet
- Parmenides
- Devlet
Platon Alıntıları - Sözleri
- Tanrı sıradan bir kişiyi bile şair yapacak kadar bilge bir şairdir. O ana dek şiirden yana nasipsiz bile olsa aşk'ın dokunduğu herkes şair oluverir bir anda. (Şölen - Dostluk)
- Kurtlar kuzuları nasıl severse Aşıklar da sevgililerini öyle sever. (Phaidros)
- sözü özüne uymayan biri beni sıkar; söyledikleri ne kadar güzel olursa, o kadar sıkar. o zaman da beni söze düşman görürler. (Lakhes)
- "Antropos* ismi sadece yakınındaki canlıları görebilen, gördüğünden farklı bir şey düşünemeyen hayvanların ifade ettiğinden farklı bir anlam ifade eder." *İnsan (Kratylos)
- “Benim gibi bir kimseyi kolay kolay bulamayacaksınız. Onun için, size, kendinizi benden yoksun bırakmamanızı öneririm.” (Sokrates'in Savunması)
- Evet birleştiren şey sevinç ve acı ortoklığı değil midir? (Seçmeler)
- Ruha ait şeylere bakalım; bunlar ölçülülük, doğruluk, cesaret, kolay öğrenme, zihinde tutma, iyi yüreklilik ve daha başka benzer şeyler... (Menon)
- Ya sen adaletin ne olduğunu bilmiyorsun ya da onu benimle paylaşmak istemiyorsun (Kleitophon veya Felsefeye Davet)
- O halde, sence, söz, söylenen; görüş, görülen; işitiş, işitilen şey midir? Yoksa, söz başka, söylenen şeyler başka; görüş başka, görülen şeyler başka; işitiş başka, işitilen şeyler başka mıdır? (Minos)
- Eğer bir resme gereğinden fazla yaklaşırsan resimden hiçbir şey anlayamazsın. (Theaitetos)
- Devletler yeniden düzenlenmedikçe, kanunların daha iyi bir hale getirilmelerine imkân yoktur. (Mektuplar)
- “İnsanlara tanrılardan söz ederken onları tatmin etmek, gerçekten biz ölümlülere, ölümlülerden söz etmekten daha kolay gibi görünüyor. Çünkü dinleyenlerin, kendilerine bu kadar yabancı olan meseleler üzerinde görgüsüz ve kara cahil olmaları, bu konuda söz söylemek isteyenlerin işini pek kolaylaştırır; zaten tanrılar hakkındaki bütün bilgimizin de ne olduğu belli.” (Kritias)
- YABANCI: Sanırım henüz aşk avına dikkat etmedin. THEAİTETOS: Dikkat etseydim ne olurdu? YABANCI: Bu avın hediye olmadan yürümediğini görürdün. (Sofist)
- "İyi şeyler istiyorum ancak farkına varmadan tanrılardan kötü bir şey istememek çok zorlu bir iş." (Alkibiades I-II)
- Dilde yapılacak yanlışlık, sadece dile değil aynı zamanda ruha da kötü etki eder. (Phaidon)
- Oysa, çoğunlukla, doğa ve yasalar birbirine karşıttır. Bu nedenle, insan utanıp düşündüğünü söylemekten çekinirse, sözleri birbirini tutmaz olur. (Diyaloglar 2)
- gevezelik ciddi araştırmaların eğlencesi olur. (Philebos)
- “Önemli olan yaşamak değil, iyi yaşamaktır.'' (Kriton)
- _O halde aldanmıyorsam, kötülük kalmadığı zaman bile dostluk vardır. _Vardır. _Dostluğun sebebi gerçekten kötülük olsaydı dostluğun da ortadan kalkması gerekirdi: çünkü sebep yok olunca sonucu da yok olur. (Lysis)
- Seyircilere dikkat etmeliyim çünkü onları ağlatırsam alacağım para beni güldürür, onları güldürürsem alacağım para beni ağlatır. (Ion)