Eve Dönüş - Ray Bradbury Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Eve Dönüş kimin eseri? Eve Dönüş kitabının yazarı kimdir? Eve Dönüş konusu ve anafikri nedir? Eve Dönüş kitabı ne anlatıyor? Eve Dönüş kitabının yazarı Ray Bradbury kimdir? İşte Eve Dönüş kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ray Bradbury
Çevirmen: Elif Ersavcı
Orijinal Adı: The Homecoming
Yayın Evi: İthaki Yayınları
İSBN: 9786053752592
Sayfa Sayısı: 56
Eve Dönüş Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bu hikâyeyi yazdığında yirmili yaşlarındadır Bradbury, ancak alışıldık kalıpların dışına çıkan çizgisini çoktan oluşturmaya başlamıştır. Şiirsel bir dille yazılan bu özgün hortlak hikâyesi sıradan insanı anlatır aslında. Eve Dönüş Bradbury'nin kendi çocukluğundan izler taşır. Kendisini sevgi dolu bir ailenin içinde bile uyumsuz, yabancı ve sıradışı hissettiği bir dönemin yansımasıdır belki de...
Ray Bradbury'nin kısa hikâyesi Eve Dönüş, ilk olarak 1946 yılında Mademoiselle dergisinde yayımlandığından beri kelimenin tam anlamıyla bir Cadılar Bayramı klasiği olmuştur. Bradbury'nin kendi çocukluğundan izler taşıyan bu hikâye, Cadılar Bayramı arifesinde bir araya gelen devasa bir hortlak ailesinin onlara hiç benzemeyen çocuğunun öyküsüdür.
(Tanıtım Bülteninden)
Eve Dönüş Alıntıları - Sözleri
- "Hayat yaşayanlara güzeldir, her bir anı altın kadar değerli."
- . Yolculuğun eğlencesinin yarısı, kaybolmuşluğun estetiğidir. ...
- Kimseyi sevmen gerekmiyor.
- Anuba oradaydı, yumuşak, yuvarlak bir uyku topu gibi kıvrılmış, bir düşler selinde yüzen binbir güzel balıkla birlikte.
- "Neşelen, yeğenim. Aslında senin için her şey çok daha renkli. Bizim dünyamız ölü bir dünya. Her yer mezar taşı grisi. Hayat yaşayanlara güzeldir, her bir anı altın kadar değerli!"
- Sonra bir adım dışarı çıkıp bir rüzgara yakalandı, rüzgar onu bir yaprak sürüsüyle yeni uyanan tepelere taşıdı.
- ”Neşelen, yeğenim. Aslında senin için her şey çok daha renkli. Bizim dünyamız ölü bir dünya. Her yer mezar taşı grisi. Hayat yaşayanlara güzeldir, her bir anı altın kadar değerli!”
- Ve rüzgar başladı. Kocaman ve görünmez bir hayvan gibi sardı dünyayı ve bütün dünya duydu rüzgarın bir ıstırap ve ağıt mevsimine geçişini. İçinde taşıdığı, şehrin yukarı yakasına saldığı şeyleri kutsuyordu bütün karanlığıyla sanki.
- Bu gece neredesin? Tuzlu bir denizin kenarında, çamur çukurlarının,buharın ve sessizliğin yanında. Güneş batıyor burada.
- Rüzgar şiddetlendi, yıldızlar yandı, hızlandı danslar.
- ...kıllı bir yumruk hafifçe dövdü onun göğsünü. "Bu örs gibi atan şey küçük bir kalp mi yoksa?"
- "Onu sevmedim" diye fısıldadı. "Sevmen gerekmiyor, oğlum, kimseyi sevmen gerekmiyor".
- Hayat yaşayanlara güzeldir, her bir anı altın kadar değerli!
- Sırada "tabutlar" vardı. Ve etraflarında volta atan, bir flüte tempo tutanlar.
Eve Dönüş İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bir cadılar bayramı masalı, illüstrasyonlar ise göz kamaştırıcı...Ben bu masalı sevdim. (Maria Puder)
Merhabalar️ Bayılıyorum kütüphanenin kıyısında köşesinde değişik kitaplar bulmaya, Eve Dönüş benim bulduğum en muhteşem, en değişik kitaptı. Kapağı olsun içindeki o korkunç derecede muhteşem çizimler olsun.. her şey ama her şey mükemmeldi. Zıt şeyleri bünyesinde barındıran bir kitaptı bir kere mükemmel ama korkunç, güven verici ama ürpertici, merak uyandırıcı ama aynı zamanda korkutucu.. İçindeki her sayfayı çekip koymak isterdim yani o derece mükemmeldi. @ithaki yayınlarından çıkan bu kitabın basılış tarihi 2013 müş iyiki çıkarmışlar. Konusuna da birazcık değinecek olursam eğer kendisini gotik bir masal olarak tanımlayabilirim. Çünkü bazı yerler bir masaldan bekleneceği kadar muallakta kalmış ama bu seni rahatsız etmiyor. Bence al, kitaplığında dursun. Kitaba puanım: 5/5⭐⭐ (Leyla yüksel)
Timothy olabildiğince sıradan bir çocuktur. Sıradan olmayan tek yanı hortlak ailesinin içinde tek insan olarak yaşamasıdır. Bir Cadılar Bayramı arifesinde tüm hortlak akrabaları bir araya gelir. Tabutlarda yatarlar, valsler yaparlar. Kanatlara, soluk ve soğuk tenlere sahiptirler. Oysa Timothy bir ölümlüdür ve kalbi de atmaktadır. Kısa bir hikaye kitabı olan Eve Dönüş'ü okumak gerçekten keyifliydi. Çünkü hikaye çok şiirsel, akıcı bir dille yazılmıştı. Hem de kitabın içindeki illüstrasyonlar muhteşemdi. Çok kısa sürede okuduğum keyifli bir kitaptı. (k)
Kitabın Yazarı Ray Bradbury Kimdir?
Raymond Douglas Bradbury, 22 Ağustos 1920 tarihinde, Waukegan, Illinois, ABD.’de dünyaya geldi. İsveç göçmeni bir anne ve telefon hatları çekerek geçimini sağlayan bir babanın oğlu olan Bradbury, gençlik yıllarının çoğunu Waukegan’da bulunan Carnegie Kütüphanesi’nde geçirdi.
Kütüphaneleri çok seven yazar, her gün saatlerini orada geçirirken, bir yandan da ileriki yıllarda yazacağı romanların temellerini atıyordu. 1934 yılında, henüz 13 yaşındayken, ailesinin Los Angeles’a taşınması nedeniyle Waukegan’dan kopan Bradbury, Los Angeles Lisesi’ne kayıt oldu ve 1938 yılında bu okulu başarıyla bitirdi. Çok iyi bir öğrenci olmasına rağmen üniversiteye kayıt olmayan Bradbury, bunun yerine gazete satmayı tercih etti.
..."Beni kütüphane yetiştirdi. Kolej ya da üniversite gibi kavramlara inanmıyorum. Kütüphaneleri seviyorum çünkü çoğu öğrenci üniversiteleri karşılayacak maddi olanaklara sahip değil. Liseden mezun olduğumda depresyonun kenarındaydım ve hiç param yoktu; ben de 10 yıl boyunca haftanın 3 günü kütüphaneye giderek kendimi geliştirdim."...
Flash Gordon ve Buck Rogers gibi erken dönem bilimkurgu kahramanlarından büyük oranda etkilenen Bradbury, 1938 yılından itibaren yazdığı öyküleri fanzinlere satarak para kazanmaya başlamıştı. Los Angeles Bilimkurgu Cemiyeti’ne katılan yazar, Robert A. Heinlein, Fredric Brown ve Jack Williamson gibi ustalarda orada tanıştı.
1938 yılında Imagination! Adlı fan dergisinde Hollerbochen’s Dilemma adını taşıyan ilk öyküsünü yayınlamayı başaran Bradbury, 1939 yılında ise Futuria Fantasia adını taşına bir dergiyi yayınlamaya başladı. Sadece 4 sayı çıkan ve her biri 100’er kopya olarak hazırlanan Futuria Fantasia kısa ömürlü olduysa da, yazarın önünü açması açısından faydası tartışılmazdı.
Bradbury 1941 yılında Pendulum adlı kısa hikayesini Super Science Stories dergisine 15 dolar karşılığında satmayı başardı; bu yazarın edebi yeteneği sayesinde kazandığı ilk paraydı. İki yıl içerisinde tam zamanlı bir yazarak olarak çalışmaya başlayıp bütün diğer işlerini bırakan Bradbury, 1947 yılında ise kısa hikayelerin toplamından oluşan ilk romanı olan Dark Carnival’ı piyacasa çıkarttı.
400’ün üzerinde kısa hikaye ve novella yazan, 50’nin üzerinde antoloji kitabında öyküleri yayınlanan, 20’den fazla tiyatro oyunu, onlarca çocuk edebiyatı, kurgu-dışı hikaye ve t.v. senaryosu kaleme almış olan Bradbury, çağımızın en üretken yazarlarından birisidir. Hayranları tarafından bir bilimkurgu yazarı olarak tanımlansa da bu tanımlamaya katılmayan Bradbury, bu konuda şu açıklamayı yapmıştır;
..."Öncelikle, ben bilimkurgu yazmıyorum. Yazdığım tek bilimkurgu kitabı var; o da Fahrenheit 451. Çünkü o kitap gerçeğe dayanılarak yazıldı. Bilimkurgu gerçeğin tasviridir, fantazi ise değildir. Fahrenheit 451 dışında bilimkurgu alanında verdiğim eser yoktur."...
1947 yılında Marguerite McClure ile evlenen Bradbury, bu evlilikten 4 kız çocuğu sahibi oldu. Los Angelas’da yaşayan yazar, hikayelerini kaleme almaya devam etti. Onlarca eseri çizgiroman, tv dizisi ve sinema filmi olarak uyarlanmış olan yazarın üzerine bir de belgesel çalışması yapılmıştır; Ray Bradbury; Story of a Writer.
Ray Bradbury, 5 Haziran 2012 tarihinde 92 yaşında Los Angeles, Kaliforniya, ABD'de ölmüştür.
Ray Bradbury Kitapları - Eserleri
- Fahrenheit 451
- Eve Dönüş
- Şimdi ve Daima
- Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana
- Deliler Mezarlığı
- Sonbahar Ülkesi
- Yakma Zevki
- Yazın Sanatı ve Yaratıcı Yazarlık
- Karahindiba Şarabı
- Ateş ve Buz
- Fahrenheit 451
- Güneşin Altın Elmaları
- Son Yaya
- Cadılar Bayramı Ağacı
- Ertelenen Aşk
- Resimli Adam
- Mars Yıllıkları
- Dünyalıların Gelişi
- The Velt
- A Medicine for Melancholy and Other Stories
- Gök Gürültüsünün Sesi
- Papa ile Papağan
- Death Is a Lonely Business
- Topraktan Dönenler
Ray Bradbury Alıntıları - Sözleri
- "Sıkıntı şu ki, insanların bize sadece bir noktaya kadar inanmasını sağlamalıyız! Eğer bize haddinden fazla inanırlarsa; çekiçlerini dövmeye, kazıklarını bilemeye, çarmıhlarını kurmaya ve aynalarını asmaya başlarlar. İki ucu boklu değnek. Savaştığımızı belli etmeden nasıl savaşacağız? Fazla net olmadan nasıl aşikâr olacağız? Gereğince gömüldüğümüzü fakat ölü olmadığımızı mı söyleyeceğiz?" (Topraktan Dönenler)
- ”Neşelen, yeğenim. Aslında senin için her şey çok daha renkli. Bizim dünyamız ölü bir dünya. Her yer mezar taşı grisi. Hayat yaşayanlara güzeldir, her bir anı altın kadar değerli!” (Eve Dönüş)
- İnce buzda paten yapmak en iyisidir, hafifçe. Durursaniz, dikkatinizin ağırlığı kabuğu kirabilir. Kabuğun içine batarsiniz, öylesine derin, öylesine uzak derinliklerde bogulursunuz ki, bütün geçmiş orada mezar taşı mermerlerine kazılı durmaktadır. Buzlu su damarlarınıza şırınga edilecektir. Aynanın kenarında mıhlanmışsanız, orada, bakışlarınızı Zaman'ın duzeltmelerinden ayıramadan, sonsuza dek orada kalırsınız. (Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana)
- Bu gece neredesin? Tuzlu bir denizin kenarında, çamur çukurlarının,buharın ve sessizliğin yanında. Güneş batıyor burada. (Eve Dönüş)
- Gün batımı kaybolduğu için sevilir. Çiçekler solduğu için sevilir. Bahçedeki köpekler ve mutfaktaki kediler, yakında gitmeleri gerektiği için sevilir. Başka sebepler de vardır tabii, ama sabah sefalarının ve öğleden sonra gülücüklerinin kalbinde bir veda vaadi yatar. Yaşlı bir köpeğin gri burnunda hoşça kal yazar. Eski dostların yorgun yüzlerinden, dönüşü olmayan uzun yolculuklar okunur. (Topraktan Dönenler)
- Kurtları kovabilirlerdi ama anıları hayır, hayaletleri hayır. (Cadılar Bayramı Ağacı)
- "Hayvan koleksiyonu ile hayvanat bahçesi arasındaki fark ne?" (Deliler Mezarlığı)
- "Güneşin doğmasına çok uzun bir yol vardır, şafak da epey uzaktır, o yüzden hayatının bütün aptalca şeylerini toplarsın, o denli iyi tanıdığın ve şimdi o denli ölü olan kişilerle yapılmış olan aptal hoş şeyleri." (Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana)
- Onlar sadece kendilerine göre alışıldık olan bir akıl hastalığına tahammül gösteriyorlardı... (Mars Yıllıkları)
- "Bir ses bir defa çıkarıldı mı bir daha asla kaybolmaz," diye açıkladı Small. "Hepsi elektrik bulutları halinde saklanmıştır, yerlerini tespit edebilirsek, unutulup gitmiş savaşların gürültüsüne, uzun yaz mevsimlerinin insana miskinlik veren tınısına, tabiatın sonbaharın geldiğini haber veren o hüzünlü sesine bir dokunuşla yeniden erişebiliriz." (Şimdi ve Daima)
- “Çünkü sen onları gerçekten bir kez bile okumadan, Bay Poe'nun bütün kitaplarını yaktın. Onları yakmak ihtiyacında olan insanların sözü üzerine tümünü yaktın. Eğer onları okumuş olsaydın, biraz önce bu kata indiğimizde ne yapmayı planladığımı hemen anlardın. Cahillik öldürücüdür Bay Garrett.” (Mars Yıllıkları)
- Ve bu şekilde koştular. Yıldız ışığında üç hayvan gibi. Siyah bir su samuru. Bir kedi. Bir tavşan. Ben, diye düşündü Will, ben tavşanım. Ve rengi beyazdı ve çok korkuyordu. (Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana)
- "Büyüyünce ne olacaksın Bob?" "Yazar..." "Kararlısın demek... Ama, unutma ki yazar olmak kolay iş değil... Çok uğraşmak gerek..." "Biliyorum. Ama şansımı deneyeceğim. Çok okuyorum." (Ertelenen Aşk)
- "Ne yapabilirim? Berbat ve boş bir hayatı telafi etmek için yapabileceğim bir şey var mı şimdi?" (Resimli Adam)
- Temmuz sıcağına yürek ferahlatan bir serinlik, kış soğuna insanların iliklerini ısıtan bir sıcaklı veriyordu sanki... (Ertelenen Aşk)
- "Şunu açıkca söyleyeyim. İnsanlar her gün psikolojik açıdan ölüyor. Bazı parçaları yoruluyor. Ve bu yorgun parça tüm kişiyi öldürmeye çalışıyor". (Sonbahar Ülkesi)
- Bütün bunlar kocaman bir yanlışlık (Ertelenen Aşk)
- "İnsanlar hep yarın yaşamaktan söz ediyordu, yarın ölmekten değil." (Ateş ve Buz)
- En azından maskeyi görmen gerekir ki darben ardındaki yüze ulaşsın. (Topraktan Dönenler)
- Eğer şevk, zevk, sevgi, eğlence olmadan yazıyorsan yarım bir yazarsındır. Yani bir gözün piyasada, bir kulağın avangart zümrelerdeyken kendin olamıyorsun demektir. Hatta kendini bile tanımıyorsun. Çünkü bir yazarın hissetmesi gereken en önemli şey heyecandır. Duygu ve heves dolu olmalıdır. Böyle bir enerjisi yoksa gitsin şeftali toplasın ya da çukur kazsın daha iyi. Allah bilir sağlığı için daha iyi olacaktır. (Yazın Sanatı ve Yaratıcı Yazarlık)