diorex
Dedas

Fangirl - Rainbow Rowell Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Fangirl kimin eseri? Fangirl kitabının yazarı kimdir? Fangirl konusu ve anafikri nedir? Fangirl kitabı ne anlatıyor? Fangirl PDF indirme linki var mı? Fangirl kitabının yazarı Rainbow Rowell kimdir? İşte Fangirl kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 28.05.2022 06:00
Fangirl - Rainbow Rowell Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Rainbow Rowell

Orijinal Adı: Fangirl

Yayın Evi: Pegasus Yayınları

İSBN: 9786053438823

Sayfa Sayısı: 416

Fangirl Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Gerçek ve düş arasında sıkışmış hayalperest bir genç kız...

Bir elmanın iki yarısıyken farklı hayatlara savrulan iki kardeş

Cath bir Simon Snow hayranıdır.

Öyle ya, tüm dünya Simon Snow hayranıdır...

Ancak bu Cath için bir hayat felsefesidir ve o takipçi olma konusunda çok iyidir. İkiz kız kardeşi Wren'le çocukluklarından beri Simon Snow kitaplarını defalarca okumaktan, hayran kurgusu yazmaya kadar, kendilerini seriye adamış, annelerini kaybetmelerini de ancak bu şekilde atlatabilmişlerdir. Büyüdükçe Wren'in hayranlığı azalsa da Cath'in vazgeçmeye niyeti yoktur.

Üniversiteye gidecekleri sırada Wren, onunla aynı odada kalmak istemediğini söyleyince Cath kendi rahat dünyasının tamamen dışında, bir başına kalır. Son derece utangaç olan Cath, kendini yazdığı hayran kurgusuna kaptırmıştır. Hikâyesinde her zaman ne diyeceğini gayet iyi bilmekte ve gerçek hayatta hiç tecrübe etmediği romantizmi öyküsüne yansıtabilmektedir. Wren elinden tutmadan da Cath her şeyin üstesinden gelebilecek midir? Kendi hayatına başlamaya gerçekten hazır mıdır? Ya kendi hikâyelerini yazmaya?..

En önemlisi de Simon Snow sevdasını geride bırakma pahasına yola devam etmeyi istemekte midir?

"Son derece keyifli, sevgi dolu bir gençlik masalı; başarı kaderinde var."

-New York Journal of Books-

"Kesinlikle büyüleyici."

-Kirkus Reviews-

"Rowell, son derece popülerleşmiş hayran kurgusu evrenini ve on sekiz yaşındaki bir kızın aklından geçenleri başarıyla aktarıyor."

-Entertainment Weekly-

"Eğlenceli ve duygusal bir on sekiz yaş hikâyesi, aynı zamanda da genç bir yazarın kendi sesini arayışı... Dokunaklı ve son derece gerçekçi."

-Publishers Weekly-

"Bu kitapta büyü yalnızca değneklerle yapılmıyor; Rowell'ın karmaşık, canlı, sorunlu ve mükemmel ilişkiler kaleme alma konusundaki inanılmaz yeteneği sayesinde yazı, büyüye dönüşüyor."

-Booklist-

"Etkileyici bir on sekiz yaş romanı... Gerçekçi bir yaklaşımla ele alınmış karmaşık konularla dolu; zahmetsiz ve kusursuz anlatım da bu temaları ustaca birbirine bağlamış."

-School Library Journal-

Fangirl Alıntıları - Sözleri

  • "Karamsar ve hüzünlü ruh halinizi yansıtan bir mesaj telefonunuzda öylece kalıp size sürekli ne kadar budala olduğunuzu hatırlatırdı."
  • "Ne çok gözyaşı, diye düşündü. Ağlamanın ne kadar çok da türü var."
  • "Sen herkese gülümsersen, bana gülümsediğinde ne hissedebilirim ki?"
  • "Bazen vazgeçmek de hakkımız değil mi?"
  • Birisi benim için ne kadar önemliyse onun benden sıkılıp uzaklaşacağına olan inancım da o kadar artar.
  • "Keşke bir köpeğin olsaydı," dedi Cath. "Onu beslemeyi unuturdum." "Belki de köpeği seni besleyecek şekilde eğitirdik."
  • Ayrıca bazen hâla hayatta olduğunuzu ispatlamak ve birilerinin buna tanıklık etmesini sağlamak için yanınızdakinin elini tutardınız .
  • "Yeni hikayeler yarattığın sürece sevdiğin bu dünyada istediğin kadar zaman geçirebilirsin."
  • Ağlamanın ne kadar da çok türü var. Ağlayanın hep kendisi olmasından bıkmıştı.
  • "Acaba zaman makinesi diye bir şey olsaydı insanlar onu bir kez olsun geleceğe gitmek için kullanır mıydı?"
  • "Sen herkese gülümsersen, bana gülümsediğinde ne hissedebilirim ki..?"
  • "Oda arkadaşınla hala konuşmadınız mı?" diye sordu Cath'e. "Konuştuk," dedi Cath. "O bana, 'Pencereyi kapayabilir misin?' diye sordu. Ben de 'olur,' dedim. Ayrıca birbirimize her gün, 'selam,' diyoruz. Bazen günde iki kez."
  • "Keşke bir köpeğin olsaydı," dedi Cath. "Onu beslemeyi unuturdum." "Belki de köpeği seni besleyecek şekilde eğitirdik."
  • "Neden kurgu yazarız? diye sordu Profesör Piper bir kez daha. Cath önündeki deftere baktı. Yok olmak için."
  • "... Birisi benim için ne kadar önemliyse onun benden sıkılıp uzaklaşacağına olan inancım da o kadar artar."

Fangirl İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Avril Lavigne - What The Hell: Kitabı okuduktan sonra gerçekten kendime inanamadım. Çünkü neredeyse 8 aydır saçma ön yargılarım yüzünden (herkes beğenmiş ben beğenmem, sıkıcıdır, uzun süre bitiremem vb...) okumuyordum. Nasıl olduysa 4 gün önce gözüme ilişti ve çokta canım sıkıldığı için okumaya başladım ve öyle gitti... Fangirl gerçekten çok güzeldi! Bu zaman kadar okuduğum en tatlı ve gerçekçi hikayelerden birisiydi Rowell'ın hikayesi. (Ayrıca en çok alıntı yaptığım kitap.) Okurken çoğu zaman kendimi gülümserken buldum. (Alıntı yaparken de.) Simon Snow onların dünyasının Harry Potter'ıydı. Ve cidden sanki gerçekten Simon Snow diye bir seri vardı. Herkes ona bayılıyordu ve internette onun için bir sürü hayran kurgusu yazılmıştı. Sihircath hesabı gerçekten de internette vardı ve rekor tıklanmalara gerçekten de imza atıyordu. İnternete Simon ve Baz yazdığınızda sanki cidden önünüze milyonlarca başlık çıkıyordu. (Ki çıkmıyor da değil.) Sanki bunlar cidden de varmış gibi hissediyordunuz ki ben hala daha öyle hissediyorum. Cath, Levi, Wren, Reagan gerçekten gerçekte varmışlar gibi düşünmeye devam edeceğim sanırım. Onları cidden çok sevdim. Ve uzun sürede unutmayacağım. * Aslında eskiden yazdığım incelemenin incelemeyle hiçbir alakası olmasa bile çok tatlı olduğu için onu atacaktım buraya ama sonra yenisini yazmaya karar verdim. Çünkü bazı şeyler eklemek istiyorum. Aslında bunları Asla Vazgeçme’nin incelemesine yazmak daha mantıklı olurdu ama o inceleme zaten çok uzun ve güzel.. o yüzden en iyisi buraya yazmak olacak. Bu kitabın anlatılacak bir şeyi bile yok. Mükemmel bir konusu, olay örgüsü falan… hiçbir şeyi yok. Ama yine de çoğu kitaptan daha çok heyecanlandırıyor beni. Çoğu kitaptan daha çok kendisine bağlıyor ve bana ‘bir bölüm daha, bir bölüm daha…’ dedirtebiliyor. Bu duygu bende artık eskisi kadar çok olmuyor ve bu yüzden benim için çok kıymetli. Ve sanırım konusu yıllarca en yakın arkadaşı ikizi olan bir kızın üniversite de kardeşi biraz ayrı kalmaları gerektiğini düşündüğünde yaşadığı hayal kırıklığı ve Simon Snow sevdasıyla bir yılı tamamlamaya çalışmasından ibaret olsa da, bu kitap(larda) kendimi bulabiliyorum. Çünkü ben asla Hogwarts’a, Kayran’a ya da Capitol’ün ortasına düşecek değilim. Bu dünyada yaşamak zorundayım. Benim yaşayacağım zorluklar hiçbir zaman Izdırap Verenlerle dolu bir labirentte çıkışı aramak, Voldemort’u yenmek falan olmayacak. Ama ben Cath’in yaşayacağı birçok şeyi yaşayacağım ve hatta yaşıyorum da. Bu yüzden bu hikayeyi okuduğumda mutlu oluyorum çünkü diyorum ki evet, Cath de yazı yazarken zorlanabiliyor, o da insanlarla iletişimde iyi değil, o da birden kendini en yeterli hissettiği alanda tüm inancını kaybedebiliyor ve bir şeylerden vazgeçmek isteyebiliyor… ama yine de mutluluk onu da bulabiliyor. Beni de bulabilir. Rowell’ın kitaplarını okuduğumda hep böyle oluyorum. O benim mutlu sonlara inanmama neden oluyor. Onları sevmemi. Onların mutsuz sonlardan daha etkileyici olabileceğini. "Sonsuza dek mutlu yaşamak ya da en azından sonsuza dek bir arada olmak aşırı duygusallık değildir," dedi Wren. "Bu iki insan için en asil ve cesurca hedeftir." Bu alıntıyı okuduğumda kendime, “sen salak mısın?” diye soruyorum. Çünkü çoğu zaman hepimiz böyle düşünüyoruz. Çoğu zaman hepimiz, “Gelmiş geçmiş en büyük kahramanlık ölüm olmamalı." Cümlesine değil, tam tersine inanıyoruz. Ben tam tersine inanıyorum. Ama bu kitabı okuduğumda işte, kendime dönüp, “sen salaksın.” Diyorum. Çünkü en büyük kahramanlık bu olmamalı. Ama birkaç ay sonra yeniden bu düşüncelerin etkisini yitireceğini ve mutsuz son bağımlısı olacağımı biliyorum… Her neyse. Rowell'ın yarattığı karakterler o kadar içimizden birileri oluyor ki, belki de benim gibi düşünen sandığımdan daha fazla insan vardır diyorum. Çoğu yazar gizemli, kötü karakterler yazıyor ve bu karakterleri herkes gibi bende seviyorum ama Rowell, Levi gibi sürekli gülümseyen ve o kadar yakışıklı bile olmayan bir karakter ortaya atıyor. Ama bir şekilde kusurları o kadar güzelleştiriyor ki, birden tek istediğim Levi gibi bir insan oluyor. Ki Levi gibi sürekli gülen insanlardan hoşlanmamama rağmen. Ah, Levi.. sensiz dokuz saat bile yapamıyorum diyen Levi... Gerçekten o kadar güzeldi ki. Ve bir duygu var ki, en sevdiğim. Çok az kitapta bu kadar sırıtıyorum ya da heyecanlanıyorum. Ama Levi&Cath sahnelerinde ve ÖZELLİKLE Simon ve Baz sahnelerinde o kadar deliriyorum ki, özellikle öpüşme sahnesinin geliyor olduğunu anladığımda yastığıma sarılarak gülüyor ve heyecanımı atıp okumaya devam edebilmek için odayı birkaç dakika turlamam gerekiyor. Bilmiyorum. Rowell’ın yazdığı kitapları okumak beni delisiye mutlu ediyor. Dış dünyayı tamamen unutuyorum ve sadece Cath’in Sihirbazlar dünyasından çıkmak istememesi gibi, o dünyadan çıkmak istemiyorum. Sonsuza kadar Watfod dünyasında Simon ve Baz’larla kalmak istiyorum. Ayrıca kitabın sonu o kadar ama o kadar çok hoşuma gitti ki... (vay canına, VAAY CANINA, bir Rowell kitabı için bu cümleyi kurabilmek... gözlerim yaşardı) daha önce o kadar dikkatime takılmamış sanırım ama bu sefer o alıntının altında Cath'in aldığı ödülü okuyunca içim sımsıcak oldu ve kocaman gülümsedim. Belki çok boş konuştum ama bunları yazmak istedim. Belki iyi aktaramadım bile ama Rowell bana yazdığı karakterle güç veriyor. İyi şeylerin de olabileceğini yeniden görmeme sebep oluyor. Beni kalbimden kimsenin vuramayacağı şekilde vuruyor ve bunu yaptığı içi otomatikman zihnimi de alt üst etmiş oluyor. Çünkü onlardan başka bir şey düşünemiyorum. Cath, Levi, Reagan ve (Simon&Baz), sizi çok fazla seviyorum. Dipnot: Bu şarkı şans eseri instagram ana sayfama düşmüştü. Eskiden çok dinlerdim ve yeniden dinlemeye başladım. Tabii ki okurken dinle(ye)medim ama bana hep Fangirl'i ve Cath'i anımsattı. O yüzden artık daha da çok seviyorum. Garip bir şekilde bu kitaba çok uyuyor. Dipnot2: All my life I've been good but now Ooohhh I'm thinking "What the hell?" (summer)

Fangirl ilk çıktığı zamanlarda ben çok küçüktüm. Bütün kitapçılarda ayraçları satılıyordu ve ben de bir sürü almıştım. Çoğu zaman ayracın üstündeki resimden ve yorumlardan konusunu tahmin etmeye çalışıyordum. Büyüyünce okumayı istiyordum fakat o zamana kadar kitabı bulamayacağımı düşünüyordum. Ve hayat bu işte; tam da kitap alışverişi yaparken Fangirl’ ü gördüm ve gözlerime inanamadım. Biraz konusundan biraz da az önce anlattığım çocukluk bağlantımdan dolayı kitabı satın aldım. Aldığım o kadar ayraçtan sadece dört tanesi kalmıştı ve onları kullanarak başladım okumaya… Yorumumuma gelecek olursak; şunu söyleyebilirim ki belli bir konusu olmadığı halde sizi kendine bağlayarak sanki sürükleyici bir aksiyon kitabı okuyormuşçasına soluk aldırtmadan okutan o nadir ve güzel kitaplardan biriydi benim için Fangirl. Evet, bazen durgundu, bazen yavaşça gelişti fakat tıpkı hayat gibiydi. Sonuçta kitapta Cath isimli 18 yaşında genç bir kızın üniversite hayatına tanık oluyoruz. Zaman zaman yapılan geri dönüşler sayesinde de neredeyse tüm hayatını öğrenebiliyoruz. Kitabın arka kapağını okuyan herkes kitabın konusunu az çok anlamıştır eminim ki. Ve bence herkes bu kitaba bir şans vermeli. Özellikle de lise veya üniversitede olanlarınız. Bir Potterhead olarak Cath’ in hayranı olduğu Simon Snow serisi ile ben dâhil pek çok kişinin hala hayranı olduğu (Potterhead’ ler) Harry Potter serisi arasında büyük benzerlikler gördüm. Hatta kitabın bir bölümünde Simon Snow serisinin 4.kitabının film uyarlamasında herkesin saçlarının uzun olduğunu bile belirtmişti yazar/rainbow-rowell ve bu basbayağı kitap/harry-potter-ve-ates-kadehi--2270 filmine gönderme. Ve ben özellikle bir Potterhead olarak bu göndermelerden çok hoşlandım. Böylece kitabı okurken kendimi Cath’ e daha yakın hissedebildim. Ayrıca pek çok modern kitapta yapıldığı gibi bu kitapta da bazı ünlü sanatçılara, markalara ve şarkılara yer verilmesi sayesinde de kitaba daha rahat uyum sağlayabildim. Örneğin Taylor Swift, Bon Iver gibi ünlü ve benim çok sevdiğim sanatçılara yer verilmişti. İşte modern kitapları sevmemizin bir nedenine bu kitapta şahit olabilirsiniz. Başka isimlerden bahsetmeyeceğim kitabı okurken size sürpriz olsun. ----------spoiler---------- Kitabın sonunun yarım bitmesi beni pek üzmedi. Bir sonuca bağlanmamış gibi dursa da eminim bu kitabı bende yazsam bu şekilde bitirirdim. yazar/rainbow-rowell sonunu hayal gücümüze bırakmış. Ve aslında bazı şeyler çok açık değil mi? Cath ve Levi birlikteler ve muhtemelen mutlular. Ayrılmayacaklarını düşünüyorum. Wren ve Cath’ in aralarındaki buzlar eridi, onlarında bir daha aralarının açılmayacağına eminim. Reagan ve Cath belli ki gelecek yılda oda arkadaşı olacaklar ve bu demektir ki onlarda mutlu kalacaklar. Cath annesi ile tekrar görüşür mü bilmiyorum fakat sanmıyorum. Yine de annesi hakkında yazdığı hikâyesi ile ödül kazandı. Ve bu bilgi bize yeterli bence. Sonu ile ilgili beni hayal kırıklığına uğratan tek şey Simon Snow serisi oldu. Ne Cath’ in yazdığı kurgunun ne de gerçek hikâyenin sonunu öğrenemedik. Cath Baz’ ı öldürdü mü, gerçek hikâyede Simon ve iyiler kazandı mı? Muhtemelen kazandılar fakat Cath’ in kurgusunun sonunu öğrenememek beni cidden üzdü. Ayrıca Cath’ in bu Simon Snow çılgınlığından kurtulup kurtulmadığını da öğrenemedik. Sanırım seri bittiği için şimdi hayran kurgusu yazan değil de sadece seriyi seven bir “Fangirl” oldu sonunda. ----------spoiler---------- Özetle söyleyebilirim ki, bu kitabı okursanız size belki zaman zaman kendinizi hatırlatacak, zaman zaman da sizi alıp Cath’ in üniversitesinde ona eşlik ettirerek gerçek hayatınızdan kopartacak. Okursanız eğer ne demek istediğimi çok daha iyi bir şekilde anlarsınız. Bir şans tanıyın bu güzel esere. İyi okumalar dilerim :) (Betty)

Sanırım bu kitap hayatım boyunca içinde hiçbir merak unsuru barındırmadığı halde kendimi okumaktan alamadığım tek kitap. Kitap baya uzun zamandır ( yaklaşık 1 yıldır ) kitaplığımda sürünüyor, benim onu okumamı bekliyordu. Bende artık bu gidişe bir dur demek istedim. Tek kelimeyle harikaydı. Başkarakter herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği türdendi. Cath'te kendimden parçalar görmek ilginçti. Benim yaptığım hatayı yapmayın ve bir an önce bu kitabı okuyun okutturun !!! (Ece)

Fangirl PDF indirme linki var mı?

Rainbow Rowell - Fangirl kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Fangirl PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Rainbow Rowell Kimdir?

Rainbow Rowell, genç yetişkin ve yetişkin çağdaş romanlar yazan bir Amerikalı yazardır. Yetişkin romanları Landline ve Attachments, gençlik romanları Eleanor & Park ve Fangirl oldukça ilgi görümüştür.

Yazmadığı zamanlarda çizgi roman okuyor, Disney World gezileri planlıyor ve aslında geniş perspektiften bakıldığında pek de önemli olmayan konular hakkında tartışıyor. Nebraska'da eşi ve iki oğluyla yaşıyor.

Rainbow Rowell Kitapları - Eserleri

  • Eleanor ve Park
  • Fangirl
  • Asla Vazgeçme
  • Sabit Hat
  • İlişkiler
  • Asi Kahraman
  • Pumpkinheads
  • Wayward Son
  • Almost Midnight
  • Fangirl, Vol. 1: The Manga
  • Any Way the Wind Blows
  • Runaways, Vol.1: Find Your Way Home
  • Runaways, Vol.2: Best Friends Forever
  • Runaways, Vol.4: But You Can't Hide
  • Runaways, Vol.3: That Was Yesterday
  • Kindred Spirits

Rainbow Rowell Alıntıları - Sözleri

  • . Peki ya tüm hayatınızı çözmeyi düşünmek yerine, sadece iyi şeyler eklemeyi düşünürseniz. Birer birer. Bırakın iyi şeyler yığınınız büyüsün. ... (Sabit Hat)
  • simon snow, bu kadar mutluyken sana bakmak canımı acıtıyor. depresyondayken sana bakmak da canımı acıtıyor. seni görmem için doğru zaman yok, kalbimi göğsümden çıkarıp kırılabilir hâlde bedenimin dışında bırakmayan hiçbir yanın yok. (Asi Kahraman)
  • "Ben ciddiyim. Beni mutlu edecek şeyin ne olduğunu keşfettiğimde daha fazla zaman kaybetmeyeceğim. Ona sımsıkı sarılacağım. Hemen gerçekleştireceğim.” (Sabit Hat)
  • "Merhaba deme, Simon," demişti. "Çünkü sonra hoşçakal demek zorunda kalırız ve ben vedalara dayanamıyorum." (Asla Vazgeçme)
  • It feels good to think about. It feels like- shit, I'm crying. It feels awful, but it feels clean. (Wayward Son)
  • “I can touch you less gently, but I won’t love you less kindly.” (Any Way the Wind Blows)
  • "Merhaba deme, çünkü sonra hoşça kal demek zorunda kalırız ve ben vedalara dayanamıyorum." (Asla Vazgeçme)
  • Eleanor ona ne kadar çok ihtiyacı olduğunu belli ederse Park'ın arkasına bakmadan kaçacağından emindi. (Eleanor ve Park)
  • "... Eleştirmenler parazittirler. Diğer insanların yaratıcılıklarıyla yaşarlar. Bu dünyaya hiçbir şey getirmezler. Süpermarket park alanlarında diğer insanların bebeklerini çalan kısır kadınlar gibidirler. İş yapamayanlar öğretirler ve öğretemeyenler de eleştirirler." (İlişkiler)
  • "Ne istediğimi bilmek konusunda iyi değilim," demişti Neal Georgie'ye. Kumsalda oturuyorlardı, Neal Georgie'nin elini tutuyordu. "Bir şeyler arzulamak konusunda iyi değilim." (Sabit Hat)
  • "Burada daha mutlu olacağını neden kabul etmiyorsun?" Sesimi yükselttim: "Sen neden senin olmadığın hiçbir yerde mutlu olamayacağımı anlamıyorsun?" (Asi Kahraman)
  • "Hayatın bizi önce tanıştırıp sonra ayıracağına inanmam mümkün değil." "Ben buna inanabilirim," dedi Eleanor. "Hayat acımasızdır." (Eleanor ve Park)
  • I always get lost in the library, no matter how many times I go. In fact, I think I get lost there more, the more that I go. Like it's getting to know me, and revealing new passages. (Fangirl, Vol. 1: The Manga)
  • “As if I wouldn’t make the world spin backwards if I thought he’d like it better that way.” (Any Way the Wind Blows)
  • "Merhaba deme simon, demişti çünkü sonra hoşçakal demek zorunda kalırız ve ben vedalara hiç dayanamıyorum." (Asla Vazgeçme)
  • ‘I talk to you every day.’ ‘It’s not enough,’ he said. (Almost Midnight)
  • "Is it weird being in Omaha?" Simini asked her. "Now that everybody has left?" "It's like walking through the mall after it closes." (Almost Midnight)
  • Son diye bir şey yoktu. Kötü şeyler olurdu, sonra dururlardı ama insanların içinde fırtınalar koparmaya devam ederlerdi. (Asi Kahraman)
  • “You’re in me so deep, I wouldn’t know how to dig you out. I might get fed up with you… But, Simon, I’ll never get tired of you.” (Any Way the Wind Blows)
  • I’ve never hated him more. I want to break my knuckles on his chin, I want to cast off his tongue, I want to shove him down a thousand flights of stairs—and then I want to catch him. (Any Way the Wind Blows)

Yorum Yaz