Faust - Johann Wolfgang Von Goethe Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Faust kimin eseri? Faust kitabının yazarı kimdir? Faust konusu ve anafikri nedir? Faust kitabı ne anlatıyor? Faust kitabının yazarı Johann Wolfgang Von Goethe kimdir? İşte Faust kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Johann Wolfgang Von Goethe
Çevirmen: Celal Öner
Orijinal Adı: Faust
Yayın Evi: Oda Yayınları
İSBN: 9789753852821
Sayfa Sayısı: 326
Faust Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Sanatta hiçbir zaman kusursuz yoktur, en iyi sayılabilecek bir yapıt ancak 'oldukça iyidir'" sözleriyle sanat anlayışını belirten Goethe, sadece Almanya'nın değil, bütün Avrupa'nın en önemli dehalarından biridir. Yaşamı boyunca şiirden romana, felsefeden bilime kadar farklı alanlarda sayısı yüzlerle ifade edilen yapıta imza atmıştır.
Faust, Goethe'nin yazarlık yaşamının altmış yıllık emeğini alarak, haklı bir üne kavuşmuş en önemli yapıtıdır.
Ruhsal özgürlüğe ulaşmanın maddi arzulardan sıyrılmak ve bencil olmamakla mümkün olabileceği fikrini işlediği bu yapıt, yazarın sanatının da doruk noktasıdır.
İnsanın şeytanla vardığı bir anlaşma ve bunun sonuçları üzerine kurulu bu yapıtıyla Goethe'ye yeniden hayranlık duyacak ve bu yapıtının yazarın elli yıllık emeğine değdiğini göreceksiniz.
Faust Alıntıları - Sözleri
- Önce kendi aynanıza bakın.
- Önce kendi aynanıza bakın…”
- İnsan arkada bıraktığını düşünmeden edemez
- Mefisto: Muhterem insan, böyle bir fikre saplanıp hâla karşı mı çıkıyorsun? Yalancı şahitliği hayatınızda ilk defa mı yapıyorsunuz? Siz daha önce de Tanrı’yı, dünyayı, içinde yaşayanları, insanı, onun kafasından ve kalbinden geçenleri büyük bir cüretle nitelendirip açıklamadınız mı? İçinizi iyice bir yoklayın.
- "Köle oluruz sonunda Kendi yarattığımız yaratıklara.."
- • “hassas bir ruh, bütün kaba şeylerin düşmanıdır.”
- "Her sevincin bir acısı, her acının bir sevinci var.."
- Ve kendimiz de dahil, herkese yabancıyız.
- "Köle oluruz sonunda Kendi yarattığımız yaratıklara."
- Dünyanın küçük efendisi hep aynı Ve ilk günkü gibi acayip. Biraz daha iyi yaşayacaktı, Vermemiş olsaydın ona gök ışığından bir parıltı: O buna akıl diyor ve sadece Her hayvandan daha hayvanca yaşamak için kullanıyor.
- İnsan geride bıraktığı şeyleri düşünür hep; Neye alıştıysan, o kalır senin için cennet olarak.
- Bırak büyük dünyayı akışına, Burada sakin sakin oturalım.
Faust İncelemesi - Şahsi Yorumlar
"Dursana, öyle güzelsin ki!": Neysen o'sun aslında, Melek gibi de görünsen, Yardım ediyormuş gibi de davransan, Var senin de kirli kalbin, at ayakların. Faust bütün yaşamı boyunca kendini ilime, bilime, simyaya, büyüye ve öğrenmeye adamış; bunun sonucunda da hayattan hiçbir tat alamamış ihtiyar bir hocadır. Yine bir gün büyü yaparken köpeğinin gölgesinin farklı olduğunu görür ve içindeki gerçek benliğini görmek için o kişiyi çağırır. Aslında köpeğinin at ayaklı bir şeytan olduğunu görür. Şeytan ona mutsuzluğunu giderebilecek şeyler yapacağını söyler; bunun karşılığında da öbür dünyada kendisine yardım etmesini ister. Faust şeytanın bu teklifini kabul eder. Faust'un kendi kanıyla imzaladığı bir sözleşme yaparlar. Şeytan, Faust'u gençleştirerek ona ilk aşkı tattırır ve dünyanın güzelliklerini ona tek tek göstererek hayattan zevk almasını sağlamaya çalışır. Faust hayattan zevk almaya başlarsa şeytan kazanacaktır fakat bu o kadar kolay olmayacaktır. Peki kulu gerçekten pişman olursa, Tanrı affeder mi kulunu? Kitapta üzüntüyü, sevinci, Yunan Tanrıları'nı, Thales'i, dağı, taşı, başaklardan yapılmış taçları ve aklınıza gelebilecek sayısız nesneyi, duyguyu bile konuşuyor görüyoruz. Birinci kitabı (s.199' a kadar) okurken kendimi tiyatro izliyormuş gibi hissediyordum. İkinci kitap kısmına geldiğim zaman çeviriden kaynaklandığını düşünerek konu bütünlüğü yoktu. (Halbuki en iyi çeviri olduğunu düşünüyordum.) Fazlasıyla mitolojik unsurlar barındırıyordu. Eğer mitoloji ve felsefe bilginiz yoksa elinizde sürekli telefon araştırma yapmak zorunda kalıyorsunuz. Birinci kitap kısmı çok akıcıydı, konu bütünlüğü sağlanmıştı. Ama ikinci kitap kısmı fazlasıyla zordu. Bir önceki konuşma bir sonrakini tutmuyordu. Ne anlatıldığı belli değildi. Konular karışmıştı ki tüm bunların çeviriden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Bir hevesle başladığım kitabın ikinci kitap kısmının bazı yerlerini, "bitsin artık" diyerek hızlı hızlı okuyup geçtim. İkinci kitap insanı gerçekten yoruyor. Bunların dışında Mefistofeles (Şeytan) karakteri çok iyiydi. Şeytan olmasına rağmen neredeyse bütün güzellikler onun içindeydi. Sanki şeytan değil de Faust'un arkadaşı gibi ona öğütler veriyor, onu korumaya çalışıyor gibiydi. Yazarın burda şeytanın bizi güzel sözlerle, tatlı dille nasıl kandırdığını anlatmaya çalıştığını düşünüyorum. Son olarak; 506 sayfalık kitabı post-it yapıştıra yapıştıra 600 sayfalık bir kitap kalınlığına getirdim. Kitabı aklınızın boş olduğu bir zamanda okursanız fazlasıyla verim alabilirsiniz. :) "Nihayetinde, neysen o'sun. Peruklar da taksan başına milyonlarca lülesi olan, Giysen de yüksek ayakkabıları, Hep neysen, o'sun nihayetinde." (Başak Başıgüzel)
Başlangıçta Eylem Vardı!: YouTube kitap kanalımda hayatımdaki en özel kitaplardan biri olan Faust'u önerdim https://youtu.be/RPBKYP_K568 10 yıl önce hayatımda ilk kez yarım bıraktığım kitabı şimdi kendi okuma grubumda onlarca kişiyle birlikte tartışabilmenin verdiği dayanılmaz hafiflik... Goethe 14 yaşındayken buharlı makine icat edilmiş, 21 yaşındayken Hegel doğmuş, 40 yaşındayken Fransız İhtilali olmuş, 66 yaşındayken Waterloo Savaşı olmuş. Ben 26 yaşındayken ise hayatımın en önemli gündemi koronavirüs işte. Faust'u ben yazamazdım, hatta sadece ben değil, Goethe'den başka da kimse yazamazdı. Latince'de faustus mutlu olmaya yazgılı olmak demekti zaten. Şeytan onun ruhunu çalıp ona hüküm kurmak istese bile mutlu olmaya, Tanrı ile olmaya yazgılı bir insandı Faust. Sanayi Devrimi'nin insanları koşullandırdığı her şeyi bilme diktesinde olan bir çağda o da her şeyi bilmek isteyenlerden başka bir şey değildi. Bu konuda Goethe'nin bir fikri vardı. 26 yaşındayken bir toplantıda tanıştığı Weimar dükü, Goethe'ye, gel kardo burada takıl hem Faust'u bitirirsin hem de kitabın son şeklini burada alır dedi ama beklemediği bir şey oldu Goethe'nin, o da Weimar klasisizmi. Schiller'in de içinde bulunduğu Fırtına ve Coşku akımına nazaran Weimar klasisizmi, gestalt, gehalt ve inhalt adı verilen içerik, Yunan ilhamı ve estetik öncüllerinden oluşurdu. Yani Puşkin'in üç güvenilir kartı tutumluluk, ölçülülük ve çalışkanlık, Reich'in üç erdemi sevgi, çalışma ve bilgi, ilk mimarlık kuramcısı Vitruvius'un iyi bir mimari tasarım için belirlediği üç öncül fayda, kalıcılık ve güzellikti ya, işte Goethe'nin de kendisi için belirlediği muhteşem üçlü bunlardı. Zaten Goethe'nin sanat ülküsü, “İnsan hayatını, dünyayı, öteki alemleri, hatta ahireti de büyük tabiatın cüzleri olarak ele almak ve ahenkli bir bütünlük içinde hepsinin yerini ve rolünü göstermek”ti. Sadece bu dünyanın varlığını değil, öte yaşamın varlığını da bir bütün içinde değerlendirerek, gestalt'a, yani parçaların barındığı bütüne ulaşabilmekti Goethe'nin amacı. Albert Camus'nün Tersi ve Yüzü kitabında kendi felsefesini ve kendi madalyonunu dünya-insan ikiliğiyle kurması gibi Goethe de kendi madalyonunu üç taraflı kurmuştu: Tanrı-şeytan-insan. Yani Ivan Karamazov'un yaşadığı ve cebelleştiği üçlü. Ama Nietzsche Goethe'ye o öldükten yıllar sonra "Alman dilinin baş mimarı Goethe’dir." demişti. Goethe de belki bunu hissetmiş olacak ki, Faust'u neredeyse Nietzsche'nin Dionysoscu içkin üstinsanı olarak tasarlamıştı. Dinamikti, kabına sığmıyordu, aktifti, her şeyi bilmek istiyordu Faust, mutlak mükemmeliyeti arıyordu fakat her insanın düştüğü yanılgı gibi ruhunu şeytana satmıştı. Faust'un şeytanı şeytan fakat belki de bizim de para, iktidar, ün, şehvet hırslarımız da kendi şeytanlarımız olabilir. Faust, Yunan mitolojisindeki Helena ile karşılaşsa bile bu ona yetmemişti, daha çok şeyi bilip o bildiklerini Kubrick'in 2001: Bir Uzay Destanı filmindeki monolite aktarmak istemişti belki. Hatta ve hatta İncil'in başlangıcı olan Yuhanna "Başlangıçta söz vardı." şeklinde başlıyorsa, Dostoyevski'nin İncil'i "Başlangıçta acı vardı." Goethe'nin İncil'i ise "Başlangıçta eylem vardı." şeklinde olurdu. Çünkü Ruslar acıyla, Almanlar eylemle varoluşlarına ulaşırdı. Faust kitabının cevap aradığı iki soru vardı en nihayetinde: 1- İnsan tam olarak nefsini şeytana teslim edip sapıklığa düştükten sonra, kendi kuvveti ile doğru yolu bulabilir mi bulamaz mı? 2- Ölümlü bir insan için durulacak ve geçilmeyecek anlar var mıdır? Ben cevaplayayım... 1- Evet. 2- Evet. Bütün bu yazdıklarım üstüne bir de Roman Polanski'den Rosemary'nin Bebeği filmini izlerseniz üstüne çok iyi cila olur. (Oğuz Aktürk)
Adanmışlığın Yapıtı: Goethe'nin altmış küsur yıl süren bu eseri tam olarak adanmışlığın yapıtı. Aslında hayatının gençlikten yaşlılığa kadar olan dönemini kapsayan bir serüvendir. Faust, evreni ve kendini anlamlandırma çabası güder bunun nedeni "bilmeye duyduğu açlıktan" ileri gelmektedir. Hayatı boyunca tüm bilimleri incelemiş ama doyum noktasına ulaşamamıştır bununla yetinme isteği yoktur. Karamsarlık, umutsuzluk duyguları kabarmış ve şeytanla anlaşma yapmıştır. Eğer onu yeniden hayata bağlayabilirse ruhunu satacaktır. (İki bölümden oluşan eserde olay örgüsü bana göre birinci bölümde daha ilham kaynağıydı.) Faust'un kişisel amaçları zamanla insanların yararına olacak düşüncelere bürünür çünkü pişman olmuş, dersler çıkarmıştır ve edindiği tecrübeler aslında ona şunu öğretir: keder ve hazlarla anlamlıdır yaşam. Bir bakıma iyi ve kötü ikileminde olan tüm insanlığa evrensel boyut kazandırmıştır. Faust'un bölüm sonunda göğe yükseltilmesi Hz. İsa ile ilişkilendirilmiş ve Tanrı katında affedildiği etkisini bizlere bırakmıştır. Manzum şiir olan bu eserde yer alan diyaloglar, genelde karşı tarafı ikna etme çabasıyla sunulur. Mitoloji severler için bol araştırmalı, tarihsel, okunmaya değer bir yapıt. (Elif Özman)
Faust PDF indirme linki var mı?
Johann Wolfgang Von Goethe - Faust kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Faust PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Johann Wolfgang Von Goethe Kimdir?
Johann Wolfgang von Goethe (28 Ağustos 1749, Frankfurt - 22 Mart 1832, Weimar), Alman edebiyatçı. Aynı zamanda çeşitli doğa bilimleri alanlarında araştırmalar yapmış ve yayınlar çıkarmıştır. 1776 yılından itibaren, Weimar dukalığının bakanı olarak çeşitli idari ve siyasi görevlerde bulunmuştur.
Goethe, şiir, drama, hikâye (düzyazı ve dörtlük şeklinde), otobiyografik, estetik, sanat ve edebiyat teorisi, ayrıca doğa bilimleri olmak üzere birçok esere imza atmıştır. Bununla birlikte, zengin bir içeriğe sahip olan mektup çeşidi, önemli edebi eserlerindendir. Fırtına ve Coşku (Sturm und Drang) döneminin en önemli öncüsü ve temsilcisi olmuştur. 1774 yılında Genç Werther'in Acıları adlı eseri ile bütün Avrupa'da ün yapmıştır. Daha sonra, 1790 yılından itibaren, Friedrich Schiller ile birlikte ortak ve dönüşümlü bir şekilde, içeriksel ve biçimsel olarak, Antik kültür anlayışı üzerinde yoğunlaşarak, Weimar Klasik'in en önemli temsilcisi olmuştur. Goethe, aynı zamanda, yurtdışında da Alman Edebiyatı'nın temsilcisi olarak kabul edilmiştir.
Değeri, ölümünden sonra azalmaya başladığı sıralarda, Goethe, 1871 yılından itibaren, Alman ulusal kimliğiyle, Alman Kraliyet'inde taçlandırılmıştır. Sadece eserlerine yönelik değil, aynı zamanda örnek alınacak yaşantısına yönelik de bir hayranlık oluşmuştur. Goethe, bugüne kadar, en önemli Alman edebiyatçı olarak kabul edilmiş, eserleri ise dünya edebiyatı zirvesinde yerini almıştır.
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Johann_Wolfgang_von_Goethe
Johann Wolfgang Von Goethe Kitapları - Eserleri
- Faust
- Gönül Yakınlıkları
- Genç Werther'in Acıları
- Yarat Ey Sanatçı
- Doğu-Batı Divanı
- Renk Öğretisi
- Aforizmalar
- İtalya Seyahati
- Alman Göçmenlerin Sohbetleri
- Goethe Der ki...
- Seçme Şiirler
- Seçme Mektuplar
- Dünyanın Derdi Bitmez
- Wilhelm Meister'in Seyahat Yılları I-II
- Wilhelm Meister’in Çıraklık Yılları
- Clavigo Kardeşler
- Hermann'la Dorothea
- Kurnaz Tilki
- Kalbin İnceliği Aşka Dahildir
- Yaşamımdan Şiir ve Hakikat
- Roma Ağıtları
- Briefe Aus Der Schweiz
- Komşu Çocuklar
- Marienbad Ağıdı
- Masal
- Yeşil Yılan Ak Zambak
- Elli Yaşında Bir Erkek
- Iphigenie Tauris'te
- Seçmeler
- Hayata Yön Veren Sözler
- İtalya Seyahati I
- Demir Elli Şövalye
- İtalya Seyahati II
- İtalya Seyahati III
- Faust 2. Cilt
- Der Großkophta
- Kültürlerarası Şiir
- Stella
- Egmont
- Urfaust
- Elective Affinities
- Faust, Der Tragödie Zweiter Teil
- Faust ve Hayat Dersi
Johann Wolfgang Von Goethe Alıntıları - Sözleri
- Ruhumda neredeyse fazla eskiyen o tek düşünceyi uygulamak için sağımda solumda neleri feda etmiyorum ki! (İtalya Seyahati)
- Ben bu seyahati kendimi kandırmak için değil, kendimi gördüklerimle tanımak için yapıyorum. (İtalya Seyahati)
- Sevgi yönetmez; sadece biçim verir; (Yeşil Yılan Ak Zambak)
- Waldsassen Manastın, Bavyera’ya varır varmaz hemen insanın karşısına çıkıveriyor. (İtalya Seyahati I)
- Mutlaka okumaya zaman ayırmalısınız, yoksa tercih edilmiş bir cahillikle baş başa kalırsınız. (Hayata Yön Veren Sözler)
- Yeni bir yurd, yeni bir munasibet seni seslese, taleyin bu ve bundan sonraki nemetlerini sukurler qarsilayaraa hamisindan faydalan. (Hermann'la Dorothea)
- Bana kimlerle arkadaşlık ettiğini söyle, ben de sana kim olduğunu söyleyeyim. Neyle uğraştığını bilirsem, senden ne olabileceğini de bilirim. (Aforizmalar)
- Kurumayın, sakın kurumayın, Ebedi aşkın gözyaşları! Çünkü ancak gözlerin yarı kurumuş pınarları Çorak ve ölü gösterebilir dünyayı! Kurumayın, sakın kurumayın, Mutsuz aşkın gözyaşları! (Yarat Ey Sanatçı)
- "Henüz kalbin acının gizemiyle örtülü." (Iphigenie Tauris'te)
- Ben hiçbir şeyim, ama gerçek her şeydir. - Abraham Lincoln (Hayata Yön Veren Sözler)
- İşte insanlar böyledir! Ve hepsi de birbirlerine benziyorlar: hemcinsleri bir felakete uğrayınca, buna ağızlarını açıp bakmaktan zevk duyuyorlar! (Hermann'la Dorothea)
- Yaşı ilerlemiş olmasına rağmen, bir yanı hala çocuk kalmıştı. (Gönül Yakınlıkları)
- Camları resimlenmiş pencerelerdir şiirler! (Yarat Ey Sanatçı)
- İnsanların ne kadar kötü olduklarını görmek beni hiç şaşırtmıyor fakat bu yüzden hiç utanmadıklarını görünce çok şaşırıyorum. (Seçme Mektuplar)
- "Köle oluruz sonunda Kendi yarattığımız yaratıklara." (Faust)
- Bir başkasının fikrini dinleyeceksem, bu güzel bir biçimde ifade edilmiş olmalıdır; kendi içimde yeterince karmaşığım zaten. (Aforizmalar)
- • “Arzularımız, bizden asıl istediğimiz şeyi bile gizlerler.” . (Hermann'la Dorothea)
- "Hepimiz Gogol'un paltosundan çıktık." F.M.Dostoyevski (Hayata Yön Veren Sözler)
- İçsel hakikatten dış gerçekliğe geçiş, aradaki karşıtlık yüzünden daima acılıdır. (Elli Yaşında Bir Erkek)
- EtkinIiğimi artırmadan ya da doğrudan doğruya canIandırıp yaşamıma bir şey katmadan bana yaInızca biIgi veren her şeyden nefret ediyorum. (Goethe Der ki...)