Fedai - Harold Robbins Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Fedai kimin eseri? Fedai kitabının yazarı kimdir? Fedai konusu ve anafikri nedir? Fedai kitabı ne anlatıyor? Fedai PDF indirme linki var mı? Fedai kitabının yazarı Harold Robbins kimdir? İşte Fedai kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Harold Robbins
Çevirmen: Azize Bergin
Yayın Evi: Altın Kitaplar
İSBN:
Sayfa Sayısı: 380
Fedai Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Fırtınanın sekizinci günüydü. O güne kadar, böylesine şiddetli bir fırtınaya rastlanmamıştı. Kervandakilerin hepsi daha küçücükken dinledikleri deveci ihtiyar Mustafa'nın anıları arasında bile böyle bir fırtınayı duymamışlardı. Mustafa kefiyesiyle yüzünü iyice örterek kervanbaşı Fuat'ın çadırına doğru zorlukla ilerlemeye çalıştı. Yolunu kaybedip de uçsuz bucaksız çölün ortasında kalmamak için, arasıra duraklayıp örtüyü aralayarak çevresine bakmıyordu. Her duruşunda da o minicik kum taneleri birer iğne gibi yüzüne saplanıyordu. Yaşlı adam, çadıra girmeden önce durdu, genzine dolan kum tanelerinden kurtulmak için kendini zorlayarak, tükürmeye çalıştı. Ama ağzı ıslanmamıştı bile, sadece kumun pütürlü kuruluğunu hissediyordu. Fuat, titrek aleviyle karanlıkta gölgeler oluşturan yağ kandilinin durduğu masanın yanındaki koltuğundan deve sürücüsüne sessizce baktı. Dev gibi bir adamdı; konuşmaktan da pek hoşlanmazdı.
Fedai Alıntıları - Sözleri
Fedai İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Harold Robbins'in güzel bir romanı daha... Herşey bir çölde şiddetli bir kum fırtınasına yakalandıkları gece başladı. Kader o gece yazıldı... Bir Arap Müslüman ve İsrail'li yahudi aile o gece karşılaştı ve doğan bebeklerin kaderi hikâyeyi belirledi... Lübnan'lı ve Arap Emir'lerin tüm parasını yöneten Bedir'in yaşamını konu alıyor hikâyemiz. Arap dünyasının savurganlıkları lüks yaşam tutkuları ve İsrail'le yaşanan gerilim ve savaşın farklı bir boyutunu gösteriyor bize... Tabi bu hikâye romanın yazılış tarihine uyfun olarak 1950 ve 1960'ları anlatıyor... Bedir Amerika ve Avrupa'daki tüm yatırımlardan sorumlu ve keskin zekasıyla parayı katlaması hiçde zor olmuyor. Ortadoğu'nun savaşı ekonomik olarak kazanacığına inanan ve bunu başarıyla yapan genç bir adam. İslam kurallarının artık dışına çıkmış fakat yinede dinine yüz çevirmemiş bir Müslüman ? İki kez evlenmiş ve ikinci çocuğu Lübnan Emiri'nin veliahtı... İkinci karısı ile yaşadığı sorunlar ilk evliliğinden kızı Leyla'nın babasına düşmanlığı, lüks ve salatanat içinde bir yaşam... Peki herşey gerçekten mükemmel mi ? Birçok bölümde Peygamber Efendimizden(s.a.v) bahsediliyor ve Robbiins bunu ustalıkla gerçekleştiriyor... Okuma imkânınız olursa mutlaka tavsiye ederim... (AydıN)
Fedai PDF indirme linki var mı?
Harold Robbins - Fedai kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Fedai PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Harold Robbins Kimdir?
Harold Robbins, tüm zamanların en çok satan yazarlarından biridir.
Harold Robbins, 21 Mayıs 1916 tarihinde New York, ABD’de doğduğunda kısa bir süre sonra annesi öldü. Babası onu New York'un kenar mahallelerinin birinde terk edince bulunan ve "Francis Kane" adı verilen bebek, Katolik Kilisesi'ne ait bir yetimhaneye yerleştiriliyor. Yetimhanede bir süre kalan bebeği Charles Rubin ve Fannie Smith çifti evlatlık olarak alıyor. İsmini "Rubens" olarak değiştiriyor. Asıl adı Harold Francis Rubin’dir.
Harold Robbins, onbeş yaşında iken liseyi terk edip sağda solda çalışmaya başlıyor. Önce bir kitapçı dükkanında getir-götür işi yapıyor. Sonra bir bakkaliye dükkanında "erzak işlerine" bakıyor. 1934 yılında liseden mezun oldu. Bu yıllarda ABD'de ekonomideki çöküntü yılları. Rubens "erzak işlerine" bakarken, gıda maddeleri fiyatındaki hızlı oynamalar dikkatini çekiyor. Borç olarak temin ettiği 800 dolar ile gıda maddesi "spekülasyonu"na başlıyor. Bir yılda dolar milyoneri oluyor. Dolar milyoneri olduğunda Rubens henüz 20 yaşındadır.
Milyoner hayatı 1939 yıllarına kadar sürüyor. O yıllarda İkinci Dünya Savaşı başlamış. Rubens harp döneminde en fazla aranacak gıda maddesinin şeker olduğunu görüyor ve şeker spekülasyonuna bütün parasını bağlıyor. Dört gemi dolusu şekeri, 100 poundu 4.85 dolardan bağlıyor. Şansızlığa bakınız ki, ABD hükümeti şeker spekülasyonunu önlemek için şeker fiyatını 4.65 dolar olarak "donduruyor". Dört gemi dolusu şekerde 100 pund başına 20 cent zarar eden Rubens, iflas bayrağını çekiyor.
Milyoner Rubens beş parasız kalıyor. Tekrar iş arıyor. 1940 yılında New York'ta Universal Pictures’da depo memuru olarak çalışmaya başlar. İki yıl sonra da bütçe ve planlama müdürlüğüne getiriliyor.
Harold Robbins, Universal stüdyolarının film çekmek için satın aldığı "senaryoları" beğenmediğini söylediğinde "Sen sanki daha iyisini yazabilir misin?" karşılığını alıyor. "İddiaya giriyor ve bu iddia üzerine 1948 yılında ilk defa bir roman yazıyor. Rubens adını "Robbins"e çevirerek "Harold Robbins" adı ile yayınladığı ilk romanının adı, "Never Love A Stranger" (Bir Yabancıyı Hiçbir Zaman sevme). Türkçe'ye "Hayal Tacirleri" başlığı ile çevrilen ikinci romanını 1949 yılında tamamlıyor. 1952 yılında üçüncü romanı "A Stone For Danny Fisher" yayınlıyor. Bu üç roman da film haline getiriliyor. İlgi görüyor.
Romancı adı ile "Harold Robbins" Universal film şirketinin New York bürosundaki işini 1957 yılına kadar sürdürüyor. Daha sonra tüm vaktini roman yazmaya veriyor.
Harold Robbins, ilk romanını 1948 yılında yazdı. Daha rahat roman yazabilmek için Universal Pictures’daki işinden 1957 yılında ayrıldı. En başarılı romanı, Carpetbaggers’i 1961 yılında yazdı.
Harold Robbins çok sayfalı romanlarını her gün en az 12 veya 16 saat daktilo başında iki parmağı ile yazarak tamamlıyor. Taslak yapmıyor. Müsvedde yapmıyor. Doğrudan yazıyor.
1961 yılında tamamladığı gizemli ve de ünlü milyarder "Howard Hughes"in hayat öyküsüne dayanan "The Carpetbaggers" isimli roman Harold Robbins'in yazarlık hayatının dönüm noktasını teşkil ediyor. Bu kitap 6 milyon adet baskı yapıyor.
Romanları sayesinde Robbins tekrar "milyoner-hatta milyarder" oluyor.
En lüks otomobilleri kullanıyor. Güney Fransa, Meksika ve ABD'de Beverly Hills'de villalar satın alıyor. Büyük ve lüks yatı ile Akdeniz'de ünlü işadamlarını, film ve müzik sanatçılarını ve de dünyanın en lüks fahişelerini ağırlıyor.
Para, güç ve seks temsilcileriyle "her türlü serseriliği ve macerayı" deniyor. Yaşıyor.
Parayı sadece "rezil eğlenceler için" ve "kumar"a harcamıyor, kaliteli bir yaşamın gereklerini de yapıyor. Sanata, güzel şeylere ilgisini kesmiyor. Marc Chagall, Pablo Picasso, Fernard Leger'in tablolarını içeren resim koleksiyonuna sahip oluyor.
Tanıdığı kişileri, yaşadığı hayatı romanlarına geçiriyor. Harold Robbins diyor ki, "Romanlarımdaki kişilerin hepsi gerçektir. Olaylar gerçektir. Ben kimseyi yaralamamak için isimleri ve olayları değiştirerek romanlarıma aktardım."
Süper zenginlerin hayatını ve süper seksi işlediği 23 roman dünyanın en fazla satan romanları olarak biliniyor. 42 ülkede 750 milyon romanı satılıyor. Tahminlere göre dünyanın dört köşesinde her gün en az 25 bin kişi Harold Robbins'in bir kitabını satın alıyor.
Kendi, "üç defa", başkaları "altı defa" evlendiğini söylüyor.
Hızlı hayatı 1985 yılında geçirdiği kalp krizi ile yavaşlıyor. İki yıl sonra düşüp iki kalça kemiği kırılınca tekerlekli iskemleye bağlı kalıyor.
ABD'den zenginlerin yaşadığı Palm Springs kentindeki evinden dışarı çıkamaz oluyor. Kalça kemiklerini onartmak için geçirdiği sayısız ameliyat başarı sağlayamıyor. Bu arada sinir sistemi zedeleniyor. Çektiği acıları dindirmek için tıbbın her türlü imkanını zorluyor.
Sağlık için harcadığı para servetini eritiyor. Değişik ülkelerdeki evleri, yatı, otomobilleri ve bankadaki paraları kaybediyor.
Tekerlekli sandalyeye bağlı olmasına ve acı çekmesine rağmen her gün üç veya dört saat, daktilo başına geçip iki parmakla roman yazmaya devam etti.
Evlilikleri :
1.eşi: 1937 yılında Lillian Machnivitz ile evlendi. 1962 yılında boşandı.
2.eşi: 1965 yılında Grace Palermo Robbins ile evlendi. 1990 yılında boşandı.
3.eşi: 14 Şubat 1992 tarihinde Jann Stapp ile evlendi.
Kitapları :
1948 - Never Love a Stranger (Yalnız Seninim)
1949 - Hayal Tacirleri
1952 - A Stone For Danny Fisher
1953 - Never Leave Me
1960 - Beni Bırakma
1960 - Stiletto
1961 - Carpetbaggers
1962 - Where Love Has Gone
1964 - Cellat Kozu
1966 - Maceracılar
1969 - Mirasçılar
1971 - Betsy
1973 - 79 Park Avenue
1974 - Korsan
1974 - Fedai
1974 - Mezar
1976 - Lonely Lady
1976 - Tek Başına
1977 - Önce Hayaller Ölür
1980 - Bir Başka Günün Anıları
1980 - Kanunsuzlar
1981 - Elveda Janet
1981 - Sensiz Yaşanmaz
1982 - Spellbinder
1982 - Tecavüz (Aşk ve Günah)
1983 - Büyücü
1984 - Descent from Xanadu
1984 - Park Caddesi
1986 - Piranhalar
1986 - Şöhretin Yasası
1995 - Raiders
1996 - Aygır
1997 - Tycoon
Filmleri :
Senaryo :
1983 - The Lonely Lady (Sinema Filmi)
1969 - Stiletto (Sinema Filmi)
1966 - Nevada Katilleri (Sinema Filmi)
1964 - The Carpetbaggers (Sinema Filmi)
1958 - King Creole (Sinema Filmi)
Eser :
1978 - The Betsy (Sinema Filmi)
1966 - Nevada Katilleri (Sinema Filmi)
Harold Robbins Kitapları - Eserleri
- Önce Hayaller Ölür
- Betsy
- Mezar
- Fedai
- Tek Başına
- 79. Park Caddesi
- Kanunsuzlar
- Bir Başka Günün Anıları
- Büyücü
- Tecavüz
- Elveda Janet
- Vurguncular
- Piranhalar
- Sensiz Yaşanmaz
- Şöhretin Yasası
- Sansar
- Yalnız Seninim
- Beni Bırakma
- Aşk Günleri
- Sevmek Ölesiye
- Hançer
- Tutku Fırtınası
- Cellat Kozu
- Beni Asla Terketme
- Aşkın Kanunu
- Marya
- Ömrümce Sevdim Seni
- Aşk ve Günah
- Aşkım Senindir
Harold Robbins Alıntıları - Sözleri
- Ellerini başının altına koymuş,gözlerini tavana dikmişti. Para... Neden her şey eninde sonunda gelip paraya dayanıyordu? (Büyücü)
- Politikacıların seçmenlere verdiği sözleri tutmamalarını bir dereceye kadar affediyorum ama ufacık çocukların kalpleriyle oynayanları bir türlü affedemiyorum. (Kanunsuzlar)
- Yıldız olmanın zorunluluklarından biri de buydu. Herkesin size okutmak istediği bir senaryosu vardır, hepsi de şaheserler yarattıklarını sanırlar. (Vurguncular)
- Geride bıraktığımız kalplerde yasamak, ölmek demek değildir. (Mezar)
- Para, kullanmasını bildiğiniz zaman değerlidir. (Vurguncular)
- 《Bu mu istediğin? Birinin sana gerek duyması mı yani?》 《Başka türlü, senin için bir anlam taşıdığımı nasıl bilebilirim?》 《Birlikte olmamız, sevişmemiz yetmiyor mu? Bunun bir anlamı yok mu?》 《O salt cinsel boşalmaya yarıyor. Benden başkalarıyla da yattığını, benimle yaptıklarını onlarla da yaptığını biliyorum. Sana engel olamam. Elimden gelmez. Ama senden, daha fazlasını istiyorum gene de. Senin için önemli biri olmalıyım. 》 《Sensiz yaşayamasam, kıpırdayamasam, bitkiden farksız olsam daha mı iyi?》 (Tek Başına)
- Ne kadar büyürsen büyü, ben izin vermeden benim ayakkabılarımı giyecek kadar büyüyemezsin. (Vurguncular)
- Beyazlar için çok güzel bir dünyaydı bu... (Tek Başına)
- Adalet Binasının bulunduğu alan kentin tam ortasındaydı. Jimmy'le Molly Ann oraya geldiklerinde, alan en güzel pazarlık giysilerini giymiş kent halkıyla dolmuştu bile. Ortalıkta bir bayram havası esiyordu. Çocuklar oradan oraya neşeyle koşuyorlar, büyükler aralarında heyecanlı heyecanlı konuşuyorlardı. Duruşma binasına doğru ilerleyen Jimmy'le Molly Ann'ın çevresini aldılar. Hepside Jimmy'e dokunmak onun sırtını sıvazlamak istiyordu. Halkın kimden yana olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekirdi. Sam Fitch'le Şerif caddenin karşı tarafında, Fitch'in mağazası önünde duruyorlardı. Şerif, " Hiç hoşuma gitmiyor bu durum." diye başını salladı. "Hiç." (Bir Başka Günün Anıları)
- Kendi benzerini keşfedebilmesi için insanın biraz kumarbaz olması gerekiyor. (Vurguncular)
- Hastaneye ne kadar bir otel havası verilmeye uğraşılsa da yine hastane olarak kalmaktan kurtulamaz. (Vurguncular)
- Ve kimi sabahlar, felâket dolu öğleden sonralara dönüşebilirdi. Bu kabûl edilmesi gereken bir gerçekti. Hep böyle zamanlar olacaktı. Bunlar başarısızlığın, yeteneksizliğin belirtisi değil, insan olmanın bir parçası, kusursuz olamama hakkının sonuçlarıydı. (Tek Başına)
- Koltuk değneyi olmaksızın, birisine koluna tutunmak zorunluluğu duymaksızın, iki ayağının üzerinde, dimdik durabilmek! Çok önemliydi bu! Öğrenmişti bunu becerebilmeyi! Gene de, yanında birinin olması iyiydi. Yalnızlık can sıkıcıydı, en azından. Hoş değildi. ... İşte her şeyin kökeninde bu yatıyordu. Yalnızlık. Herkes için sorun birdi. Kadın, erkek, çocuk, genç, yaşlı. Kalabalığın, insan topluluklarının arasından sıyrılıp, kapıyı ardından kapadığın an, yalnızlık denilen, o dibi görünmez, kapkaranlık deliğe yuvarlanmak yok mu... (Tek Başına)
- "...Senden hoşlanmıyorum. Aşk, böyle sözler karşısında ölüme mahkumdu. Aşk insanı bir anda sarar, sonra nefret ve karşılıklı şikayetlerle yine bir anda yıkılıverirdi. Aşkın parçalanmasından sonra bile bazı işler, tıpkı yarım kalmış bir umut ve sonuç içinde yaşardı. Ve sonunda aşk hemen hemen çocukça birkaç basit sözle tamamen kaybolurdu. Böylece hayaletler sizi terk eder, hatalar tek tek yok olurdu. Her zaman için bu böyleydi. Hiç kimse bu kanunu bozamazdı. Ne yaparsanız yapın, bu sonuçtan başkasını asla elde edemezdiniz." (Tecavüz)
- Hepimiz sadece işimize gelenleri anımsarız. Bizim için önemli olmayanları da belleklerimizden sileriz. (Önce Hayaller Ölür)
- İyi bir bankacı, firmalara borç verirken hep şirketin arkasındaki adamın kim olduğunu öğrenmek ister. (Vurguncular)
- "ama her şeye rağmen insanlar yaşamayı sürdürüyorlar,yeni bir düzene uymak zorunda kalsalar bile sonuç değişmiyor..." (Elveda Janet)
- Insanların acımasızlığı ne garipti, ne korkunçtu Tanrım! Kişinin iyiliğine inanmaktansa kötülüğüne inanmaya dünden razıydılar. (Tek Başına)
- Bilmiyorsun.. Kafamın içinde ki enkazları, Çiçek kaplı defterlere yazıyorum... (Önce Hayaller Ölür)
- Fakat erkeklerin istedikleri hep bu değil miydi? Bir kadını peşlerinden koşturtmak, geri dönmeye razı etmek için yalvartmak... (Elveda Janet)