Felsefe Cinayetleri - Çağatay Yaşmut Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Felsefe Cinayetleri kimin eseri? Felsefe Cinayetleri kitabının yazarı kimdir? Felsefe Cinayetleri konusu ve anafikri nedir? Felsefe Cinayetleri kitabı ne anlatıyor? Felsefe Cinayetleri PDF indirme linki var mı? Felsefe Cinayetleri kitabının yazarı Çağatay Yaşmut kimdir? İşte Felsefe Cinayetleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Çağatay Yaşmut
Yayın Evi: Maceraperest Kitaplar
İSBN: 9786057447692
Sayfa Sayısı: 280
Felsefe Cinayetleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
(...) Yatak odasına girdiğinde bahçe kapısının kapanma sesini işitti. Şu anda tek ihtiyacı olan şey deliksiz bir uykuydu. Tişörtünü ve eşofmanını çıkarıp yatağa yüzüstü uzandı, başını yastığa gömdü. Uykuya dalmak üzereydi, ta ki sırtında korkunç bir acı hissedinceye kadar. Bıçak defalarca ve acımasızca sırtına cansız bir et parçasına dönüşünceye kadar girip çıktı. Öldükten sonra bile.
(...) Kurban yatakta kırmızı bir gölün içinde yüzükoyun yatıyordu. Kanlar odanın her tarafına sıçramıştı. Cep telefonu ve cüzdan komodinin üzerinde duruyordu. Tişört ve eşofman yatağın ayak ucuna fırlatılmıştı...
Eldeki tek ipucunun bir filozofun şiirleri olan cinayetlere bir de polisin içindeki örgütlenme eşlik edince Galip’in işi daha da zorlaşıyor.
Felsefe Cinayetleri Alıntıları - Sözleri
- Sevdiğim bu kadın için birşeyler yapmalıydım. Ama ne? Ben, katil yakalamaktan başka bir şeyden anlamazdım ki!
- "Bütün zevklerin işi aynı. Kendisine düşkün olanı dürter, Tatlı mı tatlı balını koyup Kovanını terk eden arılar gibi Uçup gider, hışımla çarpıp kalplerimize iğnesini yapıştırıp oracığa bırakır..."
- Şefik elli beş yaşında, irikıyım, kır saçlı, alnı geniş, beyaz tenli, yeşil gözlü, servetinin boyutu ve arkasına aldığı güçler sayesinde bütün dünyanın kendi etrafında döndüğünden emin, kasıntı bir adamdı.
- "Günahkâr hak etmişken cezaları, niçin boca etsin masumlara? Ahlaksız tutmuş yücelerdeki tahtları, kutsal boyunları almış ayakları altına, tekmeleyip incitiyor haksızca. Işıl ışıl erdemi örtmüş karanlıklar gölgeleriyle, adil insan, adaletsizin suçunu çekmekte. Ne yalan yere ettikleri yeminlerden cefa çekerler ne de yalana buladıkları sahtekârlıklardan. Güçlerini sergileme fırsatı yakaladıkları anda, keyifle boyunduruğa vururlar o en yüce kralları."
- Sadece şöhret olmayı kafasına takıp şöhretin en yüce amaç olduğunu düşünen kişi sınırsızca uzanan gökyüzüne çevirmeli bakışını, sonra da yeryüzünün şu daracık evine. Kazandığı büyük şöhretten utanç duyacaktır, şu küçücük alanı bile dolduramayan. Ey gururlu insanlar, neden gevşetiyorsunuz boynunuzdan ölüm boyunduruğunu boşuna Ulaşmış olsa da şöhreti uzaktaki halklara adı dilden dile dolaşmış olsa da, saygın ailesi seçkin rütbelerle ışıklar saçsa da, ölüm bu yüce şöhreti küçümseyecek nasıl olsa... Boethius
- İşte hayat böyle bir şeydi. Bir saat önce kanlı canlı sevgilinin kollarına koşacakken,şimdi bir ceset torbasının içinde morga gidiyordun!
- "Yurtdışı kredili, kullanıcı sayısı garantili, mezara kadar dövizle çarpı on kat ödemeli. En güzeli de devlet senin kefilin. Var mı abi dünyada daha ötesi?"
- Bir kere de gündüz öldürün birbirinizi!
- Madem Tanrı var, neden kötülük var, diye soruyor filozof.
- Bu ülkede garibana, fakire adalet diye bir şey kalmadı.
Felsefe Cinayetleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Sevgili Başkomiser Galip; Mektubuna başlamadan önce büyükleri sallayıp, küçüklerin gözlerinden öperim. Son mektubun "Felsefe Cinayetleri'ni" okudum. Ne güzel konulara değinmişsin. Cinayetleri çözümüne, akıl yürütmelerine bayıldım. Yine dere tepe İstanbul'u gezmiş, bunu da kağıda bolcana yüklemişsin. Bu konuda Google Maps'den bile daha iyi çalıştığını söyleyebilirim. Ben de iyi olmaya çalışıyorum. Bugünlerde hayatım çok monoton. Senin maceralarını okudukça biraz biraz renklendik, sağ olasın. Biliyor musun neyi farkettim canım, sen de orta yaş değişim rüzgarına yakalanmışsın. Hepimiz yaş ilerledikçe biraz biraz duruluyoruz sanki. Lakin, ne yalan söyleyeyim, senin bu sakin, empati yapabilen hallerini daha çok sevdim. Bu geçici bir durum değildir umarım. Mektubuna son verirken, yine büyükleri küçükleri öpmeyeceğim. Bu sefer Dünyada "barışı" destekleyen herkesi öpüyorum. Galip, yeni hikâyelerini sabırsızlıkla bekliyorum. Herkese çok selamlar. Kendine iyi bak. (duygutulgar)
Başkomiser Galip ile sekizinci buluşmamız. Zamanla evrim geçirdi gerçi ilk zamanlardaki Galip'i daha çok seviyordum ama neyse :) Başkomiser Galip Felsefe Cinayetleri'nde İtalyan filozof Boetius’un felsefi şiirleriyle işlenmiş üç farklı cinayeti çözmeye çalışıyor. Başkomiser Galip bu cinayetleri çözmeye çalışırken teşkilat içindeki derin devlet ile karşılaşıyor. Toplumsal olaylar ve felsefenin iç içe girdiği bir eser çıkıyor ortaya. (bir_delinin_kitaplari)
Türk polisiyesi okuyup da Çağatay Yaşmut okumamış birisi varsa, çok şey kaçırıyor. Başkomiser Galip, yazarın bütün kitaplarına baktığımızda Behzat Ç'.'yi andırıyor diyebiliriz. Ara ara bu benzerlik yazar tarafından da kitaplarda dile getiriliyor. Galip ilgi çekici, ama asla sıradışı olmayan bir karakter. Çağatay Yaşmut'un Başkomiser Galip'i yazdığı kitaplarda geliştirmesi, ilgi çekici şekillerde yan öykülerle ana öyküyü büyütmesi kitapların ivmesinin sürekli yukarı doğru yol almasını sağlıyor. Yazar hiç bir kitapta teklemediği gibi, konfor alanı olan öyküsü ve karakterleri içerisinde hikâyesini hem sürdürüyor, hem de büyütüyor. Felsefe Cinayetleri, Çağatay Yaşmut'un yazdığı bir diğer çok iyi Başkomiser Galip kitabı olarak okunmayı bekliyor. Bu kitapta da diyaloglar, olay akışı yazarın maharetinin kanıtı olarak birbirine güzelce sarmalanmış şekilde akıyor. Çok keyifliydi okumak! Keşke türk polisiyesinde her daim böyle iyi kalemler, iyi kitaplar okumak nasip olsa! Sonuç: Felsefe Cinayetleri'ni okumanızı önerir miyim? Kesinlikle. Ancak serinin önceki kitaplarını okumadan sadece bu kitabı okursanız bir çok ince noktayı, gelişmeyi anlamayabilirsiniz. (CemCBG)
Felsefe Cinayetleri PDF indirme linki var mı?
Çağatay Yaşmut - Felsefe Cinayetleri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Felsefe Cinayetleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Çağatay Yaşmut Kimdir?
1968 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi’nde Ekonometri okudu. Başta bankacılık ve finans olmak üzere, birçok sektörde uzun süre çalıştı. Maltepe Üniversitesi Felsefe bölümünde yüksek lisans yaptı.
2008 yılında Beyoğlu’nun arka sokaklarını anlattığı Beyoğlu Çıkmazı, romanıyla yarattığı Başkomiser Galip tiplemesini, Şarkılar Susunca, Beni Yavaş Öldür, Kadıköy Cinayetleri ve Moda Cinayetleri romanları ile yine Başkomiser Galip maceralarının anlatıldığı Doktor Ceyda’yı Kim Öldürdü? adlı hikâye kitabıyla sürdürdü.
Kadıköy Cinayetleri romanı 2012 yılında “Dünya Kitap Altın Sayfa Polisiye Roman Ödülü”ne layık görüldü. Halen çeşitli dergilerde hikâyeleri yayımlanmakta.
Türkiye Polisiye Yazarları Birliği üyesi olan yazar, evli ve İstanbul’da yaşıyor.
Çağatay Yaşmut Kitapları - Eserleri
- Beyoğlu Çıkmazı
- Moda Cinayetleri
- Kadıköy Cinayetleri
- Şarkılar Susunca
- Beni Yavaş Öldür
- Doktor Ceyda'yı Kim Öldürdü?
- Benim Canım Ailem
- Felsefe Cinayetleri
Çağatay Yaşmut Alıntıları - Sözleri
- Eğer yalandan insanlar ölmüş olsaydı, şu anda dünya nüfusunun üçte ikisi gebermişti. (Moda Cinayetleri)
- "Sen Fenerbahçeli misin? "Her Kadıköylü, Fenerbahçeli'dir." "Ben değilim." "Hangi takımı tutuyorsun?" "Galatasaray." (Kadıköy Cinayetleri)
- Ölen kişinin acılı yakınlarına söyleyecek bir söz bulamam. (Moda Cinayetleri)
- Kafamda o kadar çok açık kalmış çekmece vardı ki, onları kapatmak için verdiğim uğraş beni çok yormuştu. Birini kapatırken bir yenisi açılıyordu. (Moda Cinayetleri)
- Sevdiğim bu kadın için birşeyler yapmalıydım. Ama ne? Ben, katil yakalamaktan başka bir şeyden anlamazdım ki! (Felsefe Cinayetleri)
- Ölüm yorgan gibi her şeyin üzerine örtülmüştü. Hayata şanssız başlamış minikler okul yerine, evde oyuncaklarıyla oynamak yerine hastane odalarına mahkum olmuşlardı. (Doktor Ceyda'yı Kim Öldürdü?)
- "Görüyorsunuz ya, insan geçmişinde bir kere lekelenmesin. Bu pislik hayat boyu onunla birlikte geliyor. Kurtulamıyorsunuz. Değişseniz bile, geçmişteki hatalarınız peşinizi bırakmıyor." (Kadıköy Cinayetleri)
- "Memlekette çok cinayet işleniyor mu?" dedi. "İstemediğiniz kadar." " Ne heyecanlı bir meslek!." Kendi kaşınmıştı. "Daha bu sabah, Beyoğlu'nda ufak bir çocuğun gırtlağını kesmişler." dedim. Yüzüne bir Akdeniz salatasının içinde siyah zeytin gibi duran ama çatalı batırdığında onların aslında birer hamam böceği olduğunu anlayan birinin ifadesi geldi. (Beni Yavaş Öldür)
- Tamam, kafa kağıdımda İslam yazıyordu ama dinle en ufak bir ilgim yoktu. (Kadıköy Cinayetleri)
- "Yurtdışı kredili, kullanıcı sayısı garantili, mezara kadar dövizle çarpı on kat ödemeli. En güzeli de devlet senin kefilin. Var mı abi dünyada daha ötesi?" (Felsefe Cinayetleri)
- "İşimizi sağlam yapalım." (Şarkılar Susunca)
- Camı açıp temiz havayı, toprak kokusunu içime çektim. Şehir hayatının yıpratıcı kaosu buralara hiç uğramamıştı. Sadece bu bölge değil, bütün Anadolu böyleydi. Huzurlu ve sakin. (Doktor Ceyda'yı Kim Öldürdü?)
- "Gece gece cinayet mi işlenir, adamı zorla yataktan kaldırıyorlar be" diye homurdandı. "Ne yapacaksın, millet birbirini katlederken bizi düşünmüyor ki!" (Benim Canım Ailem)
- Ölen gidiyordu, ne oluyorsa geride kalana oluyordu. (Beni Yavaş Öldür)
- "Biri sahte içkilerle cinayet mi işliyor?" dedi Galip. "Hem de seri cinayetler. Bu pislikleri temizleyerek dünyanın daha güzel bir yer olması için çalışıyor olabilir. Kendi adaletini kendi sağlayan bir cengâver. Aklıma başka bir şey gelmiyor." (Benim Canım Ailem)
- "Biraz başım dönüyor amirim." "Hiç değilse dönecek bir başın var." (Kadıköy Cinayetleri)
- Şehvetli bir yorgunluk bedenime zamk gibi yapışmıştı. (Beyoğlu Çıkmazı)
- Üstünden geçtiğim İstanbul'a göz ucuyla baktım. Uyuyordu. Bıraktım uyusun. (Beyoğlu Çıkmazı)
- "Ölüm o kadar da kötü değil. Bütün acıları bitirir, huzur verir, temizlenir insan ve yeniden doğar." (Benim Canım Ailem)
- "Zor günler geçirmişsin." "Zordu" dedim. "Bu meslek benim her şeyim. Ben Cinayet'siz yaşayamam. Cinayet benim." (Kadıköy Cinayetleri)