Feodal Toplum - Marc Bloch Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Feodal Toplum kimin eseri? Feodal Toplum kitabının yazarı kimdir? Feodal Toplum konusu ve anafikri nedir? Feodal Toplum kitabı ne anlatıyor? Feodal Toplum PDF indirme linki var mı? Feodal Toplum kitabının yazarı Marc Bloch kimdir? İşte Feodal Toplum kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Marc Bloch
Çevirmen: Mehmet Ali Kılıçbay
Yayın Evi: Doğu Batı Yayınları
İSBN: 9789758717125
Sayfa Sayısı: 786
Feodal Toplum Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
XX. yüzyıl tarihçiliğini temelden dönüşüme uğratan Marc Bloch, kendi alanında çığır açıcı bir birikimi bu kitabıyla göz önüne seriyor. Feodal Toplum, Orta Çağ üzerine yazılmış yapıtların en bilinenidir. Avrupa tarihinin can damarı yoklandığında ortaya çıkacak en önemli meselelerden birisidir “feodalite” kavramı. Nasıl ki Hıristiyanlık ve Rönesans kültürü anlaşılmadan Avrupa tarihi yazılamazsa, Feodalite de aynı oluşumun üçüncü sacayağıdır ve bu üçgen tamamlanmadan Avrupa tarihini inceleyebilmek mümkün değildir. Eğer 'feodal' kelimesi bugün hak ettiği bir çerçeveyi yakalamışsa bunda Marc Bloch'un kuşkusuz büyük bir payı vardır.
Feodal Toplum'da Avrupa tarihini şekillendiren temel olaylar ve kurumlar üzerinde durulmaktadır. Orta Çağın diline ve kültürüne ustalıkla nüfuz eden Marc Bloch, kullandığı yüzlerce materyalden klasik dillere ve kaynaklara olan hâkimiyetiyle çeşitli zaman dilimlerinden olağanüstü bir sentez çıkarabilme başarısını yakalamıştır. Bu sentez Avrupa'nın ruhu ve değerleri, onu diğer toplumların gelişiminden farklı kılan kimliğidir.
Feodal Toplum'da büyük göç dalgaları, barbar istilaları, imparatorlukların yükselişi ve parçalanışı, krallıklar, vassal-senyör ilişkileri, toprak ve fiefler, soylu sınıflar, şövalyeler, edebiyat, din, hukuk, ticaret ve kültür hayatı birbirinden kopuk ögeler olarak değil, geniş konu yelpazesi içerisinden, nedenleri ve sonuçlarıyla birlikte ele alınmaktadır. Ve tüm zamanları, yüzyılları aşan bir çizgiye yerleşerek geçmişten bugüne nasıl gelindiği en somut adımlarıyla okura sunulmaktadır.
Feodal Toplum Alıntıları - Sözleri
- Ne Araplar ne de Normanlar rakiplerinden daha iyi silahlara sahiplerdi. Viking mezarlarında bulunan en güzel kılıçlar, bir Frank imalathanesinin damgasını taşımaktaydılar. Bunlar, İskandinav efsanelerinin sık sık sözünü ettikleri “Flandre kılıçları”ydı.
- Gerçeği söylemek gerekirse, destanların ifade ettikleri yaşam kavrayışı birçok bakımdan, onları dinleyenlerin kavrayışını yansıtıyordu. Tüm edebiyatlarda, bir toplum her zaman kendi görüntüsünü seyreder.
- 4 ve 5. yüzyıllarda, devlet maliyesi memurlarının ağır isteklerine karşı korunmak, yargıçların keyfi kararlarını kendi lehine çevirmek veya yalnızca şerefli bir kariyer yapmak isteyen herkes, toplumun en üstünden en altına kadar, en iyi yolun birine bağlanmak olduğunu düşünüyordu.
- Gerçekte Batılıların birçoğu için 1000 yılı bize inandırılmak istendiği gibi endişe dolu değildi. Çünkü hangi güne rastlandığı bilinmiyordu.
- Ortaçağ boyunca Vatikan, kendi usullerine uygun olduğu gibi imparatorların seçimle iş başına gelmeleri için imparatorluklarla kavgaya girişiyor ve Hıristiyan dünyası üzerinde kimin gerçek egemen olduğunu göstermeye çalışıyordu.
- Büyük veya küçük; toprak üstünde belirli sınırlar içinde yerleşmiş her insan topluluğu, kendi hukuk geleneğini geliştirmeye yönelmiştir.
- Bir Alman şairi eski bir Karolenj atasözünü tekrarlayarak şöyle demektedir: "'Hiç ata binmeden 12 yaşına kadar okula giden bir çocuk, rahip olmaktan başka bir işe yaramaz.
- 11. yüzyıla ait bir İsveç mezar taşı, bunu kanıtlayıcı niteliktedir. Bu taşın bildirdiğine göre, ailenin beş oğlundan en büyük ve en küçük baba ocağında kalırlarken, ortanca üç tanesi uzaklarda ölmüşlerdir: biri Bomholm'de, İkincisi İskoçya'da, üçüncüsü de İstanbul’da.
- Mal değişimi yahut ticaret, feodal dönem Avrupası’nda aynî ve emek cinsinden(kol gücü, angarya) ödentilere oranla ekonomik hayatta daha az yer tutuyordu.
- Savaşta atı yönetmek ve ağır zırhlar altında kılıç çalmayı öğrenebilmek için uzun bir öğrenim süresi gerekiyordu. “Buluğ çağındaki bir erkek çocuktan bir süvari yapabilirsin; sonra asla.” Bu özdeyiş, ilk Karolenjler zamanında atasözüne dönüşmüştü.
- Sanat çoğu zaman başka yerde kendini ifade edemeyen değerlerin sığınağı olmuştur.
- Savaşta atı yönetmek ve ağır zırhlar altında kılıç çalmayı öğrenebilmek için uzun bir öğrenim süresi gerekiyordu. “Buluğ çağındaki bir erkek çocuktan bir süvari yapabilirsin; sonra asla.” Bu özdeyiş, ilk Karolenjler zamanında atasözüne dönüşmüştü.
- Soy bağı bir destek olduğu kadar, aynı zamanda bir yargıç görevini üstleniyor. Kahramanlık destanlarında anlatılanlara inanırsak, şövalyenin düşünceleri ölüm ânında soyunu karşısına almaktadır: "İmdadıma geliniz ki korkaklık göstermeyeyim. Yoksa bunun hesabı soyumdan sorulur", işte Guillaume d'Orange, Meryem Ana'ya böyle safçasına dua ediyordu. Eğer Roland, Charlemagne'in ordusunu yardıma çağırmayı reddettiyse bu, kendisi yüzünden akrabalarının suçlanabileceği korkusundandı. Bir üyenin onuru veya onursuzluğu, tüm küçük soydaş grubunun üstüne sıçramaktaydı. Ama kan bağları, asıl güçlerini her şeyden önce kan davalarında ortaya koymuştur.
- Avrupa’da yüzyıllar boyunca uygulanmış olan feodalite, insanların “yarı köle” statüsünde tutulduğu, “gönüllü kölelik” olarak isimlendirilebilecek bir sistemin adıdır. Bu sistemde güçsüzler, gerek devletin, gerekse başka güç sahiplerinin (büyükten küçüğe doğru sırasıyla senyör, baron, dük, kont, şövalye... baskısından korunup güven içinde yaşamak için birisine bağlanmak, daha doğrusu “bağımlı” olarak yaşamak zorundaydı. Her zaman için ve her seviyede daha az güçlü olanın daha çok güçlü olana bağımlı bulunmak zorunda kaldığı bu sistemde, çiftçilerden senyörlere kadar her kesim bir üsttekine bağımlı idi. Bu yapının en tepesinde ise krallar vardı.
- İnsan bilinçli olarak düşünebildiği, güvenle beklediği ve mümkün olduğuna inandığı her şeyi yapabilir. Evren sınır koymaz; biz inançlarımızla sınırlarız kendimizi.
Feodal Toplum İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Ortaçağ nedir sorusuna cevap olan bir kitap değildir çünkü March Bloch bu eserinde bizim feodalite veya derebeylik dediğimiz Avrupa'ya has sistemi kırsal alandan kentsel alana kadar incelemiş ve ortaya yüzyıllarca kullanılabilecek bu şaheseri bırakmıştır. Feodaliteyi merak edenler için ilk eser olmalı. (Furkan Gedik)
Batı'da 10. yy. ile 15. yy. arasında egemen olan ve kendine has karakteristik özellikler taşıyan Feodal çağın dönemsel koşullarının bilinmesi, toplum tiplerinin incelenmesi ve toplumsal gelişimin bütüncül olarak ele alınabilmesi açısından önem arz eder. Ancak çoğu sosyoloji kitabının özellikle Sanayi Devrimini ve sonrası gelişen modern toplum yapısını detaylı ele aldığı, bu ara dönemi bir kaç sayfa ile geçiştirdiği görülür. Dönemin gelişmeye ve ilerlemeye kapalı yapısı ve çok fazla olayı barındırmamasından kaynaklanan bir yaklaşım olabilir. Ancak bu durum sağlıklı bir toplum analizini güçleştirmektedir. Zira bu dönemin ve akabinde gelişen manifaktür dönemin yeteri kadar anlaşılmaması halinde okur, modern topluma çoğu sosyoloji kitabında yazan şu meşhur cümle ile giriş yapar: "1768'de James Watt'ın meşhur buharlı makineyi keşfi ile başlayan teknolojik devrimsel süreç.." kendi adıma, bu durum bende tepeden inme bir bakış açısına sebep olmuştu. Biraz daha detaylı inceleme ile iki dönem arası geçişin nasıl gerçekleştiğini araştırmak, süreci daha anlaşılır kıldı ve böylece toplumsal bağı sağlıklı kurabilme imkânım oldu. Dolayısıyla bu kitap, feodal dönemi daha detaylı analiz etmek ve dönemin koşullarına daha iyi hakim olmak isteyenler açısından sağlam bir eser. (Aylin Arslan)
Feodal Toplum PDF indirme linki var mı?
Marc Bloch - Feodal Toplum kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Feodal Toplum PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Marc Bloch Kimdir?
Marc Bloch (6 Temmuz 1886 - 16 Haziran 1944), Lucien Febvre ile birlikte Annales ekolünün kurucusudur. Özellikle iki kitabıyla tanınır: Tarihin Savunusu ya da Tarihçilik Mesleği ve Feodal Toplum. Karşılaştırmalı tarih anlayışını geliştirmiştir, ona göre bu iki şekilde yapılabilir, ya birbirine uzak toplumlar arasındaki benzerlikler ya da mekansal olarak birbirine yakın toplumlar arasındaki farklar incelenmelidir. Böylece benzerlikler ya da farklar tespit edilerek tarihsel gelişimin ne olduğu ortaya konulabilir. Kendisi kitaplarını yazarken, birçok farklı disiplinden yararlanmış ve bir olayı veya bir dönemi anlatmak yerine her zaman problem odaklı tarihçilik anlayışına sahip olmuştur. O zamanki tarih yaklaşımından farklı olarak, Annales'cılar tarihi anlatmak yerine sorularını sorup bunlara bütün olarak cevap aramışlardır. Febvre ile birlikte kurdukları Annales dergisi, bu yeni ekolün merkezi olmuş ve sosyal ve iktisadi tarih odaklı olarak yola çıkmıştır.
Bloch, II. Dünya Savaşı sırasında işgal altında olan Paris'den kaçmayı, bir Yahudi olmasına ve kaçma fırsatı bulunmasına rağmen, reddetmiş ve teorisyenliğini bir tarafa birakarak Fransız yeraltı direniş örgütüne katılmış ve Nazilere karşı çarpışmıştır. 1944 yılında Gestapo tarafından vurularak öldürülmüştür.
Marc Bloch Kitapları - Eserleri
- Tarih Savunusu veya Tarihçilik Mesleği
- Feodal Toplum
Marc Bloch Alıntıları - Sözleri
- Bir insanın kendini ifade etmesinden daha zor olan hiçbir şey yoktur. (Tarih Savunusu veya Tarihçilik Mesleği)
- Ne Araplar ne de Normanlar rakiplerinden daha iyi silahlara sahiplerdi. Viking mezarlarında bulunan en güzel kılıçlar, bir Frank imalathanesinin damgasını taşımaktaydılar. Bunlar, İskandinav efsanelerinin sık sık sözünü ettikleri “Flandre kılıçları”ydı. (Feodal Toplum)
- Bilim adamları dünyasında zıt önermeler arasında bir ortalama bularak iyi olduklarını sananlar bulunmaktadır. Bu kendine 2'nin karesinin kaç olduğu sorulan bir haylazın, arkadaşlarından biri"4", diğeri de "8" diye fısıldarken,"6" diye cevap vererek doğruyu bulduğunu sanmasına benzemektedir. (Tarih Savunusu veya Tarihçilik Mesleği)
- Büyük veya küçük; toprak üstünde belirli sınırlar içinde yerleşmiş her insan topluluğu, kendi hukuk geleneğini geliştirmeye yönelmiştir. (Feodal Toplum)
- Çoğu zaman gerçeklere dayalı olan Alman kurnazlıkları imajı, sayılamayacak kadar çok hikaye sayesinde popülerleşmişti ve bu halkın romanesk duyarlığını okşamaktaydı. (Tarih Savunusu veya Tarihçilik Mesleği)
- İnsan bilinçli olarak düşünebildiği, güvenle beklediği ve mümkün olduğuna inandığı her şeyi yapabilir. Evren sınır koymaz; biz inançlarımızla sınırlarız kendimizi. (Feodal Toplum)
- Bir sirayetin olabilmesi için iki şey gereklidir; mikrop kuşakları ve hastalığın başladığı ortam. (Tarih Savunusu veya Tarihçilik Mesleği)
- Bir bilimi o anda yapıldığı şekliyle tarif etmekle yetinmek, her zaman ona biraz ihanet etmek anlamına gelir. Kendini adım adım nasıl oluşturmayı, nasıl değiştirmeyi umut ettiğini söylemek daha önemlidir. (Tarih Savunusu veya Tarihçilik Mesleği)
- 4 ve 5. yüzyıllarda, devlet maliyesi memurlarının ağır isteklerine karşı korunmak, yargıçların keyfi kararlarını kendi lehine çevirmek veya yalnızca şerefli bir kariyer yapmak isteyen herkes, toplumun en üstünden en altına kadar, en iyi yolun birine bağlanmak olduğunu düşünüyordu. (Feodal Toplum)
- Gerçeği söylemek gerekirse, destanların ifade ettikleri yaşam kavrayışı birçok bakımdan, onları dinleyenlerin kavrayışını yansıtıyordu. Tüm edebiyatlarda, bir toplum her zaman kendi görüntüsünü seyreder. (Feodal Toplum)
- Savaşta atı yönetmek ve ağır zırhlar altında kılıç çalmayı öğrenebilmek için uzun bir öğrenim süresi gerekiyordu. “Buluğ çağındaki bir erkek çocuktan bir süvari yapabilirsin; sonra asla.” Bu özdeyiş, ilk Karolenjler zamanında atasözüne dönüşmüştü. (Feodal Toplum)
- Bir Alman şairi eski bir Karolenj atasözünü tekrarlayarak şöyle demektedir: "'Hiç ata binmeden 12 yaşına kadar okula giden bir çocuk, rahip olmaktan başka bir işe yaramaz. (Feodal Toplum)
- Artık uzun zamandan beri bütün tarihsel tanıklıkları körü körüne kabul etmekten vazgeçmiş bulunmaktayız. Hemen hemen insanlık kadar eski bir deney bunu bize öğretti. (Tarih Savunusu veya Tarihçilik Mesleği)
- 11. yüzyıla ait bir İsveç mezar taşı, bunu kanıtlayıcı niteliktedir. Bu taşın bildirdiğine göre, ailenin beş oğlundan en büyük ve en küçük baba ocağında kalırlarken, ortanca üç tanesi uzaklarda ölmüşlerdir: biri Bomholm'de, İkincisi İskoçya'da, üçüncüsü de İstanbul’da. (Feodal Toplum)
- Bilimler, kötü veya iyiye dayalı eski insan merkezciliği terk ettikleri ölçüde her zaman daha verimli ve buna bağlı olarak da pratiğe yararlı olmuşlardır. (Tarih Savunusu veya Tarihçilik Mesleği)
- "Eğer bir antikacı olsaydım sadece eski şeylerde gözüm olurdu. Fakat ben bir tarihçiyim ve bu nedenle de hayatı seviyorum." (Tarih Savunusu veya Tarihçilik Mesleği)
- Gerçekte Batılıların birçoğu için 1000 yılı bize inandırılmak istendiği gibi endişe dolu değildi. Çünkü hangi güne rastlandığı bilinmiyordu. (Feodal Toplum)
- Çağların bu dayanışması o kadar güçlüdür ki aralarındaki anlaşabilirlik bağları gerçekten çift yönlüdür. Şimdinin anlaşılamaması, kaçınılmaz bir şekilde geçmiş hakkındaki cehaletten kaynaklanmaktadır. (Tarih Savunusu veya Tarihçilik Mesleği)
- Fizik olarak mümkün olmayan olay, olasılığı çok küçük olaydan başka bir şey değildir. (Tarih Savunusu veya Tarihçilik Mesleği)
- Neyse ki intihalciler çoğunlukla yaptıkları beceriksizliklerle kendilerini ele verirler. Kopya ettikleri modeli anlamadıkları zaman yaptıkları yanlış yorumlar sahteciliği ifşa eder. (Tarih Savunusu veya Tarihçilik Mesleği)