matesis
dedas

Fiziğin Evrimi - Albert Einstein Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Fiziğin Evrimi kimin eseri? Fiziğin Evrimi kitabının yazarı kimdir? Fiziğin Evrimi konusu ve anafikri nedir? Fiziğin Evrimi kitabı ne anlatıyor? Fiziğin Evrimi kitabının yazarı Albert Einstein kimdir? İşte Fiziğin Evrimi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 03.03.2022 12:00
Fiziğin Evrimi - Albert Einstein Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Albert Einstein

Yazar: Leopold Infeld

Çevirmen: Öner Ünalan

Orijinal Adı: The Evolution of Physics

Yayın Evi: Evrensel Basım Yayın

İSBN: 9786054156856

Sayfa Sayısı: 248

Fiziğin Evrimi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu kitabın ilk baskısından bu yana geçen zaman içinde, kitabın baş yazarı ve belki en büyük bilim adamı ve gelmiş geçmiş insanların en seveceni olan Einstein öldü. Gene o zamandan beri, fizikte eşsiz gelişmeler oldu. Çekirdek fiziğindeki ilerlemeyi, temel tanecikler (particles) teorisini ve kozmik uzayın araştırılmasını anmak yeter. Bununla birlikte, bu kitapta değiştirilmesi gereken pek az şey var; çünkü bu kitap, yalnızca, aslında aynı kalmış olan en önemli fizik kavramlarını ele almıştır. 

Varşova, Ekim 1960 - Leopold INFELD

Fiziğin Evrimi Alıntıları - Sözleri

  • Arabanın en yüksek noktadaki hızı sıfırdır ve o nokta yerden otuz metre yüksektir. En alçak noktada, arabanın yerden yüksekliği sıfırdır ve araba o noktada en büyük hıza ulaşmıştır. Bu olgular başka terimlerle de anlatılabilir. En yüksek noktada iken, arabanın potansiyel (gerilimsel) enerjisi vardır, ama kinetik enerjisi, ya da hareket enerjisi, yoktur. En alçak noktada ise, araba en büyük kinetik enerjisine ulaşmıştır ve potansiyel enerjisi yoktur. Arada kalan bütün konumlarda, belirli bir hızla birlikte belirli bir yüksekliğin bulunduğu yerlerde, arabanın hem hareket, hem de potansiyel enerjisi vardır. Potansiyel (gerilimsel) enerji yükseklikle birlikte artar, oysa kinetik enerji hız arttıkça büyür. Mekaniğin ilkeleri hareketi açıklamaya yeter. Matematiksel tanımda, enerji için ortaya çıkan iki anlatımın (terimin) her biri değişirse de, toplamları değişmez. Böylece, potansiyel enerji kavramı konuma bağlı olarak ve hareket enerjisi kavramı hıza bağlı olarak, matematiksel yoldan ve kesinlikle ortaya konabilir. Bu iki ad, elbette keyfi olarak ve yalnızca kolaylık olsun diye seçilmiştir. Bu iki niceliğin toplamı değişmez ve bu toplam bir hareket değişmezi olarak adlandırılır. Toplam enerji, kinetik enerji artı potansiyel enerji, bir töz gibidir, örneğin, tutarı hiç değişmeyen, ama çok iyi belirlenmiş bir değişim oranına göre dolardan İngiliz lirasına ve sonra gene dolara hiç durmadan çevrilen para gibidir. [Şekil-19]
  • Belirli bitkilerin çiçektozlarını seçmek, bu olay için özellikle gerekli midir? Brown bu deneyi farklı birçok bitkinin çiçektozları ile yineleyerek bu soruyu yanıtladı ve yeterince küçük olan bütün taneciklerin, suya konulunca, böyle hareket ettiğini buldu. Bundan başka, küçük organik töz tanecikleri gibi, çok küçük anorganik taneciklerin de, bu hiç durmayan hareketi gösterdiklerini buldu. Bir akşam kelebeğinin bir parçasını toz durumuna getirip söz konusu deneyde kullandığı zaman bile, aynı olayı gözledi! Bütün eski deneylerle çelişir görünen bu hareket nasıl açıklanmalıdır? Suya bırakılmış bir taneciğin konumunu, söz gelimi her otuz saniyede bir incelersek, taneciğin çizdiği garip yörüngeyi görürüz. Şaşırtıcı olan, hareketin asla değişmeyen karakteridir. Sallanan bir sarkaç, suya konunca, bir dış kuvvetle hareket ettirilmezse, çabucak durur. Asla azalmayan bir hareketin varlığı, bütün deneylere aykırı görünmektedir. Bu güçlük, maddenin kinetik teorisi ile çok güzel giderilmiştir.
  • Bu kitap hangi amaçla yazıldı? Onu okuyup anlayabileceği düşünülen okur kimdir?
  • Bu kolay bir görev değil.
  • Deneyle karşılaştırılabilecek sonuçlar çıkarmak istersek, matematik, bir düşünme aracı olarak gereklidir.
  • Bilimsel kavramlar, çoğu zaman, alışılagelen dilde günlük olaylar için kullanılanlarla birlikte ortaya çıkar, ama büsbütün farklı bir yolda gelişir.
  • Matematik dilini bırakmanın karşılığı, kesinlikle bir yitiktir ve bazen sonuçları, nasıl ulaşıldıklarını göstermeden aktarmaktır.
  • İki cisim arasındaki çekim kuvveti, onların birbirinden olan uzaklıklarına basit bir biçimde bağlıdır. Bu uzaklık arttıkça, kuvvet azalır. Kesin olarak, uzaklık iki katına çıkarsa, kuvvet 2x2=4 kat azalır; uzaklık üç katına çıkarsa, kuvvet 3x3=9 kat daha az olur.
  • Bu kitap, sizinle aramızda zorlamasız bir yarenliktir. Onu can sıkıcı ya da ilginç, usandırıcı ya da sürükleyici bulabilirsiniz; ama bu sayfalar, yaratıcı insan aklının, fiziksel görüngüleri yöneten yasaları daha tam olarak anlama uğruna olan o öncesiz (ezeli) uğraşı üzerine size bir fikir verirse, amacımıza ulaşılmış olacaktır.
  • Biz, bir fizik ders kitabı yazmadık. Burada, temel fiziksel olgulara ve teorilere sistemli bir giriş de yoktur. Niyetimiz, daha çok, insan aklının, düşünceler alemi ile görüngüler (phenomena) alemi arasında bir bağlantı bulma çabalarını kaba çizgilerle vermektir.
  • İnsan düşüncesi, evrenin durmadan değişen bir tablosunu yaratır.
  • "Üç ağaç""dört ağaçtan"farklı bir şeydir.Yine iki ağaç iki taştan farklı bir kavramdır.Türedikleri kavramlardan özgürleşmiş 2,3,4...sayılarının kavramları,evrensel gerçekliğe ulaşmak için düşünen aklımızdan çıkmışlardır.
  • ''Yeni bir teori yaratmak; bir dağa tırmanmak, görüş alanını yenilemek ve genişletmek, çıkış noktamız ile onun zengin çevresi arasında beklenmedik bağlar bulmak gibidir.''

Fiziğin Evrimi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitap aslında iyi başlamıştı fakat ileride karmaşıklaşıyor. Fizik konularında yeternce bilgisi ve anlama yöntemi olmayanlar için çok uygun olduğunu düşünmüyorum. (Ömer Muhtar Bozdemir)

Einstein ve İnfeld tarafından yazılmış, Aristo'dan Newton'dan başlayıp 1900'lü yıllara kadar fizik biliminin gelişim sürecini detaylarıyla anlatan ve zaman-mekan dengesi için ilginç anekdotlar barındıran muazzam kitap. Özellikle zaman olgusu üzerine yazılanlar oldukça etkiledi beni. Zamanı sayılara (yani saatlere) parçalayarak işleyen insan için içinde bulunduğu boyutsal sıkıntıları gün yüzüne çıkarıyor. Belki de varoluşsal acılarımızın temeli zaman-mekan dengesinin boyutsal kısıtlamalarıydı. İnsan ruhunun hapsolmuş gibi bir algı altında ezilmesi belki de fizik ile açıklanabilir dedirtiyor bu kitap. (Uğur De Molinari)

Kitabın Yazarı Albert Einstein Kimdir?

Yahudi asıllı Alman teorik fizikçi.

Almanya'nın Ulm kentinde dünyaya gelen Einstein, yaşamının ilk yıllarını Münih'te geçirdi. Lise eğitimini ve yüksek eğitimini İsviçre'de tamamladı fakat bir üniversitede iş bulmada yaşadığı zorluklar nedeniyle bir patent ofisinde müfettiş olarak çalışmaya başladı. 1905 yılı Einstein için bir mucize yıl oldu ve o dönemde kuramları hemen benimsenmemiş olsa da ileride fizikte devrim yaratacak olan dört makale yayınladı. 1914 yılında Max Planck'ın kişisel ricası ile Almanya'ya geri döndü. 1921 yılında fotoelektrik etki üzerine çalışmaları nedeniyle Nobel Fizik Ödülü'ne layık görüldü. Nazi Partisi'nin iktidara yükselişi nedeniyle 1933'te Almanya'yı terk etti ve Amerika Birleşik Devletleri'ne yerleşti. Ömrünün geri kalanını geçirdiği Princeton'da hayatını kaybetmiştir.

Albert Einstein, özel görelilik ve genel görelilik kuramları ile iki yüzyıldır Newton mekaniğinin hakim olduğu uzay anlayışında bir devrim yaratmıştır. Sadece matematik hesaplamalar ve denklemler ile oluşturduğu kuramları sonradan deneysel olarak defalarca doğrulanmıştır. E = mc2 denklemi ile formüle ettiği kütle-enerji eşdeğerliği yıldızların nasıl enerji oluşturduğuna açıklama getirmiş ve nükleer teknolojinin önünü açmıştır. Fotoelektrik etki ve Brown hareketine getirdiği matematiksel açıklamalar, modern fiziğe diğer katkıları arasındadır. Ömrünün büyük bir kısmını bütün kuramları birleştiren bir birleşik alan kuramı yaratmaya çalışarak geçirmiş ama bu çabaları sonuçsuz kalmıştır. Einstein kuantum mekaniğinin bazı sonuçlarına, özellikle belirsizlik ilkesine oldukça şüpheci yaklaşmış fakat bu yaklaşımlar ileride geniş kabul görmüştür.

Einstein Nazilerin nükleer bomba geliştirmesi endişesiyle ABD başkanı Roosevelt'e bir mektup göndermiş, ABD'nin nükleer çalışmalara başlamasını tavsiye etmiştir. Holokost sonrası Yahudilerin kendi ülkelerine sahip olması gerektiği fikrini savunmuş, İsrail'in kuruluşuna destek vermiştir. Çeşitli söyleşilerinde Yahudilik dinine ve diğer kutsal kitaplara inanmadığını belirtmiş, sosyalizme sempati duyan bir makale yayınlamıştır. Bertrand Russell ile birlikte nükleer silahlara karşı bir manifesto da yayınlamıştır.

Einstein hayatı boyunca 300’den fazla bilimsel makale yayınlamıştır, ayrıca 150’den fazla bilim dışı çalışmaları da olmuştur. Başarıları ve eserleri nedeniyle Einstein sözcüğü, “dahi” ile eşanlamlı kullanılmaya başlanmıştır.

18 Nisan 1955’te, Albert Einstein iç kanama geçirdi. İsrail’in kuruluşunun yedinci yıl dönümü nedeniyle bir televizyon konuşmasının taslağını hazırlıyordu ama bitiremeden hayatını kaybetti. Einstein ameliyatı şu sözlerle reddetti, “İstediğim zaman gitmek istiyorum. Hayatı yapay bir şekilde uzatmak tatsız. Ben payımı kullandım, şimdi gitme zamanı ve bunu zarif bir şekilde yapmak istiyorum”. 76 yaşında, Princeton Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.

Einstein’ın kalıntıları yakıldı ve külleri bilinmeyen bir yere serpildi. Otopsisi sırasında Princeton Hastanesi patolojisti Thomas Stoltz Harvey, Einstein’ın beynini korumak için ailesinden izin alarak çıkardı. İleride nörolojinin Einstein’ın neden bu kadar zeki olduğunu bulacağına inanıyordu.

Albert Einstein Kitapları - Eserleri

  • Son Yıllarım
  • İzafiyet Teorisi
  • Aşk Mektupları
  • Göreliliğin Anlamı
  • Benim Gözümden Dünya
  • Bilim ve Felsefe Yazıları

  • Yaşam, Ölüm, Savaş, Barış, Bilim, Din, Tanrı ve Diğer Şeyler Üzerine
  • Dünyamıza Bakış
  • Fikirler ve Tercihler
  • Özel Ve Genel Görelilik Kuramı
  • Yaşamla Yazışma (Mektuplar)
  • Fiziğin Evrimi
  • Uzay, Zaman, Özdek 1

  • Niçin Sosyalizm?
  • Yaşam Bilgeliği Üzerine Seçme Yazılar
  • Aforizmalar
  • Yaşamımdan Notlar
  • Benim Sözlerimle Dünya
  • Einstein Seyahatnamesi
  • The World As I See It

Albert Einstein Alıntıları - Sözleri

  • Bir kuram deneylerle sınanabilir, ama deneyden kuram elde etmenin yolu yoktur. (Yaşamımdan Notlar)
  • Aşağıdaki özdeyiş, bunu mektuplarından birinde kullanan Güney Amerikalı bir yazar tarafından Einstein’a maledilmiştir. Einstein’ın konuşmalarında sıklıkla belirttiği düşünceleri aynen yansıttığından gerçek olduğu kabul edilebilir. İsan ırkının kızamığı. Milliyetçilik bir çocukluk hastalığıdır. (Yaşamla Yazışma (Mektuplar))
  • Einstein atom bombasının kullanımının insanlığa vereceği zararları her zaman konuşmalarında ve yazılarında vurgulamış ve bir yer de şöyle demiştir: "III. Dünya Savaşı'nın hangi silahlarla yapılacağını bilmiyorum, ama IV. Dünya Savaşı'nın taş ve sopalarla yapılacağını gayet iyi biliyorum. " (Bilim ve Felsefe Yazıları)
  • Ben, gerçek bir "yalnız yolcu"yum ve hiçbir zaman ülkeme, evime, arkadaşlarıma ve hatta aileme tüm benliğimle ait olamadım. (Fikirler ve Tercihler)
  • Bireyin hayatı diğer canlıların hayatını daha asil ve güzel kılmaya katkıda bulunduğu sürece anlamlıdır. (Benim Gözümden Dünya)
  • Dinin de söylediği gibi hepimiz tek bir tanrının çocukları değil miyiz? (Son Yıllarım)

  • Einstein’a göre Çinliler, “ çalışkanlıkları, tutunlulukları ve sayılarının çokluğu ile tüm ırkları pekâlâ gölgede bırakabilirler. Singapur’un neredeyse tamamı Çinlilerin elinde. Güvenilmezlikleri ile nam salmış Japonların aksine tüccar olarak büyük saygı görüyorlar. (Einstein Seyahatnamesi)
  • Dünyada bir tane bile çocuk mutsuz olduğu sürece büyük icatlar ve ilerlemeler yoktur!.. (Yaşam Bilgeliği Üzerine Seçme Yazılar)
  • *söyledim ve ruhumu kurtardım (Benim Gözümden Dünya)
  • "Üç ağaç""dört ağaçtan"farklı bir şeydir.Yine iki ağaç iki taştan farklı bir kavramdır.Türedikleri kavramlardan özgürleşmiş 2,3,4...sayılarının kavramları,evrensel gerçekliğe ulaşmak için düşünen aklımızdan çıkmışlardır. (Fiziğin Evrimi)
  • ..."insan vahlanarak da olsa, başkalarıyla anlaşma ve uzlaşmanın bir sınırı olduğunu açıkça görür." (Dünyamıza Bakış)
  • “Hayatlarımız, başkaları için yaptıklarımızla ölçülür.” (Aforizmalar)
  • Makro boyutlarda evrimleşen beynimiz dolanıklığa neden olan olguya yani üst üste binme ilkesini kavrayamıyor. İçinde yaşadığımız makro boyutlarda bir sistemin tek bir durumu vardır. Örneğin bir çift eldiven alalım ve her bir tek eldiveni iki ayrı kutuya koyup, kutulardan birini Kuzey Kutbuna gönderelim. Kuzey kutbunda kutuyu açan kişi sağ elli eldivenle karşılaşırsa "anında" diğer kutudaki eldivenin sol elli olduğunu anlayacaktır. Buraya kadar sorun yok. Ancak aynı deneyi mikro boyutlarda yaptığımızda iş değişir. Kapalı kutudaki eldivenler "hem sağ hem sol elli" durumdadırlar. Buna üst üste binme ilkesi diyoruz ve sayısız deneyle kanıtlanmış bir kuantum olgusudur. Dolayısıyla Kuzey Kutbunda kutuyu açan kişi sol elli eldivenle karşılaşırsa diğer kutunun sağ elli eldiven olduğunu anlayacaktır ancak, kutuyu açtığında sağ elli eldivenle de karşılaşma olasılığı da vardır. İşte Einstein'ın itirazı tam da bu noktadaydı. Felsefi olarak "gerçekçi" pozisyonunu sonuna kadar koruyan Einstein bu nedenle kuantum fiziğinde henüz bilmediğimiz gizli değişkenlerin var olması gerektiğini iddia etmişti. (Yaşamımdan Notlar)

  • Demek istediğim; devlet bizim hizmetçimiz olmalıdır, biz devletin köleleri değil. (Fikirler ve Tercihler)
  • Doğu; aşağı, barbar, vahşi, şiddete meyilli, medenileşmemiş, çocuksu, irrasyonel, fanatik, durağan, egzotik, heyecan verici ve (bazen de) şehvet uyandırıcıdır. Batı ise aksine üstün, medeni, ölçülü, olgun, rasyonel, dinamik, aydınlanmış ve tanıdıktır. Fakat bu ikilikler aslında göründüğünden daha karmaşıktır. Batı, Doğu'ya hem ilgi duymakta hem de Doğu'dan tiksinmektedir. (Einstein Seyahatnamesi)
  • Devlet insanlar içindir, insanlar devlet için değil. (Benim Gözümden Dünya)
  • "Her geçmişi anış, bireyin o anki ruh haline göre renklenir, bu yüzden, aldatıcı bir bakış sağlar." (Yaşamımdan Notlar)
  • “Varılan netice gayet basittir: Demek ki, öyle bir vaziyet içinde bulunuyoruz ki, içinde yaşadığımız sistemin felsefesi altında karşımıza çıkan ihtiyaçları tatmin imkânsızdır. Fakat vaziyetimiz bundan da daha kötüdür: Çünkü bu felsefe yalnız en kuvvetli menfaatlerin tatminine imkân vermekle kalmıyor, yerine başka bir felsefenin gelmesini dehşet içinde karşılıyan çok derin an'anevî hislerle de destekleniyor. Bu hisler, onları besliyenlerde o kadar kökleşmiştir ki, taraftarlığını ettikleri içtimai kıymetlerde herhangi bir değişiklik yapılması gözlerinde âdeta tabiat nizamina bir tecavüz gibi büyüyor.” (Niçin Sosyalizm?)
  • Yaşamda sürekli yardım ederek ilerleyen, korku nedir bilmeyen ve her türlü saldırganlık ve kinciliğin yabancısı olan o adama ne mutlu. İnsanlığa kendi yarattığı acı durumlarda teselli veren ideal kişiler bu hamurdan yoğrulmuştur. (Yaşamla Yazışma (Mektuplar))
  • "Politika bir an için vardır, ancak bir denklem sonsuza dek yaşar." (Bilim ve Felsefe Yazıları)

Yorum Yaz