diorex
Dedas

Fizik Aşkına - Walter Lewin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Fizik Aşkına kimin eseri? Fizik Aşkına kitabının yazarı kimdir? Fizik Aşkına konusu ve anafikri nedir? Fizik Aşkına kitabı ne anlatıyor? Fizik Aşkına PDF indirme linki var mı? Fizik Aşkına kitabının yazarı Walter Lewin kimdir? İşte Fizik Aşkına kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 11.10.2022 17:00
Fizik Aşkına - Walter Lewin Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Walter Lewin

Yazar: Warren Goldstein

Çevirmen: Nedim Çatlı

Orijinal Adı: For The Love of Physics From the End of the Rainbow to the Edge of Time – A Journey Through the Wonders of Physics

Yayın Evi: Metis Yayınları

İSBN: 9753428644

Sayfa Sayısı: 304

Fizik Aşkına Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Çoğumuzun fizikle arası pek iyi değildir: Fiziği "gerçek hayat"la bağlantısız bir dizi karmaşık formülden ibaret görür, dolayısıyla anlaşılmaz, ürkütücü, sıkıcı buluruz. Bu sorunun gayet iyi farkında olan Hollandalı gök fizikçisi Walter Lewin, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (MIT) ders verdiği kırk üç yıl boyunca, kendini öğrencilerine fiziğin aslında hiç de sandıkları gibi olmadığını göstermeye adamış ve bu konuda çok da başarılı olmuş.

Verdiği derslerle öğrencilerin gönüllerini ve zihinlerini fetheden Lewin'in en büyük özelliği, fiziği kuramsallıktan çıkararak uygulamaya dökmesi, öğrencileri formüllere boğmak yerine onlara fiziğe iştirak etme fırsatı sunması. Sınıfta yaptığı çılgın deneylerle hem öğrencilere hem de derslerini internette takip eden geniş kitleye son derece eğlenceli ve aydınlatıcı deneyimler yaşatan Lewin, Fizik Aşkına'da okurlarına da aynı fırsatı sunuyor.

Fizik Aşkına Alıntıları - Sözleri

  • Sanatın sadece -hatta çoğunlukla- güzellik hakkında olmadığını öğrendim: Sanat keşfetmekle ilgilidir - sanatla fiziğin benim için bir araya geldiği yer de burası.
  • Bir elma dünyaya düşerken, dünya da elmaya düşmektedir. Newton yasaları basittir …
  • Biz ayakta dururken kütleçekimi omurgamızdaki omurlar arasındaki yumuşak dokuyu sıkıştırır, yatar konumdayken de omurlarımız genişler. Yani yatarken daha uzun, ayaktayken daha kısa oluruz.
  • İşte tahminim: bir daha gökkuşağı gördüğünüzde, kırmızının dış tarafta, mavinin iç tarafta olup olmadığını kontrol edeceksiniz; ikinci gökkuşağını bulmaya çalışacaksınız ve renklerinin sırasının ters olduğunu teyit edeceksiniz; birinci kuşağın içinde gökyüzünün parlak olduğunu, dışında da çok koyu olduğunu göreceksiniz; ve üzerinizde bir kutuplayıcı taşıyorsanız, iki kuşağında güçlü bir şekilde kutuplanmış olduğunu doğrulayacaksınız. Kendinize hakim olamayacaksınız. Hayatınızın sonuna kadar peşinizi bırakmayacak bir hastalık bu. Benim hatam, ama sizi tedavi edemeyeceğim, hatta bunun için üzgün bile değilim, hem de hiç!
  • Önemli olanın derste hangi eksikleri kapattığınız değil, nelerin üstünü açtığınız olduğunu keşfettim.
  • 100 kilogramlık banyo küvetini ısıtmak için muhtemelen 5-10 kilo odun gerekirdi. Atalarımızın bizden çok daha seyrek banyo yapmalarına ve tüm ailenin aynı banyo suyunu kullanmasına şaşmamak gerek.
  • Kışın nemli hava, kademe kademe elektrik yükü sızdırır. Kapı kollarından sadece hava gerçekten kuruyken çarpılma sorunu yaşamanızın sebebi budur.
  • Bir kemandan uzun , güzel , yanık bir nota duymanız için , orada önceden dünyanın fiziği seferber olmuştur. Bir kemanın , bir çellonun , bir arpın ya da gitar telinin -veya herhangi bir telin ya da ipin- sesi üç faktöre bağlıdır : uzunluğu , gerginliği , ve ağırlığı. Telin uzunluğu arttıkça gerginliği azalır ve ağırlığı arttıkça ses perdesi alçalır. Tabii tersi de doğrudur : Tel kısaldıkça gerginliği artar ve tel hafifledikçe ses perdesi yükselir. Telli çalgılarda müzisyenler ne zaman enstrümanlarını bir aradan sonra tekrar ellerine alsalar , doğru notaları , yani frekansları çıkarması için tellerinin gerginliklerini ayarlamaları gerekir. Ama işin sihri şurada : Kemancı tele bir yay sürttüğü zaman tele enerji aktarıyordur , tel de bir şekilde kendi rezonans frekanslarını (mümkün olan bütün titreşimler içinden) seçer ve -şimdi daha da akıl almaz kısım geliyor.- biz görmesek de birkaç farklı rezonans frekansında (birkaç armonikte) aynı anda titreşir. Sadece tek bir frekansta titreşen akort çatalına benzemez. Bu ilave armonikler (temel rezonanstan daha yüksek frekanslı olanlar) genellikle üst ton olarak adlandırılır. Kimi güçlü kimi zayıf olan çeşitli rezonans frekanslarının karşılıklı etkileşimi - armonik kokteyli - bir keman ya da çello notasına teknik adıyla rengini ya da tınısını veren şeydir , bizim içinse kendine özgü sesini tanımamızı sağlayan şey. İşte bu , akort çatalının ya da işitimölçerin veya radyodaki acil durum yayın sisteminin tek frekansının çıkardığı sesle , müzik aletinin aynı anda birkaç armonik frekansta titreşen çok daha karmaşık sesi arasındaki farktır. Bir trompetin , obuanın , banjonun , piyanonun ya da kemanın kendilerine özgü sesleri , her bir aletin ürettiği belirgin bir armonik frekans kokteylinden dolayıdır. Yüzlerce farklı armonik kokteyl hazırlamada usta olan ve bir müşteriye banjo , başka bir müşteriye orkestra davulu , bir sonrakine de bir erhu ya da trombon servisi yapan görünmez bir kozmik barmen imgesi çok hoşuma gider.
  • Belkide hayatta kalabilmenin tek yolu budur, kendinizi kandırabildiğiniz sürece.
  • Gökyüzüne şöyle bir bakıp kendinize bazı bildik sorular sorun: Gökyüzü neden mavi, günbatımı neden kızıl? Cevapları fizikte! Güneş ışığı gökkuşağının bütün renklerinden oluşmuştur. Fakat atmosferde ilerlerken havadaki moleküllere ve minik toz parçacıklarına çarparak her bir yana dağılır. Buna Rayleigh saçılımı denir. Bütün renkler içinde en çok saçılanı mavi ışıktır, kızıl ışıktan yaklaşık beş kat daha çok saçılır. O yüzden gündüz göğüne hangi yöne bakarsanız bakın mavi baskındır. Günbatımları neden kızıl olur? Gökyüzünün mavi olmasıyla aynı sebepten. Güneş ufuktayken, ışınlarının atmosferin daha büyük bir kesimini geçmesi gerekir, ayrıca yeşil, mavi ve mor ışık güneş ışığından süzülerek en çok saçılanlardır. Işık gözümüze ulaştığı zamana kadar çoğunlukla sarı, portakal rengi ve de özellikle kırmızıdan ibarettir.

Fizik Aşkına İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Fizik aşkına 15 bölümden oluşur,  ayrıca 2 ek bölümü daha vardır. Kitap en genel anlamı ile Massachusetts teknoloji enstitüsünde görev yapmış olan fizik profesörü Walter Lewin'in yaptığı çalışmaları, derslerini, fiziği kendine özgü eğlenceli yöntemleri ile açıklamasını konu edinir. Bir öğretmen adayı olarak hayran kaldığım yönlerinden biri, dersleri için boş bir sınıfta en az üç defa tekrar yapmasıdır. Şimdi bu kitabın 15 bölümüne biraz daha ayrıntılı bakalım; 1.Bölüm: Atom çekirdeğinden uzayın derinliklerine Bu bölümde Çıplak gözle görülebilen tek galaksinin, yaklaşık 2.5 milyon ışık yılı uzakta olan Andromeda galaksisi olduğundan bahseder. Ayrıca Güneş'e en yakın gezegen olduğundan, Merkür'ü Çıplak gözle görmek zordur. Güneş'in etrafındaki turunun 88 günde tamamlayan Merkür'ün ancak güneşin batışından hemen sonra doğuşundan hemen önce ve dünyadan bakıldığında ay Güneşten en uzak olduğu zaman  görebileceğimizi de söyler. Bu bölümün sonunda Profesör radyoaktif izotopları ile yaptığı çalışmalarından bahseder. Çalışmalarında nükleer bozunmaya ilişkin bir kuramı doğrulamaya çalışır. Bu Kuram:  çekirdeklerden gelen elektron yayılımının, Gama ışınına oranını tahmin eden bir kuramdır. Sonuçta bu kuramı doğrulamış ve sonuçları yayınlanmıştır. Ayrıca bu çalışman profesörün doktora tezidir. 2.Bölüm: Ölçümler, belirsizlikler ve yıldızlar Ayaktayken, uyurken ki halimizden daha kısa olduğumuzdan bahseder. Bunu dersinde yaptığı bir deney ile de ispat eder. Ölçme işlemini 0.1 cm hata payı ile yaparak ölçüm yaptığı kişinin uzanırken yaklaşık 2.5 cm daha uzun olduğunu ortaya koyar. Bu durumu şöyle açıklar; ayakta dururken Kütle çekimi omurlarımızdaki, Omurlar arasındaki yumuşak dokuyu sıkıştırır, yatar konumdayken de omurgamız genişler. Hatta Nasa'daki biliminsanları bu durumu öngörememiş ve ilk uzay görevlerinde, uzaydayken giysilerinin sıktığından şikayetçi olmuşlardır. Memeli femurları ile yaptığı araştırmada Galileo'nun önermesini test eder. Galileo'nun önermesi "femurun uzunluğu arttıkça kalınlığı da belirli bir oranda artırmalıdır" şeklindedir. Lewin, fil ve fare femurlarını karşılaştırarak Galileo'nun yanıldığını ortaya koyar Filin memurunun boyuna göre kalınlığının fareye göre daha az olduğunu hesaplar. Bilim insanları 19. Yüzyıla kadar Yıldızlararası uzaklığı ıraklık açısı ile ölmüştür. Profesörde bize ıraklık açısının nasıl ölçüldüğünü basit bir şekilde anlatır.  Buna göre, tam karşınızda duran nesneye doğru parmağınızı uzatın,   daha sonra önce Sağ sonra sol gözünüzü kapatın. Parmağınızda cisme göre sağa ya da sola kayar. Parmağınızı gözlerinize daha yakın tutup bu işlemi tekrarladığınızda ise parmağınız daha fazla hareket eder. Buna ıraklık açısı denir. Iraklık açısı ne kadar küçükse mesafe o kadar büyüktür. Iraklık açısı 0,10 yaysaniye ise uzaklığı 32.16 ışık yılıdır.  Güneş'e en yakın yıldız olan proxima centauri' nin ıraklık açısı 0,76 yaysaniyedir, dolayısıyla uzaklığı 4,3 ışık yılıdır. 1990'larda açılımı 'yüksek hassasiyette ıraklık açısı toplama uydusu' olan hipparcos ile bir yaysaniyenin yaklaşık binde biri yanılma payıyla birçok yıldızın ıraklık açısı ölçülmüştür. bu bölümün sonunda profesör Hubble'dan bahseder. Hubble, galaksilerin yaydığı ışığın, tayfın daha az enerjili ucuna yani dalga boylarının daha uzun olduğu kırmızıya doğru belirgin bir kayma gösterdiğini gördü, buna Kızıla kayma diyoruz. Kızıla kayma ne kadar büyükse, galaksinin bizden uzaklaşması o kadar hızlıdır. Bu etkinin ses versiyonunu yeryüzünde doppler etkisi olarak görürüz. Hubble,  nesnelerin uzaklığı arttıkça uzaklaşma hızlarının da o kadar arttığını keşfetmiştir, yani burada bize evrenin genişlediğini söyler. Diğer bölümlerde de bu şekilde Lewin'in dikkat çekici ve kolay anlayabileceğiniz açıklamaları mevcuttur. Fizik aşkına, fiziğin günlük yaşantılardaki yerini ve önemini bize gösterir. Kitabı ikinci okuyuşum olmasına rağmen sıkılmadan ilgiyle yeniden okudum diyebilirim. (Elif)

Fizik Aşkına - Walter LEWIN (KESİNLİKLE OKUYUN): -Gökyüzü neden mavidir ? -Gündoğumu ve Günbatımı neden kızıldır ? -Bulutlar neden beyazdır ? -19.yy da yıldızların ve gezegenlerin dünyamıza olan uzaklığı ıraklık açısıyla nasıl ölçülüyordu ? -Gökkuşağı nasıl oluşur ve kendimiz nasıl yapay bir gökküşağı yaparız ? -Newton yasaları gündelik hayatımıza etkileri ? -Şnorkel uzunluğu neden kısadır da uzun yapılmaz ? ve daha nice soruların cevaplarını bu kitapta bulacaksınız . Tek kelimeyle HARİKA !!! Çevrenize daha farklı gözlerle bakmak ve zevk almak istiyorsanız bu kitabı okuyun derim . Okumadan önce Walter LEWIN'in MIT de verdikleri dersleri izleyin zaten hayran olacaksınız . Kesinlikle herkesin böyle bir öğretmene ihtiyacı var , keşke kitapla daha önce tanışsaymıştım diyorum şimdi . Bölümünüz ne olursa olsun FİZİK ismini görüp korkmayın bu kitaptan içeriği herkesin anlayacağı dilden basit bir dille yazılmış ve bilimsel olan bilgileri çok sade ve anlaşılır şekilde anlatmış . Teşekkürler WALTER LEWIN bu değerli bilgiler için .... (İbrahim Anıl ŞİMŞEK)

İlk 9 bölümünde deneyimleye bileceğiniz fizik konularını alırken sonraki 5 bölümden uzay sarsıcı fiziğine maruz kalıyorsunuz. Son bölümde ise herkese hitap edecek ve bence herkesin görmesi gereken bir bakış açısını fark ediyorsunuz. Fizik. Madde ve enerji arasındaki etkileşimi inceleyen ve doğada gerçekleşen olaylarla ilgili mantıklı açıklamalar yapmaya çalışan uygulamalı ve evrenimizin nasıl işlediğini araştıran bilim dalıdır. Yani hayatımızda fark etmeden bizimle birlikte yaşayıp gider. Bu kitabı okuduğunuzda bunun farkına varacak. Hayatınızda bakış açınız genişletecektir. Fiziği en basit kavramlarla açıklayama çalışsa da bende bazen kopmalar oldu. Ondan dolayı sayısal zekanız iyi ise bölüm bölüm okumanızda fayda var. Sözel zekanız iyi ise bölümlerde konu parçalarını yavaş okumanızda daha randıman alacağınız düşünüyorum. Birde ingilizce seviyeniz iyi ise internette ders videolarını okuduktan sonra bakarsanız çok iyi özümserseniz. (mustafa tamer akder)

Fizik Aşkına PDF indirme linki var mı?

Walter Lewin - Fizik Aşkına kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Fizik Aşkına PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Walter Lewin Kimdir?

Hollanda'da doğup büyüdü. 1965'te fizik doktora diplomasını Delft'teki Teknoloji Üniversitesi'nden aldı. MIT'ye 1966' da postdoktora için geldi. Aynı yıl yardımcı doçent ve 1974'te de profesör oldu. Çok başarılı bir gök fizikçisi ve X ışını gökbiliminde öncü olan Lewin dört yüz elliden fazla bilimsel makale yayımladı. Kırk üç yıl boyunca MIT'de üç ayrı fizik dersi verdi. Bu dersler o kadar tutuldu ki videoya kaydedildi ve MIT'nin OpenCourseWare'inde, YouTube'da, iTunes U'da ve Academic Earth'de çok büyük ilgi gördü. 2009 yılında MIT'den emekli olan Lewin'in ödülleri ve onur nişanları arasında, NASA Üstün Bilimsel Başarı Madalyası (1978), Alexander von Humboldt Ödülü, Guggenheim Bursu (1984), MIT Bilim Konseyi Ödülü (1984), MIT Fizik Bölümü'nden W. Buechner Ödülü (1988), patlayan atarcanın keşfinden dolayı NASA Grup Başarısı Ödülü (1997) ve Everett Moore Baker Memorial, Lisans Öğretiminde Üstün Başarı Ödülü (2003) bulunuyor.

Walter Lewin Kitapları - Eserleri

  • Fizik Aşkına
  • For the Love of Physics

Walter Lewin Alıntıları - Sözleri

  • Önemli olanın derste hangi eksikleri kapattığınız değil, nelerin üstünü açtığınız olduğunu keşfettim. (Fizik Aşkına)
  • 100 kilogramlık banyo küvetini ısıtmak için muhtemelen 5-10 kilo odun gerekirdi. Atalarımızın bizden çok daha seyrek banyo yapmalarına ve tüm ailenin aynı banyo suyunu kullanmasına şaşmamak gerek. (Fizik Aşkına)
  • Sanatın sadece -hatta çoğunlukla- güzellik hakkında olmadığını öğrendim: Sanat keşfetmekle ilgilidir - sanatla fiziğin benim için bir araya geldiği yer de burası. (Fizik Aşkına)
  • Bir kemandan uzun , güzel , yanık bir nota duymanız için , orada önceden dünyanın fiziği seferber olmuştur. Bir kemanın , bir çellonun , bir arpın ya da gitar telinin -veya herhangi bir telin ya da ipin- sesi üç faktöre bağlıdır : uzunluğu , gerginliği , ve ağırlığı. Telin uzunluğu arttıkça gerginliği azalır ve ağırlığı arttıkça ses perdesi alçalır. Tabii tersi de doğrudur : Tel kısaldıkça gerginliği artar ve tel hafifledikçe ses perdesi yükselir. Telli çalgılarda müzisyenler ne zaman enstrümanlarını bir aradan sonra tekrar ellerine alsalar , doğru notaları , yani frekansları çıkarması için tellerinin gerginliklerini ayarlamaları gerekir. Ama işin sihri şurada : Kemancı tele bir yay sürttüğü zaman tele enerji aktarıyordur , tel de bir şekilde kendi rezonans frekanslarını (mümkün olan bütün titreşimler içinden) seçer ve -şimdi daha da akıl almaz kısım geliyor.- biz görmesek de birkaç farklı rezonans frekansında (birkaç armonikte) aynı anda titreşir. Sadece tek bir frekansta titreşen akort çatalına benzemez. Bu ilave armonikler (temel rezonanstan daha yüksek frekanslı olanlar) genellikle üst ton olarak adlandırılır. Kimi güçlü kimi zayıf olan çeşitli rezonans frekanslarının karşılıklı etkileşimi - armonik kokteyli - bir keman ya da çello notasına teknik adıyla rengini ya da tınısını veren şeydir , bizim içinse kendine özgü sesini tanımamızı sağlayan şey. İşte bu , akort çatalının ya da işitimölçerin veya radyodaki acil durum yayın sisteminin tek frekansının çıkardığı sesle , müzik aletinin aynı anda birkaç armonik frekansta titreşen çok daha karmaşık sesi arasındaki farktır. Bir trompetin , obuanın , banjonun , piyanonun ya da kemanın kendilerine özgü sesleri , her bir aletin ürettiği belirgin bir armonik frekans kokteylinden dolayıdır. Yüzlerce farklı armonik kokteyl hazırlamada usta olan ve bir müşteriye banjo , başka bir müşteriye orkestra davulu , bir sonrakine de bir erhu ya da trombon servisi yapan görünmez bir kozmik barmen imgesi çok hoşuma gider. (Fizik Aşkına)
  • İşte tahminim: bir daha gökkuşağı gördüğünüzde, kırmızının dış tarafta, mavinin iç tarafta olup olmadığını kontrol edeceksiniz; ikinci gökkuşağını bulmaya çalışacaksınız ve renklerinin sırasının ters olduğunu teyit edeceksiniz; birinci kuşağın içinde gökyüzünün parlak olduğunu, dışında da çok koyu olduğunu göreceksiniz; ve üzerinizde bir kutuplayıcı taşıyorsanız, iki kuşağında güçlü bir şekilde kutuplanmış olduğunu doğrulayacaksınız. Kendinize hakim olamayacaksınız. Hayatınızın sonuna kadar peşinizi bırakmayacak bir hastalık bu. Benim hatam, ama sizi tedavi edemeyeceğim, hatta bunun için üzgün bile değilim, hem de hiç! (Fizik Aşkına)
  • Bir elma dünyaya düşerken, dünya da elmaya düşmektedir. Newton yasaları basittir … (Fizik Aşkına)
  • Belkide hayatta kalabilmenin tek yolu budur, kendinizi kandırabildiğiniz sürece. (Fizik Aşkına)
  • Biz ayakta dururken kütleçekimi omurgamızdaki omurlar arasındaki yumuşak dokuyu sıkıştırır, yatar konumdayken de omurlarımız genişler. Yani yatarken daha uzun, ayaktayken daha kısa oluruz. (Fizik Aşkına)
  • Gökyüzüne şöyle bir bakıp kendinize bazı bildik sorular sorun: Gökyüzü neden mavi, günbatımı neden kızıl? Cevapları fizikte! Güneş ışığı gökkuşağının bütün renklerinden oluşmuştur. Fakat atmosferde ilerlerken havadaki moleküllere ve minik toz parçacıklarına çarparak her bir yana dağılır. Buna Rayleigh saçılımı denir. Bütün renkler içinde en çok saçılanı mavi ışıktır, kızıl ışıktan yaklaşık beş kat daha çok saçılır. O yüzden gündüz göğüne hangi yöne bakarsanız bakın mavi baskındır. Günbatımları neden kızıl olur? Gökyüzünün mavi olmasıyla aynı sebepten. Güneş ufuktayken, ışınlarının atmosferin daha büyük bir kesimini geçmesi gerekir, ayrıca yeşil, mavi ve mor ışık güneş ışığından süzülerek en çok saçılanlardır. Işık gözümüze ulaştığı zamana kadar çoğunlukla sarı, portakal rengi ve de özellikle kırmızıdan ibarettir. (Fizik Aşkına)
  • Kışın nemli hava, kademe kademe elektrik yükü sızdırır. Kapı kollarından sadece hava gerçekten kuruyken çarpılma sorunu yaşamanızın sebebi budur. (Fizik Aşkına)

Yorum Yaz