diorex
Dedas

Foucault Sarkacı - Umberto Eco Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Foucault Sarkacı kimin eseri? Foucault Sarkacı kitabının yazarı kimdir? Foucault Sarkacı konusu ve anafikri nedir? Foucault Sarkacı kitabı ne anlatıyor? Foucault Sarkacı kitabının yazarı Umberto Eco kimdir? İşte Foucault Sarkacı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 12.03.2022 14:00
Foucault Sarkacı - Umberto Eco Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Umberto Eco

Çevirmen: Şadan Karadeniz

Orijinal Adı: Il Pendolo Di Foucault

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750732775

Sayfa Sayısı: 912

Foucault Sarkacı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Umberto Eco"nun ilk romanı olan "Gülün Adı" gibi, bu ikinci romanı "Foucault Sarkacı" da, bildiğimiz roman türlerinden hiçbirine girmiyor. Belki de en uygunu, onu bir "bilim-roman" ya da "Eco-roman" diye nitelendirmek. "Foucault Sarkacı", çok-katlı, çok değişik düzlemlerde okunabilecek bir roman. Bu da romana, değişik açılardan yaklaşmamıza olanak veriyor. "Foucault Sarkacı", kısaca, irrasyonel düşüncenin 500 yıllık tarihinin 500 küsur sayfalık bir serüveni: Pozitif bilimin yanısıra, uzantıları günümüze dek süregelen, gizli bilimlerin, Ortaçağı da kapsayan çok uzun bir zaman dilimi içinde bilim-büyü kardeşliğinin öyküsü. Okuyucuların, bu çetin, ama keyifli okuma serüveninden nice hazlar derleyecekleri umuduyla.

-Şadan Karadeniz-

Foucault Sarkacı Alıntıları - Sözleri

  • Kendi yanılgılarımızın suçunu hep başkalarına yükleriz.
  • "Aşağısı nasılsa, yukarısının da öyle olduğunu biliyorum. Bundan başka da bilecek hiçbir şey yoktur."
  • Bana bir tutku kuruntusu satmaya kalkışan herkesten nefret ediyorum.
  • "Şimdi burada olsa, uğradığım yıkımın aşamalarını kafamda yeniden oluştururken elimi tutsaydı."
  • "Karanlıktan söz ederken yüzü aydınlanıyordu."
  • "Pişmanlık bir ömür boyu saplantı haline gelebilir insanda. Yanlış olanı seçtiği için değil,  doğru olanı seçebileceğini kendi kendine kanıtlaması olanaksız olduğu için."
  • Çevremizi aptallar sarmış.
  • "Seni istiyorum, ama yalnızca ne denli korktuğunu sana göstermek için.."
  • Diktatörlükler kendilerinden yana olanlan bir arada tutmak için her zaman bir dış düşman bulurlar.
  • "Ben onun vicdan azabıydım, o da benim."
  • "Ben eski kafalı bir gerçekçiyim."
  • Sanat alaya alır bizi, içimizi rahatlatır, dünyayı, sanatçıların olmasını istedikleri gibi gösterir.
  • "..kendimi meleklerden kurtarmak için bütün günahları işlemeliyim, en çok zevk verenleri de!"

Foucault Sarkacı İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kitap değil kütüphane!!! Hiçbir kategoriye tam olarak sığdırılamayacak türden, müthiş bir bilgi ve donanımın imzasını taşıyor. Tamamıyla her şeyi özümseyip anlamak bir tarafa, bıraktığı soru işaretlerini bile cevaplayabilmek için onlarca kitap okumak lazım. Büyüyü anlattığı kadar büyülü olduğu da muhakkak. Alıyor, götürüyor, düşündürüyor, tekrar okutuyor. Hatta tekrar okutmadan pes bile dedirtebiliyor bazen. Foucault Sarkacı.. Dünyanın döndüğünün ilk kanıtı. Sade, etkileyici ve estetik bir düzenek. Presesyon, açısal momentum, yer çekimi... Günlük hayattan çok mu uzak geldi? Değil aslında. Okuduğumuz her şey algıda seçiciliğimizi artırıyor. O kadar çok konu ve o kadar derin bilgiler var ki hepsine değinmek mümkün değil. Ama iskelet, Tapınak Şövalyeleri diye düşünüyorum. Ve tabi ki Kudüs. Tapınak Şövalyeleri ilk kez Kudüs 'te meydana gelen bir oluşum. Önce dokuz kişiler sonra sayıları giderek artıyor. Papa tarafından imtiyazlı hale getiriliyorlar. "İlk dokuzu Haçlı Seferleri' nin gizemine kapılmış idealistlerdi. Ama sonrakiler onların serüven arayan oğulları olsa gerek." Yaşayışları, yapmak ve yapmamak zorunda oldukları şeyler, hepsinden bahsediliyor. Ardından işin içine para girince Floransalı bankerlerden önce çek hesabını icat eden çok uluslu bir şirket haline geliyorlar. Haçlılardan farklılar. Onların aksine hem gittikleri yerleri çok iyi tanıyorlar, hem de oralarda neyle karşılaşacaklarını çok iyi biliyorlar. 1291'de Kudüs 'ün ellerinden çıkmasıyla, Avrupa' nın dört bir yanına dağılıyorlar. Daha sonra farklı ülkelerde yakalanıp, tutuklanıp infaz ediliyorlar. Ve böylece Tapınak Şövalyeleri tarihe karışıyor. Mu acaba? Bu kadar basit miydi? Gerçekten bitmiş miydi her şey? Tabi ki hayır! Belki de tam olarak buradan başlıyor. Antik kelt bilgisi nedir? Peki ya Graal, taş mıdır, kutsal kase mi? Cizvitlik? Magnetizm? Martinizm? Felsefe taşı? Eklektizm? Gül-Haçlılar? Masonlar? "Saman arabasından 36 yıl sonra, 1344 yılının Ermiş Yuhanna gecesi, beyaz pelerinli şövalyeler, yeniden inançlarına dönen Prains Şövalyelerinin öç almaları için altı mühürlü mesaj, altı yerde altı kez altı, her kez yirmi yıl arayla toplam yüz yirmi yıl, plan bu. Birinci kaleye, sonra ekmek yiyenlerin bulundukları yere, sonra sığınağa, sonra ırmağın ötesindeki Meryem Ana 'ya, sonra poplikanların barınağına, sonra taşa... Düşünelim, kaçan Tapınakçıların yerinde siz olsaydınız, ikinci grubu oluşturmak için nereye giderdiniz? " Portekiz? İngiltere? Almanya? Bulgaristan? Kudüs? Peki, ne zaman sıra Shakespeare' e geliyor? " Ermiş Yuhanna Yortusu, Bir Yaz Gecesi Rüyası. " Şimdi böyle düşünüp tekrar okumak lazım. :) Sonra Hasan Sabbah ve Haşhaşilik karşımıza çıkıyor. Taş acaba Alamut mu? Ve daha neler neler.. Spoiler verdiğimi düşünmeyin, yazdıklarım devede kulak etmez. "Bizim sorunumuz giz içinde gizdir. Bir gizin gizi, ancak başka bir gizin açıklayabileceği bir giz; bir gizin gizlediği bir gize ilişkin bir giz." (Cafer üs-Sâdık, Altıncı İmam) İşte özeti bu. Keyifli okumalar.. (Liliyar)

Şadan Karadeniz'in çevirisinden okuduğum bu kitap diğer Eco kitaplarından daha yalın bir dile sahip. Ancak gerek konuyu ele alış şekli, gerek işlediği konu bakımından okuyucuyu çok fazla yan okuma yapmaya mecbur bırakıyor. Kabala, Yahudilik kavramından tutunda çeşitli Gnostik tarikatlara, haşhaşilere ve hatta kitaba da ismini veren birçok bilimsel konuya değinen bir kitap. Çok geniş bir yelpazede olayları aktarmaya çalıştığı için zaman zaman bağlamdan kopulmasına karşın bütün bunlar kitabın gizemcilik öğesini doğru bir dille okuyucuya aktarmasına engel olmamaktadır. Eco'nun diline aşina herkese önerebileceğim güzel bir kitap. (Nazlı Kaygusuz)

Komplo teorileri, gerçek bir plan,gizin içinde bir giz.: Dünyada her şey birbirleriyle bağlantılı mıdır? Bir plan kurmak,bu planı uygulamak planın gerçek olduğu anlamına gelir mi? Ya yaşadığımız dünya tamamen bir komplo teorisinden ibaret ise? Komplonun komplo olması için bir gize mi ihtiyaç vardır? Umberto Eco'nun yazımı 8 yıl süren,ayrıntılı araştırma gerektiren, içinde bir çok kütüphaneye bedel bilgiler barındıran,500 yıllık bir serüveni anlatan Foucault Sarkacı bu soruları sormakla kalmıyor,sizi bir planın içerisine dahil ederek aynı zamanda cevapları da vermenizi sağlıyor. Kitap ,Bir filolog olan Casaubon'ın Paris'te bulunan Foucault Sarkacı'na gitmesiyle başlıyor. Sarkacı gözlemleye gelen,oradaki görevlilerden gizlenen Casaubon flash-back ile bizi geçmişe götürüyor. Casaubon ,Yayınevinde editör olarak çalışan Belbo ve Diotallevi ile tanışarak hazırlamakta olduğu bir tez için onlardan yardım istiyor,bir gizemin peşinden koşan üç arkadaşa bu konuda yardımcı olan biri daha var; Abulafia adında bir bilgisayar. Tabii bildiğimiz bilgisayar değil bu, şifreler çözen,şifreler oluşturan, mükemmel bir plan yaratan süper bilgisayar. "Gerçekten bir Plan varsa, başarısızlığa uğramak söz konusu değildir." Tez'den yola çıkarak bir gizemin peşine düşen üç arkadaş,kendilerini kontrol edemedikleri bir planın içerisinde buluyorlar. Komplolar ve Gizlerle dolu bir çok şey karşılarına çıkıyor; Kabbala,Tapınakçılar, Gül- Haç kardeşliği, Gizli Örgütler, Yuvarlak Masa Şövalyeleri, Haşhaşiler, Masonlar, Cizvitler.. Haçlı Seferleri,2.Dünya Savaşı,Sağ-sol çatışması,Çarlık Rusya... Hitler, Newton ,Bacon, Hasan Sabbah, Shakespeare... Yahudiler, Hristiyanlar, Müslümanlar Kudüs, Mısır ,Paris, Milano... Mistisizm, Faşizm.. ve daha bir çok şey.. İnanın bu saydıklarımın hiçbiri rastgele değil,hepsi birbiriyle bağlantılı.. "her zaman, her yerde, her şeyle her şey arasında bağıntılar bulur; dünya ansızın, her şeyin her şeye yollama yaptığı, her şeyin şeyi açıkladığı bir akrabalıklar ağına dönüşür.." Kitap, toplam 10 bölümden oluşuyor. Eco Kabbala'da ki Sefirot Ağacından esinlenerek oluşturmuş bölümleri.Hayat ağacı anlamına gelen Sefirot Ağacı 10 kutsal sözden oluşuyor. Kabbala öğretisine göre Tanrı bütün kainatı Sefirot vasıtasıyla yaratmıştır. 1. Keter (Taç) 2. Hokhmah (Akıl, hikmet, bilgelik) 3. Binah (Anlayış) 4. Hesed (Merhamet) 5. Gevurah (Adalet) 6. Tiferet (Güzellik) 7. Nezah (Zafer) 8. Hod (İhtişam) 9. Yesod (Temel) 10. Malkut (Krallık) Peki Foucault Sarkacı neydi? Kitaba da ismini veren Faucault Sarkacı, Léon Foucault tarafından dünyanın ilk defa kendi ekseni etrafında döndüğünü kanıtlayan bir tür deneysel bir düzenek. Sarkaç, düz dünyanın sonu diye nitelendiriliyor.. Bilimin ve tarihin sentezlendiği,okunması için üst düzey bir alt yapı isteyen bir kitap Foucault Sarkacı. Bir kitap okumakla kalmıyorsunuz sadece, bir kütüphane devirmiş gibi hissediyorsunuz. Okuduğunuz her sayfada sürekli araştırma gereksinimi duyuyor,araştırdıkça öğreniyor,öğrendikçe sorguluyorsunuz. Ben de uzun zamandır tanışmak istediğim Eco ile Sarkaç yolu ile tanışmış oldum,benim için çok keyifli ve verimli bir okuma süreci oldu.14 günlük sürede okusam da hayatımın geri kalanında en az bir 14 defa daha okumam gerekecek,inanıyorum ki her okumamda daha çok keyif alacağım,gizlerle dolu bir dünyada kendimi daha iyi bulacağım. Kitabın dili olabildiğince akıcı, bana göre kurgusal olarak da gayet hızlı ilerleyebilir. Ancak kitabı okumaya gerekli bilgi donanımına sahip değilseniz,sözlük yardımı almadan ve araştırma yapmadan okumanız mümkün değil. Eğer okuyacağım her kitap beni bir üst seviyeye çıkarsın,her sayfa beynime bir darbe gibi insin diyenlerdenseniz, bence kitabı okumak için çok zaman kaybetmeyin,şimdiden keyifli okumalar diliyorum... (Sinan)

Foucault Sarkacı PDF indirme linki var mı?

Umberto Eco - Foucault Sarkacı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Foucault Sarkacı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Umberto Eco Kimdir?

Umberto Eco (d. 5 Ocak 1932, Alessandria), İtalyan bilim adamı, yazar, edebiyatçı, eleştirmen ve düşünür. Takma ismi Dedalus'tur.

Dünya kamuoyunun gündemine Gülün Adı ve Foucault Sarkacı gibi romanlarıyla giren İtalyan yazar, aynı zamanda Orta Çağ estetiği ve göstergebilim dalının ustalarındandır. Eco, 1971'den bu yana Bologna Üniversitesi'nde profesör olarak çalışmaktadır ve yapısalcılık sonrası göstergebilim gelişmelerine önemli katkılarıyla tanınmaktadır. Eco, yüksek lisans ve doktora çalışmalarını Thomasçılık akımı ve bu akımın estetik anlayışı üzerine yaptı. Tarihçi, filozof, Orta Çağ uzmanı, James Joyce üzerine derin araştırmalar yapmış bir yazar. Yazarın ilk romanı Gülün Adı 1980'de yayımlandı. 1962'de Torino Üniversitesi'nde doçent, 1969'da ise Floransa Üniversitesi'nde görsel iletişim dalında profesör oldu. 1971'de Bologna Üniversitesi'ne geçti ve 1975 yılında bu üniversitenin Gösteri ve İletişim Bilimleri Enstitüsü'nün başına getirildi.

Eco'nun çalışmaları 1960'ların ortasından itibaren avantgarde yapıtlara, kitle kültürüne yönelmiştir. Son dönemlerde ise, güncel olay ve olguları da ele alan çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalar arasında edebiyat eleştirileri, tarih ve iletişim yazıları önemli bir yer tutmaktadır. Eco özellikle tarih bilgisiyle süslediği eserlerinde tam bir ustalık gösterir. Özellikle Baudolino adlı eserinde Bizans ve IV. Haçlı Seferi hakkındaki anlatılar sürükleyicidir.

Roland Barthes'tan sonra, "ayrıntıların anlamı" ya da "ayrıntıların sosyolojisi" adı verilen bir anlayışın önemli köşe taşlarından birisi olan Umberto Eco'nun pek çok eseri Türkiye'de yayınlandı.

Kasım 2005 ve Haziran 2008 tarihlerinde ABD'den Foreign Policy ve İngiltere'den Prospect dergilerinin internet üzerinden okuyucu anketleri ile oluşturduğu Dünyanın ilk 100 entellektüeli listelerinde, 2005 yılında 2., 2008 yılında 14. sırada yer almıştır.

Umberto Eco Kitapları - Eserleri

  • Gülün Adı
  • Foucault Sarkacı
  • Sıfır Sayı
  • Prag Mezarlığı
  • Baudolino
  • Beş Ahlak Yazısı
  • Tez Nasıl Yazılır?
  • Yanlış Okumalar
  • Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın
  • Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti
  • Önceki Günün Adası
  • Yorum ve Aşırı Yorum
  • Somon Balığıyla Yolculuk
  • Ortaçağ'ı Düşlemek
  • Cecü'nün Yer Cüceleri
  • Kraliçe Loana'nın Gizemli Alevi
  • Günlük Yaşamdan Sanata
  • Düşman Yaratmak
  • Genç Bir Romancının İtirafları
  • Ortaçağ Estetiğinde Sanat ve Güzellik
  • Çirkinliğin Tarihi
  • Ortaçağ 1
  • Güzelliğin Tarihi
  • Felsefe Tarihi-1
  • Budalalıktan Deliliğe
  • Antik Yunan
  • Açık Yapıt
  • Edebiyata Dair
  • Ortaçağ 2
  • Antik Yakındoğu
  • Efsanevi Yerlerin Tarihi
  • Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı
  • Popüler Roman Kahramanları
  • Ortaçağ 4
  • İnanç ya da İnançsızlık
  • Devlerin Omuzlarında Milano Dersleri
  • Yengeç Adımlarıyla Sıcak Savaşlar ve Medyatik Popülizm
  • Nişanlılar
  • Ortaçağ 3
  • Mimarlık Göstergebilimi
  • Esperanto ve Çokdilli Bir Gelecek
  • 16. Yüzyıl Rönesans Çağı
  • Antik Roma
  • Ertelenmiş Kıyamet
  • Alımlama Göstergebilimi
  • Felsefe Tarihi 3
  • Bitkisel Hafıza ve Bibliyofili Üzerine Diğer Yazılar
  • Esselər
  • Experiences in Translation
  • Turning Back the Clock
  • Zamanların Sonu Üstüne Söyleşiler

Umberto Eco Alıntıları - Sözleri

  • Kendisi gibi zorbalara yardım ediyor, her türlü suçu işliyordu ve bütün bu kötülükleri de kendi zevki için yapıyordu. Size hangi kötülükleri, ne şekilde ve kaç kez yaptığını tam olarak söylemem olanaksız, ama onun nasıl biri olduğunu bugünkü koşullarda soyleyecek olursak, yasadışı örgütlerle uyuşturucu ticareti yapan ve gizli baskınlar düzenleyerek soygunlara karışanı biri olduğunu varsayabiliriz. Ve ayrıca, hakimleri ve devlet çalışanlarını satın aldığından (ki o zamanlar yolsuzluklar almış başını gidiyordu) hiç kimse onu hapse atmayı başaramıyordu. Onu tanımanız için yeterince açıklayıcı oldu mu? (Nişanlılar)
  • “Nesnenin güzelliğini belirleyen şey, bilen öznedir.” (Ortaçağ Estetiğinde Sanat ve Güzellik)
  • "İlk romanımı yazdığım sırada birkaç şey öğrendim. İlki şu: "İlham", sanatsal açıdan saygın görünebilmek için hilebaz yazarların başvurduğu kötü bir kelimedir.Eski bir söz vardır,dehanın yüzde onu ilham,yüzde doksanı terdir,der.Fransız şair Lamartine'in en iyi şiirlerinden birini nasıl yazdığından sıkça söz ettiği söylenir: Bir gece ormanda gezinirken şiirin ani bir ilhamla, aklına eksiksiz geldiğini öne sürermiş.Ölümünden sonra çalışma odasında o şiirin pek çok versiyonunu bulmuşlar,yıllar boyu yazıp yazıp düzeltmiş şiirini. (Genç Bir Romancının İtirafları)
  • Hakiki bir şeylerin varlığına olan inanç, insanoğlunun hayatta kalması açısından elzemdir. Eğer birileri bizimle konuşurken doğru veya yanlış konuştuklarından emin olmasak, ortak hayat mümkün olmazdı. Bir kutunun üzerinde "Aspirin" yazıyorsa, striknin içermeyeceğinden de emin olamazdık. (Düşman Yaratmak)
  • Bir yapıt, yapıt olarak kaldığı sürece açık bir yapıttır, bunun ötesinde açıklık yalnızca gürültü olur. (Açık Yapıt)
  • Sıradan insan, öğrenmeyi reddeder fakat oğlunu okutmaya kararlıdır. (Yanlış Okumalar)

  • Ancak modern dünyanın kastettiği anlamda Avrupa’dan söz edebilmek için, Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasını ve Romalı barbar krallıkların doğuşunu beklemek gerekecektir. (Avrupa Kültüründe Kusursuz Dil Arayışı)
  • Kitle insanının başlıca özelliği bilme aşkıdır,bilgiye düşkünlüğüdür. (Yanlış Okumalar)
  • Derin bir üzüntü yaşadığınız bir sırada, bir komedi filmi gördüyseniz, kişinin böyle bir durumda eğlenmesinin çok güç olduğunu bilirsiniz; bununla da kalmaz, aynı filmi yıllar sonra yeniden görüp, gene gülmeyebilirsiniz, çünkü her görüntü size ilk deneyiminizdeki üzüntüyü anımsatacaktır. (Anlatı Ormanlarında Altı Gezinti)
  • Aristoteles'e göre hem bireyin hem de şehrin en üstün iyiliği mutluluktur (eudaimonia), mutluluk da insanın kendine özgü yetenekleri mümkün olabilecek en iyi şekilde icra etmesi, yani erdem (aretē) veya mükemmelliktir. İnsan sadece zihne (dianoia) değil, en iyi şekilde uygulanmaya alışılınca karakteri (ēthos) oluşturan yeteneklere de sahip olduğundan, erdemleri zihinsel (zihnin mükemmelliği) ve ahlakidir (karakterin mükemmelliği). (Felsefe Tarihi-1)
  • Bu profesyonel çevre kısa süre içinde yeni bir klasisizm akımını teşvik eden elit kültüre dönüşür. XIII ile XIV. yüzyıllar arasında İtalya'nın tama­mında rastlanan bu türden sayısız örnek arasında Friedrich döneminde Sicilya'da Pier delle Vigne (1190-1249), Napoli'de Paolo da Perugia (?-1348), Roma'da Landolfo (1250-1331) ve Giovanni Colonna (1298-1343), Toscana'da da Geri d'Arezzo (1270-1339) yer alır. Ancak klasik yazarla­rın yeniden rağbet gördüğünün en önemli göstergeleri, özellikle Alp Dağ­ larının kuzeyindeki kültürle doğrudan temasla, saygın üniversiteler(Bo­logna ve Padova) ve zengin kitap koleksiyonlarının (Verona Din Meclis Kütüphanesi ile Pomposa Manastır Kütüphanesi) katkısıyla giderek can­lanan Lombardiya-Veneto bölgelerindeki şehir devletlerinde görülür. Ö­zellikle Padova, hakim Lovato Lovati (1241 -1309) ile çevresinin antikçağ ve filoloji alanlarında yürüttüğü araştırmaları temel alan ve hümanizm belirtileri göstermeye başlayan bir estetiğin yayıldığı bir merkez haline gelir. Kısaca antikçağ tutkusu olarak tanımlanabilecek rotayı Lovato belirler; bu sürece unutulmuş metinlerin yeniden keşfe­ dilip uyarlanması da (Catullus, Lucretius, Martialis, Properti­us, Tibullus, Valerius Flaccus'un eserleri, Livius'un IV. kitabı, Horatius'un Carmina'si [Şiirler), Ovidius'un Ibis'i, Seneca'nın trajedileri, Statius'un Silvae eseri), Titus Livius'un kitabesinin ve Padova'nın efsane­vi kurucusu Antenor'un mezarının günışığına çıkarılıp gerçekliğinin ka­ nıtlanması da dahildir. Böylece klasik yazarların taklidi yoluyla, Latin şiirinin yerel dillerdeki şiire üstünlük sağlaması amaçlanır. (Ortaçağ 3)
  • ... fiziksel anlamda anı, bir kayıttır, düzeni korunan, deyim yerindeyse dondurulmuş bir organizasyondur. (Açık Yapıt)
  • ''...herkesin ödün vermeksizin bize asla bakmamaya ve yokmuşuz gibi davranmaya karar verdikleri bir cemaatte yaşasak ya ölür ya da çıldırırdık.'' (Beş Ahlak Yazısı)

  • Vanitas vanitatum .. dixit Eccelesiastes . Vanitas vanitatum et omnia vanitas (Yengeç Adımlarıyla Sıcak Savaşlar ve Medyatik Popülizm)
  • Hayvanlar kurtarılmaya değsin diye onları insansılaştırıyor, oyuncaklaştırıyoruz. Kural olarak yabanıl ve etobur olsalar bile, hayatta kalmaları gerektiğini kimse söylemiyor. Hayır, onları sarılabilinir, gülünç, iyi huylu, uysal, bilge ve terbiyeli yaparak saygınlık kazandırıyoruz. (Somon Balığıyla Yolculuk)
  • Sık sık, kitaplarımın olduğu bir odaya girer ve onlara sadece bakarım, tekine bile dokunmadan. Ne olduğunu ifade edemeyeceğim bir şey geçer bana. Hem kafa karıştırıcı hem de iç rahatlatıcı bir durumdur. (Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın)
  • Günün birinde herkes bir gezegenden ötekine yolculuk yapabilsin diye yıldızları fethetmek istiyorlarmış; çünkü Dünya artık çok sıkışık bir yer haline gelmiş ve kalabalık gitgide artıyormuş. (Cecü'nün Yer Cüceleri)
  • "Savaş patlamak üzereydi ,bu durumda pencereyi karartıp radyoya yapışmak mı gerekiyordu ??? ... "Radyonun sesini kıs lütfen yüreğimin atışını duymak istersen " (Kraliçe Loana'nın Gizemli Alevi)
  • çünkü her gerçek her kulağa göre değildir (Gülün Adı)
  • Gerçekten de, unutmanın iyi olacağı bir şeyin üstünde gereğinden çok düşünüp durmaktansa, elinden gelirse unutmak en iyisi. (Gülün Adı)

Yorum Yaz