Gazi ve Latife - İsmet Bozdağ Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Gazi ve Latife kimin eseri? Gazi ve Latife kitabının yazarı kimdir? Gazi ve Latife konusu ve anafikri nedir? Gazi ve Latife kitabı ne anlatıyor? Gazi ve Latife PDF indirme linki var mı? Gazi ve Latife kitabının yazarı İsmet Bozdağ kimdir? İşte Gazi ve Latife kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: İsmet Bozdağ
Yayın Evi: Tekin Yayınevi
İSBN: 9789754781830
Sayfa Sayısı: 255
Gazi ve Latife Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Atatürk, 'Gazi Mustafa Kemal' günlerinde, İzmir'de bir genç kızla tanıştı ve evlendi. 2 yıl, 6 ay, 4 gün birlikte yaşadılar. 25 Ağustos 1925 günü, Latife Hanım: "Latife Gazi Mustafa Kemal" olarak çıktığı İzmir'den; sadece 'Latife' olarak yine İzmir'e dönüyordu. Nasıl tanıştılar, nasıl yaşadılar, niçin ayrıldılar? Bu konuyu çok insan yazmaya heveslendi. Başaramadılar. Çünkü Latife Hanım: "Özel hayatımdır, yayınlayamazsınız" diye girişimleri, mahkeme kararı ile durduruyordu. Biz, bütün kaynakları kullanarak bu kitabı yazdık ve HÜRRİYET Gazetesinde yayınladık. Latife Uşaklıgil yayını durdurma girişiminde bulundu: "Biz, sizin hayatınızı değil, Atatürk'ün evlilik hikâyesini yazdık ve yayınladık" savunusu ile yayını sürdürdük ve bu yayın - kitap olarak- bugün elinizdedir. Bu kitabın bir başka özelliği daha var. Kitap, Atatürk'ün bütün özelliklerini: Tutalım, sigara içerken, ne zaman ne yapmadığını; yatağına pijama ile mi, gecelikle mi girdiğine varıncaya kadar titiz bir gerçekçilikle saptanmış ve işlenmiştir. Bu kitapta: İnsan Mustafa Kemal var.
Gazi ve Latife Alıntıları - Sözleri
- "Tat yok gecesinde, gündüzünde. Ben neyleyim bu yeryüzünde."
- Birden yıllar önce okuduğu bir şiir hatırından geçti: "Bir çoban her gece sırtüstü yatar uyuyuncaya kadar gökyüzünde beğendiği yıldızları uzanıp uzanıp koparır, cebine doldururmuş.Sabahleyin sevinç içinde uyanır elini cebine atarmış.Bir de bakarmış ki cebi çakıl taşları ile dolu." "Ama yılmamış usanmamış yıldız koparmaktan çoban!..Nasıl olursa olsun bir sabah cebinde yıldız bulacağına inanmış... Elini cebine atmış bir de bakmış ki hiçbir şey yok!.. Çakıl taşları bile.Yüreği parça parça olmuş çobanın; yanaklarından süzülen yaşları silmek için boş elini çıkarıp bakmış!.. Bir de ne görsün!..Avucunda gökyüzü gibi yusyuvarlak bir sarı yıldız ışığı..." Latife kendi kendine konuştu: "Sen geceleri mavi yıldız koparan çocuktun!...Şimdi avuçlarında gökyüzü gibi bir Mustafa Kemal var!.."
- Velhasıl öyle bir temizlik ki, belki İzmir kuruldu kurulalı hiçbir evde yapılmamıştır. Tevrat'a göre Tanrı dünyayı altı günde yaratmış yedinci günü dinlenmiş ya beyaz köşkün temizliği yedinci gün de sürdü.
- _Çok sade bir evlenme yaptık.Siz de öyle bulmadınız mı?Çünkü bizde evlenmelerin çoğu aile için yıkımdır. Büyük masraflar yapılır, bu yüzden birçok insan evlenmez bile.Bizim dini bayramlarımız da masraflı geçtiğinden "iki bayram arasında nikah olmaz" diye bir töremiz de var. Neden olmaz? Çünkü iki masrafa bir üçüncüsü eklenirse buna kese dayanmaz da onun için.Ben evlenmemi çok sade tutarak halkıma örnek olmak istedim.Balayımızıda şehir şehir,kasaba kasaba gezerek, halkın dileklerini dinleyerek yaptık.Bundan güzel balayı olur mu?
- Zübeyde Hanım Latife'nin avucunda tuttuğu elini bırakmadan Mustafa Kemal Paşa'ya benzeyen gözleri ile Latife'ye yaklaştı. _ Gel bu sırrı senin kulağına söyleyeyim, dedi ve sesini biraz daha yavaşlatarak ve göz kırparak: _ İnsan güzele baktıkça güzelleşir!..
- Latife'nin durumu çok güçtü.Hem Gazi'nin annesini ağırlıyor,hem bir hasta kadını ağırlıyor,hem de kendisini sevmeyen bir kadına bakıyordu. Duygularına kendisini bıraksa Zübeyde Hanım kimin annesi olursa olsun bakımını personele bırakır, odasına bile uğramazdı ama durum duygularını ağırlık vermek için elverişli değildi. Üstelik tasavvur edilen evlenme yalnız kendisi için önemli değil ailesi içinde önemliydi.Aile bu evlilik yapılamazsa aşağılanacakmış gibi bir duyguya kapılmıştı.
- Savaş zafer kazanmak için değil amaca ulaşmak için bir vasıtadır.Eğer savaşın milli bir amacı yoksa katliamdır. Mustafa Kemal Atatürk
- Mütemadiyen güneş altında yaşayanlar, uzun bir karanlığın ne müthiş bir uçurum olduğunu bilmezler.
- “Uyuyamıyordu Latife...Kapalı gözleri,alnına düşen sarı saçlarıyla daha da güzel görünen kocasına bakarak evliliğini düşünüyordu. Evet, seviyordu bu sarışın adamı! Ve her seven kadın gibi de kıskanıyordu. Kıskançlığının bir sınırı yoktu, hayır...Kadınlardan kıskanıyordu,erkeklerden kıskanıyordu,işinden kıskanıyordu,neredeyse taştan,topraktan kıskanıyordu!Mecazlı bir duygu idi bu! Kocası köşke neşeli gelse,neşesini bile kıskandığı için, hemen surat asmaya başlıyordu.......Ama yorgunsa, ama sinirliyse, ama- hele- , mahzunsa, Latife’nin davranışlarına hiç diyecek yoktu. Öyle anlarda bir şefkat perisi kesiliyor, sevgi gösterileri yapıyor, kocasını sözle,hareketle oyalamaya koyuluyordu.”
- Evet,seviyordu bu sarışın adamı ve her seven kadın gibi de kıskanıyordu. Kıskançlığının bir sınırı yoktu, hayır... Kadınlardan kıskanıyordu, erkeklerden kıskanıyordu,işinden kıskanıyordu, neredeyse taştan topraktan kıskanıyordu!Mecazlı bir duyguydu bu. Kocası köşke neşeli gelse neşesini bile kıskandığı için hemen surat asmaya başlıyordu. Ama yorgunsa ama sinirliyse ama hele mahzunsa Latife'nin davranışlarına hiç diyecek yoktu.Öyle anlarda bir şefkat perisi kesiliyor.Sevgi gösterileri yapıyor. Kocasını sözle,hareketle oyalamaya koyuluyordu.
Gazi ve Latife İncelemesi - Şahsi Yorumlar
”Hayatımda yaptığım hatalardan biri de evlenmektir ! İşte görüyorsunuz! Ordular yönettim; ama bir kadını yönetemiyorum! Okumuş da olsa,iyi aile de olsa, sonunda kadın yine kadındır!...Bir devlet adamına eş olmak ,belki zor bir zanaat...Fakat bir devlet adamının eşi olarak, kendisine ne yapmak düştüğünü bilmemek, acıklı bir şey!” .......Mustafa Kemal Atatürk’ün, Latife hanımla tanışması, evlenmesi ve evlilik hayatını İsmet Bozdağ çok akıcı ve çarpıcı bir şekilde kaleme almış...Kaynak olarak başta Salih Bozok,Kılıç Ali ve daha birçok arkadaşının anılarından faydalanılarak yazılan bu kitabı çok severek ve şaşırarak okudum... (Perihan Çalıktosun)
Ulu önderin belki de hayatı boyunca istediği gibi olmayan tek konu evliliğiydi. İsmet bozdağ süreci güzel aktarmış. Atamın da bir insan olduğu ve onun bile bazen bazı şeylere engel olamadığı bu kitapta anlatılmakta. (FestinaLente)
Kitabı okumadan önce Atatürk'ün Fikriye'ye haksızlık ettiğini seziyordum. Okuyunca emin oldum:) Bir Ülkeyi kurtarsanız, zekanızla büyük işler başarıp, dünyanın en sevilen önderlerinden de olsanız "kadın" konusunda seçimleriniz yanlış olabiliyor. Latife de buna bir örnek. Sıradan bir erkek olarak değerlendirirsek; her ne kadar Latife huysuzun tekiyse de Gazi'ye, Fikriye'ye yaptığı yanlışın bedelini Latife ödetmiş gibi duruyor:) Sorunları çok olan bir ülkeyi önce kurtarıyor sonra yapılandırıyorsunuz. Bu çok ciddi özveri ister özel yaşamdan. Kitabı okurken arkası yarın dizileri gibi heyecanlandım. Anla Atam artık bu kadınla aynı yolda yürüyemezsin diye bekledim satır aralarında. Atanın yaveri Salih Bozok'un anıları ana kaynak alınarak yazılmış. Bağlantılar güzel kurgulanmış. Mutsuz, geçimsiz bir evliliğin içinde yaşamış gibi oldum. Başarılı bir iş çıkarmış yazar. Bilgilerin doğruluğunu bilemem, tarihi gerçekleri farklı şekillerde yansıtabiliyor araştırmacılar. Özellikle de özel yaşam olunca gerçeği bilemeyiz. Atanın yaptıkları tarih dersinde anlatıliyor. Burada insani bir bakış var. Farklı açıları sevenler için öneririm. Akıp giden bir kitap. Latife'ye sinirlensemde okurken, kitaptan keyif aldım. Ne demiş şair; "Yol arkadaşını iyi seçmeli insan, Seçemeyenlerin çoğu, YOL YORGUNU." (HD)
Gazi ve Latife PDF indirme linki var mı?
İsmet Bozdağ - Gazi ve Latife kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Gazi ve Latife PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı İsmet Bozdağ Kimdir?
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, Gazetecilik Enstitüsü mezunu. Çalışma hayatının ilk dönemlerinde memuriyet, gazetecilik ve oyun yazarlığı yaptı. Yazmış olduğu 23 oyun, 1940-1952 yılları arasında Ankara Radyosu’nda yayınlandı. Daha sonraki dönemlerde araştırmacılığa yöneldi, bilgi birikimlerini kitaplaştırarak önemli eserler meydana getirdi.
Eserleri
Gönderilmemiş Mektuplar, (1943, şiir),
Üç mum Yandı, (1972, şiir),
Başvekilim Menderes,
Sultan Abdülhamid'in Hatıra Defteri, (1974)
Atatürk ve Eşi Latife Hanım, (1975)
Bitmeyen Devlet Kavgası Atatürk İnönü Bayar Çekişmeleri,
Atatürk'ün Sofrası,
Abdülhamid'in Hatıra Defteri,
Demokrat Parti ve Ötekiler,
Kemal Tahir'in Sohbetleri, (1980)
Atatürk'ün Anıları,
The Ard İdea,
Üçüncü Çözüm,
İşte Japon Modeli,
Sovyet Marksizmi, Çin Marksizmi ve Türkiye Gerçekleri,
Osmanlı Devlet ve Toplum yapısı,
Bir Darbenin Anatomisi/ 27 mayıs İhtilali,
Demirkırat Aldatmacası,
Değişim Şafağı,
Mustafa Suphi'yi kim Öldürdü?,
Osmanlıların Son Kahramanları,
Abdülhamid'in Eşi Pesendun Hanım'ın Anıları,
Beyaz Arılar.
Atatürk’ün Avrasya Devleti,
Gazi ve Latife,
İsmet Bozdağ Kitapları - Eserleri
- Latife ve Fikriye
- Gazi ve Latife
- Sultan Abdülhamid'in Hatıra Defteri
- Atatürk Sofrası
- Bilinmeyen Atatürk - Celal Bayar Anlatıyor
- Bitmeyen Devlet Kavgası Siyasal Kıyamet
- Tarihin Vicdanını Sızlatan Soykırım Yalanı
- Atatürk'ün Evrensel Boyutları
- Kemal Tahir'in Sohbetleri
- Nutuk Öncesi Atatürk Konuşuyor
- Kürt İsyanları
- İşte Atatürk'ün Türkiyesi
- Atatürk'ün Avrasya Devleti
- Darağacında Bir Başbakan
- Harem Penceresinden 2.abdülhamit
- Osmanlı'nın Son Kahramanları
- Bir Darbenin Anatomisi
- Bilinmeyen Yönleriyle Celal Bayar
- Menderes Menderes
- Atatürk'ün Ergenekon'u Avrasya Devleti
- Derin Devlet Cehenneminde Düşünmek Can Bahası
- Basın: Kurt Mu? Kuzu Mu?
- Darağacında Bir Başbakan: Menderes
- İşte Atatürk'ün Türkiyesi
- Soykırım Mı? Hodri Meydan! Atatürk'ten Soykırım İddialarına Cevaplar
- Değişim Şafağı
- Celal Bayar Zaferlerle ve Şereflerle Dolu Bir Hayat
- Kemal Tahir'in Sohbetleri
- İnsanlığın Son Çerçevesi
- Bir Çağın Perde Arkası: Atatürk-İnönü - İnönü-Bayar
- Atatürk ve Eşi Latife Hanım
- Yıldızların Arkası - Beyaz Arılar
- Demirkırat Aldatmacası
- Tarih Yarındır
- İslam ve insan
İsmet Bozdağ Alıntıları - Sözleri
- Gazi Mustafa Kemal Paşa; "Tarihte görülmüş birliklerin en üstününü" kurmak amacındaydı! Bu fikri, vicdanında bir sır gibi saklıyor, bütün hareketlerini o noktayı hedefleyerek gerçekleştirmeye çalışıyordu. Ama her şeyin bir zamanı vardı. (Atatürk'ün Ergenekon'u Avrasya Devleti)
- "Bana "ölenle ölünmez" diyorlar. Ben ölenle ölmüyorum ki... Yaşayamadığım için ölüyorum! Siz, oksijensiz bir dünyada yaşayabilir misiniz?.. İşte Mustafa Kemal Paşa benim hayatım için oksijendi!." (Latife ve Fikriye)
- İnsancıl gaye uğruna kendisini alaşabilen her insan kahramandır. (Atatürk'ün Evrensel Boyutları)
- "Gerçekten Kafkasyalılar, Karadeniz limanlarına sürüler halinde yığılmışlardı." (Tarihin Vicdanını Sızlatan Soykırım Yalanı)
- «bir kristalle bir taş çarpışmış, taş kristali kırmış!.... Taş mı değerli, kristal mi, diyorum size... Hadi, cevap isterim!...» (Kemal Tahir'in Sohbetleri)
- «Benim öfkemi kabartan, bizim Marksistlerimizin, Batı'da neyin niçin yapıldığını bilmeden memleketimizde de aynı şeylerin yapılmasını istemeye kalkmalarıdır. 'Toprak dağıtılsın' deniyor. Dağıtılacak olan toprak, kimin toprağıdır bir kere... Bizimkilere sorarsan, «ağaların toprağı» derler hiç duraksamadan. Oysa bizde toprakların büyük bölümü Devlettedir. İnandıkları ideolojiye göre Devlet'de olması gereken bir şeyi 'dağıtalım' demek, ya ideolojiden habersiz olmak, ya da neyin niçin yapıldığını bilmemektir.» (Kemal Tahir'in Sohbetleri)
- Atatürk'ün "Nutuk"u, hemen her aydının kitaplığında baş köşeyi tutar. Ancak "Nutuk", 19 Mayıs 1919'dan bu yana Atatürk'ün asker ve politikacı olarak düşüncelerini ve eylemlerini yansıtır. Kurtuluş Savaşı'mızın tarihidir. Ama bunun bir de "öncesi" var; Nitekim Mustafa Kemal Paşa, "Amasya Mülakatı" masasına oturduğu zaman, Anafartalar kahramanı, Yıldırım Orduları Başkomutanı ve Anadolu'nun yarısına resmen sözü geçen bir Ordu Müfettişi idi. (Nutuk Öncesi Atatürk Konuşuyor)
- "Devlet,ağacın dalı gibidir.Gövde ile bütünleşebildiği ölçüde yaşar,ayrıldığı ölçüde yalnız kalır." (Atatürk'ün Evrensel Boyutları)
- Yeri gelmişken söylemeliyim ki benim en iyi anlaştığım dostlarımdan biri İsmet olmuştur. Onun için bu buluşmanın boşuna olmadığını anlamıştı. (Nutuk Öncesi Atatürk Konuşuyor)
- Şöyle böyle on yıl oldu. Yani, sürdüğüm padişahlığın üçte biri… Eserlerimin üçte değil onda birini vücuda getirdiler mi?… (Sultan Abdülhamid'in Hatıra Defteri)
- Çıkar kadar her an değişebilen başka bir kavram bulmak güçtür! Hele bu "çıkar" maddi ise... (Tarihin Vicdanını Sızlatan Soykırım Yalanı)
- "Bizim milletimiz, milliyetinden uzaklaşmasının çok acı cezalarını gördü. Osmanlı Devleti içinde yaşayan çeşitli milletler, milliyetlerine sarılarak kendilerini kurtardılar; Biz, ne olduğumuzu, onlardan öğrendik. Kuvvetimizi yitirdiğimiz anda bizi aşağıladılar; anladık ki, kabahatimiz kendimizi unutmamız imiş! Dünyanın bize saygı duymasını istiyorsak, önce bizim kendi benliğimize sarılmamız ve bu gerçeğe ulaştığımızı dünyaya göstermemiz lazımdır. Milli benliklerini bulamayan milletler, başka milletlerin avıdır." (Atatürk'ün Ergenekon'u Avrasya Devleti)
- _Çok sade bir evlenme yaptık.Siz de öyle bulmadınız mı?Çünkü bizde evlenmelerin çoğu aile için yıkımdır. Büyük masraflar yapılır, bu yüzden birçok insan evlenmez bile.Bizim dini bayramlarımız da masraflı geçtiğinden "iki bayram arasında nikah olmaz" diye bir töremiz de var. Neden olmaz? Çünkü iki masrafa bir üçüncüsü eklenirse buna kese dayanmaz da onun için.Ben evlenmemi çok sade tutarak halkıma örnek olmak istedim.Balayımızıda şehir şehir,kasaba kasaba gezerek, halkın dileklerini dinleyerek yaptık.Bundan güzel balayı olur mu? (Gazi ve Latife)
- Seid Abdülkadir, idam sehpasına yürümeden önce son isteği sorulduğunda, “Oğlumun idamını görmek istemiyorum. Önce beni asın” dedi. Ama, isteği yerine getirilmedi. Önce oğlu Muhammed’i astılar. . (Kürt İsyanları)
- Okuduğu amerikan kollejinde eğitim kadrosu içinde misyoner rahipler varmış.bunlar müslüman öğrenciler üzerindei şliyor ve hırıstiyan yapmaya çalışıyorlarmış. Bu gençlerin şikayeti bu idi.Çok heyecenlı idiler.Yürekten konuşuyorlardı.Gördüklerini, vatansever bir duygu ile dile getiriyorlardı.Bana misyonerlerin yakınlık sağladıkları iki ögrencinin adlarını, okul numaralarını yazdırdılar, okulları ile "Devlet " olarak ilgilenilmesini istediler. (Bir Darbenin Anatomisi)
- "Atatürk'ün Sofrası" bir çağın portresidir. Devlet, memleket ve dünya olayları, Atatürk sofrasının aynasına yansır, ulusal görüşe orada dönüşürdü. (Atatürk Sofrası)
- Doğu ülkelerinde politikacının kaderi budur: Onun istikbalinde, iktidar sandalyesi ile, darağacı, birbirinin içinde, sarmaş dolaş görünür... Ben bunlara alışmış bir insanım! (Bilinmeyen Atatürk - Celal Bayar Anlatıyor)
- Savaş zafer kazanmak için değil amaca ulaşmak için bir vasıtadır.Eğer savaşın milli bir amacı yoksa katliamdır. Mustafa Kemal Atatürk (Gazi ve Latife)
- "Hiç kimsenin kerameti kendisinde görmeğe hakkı yoktur. Bir devlet adamı, kerameti kendisinde görmeğe başladı mı, Devlet Adamlığını bitirdi demektir.” M. Kemal [İsmet Paşaya] (Bitmeyen Devlet Kavgası Siyasal Kıyamet)
- "Aradan ne kadar zaman geçti, şimdi anımsamıyorum, belki bir hafta belki on beş gün; Fikriye bir sabah yeni baştan Çankaya'ya gelmiş.."Mustafa Kemal Paşa'yı göreceğim." diye tutturmuş... Yaver Rusuhi, Latife Hanım'dan tembihli olduğu için içeri almak istememiş..." (Latife ve Fikriye)